Çin'in Chang’e-6 görevi, Ay'ın karanlık yüzünden aldığı örneklerde Güney Kutbu-Aitken havzasında geniş kapsamlı yer altı magmatik faaliyetleri tespit etti. Bu faaliyetler, Ay'ın kabuğunun orta kalınlıkta olduğu bölgede çeşitli formlarda görülüyor ve Ay'ın jeolojik yapısının derinlemesine anlaşılmasına katkı sağlıyor. Araştırmacılar, bu bulguların Ay'ın erken dönemdeki jeolojik faaliyetlerine dair önemli ipuçları sunduğunu belirtiyor. Çin, Ay'ın uzak tarafından örnekler getiren ilk ülke oldu.
17 Ekim 2024

Bilim insanları, Mars'ın derinliklerinde sıvı su rezervleri keşfetti. NASA'nın Insight Lander aracı, Mars'ta dört yıl boyunca sismik titreşimleri kaydederek bu bulguları ortaya çıkardı. Araştırmalar, Mars kabuğunda yaklaşık 10 ila 20 km derinlikte su rezervleri olduğunu gösteriyor. Bu keşif, Mars'ta bir zamanlar yaşam olup olmadığına dair araştırmalara önemli bir katkı sağlayabilir.
13 Ağustos 2024

NASA'nın Chandrayaan-1 uzay aracındaki Ay Mineraloji Haritalayıcı (M3) verilerini inceleyen bilim insanları, Ay'ın tüm enlemlerinde su ve hidroksil izlerine rastladı. Bu bulgular, Ay'ın yüzeyinde suyun yalnızca kutup bölgelerinde ve derin gölgeli kraterlerde bulunabileceği düşüncesini değiştirdi. Araştırma, Ay'ın yüzeyinde meydana gelen meteor çarpışmalarının su açısından zengin kayalar ortaya çıkardığını ve Güneş rüzgarlarının hidroksil oluşumuna katkıda bulunduğunu gösterdi. Bu keşif, Ay'ın karmaşık bir jeolojiye sahip olduğunu ve gelecekte astronotların Ay'ın ekvatoruna yakın bölgelerde bile su bulabileceğini ortaya koydu.
23 Eylül 2024

Bilim insanları, Mars ile Jüpiter arasındaki cüce gezegen Ceres'te yaşam barındırabilecek organik maddeler keşfetti. Ceres'in yüzeyinin altında tuzlu su okyanusları ve organik kimyasalların bulunduğu alanlar tespit edildi. Araştırma, bu organik bileşiklerin Ernutet Krateri çevresinde nispeten kısa süre önce yüzeye çıkmış olabileceğini gösterdi. İtalya Ulusal Astrofizik Enstitüsü'nden Prof. Dr. Maria Cristina De Sanctis başkanlığındaki ekip, bu bulguların Ceres'in yaşam barındırma potansiyelini artırdığını belirtti.
26 Eylül 2024

Britanya'daki bilim insanları, 50 yıllık araştırmalar sonucunda yeni bir kan grubu sistemi olan MAL'ı tanımlamayı başardı. Bu keşif, 1972'de hamile bir kadının kan örneğinde eksik olan AnWj antijeninin incelenmesiyle başladı. MAL kan grubu, nadir görülen bir sistem olup, hücre zarlarının stabil kalmasında ve hücre içi taşımada hayati bir rol oynayan MAL proteini ile ilişkilidir. Bu keşif, nadir kan grubu özelliklerine sahip hastaların daha iyi anlaşılmasına ve tedavi edilmesine olanak sağlayacak.
19 Eylül 2024

Çin Bilim Akademisi'ndeki bilim insanları, Ay'dan toplanan örnekleri inceleyerek dinozorlar Dünya'da yaşarken Ay'ın volkanik aktiviteye sahip olduğunu ortaya çıkardı. Chang'e 5 uzay aracı tarafından yaklaşık dört yıl önce toplanan örneklerde, 120 milyon yıl önce oluşmuş volkanik cam parçaları bulundu. Bu bulgu, Ay'ın varoluş sürecinin çoğunda volkanik olarak aktif olduğunu gösteriyor. Araştırma, Science dergisinde yayınlandı.
6 Eylül 2024

Nature Neuroscience dergisinde yayınlanan bir araştırma, hamileliğin annelerin beyninde dinamik ve işlevsel değişikliklere yol açtığını ortaya koydu. Araştırma, 38 yaşındaki sağlıklı bir kadının beynini iki yıl boyunca inceledi ve hamilelik sırasında beyindeki gri madde ve beyaz madde yapısında önemli değişiklikler gözlemlendi. Bu değişikliklerin, annenin beyninin anneliğe hazırlanma sürecinin bir parçası olduğu düşünülüyor. Çalışma, hamilelik sırasında hormon seviyelerindeki değişimlerin beyin anatomisini nasıl etkilediğini anlamaya yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
18 Eylül 2024

Bilim insanları, Aralık 2022'de Kuzey Kutup göklerinde görülen nadir bir 'kutup yağmuru aurora' olayının gizemini çözdü. Bu aurora, genellikle çıplak gözle görülmeyen ve düşük güneş rüzgarı seviyeleri sayesinde gözlemlenebilen bir uzay havası türüdür. Araştırmacılar, bu auroranın doğrudan güneşten gelen supratermal elektronlar tarafından üretildiğini ve 28 saat boyunca gözlemlenebildiğini belirtti. Bu keşif, kutup ışıklarının kökenlerini anlamada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
23 Haziran 2024

İzlandalı bilim insanları, İzlanda'nın güney batısındaki Grindavik kasabası yakınlarında bulunan bir yanardağ yarığında, kayıtlara geçen en hızlı magma akıntısını gözlemledi. 10 Kasım 2023 tarihinde yapılan gözlemlerde, magma akıntısının hızı saniyede 7 bin 400 metreküp olarak belirlendi. Bu hız, 2021, 2022 ve 2023'teki Fagradalsfjall bölgesindeki yanardağ patlamaları sırasında yapılan ölçümlerden yaklaşık 100 kat daha hızlı. Araştırmanın sonuçları Science dergisinde yayımlandı.
9 Şubat 2024

Britanya merkezli JET laboratuvarında yapılan bir deneyde, nükleer füzyon kullanılarak rekor seviyede enerji üretildi. Bu süreç, atomların birleşmesiyle oluşuyor ve Güneş ile diğer yıldızların enerji üretiminde de kullanılıyor. Bilim insanları, bu süreci yeryüzünde tekrar ederek temiz ve atmosferi ısıtmayan, yüksek miktarda nükleer enerji üretmeyi hedefliyor. JET deneyinde 5 saniye boyunca 69 megajul enerji üretildi, bu miktar yalnızca 4-5 banyoyu ısıtmaya yeterli olacak kadar az.
8 Şubat 2024

Limerick Üniversitesi'nden İrlandalı araştırmacılar, vücut ısısını enerjiye dönüştürebilecek bir cihaz geliştirmeyi hedefliyor. Bu cihaz, GPS takip cihazları ve akıllı saatler gibi taşınabilir elektronik cihazların vücut ısısıyla çalışmasını sağlayabilir. Araştırmacılar, lignin bazlı esnek malzemeler kullanarak çevre dostu süperkapasitörler geliştirdi. Bu gelişme, enerji verimliliğini artırmayı ve çevresel etkileri azaltmayı amaçlıyor.
7 Kasım 2024

Bilim insanları, 10 dakikalık bir beyin taraması ile demansı, gözle görülür semptomlar ortaya çıkmadan yıllar önce tespit edebilecek bir yöntem geliştirdi. Londra Queen Mary Üniversitesi'nden Prof. Charles Marshall liderliğindeki araştırma, fonksiyonel MRI (fMRI) taramaları kullanarak beynin varsayılan mod ağındaki (DMN) değişiklikleri inceledi. Yapay zeka algoritmaları ile riskli kişileri teşhisten dokuz yıl öncesine kadar yüzde 80 doğrulukla tespit edebilen model geliştirildi. Araştırma sonuçları Nature Mental Health dergisinde yayınlandı ve daha fazla araştırma yapılması gerektiği belirtildi.
8 Haziran 2024

Bilim insanları, 66 milyon yıl önce dinozorları yok eden devasa asteroitin yanı sıra, aynı dönemde daha küçük bir asteroidin de Dünya'ya çarptığını keşfetti. Bu ikinci asteroit, Batı Afrika kıyılarında denize çarparak Nadir Krateri'ni oluşturdu. Araştırmacılar, bu çarpmanın büyük bir tsunamiye ve depreme neden olduğunu düşünüyor. İki asteroitin neden birbirine yakın zamanlarda Dünya'ya çarptığı ise henüz bilinmiyor.
4 Ekim 2024

Daha önce insan kanında, plasentada ve anne sütünde mikroplastikler keşfedilmişti. Son yapılan bir çalışmada, Çin'de evlilik öncesi sağlık değerlendirmeleri kapsamında test edilen tüm meni örneklerinde mikroplastik kirliliği bulundu. Araştırmacılar, mikroplastiklerin üreme sağlığı üzerindeki olası zararları konusunda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor. Mikroplastiklerin insan vücudunda yaygın şekilde bulunması, çevresel kirliliğin insan sağlığı üzerindeki potansiyel etkilerini gündeme getiriyor.
12 Haziran 2024

Güney Kore'deki bilim insanları, nükleer füzyon deneyinde 100 milyon santigrat derece sıcaklıkta 48 saniye boyunca plazmayı tutmayı başardılar. Bu, 2021'de kırılan 30 saniyelik rekorun üstüne çıkılarak elde edilen bir başarıdır. Nükleer füzyon, güneş ve diğer yıldızlarda görülen enerji üretim sürecinin bir kopyası olup, karbon kirliliği olmadan sınırsız enerji sağlama potansiyeline sahiptir. Bu teknoloji, temiz enerji çözümleri arasında önemli bir yer tutmaktadır.
3 Nisan 2024

NASA'ya ait James Webb Uzay Teleskobu, Plüton’un en büyük uydusu Charon’un yüzeyinde karbondioksit izleri tespit etti. Araştırmacılar ayrıca yüzeyi su buzuyla kaplı uyduda hidrojen peroksit bileşiği izine de rastladı. Bu keşif, Charon'un yüzey bileşimi hakkında yeni bilgiler sunuyor ve daha önce bu gök cisminde rastlanmamış bileşiklerin varlığını ortaya koyuyor. Araştırma, Nature Communications dergisinde yayımlandı.
2 Ekim 2024

Bilim insanları, NASA'ya ait Ay keşif aracının radar ölçümlerini analiz ederek Ay'da astronotların uzun süreli misyonlar için kullanabilecekleri bir mağara bulunduğunu doğruladı. Bu mağara, Apollo 11'in indiği yerden yaklaşık 400 kilometre uzaklıkta yer alıyor ve lav tüpünün çökmesi sonucu ortaya çıkmış. Uzmanlar, mağaranın Ay’ın zorlu çevresel şartlarından korunaklı olması nedeniyle gelecekte astronotlara ev sahipliği yapabileceğini belirtti.
15 Temmuz 2024

ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), Florida eyaletinde bir evin çatısına düşen ve merak uyandıran 700 gram ağırlığındaki gizemli nesnenin, Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) ait bir 'uzay çöpü' parçası olduğunu açıkladı. Bu nesne, 8 Mart'ta Alejandro Otero'nun evinin çatısına düşmüş ve büyük ilgi çekmişti. NASA, nesnenin 2021'den bu yana Dünya'nın yörüngesine doğru hareket eden bir kargo paletine ait olduğunu ve şu anda analiz için Kennedy Uzay Merkezi'nde bulunduğunu belirtti. Ev sahibi Otero, kimsenin yaralanmamış olmasından dolayı memnuniyetini ifade etti.
16 Nisan 2024

Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, Güney Afrika'daki meteor kalıntılarını inceleyerek 3,26 milyar yıl önce Dünya'ya çarpan dev bir göktaşının erken yaşamı tetiklemiş olabileceğini öne sürdü. Araştırma, bu çarpmanın Dünya'da yaşamın gelişmesine elverişli koşullar yarattığını ve demir açısından zengin derin suların yüzeye çıkmasına neden olan tsunamiler oluşturduğunu belirtiyor. Bu bulgular, göktaşı çarpmalarının sadece yıkım getirmediği, aynı zamanda yaşamın gelişmesine katkıda bulunduğu fikrini destekliyor.
22 Ekim 2024

James Webb Uzay Teleskobu'ndan alınan veriler, süper kütleli kara deliklerin galaksilerde yıldız oluşumu için gerekli olan gazı yok ederek galaksileri 'öldürdüğünü' ortaya çıkardı. Cambridge Üniversitesi'nden uluslararası bir ekip, Webb Teleskobu ile 'büyük patlama'dan iki milyar yıl sonrasında oluşan bir galaksiyi inceledi ve bu galaksinin merkezindeki kara deliğin, galaksiden yüksek hızda gaz fırlatarak yeni yıldız oluşumunu durdurduğunu keşfetti. Bu bulgu, kara deliklerin galaksilerde yıldız oluşumunu nasıl durdurduğunu anlamada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
17 Eylül 2024
İşaretlediklerim