İsrail'de Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı görevden alması, halkın tepkisine yol açtı. Çok sayıda kişi, Tel Aviv'deki Ayalon Caddesi'nde toplanarak kararı protesto etti ve Netanyahu hükümeti aleyhine sloganlar attı. Yerel basında, Gallant'ın yerine Dışişleri Bakanı Yisrael Katz'ın getirileceği belirtildi. Netanyahu, Gallant ile aralarındaki güvenin sarsıldığını ifade etti.
5 Kasım 2024

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, 7 bin Ultra-Ortodoks Yahudi'yi askere çağırma emrini onayladı. Bu karar, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant tarafından imzalanmıştı ve Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yeni atadığı Katz tarafından uygulanıp uygulanmayacağı tartışılıyordu. İsrail'de Harediler, dini gerekçelerle askere gitmeyi reddediyor ve bu durum sık sık protestolara neden oluyor. Harediler, İsrail nüfusunun yüzde 12'sini oluşturuyor ve çoğunlukla Batı Kudüs ve Bney Brak'ta yaşıyor.
15 Kasım 2024

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Kerim Han, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında savaş suçu iddiaları nedeniyle tutuklama talebinde bulundu. Han, İsrailli yetkililerin uluslararası hukukun üzerinde olmadığını belirterek, soruşturmanın ertelenmesinin doğru olmadığını savundu. Han, Filistinliler için de uluslararası hukukun geçerli olması gerektiğini vurguladı ve mahkemenin bağımsızlığını koruma arzusunu dile getirdi. İsrail'den gelen tepkiler ise bu kararı 'felaket' ve 'tarihi boyutlarda bir suç' olarak nitelendirdi.
5 Kasım 2024

İsrail Meclisi, Hamas'ın 7 Ekim'de başlattığı 'Aksa Tufanı' saldırısıyla ilgili araştırma komisyonu kurulması teklifini 51 'Evet' oyuna karşı 53 'Hayır' oyuyla reddetti. Eski İsrail Bilim, Teknoloji ve Uzay Bakanı Orit Farkash-Hacohen, bu kararı eleştirerek liderlerin sorumluluk almadığını belirtti. Başbakan Binyamin Netanyahu ile Ulusal Birlik Partisi Başkanı Benny Gantz arasında sosyal medya üzerinden tartışma yaşandı. Muhalif lider Yair Lapid ise hükümetin araştırma komisyonu kurulmasından korktuğunu ifade etti.
17 Temmuz 2024

UCM Başsavcısı Han, İsrail Başbakanı Netanyahu ve diğer bazı İsrailli ve Hamas yetkilileri hakkında tutuklama talebinde bulundu. Bu talep, ABD ve İsrail'de büyük bir tepkiyle karşılandı ve ABD senatörleri UCM'ye yaptırım uygulamayı tartışmaya başladı. Ayrıca, İsrail Başbakanı Netanyahu, bu talebi antisemitizm olarak nitelendirdi. Bu gelişmeler, uluslararası hukuk ve çok kutuplu dünya düzeni tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
23 Mayıs 2024

İsrail'in Bney Brak kentinde toplanan 7 bin Ultra-Ortodoks Yahudi, Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın askere çağırma emrini protesto etti. Bu emir, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant tarafından imzalanmış ve Katz tarafından onaylanmıştı. Harediler, dini gerekçelerle askere gitmeyi reddediyor ve bu durum, İsrail'de laik Yahudilerle aralarında görüş ayrılıklarına neden oluyor. İsrail'de zorunlu askerlik üç yıl sürerken, Harediler 26 yaşına kadar dini eğitim almaları halinde muaf tutulabiliyor.
17 Kasım 2024

İsrail polisi, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun oğlu Yair Netanyahu'ya ve diğer bazı kişilere usulsüz diplomatik pasaport verildiği gerekçesiyle Dışişleri Bakanlığı'na operasyon düzenledi. Soruşturma, eski Dışişleri Bakanı Eli Cohen döneminde gerekli koşulları karşılamayan kişilere diplomatik pasaport verilmesi iddialarını içeriyor. Cohen, sosyal medyada yaptığı açıklamada soruşturmaya tepki gösterdi ve bu konuda birçok yalan haber yapıldığını ileri sürdü. Yair Netanyahu'nun diplomatik pasaport alması ve İsrail ordusunun seferberlik çağrısına katılmaması ülke basınında geniş yer buldu.
7 Ağustos 2024

ABD, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Galant için savaş suçu iddiaları nedeniyle tutuklama emri çıkarılmasını talep etmesine tepki gösterdi. ABD Başkanı Joe Biden, UCM Başsavcısı Kerim Han'ın kararını 'utanç verici' olarak nitelendirdi ve İsrail'in güvenliğine yönelik tehditlere karşı daima yanında olacaklarını belirtti. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da UCM'nin İsrail üzerinde yargılama yetkisi olmadığını savunarak başvuruyu reddettiklerini açıkladı.
20 Mayıs 2024

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında savaş suçu iddiaları nedeniyle tutuklama talebinde bulundu. Han, İsrailli yetkililerin uluslararası hukukun üzerinde olmadığını belirterek, soruşturmanın ertelenmesinin doğru olmayacağını savundu. UCM, Netanyahu'nun savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarda cezai sorumluluk taşıdığına inanmak için makul gerekçeler olduğunu bildirdi. İsrail'den ve ABD'den gelen tepkiler ise bu kararı eleştirdi.
5 Kasım 2024

ABD'nin, İsrail ordusuna bağlı Netzah Yehuda taburuna, Batı Şeria'da Filistinlilere karşı işlenen şiddet, hak ihlalleri ve orantısız güç kullanımı gerekçesiyle yaptırım uygulayacağı iddia edildi. Bu tabur, aşırı sağcı Yahudi yerleşimciler ve 'tepe gençliği' olarak bilinen fanatik gençlerden oluşuyor. Yaptırımlar, taburun ABD askeri yardımı ve eğitimi almasını yasaklayacak. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu adımı eleştirerek İsrail ordusuna yaptırım uygulanmasının ahlaki bir çöküntü olduğunu savundu.
21 Nisan 2024

Amerikalı Cumhuriyetçi senatörler, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Khan'a, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya karşı tutuklama emri çıkarılması durumunda yaptırım uygulayacaklarını bildirdi. Senatörler, bu durumun hem İsrail'in hem de ABD'nin egemenliğine tehdit oluşturduğunu belirtti. Ayrıca, İsrail aleyhine bir karar alınması halinde ABD'nin mahkemeye olan desteğini sonlandıracağını ve mahkeme çalışanlarına yaptırım uygulanacağını açıkladı. UCM Başsavcısı Karim Khan, bu tür gözdağı ve misilleme girişimlerinin durdurulmasını talep etti.
7 Mayıs 2024

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin başsavcısı Karim Khan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun tutuklanmasını talep etmesinin ardından cinsel istismar iddialarıyla karşı karşıya kaldı. Taraf Devletler Meclisi, bu iddiaları araştırmak üzere Bağımsız Denetim Mekanizması'na yetki verdi. Khan, suçlamaları reddederek iç soruşturma talep etti. Bu gelişmeler, Khan'ın Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililer hakkında savaş ve insanlık suçu iddialarıyla tutuklama talebinde bulunduğu bir dönemde yaşandı.
12 Kasım 2024

İsrail Meclisi, 18 Temmuz'da aldığı kararla Filistin Devleti'nin kurulmasını İsrail için varoluşsal tehdit ilan etti. Bu karar, Oslo Anlaşması'nın sonunu getirdi ve Filistin Özerk Yönetimi'nin İsrail işgali altındaki bölgelerde belediyenin ötesine geçemeyeceğini belirtti. Alp Altınörs, Filistinlilerin devlet hakkını sağlayacak yeni ve adil bir anlaşmanın İsrail'e dayatılması gerektiğini savunuyor.
27 Temmuz 2024

İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva'nın İsrail'in Gazze'deki işgalini Adolf Hitler'in yaptıklarına benzetmesi üzerine Lula'yı 'istenmeyen kişi' olarak ilan ettiğini açıkladı. Bu açıklama, Lula'nın sözlerinin 'ciddi bir Yahudi karşıtı saldırı' olarak değerlendirilmesinin ardından geldi. Katz, Brezilya'nın İsrail Büyükelçisinin Yahudi Soykırım Anıt Müzesi Yad Vashem'e çağrıldığını duyurdu ve Lula'nın özür dileyip sözlerini geri alana kadar bu statüde kalacağını belirtti.
19 Şubat 2024

Maldivler parlamentosu, İsrail vatandaşlarının ülkeye girişini yasaklayan yasa değişikliğini onayladı. Bu karar, ülkede düzenlenen gösterilerin ardından Maldivler Demokratik Parti tarafından Bakanlar Kurulu'na sunulan yasa tasarısının parlamentoda oy çokluğuyla kabul edilmesiyle alındı. Yasa değişikliği, inceleme için Güvenlik Komitesine iletildi ve nihai oylamanın ardından çifte vatandaşlığı olanlar da dahil olmak üzere tüm İsrail pasaportu sahiplerinin Maldivler'e girişi yasaklanacak.
10 Haziran 2024

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, İsrail’in döviz ve yerel para cinsinden kredi notunu A1’den A2’ye düşürdüğünü ve kredi notu görünümünü negatife çevirdiğini açıkladı. Not indiriminin ana nedeni olarak devam eden askeri çatışmalar gösterildi. Bu çatışmaların İsrail’in yürütme ve yasama kurumları ile mali gücünü zayıflatma riskini artırdığı belirtildi. Ayrıca, İsrail’in kamu maliyesinin kötüleştiği ve kamu borç oranının önceden öngörülen düşüş eğiliminin tersine döndüğü, borç yükünün çatışma öncesinde öngörülenden daha yüksek olmasının beklendiği ifade edildi.
10 Şubat 2024
İşaretlediklerim