Dünya Meteoroloji Örgütü'nün raporuna göre, 2023 Avrupa'da kaydedilen en sıcak yıl oldu ve kıta aynı zamanda hızla ısınmaya devam ediyor. Sıcaklık artışları, deniz yüzeyi sıcaklıklarında rekor düzeyde artışlara ve sıcaklığa bağlı ölümlerde yüzde 30'luk bir artışa yol açtı. Ayrıca, yıl boyunca Avrupa'nın yağış miktarı ortalamanın yüzde 7 üzerinde gerçekleşti ve nehirlerin üçte birinde sel eşiğini aşan akışlar kaydedildi. Rüzgar enerjisi üretimi de yoğun fırtınalar nedeniyle rekor seviyede artış gösterdi.
22 Nisan 2024

Copernicus İklim Değişikliği Servisi'nin yeni verilerine göre, dünya son 12 ay boyunca sanayi öncesi döneme göre ortalama 1,5 santigrat derece daha sıcak oldu. Bilim insanları, Temmuz 2023 ile Haziran 2024 arasındaki sıcaklıkların kayıtlardaki en yüksek seviyelere ulaştığını belirtti. Bu durum, dünya liderlerinin 1,5 C ısınma hedefini tutturma sözlerini yerine getirmediklerini göstermese de, daha fazla insanın şiddetli hava koşullarına maruz kalacağı anlamına geliyor. Ayrıca, sıcaklıklardaki sürekli artış, felaketle sonuçlanabilecek dönüm noktaları riskini artırıyor.
9 Temmuz 2024

İklim değişikliğinin enflasyon üzerindeki etkileri ve merkez bankalarının fiyat istikrarını koruma kabiliyetleri üzerindeki potansiyel etkileri giderek daha fazla önem kazanıyor. Avrupa Merkez Bankası ve bilim insanlarının yaptığı araştırma, küresel ısınmanın ve sıcak hava dalgalarının gıda fiyatlarını ve genel enflasyonu artıracağını gösteriyor. Araştırmaya göre, iklim değişikliği 2035 yılına kadar gıda maliyetini her yıl yüzde 1,49 ila 1,79 puan, genel enflasyonu ise 0,76 ile 0,91 puan arasında artıracak.
27 Mart 2024

Avrupa Birliği'nin Copernicus İklim Değişikliği Servisi ve Birleşmiş Milletler Dünya Meteoroloji Örgütü'nün hesaplamalarına göre, 2023 yılı sanayi öncesi döneme kıyasla 1,48°C daha sıcak geçti. Bu durum, 2015 Paris İklim Anlaşmaları'nda belirlenen 1,5°C sıcaklık artışı eşiğine tehlikeli derecede yaklaşıldığını gösteriyor. Amerika Birleşmiş Devletleri Ulusal Okyanus ve Atmosfer Birliği, 2024'te daha yüksek sıcaklıklara ulaşma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtiyor. BM Genel Sekreteri ve WMO Genel Sekreteri, iklim değişikliğiyle mücadelede acil eylem çağrısında bulunuyor.
24 Mart 2024

Leeds Üniversitesi'nin hazırladığı Küresel İklim Değişikliği Göstergeleri raporuna göre, insan faaliyetlerinden kaynaklanan küresel ısınma her 10 yılda 0,26 derece artışla tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. 2013-2022 döneminde sanayi öncesi döneme göre 1,14 derece olan küresel sıcaklık artışı, 2014-2023 döneminde 1,19 dereceye yükseldi. Fosil yakıt emisyonları, iklim değişikliğinin başlıca nedeni olarak gösterilirken, çimento üretimi, tarım ve ormansızlaşma gibi diğer kirlilik kaynaklarının da ısınmaya katkıda bulunduğu belirtildi. BM, küresel ısınmayı 1,5 derecede tutma kararlılığının azaldığını vurguladı.
5 Haziran 2024

Avrupa İklim Hizmeti'nin projeksiyonlarına göre, 2024 yılı, sanayi öncesi döneme göre 1,5 dereceyi aşan sıcaklıklarla dünya tarihinin en sıcak yılı olabilir. Bu durum, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini daha belirgin hale getiriyor. Uzmanlar, insan kaynaklı iklim değişikliğinin ve El Nino gibi doğal etkenlerin bu sıcaklık artışında etkili olduğunu belirtiyor. COP29 İklim Konferansı öncesinde, küresel ısınmayı sınırlama ihtiyacının aciliyeti vurgulanıyor.
7 Kasım 2024

Türkiye Su Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Lütfi Akca, Türkiye'nin su kaynaklarının nüfus artışı ve iklim değişikliği nedeniyle azalabileceğini ve ülkenin su fakiri olma riskiyle karşı karşıya kalabileceğini belirtti. Türkiye'de kişi başına düşen su miktarının 1312 metreküp olduğunu ve bu değerin 2050'li yıllarda 1000 metreküpün altına düşebileceğini ifade etti. Özellikle Konya, Akarçay, Burdur, Gediz, Büyük Menderes ve Küçük Menderes havzalarında su kıtlığı yaşandığını vurgulayan Akca, tarımsal üretimde suya göre tarım tedbirlerinin uygulanması gerektiğini söyledi.
28 Ağustos 2024

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Su Kaynakları Bölümünde görev yapan bilim insanları, Türkiye'nin giderek daha sıcak ve kurak koşullara sahip olacağını, ortalama yağışların azalacağını ve aşırı yağışların artacağını ve şiddetleneceğini belirtiyorlar. Bu değişimlerin, sera gazı emisyonlarının anlamlı şekilde azaltılmadığı kötümser bir senaryoda daha belirgin olacağı ifade ediliyor. Güneydoğu Anadolu'nun en uzun kurak dönemlerin yaşandığı bölge olmaya devam edeceği, Marmara Bölgesi'nin ise kurak dönemlerin en çok uzadığı bölge olarak hesaplandığı belirtiliyor.
25 Mart 2024

Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu (LSHTM) ve Avrupa Birliği Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi (JRC) tarafından yapılan araştırmaya göre, etkili iklim politikaları uygulanmazsa 2100 yılına kadar sıcaklığa bağlı ölümler üç katına çıkabilir. Araştırma, özellikle Avrupa'nın güney bölgelerinde yaşayanların aşırı sıcaklardan daha fazla etkileneceğini ve yaşlı nüfusun artmasıyla bu ölümlerin daha da artacağını öngörüyor. Sanayi Devrimi öncesi ortalamaya kıyasla sıcaklıkların 3 derece artması durumunda, her yıl 55 binden fazla kişinin sıcaklığa bağlı ölebileceği belirtiliyor.
22 Ağustos 2024

2023 yılı, kaydedilen en sıcak yıl olarak tarihe geçti ve bu dönemde ormanlar, bitkiler ve topraklar neredeyse hiç karbon emmedi. Araştırmacılar, toprak tarafından emilen karbon miktarının geçici olarak çöküşte olduğunu belirtiyor. Bu durum, iklim değişikliğinin etkilerini daha da artırabilir ve doğal karbon yutaklarının işlevselliğini kaybetmesine yol açabilir. Dünya genelinde artan sıcaklıklar ve kuraklık, ekosistemleri alışılmadık durumlara itiyor ve bu da karbon emilimini olumsuz etkiliyor.
15 Ekim 2024

COVID-19, Amerika ve Avrupa'dan sonra Türkiye'de de yaz dalgası yaparak vaka sayılarında artışa neden oldu. Dünya Sağlık Örgütü, test pozitifliğinin dünya genelinde yüzde 10'un, Avrupa'da ise yüzde 20'nin üzerine çıktığını açıkladı. Uzmanlar, risk grubundakileri korumak için yeni aşı ve tedavi seçeneklerinin gerekli olduğunu belirtiyor. Türkiye'de test yapma oranlarının azalması nedeniyle yeni varyantlar yeterince takip edilemiyor, ancak diğer ülkelerdeki seyirler üzerinden tahminler yürütülüyor.
12 Ağustos 2024

Dünya Bankası'nın yayımladığı rapora göre, dünya genelinde 1,2 milyar insan sıcak hava dalgası, sel, kasırga ve kuraklık gibi kritik iklim felaketleri riskiyle karşı karşıya. Yüksek gelirli ülkeler de bu risklerden etkilenebilirken, en yüksek risk altındaki nüfuslar Güney Asya ve Sahra Altı Afrika'da bulunuyor. Bu durum, bu bölgelerdeki altyapı ve sosyal hizmetlere erişim eksikliğiyle ilişkilendiriliyor. Raporda, ekonomik büyümenin ve iklim değişikliğiyle mücadelenin paralel ilerlemesi gerektiği, afetlerin etkilerinin azaltılması için daha hızlı ve dirençli kalkınma ile hedefe yönelik müdahalelerin önemine vurgu yapılıyor.
31 Ekim 2024

Avrupa Birliği’ne bağlı Copernicus İklim Değişikliği Servisi, Haziran 2024'ün üst üste ortalama sıcaklık rekorunun kırıldığı 13’üncü ay olduğunu açıkladı. Haziran 2024'teki küresel ortalama sıcaklık, sanayi öncesi seviyelerin 1,5 derece üzerinde seyretti. Copernicus verilerine göre, Temmuz 2023 ile Haziran 2024 arasındaki dönem, sanayi öncesi ortalamanın 1,64 derece üzerine çıktı. İklim bilimciler bu durumu olağan dışı olarak değerlendiriyor ve sera gazı emisyonlarının azaltılmaması halinde yeni rekorların kaçınılmaz olduğunu belirtiyor.
8 Temmuz 2024

2024 yılı Mayıs ayında, ilk iki gün hariç 29 gün boyunca sıcaklık rekorları kırıldı. Avrupa Birliği'nin Copernicus uydu izleme sistemi verilerine göre, Mayıs ayı ortalama yüzey hava sıcaklığı 15,91 derece olarak tespit edildi. Bu sıcaklık, 1991-2020 Mayıs ortalamasının 0,65 derece, 1850-1900 ortalamasının 1,52 derece ve 2020'de kaydedilen en sıcak Mayıs'ın 0,19 derece üzerine çıktı. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, iklim değişikliği nedeniyle her geçen mevsimin daha sıcak olacağını belirtti.
10 Haziran 2024

Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Dr. Fatih Çolak, yaz aylarında artan sıcaklıkların vücudun daha fazla sıvı kaybetmesine neden olduğunu ve bu durumun böbrek taşı riskini artırdığını belirtti. Çolak, böbrek ve üreter taşlarının oluşumunu engellemek için en etkili yöntemin su içmek olduğunu vurguladı. Günlük su tüketiminin artırılması ve idrar miktarının takip edilmesi gerektiğini söyleyen Çolak, dengeli beslenme ve düzenli egzersizin de önemli olduğunu ekledi. Türkiye'de her 100 kişiden 11'inde böbrek taşı bulunduğu belirtildi.
25 Temmuz 2024

Birleşmiş Milletler Çevre Programı, ülkelerin sera gazı emisyonlarını hızla azaltmaması durumunda Paris Anlaşması'nın 1,5 derece hedefinin birkaç yıl içinde kaybedilebileceği uyarısında bulundu. UNEP'in Emisyon Açığı Raporu, ülkelerin 2030'a kadar emisyonlarını yüzde 42, 2035'e kadar ise yüzde 57 azaltması gerektiğini belirtiyor. Mevcut politikaların devam etmesi durumunda küresel sıcaklık artışının 3,1 dereceye kadar çıkabileceği ve bu senaryonun yüzde 66 gerçekleşme ihtimali olduğu ifade ediliyor. Küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutmak için emisyonların 2030'a kadar yüzde 28, 2035'e kadar yüzde 37 düşmesi gerektiği vurgulanıyor.
24 Ekim 2024

Yeni bir araştırma, iklim değişikliğinin aşırı hava olaylarını tetikleme biçimlerini dört ana başlık altında inceliyor: daha şiddetli yağmurlar, daha yüksek sıcaklıklar, daha uzun süreli kuraklıklar ve artan yangın riski. Her 1 derecelik sıcaklık artışı atmosferin yüzde 7 daha fazla nem tutmasına neden oluyor, bu da yoğun yağışlara yol açabiliyor. Ayrıca, küçük sıcaklık artışları bile aşırı sıcaklıkları tetikleyebilirken, sıcak hava dalgaları kuraklıkları kötüleştiriyor ve uzun süreli sıcaklık artışları yangın riskini artırıyor.
4 Mayıs 2024

Britanya merkezli tıp dergisi The Lancet'in yayımladığı raporda, iklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri vurgulanıyor ve Avrupa'da bu etkilerin eşitsiz dağılımına işaret ediliyor. Raporda, sıcaklıkla ilişkili ölümlerin ve sıcak hava dalgalarının arttığı, gıda güvencesizliği ve ekonomik kayıpların yükseldiği belirtiliyor. Ayrıca, fosil yakıtların yanmasından kaynaklanan emisyonların ve hava kirliliğinin azaltılmasına yönelik yetersiz ilerleme kaydedildiği ifade ediliyor. Rapor, Avrupa'nın iklim krizindeki sorumluluğunu ve bu krizin sağlık üzerindeki eşitsiz etkilerini öne çıkarıyor.
13 Mayıs 2024

Yeni bir araştırmaya göre, kutup buzullarının erimesi Dünya'nın dönüşünü yavaşlatarak günlerin uzamasına neden oluyor. İnsan kaynaklı küresel ısınma nedeniyle Grönland ve Antarktika'daki buz tabakalarının erimesi, suyun ekvator çevresindeki denizlere dağılmasına yol açıyor ve bu da Dünya'nın dönüş hızını yavaşlatıyor. Araştırma, 1900 ile 2000 yılları arasında gün uzunluğundaki yavaşlama oranının yüzyılda 0.3-1.0 milisaniye arasında değiştiğini, ancak 2000'den bu yana bu oranın 1.3 ms/cy'ye yükseldiğini gösteriyor. Emisyonlar azaltılmazsa, yavaşlama oranının 2100 yılına kadar yüzyılda 2.6 milisaniyeye ulaşacağı öngörülüyor.
16 Temmuz 2024

Yeni bir araştırma, iklim değişikliğinin doğal afetleri nasıl tetiklediğini ve artırdığını inceliyor. Araştırmaya göre, ortalama sıcaklıklardaki artışlar daha şiddetli yağmurlar, daha yüksek sıcaklıklar, daha uzun süreli kuraklıklar ve daha fazla yangın riski gibi sonuçlar doğuruyor. Özellikle Dubai'de artan yağışlar, Sahel bölgesindeki aşırı sıcak hava dalgaları ve Doğu Afrika'daki kuraklıklar iklim değişikliğinin etkileri arasında yer alıyor. Ayrıca, Kanada'da 2023 yılında yaşanan orman yangınları da iklim değişikliğinin etkilerine örnek olarak gösteriliyor.
4 Mayıs 2024
İşaretlediklerim