Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Audi A8 kullanması, devletin tasarruf politikaları bağlamında eleştirilere neden oldu. Ahmet Hakan, Erbaş'ın bu durumu açıklamakla yükümlü olduğunu belirtiyor çünkü bu durum, ekonomik politikalar, israf tartışmaları ve dini inandırıcılık gibi birçok önemli konuyu etkiliyor. Erbaş'ın suskunluğu, bu konuların daha da karmaşıklaşmasına yol açabilir ve AK Parti'nin imajını zedeleyebilir.
30 Nisan 2024

Gözde Bedeloğlu, mevcut iktidarın 20 yıldır yürürlükte olan bir yasaya uymamasının sorumluluğunu üstlenmediğini ve bu durumun toplumsal gerilime yol açtığını belirtiyor. Evrensel yaşam hakkı meselesinin günlük siyasetin aracı haline getirildiğini ve iktidar medyasının bu konuda manipülatif yorumlar yaptığını ifade ediyor. Yasaya karşı çıkanların 'elit' olarak etiketlendiğini ve seküler yaşam tarzını savunanların 'batıcı' ve 'emperyalizm hayranı' olarak nitelendirildiğini vurguluyor. Bedeloğlu, bu durumun Türkiye'de yeni bir direnişe ve sokakların terörize edilme riskine yol açabileceğini öne sürüyor.
21 Temmuz 2024

Akif Beki, Türkiye'nin İsrail ile ticaretini kesme kararını ve bu kararı eleştirenleri konu aldığı yazısında, İsrail ile ticaretin kesilmesi gerektiğini savunanların, başlangıçta bu ticaretin olmadığı yönündeki iddialara karşın, iktidarın baskılara dayanamayarak ticaretin kesildiğini açıklamasını eleştiriyor. Ticaret Bakanı Bolat'ın, İsrail ile ticaret haberlerini terör örgütlerinin itibarsızlaştırma çabası olarak nitelendirdiğini ve İsrail istihbaratının arkasında olduğunu öne sürdüğünü belirtiyor. Beki, bu tür eleştirilerin etki ajanlığı faaliyeti olarak değerlendirilebileceğini ve henüz bu tür faaliyetlerin suç olmadığını ifade ediyor.
10 Mayıs 2024

Mehmet Tezkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şeriatla ilgili son dönemdeki açıklamalarını eleştirdi. Erdoğan'ın, şeriat düşmanlığını farklı maskeler altında gizlenmiş bir din düşmanlığı olarak nitelendirdiğini belirtti. Tezkan, Erdoğan ve hükümetin, şeriatı pazarlayarak ve üzerinden hamaset yaparak iktidarda kalmayı amaçladığını iddia etti. Ayrıca, şeriatın uygulanması gerektiğini savunanların öncelikle kendilerinin bu kurallara uyması gerektiğini vurguladı.
23 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'deki yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar konusunu ele alarak, bu sorunların ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasi altyapısını olumsuz etkilediğini belirtti. Türkiye'nin uluslararası suç endekslerinde üst sıralarda yer aldığını ve sığınmacı politikalarının eleştirildiğini vurguladı. Ayrıca, Türkiye'de kurumsal devletin ortadan kalktığını, sendikal özgürlüklerin kısıtlandığını ve siyasi özgürlüklerin azaldığını ifade etti. Korkmaz, Türkiye'nin insan hakları ve siyasi özgürlükler konusunda gerilediğini ve kadın haklarının sınırlı olduğunu belirtti.
6 Haziran 2024

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Fırat Üniversitesi'nde düzenlenen 'Din Eğitimi ve Hizmetleri Çalıştayı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin evrensel laiklik anlayışıyla bağdaşır bir noktaya geldiğini ve dini inanç ve ibadet hürriyetlerinin özgürce sağlandığını belirtti. Tekin, imam hatip lisesi mezunlarının geçmişte yaşadığı zorluklara değinerek, bugün bu tür sorunların aşıldığını vurguladı. Ayrıca, ilahiyat fakültelerinin bölümleşmesi ve uzmanlaşması gerektiğini ifade etti.
19 Eylül 2024

Ayşenur Arslan, Türkiye'nin siyasi geleceği hakkında çeşitli senaryoları tartışıyor ve Devlet Bahçeli'den son siyasi döneminde önemli bir rol oynamasını beklediğini ifade ediyor. Arslan, Erdoğan ve Bahçeli'nin siyasi ömürlerinin sonuna geldiklerini ve iktidarda kalmak için çabaladıklarını belirtiyor. Ayrıca, gazetecilerin özgürlüklerine kavuşması, emekli generallerin serbest bırakılması gibi konuların müzakere edilmesi gerektiğini vurguluyor.
27 Nisan 2024

Selin Nakıpoğlu, 'Türkiye Yüzyılı' adlı yeni eğitim müfredat taslağının, AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın seçim kampanyası sloganı olduğunu ve bu durumun bir eğitim programından ziyade parti programı niteliği taşıdığını öne sürdü. Nakıpoğlu, müfredatın ideolojik bir vurgu içerdiğini ve siyasal İslam'ı kalıcı hale getirmeyi amaçladığını iddia etti. Ayrıca, müfredatın hazırlanış sürecinde eğitimcilerin yer almadığını, bunun yerine tarikatlar ve siyasi iktidarla bağlantılı sivil toplum kuruluşlarının etkili olduğunu belirtti.
4 Mayıs 2024

Taha Akyol, Batı'daki toplumsal hareketlerin, insan haklarına ve demokrasiye olan güçlü bağlılıklarını örnek göstererek, İslam ülkelerinde bu tür hareketlerin neden olmadığını sorguluyor. Batı'da İsrail politikalarına karşı çıkan sivil toplum kuruluşları ve bireylerin aktifliğine dikkat çekiyor. Akyol, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve vicdan gibi değerlerin her toplum için önemli olduğunu ve İslam ülkelerinde de bu tür değerlere dayalı hareketlerin gelişmesi gerektiğini vurguluyor.
21 Şubat 2024

Ali Bayramoğlu, Türkiye'de hem dünya siyasetinden hem de iç dinamiklerden beslenen çift katmanlı bir otoriter dalga olduğunu ifade ediyor. Tayyip Erdoğan ve onun kurduğu ittifakın, yeni Türkiye iddiaları ile dünya siyasetindeki milliyetçilik, devletçilik ve milli sınırların büyümesi gibi konularda paralellikler gösterdiğini belirtiyor. Bayramoğlu, bu durumun demokratik değerlerin üzerine çıkan milliyetçi ve güce dayalı bir yapıyı ortaya çıkardığını ve Türkiye'nin bu tablo içinde umut üretmeye çalıştığını vurguluyor.
10 Şubat 2024

Akif Beki, Türkiye'nin Gri Liste'den çıkarılmasını ve İçişleri eski Bakanı Süleyman Soylu'nun bu konudaki açıklamalarını eleştirdi. Beki, Türkiye'nin Gri Liste'ye terör ve suç örgütleriyle etkin mücadele etmediği için girdiğini belirtti. Süleyman Soylu ise Türkiye'nin Gri Liste'ye Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'ı serbest bırakmadığı için alındığını iddia etmişti. Beki, Soylu'nun gerçeği ters yüz ettiğini savundu.
29 Haziran 2024

Arslan Bulut, Türkiye'nin bilinçli olarak kötü yönetildiğini ve AKP iktidarının sorunların sebeplerini ortadan kaldırmak yerine sonuçların konuşulmasını engellemek için yasal önlemler aldığını iddia ediyor. Bulut, başıboş köpek sorununun çözülmesi için yasa hazırlandığını ancak sokak köpeği sayısının 10 milyona ulaşana kadar hiçbir şey yapılmadığını belirtiyor. Ayrıca, ülkenin başıboş bırakıldığını ve milyonlarca insanın sınırları rahatça geçtiğini ifade ediyor. Bulut, iktidarın kontrollü kaos yaratarak rejimi değiştirmek için zemin hazırladığını öne sürüyor.
25 Mayıs 2024

L. Doğan Tılıç, Kıbrıslıtürkler arasında 20 Temmuz 1974 askeri harekatının anılmasına yönelik ilginin her geçen yıl azaldığını belirtiyor. Türkiye'deki ekonomik kriz ve Türk Lirası kullanımı nedeniyle Kıbrıslıtürkler ekonomik sıkıntılar yaşıyor. Ayrıca, Türkiye'nin ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın KKTC'deki müdahaleleri, Kıbrıslıtürkler arasında artan bir rahatsızlığa neden oluyor. Bu müdahaleler, siyasi partilerin başkanlarının bile Erdoğan tarafından belirlenmesi gibi konularda tepkilere yol açıyor.
20 Temmuz 2024

Taha Akyol, Türkiye'deki eğitim sisteminde okuma ve anlama sorunlarının devam ettiğini, ancak şehirleşmenin etkisiyle bazı ilerlemeler kaydedildiğini belirtiyor. Akyol, medresenin tahlilsiz ezberleme mirasının yerini siyasi sloganlar ve partizanlıklara bıraktığını ve bu durumun parti içi demokrasinin gelişmemesine neden olduğunu vurguluyor. Ayrıca, Atatürk'ün dil devrimi sürecinde yaşanan dil değişikliklerine de değinerek, derinlikli düşüncenin ve kavrayışlı bir zihnin gelişmesi için dilin zengin ve derinlikli olması gerektiğini ifade ediyor.
28 Temmuz 2024

Ayşenur Arslan, Menzil tarikatının Türkiye'deki etkisini ele alıyor ve bu konuda ciddi bir tehlike olduğunu vurguluyor. İsmail Arı'nın Menzil üzerine yazdığı araştırma kitabının kısa sürede üçüncü baskıya ulaşmasını örnek göstererek, tarikatın kadın ve erkekler üzerindeki olumsuz etkilerine ve siyasi gücüne dikkat çekiyor. Arslan, Menzil'in Türkiye'nin önemli organlarını sarmış bir kanser metaforu kullanarak, bu yapıyla mücadelenin önemini vurguluyor.
17 Şubat 2024

Ali Bayramoğlu, Türkiye'de iktidarın kimliği ve değerleri üzerine sahanın genişlediğini ancak bu genişlemenin kaotik ve kuralsız olduğunu, ötekinin ve ortak değerlerin aleyhine sonuçlar doğurduğunu belirtiyor. Yargı, adalet, seçim, demokrasi, siyaset, hakkaniyet, ekonomi ve rasyonellik arasındaki bağların kopmakta olduğunu ve bu durumun Türkiye'yi her geçen gün daha fazla boğduğunu ifade ediyor. Bayramoğlu, kutuplaştırıcı siyasetin iktidarı destekleyen grupların temel değerlerine de zarar verdiğini ve mevcut durumun bir gün sona ereceğini öngörüyor.
16 Mart 2024

Esfender Korkmaz'ın yazısında, Türkiye'nin siyasi haklar, sivil özgürlükler ve yolsuzluk algısı açısından dünya genelinde olumsuz bir imaja sahip olduğu belirtiliyor. Ülkenin yatırım yapılabilirlik statüsünün düşük olduğu, yabancı ve yerli sermayenin çekildiği, dış borç risklerinin yüksek olduğu ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin arttığı vurgulanıyor. Bu durumun Türkiye'nin ekonomik büyümesini ve uluslararası itibarını olumsuz etkilediği ifade ediliyor.
27 Şubat 2024

Yakup Kepenek, AKP-MHP iktidarının toplumsal yaşamın ana dokusu olan hukuk, kişi hak ve özgürlükleri ile savaştığını belirtiyor. Kepenek, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın kadınların örtünmesi ve gençlerin evlenmesi konusundaki açıklamalarını eleştiriyor. Ayrıca, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in eğitimi dinselleştirme çabalarını da eleştiriyor. Kepenek, bu politikaların sonunda iktidarın yenileceğini öngörüyor.
28 Temmuz 2024

Ali Topuz, bir milletvekilinin 'Dünya Anadili Günü'nde Kürtçeye yönelik olumsuz bir mesaj yayınlamasını eleştirdi. Turgut Özal dönemindeki 'tarlada şarkı söyleme' özgürlüğünün bile şu anda lüks kabul edildiğini belirtti. Topuz, Kürtçenin toplumsal alanda giderek daha fazla kısıtlandığını ve son sığınağının ev olduğunu ifade etti. Ayrıca, iktidarın Kürtçe ve Kürt düşmanlığını belagat oyunlarıyla gizleyemediğini ve MHP gibi açık olmaları gerektiğini vurguladı.
24 Şubat 2024

Türkiye'nin dış politikasında bir dönüşüm yaşandığı, daha temkinli ve tarafsız bir yaklaşım benimsendiği belirtiliyor. İktidarın daha önceki yayılmacı ve atak politikalarından uzaklaşarak, ekonomik ve politik gerçeklikler doğrultusunda daha mesafeli bir tutum sergilediği ifade ediliyor. Bu durum, İran-İsrail meselesindeki tutumda da gözlemleniyor. Muhalefetin dış politika konusundaki tutumu ise daha belirsiz ve içerisinde çelişkiler barındırıyor. Yıldıray Oğur, Türkiye'nin bu pasif dış politika vizyonuyla dünyadaki tekinsizlik ortamında çıkarlarını koruyup koruyamayacağını sorguluyor.
15 Nisan 2024
İşaretlediklerim