Kuzey ve batı Avrupa'da 15 bin yıl önce yaşayan Magdaleniyen kültüründe yamyamlık, yaygın bir cenaze ritüeliymiş. İnsanlar ölülerini zorunluluktan değil, kültürlerinin bir parçası olarak yiyordu. Araştırmada, çeşitli Avrupa ülkelerindeki 59 Magdaleniyen bölgesi incelendi ve 25'indeki mezar kültürü yorumlandı. Araştırmacılar, 15 bölgede çiğneme izleri olan insan kalıntıları, kesik izleri olan kafatası kemikleri ve iliğini çıkarmak için kasıtlı olarak kırılmış kemiklere rastladı. Bu bulgular, yamyamlığın Magdaleniyen kültüründe yaygın olduğunu ve beslenme amaçlı değil, bir gömme ritüeli olarak benimsendiğini gösteriyor.
6 Ekim 2023

Paleontologlar, İspanya'nın Tenerife adasında 700 bin yıl öncesine ait, mükemmel biçimde korunmuş bir kertenkele iskeleti keşfetti. Buluntu, soyu tükenmiş dev kertenkele türü 'Gallotia goliath' olabilir. Keşif, Kanarya Adaları'nın tarih öncesi yaban hayatına ve paleoekolojisine dair değerli bilgiler sağlıyor. Gelecekteki araştırmalar, fosilin anatomik özelliklerinin ayrıntılı incelenmesine odaklanarak bölgedeki biyolojik çeşitlilik ve çevresel değişiklikler hakkında daha geniş çalışmalara katkıda bulunacak.
3 Temmuz 2024

İspanya'nın Carmona kentindeki bir antik Roma mezarında, 2 bin yıllık şarap bulundu. Bu keşif, şimdiye kadar sıvı halde bulunan en eski şarap olarak kabul ediliyor. Şarabın kimyasal analizleri Cordoba Üniversitesi'nden araştırmacılar tarafından yapıldı ve bu keşif, Roma cenaze uygulamaları ve cinsiyet rollerine dair yeni bilgiler sunuyor. Ayrıca, antik şarabın bileşimi, eski koruma teknikleri ve tarımsal uygulamalar hakkında da önemli ipuçları veriyor.
23 Haziran 2024

Arjantin'in Santa Cruz eyaletinde, Çin ve Arjantinli araştırmacılar tarafından Jura dönemine ait 161 milyon yıllık bir kurbağa yavrusu fosili bulundu. Fosilin, bugüne kadar kayıtlara geçen en eski ve en iyi korunmuş iribaş fosili olduğu belirtildi. Fosilin, soyu tükenmiş 'notobatrachus degiustoi' türüne ait olduğu ve günümüz kurbağalarına benzer anatomik özellikler taşıdığı ifade edildi. Bu keşif, kurbağaların evrim sürecine dair önemli bilgiler sunabilir.
31 Ekim 2024

4 bin yıllık bir kafatası üzerinde yapılan araştırmalar, eski Mısırlı doktorların kanserli lezyonları cerrahi olarak çıkarmaya çalıştıklarına dair kanıtlar ortaya koydu. İspanya, Britanya ve Almanya'dan bilim insanları, Cambridge Üniversitesi'nin Duckworth Koleksiyonu'nda saklanan iki kafatası üzerinde çalışarak, kanserli lezyonların çevresinde kesik izleri buldular. Bu bulgular, insanlık tarihinde cerrahi kanser tedavisinin belgelenmiş ilk örneği olabilir. Araştırma sonuçları, Frontiers in Medicine dergisinde yayınlandı.
31 Mayıs 2024

Panama'nın Cocle eyaletinde yer alan El Cano arkeolojik sahasında, 1300 yıldan daha eski olduğu tahmin edilen bir mezar bulundu. Panama Kültür Bakanlığı Kültür Mirası Ulusal Direktörü Linette Montenegro tarafından yapılan açıklamaya göre, mezar İspanyol öncesi döneme ait ve içerisinden iki ceset, çeyiz eşyaları, altın, seramik, göğüs kemeri, boncuklar, bilezikler, küpeler, altın kaplamalı çanta ve çeşitli kolyeler çıkarıldı. Mezarın dönemin hükümdarına ait olduğu öngörülüyor. Bölgede 2008 yılından bu yana arkeolojik kazılar devam ediyor.
5 Mart 2024

Karabük'ün Eskipazar ilçesindeki Hadrianopolis Antik Kenti'nde yapılan kazılarda, Geç Kalkolitik, Roma ve Erken Bizans dönemlerine ait buluntulara rastlandı. Bu buluntular arasında 5. yüzyıla ait arbalet tipinde bir fibula ve 2. yüzyıla ait Nehir Tanrısı betimi bulunan bir sikke yer alıyor. Kazılar, Karabük Üniversitesi tarafından yürütülen 'Geleceğe Miras Projesi' kapsamında devam ediyor. Bulunan sikke, antik dönemde Eskipazar Çayı'nın adının Kezios olduğunu gösteren önemli bir bilgi sunuyor.
1 Kasım 2024

İspanya'nın güneybatısında, Badajoz eyaletine bağlı Casas del Turuñuelo'da, Rosetta Taşı'ndan yaklaşık 400 yıl öncesine tarihlenen ve üzerinde alfabe yazılı olan bir kaya levhası keşfedildi. Bu taşın, antik Paleo-Hispanik Tartessos uygarlığıyla ilişkili olduğu ve bu uygarlığın varlığına dair yalnızca üçüncü alfabe kanıtı olduğu belirtiliyor. Taşın üzerinde savaşçı figürlerinin de bulunduğu 21 işaret dizisi tespit edildi ve bu alfabenin 27 işareti olduğu belirtildi. Ancak taşın bir tarafında eksik bir parça bulunuyor ve bu eksik parça, antik dilin daha fazla parçasını ortaya çıkarma potansiyeline sahip.
14 Haziran 2024

Araştırmacılar, Sibirya'nın Yakutistan bölgesinde en az 35 bin yıl önce ölmüş bir kılıç dişli kedi yavrusunun mumya kalıntılarını buldu. Bu keşif, 'Homotherium latidens' türüne ait kedinin fiziksel özelliklerini inceleme fırsatı sundu. Kalıntılar, kılıç dişli kedilerin buzul çağı koşullarına iyi adapte olduğunu ve Asya'da Geç Pleistosen döneminde de var olduklarını gösteriyor. Keşif, bu türün tarihsel yayılımını anlamada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
18 Kasım 2024

Southern Methodist Üniversitesi'nin çalışmasında, Afrika ve Güney Amerika kıtalarında bulunan 260'dan fazla dinozor ayak izinin birbirleriyle eşleştiği keşfedildi. Bu izler, dinozorların yaklaşık 120 milyon yıl önce Erken Kretase döneminde Brezilya ve Kamerun arasında yürüdüklerini gösteriyor. Araştırmacılar ayrıca Brezilya'nın Borborema bölgesi ve Kamerun'un kuzeyinde benzer havza, nehir ve göl oluşumlarına dair kanıtlar buldu. Çoğu üç parmaklı teropod dinozorlara ait olan bu ayak izleri, Pangea'nın ayrılmasından sonra oluşan Atlantik Okyanusu'nun iki ucunda yer alıyor.
27 Ağustos 2024

MÖ 1. yüzyılda batan bir Roma gemisinin enkazında bulunan Antikythera mekanizması, dünyanın en eski analog bilgisayarı olarak kabul ediliyor. Bu cihaz, astronomik nesnelerin hareketlerini tahmin etmek ve önemli olayların planlanmasına yardımcı olmak için kullanılmış. Enkazdan çıkarılan diğer eserler arasında bronz ve mermer heykeller, sikkeler ve seramik parçaları bulunuyor. Bu keşif, modern arkeolojinin en önemli buluntularından biri olarak değerlendiriliyor.
8 Temmuz 2024

Bilim insanları, Avustralya'nın Yeni Güney Galler bölgesinde 'ekidnapus' adı verilen antik bir yaratığın fosilleşmiş çene kemiği parçalarını keşfettiler. Bu yeni tür, ornitorenk ve dikenli karıncayiyenlere benzerliği nedeniyle 'Opalios splendens' olarak adlandırıldı. Yaklaşık 100 milyon yıllık olduğu tahmin edilen fosiller, paleontolog Elizabeth Smith ve kızı Clytie tarafından bulundu ve Avustralya Müzesi'ne bağışlandı. Araştırma ekibi, bu keşfin bölgede daha fazla kazı yapılması için fon sağlanmasını teşvik edeceğini umuyor.
16 Haziran 2024

Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, 'Blattella germanica' türü hamam böceklerinin genetik yapısının, 2 bin 100 yıl önce Asya'da yaşayan 'Blattella asahinai' türüne benzediği tespit edildi. Araştırmada, bu türün kıtalar arası ticari ve askeri hareketlilikler sebebiyle Ortadoğu ve Avrupa'ya ulaştığı ve buradan da dünyanın diğer bölgelerine yayıldığı belirtildi. Batı Avustralya Üniversitesi'nden Theo Evans, bu hamam böceklerinin hayatta kalmalarının insanlara gözükmemelerine bağlı olduğunu ve evrimsel olarak geceleri ortaya çıkacak şekilde adapte olduklarını söyledi.
21 Mayıs 2024

4’üncü veya 5’inci yüzyılda papirüs üzerine yazılan ve Almanya’nın Hamburg kentindeki bir kütüphanede saklanan el yazması, İsa’nın çocukluğuna dair bilinen en eski kayıt olarak belirlendi. İki uzman tarafından çözülen metin, Thomas’ın Bebeklik İncili’nin hayatta kalan en eski kopyası olarak tanımlandı. Papirüs, İsa’nın 12 kil serçesini canlı kuşlara dönüştürdüğü mucizeyi anlatıyor. Bu keşif, İsa’nın çocukluğuna dair bilinen en eski yazılı kaydın 600 yıl öncesine ait olduğunu gösteriyor.
13 Haziran 2024

Norveç'in Trondheim kentinde, 1197'deki bir kuşatma sırasında bir kuyuya atıldığı anlatılan adamın kemikleri bulundu. Arkeologlar, 1938'de keşfedilen iskeletin, 2014-2016 yıllarında yapılan kazılarla efsanedeki adama ait olabileceğini belirtti. Radyokarbon testi ve DNA analizleri, kemiklerin efsanedeki tarihle uyumlu olduğunu ve adamın güney Norveç kökenli olduğunu gösterdi. Bu keşif, tarihi efsanelerin gerçek karakterlere dayanabileceğini ve sagaların tamamen kurgu olmadığını ortaya koydu.
28 Ekim 2024

Arkeologlar, Avusturya'nın Irschen bölgesinde 1500 yıllık bir Hıristiyan eseri keşfetti. Fildişinden yapılmış ve Hıristiyan motifleriyle süslenmiş olan bu pyx, geç antik çağda bir kilisenin yan şapelinde bulundu. Bu türden sadece 40 civarında fildişi kutusu olduğu biliniyor ve en son 100 yıl önce benzer bir keşif yapılmıştı. Eserin, bir azizin kutsal emanetlerini saklamak için kullanıldığı düşünülüyor.
27 Haziran 2024

Güney Almanya'da keşfedilen yeni bir pterozor fosili, bu kanatlı sürüngenlerin evrimine dair önemli bilgiler sağladı. 'Bavyeralı kılıç kuyruk' olarak adlandırılan fosil, pterozorların evrimsel ilişkilerini ve geçiş türlerini anlamada kilit bir rol oynuyor. Fosilin, pterodaktiloidlere benzeyen baş ve boyun yapısı ile uzun bilek kemiği, pterozorların aile ağacını yeniden şekillendirdi. Araştırma, pterozorların evrimsel geçiş süreçlerini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.
20 Kasım 2024

Granada Üniversitesi'nden Prof. Jose Antonio Lorente liderliğindeki araştırma ekibi, Kristof Kolomb'un DNA örneklerini inceleyerek ünlü kaşifin Batı Avrupalı bir Sefarad Yahudisi olduğunu keşfetti. Bu bulgu, Kolomb'un İtalya'nın Cenova kentinden olduğu yönündeki yaygın inanışı sorgulayan teorilere yeni bir boyut kazandırdı. Araştırma, Kolomb'un kökenine dair karmaşık bir süreç izlese de, sonuçların neredeyse mutlak güvenilirlikte olduğu belirtildi. Ayrıca, Kolomb'un kalıntılarının Sevilla'da olduğu doğrulanırken, bazı kalıntıların Dominik Cumhuriyeti'nde olabileceği de ifade edildi.
13 Ekim 2024

Yeni bir araştırma, Antik Mısır’da popüler olan 'Tazılar ve Çakallar' isimli masa oyununun kökeninin güneybatı Asya’da, özellikle Azerbaycan’da bulunduğunu ortaya koydu. Arkeologlar, Azerbaycan’daki kazı alanlarında M.Ö. 2000’li yıllardan kalma kaya oymalarını keşfetti. Bu bulgu, oyunun bölgedeki sığır çobanları arasında erken bir tarihte yayıldığını ve kültürler arası iletişimin bir göstergesi olduğunu gösteriyor. Oyun, iki kişiyle oynanan ve taşların delikli bir tahta üzerine yerleştirilmesiyle oynanan bir strateji oyunudur.
24 Eylül 2024

Çin'in keşif aracı Chang’e 6, Ay’ın az keşfedilmiş uzak tarafından kaya ve toprak örnekleriyle Dünya’ya dönerek bir ilke imza attı. Araç, topladığı örnekleri Çin’in kuzeyindeki İç Moğolistan bölgesine indirdi. Çinli bilim insanları, bu örneklerin Ay’ın iki yakasındaki coğrafi farklılıklarla ilgili soruları yanıtlayabileceğini umuyor. Bu keşif, Ay bilimi araştırmalarındaki temel sorulardan birine ışık tutmayı amaçlıyor.
25 Haziran 2024
İşaretlediklerim