James Webb Uzay Teleskobu'ndan alınan verilerle yapılan araştırmada, HD 189733 b gezegeninin atmosferinde hidrojen sülfür tespit edildi. Bu gaz, gezegenin atmosferine çürük yumurta kokusu veriyor. Araştırma, Johns Hopkins Üniversitesi'nden Dr. Guangwei Fu liderliğinde gerçekleştirildi ve Nature dergisinde yayınlandı. Hidrojen sülfürün tespiti, gezegenlerin oluşumu hakkında yeni bilgiler sunabilir.
9 Temmuz 2024

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, 120 ışık yılı uzaklıktaki bir gezegende dimetil sülfit (DMS) adı verilen bir molekül tespit etmiş olabileceğini belirtti. DMS molekülü, Dünya'da yalnızca canlılar tarafından üretiliyor. Ancak tespitin yeterince güçlü olmadığı ve molekülün varlığını doğrulamak için daha fazla veriye ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor. Ayrıca, gezegenin atmosferinde metan gazı ve karbondioksit tespit edildi, bu da gezegenin su okyanusuna sahip olabileceği anlamına gelebilir.
12 Eylül 2023

Apollo misyonlarıyla getirilen ay örneklerini inceleyen bilim insanları, Ay’ın ince atmosferinin nasıl oluştuğuna dair gizemi çözdüklerini açıkladılar. Araştırmalar, Ay atmosferinin yaklaşık yüzde 70’inin meteor çarpmaları sonucu buharlaşmadan, yüzde 30’unun ise güneş rüzgarı püskürmesinden kaynaklandığını gösteriyor. Bu bulgular, Ay’ın yüzeyi ve atmosferinin uzun zaman ölçeklerinde nasıl etkileşime girdiğine dair daha net bir resim sağlıyor ve uzay aşınma süreçlerine dair anlayışımızı geliştiriyor.
3 Ağustos 2024

NASA'nın Mars keşif aracı Perseverance, Mars yüzeyinde karbon ve hidrojenden oluşan organik moleküller keşfetti. Bu moleküller, Mars'ta daha önce yaşam olabileceğine dair ipuçları sunuyor ve gezegende karmaşık bir jeokimyasal döngünün var olabileceğini düşündürüyor. Araştırmacılar, moleküllerin biyolojik olmayan süreçlerle de oluşmuş olabileceğini değerlendiriyorlar ve daha önce de Mars'ın Gale Krateri'nde benzer moleküller tespit edilmişti.
13 Temmuz 2023

NASA'ya ait James Webb Uzay Teleskobu, Plüton’un en büyük uydusu Charon’un yüzeyinde karbondioksit izleri tespit etti. Araştırmacılar ayrıca yüzeyi su buzuyla kaplı uyduda hidrojen peroksit bileşiği izine de rastladı. Bu keşif, Charon'un yüzey bileşimi hakkında yeni bilgiler sunuyor ve daha önce bu gök cisminde rastlanmamış bileşiklerin varlığını ortaya koyuyor. Araştırma, Nature Communications dergisinde yayımlandı.
2 Ekim 2024

Bilim insanları, Mars ile Jüpiter arasındaki cüce gezegen Ceres'te yaşam barındırabilecek organik maddeler keşfetti. Ceres'in yüzeyinin altında tuzlu su okyanusları ve organik kimyasalların bulunduğu alanlar tespit edildi. Araştırma, bu organik bileşiklerin Ernutet Krateri çevresinde nispeten kısa süre önce yüzeye çıkmış olabileceğini gösterdi. İtalya Ulusal Astrofizik Enstitüsü'nden Prof. Dr. Maria Cristina De Sanctis başkanlığındaki ekip, bu bulguların Ceres'in yaşam barındırma potansiyelini artırdığını belirtti.
26 Eylül 2024

Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, Dünya’daki yaşamın başlangıcının yıldırım düşmesiyle oluşan kimyasal reaksiyonların sonucu olabileceğini öne sürdü. Araştırma, su, elektrolitler ve yaygın gazların birleşerek Dünya’nın ilk biyomoleküllerini oluşturduğu hipotezine dayanıyor. Simüle edilen yıldırım düşmeleri, karbondioksit ve nitrojeni son derece reaktif bileşiklere dönüştürebilen yüksek enerjili kıvılcımlar üretti. Bu keşif, Dünya dışında yaşamın gelecekteki olası keşifleri için de potansiyel taşıyor.
11 Ağustos 2024

Bilim insanları artık evrende yaşam olup olmadığını sorgulamıyor, bunun yerine 'yaşamı ne zaman bulacakları' sorusuna odaklanıyorlar. NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, Güneş Sistemimiz dışındaki bir gezegende yaşama dair umut verici ipuçları tespit etti. Teleskoplar, uzak yıldızların yörüngesindeki gezegenlerin atmosferlerini analiz edebiliyor ve Dünya'da yalnızca canlı organizmalar tarafından üretildiği bilinen kimyasalları arayabiliyor. İskoçya Kraliyet Gözlemevi'nin başındaki Prof. Dr. Catherine Heymans, evrende yalnız olup olmadığımız sorusuna cevap verebilecek teknolojiye ve yeteneğe sahip olduklarını belirtti.
3 Ekim 2023

NASA'nın Chandrayaan-1 uzay aracındaki Ay Mineraloji Haritalayıcı (M3) verilerini inceleyen bilim insanları, Ay'ın tüm enlemlerinde su ve hidroksil izlerine rastladı. Bu bulgular, Ay'ın yüzeyinde suyun yalnızca kutup bölgelerinde ve derin gölgeli kraterlerde bulunabileceği düşüncesini değiştirdi. Araştırma, Ay'ın yüzeyinde meydana gelen meteor çarpışmalarının su açısından zengin kayalar ortaya çıkardığını ve Güneş rüzgarlarının hidroksil oluşumuna katkıda bulunduğunu gösterdi. Bu keşif, Ay'ın karmaşık bir jeolojiye sahip olduğunu ve gelecekte astronotların Ay'ın ekvatoruna yakın bölgelerde bile su bulabileceğini ortaya koydu.
23 Eylül 2024

Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Jüpiter'in buzlu uydularını incelemek amacıyla Ariane-5 uzay aracını Fransız Guyanası'ndaki Kourou'dan fırlattı. Sekiz yıl sürecek yolculuğun ardından roket, Callisto, Europa ve Ganymede uydularına ulaşacak. ESA'nın Jüpiter’in Buzlu Ayları Keşfi (Juice) misyonu, bu uydularda yaşam için gerekli koşulların olup olmadığını araştıracak. ESA Bilim Direktörü Prof. Carole Mundell, Dünya'daki ekstrem yaşam formlarına atıfta bulunarak, benzer koşulların başka yerlerde de mikroorganizmalar için yaşanabilir olabileceğini belirtiyor.
15 Nisan 2023

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün verilerine göre, Marmara Denizi'nin dibindeki oksijensiz tabaka giderek yüzeye doğru ilerliyor. 1980'lerde litrede 2 miligramın üstünde seyreden oksijen değerleri, bugün litrede 0,5 miligramın altına inmiş durumda. Uzmanlar, artan kirliliğin önlenememesi durumunda bir felaketin yaşanacağı konusunda uyarıyor. Kirliliğe karşı önlem alınmaması halinde müsilaj, denizanası sayısında artış ve toksik gazlar çıkaran zararlı alg patlamaları gibi olayların daha fazla yaşanacağı belirtiliyor.
26 Temmuz 2023

NASA'nın Juno uzay aracı, Jüpiter'in türbülanslı atmosferinde oluşan bir şimşek olayını fotoğrafladı. Yeşil renkteki şimşek küresi, gezegenin yüzeyini kaplayan bulutlar içinde görüldü. Jüpiter'deki şimşeklerin Dünya'dakilere göre 10 kat güçlü olduğu ve amonyak-su karışımından kaynaklandığı belirtildi. Juno, 2016 yılından bu yana Jüpiter'in yörüngesinde dönerek gezegen hakkında veri toplamaktadır.
22 Haziran 2023

Bilim insanları, Mars'ın derinliklerinde sıvı su rezervleri keşfetti. NASA'nın Insight Lander aracı, Mars'ta dört yıl boyunca sismik titreşimleri kaydederek bu bulguları ortaya çıkardı. Araştırmalar, Mars kabuğunda yaklaşık 10 ila 20 km derinlikte su rezervleri olduğunu gösteriyor. Bu keşif, Mars'ta bir zamanlar yaşam olup olmadığına dair araştırmalara önemli bir katkı sağlayabilir.
13 Ağustos 2024

Bursa'da sabah saatlerinde mercek bulutu görüldü. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, mercek bulutlarının engebelerden kaynaklanan rüzgar dalgalanmaları sonucu oluştuğunu ve genellikle engebenin kuytu tarafında aşağı doğru hareketli türbülansın bir göstergesi olduğunu belirtiyor. Bu tür bulutlar, UFO'ya benzer şekilleriyle dikkat çekiyor ve fön rüzgarlarının etkili olduğu coğrafi alanlarda sıkça rastlanabiliyor.
19 Ocak 2023

NASA'nın Modis-Aqua uydusu, son 20 yılda dünya okyanuslarının yüzde 56'sında maviden yeşile doğru bir renk değişimi tespit etti. Bu değişim, özellikle ekvatora yakın tropikal bölgelerde gözlemlendi ve İngiltere'deki Ulusal Oşinografi Merkezi'nden araştırmacılar, bu yeşillenmenin iklim değişikliği nedeniyle değişen ekosistemlerin bir göstergesi olduğuna inanıyor. Renk değişikliğinin nedeni tam olarak belirlenemese de, fitoplanktonlarla bağlantılı olabileceği ve bu organizmaların atmosfer dengesi ve oksijen üretimi için hayati öneme sahip olduğu belirtiliyor.
15 Temmuz 2023

Avustralya’daki Monash Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, Dünya’nın yaklaşık 466 milyon yıl önce Satürn’deki gibi bir halka sistemine sahip olmuş olabileceği keşfedildi. Araştırma, büyük bir asteroidin gelgit kuvveti nedeniyle parçalanarak gezegenin etrafında bir halka sistemi oluşturduğunu öne sürüyor. Bu halkanın güneş ışığını engelleyerek küresel soğumaya yol açmış olabileceği belirtiliyor. Çalışma, Dünya dışı olayların gezegenimizin iklimini nasıl etkileyebileceğine dair yeni bir anlayış sunuyor.
16 Eylül 2024

NASA, 47 yıldır görev yapan Voyager 2 uzay aracının enerji tasarrufu sağlamak amacıyla 'Plazma Bilimi' deneyini durdurma kararı aldı. Dünya'dan yaklaşık 20,9 milyar kilometre uzakta bulunan Voyager 2, Güneş rüzgarlarını gözlemleyen bu deneyin kapatılması için 26 Eylül'de bir emir gönderdi ve sinyalin araca ulaşması 19 saat sürdü. NASA, Voyager 2'nin enerji kaynaklarının tükenmeye yaklaşmasına rağmen, aracın en az bir bilimsel cihazla 2030'lara kadar çalışmaya devam edeceğini öngörüyor. Voyager 2, heliosferin ötesinde, yıldızlararası uzayda görev yaparak eşsiz veriler topluyor.
3 Ekim 2024

ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), Florida eyaletinde bir evin çatısına düşen ve büyük merak uyandıran 700 gram ağırlığındaki gizemli nesnenin, Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) ait bir uzay çöpü parçası olduğunu açıkladı. Nesne, 8 Mart'ta Alejandro Otero'nun evine düşmüş ve NASA tarafından yapılan incelemeler sonucu, 2021'den bu yana Dünya'nın yörüngesinde bulunan bir kargo paletine ait olduğu belirlenmiştir. Ev sahibi Otero, olayda kimsenin yaralanmamış olmasından dolayı memnuniyetini ifade etti.
16 Nisan 2024

NASA ve SpaceX'in 2030'larda Mars'a astronot gönderme planları kapsamında yapılan bir araştırma, ilk mürettebatın tamamen kadınlardan oluşmasının avantajlı olabileceğini ortaya koydu. Mekansal Fizyoloji Tıp Enstitüsü'nden Jonathan P. R. Scott liderliğindeki ekip, erkek ve kadın astronotların uzay görevlerindeki oksijen tüketimi, enerji harcaması, karbondioksit ve ısı üretimi ile su gereksinimlerini inceledi. Erkek astronotların bu ölçümleri artırdığı, kadınların ise daha az beslenme gereksinimi ve oksijen tüketimi olduğu bulgulandı. Ayrıca, kadınlar için Mars'ta daha küçük yaşam alanı modülleri kurulabileceği belirtildi. Bu tür araştırmalar daha önce de yapılmış ve kadın astronotların avantajları vurgulanmıştı.
4 Mayıs 2023

Edinburgh Üniversitesi'nden Neil Turok ve ekibi, Annals of Physics dergisinde yayınladıkları araştırmada, zamanın geriye doğru aktığı bir 'ayna evren' olabileceğini öne sürdü. Bu teori, karanlık madde gibi açıklanması zor olguları ve evrende standart fizik kurallarına uymayan diğer özellikleri açıklayabilir. Araştırma, Büyük Patlama'nın bir ayna noktası olarak düşünülebileceğini ve öncesinde bir ayna evrenin var olabileceğini iddia ediyor. Ancak, bu teorinin matematiksel ve fiziksel olarak gerçekçi olduğunu göstermek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyuluyor.
2 Kasım 2024
İşaretlediklerim