NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu (JWST), evrenin en eskilerinden olduğu düşünülen üç galaksiyi inceledi ve galaksi oluşumunu ilk kez doğrudan gözlemledi. Araştırmada, galaksilerin yaydığı ışığın büyük miktardaki nötr hidrojen gazı tarafından emildiği ve bu gazın galaksileri beslediği tespit edildi. Bu gözlem, evrenin ilk yıldız sistemlerinin oluşumuna tanıklık edilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Araştırmacılar, galaksilerde genç yıldızların varlığını da belirledi ve bu gazın galaksilerin merkezine nasıl dağıldığını anlamak için çalışmalarını sürdüreceklerini açıkladı.
27 Mayıs 2024

James Webb Uzay Teleskobu (JWST), Perseus Moleküler Bulutu'nda herhangi bir yıldıza bağlı olmayan altı başıboş gezegen keşfetti. Bu gezegenler, Dünya'ya yaklaşık 960 ışık yılı uzaklıktaki NGC 1333 bulutsusunda bulundu ve Jüpiter'den daha büyük oldukları tespit edildi. Araştırma, yıldız ve gezegen oluşum süreçlerini anlamak için önemli bilgiler sunuyor. Ayrıca, bu keşifler bir yıldıza bağlı olmadan da gezegen oluşumunun mümkün olduğunu gösteriyor.
28 Ağustos 2024

Southern Methodist Üniversitesi'nin çalışmasında, Afrika ve Güney Amerika kıtalarında bulunan 260'dan fazla dinozor ayak izinin birbirleriyle eşleştiği keşfedildi. Bu izler, dinozorların yaklaşık 120 milyon yıl önce Erken Kretase döneminde Brezilya ve Kamerun arasında yürüdüklerini gösteriyor. Araştırmacılar ayrıca Brezilya'nın Borborema bölgesi ve Kamerun'un kuzeyinde benzer havza, nehir ve göl oluşumlarına dair kanıtlar buldu. Çoğu üç parmaklı teropod dinozorlara ait olan bu ayak izleri, Pangea'nın ayrılmasından sonra oluşan Atlantik Okyanusu'nun iki ucunda yer alıyor.
27 Ağustos 2024

Baobab ağaçlarının kökeni ve yayılımı üzerine yapılan DNA çalışmaları, bu ikonik ağaçların ilk olarak 21 milyon yıl önce Madagaskar'da ortaya çıktığını ve tohumlarının okyanus akıntılarıyla Avustralya ve Afrika'ya taşınarak farklı türlere dönüştüğünü ortaya koydu. Araştırmacılar, iklim değişikliği ve ormansızlaşma nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan baobabların korunması gerektiğini vurguladı. Baobablar, yerel kültürlerle derinden iç içe geçmiş olup, binlerce yıl yaşayabilen ve kurak mevsimlerde hayatta kalabilmek için gövdelerinde su depolayabilen ağaçlardır.
16 Mayıs 2024
İşaretlediklerim