İsrail polisi, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun oğlu Yair Netanyahu'ya ve diğer bazı kişilere usulsüz diplomatik pasaport verildiği gerekçesiyle Dışişleri Bakanlığı'na operasyon düzenledi. Soruşturma, eski Dışişleri Bakanı Eli Cohen döneminde gerekli koşulları karşılamayan kişilere diplomatik pasaport verilmesi iddialarını içeriyor. Cohen, sosyal medyada yaptığı açıklamada soruşturmaya tepki gösterdi ve bu konuda birçok yalan haber yapıldığını ileri sürdü. Yair Netanyahu'nun diplomatik pasaport alması ve İsrail ordusunun seferberlik çağrısına katılmaması ülke basınında geniş yer buldu.
7 Ağustos 2024

Tel Aviv'de toplanan binlerce İsrailli, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun istifasını ve Gazze'deki rehinelerin geri getirilmesini talep etti. Protestolar, Netanyahu hükümetinin Gazze'deki saldırıları ve rehinelerin hala getirilmemesi nedeniyle her hafta cumartesi günü düzenleniyor. Protestocular, İsrail bayrakları taşıyarak ve hükümet aleyhinde sloganlar atarak yürüdüler. ABD istihbaratı, bu tür protestoların artacağını ve Netanyahu hükümetinin bu nedenle zor durumda olduğunu belirtti.
31 Mart 2024

İsrail Başbakanlık Ofisi, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Başbakan Binyamin Netanyahu ve eski savunma bakanı Yoav Gallant hakkında Gazze'deki savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle tutuklama kararı çıkarmasını 'antisemitik' olarak nitelendirdi. UCM, Netanyahu ve Gallant'ın sivil halka saldırılar planladığını ve Gazze'deki halkı bilinçli olarak aç bıraktığını belirtti. İsrail, UCM'nin taraflı ve ayrımcı olduğunu iddia ederken, UCM'ye taraf olan devletler tutuklama emrini uygulamakla yükümlü, ancak mahkemenin yaptırım mekanizması bulunmuyor.
21 Kasım 2024

İsrail, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'i 'istenmeyen adam' ilan ederek ülkeye girişini yasakladı. İsrail Dışişleri Bakanlığı, bu karara gerekçe olarak Guterres'in İran'ın İsrail'e yönelik füze saldırısını doğrudan kınamamasını gösterdi. Guterres, Ortadoğu'daki çatışmaların genişletilmesini kınamış ve acil ateşkes çağrısında bulunmuştu. Bu gelişme, İsrail ve BM arasındaki diplomatik ilişkilerde gerginliğe yol açtı.
2 Ekim 2024

İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir, iki bini aşkın bir grupla Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyip 'Yaşasın İsrail' diye slogan attı. Bu eylem, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından tepkiyle karşılandı. Netanyahu, Mescid-i Aksa’ya ilişkin politikaların başbakan ve hükümet tarafından belirlendiğini ve bu tür bireysel eylemlerin statükodan sapma olduğunu belirtti. Mescid-i Aksa'nın statükosu, Ürdün ve Filistin arasında yapılan anlaşmalarla belirlenmiş olup, Ürdün'ün himayesinde bulunuyor.
13 Ağustos 2024

İsrail Başbakanı Netanyahu, Golan Tepeleri'ne düzenlenen ve 10 kişinin ölümüne neden olan saldırı nedeniyle Hizbullah'ı suçladı ve örgütün ağır bir bedel ödeyeceğini belirtti. Netanyahu'nun açıklamaları, İsrail Başbakanlık Ofisi tarafından paylaşıldı. Öte yandan, Hizbullah saldırının kendileri tarafından düzenlendiği iddiasını kesinlikle yalanladı ve olayla herhangi bir bağlantılarının olmadığını duyurdu.
28 Temmuz 2024

ABD Hava Kuvvetlerinde görevli 25 yaşındaki Aaron Bushnell, Gazze'de yaşanan olayları protesto etmek amacıyla İsrail'in Washington Büyükelçiliği önünde kendini ateşe verdi. Bushnell, eylemi sırasında 'Artık soykırıma iştirak etmeyeceğim' ve 'Filistin'e özgürlük' ifadelerini kullanarak, Filistinlilere yönelik destek mesajı verdi. Olay, sosyal medyada geniş yankı buldu ve Bushnell'un eylemi sırasında çekilen görüntüler yayıldı.
26 Şubat 2024

UCM Başsavcısı Han, İsrail Başbakanı Netanyahu ve diğer bazı İsrailli ve Hamas yetkilileri hakkında tutuklama talebinde bulundu. Bu talep, ABD ve İsrail'de büyük bir tepkiyle karşılandı ve ABD senatörleri UCM'ye yaptırım uygulamayı tartışmaya başladı. Ayrıca, İsrail Başbakanı Netanyahu, bu talebi antisemitizm olarak nitelendirdi. Bu gelişmeler, uluslararası hukuk ve çok kutuplu dünya düzeni tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
23 Mayıs 2024

ABD Başkanı Joe Biden, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski savunma bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emrini 'rezalet' olarak değerlendirdi. Biden, İsrail ile Hamas'ın eş değer olmadığını ve İsrail'in güvenliğine yönelik tehditlere karşı her zaman Tel Aviv'in yanında olacaklarını belirtti. UCM, Netanyahu ve Gallant'ı insanlığa karşı işlenmiş suçlar ve savaş suçları nedeniyle suçladı ve Gazze'deki halkı bilinçli olarak aç bırakmakla itham etti. Mahkeme, İsrail'in yetkilerini kabul edip etmemesinin önemli olmadığını vurgularken, UCM'ye taraf olan devletlerin tutuklama emrine uyması gerektiğini belirtti.
22 Kasım 2024

ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü Ofisi'nin '2024 Yıllık Tehdit Değerlendirmesi' raporunda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sağcı koalisyonunun tehlikede olduğu ve koltuğundan olma ihtimalinin arttığı belirtildi. Raporda, Netanyahu'nun yönetimine duyulan güvensizliğin arttığı ve büyük protestoların beklendiği, bu durumun farklı ve daha ılımlı bir hükümet olasılığını gündeme getirdiği ifade edildi. Ayrıca, İsrail'in 'Hamas'ı yok etme' hedefine ulaşmada zorlanacağı ve ABD Başkanı Joe Biden ile Netanyahu arasında Gazze saldırılarının yoğunluğu konusunda fikir ayrılıkları olduğu kaydedildi.
12 Mart 2024

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, 7 bin Ultra-Ortodoks Yahudi'yi askere çağırma emrini onayladı. Bu karar, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant tarafından imzalanmıştı ve Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yeni atadığı Katz tarafından uygulanıp uygulanmayacağı tartışılıyordu. İsrail'de Harediler, dini gerekçelerle askere gitmeyi reddediyor ve bu durum sık sık protestolara neden oluyor. Harediler, İsrail nüfusunun yüzde 12'sini oluşturuyor ve çoğunlukla Batı Kudüs ve Bney Brak'ta yaşıyor.
15 Kasım 2024

İsrail Meclisi, Hamas'ın 7 Ekim'de başlattığı 'Aksa Tufanı' saldırısıyla ilgili araştırma komisyonu kurulması teklifini 51 'Evet' oyuna karşı 53 'Hayır' oyuyla reddetti. Eski İsrail Bilim, Teknoloji ve Uzay Bakanı Orit Farkash-Hacohen, bu kararı eleştirerek liderlerin sorumluluk almadığını belirtti. Başbakan Binyamin Netanyahu ile Ulusal Birlik Partisi Başkanı Benny Gantz arasında sosyal medya üzerinden tartışma yaşandı. Muhalif lider Yair Lapid ise hükümetin araştırma komisyonu kurulmasından korktuğunu ifade etti.
17 Temmuz 2024

Evren Barış Yavuz, Gazze'de devam eden saldırılar nedeniyle Türkiye'nin İsrail ile olan ticaretine dikkat çekmek amacıyla bir paylaşım yaptı. Bu paylaşımında, özellikle İsrail'e jet yakıtı satışını eleştirdi ve bu bağlamda Filistin için düzenlenen bir eylemden alınan bir fotoğrafı kullandı. Fotoğrafta Bayraktar ailesi üyeleri de olduğu için Yavuz, hedef haline geldi ve gözaltına alındı. Yavuz, ifadesinde paylaşımının Bayraktar ailesini hedef almadığını, sadece sembolik bir görsel kullandığını ve amacının politik tutarsızlığa dikkat çekmek olduğunu belirtti.
13 Nisan 2024

Evren Barış Yavuz, İsrail ile yapılan ticaret üzerine yaptığı bir paylaşım sonrası gözaltına alındı ve sonrasında tutuklandı. Yavuz, Gazze'de devam eden saldırılar nedeniyle Türkiye'de İsrail ile ticaretin durdurulması yönünde kamuoyunda baskı oluştuğunu ve hükümetin bu ticareti özel şirketlere atfettiğini belirtmişti. Yavuz'un dikkat çektiği jet yakıtı ticareti, Ticaret Bakanlığı'nın İsrail'e ihraç edilen 54 ürüne getirdiği kısıtlamalar arasında yer alıyordu. Yavuz'un gözaltına alınmasına, paylaşımında kullandığı ve Bayraktar ailesi üyelerinin olduğu bir fotoğrafın da etkisi oldu.
13 Nisan 2024

Beyoğlu'nda, Türkiye'nin İsrail ile ticari ilişkilerini kesmesini talep eden gençler, polis tarafından dövülerek gözaltına alındı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, gözaltına alınma sebebinin İsrail ile ticareti protesto etmek değil, 'devlet büyüklerine hakaret' olduğunu belirtti. Gözaltına alınan 43 kişiden 38'i serbest bırakılırken, 5 kişi hakkında adli işlem yapıldı. Olayla ilgili iki emniyet görevlisi açığa alındı.
6 Nisan 2024

İsrail, Suriye'deki büyükelçilik binasına yönelik saldırısının ardından İran'dan gelen misilleme saldırısına karşılık verme kararını aldı. İran'ın saldırısında İsrail neredeyse hiç zarar görmediği için ABD, gerilimi tırmandırmamak adına İsrail'den saldırıya yanıt vermemesini istemişti. Ancak İsrail Savaş Kabinesi, ABD'nin bu talebine rağmen İran'a 'açık ve etkili' şekilde karşılık verme kararı aldı. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ABD'li mevkidaşı Lloyd Austin'e İsrail'in başka seçeneği olmadığını belirtti.
15 Nisan 2024

İsrail Ordusu Askeri Savcısı Yifat Tomer-Yerushalmi, Gazze'de İsrail askerlerinin gerçekleştirdiği bazı uygulamaların suç niteliği taşıdığını ve bu konuda soruşturma başlatıldığını açıkladı. İsrail askerlerinin, terk edilmiş evleri yasal onay almadan yaktığı bildirildi. Savcı Yerushalmi, yaşanan olayların İsrail Silahlı Kuvvetleri'nin değerleriyle bağdaşmadığını ve kabul edilemez olduğunu belirtti. Ayrıca, sivil mülklerin emirlere aykırı olarak imha edilmesi gibi vakaların soruşturulması gerektiğini ve askeri savcılığın olaylara karışanlar hakkında tedbirler alacağını ifade etti.
21 Şubat 2024

Uluslararası Ceza Mahkemesi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski savunma bakanı Yoav Gallant hakkında insanlığa karşı işlenmiş suçlar ve savaş suçları gerekçesiyle tutuklama kararı çıkardı. Fransa, Hollanda, Belçika, Ürdün ve Kanada, bu tutuklama emirlerine uyacaklarını açıkladı. Avrupa Birliği Dış Politika Başkanı Josep Borrell, mahkemenin kararının bağlayıcı olduğunu ve tüm üye ülkelerin bu karara uyması gerektiğini belirtti. İsrail ise bu kararı antisemitik olarak nitelendirdi.
22 Kasım 2024

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Yechiel Leiter'i ülkesinin Washington Büyükelçiliği'ne atadı. Leiter, Batı Şeria'da belediye başkanlığı yapmış ve ABD doğumlu bir isim. Leiter'in oğlu, 2023'te Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda hayatını kaybetmişti. Leiter'in göreve, Donald Trump'ın ABD başkanlığını devralmasının ardından başlaması bekleniyor.
8 Kasım 2024

ABD Savunma Bakanlığı'na bağlı Savunma İstihbarat Ajansı'nda çalışan Binbaşı Harrison Mann, ülkesinin İsrail'e verdiği koşulsuz destek nedeniyle görevinden istifa etti. Mann, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bu politikanın Gazze'de on binlerce masum Filistinlinin öldürülmesini ve aç bırakılmasını mümkün kıldığını belirtti. Ayrıca, ABD'nin bu desteğinin daha geniş bir savaş riskini doğurduğunu vurguladı. Bu olay, ABD ordusu ve istihbarat topluluğundan bir kişinin kamuya açık bir şekilde istifa ettiği ilk vaka olarak basında yer aldı.
13 Mayıs 2024
İşaretlediklerim