Rahmi Turan, 2018 yılında Türkiye'nin 'Tek Adam Sistemi'ne geçiş yaptığını ve bu sürecin ülkeyi 'ortak akıldan' uzaklaştırdığını belirtti. Yazısında, tüm kararların tek bir kişi tarafından alındığını ve bu durumun işlerin sağlıklı yürümemesine, yanlışların düzeltilmemesine neden olduğunu ifade etti. Turan, bu sistemin sonuçlarının millet tarafından ödendiğini vurguladı.
11 Mayıs 2024

Rahmi Turan, Türkiye ekonomisinde yaşanan sıkıntıların bilim dışı uygulamalar ve Merkez Bankası Başkanlarının görevden alınmaları sonucu ortaya çıktığını belirtiyor. Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetimine getirilmesi ve rasyonel politikalara dönüş vurgusu yapmasına rağmen, beklenen iyileşmelerin gerçekleşmediğini ifade ediyor. Turan, devletin savurganlığının devam ettiğini, yerel seçimler için büyük harcamalar yapıldığını ve ekonomideki sorunların çözülmediğini eleştiriyor.
4 Şubat 2024

Rahmi Turan, AKP iktidarının Türkiye'deki sorunlara çözüm getirme gücünün kalmadığını ve ekonomiyi çıkmaza sokan zihniyetin değişmedikçe ülkenin düzelmeyeceğini savunuyor. Yabancı yatırımcıların Türkiye'ye gelmemesinin nedeninin ülkeye olan güvensizlik olduğunu belirtiyor. Demokrasi ve hukuk sistemindeki sorunlara dikkat çekerek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarının uygulanmadığını ve haksız yere cezaevlerinde tutulanların olduğunu vurguluyor.
22 Haziran 2024

Rahmi Turan, 31 Mart seçimlerinin ardından Türkiye'nin ekonomik durumunun daha da kötüleşebileceğini öne sürüyor. İktidarın 2028 yılına kadar seçim endişesi olmadan hareket edeceğini ve bu süreçte enflasyon, fiyatlar ve vergilerdeki artışların halkın bütçesinde derin yaralar açabileceğini belirtiyor. Turan, iktidarın savurgan politikalarının devam edeceği ve halktan yeni vergilerle fedakarlık beklenmeye devam edileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
9 Mart 2024

Rahmi Turan, iktidarın yıllardır savunduğu 'en az 3 çocuk' politikasının, halkı ekonomik zorluklar nedeniyle bir çocuk bile yapamaz hale getirdiğini belirtti. Genç ailelerin derin yoksulluk içinde olduğunu ve çocuklarına nasıl bakacakları konusunda endişe duyduklarını ifade etti. Eğitim sisteminin niteliksiz müfredatla çöktüğünü ve özel okulların yüksek maliyetlerinin aileleri zor durumda bıraktığını vurguladı. Ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in enflasyonu düşürme çabalarının yoksulluğu daha da artırdığını iddia etti.
28 Mayıs 2024

MIT'den Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Türkiye'nin ekonomik sorunlarının yapısal olduğunu ve radikal ekonomik değişim gerektiğini belirtti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ataması sonrası yatırımcılarda iyimserlik oluştuğunu ancak bu atamaların gerçekten ekonomik problemlere çözüm getirmek için mi yoksa başka nedenlerle mi yapıldığının belirsiz olduğunu ifade etti. Acemoğlu, Türkiye'nin potansiyelini gerçekleştirmek için kurumsal reformların ve teknoloji, eğitim, işçi üretkenliğine yatırımın önemine dikkat çekti ve düşük kaliteli büyümenin devam etmesinin tehlikelerini vurguladı.
16 Haziran 2023

Alaattin Aktaş, Türkiye'de yabancı bankaların piyasayı etkileme gücüne ve Türk Lirası'nın değer kaybına dikkat çekiyor. Yabancıların ve bazı yerel isimlerin Türk parasının değer kaybetmesi gerektiğine yönelik görüşlerini eleştiriyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ekonomi yönetiminin, Türkiye'nin ekonomik politikalarında rasyonel bir zemine dönüş yapması gerektiğini belirtirken, yavaş yavaş eski politikalara kayma eğilimi gösterdiğini vurguluyor. Vatandaşların ise bu durum karşısında döviz ve altına yönelme eğiliminde olduğunu belirtiyor.
19 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de yaşanan ekonomik krizin çok yönlü olduğunu ve sadece ekonomik değil, aynı zamanda demokratik, hukuki ve güven bunalımı boyutlarına da sahip olduğunu belirtiyor. Korkmaz, hükümetin krizi kısa dönemli politikalar ve algı yönetimi ile çözmeye çalıştığını, ancak bu yaklaşımın yetersiz olduğunu ifade ediyor. Merkez Bankası başkanı ve Hazine ve Maliye Bakanının değişiminin dış piyasalarda olumlu algı yaratmak için yapıldığını, ancak bu adımların yeterli olmadığını vurguluyor. Korkmaz, gerçek bir istikrar programının hayata geçirilmesinin önemine dikkat çekiyor.
13 Mart 2024

Yusuf Dinç, Türkiye'nin ekonomi yönetiminin küresel sermaye ve ucuz mal akışı gibi iki ana girdiyi dengeli bir şekilde yönetmeye çalıştığını ancak bu süreçte iç üretimi feda etmek istemediğini ifade etmiştir. Ekonomi yönetimi, TL'nin değer kazanmasını sağlayarak küresel fon akışını çekmeye ve ödemeler dengesini iyileştirmeye çalışıyor. Ancak bu strateji, yurt içi üreticilerle enflasyonla mücadele etmeyi zorlaştırıyor ve ekonomi yönetimi bu konuda çok hassas bir denge kurmaya çalışıyor.
5 Mayıs 2024

İbrahim Kahveci, Türkiye'nin ekonomik durumunu ve potansiyel yıkım veya sıkıntı senaryolarını değerlendiriyor. Mayıs seçimlerinden önce iktidar değişikliği olmazsa, Türkiye'nin ya büyük bir yıkım ya da büyük sıkıntı ile karşı karşıya kalacağını öngörmüştü. Erdoğan'ın ekonomi politikaları ve karar alma süreçlerinin öngörülemezliği, ekonomideki en büyük risk olarak görülüyor. Kahveci, Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz'ın bu belirsiz ortamda ekonomiyi yönetmeye çalıştıklarını ve ekonominin sadece Erdoğan'ın kararlarına bağlı olmadığını, aynı zamanda hazine garantili müteahhitlere verilen fahiş fiyatların da sorun teşkil ettiğini ifade ediyor.
12 Mart 2024

Rahmi Turan, yeni bir anayasa yapmanın, mevcut anayasanın uygulanmaması durumunda faydasız olacağını belirtiyor. Yazısında, işçi hakları, emekli ve asgari ücretli maaşları, kamu israfı, tarım destekleri gibi konulara değinerek, bu sorunların çözülmesinin önemine vurgu yapıyor. Ayrıca, adalet, hukuk ve demokrasi eksikliklerine dikkat çekerek, ayrılık ve gerginlik yaratan politikaların terk edilmesi gerektiğini savunuyor.
4 Mayıs 2024

Murat Muratoğlu, Türkiye'nin ekonomik ve politik durumunu değerlendirerek, yönetimin hatalarını ve Merkez Bankası'nın durumunu eleştirdi. Yazısında, yönetimin futbol federasyonundan Merkez Bankası'na kadar her alanda özerkliği bırakmadığını ve bu durumun ülkenin ekonomik zorluklarını artırdığını belirtti. Ayrıca, Merkez Bankası'nın seçimler sonrası rezervlerini artırmasını olumlu bulduğunu, ancak bu durumun sürdürülebilir olup olmadığı konusunda şüphelerini dile getirdi. Muratoğlu, yüksek faiz oranlarının hem bireyleri hem de kurumları olumsuz etkileyeceğini öne sürdü.
10 Mayıs 2024

Türkiye'nin ekonomik durumunun 1970'lerden bu yana iktidara gelen partiler ve liderlerin tercihleriyle şekillendiği belirtiliyor. Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Tek Adam' rejimi altında ekonomiyi siyasi hedefler için kullandığı ve bu durumun Türkiye'yi enflasyon sarmalında bıraktığı ifade ediliyor. Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetimine getirilmesi, Erdoğan'ın irrasyonel politikalardan vazgeçip rasyonel politikalara dönüş yapma çabası olarak yorumlanıyor. Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu yükseltmesi, Şimşek'in politikalarının olumlu bir adım olduğunu gösterse de, yerel seçimler öncesinde ekonominin geleceği konusunda Erdoğan'ın etkisinin devam ettiği vurgulanıyor.
13 Mart 2024

Türkiye ekonomisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın rasyonel ekonomi politikalarına dönüş izni vermesiyle, Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek ve TC Merkez Bankası'nın yeni kadrosu tarafından yönetilmeye başlandı. Ancak, bu yeni ekibin başarılı olabilmesi için, seçimlerden bağımsız olarak enflasyonla mücadeleyi öncelik haline getirmesi gerekiyor. Osman Ulagay, ekonomideki normalleşme sürecinin sancılı olacağını ve ekonominin siyasete alet edilmesinin bedelinin enflasyonla mücadelede ödeneceğini belirtiyor.
27 Şubat 2024

Rahmi Turan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıkladığı tasarruf önlemlerinin vatandaşa zarar verdiğini savunuyor. Turan, devlet kurumlarında tasarrufun sadece adının olduğunu ve özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yüksek bütçesiyle dikkat çektiğini belirtiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayınlar döner sermayesine tahsis edilen bütçenin 80 milyon liradan 200 milyon liraya çıkarıldığı ve bu parayla dini yayınların artırılacağı ifade ediliyor.
18 Haziran 2024

Veysel Ulusoy, Merkez Bankası'nın son raporunu eleştirerek, raporda enflasyonun gelecek dönemdeki seyrine dair somut politikaların ve stratejilerin eksikliğine dikkat çekiyor. Raporda üretim, istihdam politikası, işgücüne katılım ve enflasyonun düşürülmesi için gerekli modeller gibi önemli konularda bilgi verilmediğini belirtiyor. Ayrıca, Türkiye'nin ekonomik durumunun yolsuzluk, borç batağı ve düşük üretim gibi sorunlarla boğuştuğunu ve enflasyonun kontrol altına alınamadığını ifade ediyor.
11 Şubat 2024

Murat Muratoğlu, Türkiye'nin ekonomik sorunlarının temelinde döviz fiyatlaması ve faiz seviyelerine odaklanmanın yanlış olduğunu belirtiyor. Yıllardır ihracata bağımlı ekonominin, ithal ikamesi sağlayacak bir sanayi dönüşümü gerçekleştiremediğini ve bu durumun ekonomik sıkıntıları derinleştirdiğini ifade ediyor. Ayrıca, yerel seçimler öncesinde hükümetin harcamaları artırması ve tasarruf politikalarını uygulamaması nedeniyle para politikası kararlarının anlamını yitirdiğini vurguluyor. Muratoğlu, Türkiye'nin ekonomik durumundan çıkışının zor olduğunu ve iyimser ekonomik raporlara karşın somut iyileşmelerin görülmediğini eleştiriyor.
23 Şubat 2024

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gaziantep'teki bir toplantıda Türkiye ekonomisinin görünümüne ilişkin bir sunum yaptı. Şimşek, son dönemdeki uygulamaların yapısal reformlarla destekleneceğini belirtti. Ayrıca, dezenflasyon için sıkı para politikası, seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma adımlarının devreye alındığını ifade etti. Şimşek, Türkiye'nin uluslararası ticarete elverişli merkezi konumu, büyük iç pazarı, genç ve dinamik nüfusu, nitelikli ve rekabetçi iş gücü, liberal yatırım ortamı ve tamamlanmış lojistik altyapısıyla yatırımcılar açısından oldukça cazip bir ülke olduğunu vurguladı.
22 Ekim 2023

MIT'den Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Türkiye'nin ekonomi politikalarındaki son değişiklikleri ve Merkez Bankası'nın faiz oranını %15'e çıkarmasını eleştirdi. Acemoğlu, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, rasyonel politikalara dönüş hedefinin ciddi olmadığını, ekonomik politik gücün hala cumhurbaşkanı ve çevresinde olduğunu ve yapısal problemlerle nasıl başa çıkılacağı konusunda belirsizlik olduğunu ifade etti. Ayrıca, bu adımların sadece kısa vadede zaman kazanmak için atıldığını öne sürdü.
22 Haziran 2023

İktisatçı Güldem Atabay, kur korumalı mevduat faizlerinin kaldırılmasının borsadan bu alana geçişe yol açabileceğini belirtti. Borsada riskli işlemler ve Merkez Bankası'nın arka kapı satışları olduğunu ifade etti. Atabay, mevcut iktidarın ekonomi politikalarının devam etmesi durumunda Türkiye'nin sermaye kontrolüne doğru gidebileceğini öne sürdü. Ayrıca, borsanın yatırım yeri olmaktan çıktığını ve tehlikeli işlemlerin olduğunu, yabancı yatırımcıların demokratik bir sistem görmesi durumunda Türkiye'ye ilgi gösterebileceğini dile getirdi.
9 Nisan 2023
İşaretlediklerim