Esfender Korkmaz, Ocak-Şubat döneminde Türkiye'nin AB, İngiltere ve ABD ile olan ticaretinde 0,7 milyar dolar fazla verirken, Rusya ve Çin ile olan ticaretinde 12,8 milyar dolar açık verdiğini belirtti. Bu durumun, Türkiye'nin toplam dış ticaret açığının neredeyse tamamını bu iki ülkeye karşı verdiğini gösterdiğini ifade etti. Korkmaz, Rusya ile enerji ticaretinde pazarlık yapılması ve Çin'den yapılan ithalatta teknoloji dışı ürünler için kota uygulanması gerektiğini savundu. Ayrıca, bu ülkelerin yolsuzluğa açık ülkelerle işbirliği yaparak dış ticaret yoluyla sömürü düzeni kurduğunu öne sürdü.
3 Nisan 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin siyasi İslam'ın etkisi altında potansiyel kalkınma fırsatlarını kullanamadığını ve geri kaldığını ifade ediyor. Son altmış yılda Türkiye'nin dünya GSYH'sından aldığı payın düştüğünü belirten Korkmaz, başkanlık sisteminin devam etmesi durumunda demokraside kan kaybı yaşanacağını ve ekonomik istikrarın sağlanamayacağını öne sürüyor. Korkmaz, bu durumun Türkiye'nin dünya ekonomisindeki payını daha da azaltacağını vurguluyor.
21 Temmuz 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de yaşanan ekonomik krizin çok yönlü olduğunu ve sadece ekonomik değil, aynı zamanda demokratik, hukuki ve güven bunalımı boyutlarına da sahip olduğunu belirtiyor. Korkmaz, hükümetin krizi kısa dönemli politikalar ve algı yönetimi ile çözmeye çalıştığını, ancak bu yaklaşımın yetersiz olduğunu ifade ediyor. Merkez Bankası başkanı ve Hazine ve Maliye Bakanının değişiminin dış piyasalarda olumlu algı yaratmak için yapıldığını, ancak bu adımların yeterli olmadığını vurguluyor. Korkmaz, gerçek bir istikrar programının hayata geçirilmesinin önemine dikkat çekiyor.
13 Mart 2024

Deniz Zeyrek, ülkeye gelen 100 bin doların 'yalancı sermaye' olduğunu ve bu durumun Türkiye'ye zarar verdiğini savunuyor. Özellikle Mehmet Şimşek'in bu parayı yabancı sermaye olarak övmesine rağmen, gerçekte bu paranın ülkeye bir fayda sağlamadığını belirtiyor. Zeyrek, bu paranın bankalar üzerinden milli serveti tükettiğini ve vergi verenlerin cebinden çıktığını ifade ediyor.
22 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin ekonomik durumunu değerlendirerek, yüksek enflasyon oranlarının yatırım ortamını olumsuz etkilediğini ve döviz rezervlerindeki yetersizlikler nedeniyle dış borç ve ithalat finansmanında zorluklar yaşanabileceğini belirtiyor. Türkiye'nin cari açık ve dış borç ödemeleri konusunda ciddi sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu, bu durumun stagflasyona yol açabileceğini ifade ediyor. Ayrıca, Merkez Bankası ve Standart and Poor’s'un 2024 yılı için enflasyon tahminleri arasında önemli farklar olduğunu vurguluyor.
12 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin yaşadığı 14'üncü krizin ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda farklı olduğunu ve bu nedenle IMF ile yapılabilecek bir anlaşmanın krizi çözemeyeceğini belirtiyor. Türkiye'nin siyasi ve sosyal sorunları çözmeden IMF ile anlaşma yapmasının mümkün olmadığını ve mevcut iktidarın demokrasi ve hukuk alanında geri dönüş yapması gerektiğini ifade ediyor. Korkmaz, en akılcı çözümün siyasi iktidarın değişmesi olduğunu vurguluyor.
6 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin millî dış ticaret politikasının olmadığını, özellikle Çin'den yapılan ithalatlarda teknoloji ürünleri yerine daha düşük katma değerli ürünlerin tercih edildiğini belirtiyor. Üretimde yüksek oranda ithal girdi kullanıldığını ve hükümetin bu konuda bir iyileştirme programına sahip olmadığını ifade ediyor. Dış borçların çevrilmesi için yüksek faiz oranları ödendiğini, altın ithalatına getirilen kotaların hem olumlu hem olumsuz sonuçlar doğurduğunu, kaçak altın ticaretinin arttığını vurguluyor.
19 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin demokrasi, bağımsız yargı ve laik devlet olarak kalabilmesi için Batı ittifakından çıkmaması gerektiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BRICS zirvesine katılımı ve Türkiye'nin BRICS'e katılma isteği de vurgulandı. Korkmaz, BRICS'e katılımın hükümet kararıyla değil, referandumla olması gerektiğini savundu ve BRICS'in üye ülkeler arasında ticari, siyasi ve kültürel iş birliğini geliştirmeyi amaçladığını belirtti. Ayrıca, BRICS'in ABD Doları'na karşı ortak para birimi çıkarma kararı da ele alındı.
12 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye Varlık Fonu'nun dünya genelinde benzersiz bir yapıya sahip olduğunu ve Sayıştay denetimine tabi olmadığını ifade etti. Fonun, diğer ülkelerdeki gibi cari fazla veya doğal kaynak gelirlerini değerlendirmek yerine, yüksek faiz oranlarıyla borçlanmak için kullanıldığını belirtti. Korkmaz, bu durumun Osmanlı İmparatorluğu'nun Düyunu Umumiye döneminden daha ağır bir yük olduğunu ve gelecek nesillerin refahını ipotek altına aldığını vurguladı.
21 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin ekonomik gelişiminde iki önemli dönemi; 1933-1938 devletçilik dönemi ve 1963-1968 karma ekonomi dönemini, her iki dönemin de hem büyüme hem de sosyal gelişme getirdiğini belirtti. Ancak, darbe sonrası dönemde ve son siyasi iktidar altında, kalkınma hedeflerinin geri planda kaldığını, büyüme odaklı politikaların öne çıktığını ve Devlet Planlama Teşkilatı'nın kaldırılmasıyla kalkınma politikalarının rafa kaldırıldığını ifade etti. Korkmaz, Türkiye'nin mevcut durumda kalkınma sağlayacak beşeri, demokrasi ve hukuki altyapıya sahip olmadığını, gelişmekte olan ülkelerin kalkınmasının dünya refahı ve barışı için de önemli olduğunu vurguladı.
21 Nisan 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin cari açığı ve kısa vadeli dış borçlarının döviz ihtiyacını artırdığını belirtiyor. Özel sektörün döviz pozisyon açığının yüksek olduğunu ve dolar kurunun dünya genelinde düşmediğini vurguluyor. ABD'nin faiz politikalarının dolar endeksini etkilediğini, Türkiye'de ise TL enflasyonunun yüksek seyrettiğini ifade ediyor. Korkmaz, mevcut ekonomi yönetiminin günü kurtarmaya odaklı politikalarının ekonomik kırılganlığı artırdığını savunuyor.
29 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, dünyada genel bir ekonomik kriz olmadığını, ancak Türkiye ve Arjantin'in kriz yaşadığını belirtti. Türkiye'deki krizin nedeninin 20 yıllık siyasi iktidarın yanlış politikaları olduğunu vurguladı. Krizin çözümü için standart politikaların yeterli olmadığını, özel bir 3 yıllık istikrar programı ve uzun vadeli planlama gerektiğini savundu. Muhalefetin de bu konuda yeterince farkında olmadığını ve köklü çözümler sunmadığını ifade etti.
25 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadeledeki yaklaşımını eleştirerek, hizmet enflasyonu ve gıda fiyatlarındaki artışın enflasyonun temel nedenleri olarak gösterilmesinin yanlış olduğunu belirtti. Korkmaz'a göre, enflasyon beklentilerinin yüksek olması ekonomi yönetiminin yarattığı güven sorunundan kaynaklanıyor. Ayrıca, Merkez Bankası ve ekonomi yönetiminin faizleri reel düzeye çıkarsa bile ekonomik istikrarı sağlayamayacağını, bunun için istikrar programı, IMF ile iş birliği ve demokratik, hukuki bir güven ortamının yeniden oluşturulması gerektiğini vurguladı.
24 Mart 2024

Esfender Korkmaz, 2017 başkanlık rejimi ile Türkiye'de yargıya müdahalenin arttığını ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığını belirtti. Yargıtay seçimlerinde yaşanan olaylar, yargıya olan güvenin azalmasına neden oldu. The Economist'in Türkiye'yi kapak yaptığı Ocak 2023 sayısında, Türkiye'deki demokrasinin kusurlu olduğu ve Erdoğan'ın davranışlarının ülkeyi diktatörlüğe götürebileceği ifade edildi. Korkmaz, Türkiye'nin yeniden parlamenter sisteme dönmesi gerektiğini savundu.
16 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, maaş ve ücret artışlarının yalnızca zam oranları üzerinden tartışılmasının hükûmetin işine geldiğini belirtti. Hükûmetin bu tartışmayı popülizm politikasının bir aracı olarak kullandığını ve zamları kendi cebinden yapmış gibi gösterdiğini ifade etti. Korkmaz, maaş ve ücret artışlarının standarda bağlanması gerektiğini ve bağımsız sendika talebinin önemini vurguladı.
11 Temmuz 2024

CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, borsa üzerinden yapılan vurgunlarla halkın yoksullaştırıldığını iddia etti. Karabat, AKP'nin vatandaşları döviz ve altın yerine borsaya yönlendirdiğini ve borsaya yatırım yapan sekiz milyon civarında vatandaşın büyük zarar ettiğini belirtti. Ekonomist Remzi Özdemir ve borsacı Mahmut Saymaz da borsadaki düşüşün parasızlıktan kaynaklandığını ve büyük yatırımcıların bile isyan ettiğini ifade etti. Karabat, Sermaye Piyasası Kurulu'nu (SPK) eleştirerek, borsa yatırımcılarının korunmadığını ve büyük bir organize vurgun yapıldığını söyledi.
16 Eylül 2024

Esfender Korkmaz, üretim maliyetleri ile satış fiyatları arasındaki yüksek farkın nedeninin, hükûmetin tarımsal destekleri yeterince sağlamamasından kaynaklandığını belirtti. 2007'de çıkarılan bir kanunla, millî gelirin en az yüzde biri kadar tarımsal destek sağlanması gerekirken, hükûmetin bu miktarı millî gelirin sadece 0,44'ü kadar verdiğini ifade etti. Korkmaz'a göre, hükûmetin bu tutumu, perakende fiyatlarının düşmesini engelliyor ve fiyat kontrolü yapmasını zorlaştırıyor.
25 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, son sekiz ayda konut fiyat artışının TÜFE’nin altında kalmasının konut balonunun sönmesine yetmeyeceğini belirtti. Konut fiyatlarının dolar kuru ile birlikte arttığını, ancak halkın satın alma gücünün düştüğünü ve konut talebinin azaldığını vurguladı. Yabancıya konut satışında da ciddi bir düşüş olduğunu ve bunun nedenleri arasında güven sorunu ve mülteci sorununun etkili olduğunu ifade etti. Korkmaz, kara para ile mücadelede başarılı olunması durumunda konut fiyatlarının reel olarak yeniden artmayacağını öngördü.
19 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin ekonomik krizde ikinci aşamaya geçtiğini ve bu aşamada piyasaya, bankalara ve dövize müdahalelerin başladığını ifade etti. Korkmaz, Türkiye'nin IMF ile anlaşma yapmaz ve istikrar programı uygulamazsa durumun daha da kötüleşeceğini, döviz sıkıntısı ve kur artışı nedeniyle üretimde aksamalar yaşanacağını ve bu durumun büyüme oranını düşüreceğini belirtti. Ayrıca, iç üretimdeki düşüş ve döviz sorunları nedeniyle ithalatın zorlaşacağını ve bu durumun ilaç kıtlığı gibi sorunlara yol açabileceğini, arz yetersizliği nedeniyle mal kıtlığının ve fiyat artışlarının hızlanacağını öne sürdü. Korkmaz, hükümetin radikal değişiklikler yapmaması durumunda krizin üçüncü aşamaya geçeceğini ve Türkiye'nin dış borçlarda temerrüde düşebileceğini, eksi büyüme, artan enflasyon ve işsizlikle karşı karşıya kalabileceğini ifade etti.
27 Mart 2024

Esfender Korkmaz, son bir yılda ekonomik güven endekslerinin düşüşünü ve halkın yaşam koşullarının kötüleşmesini ele alıyor. Ekonomik güven endeksi 101,3'ten 95,8'e, tüketici güven endeksi 85,1'den 78,3'e ve reel kesim güven endeksi 105,7'den 100,5'e geriledi. Korkmaz, halkın ve üreticilerin ekonomik durumlarının bozulduğunu ve gelecekte daha da kötüleşeceğini düşündüklerini belirtiyor. Mehmet Şimşek'in politikalarının halkın güvenini kazanamadığını ve ekonomik istikrarı sağlayamadığını vurguluyor.
28 Haziran 2024
İşaretlediklerim