Türkiye'de geride bırakılan seçim sürecinin ardından muhalefet kanadında siyasal bir muhasebe ve değişim talebi başladı. Makalede, siyasal muhalefetin toplumsal muhalefeti pasifize ederek sadece Meclis ve seçimlere odaklandığı, bu durumun Türkiye demokrasisi için sorunlar yarattığı belirtiliyor. Ayrıca, CHP'nin sağa kayışının AKP iktidarının rejim inşasını pekiştirdiği ve sokak siyaseti ile toplumsal demokratik mücadelenin ihmal edildiği ifade ediliyor. Yeni CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in değişim söylemlerinin yeterli olup olmayacağı sorgulanıyor ve sol, sosyal demokrat bir siyasetin nasıl inşa edileceği üzerine tartışma çağrısı yapılıyor.
6 Kasım 2023

Türkiye'de yeni bir anayasa yapılması konusunda Meclis kulislerinde ve siyasi çevrelerde tartışmalar devam ediyor. Numan Kurtulmuş, Meclisin yeni bir anayasa yapma gücüne sahip olduğunu belirtirken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mevcut anayasaya bile uyulmadığını öne sürerek, yeni anayasa çalışmalarına şüpheyle yaklaşıyor. Özel, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi kararlarına uymadığını ve bu durumun yeni anayasa yapım sürecine gölge düşürdüğünü ifade ediyor.
25 Nisan 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin ekonomik gelişiminde iki önemli dönemi; 1933-1938 devletçilik dönemi ve 1963-1968 karma ekonomi dönemini, her iki dönemin de hem büyüme hem de sosyal gelişme getirdiğini belirtti. Ancak, darbe sonrası dönemde ve son siyasi iktidar altında, kalkınma hedeflerinin geri planda kaldığını, büyüme odaklı politikaların öne çıktığını ve Devlet Planlama Teşkilatı'nın kaldırılmasıyla kalkınma politikalarının rafa kaldırıldığını ifade etti. Korkmaz, Türkiye'nin mevcut durumda kalkınma sağlayacak beşeri, demokrasi ve hukuki altyapıya sahip olmadığını, gelişmekte olan ülkelerin kalkınmasının dünya refahı ve barışı için de önemli olduğunu vurguladı.
21 Nisan 2024

1989 yerel seçimlerinin, ANAP iktidarının sonunu getirdiği ve Türkiye'de siyasi dönüşümün başlangıcı olduğu belirtiliyor. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin de benzer bir dönüşümün işareti olduğu, kazananların sadece yerel yönetimleri değil, daha geniş siyasi etkileri de kazandığı ifade ediliyor. Seçim sonuçlarının, Türkiye'nin siyasi aktörleri, kurumları ve ittifakları üzerinde kalıcı değişiklikler yaratacağı öngörülüyor. Yenilginin, iktidarın çabalarına rağmen önemsenmesi gerektiği ve bu yenilginin siyasi tereddütleri ve arayışları hızlandıracağı vurgulanıyor.
1 Nisan 2024

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, seçim sonrası millet ittifakının parlamenter sistem hayalinin suya düştüğünü ve siyasi kriz yıllarının geride kaldığını ifade etti. Bahçeli, MHP'nin iki yıl önce hazırladığı 100 maddelik yeni anayasa teklifini anımsatarak, AKP'nin yeni anayasa mesajlarına destek verdi. Teklifte, 'Türk tipi başkanlık modeli' ile uyumlu bir yürütme yapısı ve Anayasa Mahkemesi ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yeni statüleri öngörülüyor.
13 Haziran 2023

Mete Belovacıklı, 24 Ocak kararlarının ardından yaşanan siyasi değişimleri ve bu kararların toplumsal muhalefeti nasıl şekillendirdiğini anlatıyor. 1989 yerel seçimlerinde ekonomik zorluklar nedeniyle ANAP'ın oy kaybettiğini, SHP'nin ise büyükşehirlerde zafer kazandığını belirtiyor. 1991 genel seçimlerinde ise SHP'nin oy oranının düşüşü ve ANAP'ın siyasi ağırlığını kaybetmesi sürecini aktarıyor. Ayrıca, 2002 genel seçimlerinde yaşanan ekonomik krizin AK Parti'nin tek başına iktidara gelmesine nasıl zemin hazırladığını örnek vererek, ekonomik kararların siyasi sonuçlarını vurguluyor.
2 Nisan 2024

İbrahim Kaboğlu, Türkiye'de 2017 yılında gerçekleşen anayasal değişikliklerin, Cumhurbaşkanı'na yürütme yetkisi verirken bakanları siyaset dışı bıraktığını ve bu durumun anayasaya aykırı olduğunu belirtiyor. Cumhurbaşkanı'nın parti genel başkanı olmasının ve bakanların seçim meydanlarında aktif rol almasının anayasaya aykırı olduğunu, bu durumun Cumhuriyet'in niteliklerine zarar verdiğini ve Türkiye'nin Temmuz 2018'den itibaren bir fetret dönemine girdiğini savunuyor. Kaboğlu, mevcut sistemin 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' adı altında gerçek eksiklikleri gizlemeye çalıştığını iddia ediyor.
28 Mart 2024

Zülal Kalkandelen, 3 Mart 1924'te kabul edilen Üç Devrim Yasası'nın Türkiye'de laiklik ve eğitim alanında önemli değişiklikler getirdiğini ancak zamanla bu kazanımların siyasal İslamcı gericilikle erozyona uğradığını belirtiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kurulması ve Öğretim Birliği Yasası ile laik ve bilimsel eğitimin temellerinin atıldığı ancak günümüzde bu kurumların ve eğitim sisteminin AKP'nin politikaları doğrultusunda değiştiğini ifade ediyor. Tarikat ve cemaatlerin eğitimdeki etkisinin arttığı, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşıldığına dikkat çekiyor.
3 Mart 2024

İktidar tarafından Adalet Reformu adı altında sunulan yeni yasa değişiklikleri, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruları zorlaştırırken, 'Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi' hakkındaki, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen maddeyi daha da kesinleştirerek yeniden yürürlüğe sokuyor. Bu durum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına rağmen gerçekleşiyor ve pek çok hukuk profesörü ile demokratik toplum örgütü tarafından eleştiriliyor.
24 Mart 2024

Taha Akyol, iktidarın Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) bireysel başvurular üzerine insan hakları ihlallerini denetleme yetkisini daraltma hazırlığında olduğunu belirtiyor. Bu değişiklikle, adil yargılanma hakkı, etkin soruşturma eksikliği ve delillerin geçersizliği gibi gerekçelerle AYM'nin inceleme yapamayacağını ifade ediyor. Akyol, bu durumun Türkiye'nin hukuk devleti puanını düşüreceğini ve yalnızca yanlış kararı veren mahkemeyi değil, onaylayan Yargıtay'ı ve uygulayan Meclis'i de bağlayan AYM kararlarının önemini vurguluyor.
11 Şubat 2024

Nurcan Gökdemir, Türkiye'de siyasi partiler arasındaki farkların giderek azaldığını ve bu durumun siyasi sığlaşmaya yol açtığını eleştiriyor. AKP'nin uzun yıllardır siyaset sahnesini domine etmesi ve muhalefetin de toplumdaki muhafazakarlaşma nedeniyle benzer bir dil kullanmaya başlaması, partiler arası kimliksizleşmeyi ve birbirinden farklılıkların azalmasını beraberinde getirmiş. Gökdemir, bu durumun toplumun yarısına yakınının iktidarı değiştirme hayallerini her seçimde boşa çıkardığını belirtiyor.
10 Mart 2024

Can Ataklı, son dönemde yaşanan siyasi yumuşama hareketlerine rağmen, geçmişteki gerginliklerin sorumlusunun kim olduğunu sorguluyor. Erdoğan'ın uzun süredir muhalefet partilerine karşı agresif ve uzlaşmaz bir tutum sergilediğini, muhalefet liderlerini ciddiye almadığını ve önemli konularda muhalefetle iletişim kurmadığını belirtiyor. Ayrıca, Erdoğan'ın son seçimlerdeki başarısızlıklarının ardından siyasi tutumunda bir değişiklik olup olmadığını sorguluyor.
30 Nisan 2024

Türkiye hem siyasi hem de ekonomik olarak derin bir krizden geçmekte ve bu iki alanda da normalleşmenin şart olduğu vurgulanıyor. Ekonomide Mehmet Şimşek yönetiminde rasyonel politikalar izlenmeye başlandığı, ancak siyaset alanında benzer bir sürecin başlaması gerektiği belirtiliyor. AKP'nin yerel seçimlerdeki performansı ve kutuplaştırma siyasetinin sonuçları ele alınarak, siyasi ve ekonomik normalleşme için demokratikleşme ve rasyonel politikaların önemi üzerinde duruluyor. İstanbul ve Ankara seçim sonuçlarının, AKP için normalleşme sürecine yönelik bir dönüm noktası olabileceği ifade ediliyor.
30 Mart 2024

Ayşenur Arslan, son yazısında Türkiye'de laiklik ilkesine yönelik tartışmaları ele alıyor. Ata Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek'in danışmanı Oğuz Uçar'ın kendisine ulaşarak, Ata Parti'nin AKP'yi laik cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemler nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet ettiğini bildirdiğini aktarıyor. Şikayetin, AKP'nin 2008 yılında aldığı devlet yardımının yarısının kesilmesine yol açan eylemlerine dayandığı belirtiliyor. Arslan, Türkiye'de laiklik karşıtlığının artık söylemden eyleme geçtiğini ve önümüzdeki seçimler sonrası ekonomik ve siyasi alanda büyük değişiklikler beklendiğini ifade ediyor.
10 Şubat 2024

Aziz Çelik'in analizine göre, 2024 seçimleri, Türkiye'de ekonominin doğrudan etkilediği önemli bir dönüm noktasıdır. AKP'nin ekonomi politikaları, enflasyonun yüzde 70-80 bandına yükselmesi, döviz kurundaki artış ve emek gelirlerinin alım gücünün düşmesi gibi faktörler nedeniyle eleştirilmiştir. 2002'den 2010'ların ortasına kadar ekonomik büyüme ve toplumsal refah artışı sağlanmışken, sonraki dönemde ekonomik koşulların zorlaşması ve emekçi sınıfların yoksullaşması, 2024 seçimlerinde siyasal iktidarın yenilgisine yol açan ana faktörlerden biri olmuştur.
8 Nisan 2024

Türkiye'de yaşanan büyük depremler sonrası, 14 Mayıs'a çekilen seçim tarihinin ne zaman olacağı belirsizliğini koruyor. İktidar cephesi henüz net bir pozisyon belirtmezken, muhalefet seçim ertelenmesine karşı çıkıyor. Anayasa, seçimlerin sadece savaş nedeniyle ertelenebileceğini belirtiyor. İktidar ve muhalefet partileri arasında seçimlerin zamanında yapılıp yapılmayacağına dair tartışmalar sürerken, AKP'li kurmayların yeni bir seçim kampanyası hazırlığı içinde oldukları ve seçimlerin ertelenmeyeceği yönünde sinyaller verildiği belirtiliyor.
22 Şubat 2023

AKP'li milletvekilleri tarafından TBMM'ye sunulan 16 maddelik yeni torba yasa, Maden Kanunu'ndan Enerji Kanunu'na, nükleer düzenlemelerden yenilenebilir enerji mevzuatına kadar birçok alanda değişiklikler içeriyor. Değişikliklerin gerekçeleri arasında enerji arz güvenliğinin sağlanması ve enerji mevzuatının güncellenmesi gibi maddeler bulunuyor. Ancak, bu değişikliklerin ulusal ve uluslararası sermayeye yeni imtiyazlar sağlama çabası olarak değerlendiriliyor. Torba yasa, maliyetlerin azaltılması, kamusal denetimin aşılması ve stratejik ortaklıkların altyapısının hazırlanması gibi üç ana hat üzerinde yoğunlaşıyor.
4 Şubat 2024

Anayasa'nın 101. maddesi, bir kişinin en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebileceğini belirtirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan 2014'ten itibaren üç defa seçilmiştir. Dördüncü dönem adaylığı için tek yol, Anayasa'nın 116. maddesinin uygulanmasıdır, bu madde Meclis'in seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde Cumhurbaşkanı'nın bir defa daha aday olabilmesine olanak tanır. AK Partili TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bu durumun Cumhurbaşkanı Erdoğan için bir Anayasal hak olduğunu ve gelecek süreçte neler olacağının belirsiz olduğunu ifade etmişlerdir.
13 Mart 2024

31 Mart seçimleri, AKP'nin hegemonya kuramadığını ve muhalefetin, özellikle CHP'nin, önemli başarılar elde ettiğini gösterdi. CHP, 1977'den bu yana ilk kez bir seçimde en büyük parti oldu. Seçim sonuçları, AKP'nin dar bir seçmen kitlesine sıkıştığını ve kutuplaşma siyasetinin artık muhalefete enerji ürettiğini ortaya koydu. İYİ Parti'nin büyük kayıplar yaşadığı, YRP'nin ise seçimlerin kazananlarından biri olduğu belirtildi. Ayrıca, Kürt siyasi hareketinin sınırlarına geri çekildiği ve Türkiye siyasetinde her türlü sürprize açık yeni bir dönemin başladığı vurgulandı.
1 Nisan 2024

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasa değişikliği için destek istemesine, CHP Genel Başkanı Özgür Özel mevcut anayasaya uyulmadığını belirterek tepki gösterdi. Özel, anayasa değişikliğinin 'uymamak için' yapılmaması gerektiğini vurgulayarak, önce mevcut anayasanın uygulanmasını görmek istediklerini ifade etti. Erdoğan ise Türkiye'nin darbe ruhunu barındıran eski anayasa metninden kurtularak yenilikçi ve özgürlükçü bir anayasaya kavuşması gerektiğini belirtmişti.
23 Nisan 2024
İşaretlediklerim