Türkiye'de hazırlanan 9'uncu Yargı Paketi taslağı, 38 maddeden oluşuyor ve Türk Ceza Kanunu'na 'etki ajanlığı' ile ilgili yeni bir madde eklenmesi öneriliyor. Bu düzenleme, yabancı devlet veya organizasyonlar adına Türkiye'de faaliyet gösteren kişilere yönelik hapis cezası öngörüyor. Etki ajanlığı suçu işleyenler üç ila yedi yıl arasında hapis cezasına çarptırılabilirken, savaş zamanı veya stratejik kurumlarda çalışanlar için cezalar daha ağır olacak.
10 Mayıs 2024

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9’uncu Yargı Paketi'nde yer alan etki ajanlığı düzenlemesi hakkında kamuoyunda yanlış bir algı oluşturulduğunu belirtti. Tunç, düzenlemenin Türkiye aleyhine çalışanların cezalandırılmasına yönelik olduğunu ve habercilerin cezalandırılacağı yönündeki algının doğru olmadığını vurguladı. Düzenlemeye göre, yabancı devlet veya organizasyonların çıkarları doğrultusunda çalışan Türk vatandaşları ve Türkiye'de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapanlar hapis cezası alacak.
26 Haziran 2024

CHP, kamuoyunda tepki çeken 'etki ajanlığı' düzenlemesinin 9'uncu Yargı Paketi'nden çıkarıldığını açıkladı. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, AKP grubuyla yapılan görüşmelerde bu konuda kendilerine söz verildiğini belirtti. Ancak AKP Grup Başkan Vekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, böyle bir düzenlemenin baştan beri taslakta olmadığını savundu. 9'uncu Yargı Paketi, 23 kanun ve üç kanun hükmünde kararnamede değişiklik veya düzenleme içeren 60 maddelik bir kanun teklifidir.
13 Haziran 2024

Meclis Adalet Komisyonu, 'etki ajanlığı' olarak bilinen casusluk faaliyetlerine yönelik cezaları ağırlaştıran bir kanun teklifini kabul etti. Bu düzenlemeye göre, yabancı devlet veya organizasyonlar lehine Türkiye'de casusluk yapanlar üç ila yedi yıl arasında hapis cezasına çarptırılacak. Suçun savaş sırasında işlenmesi veya stratejik kurumlarda görev yapanlar tarafından gerçekleştirilmesi durumunda cezalar daha da artacak. Bu değişiklikler, Türk Ceza Kanunu'na yeni maddeler eklenerek uygulanacak.
23 Ekim 2024

Ayşenur Arslan, geçmişte sol gruplar arasında yaygın olan 'subjektif ajanlık' suçlamasının günümüzde 'etki ajanlığı' adı altında yeniden gündeme getirilmeye çalışıldığını belirtiyor. Bu yeni kavramın muğlak ifadelerle dolu olduğunu ve her duruma uygulanabilecek şekilde tasarlandığını ifade ediyor. Ayrıca, hukukçu Celal Ülgen'in yorumlarına yer vererek, siyasi iktidarın bu yeni yasa tasarısı ile aslında bir çelişki içinde olduğunu ve yeni tip casusluk yaptırımlarının kabul edilemez olduğunu vurguluyor.
11 Mayıs 2024

AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, etki ajanlığı düzenlemesinin tamamen geri çekilmediğini ve ilerleyen dönemde tekrar gündeme alınacağını açıkladı. Kamuoyunda 9. yargı paketi olarak bilinen ve birçok kanunda değişiklik öngören teklifin en tartışmalı maddesi olan etki ajanlığı yasası, devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleyenlere yönelik cezaları içeriyor. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, yasanın geri çekildiğini duyurmuştu, ancak Güler, düzenlemenin muhalefetin önerileriyle tekrar ele alınacağını belirtti.
13 Kasım 2024

Taha Akyol, iktidarın Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) bireysel başvurular üzerine insan hakları ihlallerini denetleme yetkisini daraltma hazırlığında olduğunu belirtiyor. Bu değişiklikle, adil yargılanma hakkı, etkin soruşturma eksikliği ve delillerin geçersizliği gibi gerekçelerle AYM'nin inceleme yapamayacağını ifade ediyor. Akyol, bu durumun Türkiye'nin hukuk devleti puanını düşüreceğini ve yalnızca yanlış kararı veren mahkemeyi değil, onaylayan Yargıtay'ı ve uygulayan Meclis'i de bağlayan AYM kararlarının önemini vurguluyor.
11 Şubat 2024

9’uncu yargı paketi olarak bilinen kanun teklifinin çalışmaları tamamlandı ve Meclis’e sunulacak. Paket, casusluk faaliyetleri ve devletin güvenliği aleyhine işlenen suçlar için ağır cezalar öngörüyor. Ayrıca, hakaret suçlarının uzlaştırma kapsamından çıkarılması, yazılı bildirimlerde değişiklikler ve hükümlülerin eğitim haklarının genişletilmesi gibi düzenlemeler içeriyor. Bu düzenlemeler, yargı süreçlerini hızlandırmayı ve ceza infaz kurumlarındaki eğitim olanaklarını artırmayı hedefliyor.
27 Haziran 2024

Türkiye'de 9. yargı paketi kapsamında, sosyal medya aracılığıyla yapılan ve Türkiye aleyhine olduğu düşünülen kara propaganda ve etki ajanlığı faaliyetlerine karşı yeni düzenlemeler getirilmesi planlanıyor. Bu düzenlemeler, sosyal medya yorumları aracılığıyla ekonomik, toplumsal ve kamu düzenini bozan faaliyetleri de içerecek şekilde genişletilmiş. Ancak, hangi faaliyetlerin bu suç kapsamına gireceği ve nasıl tanımlanacağı konusunda belirsizlikler mevcut. Bu durum, ifade özgürlüğüne müdahale endişelerini de beraberinde getiriyor.
11 Mayıs 2024

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, etki ajanlığı yasasının geri çekildiğini açıkladı. Bu yasa, etki ajanlarının faaliyetlerini düzenlemeyi amaçlıyordu. Yasanın geri çekilmesi, muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları tarafından olumlu karşılandı. Yasanın geri çekilme nedeni ve gelecekteki durumu hakkında henüz detaylı bilgi verilmedi.
13 Kasım 2024

Mustafa Karaalioğlu, Türk Ceza Kanunu'na eklenmesi önerilen yeni bir maddenin ifade özgürlüğünü daha da kısıtlayabileceğini ele alıyor. Bu madde, devletin iç veya dış siyasal yararlarına karşı faaliyet gösterenleri 'etki ajanlığı' suçu kapsamında cezalandırmayı öngörüyor. Madde, belirsiz suç tanımlarıyla medyayı ve eleştirel sesleri hedef alabilecek şekilde tasarlanmış. Karaalioğlu, ifade özgürlüğünü kısıtlayan mevcut maddelerin kaldırılması gerektiğini savunurken, bu yeni düzenlemenin tersine bir adım olduğunu vurguluyor.
13 Mayıs 2024

Rahmi Turan, 9’uncu Yargı Paketi'nde yer alan ve kadınlar için büyük bir tehdit oluşturan değişiklikleri ele alıyor. Özellikle 6284 sayılı şiddetle mücadele kanununun en önemli caydırıcı unsuru olan 'Zorlama Hapsi'nin kaldırılmak istenmesi, kadın hakları savunucuları tarafından büyük tepkiyle karşılanıyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, bu değişikliğin kadın cinayetlerini artıracağını ve iktidarın bu cinayetlerden sorumlu olacağını belirtiyor.
4 Haziran 2024

Türkiye'de kabul edilen yeni yasa, antidemokratik uygulamaları daha da ağırlaştırarak iktidar muhaliflerine yönelik baskıyı artırıyor. Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği maddeleri içeren ve Anayasa ihlalleri barındıran bu düzenleme, özellikle terör örgütleriyle ilişkilendirilen kişilere yönelik keyfi ve çifte cezalandırmayı kolaylaştırıyor. Ayrıca, Türkiye'deki baskı rejimlerinin simgesi haline gelen 'Fişleme' düzenlemesinin kapsamı genişletilerek, muhalefet, inanç ve etnik köken nedeniyle cezalandırmanın aracı haline getiriliyor.
17 Mart 2024

İktidar tarafından Adalet Reformu adı altında sunulan yeni yasa değişiklikleri, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruları zorlaştırırken, 'Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi' hakkındaki, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen maddeyi daha da kesinleştirerek yeniden yürürlüğe sokuyor. Bu durum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına rağmen gerçekleşiyor ve pek çok hukuk profesörü ile demokratik toplum örgütü tarafından eleştiriliyor.
24 Mart 2024

Türkiye İşçi Partisi Hatay milletvekili Can Atalay'ın avukatları, Anayasa Mahkemesi'nin kararını uygulamayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu'na suç duyurusunda bulundu. Avukatlar, mahkeme üyeleri hakkında 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' ve 'görevi kötüye kullanma' suçlarından ceza davası açılmasını talep etti. Anayasa Mahkemesi, Can Atalay'ın 'seçilme ve siyasi faaliyette bulunma' ve 'kişi hürriyeti ve güvenliği' hakkının ihlal edildiğine hükmetmişti.
3 Kasım 2023

Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Ankara'da bir kişiyi, kendisini 'Kamu Güvenliği Teşkilatı İstihbarat Daire Başkanı' olarak tanıtarak dolandıran sanığa verilen beş ay hapis cezasını yetersiz buldu. Mağdur, sanığa tapu işlemleri için toplam 7 bin 795 lira göndermiş, ancak işlemler yapılmayınca dolandırıldığını anlayıp şikayetçi olmuştu. Yargıtay, sanığın birden fazla kez dolandırıcılık eylemini gerçekleştirdiğini ve bu durumun 'zincirleme dolandırıcılık' suçunu oluşturduğunu belirterek, yerel mahkeme kararını bozdu.
10 Nisan 2024

AKP hükümetleri döneminde Anayasa'nın çiğnenmesi alışkanlık haline gelmiş durumda. Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa'daki yeniden aday olmasını engelleyen hükmü çiğneyerek bir sonraki seçimde aday olma arzusunu dile getirdi. Bu durum, AKP içinden de destek görüyor. Aynı zamanda, Türk Ceza Kanunu'nun bir maddesinin Anayasa'ya aykırılığı gerekçesiyle iptal edilmesi, AKP'nin hukuk anlayışının ve muhaliflere tahammülsüzlüğünün bir örneği olarak gösteriliyor.
13 Mart 2024

Anayasa Mahkemesi (AYM), avukatların dilekçelerinde kullandığı ifadeler nedeniyle uyarı cezası almasını 'ifade özgürlüğü hakkının ihlali' olarak nitelendirdi. İki avukat, müvekkillerinin polis tarafından dövüldüğünü iddia etmiş ve bu durumu raporlaştırmak istemişti. Ancak, muayeneyi yapan doktorun gerçeğe aykırı rapor hazırladığını iddia eden avukatlar, doktor hakkında şikayette bulunmuştu. Bu durum üzerine Eskişehir Barosu avukatlara uyarı cezası vermişti. AYM, avukatların ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi ve yeniden yargılama yapılması gerektiğini belirtti.
2 Kasım 2023

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ankara'da üç üst düzey emniyet yetkilisinin görevden uzaklaştırılmasıyla başlayan sürecin yankıları sürerken, bürokratik vesayete izin vermeyeceklerini belirtti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu olayın bir komplo olduğunu ve hedefin Cumhur İttifakı ile Türkiye olduğunu söyledi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ise terör örgütleri ve organize suç örgütleriyle iş birliği yapanların oyunlarını bozacaklarını ifade etti. Görevden uzaklaştırılan emniyet yetkilileri hakkında çeşitli suçlamalarla soruşturma başlatıldı.
15 Mayıs 2024

Anayasa Mahkemesi (AYM), 'halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçuna hapis öngören 'sansür yasası' olarak adlandırılan 'dezenformasyonla mücadele yasası'nın iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemini 8 Kasım'da görüşecek. AKP ve MHP'nin hazırladığı bu yasa, gazetecilik meslek örgütleri tarafından 'sansür yasası' olarak adlandırılmıştı. CHP, yasanın 29'uncu maddesinin iptali için AYM'ye başvurmuştu. AYM, başvurunun iptal istemini 8 Kasım'daki Genel Kurul gündeminde ele alacak.
2 Kasım 2023
İşaretlediklerim