Alaattin Aktaş, yıllık enflasyonun mayıstan sonraki üç ayda 25 puan kadar düşmesi durumunda, Merkez Bankası'nın aylık oranlara odaklanarak faiz artırımına gitme ihtimalini tartışıyor. Baz etkisiyle yıllık oranın düşmesi beklenirken, aylık oranların beklentilerin üzerinde artması durumunda, siyasetçilerin ve Merkez Bankası'nın farklı tutumları arasında bir çatışma olup olmayacağı sorgulanıyor. Aktaş, siyasetin ekonomi üzerindeki etkisinin altını çizerek, seçim sonrası dönemde faiz artırımı ihtimaline dikkat çekiyor.
6 Mart 2024

Alaattin Aktaş, Merkez Bankası'nın önümüzdeki yıl için resmi enflasyon tahmininin yüzde 24.7 olduğunu ve bu oranın basit hesaplamalarla elde edilebileceğini ifade etti. Mevcut yüzde 53.25 olan net mevduat faizlerinin, enflasyon hedefine olan güvensizlik nedeniyle yeterli bulunmadığını vurguladı. Aktaş, eğer enflasyon hedefine güven olsaydı, insanların mevduata yöneleceğini ve bu durumun faiz oranlarının düşmesine neden olacağını belirtti.
11 Mart 2024

Alaattin Aktaş, Merkez Bankası'nın döviz kurları ve Türk parasının değeri hakkında yaptığı analizleri ele alıyor. Merkez Bankası'nın hesaplamalarına göre, döviz kurlarının düşmesi gerektiği, ancak bu durumun açıkça dile getirilmediğini belirtiyor. Türk parasının değerli olduğu yönündeki yaygın kanının aksine, Merkez Bankası'nın her ay yayınladığı veriler, Türk parasının değer kaybettiğini ve enflasyonun politika belirlemede önemli bir etken olduğunu gösteriyor. Aktaş, Merkez Bankası'nın bu durumu açıkça dile getiremediğini ancak web sayfasında bu durumu ilan ettiğini ifade ediyor.
21 Şubat 2024

Alaattin Aktaş, Merkez Bankası'nın tahminlerine dayanarak, mevcut yüzde 65 olan enflasyon oranının üç yıl içinde yüzde 9'a düşeceğini ancak bu süreçte fiyatların yüzde 70 artacağını ifade ediyor. Bu durumun, enflasyon düşüşü olarak sunulsa da, fiyat artışlarının devam ettiği bir gerçekliği gizleyeceğini ve enflasyon düşüşünün propaganda malzemesi olarak kullanılabileceğini öne sürüyor. Aktaş, bu tahminlerin gerçekleşebilirliğine dair şüphelerini de dile getiriyor.
15 Şubat 2024

Alaattin Aktaş, reel faiz oranlarının hesaplanmasında kullanılan yöntemlerin ve gelecek dönem enflasyon tahminlerine duyulan güvensizliğin, tasarruf sahiplerinin döviz ve altın gibi alternatif yatırım araçlarına yönelmesine neden olduğunu belirtiyor. Aktaş, mevcut enflasyon oranları ile karşılaştırıldığında, yüzde 55'lik faiz oranının negatif olarak değerlendirilmesinin yanlış olmadığını, ancak bu hesaplama yönteminin pratikte doğru bir yaklaşım olduğunu ifade ediyor. Yazısında, gelecek dönem enflasyon tahminlerine güven olmamasının, bu tür bir hesaplama yönteminin tercih edilmesinin ana nedeni olduğunu vurguluyor.
25 Mart 2024

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay, bir toplantıda Türkiye'nin ekonomi politikaları ve mevcut ekonomik durumu hakkında eleştirel bir konuşma yaptı. Akçay, fonlama maliyeti ile mevduat faizi, politika faizi ile enflasyon oranı, ve faiz-kur bağlantısının kopmuş olduğunu belirtti. Göreve geldikleri günden bu yana bu sorunları çözmeye çalıştıklarını ifade etti. Ayrıca, ekonomik modellemelerde TÜİK tarafından açıklanan yanlış enflasyon verilerinin kullanıldığını eleştirdi ve yapısal reformların, serbest piyasa düzenlemelerinin, döviz kuru özgürlüğünün, vergi yasasının yeniden yapılandırılmasının, kamu harcamalarının kontrol altına alınmasının ve yatırımcıyı çekecek düzenlemelerin eksikliğine dikkat çekti.
9 Şubat 2024

Merkez Bankası'nın faiz oranını sabit tutma kararı, ekonomistler arasında farklı yorumlara neden oldu. Tunç Şatıroğlu, bu kararı 'enflasyon lobisinin kazanması' olarak değerlendirirken, Mahfi Eğilmez asıl önemli olanın faiz değil, enflasyonu kontrol altına almak olduğunu belirtti. Ekonomistler, Merkez Bankası'nın enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşunun sıkılaştırılacağını ifade etti. Ocak ayı enflasyonunun %6.7, Şubat ayının ise %5 civarında gerçekleşmesi bekleniyor, ancak yıl sonu beklentileri Merkez Bankası'nın tahminlerinin 7 puan üzerinde.
22 Şubat 2024

Ekonomist Ali Ağaoğlu, Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 22,3'ten yüzde 58'e yükselttiği bir ortamda, 24 Ağustos'taki toplantının çok kritik olduğunu ifade etti. Ağaoğlu, enflasyon beklentilerini düzeltmeden ve faizi dengeye oturtmadan insanların ikna olmayacağını belirtti. Ayrıca, kademeli faiz artışından kaybedilen zamanın çok pahalı olduğunu ve yüzde 58 olan yıl sonu tahmininin aslında yüzde 40 gibi bir seviyede olması gerektiğini söyledi.
7 Ağustos 2023

Alaattin Aktaş, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun yarınki toplantısında politika faizini sabit tutmasının muhtemel olduğunu belirtiyor. Aktaş, Türkiye'de faiz toplantılarının genellikle büyük bir heyecanla beklendiğini, ancak bu sefer durumun farklı olduğunu ifade ediyor. Toplantı sonrası yapılacak açıklamanın da büyük ölçüde tahmin edilebilir olduğunu ve sıkı para politikasının enflasyon düşene kadar devam edeceğini vurguluyor. Ayrıca, gelecekte enflasyonda belirgin bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikasının sıkılaştırılabileceğini belirtiyor.
22 Mayıs 2024

Ekonomist Ali Ağaoğlu, Merkez Bankası'nın son toplantısında beklenenin altında bir faiz artışı yapmasını eleştirdi ve bu durumun piyasalarda devam eden bir 'kanama'ya yol açtığını ifade etti. Ağaoğlu, kısa vadeli çözümlerin uzun vadede daha büyük maliyetlere neden olacağını ve Merkez Bankası'nın kredi notunu yükseltecek adımlar atması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, yeni Merkez Bankası başkanlığının ilk toplantısında bir değişim fırsatını kaçırdığını ve piyasaları yönetmenin zanaatkarlık gerektirdiğini belirtti.
3 Temmuz 2023

Merkez Bankası, politika faizini yüzde 50'de sabit tutma kararı aldı. Murat Muratoğlu, bu kararın halkı doğrudan ilgilendiren mevduat faizleriyle aynı olmadığını belirtiyor. Faiz oranlarının düşürülmesiyle mevcut politikanın işe yaramadığını ve teknik önlemler alındığını ifade ediyor. Muratoğlu, yanlış hamlelerin ülke ekonomisini daha da kötüleştirebileceğini ve para politikasının sınırlı etkisi olduğunu vurguluyor.
24 Mayıs 2024

Merkez Bankası, faiz oranlarını yüzde 45'te sabitleyerek piyasaları izlemeye aldı. Ancak, yazar Murat Muratoğlu'na göre, sonbahardan itibaren siyasi talimatlarla faiz indirimine gidilmesi kaçınılmaz görünüyor. Merkez Bankası'nın bağımsızlığının olmadığı ve sarayın etkisi altında olduğu iddia ediliyor. Bu durum, enflasyonun düşmesiyle birlikte, tasarruf sahiplerinin zarar görmesine ve genel olarak ekonomik zorlukların artmasına yol açacak.
26 Şubat 2024

Merkez Bankası, yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 22,3’ten yüzde 58’e çıkardı. Bu durum, bazı ekonomistler tarafından olumlu karşılanırken, bazıları tarafından eleştirildi. Eleştiriler genellikle, bu yüksek enflasyon tahmininin Türkiye ekonomisindeki mevcut sorunları ve politikaların çelişkilerini vurgulamaktaydı. Öte yandan, bazı ekonomistler, Merkez Bankası'nın gerçekçi bir tahminde bulunduğunu ve bu durumun kredibilite açısından olumlu olduğunu belirtti.
27 Temmuz 2023

Merkez Bankası, faiz oranlarını yüzde 19'dan yüzde 8,5'e indirdi ancak bu hamle enflasyonu düşürmek yerine, enflasyon oranını yüzde 15-20 aralığından yüzde 80'in üzerine çıkardı. Bu durum, 'faiz sebep, enflasyon sonuç' tezinin işlemediğini gösterdi. Geçen hafta, Merkez Bankası'nın beş puanlık faiz artırımı yapması, bu politikanın terk edildiğine ve daha rasyonel bir yaklaşıma dönüldüğüne işaret ediyor. Servet Yıldırım, yüksek faizin ekonomiye zararlarını sıralarken, Türkiye'nin dünyanın en yüksek faiz veren ülkeleri arasında olduğunu belirtiyor ve sıkı para politikası uygulamanın kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.
25 Mart 2024

Merkez Bankası, 'Herkes İçin Ekonomi' başlığı altında yayınladığı son videoda 'baz etkisi' konusunu ele alarak, yıllık enflasyonun baz etkisiyle düşmesinin önemli olmadığını vurguluyor. Videonun, gelecekteki 'Faizi indir' baskılarına karşı kamuoyu oluşturma ve belirli kesimlere mesaj verme amacı taşıdığı belirtiliyor. Ayrıca, enflasyon görünümünü değerlendirirken yıllık verilerin yanı sıra aylık enflasyon verilerinin de dikkate alınmasının önemi vurgulanıyor.
12 Mart 2024

Alaattin Aktaş'ın analizine göre, resmi olarak dile getirilen yüzde 36'lık enflasyon tahmini, detaylı bir inceleme yapıldığında Merkez Bankası'nın aslında yüzde 39-40'lık bir enflasyona razı olduğunu gösteriyor. Bu sapmanın önemli olmadığı, çünkü Merkez Bankası'nın daha önce de enflasyon tahmin aralığını geniş tutarak 42'ye kadar bir alan bıraktığını belirtiyor. Bu durum, enflasyon tahminlerindeki belirsizliğin derinliğini ve Merkez Bankası'nın geniş bir marjla hareket etme eğilimini ortaya koyuyor.
9 Şubat 2024

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, faiz oranını 750 baz puan artırarak yüzde 25'e çıkardı. Bu karar sonrası dolar/TL kuru düştü. Çoğu ekonomist bu kararı doğru bulurken, bazıları yapısal reformların da hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, geçen ay atanan Merkez Bankası başkan yardımcılarının bu kararda etkili olduğu belirtildi.
24 Ağustos 2023

Servet Yıldırım, Merkez Bankası'nın bugün yapacağı faiz artırımının ekonomideki aktörleri enflasyonun düşeceğine ikna etme sürecini kolaylaştıracağını belirtiyor. Faiz artırımının talebi baskılayarak ve kredi arzını kısarak enflasyonla mücadelede önemli bir araç olduğunu vurguluyor. Ancak, Merkez Bankası'nın faiz artırımı yapmamasının ekonomi için felaket oluşturmayacağını, önemli olanın parasal sıkılaştırma adımlarının devamı olduğunu ifade ediyor.
21 Mart 2024

Fatih Karahan, Merkez Bankası'nın enflasyon raporunda ana hedef olarak 'dezenflasyon' belirlediğini açıkladı. Ancak, bu hedefe ulaşmak için somut adımların neler olacağı konusunda detay vermedi. Şeref Oğuz, Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadelede yetersiz kaldığını ve toplumun fiyatların daha da artacağı yönündeki genel kanaatinin, Merkez Bankası'nın faiz artırımı gibi geleneksel araçlarının etkisiz kalmasına neden olduğunu belirtiyor. Oğuz, öncelikle güvenin tesis edilmesi gerektiğini vurguluyor.
9 Şubat 2024

Merkez Bankası, ocak ayından bu yana belirli bir yol haritası izlediğini ve bu çerçevede faiz oranlarında bir değişikliğe gitmeyeceğini açıkladı. Banka, ocak ayındaki enflasyon oranını politika değişikliği yapılmasını gerektirecek düzeyde görmediğini belirtti. Ayrıca, Türkiye'de faiz kararlarının ekonomik gerekliliklerden ziyade siyasi tercihlere göre alındığı ve seçimlere kısa bir süre kala faiz artırımı ihtimalinin çok düşük olduğu ifade edildi.
22 Şubat 2024
İşaretlediklerim