Türkiye'de 9. yargı paketi kapsamında, sosyal medya aracılığıyla yapılan ve Türkiye aleyhine olduğu düşünülen kara propaganda ve etki ajanlığı faaliyetlerine karşı yeni düzenlemeler getirilmesi planlanıyor. Bu düzenlemeler, sosyal medya yorumları aracılığıyla ekonomik, toplumsal ve kamu düzenini bozan faaliyetleri de içerecek şekilde genişletilmiş. Ancak, hangi faaliyetlerin bu suç kapsamına gireceği ve nasıl tanımlanacağı konusunda belirsizlikler mevcut. Bu durum, ifade özgürlüğüne müdahale endişelerini de beraberinde getiriyor.
11 Mayıs 2024

Türkiye'de kabul edilen yeni yasa, antidemokratik uygulamaları daha da ağırlaştırarak iktidar muhaliflerine yönelik baskıyı artırıyor. Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği maddeleri içeren ve Anayasa ihlalleri barındıran bu düzenleme, özellikle terör örgütleriyle ilişkilendirilen kişilere yönelik keyfi ve çifte cezalandırmayı kolaylaştırıyor. Ayrıca, Türkiye'deki baskı rejimlerinin simgesi haline gelen 'Fişleme' düzenlemesinin kapsamı genişletilerek, muhalefet, inanç ve etnik köken nedeniyle cezalandırmanın aracı haline getiriliyor.
17 Mart 2024

Anayasa Mahkemesi (AYM), 500'den fazla erişim engelleme ve içerik çıkartma başvurusunda 'ifade özgürlüğü ihlali' kararı verdi. Bu kararlar, 2017'de çıkarılan ve sık sık sansüre bahane edilen 5651 sayılı Kanun'un 9'uncu maddesiyle ilgiliydi. AYM, Diken'in 2018'de yaptığı ve 2021'de pilot karar olarak kabul edilen başvuruyu referans alarak bu kararı verdi. Prof. Dr. Yaman Akdeniz, AYM'nin bu kararları verirken pilot kararı referans aldığını ve bu kararların bir kısmının İfade Özgürlüğü Derneği tarafından yapılan başvurular olduğunu belirtti.
6 Şubat 2024

Ayşenur Arslan, geçmişte sol gruplar arasında yaygın olan 'subjektif ajanlık' suçlamasının günümüzde 'etki ajanlığı' adı altında yeniden gündeme getirilmeye çalışıldığını belirtiyor. Bu yeni kavramın muğlak ifadelerle dolu olduğunu ve her duruma uygulanabilecek şekilde tasarlandığını ifade ediyor. Ayrıca, hukukçu Celal Ülgen'in yorumlarına yer vererek, siyasi iktidarın bu yeni yasa tasarısı ile aslında bir çelişki içinde olduğunu ve yeni tip casusluk yaptırımlarının kabul edilemez olduğunu vurguluyor.
11 Mayıs 2024

Anayasa Mahkemesi (AYM), avukatların dilekçelerinde kullandığı ifadeler nedeniyle uyarı cezası almasını 'ifade özgürlüğü hakkının ihlali' olarak nitelendirdi. İki avukat, müvekkillerinin polis tarafından dövüldüğünü iddia etmiş ve bu durumu raporlaştırmak istemişti. Ancak, muayeneyi yapan doktorun gerçeğe aykırı rapor hazırladığını iddia eden avukatlar, doktor hakkında şikayette bulunmuştu. Bu durum üzerine Eskişehir Barosu avukatlara uyarı cezası vermişti. AYM, avukatların ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi ve yeniden yargılama yapılması gerektiğini belirtti.
2 Kasım 2023

AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, etki ajanlığı düzenlemesinin tamamen geri çekilmediğini ve ilerleyen dönemde tekrar gündeme alınacağını açıkladı. Kamuoyunda 9. yargı paketi olarak bilinen ve birçok kanunda değişiklik öngören teklifin en tartışmalı maddesi olan etki ajanlığı yasası, devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleyenlere yönelik cezaları içeriyor. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, yasanın geri çekildiğini duyurmuştu, ancak Güler, düzenlemenin muhalefetin önerileriyle tekrar ele alınacağını belirtti.
13 Kasım 2024

Anayasa Mahkemesi (AYM), 2017'de çıkarılan ve sık sık sansüre bahane edilen 5651 sayılı Kanun'un 9'uncu maddesiyle ilgili olarak Diken ve İFÖD'nin yaptığı bireysel başvuruları değerlendirerek, 500'den fazla içerikle ilgili erişim engeli kararlarının ifade özgürlüğü ihlali olduğuna karar verdi. Bu kararlar, AYM'nin daha önce verdiği ve yapısal sorunları gidermek amacıyla TBMM'ye bildirilmesine hükmeden pilot kararı referans alarak verildi. Prof. Dr. Yaman Akdeniz, bu başvuruların detaylarını ve bazı örneklerini sosyal medya hesabından paylaştı.
7 Şubat 2024

Haziranda Meclise sunulacak olan 9. yargı paketi taslağında yer alan 'etki ajanlığı' düzenlemesi, yabancı devlet veya organizasyonların stratejik çıkarları doğrultusunda araştırma yapanların hapis cezası ile cezalandırılmasını öngörüyor. Bu düzenleme, iktidarın hoşuna gitmeyen materyalleri hazırlayan gazeteciler, akademisyenler ve STK'lerin hedef haline gelebileceği endişesini doğuruyor. Ayrıca, yurttaşların kendilerine kuşkulu sorular soranları ihbar edebileceği ve bazı meslek gruplarının 'fondaş'lıkla suçlanabileceği belirtiliyor. İstihbaratın sadece bilgi toplamakla kalmayıp, hedefi etkilemenin de bir tür ajanlık olduğu vurgulanıyor.
24 Mayıs 2024

Meclis Adalet Komisyonu, 'etki ajanlığı' olarak bilinen casusluk faaliyetlerine yönelik cezaları ağırlaştıran bir kanun teklifini kabul etti. Bu düzenlemeye göre, yabancı devlet veya organizasyonlar lehine Türkiye'de casusluk yapanlar üç ila yedi yıl arasında hapis cezasına çarptırılacak. Suçun savaş sırasında işlenmesi veya stratejik kurumlarda görev yapanlar tarafından gerçekleştirilmesi durumunda cezalar daha da artacak. Bu değişiklikler, Türk Ceza Kanunu'na yeni maddeler eklenerek uygulanacak.
23 Ekim 2024

Murat Muratoğlu, yeni yasal düzenlemelerin Türkiye'de demokrasi ve basın özgürlüğünü daha da kötüleştirdiğini iddia ediyor. Yeni düzenlemelerle, ekonomik ve politik eleştirilerin 'kara propaganda' olarak adlandırılabileceğini ve bu durumun 'etki ajanlığı' suçlamasıyla sonuçlanabileceğini belirtiyor. Ayrıca, Türkiye'nin 2024 Demokrasi Algı Endeksi'nde 53 ülke arasında 47. sıraya düştüğünü ve Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde ise 165. sırada olduğunu vurguluyor.
13 Mayıs 2024

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Anayasa'nın 3. maddesindeki 'devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü' ifadesini eleştirerek, bu ifadenin 'milletin devleti ve ülkelisiyle bölünmez bütünlüğü' şeklinde değiştirilmesi gerektiğini savundu. Kurtulmuş, mevcut Anayasa'nın bazı maddelerinin darbeci bir ruh taşıdığını ve devletçi seçkinliği yansıttığını belirtti. Anayasa'nın özgürlüğü kısıtlayıcı hükümler içerdiğini söyleyen Kurtulmuş, yeni Anayasa sürecinde birçok kesimin görüşünün alınacağını ve demokratik kuralların eşit ve adil bir şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
13 Ekim 2024

Türkiye'de hazırlanan 9'uncu Yargı Paketi taslağı, 38 maddeden oluşuyor ve Türk Ceza Kanunu'na 'etki ajanlığı' ile ilgili yeni bir madde eklenmesi öneriliyor. Bu düzenleme, yabancı devlet veya organizasyonlar adına Türkiye'de faaliyet gösteren kişilere yönelik hapis cezası öngörüyor. Etki ajanlığı suçu işleyenler üç ila yedi yıl arasında hapis cezasına çarptırılabilirken, savaş zamanı veya stratejik kurumlarda çalışanlar için cezalar daha ağır olacak.
10 Mayıs 2024

İktidar tarafından Adalet Reformu adı altında sunulan yeni yasa değişiklikleri, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruları zorlaştırırken, 'Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi' hakkındaki, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen maddeyi daha da kesinleştirerek yeniden yürürlüğe sokuyor. Bu durum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına rağmen gerçekleşiyor ve pek çok hukuk profesörü ile demokratik toplum örgütü tarafından eleştiriliyor.
24 Mart 2024

Orhan Bursalı, hükümetin Kavala'nın avukatlarının yeniden yargılama başvurusu ve cumhurbaşkanının mahkeme kararlarına yönelik açıklamalarıyla sıkıştığını belirtiyor. Bursalı, bu gelişmelerin hükümetin ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı politikalarından vazgeçeceği anlamına gelmediğini vurguluyor. Ayrıca, Meclis'e sunulan 9. yargı paketinin, ifade özgürlüğünü daha da kısıtlayıcı ve eleştirileri cezalandırıcı nitelikte olduğunu ifade ediyor.
14 Mayıs 2024

Ali Bayramoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni iktidar dönemindeki esas hedefinin, hukuk devletinin kalan parçalarını ve sistem içindeki direnç noktalarını zayıflatmak olduğunu belirtiyor. Erdoğan'ın siyasi iktidarın gücünün sınırsız olması gerektiğine inandığı ve bu nedenle hukuk devleti kurallarını, özellikle Anayasa Mahkemesini, ilk hedef olarak gördüğü ifade ediliyor. Yazıda, Anayasa Mahkemesini itibarsızlaştırma, siyasal iddialarla işlevsizleştirme ve diğer kurumların meydan okumasını sağlama gibi yöntemlerin uygulanmaya başlandığı belirtiliyor.
2 Mart 2024

İfade Özgürlüğü Derneği (İFÖD), 'unutulma hakkı' adı altında birçok kamuyu ilgilendiren haberin sansürlendiğini ve bunun toplumsal hafızayı yok ettiğini belirten bir rapor yayımladı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, bu sansürün ifade ve basın özgürlüğüne zarar verdiğini vurguladı. Anayasa Mahkemesi, 5651 sayılı yasanın 9. maddesini iptal etmesine rağmen, sulh ceza hakimliklerinin bu madde kapsamında karar vermeye devam ettiğini belirtti. İFÖD, arşiv değeri olan birçok haberin sansürlendiğini ve bu durumun toplumsal hafızaya zarar verdiğini raporladı.
7 Haziran 2024

Taha Akyol, iktidarın Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) bireysel başvurular üzerine insan hakları ihlallerini denetleme yetkisini daraltma hazırlığında olduğunu belirtiyor. Bu değişiklikle, adil yargılanma hakkı, etkin soruşturma eksikliği ve delillerin geçersizliği gibi gerekçelerle AYM'nin inceleme yapamayacağını ifade ediyor. Akyol, bu durumun Türkiye'nin hukuk devleti puanını düşüreceğini ve yalnızca yanlış kararı veren mahkemeyi değil, onaylayan Yargıtay'ı ve uygulayan Meclis'i de bağlayan AYM kararlarının önemini vurguluyor.
11 Şubat 2024

Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, muhafazakar kadınların kazanım ve özgürlüklerinin korunacağını ifade etti. İktidar kanadının, Kılıçdaroğlu'nun seçilmesi durumunda muhafazakarların haklarının elinden alınacağı yönündeki iddialarına karşılık, Kılıçdaroğlu demokratikleşme vurgusu yaptı ve Yeniden Refah Partisi'nin Kadına Şiddetin Önlenmesi Kanunu'nun kaldırılmasını şart koştuğunu eleştirdi. Ayrıca, 6284 sayılı kanunun kaldırılmasına izin verilmemesi gerektiğini ve bu durumun tüm kadınların ortak meselesi olduğunu belirtti.
12 Mart 2023

Anayasa Mahkemesi, CHP'nin, 14 Ekim'de Meclis'ten geçirilen ve 'sansür yasası' olarak adlandırılan dezenformasyonla mücadele yasasının 29'uncu maddesinin iptali için yaptığı başvuruyu oy çokluğuyla reddetti. Bu madde, halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla gerçeğe aykırı bilgi yayma suçunu düzenliyor ve bu suçu işleyenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Yasanın yürürlüğe girmesinin ardından bazı gazeteciler bu madde kapsamında tutuklandı veya soruşturmaya uğradı.
8 Kasım 2023

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Basın özgür' açıklamasına karşın, yılın ilk ayında 40 gazetecinin yargılandığını ve çeşitli sansürlerin yaşandığını belirtti. Gazetecilere yönelik davalarda, haber içerikleri ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle yargılamalar yapıldığı, bazı gazetecilere uzaklaştırma tedbirleri uygulandığı ve resmi ilan alabilme koşullarının ağırlaştırıldığı ifade edildi. Ayrıca, RTÜK'ün bazı yayın kuruluşlarına cezalar verdiği ve internet sitelerinin erişime engellendiği belirtildi.
4 Şubat 2023
İşaretlediklerim