Areda Piar tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'de halkın yüzde 73,1'i para biriktiremiyor. Araştırmaya katılan 1534 kişinin yüzde 49,8'i para biriktirebilecek bir gelire sahip olmadığını belirtti. Para biriktiremeyenlerin en büyük gerekçesi yüksek aylık harcamalar ve borçlar. Katılımcıların yüzde 70,4'ü Türkiye'de tasarruf yapmanın çok zor olduğunu düşünüyor.
7 Haziran 2024

Mehmet Ocaktan ve Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, günümüzde din-siyaset ilişkisinin dindarları toplumda güvenilmez bir konuma getirdiğini belirtiyor. Son 10-15 yılda yaşanan gönül tahribatının, İslam tarihinde bu topraklarda benzeri görülmemiş bir düzeyde olduğunu ifade ediyorlar. Siyasetçilerin şiddet dili kullanımı ve dindarların siyaset ve ideolojik kimlikler üzerinden hayata bakışı, Kur'an'ın yasakladığı kötülüklerin siyaset diliyle tevil edilmesine yol açıyor.
11 Mart 2024

Esfender Korkmaz, MAK danışmanlık ve uluslararası araştırma şirketi Ipsos'un anket sonuçlarına dayanarak, Türkiye'deki halkın büyük bir çoğunluğunun sığınmacılardan rahatsız olduğunu belirtiyor. Ankete göre, halkın yüzde 83'ü sığınmacıların sosyal ve ekonomik sorunların temelinde olduğunu düşünüyor. Ayrıca, halkın yüzde 82'si sığınmacıların güvenlik sorunu yarattığını ifade ediyor. Türkiye'de halkın yüzde 70'i göçün arkasındaki nedenin ekonomik gerekçeler olduğunu ve sığınmacıları göndermek için yasal yolların yetersiz olduğunu düşünüyor.
24 Temmuz 2024

Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2023 yılına ait 'İstatistiklerle Kadın' raporuna göre, Türkiye'de her dört kadından biri gece yalnız yürürken kendini güvensiz hissediyor. Kadınların iş gücüne katılım oranı erkeklere göre daha düşük olup, yükseköğretim mezunu kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 68,8 olarak belirlenmiştir. Ayrıca, kadınların erkeklerden daha az maaş aldığı ve üst düzey yönetici pozisyonlarında daha az temsil edildiği gözlemlenmiştir. Evlilik ve boşanma istatistikleri de raporda yer almakta olup, ortalama ilk evlenme yaşı kadınlarda 25,7, erkeklerde 28,3 olarak kaydedilmiştir.
6 Mart 2024

TÜİK tarafından yapılan yaşam memnuniyeti araştırmasına göre, Türkiye'de 18 ve üzeri yaştaki bireyler arasında mutluluk oranı 2023'te yüzde 52,7'ye yükseldi. Araştırma sonuçlarına göre, evli bireyler daha mutlu, ve bireylerin en büyük mutluluk kaynağı aileleri olarak belirlendi. Ancak, ülkenin en önemli sorunu olarak hayat pahalılığı gösterildi. Kamu hizmetlerinden memnuniyet düzeyleri de incelendiğinde, asayiş hizmetlerinden memnuniyet en yüksek oranda olurken, eğitim hizmetlerinden memnuniyet en düşük oranlarda kaldı.
16 Şubat 2024

Murat Muratoğlu, yeni yasal düzenlemelerin Türkiye'de demokrasi ve basın özgürlüğünü daha da kötüleştirdiğini iddia ediyor. Yeni düzenlemelerle, ekonomik ve politik eleştirilerin 'kara propaganda' olarak adlandırılabileceğini ve bu durumun 'etki ajanlığı' suçlamasıyla sonuçlanabileceğini belirtiyor. Ayrıca, Türkiye'nin 2024 Demokrasi Algı Endeksi'nde 53 ülke arasında 47. sıraya düştüğünü ve Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde ise 165. sırada olduğunu vurguluyor.
13 Mayıs 2024

Türkiye'de bir zamanlar genç nüfusa sahip olmanın bir özelliği olarak kabul edilen durum, doğurganlık oranındaki düşüşle değişmek üzere. 2022 yılında 15-44 yaş arası kadın başına düşen canlı doğum oranı 1.61'e düşmüş ve 2023'te bu oranın daha da azalması bekleniyor. Bu düşüşün ana sebepleri arasında ekonomik koşullar ve gelecek kaygısı gösteriliyor. İnsanlar, maddi zorluklar ve kaliteli eğitim gibi konularda endişe duydukları için daha az çocuk sahibi olmayı tercih ediyorlar.
8 Şubat 2024

Türkiye'de şeriat rejimi kurulup kurulmayacağına dair tartışmalar, laiklik prensibinin Anayasa'daki yerine ve toplumun bu konudaki tercihlerine odaklanıyor. Laikliğin Anayasa'da garantili olması, bazı kesimlerce şeriat rejimine geçişin önündeki en büyük engel olarak görülüyor. Ancak, toplumun büyük bir çoğunluğunun laik, çağdaş ve demokratik bir ülkede yaşamayı tercih ettiği ve Türkiye'nin sosyo-ekonomik yapısının şeriat rejimine izin vermeyeceği iddia ediliyor. Ayrıca, Türkiye'nin İran, Afganistan veya Suudi Arabistan gibi ülkelerle karşılaştırılması da tartışmaların bir parçası.
28 Şubat 2024

Türk Toraks Derneği'nin yıllık kongresinde sunulan araştırma, Türkiye'de sigara içme sıklığının ekonomik göstergeler, sağlık ölçütleri ve sosyal haklarla doğrudan ilişkili olduğunu ortaya koydu. Araştırma, ülkelerin özgürlük, demokrasi ve ekonomik eşitlik düzeylerinin yükselmesiyle sigara içme oranlarının azaldığını gösterdi. Ayrıca, Türkiye'nin MPOWER politika paketini uygulamasına rağmen sigara içme oranlarında bir artış gözlemlendiği, bu durumun diğer ülkelerle karşılaştırılarak incelenmesi gerektiği belirtildi.
5 Mayıs 2024

Selçuk Candansayar, Türkiye'de şeriatın zaten var olabileceğini öne sürerek, bu durumun sadece geçici bir seçim manevrası olarak görülmemesi gerektiğini belirtiyor. RTE'nin iktidara geldiği günden bu yana şeriatı uygulama isteğini hiçbir zaman gizlemediğini ve fırsat buldukça bu yönde adımlar attığını ifade ediyor. Candansayar, muhaliflerin tutsaklıklarının ve Can Atalay gibi isimlerin milletvekilliğinin düşürülmesinin, Türkiye'de şeriat kurallarına göre hareket edildiğinin göstergesi olduğunu savunuyor. Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki uygulamaların da bu durumu desteklediğini öne sürüyor.
5 Şubat 2024

Devrimci İşçi Sendikaları Araştırma Merkezi (DİSK-AR), geniş tanımlı işsiz sayısının son bir yılda 811 bin artarak 9 milyon 634 bine ulaştığını duyurdu. TÜİK'in verilerine göre, Şubat 2024 itibarıyla dar tanımlı işsizlik oranı %8,7, geniş tanımlı işsizlik oranı ise %24,5 olarak kaydedildi. Geniş tanımlı işsizlik, iş arayan ancak hemen çalışmaya başlayamayacak olan potansiyel işgücünü ifade eder. Ayrıca, geniş tanımlı kadın işsizliği oranının %32,9 olduğu belirtildi.
15 Nisan 2024

Zülal Kalkandelen, 3 Mart 1924'te kabul edilen Üç Devrim Yasası'nın Türkiye'de laiklik ve eğitim alanında önemli değişiklikler getirdiğini ancak zamanla bu kazanımların siyasal İslamcı gericilikle erozyona uğradığını belirtiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kurulması ve Öğretim Birliği Yasası ile laik ve bilimsel eğitimin temellerinin atıldığı ancak günümüzde bu kurumların ve eğitim sisteminin AKP'nin politikaları doğrultusunda değiştiğini ifade ediyor. Tarikat ve cemaatlerin eğitimdeki etkisinin arttığı, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşıldığına dikkat çekiyor.
3 Mart 2024

Mehmet Y. Yılmaz, muhafazakar genç kadınların evlilikte aradıkları gibi erkek bulamama sorununu ele alıyor. Dindar kızların eğitim seviyelerinin artması ve toplumsal hayata katılımlarının artmasıyla birlikte beğeni standartlarının yükseldiğini belirtiyor. Ayrıca, muhafazakar ailelerin erkek çocuklarının da farklı çevrelerden gelen kızlara ilgi duymasında bir tuhaflık olmadığını ifade ediyor. Yılmaz, günümüz Türkiye'sinde din adına konuşan bazı karakterlerin genç kadınların evlilikten soğumasına neden olduğunu vurguluyor.
13 Temmuz 2024

Nuray Sancar, Türkiye'de 'yeryüzünün imarı' adı altında halkın toprakları, madenleri, dereleri ve tarım arazilerinin yağmalanmasının son örneğinin İliç'te yaşandığını belirtiyor. Adaletin sadece iktidarın kıymetlilerine işlediği bir ortamda, şeriat ve hilafet taleplerinin arttığını ve bu taleplerin yoksullara adaletin boşluğunu dolduracağı vaadiyle sunulduğunu ifade ediyor. Sancar, iktidarın baskıcı yöntemlere başvurarak bu taleplerin önünü kesmeye çalıştığını ve halkın adil bir düzen talebinin rejimi bir eşikte olduğunu gösterdiğini vurguluyor.
23 Şubat 2024

Mehmet Altan, Türkiye'nin İnsani Gelişmişlik Endeksi'nde Yunanistan'dan 69 basamak geride olmasının nedenlerini tartışıyor. Altan, Yunanistan'ın 1981'den beri AB üyesi olmasının, vatandaşlarının refah ve özgürlüğünü artırdığını belirtiyor. Türkiye'de ise yönetenlerin, yönetilenlerin yaşam kalitesini göz ardı ettiğini ve milliyetçi söylemlerle bu durumu gizlemeye çalıştığını savunuyor. Altan, AB kriterlerinin vatandaşların yaşam kalitesini yükseltmeye odaklandığını vurguluyor.
16 Mayıs 2024

Türkiye'de işgücüne dahil olmayan nüfusun 30.7 milyon olduğu belirtiliyor, bu durumun işgücü istatistiklerini inceleyenler ve sosyologlar için önemli bir konu olduğu vurgulanıyor. İşgücüne katılım oranı %53.2 olarak belirtilirken, bu oranın OECD ülkeleri arasında Meksika'dan sonra en düşük olduğu ifade ediliyor. 15 yaş ve üzeri nüfusun sadece 31.8 milyonunun çalıştığı, kadınların büyük bir kısmının işgücüne dahil olmadığı ve bu durumun Türkiye'nin sosyolojik yapısını da yansıttığı belirtiliyor.
29 Şubat 2024

Axios ve danışmanlık firması Edelman tarafından yapılan bir ankete göre, dünya çapında 32 bin katılımcıyla gerçekleştirilen araştırmada, yapay zekaya olan güvenin son 18 ay içinde azaldığı belirlendi. 2019 yılında yapay zekaya olan küresel güven oranı %61 iken, bu oran şu anda %53'e düşmüş durumda. ABD'de ise bu oran daha da düşük olup, insanların yalnızca %35'i teknolojiye güveniyor. Araştırma, insanların bilim insanlarından yapay zeka güvenliği konusunda daha fazla bilgilendirme beklediğini ve teknoloji endüstrisine genel olarak güvenseler de yapay zekaya olan güvenlerinin daha düşük olduğunu ortaya koyuyor.
9 Mart 2024

Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, We Are Social ve Meltwater kuruluşlarının hazırladığı Dijital 2024 Global Genel Bakış ve Türkiye Raporu'nun verilerini paylaştı. Rapora göre, Türk sosyal medya kullanıcıları en çok aile üyelerini takip ediyor. Türkiye'de internet kullanım oranı yüzde 86,5, sosyal medya kullanım oranı ise yüzde 67,4 olarak belirlendi. Ayrıca, Türkiye internet alışverişinde yüzde 64,6 ile dünya genelinde üçüncü sırada yer alıyor.
12 Temmuz 2024

Yeni bir araştırma, katı toplumsal cinsiyet normlarının olduğu ortamlarda büyüyen ergenlik çağındaki erkek çocuklarının, erkekliklerinin tehdit altında olduğunu algıladıklarında agresif tepki verebildiklerini ortaya koydu. New York Üniversitesi'nde yapılan çalışmada, 200'den fazla ergen erkek çocuğu ve ebeveynlerinden biri değerlendirildi. Araştırma, erkeksi olma motivasyonları sosyal beklentiler tarafından baskı altına alınan erkek çocuklarının, cinsiyet kimlikleri tehditlerine yanıt olarak artan saldırganlık sergilediğini gösterdi. Bu durumun cinsiyetçilik, homofobi ve politik bağnazlık gibi olumsuz davranışlarla da ilişkili olduğu belirtildi.
20 Temmuz 2024

Ayşenur Arslan, Menzil tarikatının Türkiye'deki etkisini ele alıyor ve bu konuda ciddi bir tehlike olduğunu vurguluyor. İsmail Arı'nın Menzil üzerine yazdığı araştırma kitabının kısa sürede üçüncü baskıya ulaşmasını örnek göstererek, tarikatın kadın ve erkekler üzerindeki olumsuz etkilerine ve siyasi gücüne dikkat çekiyor. Arslan, Menzil'in Türkiye'nin önemli organlarını sarmış bir kanser metaforu kullanarak, bu yapıyla mücadelenin önemini vurguluyor.
17 Şubat 2024
İşaretlediklerim