Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, Güney Afrika'daki meteor kalıntılarını inceleyerek 3,26 milyar yıl önce Dünya'ya çarpan dev bir göktaşının erken yaşamı tetiklemiş olabileceğini öne sürdü. Araştırma, bu çarpmanın Dünya'da yaşamın gelişmesine elverişli koşullar yarattığını ve demir açısından zengin derin suların yüzeye çıkmasına neden olan tsunamiler oluşturduğunu belirtiyor. Bu bulgular, göktaşı çarpmalarının sadece yıkım getirmediği, aynı zamanda yaşamın gelişmesine katkıda bulunduğu fikrini destekliyor.
22 Ekim 2024

NASA ve ESA astronomları, Samanyolu Galaksisinde, gezegenlerin senkronize hareket ettiği bir güneş sistemi gözlemledi. Bu sistem, Dünya'dan 100 ışık yılı uzaklıkta yer alıyor ve içinde yaşam olmadığı tahmin ediliyor. Sistemin merkezindeki yıldız HD 110067'nin etrafında dönen gezegenlerin yörünge süreleri 9 ile 54 gün arasında değişiyor. Araştırmacılar, bu tür senkronize hareket eden sistemlerin nadir olduğunu ve keşfedilenler arasında HD 110067'nin en fazla gezegene sahip olduğunu belirtiyor.
29 Kasım 2023

Apollo misyonlarıyla getirilen ay örneklerini inceleyen bilim insanları, Ay’ın ince atmosferinin nasıl oluştuğuna dair gizemi çözdüklerini açıkladılar. Araştırmalar, Ay atmosferinin yaklaşık yüzde 70’inin meteor çarpmaları sonucu buharlaşmadan, yüzde 30’unun ise güneş rüzgarı püskürmesinden kaynaklandığını gösteriyor. Bu bulgular, Ay’ın yüzeyi ve atmosferinin uzun zaman ölçeklerinde nasıl etkileşime girdiğine dair daha net bir resim sağlıyor ve uzay aşınma süreçlerine dair anlayışımızı geliştiriyor.
3 Ağustos 2024

Bilim insanları, 66 milyon yıl önce dinozorları yok eden devasa asteroitin yanı sıra, aynı dönemde daha küçük bir asteroidin de Dünya'ya çarptığını keşfetti. Bu ikinci asteroit, Batı Afrika kıyılarında denize çarparak Nadir Krateri'ni oluşturdu. Araştırmacılar, bu çarpmanın büyük bir tsunamiye ve depreme neden olduğunu düşünüyor. İki asteroitin neden birbirine yakın zamanlarda Dünya'ya çarptığı ise henüz bilinmiyor.
4 Ekim 2024

Küresel ısınma nedeniyle sıcaklıkların rekor kırmaya devam etmesi üzerine, bilim insanları Güneş ile Dünya arasına yerleştirilecek bir şemsiye fikrini gündeme getirdi. Bu fikir, güneş ışığını kısmen engelleyerek Dünya'nın ısınmasını yavaşlatmayı amaçlıyor. Farklı araştırma grupları, uzayın derinliklerine toz saçılmasından uzay baloncuklarından oluşan bir kalkan yaratmaya kadar çeşitli yöntemler üzerinde çalışıyor. Ancak, bu projelerin gerçekleştirilmesi için aşılması gereken önemli teknik zorluklar bulunuyor, örneğin projenin ağırlığı ve maliyeti.
11 Şubat 2024

Bu sonbaharda, NASA'nın ATLAS sistemi tarafından tespit edilen 2024 PT5 adlı küçük bir asteroit, Dünya'nın çekim gücüne yakalanarak geçici bir süre için mini Ay haline gelecek. Bu asteroit, Arjuna Asteroit Kuşağı'ndan geliyor ve Dünya'nın yörüngesinde birkaç ay kalacak. Ancak, bu mini Ay çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük ve sönük olacak. Bilim insanları, bu tür olayların daha önce de yaşandığını ve 2024 PT5'in 2055 yılında yeniden Dünya yörüngesine döneceğini belirtiyor.
26 Eylül 2024

Bilim insanları, Büyük Patlama'dan 470 milyon yıl sonra oluşmuş ve şimdiye kadar keşfedilmiş en eski kara deliği tespit etti. Araştırma ekibi, NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu ve Chandra X-ışını Gözlemevi verilerini kullanarak, Dünya'dan 13,2 milyar ışık yılı uzaklıkta bir kara delik buldu. Bu keşif, erken evrenin anlaşılması ve ilk süper kütleli kara deliklerin oluşumu hakkındaki teorilerin geliştirilmesine katkı sağlayabilir. Yale Üniversitesi astrofizikçisi Priyamvada Natarajan, bulguyu büyük gaz bulutlarından oluşan kara delikler için şimdiye kadar elde edilen en iyi kanıt olarak değerlendirdi.
6 Kasım 2023

Saatte 93 bin kilometre hızla ilerleyen 2011 UL21 adlı asteroit, son 125 yılda Dünya’ya en fazla yaklaşan gök cismi olacak. Gökbilimciler, asteroitin dünyaya çarpmayacağını düşünüyor. Dağ büyüklüğündeki asteroitin geçişi internetten ya da iyi bir teleskopla takip edilebilecek ve Youtube’taki canlı yayın 27 Haziran 23.00’da başlayacak. Avrupa Uzay Ajansı, çarpışma olasılığının sıfır olduğunu fakat 2011 UL21’in Dünya’ya çarpması halinde kitlesel yıkıma yol açacağını belirtti.
26 Haziran 2024

Avustralya ve Şili'den bilim insanları, Şili'nin Atacama Çölü'nde bulunan teleskoplar yardımıyla 'J0529-4351' isimli, Güneş'ten 500 trilyon kat daha parlak bir kuasar keşfetti. Bu kuasar, Dünya'dan 12 milyar ışık yılı uzaklıkta bulunuyor ve merkezindeki kara deliğin kütlesi Güneş'in 17 ila 19 milyar katı olarak tespit edildi. Araştırma sonuçları Nature Astronomy dergisinde yayımlandı.
19 Şubat 2024

Avustralyalı astronomlar, Dünya'ya ulaşması sekiz milyar yıl süren radyo dalgalarından kaynaklanan gizemli bir patlama saptadı. Hızlı Radyo Patlamaları (FRB) adı verilen bu dalgaların biri, sekiz milyar yıllık yolculuğunun ardından Dünya'ya ulaştı. Araştırmacılar, bu dalganın birleşmekte olan birkaç galaksinin yol açtığı patlama sonucu oluştuğunu belirtti. FRB'lerin, evrenin kütlesinin hesaplanmasında ve galaksiler arası iyonize olmuş materyalleri algılamada kullanılabileceği ifade edildi.
20 Ekim 2023

Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, Dünya’daki yaşamın başlangıcının yıldırım düşmesiyle oluşan kimyasal reaksiyonların sonucu olabileceğini öne sürdü. Araştırma, su, elektrolitler ve yaygın gazların birleşerek Dünya’nın ilk biyomoleküllerini oluşturduğu hipotezine dayanıyor. Simüle edilen yıldırım düşmeleri, karbondioksit ve nitrojeni son derece reaktif bileşiklere dönüştürebilen yüksek enerjili kıvılcımlar üretti. Bu keşif, Dünya dışında yaşamın gelecekteki olası keşifleri için de potansiyel taşıyor.
11 Ağustos 2024

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu ve Chandra X-ışını Gözlemevi verilerini inceleyen bilim insanları, büyük patlamadan 1,5 milyar yıl sonra bir galaksinin merkezinde süper kütleli bir kara delik keşfetti. LID-568 adı verilen bu kara delik, teorik limitin 40 katından fazla madde tüketiyor. Keşif, süper kütleli kara deliklerin evrenin ilk dönemlerinde nasıl oluştuğuna dair önemli ipuçları sunuyor. Ayrıca, bu kara deliğin çevresinde yüksek parlaklık ve güçlü gaz çıkışları gözlemlendi.
5 Kasım 2024

2019 Dünya Bilim İnsanları İklim Acil Durum Uyarısı'nı güncelleyen 15 binden fazla bilim insanı, Dünya'daki yaşamın 'kuşatma altında olduğunu' ve bu konuda 'keşfedilmemiş bir alan'a girildiğini belirtti. Raporda, son dönemde kırılan çok sayıda sıcaklık rekorunun gezegenin 'yaşamsal belirtilerine yönelik ciddi tehditler' oluşturduğu ifade edildi. Ayrıca, Covid-19 kapanmalarının kaldırılmasının ardından fosil yakıt kullanımının hızla arttığına dikkat çekildi. Bilim insanları, ekonomik büyüme fikri ile ekolojik hedefler arasındaki çatışmanın en büyük zorluklardan biri olduğunu belirtti.
25 Ekim 2023

Çin Bilim Akademisi'ndeki bilim insanları, Ay'dan toplanan örnekleri inceleyerek dinozorlar Dünya'da yaşarken Ay'ın volkanik aktiviteye sahip olduğunu ortaya çıkardı. Chang'e 5 uzay aracı tarafından yaklaşık dört yıl önce toplanan örneklerde, 120 milyon yıl önce oluşmuş volkanik cam parçaları bulundu. Bu bulgu, Ay'ın varoluş sürecinin çoğunda volkanik olarak aktif olduğunu gösteriyor. Araştırma, Science dergisinde yayınlandı.
6 Eylül 2024

Edinburgh Üniversitesi'nden Neil Turok ve ekibi, Annals of Physics dergisinde yayınladıkları araştırmada, zamanın geriye doğru aktığı bir 'ayna evren' olabileceğini öne sürdü. Bu teori, karanlık madde gibi açıklanması zor olguları ve evrende standart fizik kurallarına uymayan diğer özellikleri açıklayabilir. Araştırma, Büyük Patlama'nın bir ayna noktası olarak düşünülebileceğini ve öncesinde bir ayna evrenin var olabileceğini iddia ediyor. Ancak, bu teorinin matematiksel ve fiziksel olarak gerçekçi olduğunu göstermek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyuluyor.
2 Kasım 2024

Şanlıurfa'nın kuzeydoğusundaki Göbeklitepe'de, 12 bin yıllık bir güneş takvimi keşfedildi. Edinburg Üniversitesi'nden araştırmacılar tarafından bulunan bu takvim, dünyanın en eski takvimi olarak kabul ediliyor ve her biri bir günü temsil eden 365 'V' sembolü içeriyor. Takvim, bir kuyruklu yıldız çarpmasının medeniyetin doğuşunu tetiklediğini belgeleyebilir. Araştırmacılar ayrıca 27 gün süren bir meteor yağmurunu tasvir eden bir sütun da keşfettiler.
8 Ağustos 2024

Yeni bir araştırma, Samanyolu galaksisindeki iki yıldızın nadir bir çarpışmasının Dünya'nın koruyucu ozon tabakasını ortadan kaldırabileceğini ve bu durumun gezegendeki tüm yaşam formlarının kitlesel olarak yok olmasına neden olabileceğini ortaya koydu. Bilim insanları, bu tür bir patlamanın Dünya'ya yakın bir yerde meydana gelmesi halinde yaşam için tehlike oluşturabileceğini belirtti. Bu tür yıldız çarpışmalarından kaynaklanan en büyük tehdit, gama ışınları ve ürettikleri X-ışını da dahil olmak üzere radyasyon patlamasıdır.
24 Ekim 2023

Çin'deki bilim insanları, yaklaşık 930 bin yıl önce başlayan ve 120 bin yıl süren bir popülasyon krizinin, küresel nüfusu 1280 üreyebilen bireye düşürdüğünü belirtti. Bu dönemde, buzul döngülerinin daha uzun ve yoğun hale geldiği, Afrika'da uzun süreli kuraklık yaşandığı belirtildi. Araştırma, günümüz insanlarından elde edilen genetik örneklere dayanarak eski nüfus dinamiklerini yeniden inşa etmeye olanak sağlıyor. Araştırmacılar, popülasyon krizinin başında insanın ilk atalarının yaklaşık yüzde 98,7'sinin yok olduğunu ve daha sonra modern insanın ortak atasının ortaya çıktığını savunuyor.
6 Eylül 2023

Bilim insanları artık evrende yaşam olup olmadığını sorgulamıyor, bunun yerine 'yaşamı ne zaman bulacakları' sorusuna odaklanıyorlar. NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, Güneş Sistemimiz dışındaki bir gezegende yaşama dair umut verici ipuçları tespit etti. Teleskoplar, uzak yıldızların yörüngesindeki gezegenlerin atmosferlerini analiz edebiliyor ve Dünya'da yalnızca canlı organizmalar tarafından üretildiği bilinen kimyasalları arayabiliyor. İskoçya Kraliyet Gözlemevi'nin başındaki Prof. Dr. Catherine Heymans, evrende yalnız olup olmadığımız sorusuna cevap verebilecek teknolojiye ve yeteneğe sahip olduklarını belirtti.
3 Ekim 2023

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, 120 ışık yılı uzaklıktaki bir gezegende dimetil sülfit (DMS) adı verilen bir molekül tespit etmiş olabileceğini belirtti. DMS molekülü, Dünya'da yalnızca canlılar tarafından üretiliyor. Ancak tespitin yeterince güçlü olmadığı ve molekülün varlığını doğrulamak için daha fazla veriye ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor. Ayrıca, gezegenin atmosferinde metan gazı ve karbondioksit tespit edildi, bu da gezegenin su okyanusuna sahip olabileceği anlamına gelebilir.
12 Eylül 2023
İşaretlediklerim