Mehmet Ali Verçin, Türkiye'nin ekonomik durumunu ve enflasyonla mücadelesini ele alıyor. Türkiye'nin yıllık 330 milyar dolar civarında sanayi malı tükettiğini ve dünya fiyatlarındaki azalışların Türkiye'nin cari açığını olumlu etkilediğini belirtiyor. Ancak, enflasyon üzerindeki etkisi net değil. Türkiye'nin geçmişte faiz oranlarını düşürebildiği dönemlerde IMF ve yabancı fonların önemli destek sağladığı, ancak şu anda yurt dışından beklenen fonlarda bir hareket olmadığı ve Merkez Bankası'nın ilave bir '128 milyar dolar' satabilecek durumda olmadığı vurgulanıyor. Bu durum, Türkiye'nin enflasyonla mücadelesini zorlaştırıyor.
14 Mart 2024

Ekonomist Remzi Özdemir, seçimlerin ardından Türkiye'de hükûmetin enflasyonla mücadele kapsamında daha sert tedbirlere başvuracağını iddia etti. Özdemir'e göre, Merkez Bankası Nisan toplantısında bu yönde önemli adımlar atacak ve bu durum fiyatların düşmesine neden olacak. Özdemir, halkın bu süreçte zorlanacağını ancak sonunda Merkez Bankası'nın enflasyonu düşürme başarısını takdir edeceğini belirtti.
24 Şubat 2024

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı Şubat ayı enflasyon oranlarını değerlendirerek, enflasyonun düşürülmesi için 'zaman' ve 'sabır' gerektiğini belirtti. Şimşek, aylık enflasyonun beklentilerin üzerinde gerçekleştiğini ve dezenflasyon sürecinin zaman ve kararlılık gerektirdiğini ifade etti. Ayrıca, Merkez Bankası'na tam desteklerini belirterek, ilave sıkılaşma adımlarının büyümede dengelenmeye, cari açıkta daralmaya ve enflasyonist eğilimleri kırmaya katkı sağlayacağını vurguladı.
6 Mart 2024

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyondaki son aylık yükselişin geçici etkilerden kaynaklandığını ve yıllık enflasyonun yılın ikinci yarısında düşeceğini belirtti. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu ENAG, aylık enflasyonu yüzde 9,38 ve yıllık enflasyonu yüzde 129,11 olarak açıklarken, TÜİK aylık enflasyonu yüzde 6,7 ve yıllık enflasyonu yüzde 64,86 olarak duyurdu. Şimşek, Şubat ayından itibaren aylık enflasyonun düşeceğini ve yıllık enflasyonda ikinci yarıda belirgin bir gerileme olacağını öngördüğünü ifade etti.
5 Şubat 2024

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan verilere göre, Türkiye'de enflasyon oranı yıllık bazda yüzde 67,07'ye, aylık bazda ise yüzde 4,53'e yükseldi. Bu oranlar, bir önceki aya göre artış göstermekte olup, bir önceki ayda yıllık enflasyon yüzde 64,86 olarak kaydedilmişti. Bu veriler, Türkiye ekonomisindeki enflasyonist baskının devam ettiğini göstermektedir.
4 Mart 2024

İrfan Hüseyin Yıldız, enflasyonun Türkiye'deki ekonomik ve sosyal etkilerini ele alıyor. Enflasyonun, Türk Lirası borçlarını eriterek ve varlık değerlerini artırarak bazı kesimleri zenginleştirdiğini, devletin ise harcamalar üzerinden ve enflasyonist kârlar üzerinden daha fazla vergi topladığını belirtiyor. Ayrıca, negatif reel faizlerin zenginleri daha da zenginleştirdiği, fakirleri ise daha da fakirleştirdiği ve gelir dağılımını bozarak yoksulluğu derinleştirdiği vurgulanıyor.
3 Mart 2024

Türkiye'de enflasyonla mücadele, politika faizi üzerinden yürütülen çalışmaların ötesine geçerek, satın alma gücünü artıracak reformist düzenlemelere odaklanma aşamasına gelmiştir. Vergi düzenlemeleri, gelir dağılımına uyumlu vergi dilimlerinin oluşturulması ve verginin tabana yayılması gibi önlemler gündemdedir. Ayrıca, FED'in faiz politikaları, Türkiye'nin uluslararası finans kuruluşları ile ilişkileri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyareti gibi dış faktörler de enflasyonla mücadelede önemli rol oynamaktadır.
13 Nisan 2024

Alaattin Aktaş, enflasyonun düşmesinin yalnızca fiyat artış hızının azalması anlamına geldiğini, fiyatların kendilerinin düşmediğini vurguluyor. 2005 ile 2026 yılları arasında aylık harcamaların nasıl arttığını örneklerle açıklıyor. 2005-2021 dönemi ile 2022-2026 dönemi arasında aylık harcama ortalamalarının büyük bir fark gösterdiğini, bu durumun enflasyonla mücadeledeki politikaların etkisizliğini gösterdiğini belirtiyor.
13 Mayıs 2024

Burcu Aydın Özüdoğru, baz ve mevsimsel etkiler nedeniyle yaz döneminde yıllık enflasyonda sert düşüşler yaşanacağını, ancak bu dönemin yoğun riskler barındırdığını belirtti. En büyük riskin, enflasyon oranlarının hızlı düşmesiyle Merkez Bankası'na faiz indirim taleplerinin artması olduğunu vurguladı. Ayrıca, hükümetin enflasyonla mücadeleye yeterli desteği vermemesi ve kamu harcamalarında yeterli sıkılaşmanın sağlanamamasının da risk oluşturduğunu ifade etti. Enflasyonla mücadelede esas sürecin 2025 yılında verileceğini ve hükümetin yapısal politikaları hayata geçirmesi gerektiğini belirtti.
5 Temmuz 2024

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan verilere göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) nisan ayında aylık bazda %3,18 artış gösterdi. Bu artışla birlikte yıllık enflasyon oranı %69,80 olarak kaydedildi. Bu veriler, Türkiye ekonomisindeki fiyat istikrarı ve mali politikaların değerlendirilmesi açısından önem taşımaktadır.
3 Mayıs 2024

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Şubat ayı enflasyonunu yüzde 4.53 olarak açıkladı, bu oran Ekonomik Araştırmalar Grubu (ENAG)'nın açıkladığı yüzde 4.34'lük orandan sadece biraz daha yüksek. Bu durum, TÜİK'in uzun yıllar sonra ilk defa gerçekçi bir enflasyon rakamı açıkladığına işaret ediyor. İktisatçı Mahfi Eğilmez, bu gerçekçi rakam açıklamasının arkasında bir IMF hazırlığı olup olmadığını sorguluyor, çünkü IMF'nin uydurma rakamları kabul etmeyeceğini belirtiyor.
5 Mart 2024

Murat Muratoğlu, Türkiye İstatistik Kurumu'nun Şubat ayı için açıkladığı aylık enflasyon oranının yüzde 4.53 olduğunu ve bu oranın genel beklentilerin üzerinde olduğunu belirtiyor. Yazısında, İstatistik Kurumu'nun güvenilirliğinin sorgulandığı ve genellikle daha düşük oranlar açıklaması nedeniyle insanların beklentilerini bu yönde ayarladıklarını ifade ediyor. Muratoğlu, toplumun ve ekonomi uzmanlarının İstatistik Kurumu'na olan güvensizliğini ve beklentilerin gerçekçi olup olmadığına dair soruları dile getiriyor.
5 Mart 2024

Esfender Korkmaz, çekirdek enflasyonun, işlenmemiş gıda ürünleri, enerji, altın, içki ve tütün gibi malların fiyat artışlarını çıkardıktan sonra elde edilen TÜFE(B)'nin yıllık bazda yüzde 70,31 olduğunu belirtiyor. Bu oranın, yıllık TÜFE'den daha yüksek olduğunu ve enflasyonun direnç gösterdiğini ve artacağını ifade ediyor. Korkmaz, 2021 yılından bu yana hem TÜFE hem de çekirdek enflasyonun arttığını ve seçim dönemi nedeniyle siyasi iktidarın popülizmden vazgeçmeyeceğini, bu durumun TÜFE artışını sürdüreceğini öne sürüyor.
5 Mart 2024

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart ayında yıllık enflasyonun yüzde 68,50'ye ulaştığını, aylık artışın ise yüzde 3,16 olduğunu duyurdu. Bir önceki ay, TÜİK yıllık enflasyonu yüzde 67,07 ve aylık artışı yüzde 4,53 olarak açıklamıştı. Buna karşın, Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) Mart ayı için yıllık enflasyonu yüzde 124,63 ve aylık artışı yüzde 5,68 olarak bildirdi, bu oranlar TÜİK'in açıkladığından önemli ölçüde yüksek.
3 Nisan 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de 2021 sonunda başlayan ve maliyet enflasyonu şeklinde ortaya çıkan yüksek enflasyonun, eksi reel faiz ve TL'den kaçış nedeniyle düşmediğini belirtiyor. Gelir dağılımındaki bozuklukların lüks tüketimi etkilemediğini, ancak genel olarak enflasyonun düşürülmesinin zor olduğunu ifade ediyor. Korkmaz, enflasyonla mücadele için başkanlık sisteminin değişmesi, demokratik ve hukuki altyapının güçlendirilmesi ve IMF ile iş birliği yapılması gerektiğini öne sürüyor.
6 Şubat 2024

Veysel Ulusoy, TÜİK'in sunduğu istatistiklerin yanlış hesaplandığını ve bu durumun ekonomik politikaları olumsuz etkilediğini belirtiyor. Tarım ürünlerindeki maliyet artışlarının çiftçilerin reel kazançlarını kayba dönüştürdüğünü ve bu durumun gıda güvenliği açısından büyük bir sorun teşkil ettiğini vurguluyor. Ayrıca, sanayi üretimi ve milli gelir gibi verilerin de doğru olmayan enflasyon oranları ile hesaplandığını ve bu nedenle ülke gerçeklerinden sapıldığını ifade ediyor. Ulusoy, bu durumun sabit gelirli halkın birikim ve varlıklarının erimesine yol açtığını ve ek vergi ve ücret baskılaması ile karşı karşıya kaldıklarını belirtiyor.
16 Haziran 2024

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan ocak ayı yıllık enflasyon oranı %64,86 olarak belirlendi. Aynı dönemde Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise yıllık enflasyonu %129,11 olarak açıkladı. Bu, TÜİK'in açıkladığı oranın neredeyse iki katı bir değer. Aylık enflasyon artışı TÜİK'e göre %6,7 iken, ENAG'a göre %9,38 oldu.
5 Şubat 2024

TÜİK, Ocak ayı tüketici fiyat artışını yüzde 6.7 olarak açıkladı. Bu oran, piyasada gözlemlenen genel fiyat artışları ve zamların yoğunluğuna kıyasla düşük bulunuyor. Alaattin Aktaş, geçmiş yıllardaki enflasyon oranları ile karşılaştırma yaparak, ya geçen yılın Ocak ayındaki enflasyonun yüksek açıklandığını ya da bu yılın Ocak ayındaki enflasyonun düşük açıklandığını öne sürüyor. Aktaş, bu durumu 'bir mucize' olarak nitelendiriyor ve TÜİK'in açıkladığı oranların gerçekçiliği üzerine soru işaretleri uyandırıyor.
6 Şubat 2024

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), Türkiye'de 12 aylık enflasyonun yüzde 124,63 olduğunu duyurdu. Mart ayında enflasyonun yüzde 5,68 arttığını belirten ENAG, şubat ayında aylık enflasyonun yüzde 4,32 ve yıllık enflasyonun yüzde 121,98 olduğunu açıklamıştı. ENAG tarafından yapılan açıklamada, Mart ayı Tüketici Fiyat Endeksi'nin (E-TÜFE) yüzde 5,68 artış gösterdiği ve son 12 aylık artışın yüzde 124,63 olarak gerçekleştiği bildirildi.
3 Nisan 2024

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2023 Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GYSH) verilerine göre, Türkiye'nin GYSH'si önceki yıla göre yüzde 4,5 arttı. Ekonomist Mahfi Eğilmez, bu büyüme verilerini Twitter hesabından yaptığı paylaşımda 'ilüzyon' olarak tanımladı ve yüksek enflasyonun, baskılanmış kurun ve sığınmacıların GSYH'ye katkısının gerçek kişi başına gelir artışlarını çarpıttığını belirtti. Eğilmez, ekonomiyi olduğundan iyi göstermeye yönelik bu durumun geçmişte de yaşandığını ve sahte bir cennet yaratıldığını ancak bu durumun sonradan cehenneme dönüştüğünü ifade etti.
3 Mart 2024
İşaretlediklerim