Makale, tarih boyunca yaşanan savaşların insanlık üzerindeki yıkıcı etkilerini ve ölü sayılarını ele alarak başlar. ABD'nin Irak işgali, Suriye savaşı ve Gazze'deki İsrail saldırıları gibi güncel örneklerle savaşların yarattığı insani, ekonomik ve çevresel tahribat vurgulanır. Güçlü ve zayıf ülkeler arasındaki dengesizliklerin savaşları tetiklediği, uluslararası hukukun yetersizliği ve ikiyüzlülüğü eleştirilir. Ayrıca, küresel savunma harcamalarının astronomik boyutlara ulaştığı, bu kaynakların barış ve kalkınma için kullanılabileceği belirtilir. Makale, insanlığın savaş yerine barış ve adaleti sağlama yollarını araması gerektiğini savunur.
20 Nisan 2024

Barış Zeyrek, Türkiye'nin Körfez ülkeleri ile olan ekonomik ilişkilerinin kısa vadeli faydalar sağlayabileceğini ancak uzun vadeli ekonomik krizden çıkış için yeterli olmadığını belirtiyor. Yazısında, Türkiye'nin Batı ile ilişkilerini düzelterek yabancı yatırımları artırma ihtiyacına dikkat çekiyor. Zeyrek, Avrupa ve Amerika ile düşmanca söylemlerin sonlandırılması ve stratejik işbirliklerinin yeniden canlandırılmasının gerekliliğini vurguluyor. Ayrıca, Körfez ülkeleri ile sıkı ilişkiler kurmanın stratejik bir akıl yoksunluğu olduğunu eleştiriyor.
8 Mayıs 2024

Nurcan Gökdemir, Türkiye'de siyasi partiler arasındaki farkların giderek azaldığını ve bu durumun siyasi sığlaşmaya yol açtığını eleştiriyor. AKP'nin uzun yıllardır siyaset sahnesini domine etmesi ve muhalefetin de toplumdaki muhafazakarlaşma nedeniyle benzer bir dil kullanmaya başlaması, partiler arası kimliksizleşmeyi ve birbirinden farklılıkların azalmasını beraberinde getirmiş. Gökdemir, bu durumun toplumun yarısına yakınının iktidarı değiştirme hayallerini her seçimde boşa çıkardığını belirtiyor.
10 Mart 2024

Kürdistan Demokrat Partisi Başkanı Mesut Barzani, Türkiye'deki barış sürecinin başarıya ulaşmasını ve kimsenin bu sürece engel çıkarmamasını ümit ettiğini belirtti. Barzani, Erbil'deki bir kongrede yaptığı konuşmada, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ndeki seçimlerin barışçıl geçtiğini vurguladı. Türkiye'deki barış süreciyle ilgili olarak, PKK'nın da bu süreci baltalamak isteyenlere izin verilmemesi gerektiğini ifade etti. Türkiye'de barış süreciyle ilgili çeşitli siyasi açıklamalar ve tartışmalar devam ediyor.
31 Ekim 2024

HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesinin düzenlediği 'Kürt Sorununda Çözüm ve Barış Konferansı'na gönderdiği mesajda, barış sürecinin muhatapları olarak PKK lideri Abdullah Öcalan ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı gösterdi. Demirtaş, adil ve onurlu bir barışın kurulması gerektiğini, bu sürecin sadece iki şahsiyetle çözülemeyeceğini, TBMM, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, akademisyenler ve diğer toplumsal yapıların da sürece dahil olması gerektiğini vurguladı.
16 Mart 2024

HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesinin düzenlediği 'Kürt Sorununda Çözüm ve Barış Konferansı'na gönderdiği mesajda, barış sürecinin muhatapları olarak PKK lideri Abdullah Öcalan ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı gösterdi. Demirtaş, adil ve onurlu bir barışın kurulması gerektiğini, bu sürecin sadece iki şahsiyet tarafından çözülemeyeceğini ve Türkiye Büyük Millet Meclisi, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, akademisyenler, kadın hareketleri gibi toplumsal yapıların da sürece dahil olması gerektiğini vurguladı.
16 Mart 2024

MetroPOLL Araştırma'nın sahibi Özer Sencar, AKP'nin HÜDA-PAR ile ittifak kurmasını eleştirdi ve bu ittifakın AKP için zararlı olacağını belirtti. Sencar, HÜDA-PAR'ın geçmişte Hizbullah ile bağlantılı olduğunu ve şiddet eylemlerinde bulunduğunu ifade etti. Sencar'ın bu açıklamaları birçok haber sitesinde yer aldıktan sonra, HÜDA-PAR'ın talebi üzerine İstanbul 8'inci Sulh Ceza Mahkemesi tarafından sansürlenerek içeriklerin erişime engellenmesine ve silinmesine karar verildi.
17 Mart 2023

Yıldıray Oğur, Türkiye'de 2013'ten bu yana demokrasi ve hukukun durumunun kötüleştiğini belirtiyor. Kürt meselesindeki statükonun değişiminin, İstanbul seçimlerinden daha fazla demokrasiye katkı sağlayacağını ifade ediyor. Kürt siyasetçilerin siyasi ve demografik güçlerini sorunları çözmek ve iktidarla diyalog kurmak için kullanmaları gerektiğini savunuyor. Ayrıca, muhalefetin Kürtleri iktidarla mücadelede ön saflara sürmek yerine, diyalog yoluyla çözüm arayışını desteklemesi gerektiğini öne sürüyor.
23 Mart 2024

Akif Beki, Nevruz kutlamalarında yapılan konuşmaları ve siyasi liderlerin açıklamalarını yorumlayarak Türkiye'de Kürt sorununun çözümüne yönelik yeni bir sürecin sinyallerini değerlendiriyor. Leyla Zana'nın ve diğer siyasi figürlerin açıklamaları, bir çözüm sürecinin yeniden gündeme gelebileceğine işaret ediyor. Ancak, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin konuya yaklaşımı ve geçmişte yaşananlar, bu sürecin önündeki engelleri ve zorlukları gözler önüne seriyor.
22 Mart 2024

HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Erdoğan rejimi sonrasında PKK'nın Türkiye'de silah bırakması için ellerinden geleni yapacaklarını ve bunu başaracaklarını belirtti. Demirtaş, TBMM'de hukuk çerçevesinde sorunları çözerek toplumsal barışı sağlayacaklarını ifade etti. Ayrıca, Erdoğan'ın barış isteyenleri engellediğini ve çatışmayı körüklediğini iddia etti. Seçimlerde provokasyonlara karşı dikkatli olunması gerektiğini ve Yeşil Sol Parti'nin barış ve demokrasi için çalışacağını vurguladı.
13 Nisan 2023

Son dört ayda Türk futbolunda yaşanan olumsuz olaylar, yazar Cemal Ersen tarafından eleştiriliyor. Süper Kupa finalindeki fiyasko, hakem Halil Umut Meler’e yapılan saldırı, İstanbulspor Kulübü Başkanı’nın takımını sahadan çekmesi ve Trabzonspor-Fenerbahçe maçındaki çirkin olaylar gibi durumlar Türk futbolunun içinde bulunduğu durumu gözler önüne seriyor. Yazar, bu sorunların çözümü için ciddi adımlar atılmadığını, sorumluların ise içi boş söylemlerle olayları geçiştirdiğini belirtiyor.
23 Mart 2024

Mehmet Tezkan, Türkiye'de siyasetçilerin hesap vermemesi ve soru sorulamamasını eleştirdiği bir yazı kaleme aldı. Özellikle Erzincan İliç'teki maden faciasının siyasi sorumluluğunun sorgulanmamasını örnek göstererek, siyasetçilerin bilim dışı uygulamalarla facialara neden olmalarına rağmen sorumluluk almamalarını eleştirdi. Tezkan, bu durumun değişmediği sürece Türkiye'nin gelişemeyeceğini savundu.
20 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de kamu harcamaları, vergi politikaları ve mali disiplin konularında yaşanan sorunlara dikkat çekiyor. Bütçe kaynaklarının popülizm ve şatafat için kullanılmasının, kamu özel işbirliği ile yapılan yatırımların atıl kalmasının ve kamu yatırımlarının piyasa maliyeti üzerinde yapılmasının kamu kaynaklarının etkin kullanılmadığını gösterdiğini belirtiyor. Ayrıca, ücret artışlarının verimlilik artışına ve fiyatların frenlenmesine katkı sağlayabileceğini ifade ediyor. Korkmaz, mevcut siyasi yapı ve koşullarda Merkez Bankası'nın sıkı para politikası uygulamasının bile istikrarı sağlamakta yetersiz kalacağını öne sürüyor.
23 Şubat 2024

Ali Bayramoğlu, Türkiye'de iktidarın kimliği ve değerleri üzerine sahanın genişlediğini ancak bu genişlemenin kaotik ve kuralsız olduğunu, ötekinin ve ortak değerlerin aleyhine sonuçlar doğurduğunu belirtiyor. Yargı, adalet, seçim, demokrasi, siyaset, hakkaniyet, ekonomi ve rasyonellik arasındaki bağların kopmakta olduğunu ve bu durumun Türkiye'yi her geçen gün daha fazla boğduğunu ifade ediyor. Bayramoğlu, kutuplaştırıcı siyasetin iktidarı destekleyen grupların temel değerlerine de zarar verdiğini ve mevcut durumun bir gün sona ereceğini öngörüyor.
16 Mart 2024

HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, seçim tarihinin yaklaşmasıyla sosyal medya üzerinden mesajlarını artırdı. Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye'nin 81 şehrini ve 84 milyon insanını sevdiğini ifade etti. Sorunların kavga veya ayrılık nedeni olamayacağını, bunun yerine el ele verilerek geleceğin kazanılması için bir gerekçe olabileceğini vurguladı. Gençlere kışkırtıcılara değil, değişime oy vermeleri çağrısında bulundu.
19 Nisan 2023

Mine Söğüt, Gezi Parkı olaylarının ardından iktidarın katılımcıları düşman ilan ettiğini ve terör örgütlerinin siyaseti dizayn etmeye çalıştığını iddia ettiğini belirtiyor. 2015 seçimlerinden sonra barış sürecinin sona erdiğini ve yeniden savaş sürecine dönüldüğünü ifade ediyor. Ayrıca, 15 Temmuz darbe girişimi, üniversitelerin içinin boşaltılması ve çeşitli toplumsal etkinliklerin yasaklanması gibi olaylara değiniyor. Söğüt, Gezi hareketinin bir başarı hikayesi olarak okunmasının yanıltıcı olabileceğini ve bu hareketin romantizminin zehirli olabileceğini savunuyor.
30 Mayıs 2024

Can Ataklı, AKP ve lideri Erdoğan'ın yanlışlarını kabul etmediğini, geri adım atmadığını ve hesap vermediğini belirtiyor. İktidarın, devletin ve medyanın büyük bir kısmını kontrol ederek bu durumu sürdürdüğünü ve rakipleriyle karşılaşmaktan kaçındığını ifade ediyor. Ayrıca, AKP yetkililerinin ve bürokratlarının, kendilerinden olmayanlarla iletişim kurmaktan kaçındığını ve sadece kendi medya kanalları üzerinden iletişim kurduğunu vurguluyor.
3 Mart 2024

CHP'nin eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye, eski Refah Partili milletvekili Şevki Yılmaz'ın Osmanlı hakkındaki sözleri ve İslamcı yazar Abdurrahman Dilipak'ın 15 Temmuz darbesiyle ilgili tweet'i üzerinden sessiz kalmasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, Bahçeli'nin geçmişteki cesur konuşmalarına atıfta bulunarak, şimdi Atatürk'e dil uzatanlara karşı sessiz kaldığını belirtti ve Türkiye'nin yönetim şekli ile ilgili tartışmaların 29 Ekim 1923'te son bulduğunu vurguladı.
21 Şubat 2024

Barış Terkoğlu'nun yazısında, Türkiye'de yargının son yıllarda cemaatler, partiler ve nüfuzlu kişilerin etkisi altında kaldığı ve bu durumun yargı kalitesini olumsuz etkilediği belirtiliyor. Yargı içinde, geçmişteki sorunları nedeniyle manipüle edilebilir durumda olan 'lekeli' hâkimlerin varlığına dikkat çekiliyor. Bu hâkimlerin, yargının bağımsızlığını ve demokrasiyi tehdit ettiği, istenilen kararları verebildikleri ve geçmiş kararlarını bile değiştirebildikleri ifade ediliyor. Terkoğlu, yargının bu tür etkilerden arındırılmasının önemine vurgu yapıyor.
15 Nisan 2024

Yaklaşan seçimler öncesinde, iktidarın Kanal İstanbul projesi ve Gazze'deki durum hakkında sessiz kalması eleştiriliyor. Kanal İstanbul'un imar planlarının mahkemede iptal edilmesine rağmen, projeden vazgeçildiğine dair bir işaret olmaması ve Gazze'deki durumun kötüleşmesine rağmen, bu konunun gündemde olmaması dikkat çekiyor. Yazıda, bu sessizliğin nedenlerine dair spekülasyonlar yapılıyor ve iktidarın bu konuları siyasi malzeme olarak kullanmaktan kaçınma ihtimali üzerinde duruluyor.
22 Şubat 2024
İşaretlediklerim