Esfender Korkmaz, ihracatçıların Türk Lirasının değer kaybetmesini istemesine rağmen, bu durumun üretim maliyetlerini artıracağını ve rekabet gücünü azaltacağını belirtiyor. İhracatın büyük bir kısmının ithal girdiye dayandığını ve bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguluyor. Korkmaz, ithal girdilerin yerli üretimle değiştirilmesi ve Türk Lirasının değer kazanması gerektiğini savunuyor. Ayrıca, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve devletin ithal girdi ikame yatırımlarına teşvik vermesi gerektiğini öne sürüyor.
28 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, Ocak-Şubat döneminde Türkiye'nin AB, İngiltere ve ABD ile olan ticaretinde 0,7 milyar dolar fazla verirken, Rusya ve Çin ile olan ticaretinde 12,8 milyar dolar açık verdiğini belirtti. Bu durumun, Türkiye'nin toplam dış ticaret açığının neredeyse tamamını bu iki ülkeye karşı verdiğini gösterdiğini ifade etti. Korkmaz, Rusya ile enerji ticaretinde pazarlık yapılması ve Çin'den yapılan ithalatta teknoloji dışı ürünler için kota uygulanması gerektiğini savundu. Ayrıca, bu ülkelerin yolsuzluğa açık ülkelerle işbirliği yaparak dış ticaret yoluyla sömürü düzeni kurduğunu öne sürdü.
3 Nisan 2024

Esfender Korkmaz, kur artışının ithalat ve ihracat üzerindeki etkilerini değerlendiriyor. Türkiye'nin ithalatında ara malı ve ham madde oranının yüzde 70,6 olduğunu belirtiyor ve bu durumun üretimin ithal girdiye bağımlı olduğunu gösterdiğini vurguluyor. Kur artışının ithal fiyatlarını artırdığını ve bu nedenle ihracat malı üretim maliyetlerinin yükseldiğini ifade ediyor. Ayrıca, TL'nin değer kaybına rağmen ihracatın beklenen düzeyde artmadığını ve dış ticaret fazlası verilemediğini belirtiyor.
21 Mayıs 2024

2024'ün ilk çeyreğinde Türkiye'nin dış ticaret açığı, önceki yılın aynı dönemine göre 16,5 milyar dolar azalarak, bu düşüşün büyük bir kısmı ithalatın azalmasından kaynaklandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın işlenmemiş altın ithalatına getirdiği kotalar ve tahsisler, altın ithalatında spekülasyon, karaborsa ve kaçak ticaret iddialarını gündeme getirdi. Türkiye'nin uzun süredir devam eden dış ticaret ve cari açık sorunları, ekonomik istikrarsızlığa ve yoksullaşmaya yol açıyor. Yazar, dış açıkların çözümü için üretimde kullanılan ithal girdi oranını azaltma ve aramalı ile hammadde ithalatını düşürme önlemlerini öneriyor.
1 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin cari açık sorununu çözmesi için üretimde ithal ara malı ve hammadde kullanımını azaltması gerektiğini belirtiyor. Özel sektör yatırım yapmadığı için devletin pamuk ve iplik gibi ürünlerin üretimine teşvik vermesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca, Türkiye için uygun kur rejiminin yönetimli dalgalanma veya yarı sabit kur rejimi olabileceğini ve bu değişiklikler için Merkez Bankası'nda reform yapılması gerektiğini öne sürüyor.
14 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin ekonomik durumunu değerlendirerek, yüksek enflasyon oranlarının yatırım ortamını olumsuz etkilediğini ve döviz rezervlerindeki yetersizlikler nedeniyle dış borç ve ithalat finansmanında zorluklar yaşanabileceğini belirtiyor. Türkiye'nin cari açık ve dış borç ödemeleri konusunda ciddi sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu, bu durumun stagflasyona yol açabileceğini ifade ediyor. Ayrıca, Merkez Bankası ve Standart and Poor’s'un 2024 yılı için enflasyon tahminleri arasında önemli farklar olduğunu vurguluyor.
12 Mayıs 2024

Türkiye'nin iki ayda 13 milyar dolar dış ticaret açığı verdiği, bu rakamın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50 daha az olduğu belirtiliyor. İhracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 59'dan yüzde 75'e yükseldiği ifade ediliyor. Bu iyileşmenin temel nedenleri olarak altın ithalatındaki azalma ve enerji faturasının hafiflemesi gösteriliyor. Altın ve enerji kalemleri dış ticaret açığı hesaplamalarından çıkarıldığında, dış ticaret açığının 1.7 milyar dolara düştüğü ve ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 96.1'e yükseldiği vurgulanıyor.
4 Mart 2024

Esfender Korkmaz, çekirdek enflasyonun, işlenmemiş gıda ürünleri, enerji, altın, içki ve tütün gibi malların fiyat artışlarını çıkardıktan sonra elde edilen TÜFE(B)'nin yıllık bazda yüzde 70,31 olduğunu belirtiyor. Bu oranın, yıllık TÜFE'den daha yüksek olduğunu ve enflasyonun direnç gösterdiğini ve artacağını ifade ediyor. Korkmaz, 2021 yılından bu yana hem TÜFE hem de çekirdek enflasyonun arttığını ve seçim dönemi nedeniyle siyasi iktidarın popülizmden vazgeçmeyeceğini, bu durumun TÜFE artışını sürdüreceğini öne sürüyor.
5 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin yüksek enflasyon ve yoksulluk gibi iki büyük krizle karşı karşıya olduğunu belirtti. Korkmaz, vergi adaletinin sağlanması için gelir vergisinde ücret ve maaşlar üzerindeki vergi yükünün düşürülmesi gerektiğini savundu. Reel sektörde zararların ve iflasların arttığını, sanayi üretiminde büyüme oranının düşük kaldığını ve doğrudan yabancı yatırım sermayesinin gelmediğini vurguladı. Ekonomik istikrarın sağlanması için demokratik ve hukuki altyapının düzeltilmesi gerektiğini ifade etti.
23 Temmuz 2024

Esfender Korkmaz, AKP iktidarı döneminde Türkiye'nin sanayi üretiminde yüksek teknolojinin payının düştüğünü belirtiyor. TÜİK verilerine göre, 2003 yılında ihracatta yüksek teknoloji ürünlerinin payı yüzde 7,6 iken, 2024 Nisan ayında bu oran yüzde 3,6'ya geriledi. Ayrıca, Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) de 50'nin altına düşerek sanayide genel bir gerilemeye işaret ediyor. Korkmaz, siyasi ve ekonomik politikaların sanayi yatırımlarını olumsuz etkilediğini ve Türkiye'nin sanayileşme ve bilgi çağını kaçırdığını vurguluyor.
11 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, üretim maliyetleri ile satış fiyatları arasındaki yüksek farkın nedeninin, hükûmetin tarımsal destekleri yeterince sağlamamasından kaynaklandığını belirtti. 2007'de çıkarılan bir kanunla, millî gelirin en az yüzde biri kadar tarımsal destek sağlanması gerekirken, hükûmetin bu miktarı millî gelirin sadece 0,44'ü kadar verdiğini ifade etti. Korkmaz'a göre, hükûmetin bu tutumu, perakende fiyatlarının düşmesini engelliyor ve fiyat kontrolü yapmasını zorlaştırıyor.
25 Şubat 2024

Türkiye'de yaşanan yüksek enflasyon ve Türk Lirası'ndaki değer kaybı, yatırımcıların altına olan talebini artırdı ve bu durum, özellikle seçim belirsizliği ile birleşince altın ithalatında rekorlara yol açtı. Ocak ayında 68 bin 330 kg ile tarihi bir seviyeye ulaşan altın ithalatı, şubat ayında da 57,5 ton olarak yüksek kaldı. Habertürk yazarı Abdurrahman Yıldırım, şirketlerin seçim yılında döviz yerine altın tutmayı tercih ettiğini ve bu durumun altın ithalatındaki artışın bir nedeni olduğunu belirtti. Yıldırım, ayrıca faiz politikalarının ve ekonomi yönetiminin yarattığı dengesizliklerin davranış değişikliklerine yol açtığını ifade etti.
5 Nisan 2023

Esfender Korkmaz'ın yazısında, Türkiye'nin siyasi haklar, sivil özgürlükler ve yolsuzluk algısı açısından dünya genelinde olumsuz bir imaja sahip olduğu belirtiliyor. Ülkenin yatırım yapılabilirlik statüsünün düşük olduğu, yabancı ve yerli sermayenin çekildiği, dış borç risklerinin yüksek olduğu ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin arttığı vurgulanıyor. Bu durumun Türkiye'nin ekonomik büyümesini ve uluslararası itibarını olumsuz etkilediği ifade ediliyor.
27 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, açıklanan kamuda tasarruf ve verimlilik paketinin enflasyonu önlemede etkili olabilmesi için iktisadi ajanların güven duyması gerektiğini belirtti. Korkmaz, kamu ihale kanunu ve kamu-özel iş birliği anlaşmalarının eleştirildiğini, mali disiplinin sağlanamadığını ve tasarrufun altyapısının oluşturulması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, 10 milyon yabancıyı besleyen bir ülkenin yapacağı tasarrufun önemsiz olduğunu ve seçimlerin israfı kronikleştirdiğini ifade etti.
14 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'deki yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar konusunu ele alarak, bu sorunların ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasi altyapısını olumsuz etkilediğini belirtti. Türkiye'nin uluslararası suç endekslerinde üst sıralarda yer aldığını ve sığınmacı politikalarının eleştirildiğini vurguladı. Ayrıca, Türkiye'de kurumsal devletin ortadan kalktığını, sendikal özgürlüklerin kısıtlandığını ve siyasi özgürlüklerin azaldığını ifade etti. Korkmaz, Türkiye'nin insan hakları ve siyasi özgürlükler konusunda gerilediğini ve kadın haklarının sınırlı olduğunu belirtti.
6 Haziran 2024

Merkez Bankası Nisan ayı ödemeler bilançosunu açıkladı ve cari açığın geçen yıla göre çok değişmediği görüldü. Esfender Korkmaz, cari açığın aynı kalmasının hükümetin hedeflerini tutturamayacağını gösterdiğini belirtti. Ayrıca, doğrudan yabancı yatırım sermayesinde ve net hata ve noksan kaleminde önemli çıkışlar olduğunu vurguladı. Korkmaz, bu durumun Türkiye ekonomisinin kırılgan, kayıt dışı ve güvenilmez olduğunu gösterdiğini ifade etti.
13 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası ve İslam Kalkınma Bankası'ndan 'yatırım projelerinin finansmanı' için kredi almasını eleştirdi. Kredilerin, Türkiye'nin döviz ihtiyacına kısmen çare olacağını ancak ithalat zorunluluğu nedeniyle tamamının bu amaç için kullanılamayacağını belirtti. Korkmaz, IMF'den alınacak doğrudan ve daha düşük faizli bir borçlanmanın, Dünya Bankası'na göre daha avantajlı olacağını savundu. Ayrıca, Dünya Bankası'nın projeler üzerindeki sıkı kontrolünün Türkiye'nin keyfi yatırım maliyeti hesaplamalarını engelleyeceğini ifade etti.
16 Nisan 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de sermaye karşıtlığı ve Batı emperyalizmi konularına dikkat çekiyor. Korkmaz, spekülatif sermaye, kara para, rüşvet ve yolsuzluk yoluyla oluşan sermayenin siyasi iktidarların sorumluluğunda olduğunu belirtiyor. Ayrıca, piyasa ekonomisinde sermayenin önemine vurgu yaparak, ciddi yabancı yatırım sermayesinin Türkiye'ye gelmediğini ve bunun nedeninin sıcak para ve spekülatif sermaye girişi olduğunu ifade ediyor. Batı emperyalizminin günümüzde dış ticaret ve ekonomik ilişkiler yoluyla gerçekleştiğini de ekliyor.
2 Temmuz 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin doğal gaz ve tahıl ithalatında Rusya'ya olan bağımlılığını eleştiriyor ve alternatif ülkelerden tedarik sağlanması gerektiğini savunuyor. Korkmaz, Akkuyu Nükleer Santrali'nin devlet tarafından yapılması gerektiğini belirtiyor ve Rusya ile Çin'in rüşvet ve suistimale açık ülkeler olduğunu iddia ediyor. Ayrıca, otokratik yönetimlerin demokrasi ve hukuk standartlarını tehdit olarak gördüğünü ifade ediyor.
9 Haziran 2024

Çin, Türkiye'nin Çin'de üretilen elektrikli araçlara uyguladığı ek gümrük vergileri ve ithalat lisansı önlemleri nedeniyle Türkiye'yi Dünya Ticaret Örgütü'ne şikayet etti. Çin Ticaret Bakanlığı, bu önlemleri 'ayrımcı' ve 'korumacı' olarak nitelendirerek, Türkiye'nin DTÖ kurallarını ihlal ettiğini iddia etti. Türkiye, eylül ayında Çin'den ithal edilen elektrikli araçlar için uygulanan katı şartları genişletmişti. İki ülke arasındaki bu ticaret anlaşmazlığı, DTÖ'nün uyuşmazlık çözüm mekanizması tarafından değerlendirilecek.
9 Ekim 2024
İşaretlediklerim