Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası işlemlerin durdurulduğu Borsa İstanbul'da, düzenlemelerle şirketlerin hisse geri alımına yönelmesi ve bireysel emeklilik sistemine (BES) yapılan değişikliklerle borsaya 10 günde 10 milyar TL girişi bekleniyor. Merkez Bankası'nın da tahvil alımı yapacağını duyurmasıyla borsada yükseliş yaşandı. Ekonomist Şeref Oğuz, bu gelişmelerin borsadaki şaibeyi ortadan kaldıracak radikal ve güven verici kararlar olmadığını, yaratılan 'kazanma alanı'nın sadece seçimlere kadar süreceğini ve bu durumun spekülatörlerin lehine olacağını belirtti.
15 Şubat 2023

İbrahim Kahveci, Türkiye'nin uyguladığı ekonomi programının dış dengeyi sağlama ve döviz ihtiyacını karşılama amacına ulaşamadığını belirtiyor. Tüketim malı ithalatının yüksek seviyelerde olduğunu ve başarının sadece düşen küresel enerji fiyatlarına bağlı olduğunu ifade ediyor. Ayrıca, finansal yatırımlardan gelen döviz akışının sınırlı olduğunu ve kalıcı iyileşmeler için daha sert önlemler gerektiğini vurguluyor. Kahveci, mevcut durumun sürdürülebilir olmadığını ve alt gelir gruplarının bu durumdan en çok etkileneceğini öne sürüyor.
6 Mayıs 2024

Deniz Zeyrek, Türkiye'de yaşanan ekonomik zorlukları ve halkın karşılaştığı mali sıkıntıları ele alıyor. Yazıda, emeklilerin ve asgari ücretle çalışan işçilerin ucuz gıda ürünleri için uzun kuyruklarda beklediği durumlar örneklerle anlatılıyor. Ayrıca, Türkiye'nin uzun yıllardır sağ iktidarlar ve AK Parti tarafından yönetilmesine rağmen yaşanan ekonomik sorunlar ve yoksulluk üzerinde duruluyor. Zeyrek, ülkenin zenginlik kaynaklarına ve yöneticilerin lüks yaşamına rağmen halkın neden yoksulluk içinde olduğunu sorguluyor.
24 Şubat 2024

İbrahim Kahveci, Türkiye'deki ekonomik sorunların dış güçlerin etkisi altında değil, iç politika ve yönetimdeki liyakatsizlikten kaynaklandığını iddia ediyor. Merkez Bankası Başkanlığı'nda Naci Ağbal'ın yerine Şahap Kavcıoğlu'nun getirilmesi ve Nureddin Nebati ile olan politikalar gibi örneklerle, ekonomik krizin yönetim kararlarından kaynaklandığını öne sürüyor. Kahveci, enflasyonun artışı ve döviz rezervlerinin tükenmesi gibi sorunların, akılcı olmayan politikalar ve liyakatsiz yönetim anlayışı nedeniyle yaşandığını belirtiyor.
19 Şubat 2024

Kaan Sezyum'un yazısında, Türkiye'de ekonomik zorlukların ve siyasi baskının arttığı, sürdürülebilir fakirliğin yeni bir yaşam biçimi haline geldiği vurgulanıyor. İktidarın seçim dönemlerinde hizmet tehditleri ve demokratik seçim sonuçlarını sorgulaması, şeriat isteyenlerin ve Osmanlı'ya geri dönmek isteyenlerin varlığına dikkat çekiliyor. Ayrıca, geçen yıl 85 lira olan bir kumpirin fiyatının şimdi 180 lira olduğu örneğiyle ekonomik durumun kötüleştiği işaret ediliyor.
6 Mart 2024

Ozan Gündoğdu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) seçim öncesinde döviz rezervlerini kullanarak döviz kurunu kontrol altında tutmaya çalıştığını ve bu durumun ekonomik güveni sarsabileceğini belirtiyor. Gündoğdu, mevcut politik sistemin, tek bir kişinin endişelerine odaklanması nedeniyle ekonomik kurumların uzun vadeli hedeflere ulaşmasının mümkün olmadığını savunuyor. Yazara göre, ekonominin düzelmesi için politik düzenin değişmesi gerekmektedir.
20 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin ekonomik durumunu değerlendirerek, yüksek enflasyon oranlarının yatırım ortamını olumsuz etkilediğini ve döviz rezervlerindeki yetersizlikler nedeniyle dış borç ve ithalat finansmanında zorluklar yaşanabileceğini belirtiyor. Türkiye'nin cari açık ve dış borç ödemeleri konusunda ciddi sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu, bu durumun stagflasyona yol açabileceğini ifade ediyor. Ayrıca, Merkez Bankası ve Standart and Poor’s'un 2024 yılı için enflasyon tahminleri arasında önemli farklar olduğunu vurguluyor.
12 Mayıs 2024

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya'nın özel şirketlerin enflasyondan faydalanarak fahiş karlar elde ettiğini öne süren açıklamalarına yanıt verdi. Hisarcıklıoğlu, özel sektörü suçlu ilan etmeden önce herkesin kendi işini en iyi şekilde yapması gerektiğini belirtti. Ayrıca, bazı şirketler hakkında yayılan olumsuz söylentilerin firmalara zarar verdiğini ve bu durumların önüne geçmek için savcıların soruşturma yapması gerektiğini vurguladı.
11 Temmuz 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de kamu harcamaları, vergi politikaları ve mali disiplin konularında yaşanan sorunlara dikkat çekiyor. Bütçe kaynaklarının popülizm ve şatafat için kullanılmasının, kamu özel işbirliği ile yapılan yatırımların atıl kalmasının ve kamu yatırımlarının piyasa maliyeti üzerinde yapılmasının kamu kaynaklarının etkin kullanılmadığını gösterdiğini belirtiyor. Ayrıca, ücret artışlarının verimlilik artışına ve fiyatların frenlenmesine katkı sağlayabileceğini ifade ediyor. Korkmaz, mevcut siyasi yapı ve koşullarda Merkez Bankası'nın sıkı para politikası uygulamasının bile istikrarı sağlamakta yetersiz kalacağını öne sürüyor.
23 Şubat 2024

Şeref Oğuz, Türkiye'nin kredi notundaki artışın sıcak para akışını hızlandıracağını ancak doğrudan yabancı yatırım getirmeyeceğini belirtiyor. Oğuz, bu durumu geçmişte yaşanan ekonomik krizlerle karşılaştırarak, yalancı sermayenin geldiği gibi gideceğini ifade ediyor. Türkiye'nin kredi notunun yükselmesiyle Uganda, Moğolistan ve Kongo seviyesinden Bangladeş, Kosta Rika ve Namibya seviyesine çıktığını, ancak bunun sadece kısa vadeli fon akışını artıracağını savunuyor.
22 Temmuz 2024

Işıl Özgentürk, Türkiye'de artan yoksulluk seviyesinin günlük yaşama etkilerini anlatıyor. Metro inşaatında çalışan işçilerin düşük ücretlerle nasıl geçindiklerini, mahalledeki insanların ekonomik sıkıntılar içinde nasıl yaşadıklarını ve evcil hayvan sahiplerinin artan maliyetlerle nasıl mücadele ettiğini örneklerle açıklıyor. Yazı, ekonomik zorlukların toplumun farklı kesimlerini nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde ortaya koyuyor.
21 Nisan 2024

Rahmi Turan, Türkiye ekonomisinde yaşanan sıkıntıların bilim dışı uygulamalar ve Merkez Bankası Başkanlarının görevden alınmaları sonucu ortaya çıktığını belirtiyor. Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetimine getirilmesi ve rasyonel politikalara dönüş vurgusu yapmasına rağmen, beklenen iyileşmelerin gerçekleşmediğini ifade ediyor. Turan, devletin savurganlığının devam ettiğini, yerel seçimler için büyük harcamalar yapıldığını ve ekonomideki sorunların çözülmediğini eleştiriyor.
4 Şubat 2024

Şeref Oğuz, deprem bölgesindeki kaynakların dağıtımının adil ve etkili bir şekilde yapılmadığını belirtiyor. Özellikle Kahramanmaraş, Hatay ve İskenderun gibi bölgelerin yeterince destek alamadığını vurguluyor. Bölgenin ekonomik ve endüstriyel potansiyeli göz önünde bulundurularak yapılan planlamaların, gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmada yetersiz kaldığına dikkat çekiyor. Oğuz, deprem bölgesindeki ziyaretinde bu durumu gözlemlediğini ve bölgede daha fazla kaynağa erişim sağlamak için kapsayıcı planlamaların ve sosyal politikaların devreye alınması gerektiğini ifade ediyor.
6 Şubat 2024

Yakup Kepenek, Türkiye ekonomisinin sağlam bir temele oturması için gerekli olan üç ana kurumsal dayanağın; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Kamu İhale Kurumu (KİK) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) olduğunu ifade etmiştir. Ancak, bu kurumların hukuki temeller üzerine sağlamlaştırılmadığı sürece, ekonominin mevcut krizden kurtulmasının mümkün olmadığını vurgulamıştır. Ayrıca, TCMB'nin sınırlı uygulama bağımsızlığına sahip olduğunu, ancak genel olarak ülke ekonomisinin bu üç kurumsal dayanaktan yoksun olduğunu belirtmiştir.
24 Mart 2024

Şeref Oğuz, 1 Mayıs kutlamalarında Taksim Meydanı'nın emekçilere kapatılmasını eleştirerek, bu uygulamanın olumsuz sonuçlarını vurguladı. Oğuz, geçmişte yaşanan şiddet olaylarını anımsatarak, polisin sert müdahalelerine ve basına yönelik baskılara dikkat çekti. Ayrıca, Taksim'in sadece belirli gösterilere açık olmasının yanlışlığını ve bu yasağın tepki doğurduğunu belirtti. 2010-2012 yılları arasında meydanın 1 Mayıs kutlamalarına açık olduğu dönemlerde yaşanan coşkuya işaret ederek, özgürlüklerin kısıtlanmasının güvenlik sağlamadığını ifade etti.
2 Mayıs 2024

Merkez Bankası, ihracatı teşvik etmek için reeskont kredilerinde finansman maliyetini düşürdü ve firma limitlerini yükseltti. Bu hamle ile ihracatçıların ve KOBİ'lerin finansmana erişimi artacak ve finansman maliyetleri yaklaşık 15 puan azalacak. Ayrıca, firma reeskont limitlerini KOBİ tanımında yer alan mali kriterin yüzde 50'si kadar belirleme kararı alındı. Yatırım kaynaklı ithalat harcamalarının net ihracatçılığı sınırlandırması önlenecek.
5 Ekim 2023

Esfender Korkmaz, Türk Lirası'nın değer kaybı ve Merkez Bankası'nın karşılaştığı zorlukları tartışıyor. Merkez Bankası'nın parasal sıkılaştırma politikalarının, siyasi iktidarın seçim öncesi KOBİ'lere ve esnafa kredi dağıtımı gibi uygulamalarıyla çeliştiğini belirtiyor. Ayrıca, bütçede lüks harcamaların arttığı ve bu durumun Merkez Bankası'nın sıkı para politikasını etkisiz kılacağını ifade ediyor. Korkmaz, bu koşullar altında bir Merkez Bankası Başkanının neden görevde kalmak istemeyeceğini sorguluyor.
9 Şubat 2024

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin ihracat sektörünün finansman sorununun Körfez ülkelerinden gelecek parayla çözüleceğini ifade etti. Şimşek, ihracat reeskont kredilerini günlük beş katına çıkarma kararı aldıklarını ve bu sayede ihracatçının finansmana erişim sorununu önemli ölçüde çözeceklerini belirtti. Bakan, Körfez'e yapılan ziyaretlerde ihracatın finansmanını ön planda tuttuklarını ve Körfez merkezli finans kuruluşlarından ihracatın finansmanına yönelik önemli imkanların Türkiye'ye tahsis edileceğini söyledi.
11 Ağustos 2023

Murat Muratoğlu, Türkiye'nin ekonomik ve politik durumunu değerlendirerek, yönetimin hatalarını ve Merkez Bankası'nın durumunu eleştirdi. Yazısında, yönetimin futbol federasyonundan Merkez Bankası'na kadar her alanda özerkliği bırakmadığını ve bu durumun ülkenin ekonomik zorluklarını artırdığını belirtti. Ayrıca, Merkez Bankası'nın seçimler sonrası rezervlerini artırmasını olumlu bulduğunu, ancak bu durumun sürdürülebilir olup olmadığı konusunda şüphelerini dile getirdi. Muratoğlu, yüksek faiz oranlarının hem bireyleri hem de kurumları olumsuz etkileyeceğini öne sürdü.
10 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin yaşadığı 14'üncü krizin ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda farklı olduğunu ve bu nedenle IMF ile yapılabilecek bir anlaşmanın krizi çözemeyeceğini belirtiyor. Türkiye'nin siyasi ve sosyal sorunları çözmeden IMF ile anlaşma yapmasının mümkün olmadığını ve mevcut iktidarın demokrasi ve hukuk alanında geri dönüş yapması gerektiğini ifade ediyor. Korkmaz, en akılcı çözümün siyasi iktidarın değişmesi olduğunu vurguluyor.
6 Mart 2024
İşaretlediklerim