NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, 120 ışık yılı uzaklıktaki bir gezegende dimetil sülfit (DMS) adı verilen bir molekül tespit etmiş olabileceğini belirtti. DMS molekülü, Dünya'da yalnızca canlılar tarafından üretiliyor. Ancak tespitin yeterince güçlü olmadığı ve molekülün varlığını doğrulamak için daha fazla veriye ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor. Ayrıca, gezegenin atmosferinde metan gazı ve karbondioksit tespit edildi, bu da gezegenin su okyanusuna sahip olabileceği anlamına gelebilir.
12 Eylül 2023

NASA, James Webb Uzay Teleskobu'nun iki yıl önce keşfedilen GJ 486b adlı ötegezegende su buharı bulduğunu açıkladı. GJ 486b, Dünya'dan yüzde 30 daha büyük ve kütlesi üç kat fazla olup, kırmızı bir cüce yıldızın etrafında 1,5 Dünya gününde bir turunu tamamlıyor ve yaklaşık 426,5 derece sıcaklığa sahip. Bu keşfin, gezegenin yaşamı destekleyebilecek bir atmosfere sahip olabileceğine işaret ettiği düşünülüyor. Ancak su buharının gezegenden mi yoksa çevresindeki yıldızdan mı kaynaklandığı konusu henüz netlik kazanmamıştır.
4 Mayıs 2023

Gökbilimciler, Venüs'ün atmosferindeki bulutlarda fosfin ve amonyak gibi yaşam belirtisi olabilecek elementler keşfetti. Bu elementler, oksijensiz ortamlarda yaşayan mikroplar tarafından üretilmiş olabileceği düşünülen gazlar arasında yer alıyor. Araştırma, Hawaii'deki James Clerk Maxwell Teleskobu ve NASA'nın Pioneer Venus 2 sondalarından elde edilen verilerle gerçekleştirildi. Bilim insanları, bu bulgunun Venüs'te yaşam olduğunu kanıtlamadığını, ancak amonyağın nasıl oluştuğunu anlamaya çalıştıklarını belirtti.
19 Temmuz 2024

NASA'ya ait James Webb Uzay Teleskobu, Plüton’un en büyük uydusu Charon’un yüzeyinde karbondioksit izleri tespit etti. Araştırmacılar ayrıca yüzeyi su buzuyla kaplı uyduda hidrojen peroksit bileşiği izine de rastladı. Bu keşif, Charon'un yüzey bileşimi hakkında yeni bilgiler sunuyor ve daha önce bu gök cisminde rastlanmamış bileşiklerin varlığını ortaya koyuyor. Araştırma, Nature Communications dergisinde yayımlandı.
2 Ekim 2024

James Webb Uzay Teleskobu'ndan alınan veriler, süper kütleli kara deliklerin galaksilerde yıldız oluşumu için gerekli olan gazı yok ederek galaksileri 'öldürdüğünü' ortaya çıkardı. Cambridge Üniversitesi'nden uluslararası bir ekip, Webb Teleskobu ile 'büyük patlama'dan iki milyar yıl sonrasında oluşan bir galaksiyi inceledi ve bu galaksinin merkezindeki kara deliğin, galaksiden yüksek hızda gaz fırlatarak yeni yıldız oluşumunu durdurduğunu keşfetti. Bu bulgu, kara deliklerin galaksilerde yıldız oluşumunu nasıl durdurduğunu anlamada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
17 Eylül 2024

James Webb Uzay Teleskobu (JWST), Perseus Moleküler Bulutu'nda herhangi bir yıldıza bağlı olmayan altı başıboş gezegen keşfetti. Bu gezegenler, Dünya'ya yaklaşık 960 ışık yılı uzaklıktaki NGC 1333 bulutsusunda bulundu ve Jüpiter'den daha büyük oldukları tespit edildi. Araştırma, yıldız ve gezegen oluşum süreçlerini anlamak için önemli bilgiler sunuyor. Ayrıca, bu keşifler bir yıldıza bağlı olmadan da gezegen oluşumunun mümkün olduğunu gösteriyor.
28 Ağustos 2024

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu (JWST), evrenin en eskilerinden olduğu düşünülen üç galaksiyi inceledi ve galaksi oluşumunu ilk kez doğrudan gözlemledi. Araştırmada, galaksilerin yaydığı ışığın büyük miktardaki nötr hidrojen gazı tarafından emildiği ve bu gazın galaksileri beslediği tespit edildi. Bu gözlem, evrenin ilk yıldız sistemlerinin oluşumuna tanıklık edilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Araştırmacılar, galaksilerde genç yıldızların varlığını da belirledi ve bu gazın galaksilerin merkezine nasıl dağıldığını anlamak için çalışmalarını sürdüreceklerini açıkladı.
27 Mayıs 2024

Bilim insanları artık evrende yaşam olup olmadığını sorgulamıyor, bunun yerine 'yaşamı ne zaman bulacakları' sorusuna odaklanıyorlar. NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, Güneş Sistemimiz dışındaki bir gezegende yaşama dair umut verici ipuçları tespit etti. Teleskoplar, uzak yıldızların yörüngesindeki gezegenlerin atmosferlerini analiz edebiliyor ve Dünya'da yalnızca canlı organizmalar tarafından üretildiği bilinen kimyasalları arayabiliyor. İskoçya Kraliyet Gözlemevi'nin başındaki Prof. Dr. Catherine Heymans, evrende yalnız olup olmadığımız sorusuna cevap verebilecek teknolojiye ve yeteneğe sahip olduklarını belirtti.
3 Ekim 2023

NASA'nın Juno uzay aracı, Jüpiter'in türbülanslı atmosferinde oluşan bir şimşek olayını fotoğrafladı. Yeşil renkteki şimşek küresi, gezegenin yüzeyini kaplayan bulutlar içinde görüldü. Jüpiter'deki şimşeklerin Dünya'dakilere göre 10 kat güçlü olduğu ve amonyak-su karışımından kaynaklandığı belirtildi. Juno, 2016 yılından bu yana Jüpiter'in yörüngesinde dönerek gezegen hakkında veri toplamaktadır.
22 Haziran 2023

NASA'nın Chandrayaan-1 uzay aracındaki Ay Mineraloji Haritalayıcı (M3) verilerini inceleyen bilim insanları, Ay'ın tüm enlemlerinde su ve hidroksil izlerine rastladı. Bu bulgular, Ay'ın yüzeyinde suyun yalnızca kutup bölgelerinde ve derin gölgeli kraterlerde bulunabileceği düşüncesini değiştirdi. Araştırma, Ay'ın yüzeyinde meydana gelen meteor çarpışmalarının su açısından zengin kayalar ortaya çıkardığını ve Güneş rüzgarlarının hidroksil oluşumuna katkıda bulunduğunu gösterdi. Bu keşif, Ay'ın karmaşık bir jeolojiye sahip olduğunu ve gelecekte astronotların Ay'ın ekvatoruna yakın bölgelerde bile su bulabileceğini ortaya koydu.
23 Eylül 2024

Bilim insanları, Aralık 2022'de Kuzey Kutup göklerinde görülen nadir bir 'kutup yağmuru aurora' olayının gizemini çözdü. Bu aurora, genellikle çıplak gözle görülmeyen ve düşük güneş rüzgarı seviyeleri sayesinde gözlemlenebilen bir uzay havası türüdür. Araştırmacılar, bu auroranın doğrudan güneşten gelen supratermal elektronlar tarafından üretildiğini ve 28 saat boyunca gözlemlenebildiğini belirtti. Bu keşif, kutup ışıklarının kökenlerini anlamada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
23 Haziran 2024

Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Jüpiter'in buzlu uydularını incelemek amacıyla Ariane-5 uzay aracını Fransız Guyanası'ndaki Kourou'dan fırlattı. Sekiz yıl sürecek yolculuğun ardından roket, Callisto, Europa ve Ganymede uydularına ulaşacak. ESA'nın Jüpiter’in Buzlu Ayları Keşfi (Juice) misyonu, bu uydularda yaşam için gerekli koşulların olup olmadığını araştıracak. ESA Bilim Direktörü Prof. Carole Mundell, Dünya'daki ekstrem yaşam formlarına atıfta bulunarak, benzer koşulların başka yerlerde de mikroorganizmalar için yaşanabilir olabileceğini belirtiyor.
15 Nisan 2023

Apollo misyonlarıyla getirilen ay örneklerini inceleyen bilim insanları, Ay’ın ince atmosferinin nasıl oluştuğuna dair gizemi çözdüklerini açıkladılar. Araştırmalar, Ay atmosferinin yaklaşık yüzde 70’inin meteor çarpmaları sonucu buharlaşmadan, yüzde 30’unun ise güneş rüzgarı püskürmesinden kaynaklandığını gösteriyor. Bu bulgular, Ay’ın yüzeyi ve atmosferinin uzun zaman ölçeklerinde nasıl etkileşime girdiğine dair daha net bir resim sağlıyor ve uzay aşınma süreçlerine dair anlayışımızı geliştiriyor.
3 Ağustos 2024

Bilim insanları, Mars ile Jüpiter arasındaki cüce gezegen Ceres'te yaşam barındırabilecek organik maddeler keşfetti. Ceres'in yüzeyinin altında tuzlu su okyanusları ve organik kimyasalların bulunduğu alanlar tespit edildi. Araştırma, bu organik bileşiklerin Ernutet Krateri çevresinde nispeten kısa süre önce yüzeye çıkmış olabileceğini gösterdi. İtalya Ulusal Astrofizik Enstitüsü'nden Prof. Dr. Maria Cristina De Sanctis başkanlığındaki ekip, bu bulguların Ceres'in yaşam barındırma potansiyelini artırdığını belirtti.
26 Eylül 2024

Gök bilimciler, Hawaii ve Şili'deki teleskoplar aracılığıyla Neptün ve Uranüs'ün yörüngelerinde daha önce bilinmeyen uyduları keşfetti. Neptün etrafında iki, Uranüs etrafında ise bir yeni uydu tespit edildi, bu keşiflerle Neptün'ün uydu sayısı 16'ya, Uranüs'ünki ise 28'e yükseldi. Washington'daki Carnegie Bilim Enstitüsünden gök bilimci Scott Sheppard, bu uyduların keşfiyle ilgili detayları paylaştı ve henüz keşfedilmemiş daha fazla küçük uydu olabileceğini belirtti.
24 Şubat 2024

Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, Dünya’daki yaşamın başlangıcının yıldırım düşmesiyle oluşan kimyasal reaksiyonların sonucu olabileceğini öne sürdü. Araştırma, su, elektrolitler ve yaygın gazların birleşerek Dünya’nın ilk biyomoleküllerini oluşturduğu hipotezine dayanıyor. Simüle edilen yıldırım düşmeleri, karbondioksit ve nitrojeni son derece reaktif bileşiklere dönüştürebilen yüksek enerjili kıvılcımlar üretti. Bu keşif, Dünya dışında yaşamın gelecekteki olası keşifleri için de potansiyel taşıyor.
11 Ağustos 2024

Amerikalı bilim insanları, atmosferdeki su moleküllerini içme suyuna dönüştürebilen bir cihaz geliştirdi. Cell Reports Physical Science dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, Atmosferik Su Hasadı (AWH) adlı cihaz, su kıtlığı yaşayan milyarlarca insana temiz içme suyu sağlayabilir. Cihaz, su buharını malzemenin gözenekli yüzeyinde yakalayıp ısıtarak sıvı hale getiriyor. Araştırma ekibi, cihaz için ön patent başvurusunda bulundu.
24 Temmuz 2024

NASA ve ESA astronomları, Samanyolu Galaksisinde, gezegenlerin senkronize hareket ettiği bir güneş sistemi gözlemledi. Bu sistem, Dünya'dan 100 ışık yılı uzaklıkta yer alıyor ve içinde yaşam olmadığı tahmin ediliyor. Sistemin merkezindeki yıldız HD 110067'nin etrafında dönen gezegenlerin yörünge süreleri 9 ile 54 gün arasında değişiyor. Araştırmacılar, bu tür senkronize hareket eden sistemlerin nadir olduğunu ve keşfedilenler arasında HD 110067'nin en fazla gezegene sahip olduğunu belirtiyor.
29 Kasım 2023

ABD Uzay Kuvvetleri, 1974 yılında fırlatılan ve daha sonra kaybolan S73-7 Kızılötesi Kalibrasyon Balonu (IRCB) adlı uydunun yerini tespit etti. Uydu, KH-9 Hexagon keşif uydusundan ayrıldıktan sonra şişirilemeyerek uzay çöpü haline gelmiş ve bir süre sonra gözden kaybolmuştu. 1999'da kısa bir süreliğine bulunan uydu, 25 yıl sonra yeniden keşfedildi. Uydu şu anda ilk fırlatıldığı yerden 14 kilometre alçalmış durumda ve atmosferde yanması için daha fazla zaman gerekiyor.
5 Mayıs 2024

NASA'nın Curiosity aracı, Mars'ta daha önce hiç görülmemiş sarımsı yeşil renkte saf kükürt kristalleri keşfetti. Bu keşif, Curiosity'nin Gediz Vadisi kanalını araştırırken bir kaya yığınının üzerinden geçip birini çatlatması sonucunda gerçekleşti. Bilim insanları, bu bulgunun Mars'ın kozmik tarihi ve potansiyel kolonizasyonu için önemli olabileceğini belirtiyor. Saf kükürt, Dünya'da yalnızca volkanik süreçler veya sıcak su kaynakları gibi aşırı koşullar altında oluşur.
23 Temmuz 2024
İşaretlediklerim