İsmail Kılıçarslan, AK Parti'nin seçim beyannamesinin doğru bir şekilde kaleme alınmış olmasına rağmen, parti içinde 'Nasılsa Reis halleder' hastalığının yeniden nüksettiğini belirtiyor. Bu durum, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üzerindeki yükün artmasına neden oluyor. Kılıçarslan, partinin kuruluş kodlarına ve samimiyete geri dönüş yapması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, seçimlerin algı çalışmaları ve sosyal medya üzerinden yürütülmesinin etkisiz olduğunu, gerçek başarının samimiyet ve gayretle mümkün olacağını ifade ediyor.
2 Mart 2024

AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, etki ajanlığı düzenlemesinin tamamen geri çekilmediğini ve ilerleyen dönemde tekrar gündeme alınacağını açıkladı. Kamuoyunda 9. yargı paketi olarak bilinen ve birçok kanunda değişiklik öngören teklifin en tartışmalı maddesi olan etki ajanlığı yasası, devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleyenlere yönelik cezaları içeriyor. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, yasanın geri çekildiğini duyurmuştu, ancak Güler, düzenlemenin muhalefetin önerileriyle tekrar ele alınacağını belirtti.
13 Kasım 2024

Taha Akyol, Mehmet Şimşek'in son dönemde yaptığı açıklamaları, Türkiye'nin ekonomi politikalarındaki ciddi yanlışların bir göstergesi olarak ele alıyor. Şimşek'in 'rasyonel zemine dönüş' ifadesi ve ekonomideki 'kopmuş linkler' hakkındaki yorumları, özellikle son on yılda, daha belirgin olarak son beş yılda yapılan hataların bir özeti olarak görülüyor. Akyol, geçmişte ekonomi yönetiminde yer alan Şimşek ve Ali Babacan'ın uyarılarının dikkate alınmadığını ve şimdi ise seçimler sonrası bu hataların düzeltilmesi için zorlu tedavilere başvurulduğunu belirtiyor.
14 Şubat 2024

Anayasa Mahkemesi (AYM), ekonomik kriz ve yerel seçim gündemi arasında, Cumhurbaşkanlığı teşkilatı hakkındaki Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin birçok hükmünü iptal etti. Bu karar, Cumhurbaşkanına 'kanunla yapılması gereken işleri kararnameyle yapmama' uyarısında bulunuyor ve anayasayı değiştirme çağrısı yapıyor. Karar, iktidar içindeki çatışmaları ve yeni bir anayasa yapma ihtiyacını gündeme getiriyor. Seçim sonuçlarından bağımsız olarak, Erdoğan için yeni bir anayasa yapma zorunluluğu bulunuyor.
7 Mart 2024

Aziz Babuşcu, AK Parti'nin önemli isimlerinden biri olarak, Cumhurbaşkanlığı danışmanı Mehmet Uçum'a sert bir dille eleştiride bulundu. Bu eleştiri, AK Parti'nin eski, daha demokratik ve vesayete karşı duruşunu hatırlattı. Babuşcu'nun ifadeleri, partinin geçmişteki antidemokratik müdahalelere karşı tutumunu yansıtıyor ve bu, AK Parti içinde bir hafıza canlanması olarak yorumlanabilir. Akif Beki, bu durumu AK Parti'nin 31 Mart seçimlerinden sonra yaşadığı değişimlerle ilişkilendiriyor.
6 Nisan 2024

Mete Belovacıklı, 24 Ocak kararlarının ardından yaşanan siyasi değişimleri ve bu kararların toplumsal muhalefeti nasıl şekillendirdiğini anlatıyor. 1989 yerel seçimlerinde ekonomik zorluklar nedeniyle ANAP'ın oy kaybettiğini, SHP'nin ise büyükşehirlerde zafer kazandığını belirtiyor. 1991 genel seçimlerinde ise SHP'nin oy oranının düşüşü ve ANAP'ın siyasi ağırlığını kaybetmesi sürecini aktarıyor. Ayrıca, 2002 genel seçimlerinde yaşanan ekonomik krizin AK Parti'nin tek başına iktidara gelmesine nasıl zemin hazırladığını örnek vererek, ekonomik kararların siyasi sonuçlarını vurguluyor.
2 Nisan 2024

Türkiye ekonomisine dair analizleriyle tanınan Timothy Ash, piyasanın Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Mehmet Şimşek ve ekibinin ekonomi yönetiminde kalması konusunda güvence beklediğini ifade etti. Mayıs 2023 seçimlerinden sonra ekonomi yönetimine getirilen Mehmet Şimşek, rasyonel politikalar uygulayacağını duyurmuştu. Ayrıca, Goldman Sachs'in eski stratejisti Robin Brooks, CHP'nin yerel seçimlerdeki başarısının piyasalar tarafından olumsuz karşılanabileceğini ve yeni seçimlere yol açabileceğini öne sürdü.
31 Mart 2024

Kaan Sezyum, AKP'nin seçimlerdeki başarısızlığını analiz etmek üzere bir rapor hazırlandığını iddia ediyor. Yazısında, bu raporda yer alabilecek muhtemel mazeret ve gerçek nedenler üzerine spekülasyonlarda bulunuyor. Sezyum, parti içi suçlamalar ve sorumlulukların yanı sıra, Türkiye'nin karşılaştığı sosyal ve ekonomik sorunlara da değiniyor. Ayrıca, ülkede yaşanan adaletsizlikler ve yolsuzluklar gibi ciddi meselelerin yeni anayasa tartışmalarıyla örtbas edilmeye çalışıldığını öne sürüyor.
1 Mayıs 2024

Ayşenur Arslan, son yazısında Türkiye'de laiklik ilkesine yönelik tartışmaları ele alıyor. Ata Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek'in danışmanı Oğuz Uçar'ın kendisine ulaşarak, Ata Parti'nin AKP'yi laik cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemler nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet ettiğini bildirdiğini aktarıyor. Şikayetin, AKP'nin 2008 yılında aldığı devlet yardımının yarısının kesilmesine yol açan eylemlerine dayandığı belirtiliyor. Arslan, Türkiye'de laiklik karşıtlığının artık söylemden eyleme geçtiğini ve önümüzdeki seçimler sonrası ekonomik ve siyasi alanda büyük değişiklikler beklendiğini ifade ediyor.
10 Şubat 2024

Türkiye hem siyasi hem de ekonomik olarak derin bir krizden geçmekte ve bu iki alanda da normalleşmenin şart olduğu vurgulanıyor. Ekonomide Mehmet Şimşek yönetiminde rasyonel politikalar izlenmeye başlandığı, ancak siyaset alanında benzer bir sürecin başlaması gerektiği belirtiliyor. AKP'nin yerel seçimlerdeki performansı ve kutuplaştırma siyasetinin sonuçları ele alınarak, siyasi ve ekonomik normalleşme için demokratikleşme ve rasyonel politikaların önemi üzerinde duruluyor. İstanbul ve Ankara seçim sonuçlarının, AKP için normalleşme sürecine yönelik bir dönüm noktası olabileceği ifade ediliyor.
30 Mart 2024

AKP hükümetleri döneminde Anayasa'nın çiğnenmesi alışkanlık haline gelmiş durumda. Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa'daki yeniden aday olmasını engelleyen hükmü çiğneyerek bir sonraki seçimde aday olma arzusunu dile getirdi. Bu durum, AKP içinden de destek görüyor. Aynı zamanda, Türk Ceza Kanunu'nun bir maddesinin Anayasa'ya aykırılığı gerekçesiyle iptal edilmesi, AKP'nin hukuk anlayışının ve muhaliflere tahammülsüzlüğünün bir örneği olarak gösteriliyor.
13 Mart 2024

Selin Nakıpoğlu, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla hayata geçirilen yeni müfredat programının AKP'nin siyasi sloganını içerdiğini ve biat eden bir nesil yetiştirme amacı taşıdığını iddia ediyor. Nakıpoğlu, bu müfredata karşı kurulan 'Müfredatı Geri Çekin Platformu' ve 11 Haziran'da yapılacak boykottan bahsediyor. Müfredatın, Cumhuriyet ve özgür düşünceye düşman görüşler doğrultusunda hazırlandığını ve kitapların tarikat ve cemaatlerle bağlantılı şirketlere ihale edildiğini belirtiyor.
8 Haziran 2024

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Kurban Bayramı tatili sonrasında Meclis'te ele alınması beklenen yeni vergi paketi, her alanda vergi artışını öngörüyor. Muhalefetin yanı sıra AKP içinden de eleştiriler geldi. AKP'li Şamil Tayyar, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, vergi paketinin can sıkıcı düzenlemeler içerdiğini ve toplumsal huzursuzluğu artırabileceğini belirtti. Tayyar, ekonomi bürokrasisinin şekillendirdiği bu paketin mecliste yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
20 Haziran 2024

Ali Bayramoğlu, Türkiye'de devletin siyaset üzerindeki etkisinin artık çok daha belirgin bir hale geldiğini ve siyaset ile devlet arasındaki mesafenin ortadan kalktığını ifade ediyor. Bahçeli'nin 'Türkiye sandıkta kurulmamıştır' ifadesini, siyasi bir zihniyetin dışavurumu olarak değerlendiriyor. Bayramoğlu, seçimlerin devletin başına kimin geleceğine dair yapılan yoklamalar olduğunu ve son yerel seçimlerde yaşanan sapmaların, Bahçeli zihniyeti tarafından düzeltilmeye çalışıldığını belirtiyor. Yazı, muhalif siyasi aktörlerin bu yeni modele nasıl tepki vereceği sorusunu gündeme getiriyor.
20 Nisan 2024

İbrahim Kiras, AK Parti'nin iktidar döneminin sona erdiğini ve seçmenlerin artık partinin vaatlerine inancını kaybettiğini belirtiyor. AK Parti'nin ilk on yılında elde ettiği krediyi sonraki yıllarda tükettiğini ve ekonomik vaatlerin yerine getirilememesi nedeniyle seçmen desteğinin azaldığını vurguluyor. Kiras, AK Parti'nin ilk yıllarındaki kolektif yönetim anlayışından 'reis yönetimi'ne geçişin, ekonomik eşitsizlikleri artırdığını ve orta sınıfın yoksullaşmasına neden olduğunu ifade ediyor.
11 Temmuz 2024

AKP'nin yeni müfredatı, 10 gün askıda tutulduktan sonra bu eğitim yılında uygulanmak üzere onaylandı. Yeni düzenlemeye göre, öğretmen adayları KPSS sonrası Milli Eğitim Akademisi'nden geçmek zorunda kalacak. Bu akademi, ümmetçi ve partizan öğretmen kadrolarını oluşturmayı hedefliyor. Yazar, bu düzenlemelerin ülkenin geleceğini olumsuz etkileyebileceğini savunuyor.
10 Haziran 2024

Selin Nakıpoğlu, 'Türkiye Yüzyılı' adlı yeni eğitim müfredat taslağının, AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın seçim kampanyası sloganı olduğunu ve bu durumun bir eğitim programından ziyade parti programı niteliği taşıdığını öne sürdü. Nakıpoğlu, müfredatın ideolojik bir vurgu içerdiğini ve siyasal İslam'ı kalıcı hale getirmeyi amaçladığını iddia etti. Ayrıca, müfredatın hazırlanış sürecinde eğitimcilerin yer almadığını, bunun yerine tarikatlar ve siyasi iktidarla bağlantılı sivil toplum kuruluşlarının etkili olduğunu belirtti.
4 Mayıs 2024

Yeni Şafak gazetesi, yerel yönetimlerde yaşanan yolsuzluk, rüşvet ve imar yolsuzlukları gibi sorunların önüne geçmek için bir yemin metni önermiş ve bu yeminin Murat Kurum tarafından TVNET canlı yayınında okunmasını sağlamıştır. Gazete, daha önce eleştirmediği bu yanlışları şimdi önlemek amacıyla harekete geçmiş ve AK Parti'nin Gerçek Belediyecilik Yemini'ni gündeme getirmiştir. Bu yemin, ayrımcılık yapmama ve Anayasa ile yasalara uygun hareket etme taahhüdü içermektedir. Akif Beki'nin yazısında, bu durumun geçmişteki tutumlarla çeliştiğine ve yeminin yolsuzluklara karşı caydırıcı bir etki yaratmasının beklendiğine dikkat çekilmiştir.
13 Şubat 2024

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, etki ajanlığı yasasının geri çekildiğini açıkladı. Bu yasa, etki ajanlarının faaliyetlerini düzenlemeyi amaçlıyordu. Yasanın geri çekilmesi, muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları tarafından olumlu karşılandı. Yasanın geri çekilme nedeni ve gelecekteki durumu hakkında henüz detaylı bilgi verilmedi.
13 Kasım 2024

Ayşenur Arslan, geçmişte sol gruplar arasında yaygın olan 'subjektif ajanlık' suçlamasının günümüzde 'etki ajanlığı' adı altında yeniden gündeme getirilmeye çalışıldığını belirtiyor. Bu yeni kavramın muğlak ifadelerle dolu olduğunu ve her duruma uygulanabilecek şekilde tasarlandığını ifade ediyor. Ayrıca, hukukçu Celal Ülgen'in yorumlarına yer vererek, siyasi iktidarın bu yeni yasa tasarısı ile aslında bir çelişki içinde olduğunu ve yeni tip casusluk yaptırımlarının kabul edilemez olduğunu vurguluyor.
11 Mayıs 2024
İşaretlediklerim