Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de gerçekleştirdiği eylemlerle BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği iddiasıyla Uluslararası Adalet Divanı'nda dava açtı. Güney Afrika, İsrail'in soykırımı önlemede başarısız olduğunu ve soykırıma yönelik kışkırtmaları kovuşturmadığını öne sürdü. İsrail'in Gazze'deki eylemlerinin Filistinlileri yok etme amacı taşıdığı iddia edildi. İsrail ve Hamas arasındaki çatışmalarda çok sayıda sivilin hayatını kaybettiği ve altyapının tahrip edildiği belirtildi.
31 Aralık 2023

Uluslararası Adalet Divanı (ICJ), Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından İsrail aleyhine açılan 'soykırım' davasında, İsrail'in dosyanın reddi talebini reddetti. Mahkeme, Güney Afrika'nın iddialarının bir kısmının sözleşmenin maddeleri kapsamına girebileceğini belirtti ve soykırım davasının esastan görüşüleceğini açıkladı. Mahkeme, Gazze'de yaşanan insani trajediye ve can kayıplarına duyulan derin endişeyi de dile getirdi.
26 Ocak 2024

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), İngiltere'nin başkanlığında 7 Temmuz'da işgal altındaki Filistin topraklarındaki son gelişmeleri görüşmek üzere toplanacak. Toplantının Birleşik Arap Emirlikleri'nin talebi üzerine gerçekleştirileceği belirtildi. Bu toplantı, İsrail ordusunun Cenin kentinde ve Cenin Mülteci Kampı'nda düzenlediği ve 12 Filistinlinin hayatını kaybettiği saldırıların ardından yapılacak.
4 Temmuz 2023

Uluslararası Adalet Divanı (ICJ), Güney Afrika'nın İsrail'in Gazze'deki Refah saldırılarının durdurulması talebini değerlendirdi ve İsrail'in saldırıları derhal durdurması gerektiğine karar verdi. Mahkeme Başkanı Nawaf Salam, Gazze'deki insanların yaşam koşullarının daha da kötüleştiğini ve insani durumun felaket boyutuna ulaştığını belirtti. İsrail'in saldırılarında ölen Filistinli sayısının 35 bin 647'ye çıktığı ve dört gazetecinin daha öldürüldüğü bildirildi. İsrail, saldırıların sınırlı olacağını belirtse de ateşkes niyetinde olmadığını açıkladı.
24 Mayıs 2024

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Gazze Şeridi'nde, özellikle de Refah'ta durumun çok vahim olduğunu belirterek, İsrail'e geçici tedbirleri derhal ve etkin şekilde uygulaması gerektiğini açıkladı. Güney Afrika Cumhuriyeti'nin talebi üzerine, İsrail'in Gazze'de işlediği fiillerin 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle dava açıldı ve UAD, İsrail'in bu tedbir kararlarına uyması gerektiğini vurguladı. Divan, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin güvenliğini sağlama yükümlülüğü olduğunu ve Soykırım Sözleşmesi'ne tam olarak uyması gerektiğini belirtti.
17 Şubat 2024

Uluslararası Adalet Divanı, Güney Afrika'nın talebi üzerine İsrail'in Gazze'deki Refah saldırılarını derhal durdurmasına karar verdi. Mahkeme Başkanı Nawaf Salam, Gazze'deki insani durumun felaket boyutuna ulaştığını belirtti. Mahkeme ayrıca, insani yardım için Mısır'daki Refah kapısının açılmasını ve gözlemcilerin Gazze Şeridi'ne girişine izin verilmesini talep etti. İsrail'in bu talimatların uygulanmasındaki ilerlemeyi bir ay içinde raporlaması gerekiyor.
24 Mayıs 2024

Türkiye, Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı soykırım davasına Uluslararası Adalet Divanı'nda müdahillik beyanını sundu. Güney Afrika, İsrail'in Gazze'deki eylemlerinin 1948 Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiğini iddia ediyor. Türkiye'nin müdahilliği, uluslararası kamuoyunu Gazze'deki insani krize çözüm üretmeye teşvik etmeyi amaçlıyor. Dava, Sözleşmenin 9'uncu maddesine dayanarak açıldı ve yargılamanın dört-beş yıl içinde sonuçlanması bekleniyor.
7 Ağustos 2024

Uluslararası Ceza Mahkemesi, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant için savaş suçu iddiaları nedeniyle tutuklama emri çıkarılmasını talep etti. Bu karar, İsrail'in Filistin topraklarındaki askeri operasyonları ve sivil kayıplarına yönelik iddialar üzerine alındı. Kararın uluslararası diplomatik ilişkilerde önemli yankıları olması bekleniyor.
20 Mayıs 2024

İsrail Meclisi, 18 Temmuz'da aldığı kararla Filistin Devleti'nin kurulmasını İsrail için varoluşsal tehdit ilan etti. Bu karar, Oslo Anlaşması'nın sonunu getirdi ve Filistin Özerk Yönetimi'nin İsrail işgali altındaki bölgelerde belediyenin ötesine geçemeyeceğini belirtti. Alp Altınörs, Filistinlilerin devlet hakkını sağlayacak yeni ve adil bir anlaşmanın İsrail'e dayatılması gerektiğini savunuyor.
27 Temmuz 2024

İsrail Meclisi, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu'nun (UNRWA) İsrail'deki faaliyetlerini yasaklayan bir yasa tasarısını onayladı. Bu gelişme üzerine Ürdün, Arap Birliği'ni acil toplantıya çağırarak İsrail'in kararına karşı ortak bir Arap tutumu belirlenmesini talep etti. Birleşmiş Milletler ve Avrupa ülkeleri, UNRWA'nın bölgedeki insani yardım çalışmalarının önemine dikkat çekerek karara tepki gösterdi. Almanya ve Avrupa Komisyonu, İsrail'den yasayı geri çekmesini istedi.
29 Ekim 2024

İsrail, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNRWA) İsrail'deki faaliyetlerini düzenleyen 1967 tarihli anlaşmayı iptal etti. Bu karar, UNRWA'nın işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze'de yaşayan yaklaşık 2,5 milyon Filistinliye sağladığı yardımları etkileyecek. İsrail, UNRWA'nın faaliyetlerini yasaklayan iki yasa tasarısını meclisten geçirdi ve bu yasalar kapsamında UNRWA'nın İsrail'de herhangi bir temsilcilik açması veya hizmet vermesi yasaklanıyor. Avrupa Komisyonu, İsrail'den bu yasağı kaldırmasını talep etti.
4 Kasım 2024

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Filistin'e BM üyeliği ve ilave haklar verilmesini talep eden karar tasarısını büyük çoğunlukla onayladı. Oylamada 193 üyeli BM Genel Kurulu'nda 143 'Evet' oyu kullanıldı, 25 ülke çekimser kaldı, 9 ülke ise 'Hayır' oyu verdi. Karar, Filistin'in BM Şartı'nın 4'üncü maddesi uyarınca üyelik kriterlerini yerine getirdiğini belirtti ve BM Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) bu konuyu olumlu şekilde değerlendirmesi tavsiye edildi.
10 Mayıs 2024

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin başsavcısı Karim Khan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun tutuklanmasını talep etmesinin ardından cinsel istismar iddialarıyla karşı karşıya kaldı. Taraf Devletler Meclisi, bu iddiaları araştırmak üzere Bağımsız Denetim Mekanizması'na yetki verdi. Khan, suçlamaları reddederek iç soruşturma talep etti. Bu gelişmeler, Khan'ın Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililer hakkında savaş ve insanlık suçu iddialarıyla tutuklama talebinde bulunduğu bir dönemde yaşandı.
12 Kasım 2024

Amerikalı Cumhuriyetçi senatörler, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Khan'a, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya karşı tutuklama emri çıkarılması durumunda yaptırım uygulayacaklarını bildirdi. Senatörler, bu durumun hem İsrail'in hem de ABD'nin egemenliğine tehdit oluşturduğunu belirtti. Ayrıca, İsrail aleyhine bir karar alınması halinde ABD'nin mahkemeye olan desteğini sonlandıracağını ve mahkeme çalışanlarına yaptırım uygulanacağını açıkladı. UCM Başsavcısı Karim Khan, bu tür gözdağı ve misilleme girişimlerinin durdurulmasını talep etti.
7 Mayıs 2024

21. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali, 20 Haziran'da 'Parola: Barış' temasıyla başlıyor. Festivalde, 'Kadınların Sineması', 'Feminist Bellek', 'Hak Odaklı Sinema' gibi çeşitli bölümlerde filmler, forumlar, atölye ve söyleşiler yer alacak. Açılış, Filistinli kadınların sürgün hikâyelerini anlatan 'Filistin’i İşlemek' filminin online gösterimiyle yapılacak. Festival, 30 Haziran'a kadar İBB Beyoğlu Sineması, İBB Mahalle Evleri ve Fransız Kültür Merkezi'nde devam edecek.
19 Haziran 2024

İtalya'nın başkenti Roma'da 5 Ekim'de yapılması planlanan Filistin'e destek gösterileri, güvenlik gerekçesiyle yasaklandı. İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi başkanlığında toplanan Kamu Düzeni ve Ulusal Güvenlik Komitesi, yürüyüşlerin 7 Ekim 2023'ün yıl dönümüne denk gelmesi nedeniyle bu kararı aldı. İtalya'daki Yahudi toplumu ve bazı sağcı politikacılar da bu yasaklama talebini destekledi. Daha önce de benzer gerekçelerle Filistin'e destek gösterileri yasaklanmıştı.
25 Eylül 2024

ABD, Gazze'deki durumu hafifletmek için Mısır aracılığıyla ateşkes anlaşması yapmaya çalışırken, BM Güvenlik Konseyi Filistin'in devlet olarak tanınması meselesini ele alıyor. Aynı zamanda, Lahey Uluslararası Adalet Divanı, Nikaragua'nın Almanya'ya karşı açtığı, Almanya'nın Soykırım Sözleşmesi'ndeki yükümlülüklerini yerine getirmediği ve soykırım suçuna yardımcı olduğu iddiasını içeren dava ile ilgileniyor. Bu dava, uluslararası hukukta devletlerin sorumlulukları ve soykırım suçlarına ilişkin daha geniş tartışmaları da beraberinde getiriyor.
10 Nisan 2024

Norveç hükümeti, Filistin'i 1967 sınırlarıyla tanıyacağını duyurdu. Başbakan Jonas Hahr Store, bu kararın Norveç'in Orta Doğu'daki çatışmaya iki devletli çözüm yoluyla kalıcı bir çözüm bulunabileceği yönündeki tutumunu vurguladığını belirtti. Store, hem İsraillilere hem de Filistinlilere siyasi çözüm sunan tek alternatifin 'yan yana, barış ve güvenlik içinde yaşayan iki devlet' olduğunu ifade etti.
22 Mayıs 2024
İşaretlediklerim