Gezi davası hükümlülerinden Tayfun Kahraman, cezaevinden hastaneye götürülürken kelepçeli halde saatlerce bekletildiğini ve kelepçelerin bileğini sıktığını belirtti. Kahraman, bu kötü muamelenin sadece kendisine değil, tüm mahkumlara yapıldığını ve bu durumun normalleştiğini ifade etti. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Kahraman'ı ziyaret ederek yaşadıklarını kamuoyuyla paylaştı. Kahraman, kötü muamelenin son bulması için hukuki mücadele verdiğini vurguladı.
1 Eylül 2024

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, mesleki faaliyetleri ve insan hakları savunuculuğu nedeniyle çeşitli davalarda suçlanmıştır. Adnan Oktar ve DHKP-C davalarında verdiği bilirkişi raporları ve görüşler nedeniyle yargılanmış, yandaş medya tarafından linçe uğramıştır. Son olarak, Adnan Oktar davasında işkence gördüğüne dair verdiği rapor nedeniyle eleştirilmiş, ancak Yüksek Mahkeme, Adli Tıp Kurumu'nun raporunu değil, Fincancı'nın raporunu esas alarak karar vermiştir. Bu durum, bazı çevreler tarafından yanlış anlaşılmış ve eleştirilmiştir.
13 Şubat 2024

Gazeteci Furkan Karabay, terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme, kamu görevlisine hakaret ve halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçlamalarıyla tutuklandı. Karabay, Silivri Cezaevi'nden yazdığı mektupta, cezaevinin kötü şöhretine ve isminin değiştirilmesine rağmen bu algının değişmediğine dikkat çekti. Karabay, cezaevinde yaşadığı zorlukları ve tutukluluğunun üçüncü gününde yaşadıklarını anlattı.
13 Kasım 2024

Mine Söğüt, Gezi Parkı olaylarının ardından iktidarın katılımcıları düşman ilan ettiğini ve terör örgütlerinin siyaseti dizayn etmeye çalıştığını iddia ettiğini belirtiyor. 2015 seçimlerinden sonra barış sürecinin sona erdiğini ve yeniden savaş sürecine dönüldüğünü ifade ediyor. Ayrıca, 15 Temmuz darbe girişimi, üniversitelerin içinin boşaltılması ve çeşitli toplumsal etkinliklerin yasaklanması gibi olaylara değiniyor. Söğüt, Gezi hareketinin bir başarı hikayesi olarak okunmasının yanıltıcı olabileceğini ve bu hareketin romantizminin zehirli olabileceğini savunuyor.
30 Mayıs 2024

İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi davası dosyasını 'kanun yararına bozma talebi'yle Adalet Bakanlığı'na gönderdi. Bu talep, hükümlü Osman Kavala'nın avukatı tarafından yapılmıştı. Gezi davasında Osman Kavala ağırlaştırılmış müebbet, diğer sanıklar ise 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Dosya, Özel-Erdoğan görüşmesi öncesinde gönderildi.
7 Haziran 2024

Düzce'nin Akçakoca ilçesinde, haşemayla site havuzuna girmesine izin verilmeyen Meral Algün'ün şikayeti üzerine site yöneticisi ve görevlisi gözaltına alındı. A.K. ve S.D., 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama' ve 'inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme' suçlamalarıyla adliyeye sevk edildi. Şüpheliler, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
29 Temmuz 2024

İsmail Saymaz, Akman cinayetiyle ilgili yazısında, katil Erdoğan Özdemir ve yakın çevresinin Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen neredeyse tüm suçlara meyilli olduğunu vurguladı. Gerekçeli kararda, bu kişilerin yaşam hakkına, toplumun ahlaki değerlerine ve mal varlığına saygı duymadıkları belirtildi. Orhan Özdemir, Sultan Dönmez, Ayfer Songül ve Aybigül Persenk gibi isimlerin de çeşitli suçlardan sabıkalı olduğu ifade edildi. Saymaz, hukuk devletinde bu kadar cesurca suç işlenememesi gerektiğini savundu.
26 Temmuz 2024

Hürriyet gazetesinde Abdülkadir Selvi, Gezi Parkı Davası'nda yeniden yargılama ihtimalini dile getirdi. Bu görüşe, AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş destek verdi. Osman Kavala'nın avukatı Hilal Zengin tarafından sunulan yeniden yargılama dilekçesi, Adalet Bakanlığı'nın bu konudaki arayışlarına çerçeve sunuyor. Ancak, İstanbul 13. ve 14. Ağır Ceza Mahkemeleri, şartlar oluşmadığı gerekçesiyle yeniden yargılama taleplerini reddetti.
7 Mayıs 2024

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, gündüz kuşağı programlarının çeşitli suçları aydınlattığını iddia etmesine rağmen bu tür yayınları kabul etmediğini belirtti. Yerlikaya, bu programların etik değerlerden sapmalar içerdiğini ve suç aydınlatmanın İçişleri Bakanlığı'nın işi olduğunu vurguladı. Ayrıca, adaletin tecelli etmesinin Adalet Bakanlığı'nın görevi olduğunu ifade etti. Yerlikaya, bu tür yayınların basın-yayın özgürlüğüyle ilgisi olmadığını söyledi.
14 Haziran 2024

Anayasa Mahkemesi (AYM), emekli bir kişinin eski başbakan yardımcısı Abdüllatif Şener'e yönelik 'satılmış Siyonist' ifadesini ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirdi. Şener, bu ifadeyi hakaret olarak nitelendirip suç duyurusunda bulunmuş ve davalıya adli para cezası verilmişti. Ancak AYM, siyasetçilerin eleştirilere daha fazla katlanma yükümlülüğü olduğunu belirterek, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti ve davalının ailesine manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
5 Haziran 2024

Astrolog Meral Güven, Galatasaray'ın Konyaspor galibiyeti sonrası Fenerbahçeli taraftarlara sosyal medya üzerinden küfür ettiği gerekçesiyle gözaltına alındı. İstanbul Başsavcılığı, Güven'in halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçundan soruşturma başlattı. Güven'in toplam altı suç kaydı olduğu ortaya çıktı. Bu suçlar arasında tehdit ve hakaret, kişilerin huzur ve sükununu bozma, kasten yaralama ve uyuşturucu madde bulundurma gibi suçlar bulunuyor.
27 Mayıs 2024

Ayşenur Arslan, Ankara'da İçişleri Bakanlığı'nın karşısında gerçekleşen bombalı araç saldırısı hakkında sorular sorduğu için terör propagandası yapmakla suçlandı. Arslan, saldırının detaylarını ve güvenlik güçlerinin müdahalesini sorguladı. Ancak, bu sorular nedeniyle sosyal medyada troller tarafından hedef alındı ve Terörle Mücadele bürosu tarafından sorgulandı. Arslan, medyada ve kamuoyunda kendisine destek verilmediğini belirtti.
30 Mayıs 2024

Yeni Şafak gazetesi, yerel yönetimlerde yaşanan yolsuzluk, rüşvet ve imar yolsuzlukları gibi sorunların önüne geçmek için bir yemin metni önermiş ve bu yeminin Murat Kurum tarafından TVNET canlı yayınında okunmasını sağlamıştır. Gazete, daha önce eleştirmediği bu yanlışları şimdi önlemek amacıyla harekete geçmiş ve AK Parti'nin Gerçek Belediyecilik Yemini'ni gündeme getirmiştir. Bu yemin, ayrımcılık yapmama ve Anayasa ile yasalara uygun hareket etme taahhüdü içermektedir. Akif Beki'nin yazısında, bu durumun geçmişteki tutumlarla çeliştiğine ve yeminin yolsuzluklara karşı caydırıcı bir etki yaratmasının beklendiğine dikkat çekilmiştir.
13 Şubat 2024

Gezi Parkı eylemlerinin 11. yılında, eylemlerin başlangıcından itibaren yaşanan olaylar ve yargı süreci detaylı bir şekilde ele alındı. Eylemler sırasında polisin orantısız şiddet kullanımı ve sonrasında açılan davalar, yargılamaların adil olup olmadığı tartışıldı. Özellikle Osman Kavala ve diğer sanıkların aldığı cezalar, yargı sürecindeki tutarsızlıklar ve bazı davaların sonuçları vurgulandı. Ayrıca, eylemler sırasında hayatını kaybedenlerin davaları ve bu davalardaki cezasızlık örnekleri de incelendi.
28 Mayıs 2024

Beş yaşındaki Eda Nur Gezer, İstanbul Küçükçekmece'deki Menekşe Parkı'nda yapılan kazı çalışması sırasında oluşan su birikintisine düşerek hayatını kaybetti. Olayla ilgili olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde görevli üç memur hakkında soruşturma izni verildi. Soruşturma, Avrupa Yakası Park ve Bahçeler Müdürlüğü'ne bağlı çalışanların denetim ve gözetim görevlerini ihmal ettikleri iddiasıyla yürütülüyor. İBB, olayla ilgili idari soruşturma başlatırken, adli soruşturma da devam ediyor.
11 Ekim 2024

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Adnan Oktar suç örgütü üyeleri için sahte işkence raporu hazırladığı iddialarına Diken'e konuşarak yanıt verdi. Fincancı, işkenceyi meşrulaştırmak için belgeselin araç olarak kullanıldığını belirtti ve hekimlik yemini gereği kimseye adres sormadan, taraf gözetmeksizin işkenceyi belgelediğini vurguladı. Ayrıca, işkence raporlarının mahkemede etkili olmadığını, yargının işkenceyi örtbas ettiğini ifade etti. Fincancı, işkenceye karşı mücadele edenlerin kriminalize edilip düşmanlaştırılmaya çalışıldığını da ekledi.
12 Şubat 2024

Gezi davası tutuklusu Tayfun Kahraman, MS hastalığı nedeniyle doktor kontrolüne götürülürken altı buçuk saat boyunca kelepçeli bekletildi. Eşi Meriç Kahraman, kelepçelerin kan akışını durduracak kadar sıkıldığını ve bu durumun fiziki zarara yol açtığını belirtti. Ayrıca, doktor muayenesi sırasında kolluk güçlerinin yasaya aykırı olarak odada kalmaya devam ettiğini ifade etti. Meriç Kahraman, bu kötü muamelenin talimatla yapılıp yapılmadığını sorguladı.
30 Ağustos 2024

Emniyet Genel Müdürlüğü, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü'nün yasa dışı dinleme yaptığı iddialarını yalanladı. İddialar, Sabah gazetesinin Haber Koordinatörü Abdurrahman Şimşek tarafından ortaya atılmış ve 280 kişinin yasa dışı olarak dinlendiği öne sürülmüştü. Emniyet Genel Müdürlüğü, bu iddiaların asılsız olduğunu belirtti. Ayhan Bora Kaplan soruşturması kapsamında Ankara'da üç emniyet mensubu görevden alınmıştı.
15 Mayıs 2024

Abdulkadir Selvi, Ekrem İmamoğlu'nun Erdoğan ile Özgür Özel arasındaki ilişkiyi kendi aleyhine bir ittifak olarak gördüğünü ve bu nedenle Özel'in siyasi olarak daha fazla desteklenmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, 28 Şubat sürecinde mahkum edilen yaşlı generallerin affedilmesi gerektiğini, bu adımın Türkiye'de siyasi yumuşama sağlayacağını öne sürüyor. Selvi, ayrıca Gezi Parkı olaylarından mahkum olanların yeniden yargılanması gerektiğini, bu durumun Türkiye'nin uluslararası imajını olumlu yönde etkileyeceğini savunuyor.
13 Mayıs 2024

AKUT'un kurucusu Nasuh Mahruki, evine sivil polislerin gelmesine tepki gösterdi ve bu durumu protesto etti. Mahruki, YSK Başkanı Ahmet Yener'in elektronik oy açıklaması üzerine yaptığı bir paylaşım nedeniyle 'yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' ve 'yargı organlarını alenen aşağılama' suçlamalarıyla soruşturma altında. Mahruki, evine gelen polislerin usulsüz bir şekilde hareket ettiğini ve kendisine resmi bir tebligat yapılmadığını belirtti. Olay, Mahruki'nin sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarla kamuoyuna duyuruldu.
14 Kasım 2024
İşaretlediklerim