Bilim insanları, Aralık 2022'de Kuzey Kutup göklerinde görülen nadir bir 'kutup yağmuru aurora' olayının gizemini çözdü. Bu aurora, genellikle çıplak gözle görülmeyen ve düşük güneş rüzgarı seviyeleri sayesinde gözlemlenebilen bir uzay havası türüdür. Araştırmacılar, bu auroranın doğrudan güneşten gelen supratermal elektronlar tarafından üretildiğini ve 28 saat boyunca gözlemlenebildiğini belirtti. Bu keşif, kutup ışıklarının kökenlerini anlamada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
23 Haziran 2024

Güneş'teki patlamalar sonucu oluşan jeomanyetik fırtına, Trabzon'un Ortahisar ilçesinde Kuzey Işıkları'nın görülmesine neden oldu. NASA, bu patlamaların radyo frekansları, elektrik şebekeleri ve navigasyon sinyalleri üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtti. Kuzey Işıkları, yeryüzünün manyetik alanı ile Güneş'ten gelen yüklü parçacıkların etkileşimi sonucu oluşuyor ve bu olay İngiltere, İrlanda, Rusya ve Slovakya gibi diğer ülkelerde de gözlemlendi.
11 Mayıs 2024

Yeni bir araştırmaya göre, kutup buzullarının erimesi Dünya'nın dönüşünü yavaşlatarak günlerin uzamasına neden oluyor. İnsan kaynaklı küresel ısınma nedeniyle Grönland ve Antarktika'daki buz tabakalarının erimesi, suyun ekvator çevresindeki denizlere dağılmasına yol açıyor ve bu da Dünya'nın dönüş hızını yavaşlatıyor. Araştırma, 1900 ile 2000 yılları arasında gün uzunluğundaki yavaşlama oranının yüzyılda 0.3-1.0 milisaniye arasında değiştiğini, ancak 2000'den bu yana bu oranın 1.3 ms/cy'ye yükseldiğini gösteriyor. Emisyonlar azaltılmazsa, yavaşlama oranının 2100 yılına kadar yüzyılda 2.6 milisaniyeye ulaşacağı öngörülüyor.
16 Temmuz 2024

Saatte 93 bin kilometre hızla ilerleyen 2011 UL21 adlı asteroit, son 125 yılda Dünya’ya en fazla yaklaşan gök cismi olacak. Gökbilimciler, asteroitin dünyaya çarpmayacağını düşünüyor. Dağ büyüklüğündeki asteroitin geçişi internetten ya da iyi bir teleskopla takip edilebilecek ve Youtube’taki canlı yayın 27 Haziran 23.00’da başlayacak. Avrupa Uzay Ajansı, çarpışma olasılığının sıfır olduğunu fakat 2011 UL21’in Dünya’ya çarpması halinde kitlesel yıkıma yol açacağını belirtti.
26 Haziran 2024

Gökbilimciler, Samanyolu Galaksisi'nde Dünya'ya yaklaşık 2 bin ışık yılı uzaklıkta, Güneş'ten 33 kat büyük bir kara delik keşfetti ve bu kara deliğe 'Gaia-BH3' adı verildi. Bu keşif, Londra Üniversite Akademisi'nden George Seabroke ve ekibi tarafından Gaia teleskobu kullanılarak yapıldı. Gaia-BH3, şu anda aktif olmayan bir durumda ve herhangi bir maddeyi yutmuyor, bu nedenle İngiltere'deki gökbilimciler, boş bir alanın etrafında dönen bir yıldızın garip hareketlerini gözlemleyerek bu kara deliği tespit ettiler.
26 Nisan 2024

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu (JWST), evrenin en eskilerinden olduğu düşünülen üç galaksiyi inceledi ve galaksi oluşumunu ilk kez doğrudan gözlemledi. Araştırmada, galaksilerin yaydığı ışığın büyük miktardaki nötr hidrojen gazı tarafından emildiği ve bu gazın galaksileri beslediği tespit edildi. Bu gözlem, evrenin ilk yıldız sistemlerinin oluşumuna tanıklık edilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Araştırmacılar, galaksilerde genç yıldızların varlığını da belirledi ve bu gazın galaksilerin merkezine nasıl dağıldığını anlamak için çalışmalarını sürdüreceklerini açıkladı.
27 Mayıs 2024

Bilim insanları, 66 milyon yıl önce dinozorları yok eden devasa asteroitin yanı sıra, aynı dönemde daha küçük bir asteroidin de Dünya'ya çarptığını keşfetti. Bu ikinci asteroit, Batı Afrika kıyılarında denize çarparak Nadir Krateri'ni oluşturdu. Araştırmacılar, bu çarpmanın büyük bir tsunamiye ve depreme neden olduğunu düşünüyor. İki asteroitin neden birbirine yakın zamanlarda Dünya'ya çarptığı ise henüz bilinmiyor.
4 Ekim 2024

Gökbilimciler, Samanyolu Galaksisi'nde Dünya'dan yaklaşık 8 bin ışık yılı uzaklıkta bulunan V404 Cygni adlı sistemde ilk kez bir üçlü kara delik sistemi keşfetti. Massachusetts Institute of Technology'den Kevin Burdge ve ekibi, daha önce bilinen bu X-ray ikilisinin aslında üçlü bir yıldız sisteminin merkezinde yer aldığını ortaya çıkardı. Bu keşif, kara deliklerin evrimi ve oluşum süreçleri hakkında yeni sorular doğuruyor ve mevcut teorileri sorgulamamıza neden oluyor.
27 Ekim 2024

NASA'nın WISE teleskobundan elde edilen verilerle, Samanyolu Galaksisi'nden saatte yaklaşık 1,6 milyon kilometre hızla uzaklaşan bir nesne tespit edildi. 'CWISE J1249' adı verilen bu nesnenin oldukça yaşlı olduğu ve galaksimizdeki ilk yıldız jenerasyonlarından birine ait olduğu düşünülüyor. Bilim insanları, nesnenin neden bu kadar hızlı hareket ettiğini anlamak için element bileşimini daha yakından inceleyecekler.
16 Ağustos 2024

Bilim insanları, okyanusların deniz yaşamını sürdüremeyecek ve iklimi dengelemekte yetersiz kalacak kadar asidik hale gelmek üzere olduğu konusunda uyardı. Potsdam İklim Etkileri Araştırma Enstitüsü'nün (PIK) raporuna göre, gezegenimizin yaşamı sürdürebilme kapasitesini belirleyen dokuz kritik faktörden altısı, insan faaliyetleri nedeniyle güvenli sınırlarını aşmış durumda. Okyanus asidifikasyonu, fosil yakıtların yakılmasıyla atmosfere salınan karbondioksit (CO2) emisyonlarının artması nedeniyle sürdürülebilir sınırını aşmak üzere. Bu durum, deniz yaşamını ve milyarlarca insanın gıda kaynaklarını tehdit ediyor.
24 Eylül 2024

Bu sonbaharda, NASA'nın ATLAS sistemi tarafından tespit edilen 2024 PT5 adlı küçük bir asteroit, Dünya'nın çekim gücüne yakalanarak geçici bir süre için mini Ay haline gelecek. Bu asteroit, Arjuna Asteroit Kuşağı'ndan geliyor ve Dünya'nın yörüngesinde birkaç ay kalacak. Ancak, bu mini Ay çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük ve sönük olacak. Bilim insanları, bu tür olayların daha önce de yaşandığını ve 2024 PT5'in 2055 yılında yeniden Dünya yörüngesine döneceğini belirtiyor.
26 Eylül 2024

Amerikan Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi’ne (NOAA) bağlı Uzay Hava Tahmin Merkezi, son yedi yılın en büyük Güneş patlamasının dün meydana geldiğini bildirdi. Bu patlama, tüm zamanlarda kaydedilen en büyük 17’nci Güneş patlaması olarak kayıtlara geçti. Patlama, ABD yerel saatiyle öğlen 13.00’te gerçekleşti ve Dünya’yı kayda değer ölçüde etkilemedi. X8.7 seviyesinde olan bu patlama, bu sınıftaki en şiddetli patlamalardan biri olarak nitelendirildi.
15 Mayıs 2024

ABD'deki Rush Üniversitesi'nin yaptığı araştırma, geceleri dış mekanda yapay ışığa maruz kalmanın 65 yaş altındakilerde Alzheimer hastalığına yakalanma riskini artırdığını ortaya koydu. Araştırma, ülke genelinde 48 eyalette ışık kirliliği oluşturan etkenleri inceledi ve yapay ışığın biyolojik saati ve uyku düzenini bozarak bilişsel gerilemeye yol açabileceğini belirtti. Uzmanlar, yapay ışığın olumsuz etkilerini azaltmak için karartma perdesi veya göz bandı kullanılmasını öneriyor.
6 Eylül 2024

Apollo misyonlarıyla getirilen ay örneklerini inceleyen bilim insanları, Ay’ın ince atmosferinin nasıl oluştuğuna dair gizemi çözdüklerini açıkladılar. Araştırmalar, Ay atmosferinin yaklaşık yüzde 70’inin meteor çarpmaları sonucu buharlaşmadan, yüzde 30’unun ise güneş rüzgarı püskürmesinden kaynaklandığını gösteriyor. Bu bulgular, Ay’ın yüzeyi ve atmosferinin uzun zaman ölçeklerinde nasıl etkileşime girdiğine dair daha net bir resim sağlıyor ve uzay aşınma süreçlerine dair anlayışımızı geliştiriyor.
3 Ağustos 2024

Avustralya’daki Monash Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, Dünya’nın yaklaşık 466 milyon yıl önce Satürn’deki gibi bir halka sistemine sahip olmuş olabileceği keşfedildi. Araştırma, büyük bir asteroidin gelgit kuvveti nedeniyle parçalanarak gezegenin etrafında bir halka sistemi oluşturduğunu öne sürüyor. Bu halkanın güneş ışığını engelleyerek küresel soğumaya yol açmış olabileceği belirtiliyor. Çalışma, Dünya dışı olayların gezegenimizin iklimini nasıl etkileyebileceğine dair yeni bir anlayış sunuyor.
16 Eylül 2024

Edinburgh Üniversitesi'nden Neil Turok ve ekibi, Annals of Physics dergisinde yayınladıkları araştırmada, zamanın geriye doğru aktığı bir 'ayna evren' olabileceğini öne sürdü. Bu teori, karanlık madde gibi açıklanması zor olguları ve evrende standart fizik kurallarına uymayan diğer özellikleri açıklayabilir. Araştırma, Büyük Patlama'nın bir ayna noktası olarak düşünülebileceğini ve öncesinde bir ayna evrenin var olabileceğini iddia ediyor. Ancak, bu teorinin matematiksel ve fiziksel olarak gerçekçi olduğunu göstermek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyuluyor.
2 Kasım 2024

İsviçre ve diğer ülkelerden araştırmacılar, gıda ambalajlarında inceledikleri yaklaşık 14 bin kimyasaldan 3 bin 600 tanesinin kan, saç ve anne sütünde bulunduğunu keşfetti. Bu kimyasallar arasında metaller, uçucu organik bileşikler ve kansere neden olduğu bilinen diğer kimyasallar yer alıyor. Yüksek sıcaklıklar ve ambalajın türü, kimyasalların gıdaya sızma hızını etkileyebiliyor. Araştırma, geri dönüştürülmüş kağıt ve kartonun da tehlikeli olabileceğini belirtiyor.
17 Eylül 2024

Bilim insanları, atmosfere yılda 5 milyon ton elmas tozu püskürtülmesinin Dünya'nın ısısını 1,6 derece düşürebileceğini öne sürdü. Bu yöntem, güneş ışınlarını yansıtarak küresel ısınmayı azaltmayı hedefleyen bir jeomühendislik yaklaşımı olarak değerlendiriliyor. Ancak, bu yöntemin uygulanabilirliği ve maliyeti konusunda tartışmalar sürüyor. Elmas tozunun, kükürt dioksit gibi asit yağmurlarına neden olmaması avantaj olarak görülse de, maliyetinin oldukça yüksek olması nedeniyle eleştiriliyor.
18 Ekim 2024

Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, Dünya’daki yaşamın başlangıcının yıldırım düşmesiyle oluşan kimyasal reaksiyonların sonucu olabileceğini öne sürdü. Araştırma, su, elektrolitler ve yaygın gazların birleşerek Dünya’nın ilk biyomoleküllerini oluşturduğu hipotezine dayanıyor. Simüle edilen yıldırım düşmeleri, karbondioksit ve nitrojeni son derece reaktif bileşiklere dönüştürebilen yüksek enerjili kıvılcımlar üretti. Bu keşif, Dünya dışında yaşamın gelecekteki olası keşifleri için de potansiyel taşıyor.
11 Ağustos 2024

Intelsat 33e isimli haberleşme uydusu, Hint Okyanusu'nun üzerinde sabit bir yörüngede bulunurken aniden güç kaybederek en az 20 parçaya ayrıldı. Bu olay, Avrupa, Orta Afrika, Orta Doğu, Asya ve Avustralya'daki iletişim kullanıcılarını etkiledi. Uydunun parçalanma nedeni henüz bilinmiyor, ancak bu durum yörüngedeki uzay çöplerine bir yenisini ekledi ve diğer uydular için potansiyel bir tehdit oluşturdu. Uzay çöplerinin sorumluluğu ve yönetimi konusundaki tartışmalar devam ediyor.
23 Ekim 2024
İşaretlediklerim