Son üç yılda, özel sektör ve kamu dahil, yapılan ücret artışları asgari ücret ile diğer ücretler arasındaki farkı daralttı. Enflasyonun etkisiyle, işçilerin satın alma gücü ciddi şekilde azaldı. Bu durum, sendikalı ve sendikasız işçilerin ortak taleplerle eylemler yapmasına yol açtı. İş bırakma, toplu yürüyüşler ve basın açıklamaları gibi çeşitli eylemlerle, işçiler yaşadıkları ekonomik sıkıntılara dikkat çekmeye çalışıyorlar.
15 Şubat 2024

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Türkiye'de dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için gerekli olan asgari harcama tutarının, yani açlık sınırının 14 bin 25 liraya yükseldiğini bildirdi. Aynı zamanda yoksulluk sınırı 45 bin 686 liraya çıkarken, bekar bir çalışanın yaşama maliyeti aylık 18 bin 239 lira olarak hesaplandı. Ekim ayı verilerine göre açlık sınırı 13 bin 684 lira, yoksulluk sınırı ise 44 bin 573 lira idi.
28 Kasım 2023

Türkiye İşçi Partisi Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, Silivri İlçe Örgütü'nün açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'deki mevcut ekonomik durumu ve hayat pahalılığını eleştirdi. Meclisi 'yaşlı, zengin, patron erkekler kulübü' olarak nitelendiren Kadıgil, devletin zenginlere ve patronlara ait olduğunu ve halkın bu durumdan pay alamadığını ifade etti. Ayrıca, iktidarın toplumsal ayrımları kullanarak gerçekleri saklamaya çalıştığını ve hedeflerinin bu 'patronlara ait saray rejimini' yıkmak olduğunu belirtti.
8 Ocak 2023

Türk-İş'in Aralık ayı raporuna göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 8 bin 864 lira, yoksulluk sınırı ise 28 bin 874 lira olarak belirlendi. Açlık sınırı, bir önceki aya göre 734 lira, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise 4 bin 614 lira 5 kuruş artış gösterdi. Yoksulluk sınırı da bir önceki aya göre 2 bin 391 lira, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise 15 bin 31 lira arttı. 2023 yılı için belirlenen asgari ücret olan 8 bin 500 lira, açlık sınırının altında kaldı.
30 Ocak 2023

Esfender Korkmaz'ın yazısına göre, Türkiye'de ekonomik büyüme kapsayıcı olmamış ve gelir dağılımı eşitsizliği artmıştır. TÜİK verilerine göre, 2022'den 2023'e nüfusun en fakir yüzde 10'unun ve yüzde 20'sinin gelir payı azalırken, en zengin yüzde 10 ve yüzde 20'nin gelir payı artmıştır. Bu durum, ekonomik büyümenin toplumun geneline yansımadığını ve yoksulluk ile zenginlik arasındaki uçurumun derinleştiğini göstermektedir.
1 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'deki yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar konusunu ele alarak, bu sorunların ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasi altyapısını olumsuz etkilediğini belirtti. Türkiye'nin uluslararası suç endekslerinde üst sıralarda yer aldığını ve sığınmacı politikalarının eleştirildiğini vurguladı. Ayrıca, Türkiye'de kurumsal devletin ortadan kalktığını, sendikal özgürlüklerin kısıtlandığını ve siyasi özgürlüklerin azaldığını ifade etti. Korkmaz, Türkiye'nin insan hakları ve siyasi özgürlükler konusunda gerilediğini ve kadın haklarının sınırlı olduğunu belirtti.
6 Haziran 2024

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (DİSK) bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası'nın (BİSAM) verilerine göre, Türkiye'de dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için gerekli asgari harcama tutarı olan açlık sınırı 12 bin 612 lira, yoksulluk sınırı ise 43 bin 623 lira oldu. Yoksulluk sınırı, bir ailenin eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderlerle birlikte yapması gereken harcama tutarı olarak belirleniyor. Asgari ücretle (11 bin 402 lira) geçinmeye çalışan milyonlarca yurttaşın durumu her geçen gün daha da zorlaşıyor.
16 Ekim 2023

Birleşik Metal-İş Sendikası'nın haziran dönemi raporuna göre, Türkiye'de dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için gerekli asgari harcama tutarı olan açlık sınırı 10 bin 434 TL'ye, yoksulluk sınırı ise 36 bin 91 TL'ye yükseldi. Yoksulluk sınırı, eğitim, sağlık, barınma gibi temel ihtiyaçlar dahil edilerek hesaplanıyor. Ayrıca, asgari ücretin ilk açıklandığı zamandan bu yana TL'nin dolar karşısında değer kaybetmesi sonucu asgari ücretlilerin maaşlarında 48,5 dolarlık bir azalma yaşandı.
18 Temmuz 2023

Türk-İş, Eylül 2024'te dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını 19 bin 830 lira olarak belirledi. Aynı araştırmada, gıda, giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı olan yoksulluk sınırı ise 64 bin 595 lira olarak hesaplandı. Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti aylık 25 bin 706 lira olarak belirlendi. Ankara'da yaşayan dört kişilik ailenin gıda harcamasındaki artış bir önceki aya göre yüzde 2,90, son 12 ayda ise yüzde 48,72 olarak kaydedildi.
30 Eylül 2024

Alaattin Aktaş, 2023 yılında hanehalkı tüketim harcamaları çalışmasına göre en yoksul yüzde 20'lik kesimin toplam harcamalardaki payının son yirmi yılın en düşük seviyesine indiğini belirtiyor. En zengin yüzde 20'lik kesim ise toplam harcamaların yüzde 40.1'ini gerçekleştirdi. Gıda ve alkolsüz içecek harcamalarında da benzer bir dengesizlik gözlemleniyor. Aktaş, asgari ücretin ve enflasyonla mücadele politikalarının gelir dağılımını iyileştirmediğini vurguluyor.
3 Temmuz 2024

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun Şubat ayı raporuna göre, Türkiye'de dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 10 bin 259 lira, yoksulluk sınırı ise 28 bin 563 lira olarak belirlendi. Bu rakamlar, Türkiye'deki asgari ücretin 8 bin 500 lira olduğu bir dönemde, ekonomik krizin derinleştiği ve asgari ücretle geçinmeye çalışan vatandaşların zorlandığı bir zamana denk geliyor. Raporda, gıda ve gıda dışı harcamaların yanı sıra, belirli ürünler için yapılması gereken harcamaların da arttığı belirtiliyor.
25 Şubat 2023

Aziz Çelik, Temmuz 2024'te asgari ücretin artmaması durumunda alım gücünün düşeceğini ve yoksulluğun artacağını ifade etti. Asgari ücretin sadece küçük bir grubun değil, yaklaşık 10 milyon insanın ortalama ücreti olduğunu belirtti. Asgari ücretin artmaması durumunda diğer ücretlerin de artmayacağını ve bu durumun SGK prim gelirlerini olumsuz etkileyeceğini vurguladı. Çelik, asgari ücretin artırılmamasının 'dezenflasyon' bahanesiyle yapıldığını ve bu durumun yoksulluğu artıracağını savundu.
10 Haziran 2024

Birleşik Metal-İş Araştırma Merkezi (BİSAM) tarafından hazırlanan Şubat 2024 raporuna göre, Türkiye'de dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenme için yapması gereken minimum gıda harcaması (açlık sınırı) 16 bin 100 lira olarak belirlendi. Aynı ailenin barınma, ulaşım, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılaması için gereken minimum tutar ise (yoksulluk sınırı) 55 bin 691 lira oldu. Tek başına yaşayan bir kişinin yoksulluk sınırı ise 25 bin 568 lira olarak hesaplandı. Gıda harcamaları içinde süt ve süt ürünleri en yüksek maliyet grubunu oluşturdu.
15 Mart 2024

Şeref Oğuz, ekonomideki sıkıntıları aşma yolunda israfla mücadelenin önemine dikkat çekiyor. Kamuda ve özel sektörde israfın yaygın olduğunu belirten Oğuz, özellikle bütçe açığı, seçim ekonomileri ve popülizm gibi konuların israfı artırdığını ifade ediyor. Oğuz, kamuda basılı malzemelerin büyük bir israf kalemi olduğunu ve bu tür harcamaların ciddi tasarruf potansiyeli taşıdığını vurguluyor.
8 Temmuz 2024

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) tarafından yapılan açıklamaya göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için gerekli asgari harcama tutarı olan açlık sınırı 13 bin 684 lira, yoksulluk sınırı ise 44 bin 573 lira oldu. Açlık sınırı, bir önceki ay olan 13 bin 334 liradan yükselirken, yoksulluk sınırı da 43 bin 433 liradan artış gösterdi. Bu durum, asgari ücretin 11 bin 402 lira olduğu göz önüne alındığında, asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığını gösteriyor.
30 Ekim 2023

Orkun Ün, Türkiye'deki sahil bölgelerinin bu yıl çok pahalı olduğunu ve bazı işletmecilerin fiyatları abarttığını belirtti. Ün, Yunanistan'daki düşük sınıf restoranlarla Türkiye'deki lüks yerlerin kıyaslanmasının yanlış olduğunu vurguladı. Ayrıca, Türkiye'deki esnafın fiyatlarının yüksek olduğunu kabul etmekle birlikte, bu durumun nedenlerinin de dinlenmesi gerektiğini ifade etti. Ün, bu sorunun vatandaşların kendi esnafına küsmemesi için bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi.
23 Temmuz 2024

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Ankara'da düzenlenen bir sempozyumda işçilerin ekonomik sıkıntılarını ve vergi adaletsizliğini dile getirdi. Atalay, işçilerin sabah erken saatlerde çalışmaya başladığını ve zor şartlar altında yaşadığını belirtti. Ayrıca, işçilerin vergi yükü altında ezildiğini ve bu durumun iş yerinde huzuru bozduğunu ifade etti. Atalay, tüm bu sıkıntılara rağmen işçilerin zenginlerden daha mutlu olduğunu söyledi.
5 Eylül 2024

Kaan Sezyum, Türkiye'deki gıda enflasyonunun dünyadaki en yüksek oranlardan biri olduğunu ve bu durumun halkı olumsuz etkilediğini vurguluyor. Yazısında, ekonomik sıkıntıların yanı sıra, yönetim biçiminin ve yasakların toplumu nasıl baskı altına aldığını eleştiriyor. Sezyum, genç neslin eğitim sistemindeki yetersizlikler nedeniyle gerçeklikten uzaklaştığını ve mutsuzluk içinde yaşadığını ifade ediyor. Ayrıca, ülkenin evrensel kurallara uymayan bir yaşam tarzına sürüklendiğini belirtiyor.
15 Mayıs 2024

HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, memur ve emeklilere yapılan yüzde 25'lik maaş zammını eleştirerek, yıllardır sarayın zenginleştiğini ve halkın fakirleştiğini ifade etti. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı yıllık enflasyon oranı yüzde 64,27 iken, memur ve emeklilere yapılması gereken zam oranı aslında yüzde 16,4 ve yüzde 15,4 olmalıydı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu oranları yüzde 25'e çıkardı. Demirtaş, Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlarda bu durumu eleştirerek, değişimin yoksulluk sınırının altında çalışan milyonlarda olduğunu belirtti.
4 Ocak 2023

Hayri Kozanoğlu, Türkiye'de ekonomik durumun zorlaşacağını ve ihracatın öneminin artacağını belirtiyor. Ancak, ihracat odaklı büyümenin ucuz işgücüne bağlı olduğunu ve bu durumun asgari ücretin 2025'e kadar sabitlenmesini gerektirdiğini ifade ediyor. Ayrıca, mevcut asgari ücretle emekçilerin satın alma gücünün düştüğü, enflasyonun özellikle gıda, kira ve ulaştırma kalemlerinde çok yüksek olduğunu belirtiyor. Kozanoğlu, 1 Mayıs'ın, emekçilerin taleplerini yükseltmek için önemli bir fırsat olduğunu ve toplumsal muhalefetin bu talepler karşısında emekçilerin yanında durması gerektiğini vurguluyor.
9 Nisan 2024
İşaretlediklerim