İsrail'de dokuz asker, Gazze'den alıkonulan bir Filistinliye cinsel istismar ve işkencede bulundukları suçlamasıyla gözaltına alındı. Bu olay, aşırı sağcı silahlı kişilerin askerlerin sorgulandığı Beit Lid askeri üssünü basmasına yol açtı. Başbakan Netanyahu, askeri üsse düzenlenen baskını kınayarak sükunet çağrısında bulundu. Sde Teiman askeri üssü, Filistinli tutuklulara yönelik ağır işkencelerle anılan bir merkez olarak biliniyor.
29 Temmuz 2024

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un İsrail'e yönelik silah ambargosu çağrısına sert tepki gösterdi. Macron, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında kullanılacak silah sevkiyatının durdurulması gerektiğini belirtmişti. Netanyahu, bu çağrıyı 'utanç verici' olarak nitelendirirken, İsrail'in medeni ülkeler tarafından desteklenmesi gerektiğini savundu. Elysee Sarayı ise Macron'un İsrail'in güvenliğine bağlı olduğunu ve Netanyahu'nun ifadelerinin aşırıya kaçtığını belirtti.
6 Ekim 2024

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 7 Ekim'deki Hamas saldırılarından sonra kurduğu Savaş Kabinesi'ni feshetti. Bu karar, kabinenin iki önemli üyesi Benny Gantz ve Gadi Eisenkot'un istifalarının ardından geldi. Gantz ve Eisenkot, Gazze'deki savaşın gidişatı konusunda Netanyahu ile uzun süredir anlaşmazlık yaşıyordu. Kabinenin feshi, aşırı sağcı siyasetçilerin yeni kabinede daha güçlü olmasının yolunu açabilir ve bu durum ABD ve batılı ülkelerle ilişkilerin kötüleşmesine neden olabilir.
18 Haziran 2024

İsrail Savaş Kabinesi Üyesi Benny Gantz, Başbakan Binyamin Netanyahu'yu Hamas'a karşı savaşta başarısız olmakla suçlayarak savaş kabinesinden istifa ettiğini açıkladı. Gantz, Netanyahu'ya seçim tarihi belirlemesi çağrısında bulunarak, sonbaharda erken seçimlere gidilmesi gerektiğini belirtti. Gantz'ın istifası, merkeze yakın bir çizgide siyaset yapan son figürün de ayrılması anlamına geliyor. Gantz, Hamas'ın 7 Ekim'deki sürpriz saldırısının ardından Netanyahu başbakanlığındaki olağanüstü hal hükümetine katılmıştı.
10 Haziran 2024

İsrail'in aşırı sağcı ulusal güvenlik bakanı Itamar Ben Gvir, Batı Şeria'da halka yeni cezalar verilmesini ve İsrail hapishanelerindeki Filistinlilerin idam edilmesini talep etti. Bu açıklama, El Halil kentinde İsrail polisinin bulunduğu araca yapılan silahlı saldırının ardından geldi. Ben Gvir, Batı Şeria'da daha fazla askeri kontrol noktası kurulmasını ve Filistinlilerin sokaklarda dolaşmasına izin verilmemesini istedi. Ayrıca, Filistin yönetimini terörü teşvik etmekle suçladı.
1 Eylül 2024

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze'nin güneyindeki Refah kentine yönelik saldırıların Ramazan ayı başlamadan önce, yani 11 Mart'tan önce tamamlanması gerektiğini belirtti. İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, ordunun hazır olduğunu ancak sığınan insanların durumuna karar verilmesi gerektiğini ifade etti. Suudi Arabistan, Ürdün, Filistin ve Almanya gibi ülkeler ile ABD Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in bu harekatına karşı uyarılarda bulundu. Netanyahu, ordunun ve güvenlik teşkilatının gerekli planlamayı yapması talimatını verdi.
10 Şubat 2024

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail'in Filistin'e yönelik provokasyonlarını eleştirerek, İsrail'in bölgedeki barış çabalarını sabote ettiğini belirtti. Fidan, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun barış istemediğini ve bölgeyi ateşe vermek istediğini ifade etti. Ayrıca, Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olmak için hazırlanan dosyanın Lahey'e sunulacağını açıkladı. Fidan, İsrail'in provokasyonlarının bölgeyi daha fazla zor durumda bırakacağını vurguladı.
5 Ağustos 2024

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Maliye, Savunma ve Ulusal Güvenlik Bakanlıklarına binlerce gözaltı yerinin acilen hazırlanması talimatı verdi. Bu talimat, İsrail ordusu ve İç Güvenlik Teşkilatı Şin-Bet'in Gazze ve Batı Şeria'da 2024 yılı boyunca binlerce kişinin alıkonulacağı ve gözaltına alınacağı yönündeki değerlendirmesinin ardından geldi. 7 Ekim'den bu yana Gazze ve Batı Şeria'da gözaltına alınan Filistinlilerin sayısı 7 bin 505'e yükseldi, İsrail saldırılarında ölen Filistinli sayısı ise 31 bin 45'e ulaştı.
11 Mart 2024

ABD Başkanı Joe Biden, MSNBC kanalında verdiği bir röportajda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze'deki saldırılar ve bu saldırılarda öldürülen 30 binden fazla sivilin sorumluluğu hakkında eleştirilerde bulundu. Biden, Netanyahu'nun İsrail'e artık faydadan çok zarar verdiğini ve Gazze'deki yüksek sivil ölü sayısının Netanyahu hükümeti tarafından ciddi şekilde ele alınması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Refah'ın işgalinin kendisi için bir 'kırmızı çizgi' olduğunu belirtti ancak İsrail'in savunmasının önemini de vurguladı.
10 Mart 2024

İsrail ordusu Kara Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Tamir Yadai, kişisel nedenlerle görevinden istifa etti. Yadai, üç yıldır bu görevde bulunuyordu. İstifa talebi Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve Savunma Bakanı Yoav Gallant tarafından onaylandı. Yadai, yerine atanacak isim belirlenene kadar görevine devam edecek ancak izne ayrılacak.
3 Eylül 2024

ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü Ofisi'nin '2024 Yıllık Tehdit Değerlendirmesi' raporunda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sağcı koalisyonunun tehlikede olduğu ve koltuğundan olma ihtimalinin arttığı belirtildi. Raporda, Netanyahu'nun yönetimine duyulan güvensizliğin arttığı ve büyük protestoların beklendiği, bu durumun farklı ve daha ılımlı bir hükümet olasılığını gündeme getirdiği ifade edildi. Ayrıca, İsrail'in 'Hamas'ı yok etme' hedefine ulaşmada zorlanacağı ve ABD Başkanı Joe Biden ile Netanyahu arasında Gazze saldırılarının yoğunluğu konusunda fikir ayrılıkları olduğu kaydedildi.
12 Mart 2024

İsrail Başbakanlık Ofisi, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Başbakan Binyamin Netanyahu ve eski savunma bakanı Yoav Gallant hakkında Gazze'deki savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle tutuklama kararı çıkarmasını 'antisemitik' olarak nitelendirdi. UCM, Netanyahu ve Gallant'ın sivil halka saldırılar planladığını ve Gazze'deki halkı bilinçli olarak aç bıraktığını belirtti. İsrail, UCM'nin taraflı ve ayrımcı olduğunu iddia ederken, UCM'ye taraf olan devletler tutuklama emrini uygulamakla yükümlü, ancak mahkemenin yaptırım mekanizması bulunmuyor.
21 Kasım 2024

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında savaş suçu iddiaları nedeniyle tutuklama talebinde bulundu. Han, İsrailli yetkililerin uluslararası hukukun üzerinde olmadığını belirterek, soruşturmanın ertelenmesinin doğru olmayacağını savundu. UCM, Netanyahu'nun savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarda cezai sorumluluk taşıdığına inanmak için makul gerekçeler olduğunu bildirdi. İsrail'den ve ABD'den gelen tepkiler ise bu kararı eleştirdi.
5 Kasım 2024

Tel Aviv'de toplanan binlerce İsrailli, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun istifasını ve Gazze'deki rehinelerin geri getirilmesini talep etti. Protestolar, Netanyahu hükümetinin Gazze'deki saldırıları ve rehinelerin hala getirilmemesi nedeniyle her hafta cumartesi günü düzenleniyor. Protestocular, İsrail bayrakları taşıyarak ve hükümet aleyhinde sloganlar atarak yürüdüler. ABD istihbaratı, bu tür protestoların artacağını ve Netanyahu hükümetinin bu nedenle zor durumda olduğunu belirtti.
31 Mart 2024

İsrail Başbakanı Netanyahu, Golan Tepeleri'ne düzenlenen ve 10 kişinin ölümüne neden olan saldırı nedeniyle Hizbullah'ı suçladı ve örgütün ağır bir bedel ödeyeceğini belirtti. Netanyahu'nun açıklamaları, İsrail Başbakanlık Ofisi tarafından paylaşıldı. Öte yandan, Hizbullah saldırının kendileri tarafından düzenlendiği iddiasını kesinlikle yalanladı ve olayla herhangi bir bağlantılarının olmadığını duyurdu.
28 Temmuz 2024

Brezilya, Gazze'ye yönelik devam eden saldırılar nedeniyle Tel Aviv Büyükelçisi Frederico Meyer'i 'istişareler' için geri çağırdı. Brezilya'nın İsrail'deki diplomatik temsilciliği, maslahatgüzar seviyesinde hizmet vermeye devam edecek. Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, İsrail'in Gazze'yi işgalini 'soykırım' olarak nitelendirdi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise Lula da Silva'nın sözlerine tepki gösterdi ve 'kırmızı çizginin aşıldığını' belirtti.
29 Mayıs 2024

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İsrail ile yapılan ticaretin, İsrail Devlet Başkanı Binyamin Netanyahu'yu ateşkese zorlamak amacıyla durdurulduğunu belirtti. Bu karar, Türkiye'de ve uluslararası alanda tartışmalara neden oldu. Hükümet, İsrail ile ticarette belirli ürünlere kısıtlamalar getirmiş, bu durum eleştirilere yol açmıştı. Ticaret Bakanlığı, ticaretin tamamen durdurulduğunu resmi olarak duyurdu.
3 Mayıs 2024

ABD Başkanı Joe Biden, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski savunma bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emrini 'rezalet' olarak değerlendirdi. Biden, İsrail ile Hamas'ın eş değer olmadığını ve İsrail'in güvenliğine yönelik tehditlere karşı her zaman Tel Aviv'in yanında olacaklarını belirtti. UCM, Netanyahu ve Gallant'ı insanlığa karşı işlenmiş suçlar ve savaş suçları nedeniyle suçladı ve Gazze'deki halkı bilinçli olarak aç bırakmakla itham etti. Mahkeme, İsrail'in yetkilerini kabul edip etmemesinin önemli olmadığını vurgularken, UCM'ye taraf olan devletlerin tutuklama emrine uyması gerektiğini belirtti.
22 Kasım 2024

İsrail Ordusu Askeri Savcısı Yifat Tomer-Yerushalmi, Gazze'de İsrail askerlerinin gerçekleştirdiği bazı uygulamaların suç niteliği taşıdığını ve bu konuda soruşturma başlatıldığını açıkladı. İsrail askerlerinin, terk edilmiş evleri yasal onay almadan yaktığı bildirildi. Savcı Yerushalmi, yaşanan olayların İsrail Silahlı Kuvvetleri'nin değerleriyle bağdaşmadığını ve kabul edilemez olduğunu belirtti. Ayrıca, sivil mülklerin emirlere aykırı olarak imha edilmesi gibi vakaların soruşturulması gerektiğini ve askeri savcılığın olaylara karışanlar hakkında tedbirler alacağını ifade etti.
21 Şubat 2024

İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir, iki bini aşkın bir grupla Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyip 'Yaşasın İsrail' diye slogan attı. Bu eylem, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından tepkiyle karşılandı. Netanyahu, Mescid-i Aksa’ya ilişkin politikaların başbakan ve hükümet tarafından belirlendiğini ve bu tür bireysel eylemlerin statükodan sapma olduğunu belirtti. Mescid-i Aksa'nın statükosu, Ürdün ve Filistin arasında yapılan anlaşmalarla belirlenmiş olup, Ürdün'ün himayesinde bulunuyor.
13 Ağustos 2024
İşaretlediklerim