Tema Vakfı, Türkiye'nin çevre ve iklim krizi konularında yetersiz kaldığını ve bu alanlarda acil eylem gerektiğini vurgulayan bir ekosiyaset belgesi yayınladı. Belgede, tarım arazilerinin azalması, ormanlık alanlara verilen zararlar, koruma altına alınması gereken alanların tehlikede olduğu, su kaynaklarının yanlış politikalar nedeniyle tehdit altında olduğu ve enerji politikalarının fosil yakıtlara bağımlılığı artırdığı gibi konulara dikkat çekildi. Vakıf, siyasilere çevre ve iklim adaletini sağlayacak politikalar geliştirmeleri çağrısında bulundu.
19 Nisan 2023

22 Mayıs Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü'nde TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, denizel ekosistemlerin ve mercan resiflerinin iklim krizi ve çevresel kirlilik nedeniyle tehdit altında olduğunu belirtti. Karasal ve deniz ekosistemlerinin büyük bir kısmının insan etkisi altında olduğunu ve biyolojik çeşitliliğin hızla yok olduğunu ifade etti. Türkiye'nin biyolojik çeşitlilik açısından zengin olmasına rağmen korunan alanların yetersiz olduğunu ve doğa koruma mevzuatında eksiklikler bulunduğunu vurguladı. Ayrıca, sürdürülebilir çevre yönetimi ve doğal habitatların korunması için atılması gereken adımları anlattı.
22 Mayıs 2023

5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde TEMA Vakfı, plastik kirliliğinin dünya genelinde ve Türkiye'de ulaştığı boyutları vurguladı. Vakıf, üretilen plastiklerin sadece yüzde 9'unun geri dönüştürülebildiğini ve mikroplastiklerin canlı organizmaların hatta insan vücudunun içine kadar girdiğini belirtti. Pasifik Okyanusu'nda insan etkisiyle oluşmuş 1,6 milyon kilometrekarelik plastik yığınına ve plastik atıkların çevre ve sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekildi. TEMA, plastik kullanımını azaltacak ve çevresel kirliliği önleyecek önlemler alınması gerektiğini savundu.
2 Haziran 2023

Çevre sorunlarından kadınların daha fazla etkilendiği belirtiliyor. Bu durumun sosyal, ekonomik ve kültürel faktörlere dayandığı ve yoksulluk koşullarında yaşayan insanların yüzde 70'inin kadın olmasının bu durumu etkilediği belirtiliyor. Ekofeminizm, kadın hakları ve çevre aktivizminin birleşimini temsil eden bir yaklaşım olarak öne çıkıyor. Bu yaklaşıma göre, hem kadınların hem de doğanın haklarının korunması birbirine bağlı ve birine dair sorunların çözülmesi diğerinin üzerinde iyileştirici bir etkiye sahip.
30 Eylül 2023

Avustralya merkezli insan hakları derneği Walk Free'nin 2023 Küresel Kölelik Endeksi'ne göre Türkiye, her bin kişiden 15,6'sının 'modern köle' olarak tanımlandığı bir oranla Avrupa ve Orta Asya'da en yüksek modern köle oranına sahip ülke oldu. Türkiye bu oranla dünya genelinde 8'inci sırada yer alırken, Hindistan listenin ilk sırasında bulunuyor. Raporda Türkiye, modern kölelikle mücadele konusunda en az eylemde bulunan ülkelerden biri olarak gösterildi. Modern kölelik, insanların zorla çalıştırılması, borç esareti, soy temelli kölelik, zorla evlilik ve ev hizmetlerindeki kölelik gibi çeşitli sömürü yollarını içeriyor.
24 Mayıs 2023

Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü Genel Direktörü Amy Pope, iklim değişikliği nedeniyle göçlerin artacağını ve resmi olarak iklim göçü çağına girildiğini belirtti. Pope, Afrika'da 2022'de 7,5 milyondan fazla kişinin doğal afetler nedeniyle yerinden edildiğini ve eğer etkin ve sürdürülebilir eylemlere geçilmezse, 2023 yılına kadar sadece Afrika'da 105 milyon kişinin iklim değişikliği nedeniyle göçmen haline gelebileceğini ifade etti. Pope, 1 Ekim'den itibaren 5 yıllık bir dönem için Genel Direktörlük görevini Antonio Vitorino'dan devralacak.
2 Eylül 2023

Belçikalı Veos şirketi, mezbahalarda kesim sonrası biriken hayvan kanını arıtarak içme suyuna dönüştürecek bir tesis kuracağını açıkladı. Bu yöntemle yılda 45 milyon litre yer altı suyu tasarrufu hedefleniyor. Tesis, iki milyon avro yatırımla hayata geçirilecek ve günlük 150 bin litre su üretecek. Arıtma işlemi sırasında hayvan kanı koyulaştırılıp kurutulacak ve ayrılan su buharı yoğunlaştırılarak tekrar suya dönüştürülecek.
21 Mayıs 2023

TEMA Vakfı, Erzincan İliç'teki altın madeninde 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kayması sonucu siyanür ve diğer zehirli kimyasalların Fırat Havzası'na karıştığını açıkladı. Vakıf, bu felaketin önlenebilir olduğunu ve yeterli önlemlerin alınmadığını belirtti. Ayrıca, madencilik faaliyetlerinin çevre ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, bu tür faaliyetlerin sonlandırılması gerektiğini vurguladı. TEMA Vakfı, yetkililere çeşitli sorular yöneltti ve madencilik faaliyetlerine ilişkin daha sıkı düzenlemeler yapılması çağrısında bulundu.
15 Şubat 2024

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Marmara ve Ege bölgelerinde çöl tozları nedeniyle olumsuz koşulların beklendiğini ve tedbirli olunması gerektiğini duyurdu. Çöl tozları, hava kirliliğini artırarak solunum ve dolaşım sistemi sorunlarını şiddetlendirebiliyor. Sahra Çölü başta olmak üzere dünyanın çeşitli çöllerinden yıllık yaklaşık 2 milyar ton toz atmosfere karışıyor. Türkiye, Afrika ve Orta Doğu kaynaklı çöl tozlarının etkisi altında bulunuyor. Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Çağatay Güler, toz taşınımının özellikle sahil bölgelerinde yaşayanlar için solunum sorunlarını artırabileceğini belirtti.
1 Nisan 2024

Türkiye Su Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Lütfi Akca, Türkiye'nin su kaynaklarının nüfus artışı ve iklim değişikliği nedeniyle azalabileceğini ve ülkenin su fakiri olma riskiyle karşı karşıya kalabileceğini belirtti. Türkiye'de kişi başına düşen su miktarının 1312 metreküp olduğunu ve bu değerin 2050'li yıllarda 1000 metreküpün altına düşebileceğini ifade etti. Özellikle Konya, Akarçay, Burdur, Gediz, Büyük Menderes ve Küçük Menderes havzalarında su kıtlığı yaşandığını vurgulayan Akca, tarımsal üretimde suya göre tarım tedbirlerinin uygulanması gerektiğini söyledi.
28 Ağustos 2024

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, dünyada 735 milyon insanın açlık çektiğini açıkladı. Gıda ve Tarım Örgütü yetkilileri, 2023 yılında yaklaşık 733 milyon kişinin açlıkla karşı karşıya kaldığını belirtti. Türk, dünya genelinde yeterince gıda olduğunu ancak bunun israf edildiğini vurguladı ve gıda hakkının sağlanabilmesi için gıda sistemlerinin sürdürülebilirliğe odaklanması gerektiğini ifade etti.
21 Ekim 2024

İlber Ortaylı, dünya genelinde artan kirlilik ve beslenme krizine dikkat çekerek, nüfus artışının azalmasına rağmen bu sorunların önüne geçemeyeceğini ifade etti. Gelecekte su ve gıda problemlerinin büyüyeceğini ve bu kaynaklar etrafında çatışmaların yoğunlaşacağını öngördü. Ayrıca, Türkiye'nin coğrafi ve stratejik pozisyonunu gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı. Avrupa'nın geçmişteki birlik deneyimlerinden ve Brexit sonrası yaşanan gelişmelerden bahsederek, Avrupa'nın hala çözülmemiş sorunlara sahip olduğunu belirtti.
5 Mayıs 2024

Doğan Tılıç, Türkiye'nin doğurganlık oranının mevcut seviyede kalması durumunda 2050 yılında nüfusunun 93 milyona ulaşacağını belirtiyor. Avrupa'nın önümüzdeki 30 yılda yüzde 7 oranında bir nüfus azalması yaşayacağını ve bu durumu büyük bir sorun olarak görmediklerini ifade ediyor. Tılıç, düşük doğurganlığın her zaman olumsuz bir durum olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, ekolojik denge ve kaynakların sürdürülebilir kullanımı açısından olumlu sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor. Ayrıca, doğru yönetilen politikalarla toplumun refahının artırılabileceğini savunuyor.
13 Temmuz 2024

Dünya Bankası'nın yayımladığı rapora göre, dünya genelinde 1,2 milyar insan sıcak hava dalgası, sel, kasırga ve kuraklık gibi kritik iklim felaketleri riskiyle karşı karşıya. Yüksek gelirli ülkeler de bu risklerden etkilenebilirken, en yüksek risk altındaki nüfuslar Güney Asya ve Sahra Altı Afrika'da bulunuyor. Bu durum, bu bölgelerdeki altyapı ve sosyal hizmetlere erişim eksikliğiyle ilişkilendiriliyor. Raporda, ekonomik büyümenin ve iklim değişikliğiyle mücadelenin paralel ilerlemesi gerektiği, afetlerin etkilerinin azaltılması için daha hızlı ve dirençli kalkınma ile hedefe yönelik müdahalelerin önemine vurgu yapılıyor.
31 Ekim 2024

Abdullah Karakuş, ABD, Çin, Hindistan, AB ülkeleri ve Rusya'nın dünyayı en çok kirleten ülkeler olduğunu belirtiyor. Uzmanlar, dünyanın ısısının 2 derece daha artması halinde krizlerin başlayacağını ve bunun gıda kıtlığı, kuraklık ve göçlere yol açacağını öngörüyor. Karakuş, orman yangınlarının artışına dikkat çekerek, insan hatası ve dikkatsizliğin bu yangınların başlıca nedenleri olduğunu vurguluyor. Orman yangınlarını önlemek için alınması gereken önlemler hakkında da önerilerde bulunuyor.
21 Haziran 2024

Türkiye'de küçük çiftçiler ve köylüler, artan girdi maliyetleri, topraklarının gasp edilmesi, borç yükünün artması gibi nedenlerle üretim yapmaya zorlanıyor ve emeklerinin karşılığını alamıyorlar. Bu sorunlar karşısında ortaya çıkan tepkiler genellikle anlık, cılız ve savunmacı oluyor. Tarım politikaları, küçük çiftçilerin ve köylülerin lehine olmaktan çok, şirketlerin çıkarına hizmet edecek şekilde örgütlenmiş durumda. Bu durum, 1980 darbesiyle başlayan örgütsüzleşme ve örgütlenmenin kriminalize edilmesi sürecinin bir sonucu olarak görülüyor.
13 Şubat 2024

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü'nden Prof. Dr. Mehmet Ali Eryurt, Türkiye nüfusunun 2070'lerde 70 milyonun, 2100'de ise 50 milyonun altına düşmesinin beklendiğini açıkladı. Türkiye'nin doğum oranı 1,51 çocuğa düşmüş durumda ve bu oran 2014'ten beri düzenli olarak azalmaktadır. Eryurt, Türkiye'nin 90 milyona bile ulaşamayacağını ve nüfusun 2040'larda yaklaşık 88 milyona ulaştıktan sonra azalmaya başlayacağını belirtti.
10 Temmuz 2024

Prof. Dr. Çağatay Güler, çevre kirliliğinin kadınlar üzerindeki etkilerini vurgulayarak, bu durumun kadına yönelik şiddetin bir başka boyutu olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtiyor. Çalışmalar, çevresel kimyasalların kadın sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini göstermekte; özellikle kanser, üreme sistemi sorunları ve iç mekan kirliliği gibi konulara dikkat çekilmekte. Güler, kadınların çevre bilincinin aile ve toplum sağlığı üzerinde belirleyici olduğunu ve ekofeminizm açısından kadınların doğaya daha duyarlı yaklaştığını ifade ediyor.
29 Nisan 2024

Türkiye, iklim kriziyle mücadele kapsamında 2024-2030 dönemini kapsayan yeni bir eylem planı açıkladı. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından desteklenen plan, fosil yakıtların azaltılmasına yönelik somut adımlar içermiyor ve özellikle kömür santrallarının kapatılması ya da sayısının azaltılması konusunda herhangi bir taahhüt bulunmuyor. Plan, yenilenebilir enerji ve nükleer enerjinin kapasitesinin artırılmasını öngörüyor ve karbon yakalama teknolojilerine odaklanıyor. Ancak, bu teknolojilerin maliyeti ve etkinliği konusundaki endişeler nedeniyle, Türkiye'nin fosil yakıtlardan vazgeçmeye yönelik net bir planının olmadığı eleştiriliyor.
31 Mart 2024

Anadolu yer sincabı olarak da bilinen gelengilerin nesli, artan kentleşme ve azalan besin kaynakları nedeniyle tehlikede. Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'nin (IUCN) kırmızı listesine giren gelengilerin popülasyonu son 10 yılda yüzde 25 azaldı. Türkiye'de üç türü bulunan gelengiler, doğal bitki örtüsünün yok edilmesi ve yanlış tarım uygulamaları gibi nedenlerle yaşam alanlarını kaybediyor.
20 Ağustos 2024
İşaretlediklerim