Mehmet Altan, Türkiye'de Kürtçenin hala TBMM'de 'bilinmeyen bir dil' olarak tanımlanmasını ve Kürt sorununun demokratik yollarla çözülememesini ele alıyor. 16 yıl önceki basın taramalarında da aynı sorunun gündemde olduğunu belirten Altan, Kobani Davası'nın sonuçlarının Türkiye'yi sarstığını ve Kürt siyasetçilerin ağır cezalara çarptırıldığını vurguluyor. Altan, Türkiye'nin yönetim tarzının neden sürekli kendini tekrar ettiğini sorguluyor.
23 Mayıs 2024

Mehmet Altan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Türkiye'nin AB'ye katılım sürecini hızlandırma vaadini değerlendirdi. Altan, Türkiye'deki mevcut baskıcı rejimin değiştirilmesi gerektiğini savunarak, CHP'nin bu konuda samimi olup olmadığını sorguluyor. Ayrıca, CHP'nin kazandığı belediyelerde AB standartlarına uygun yönetim sergileyerek bu vaadini kanıtlayabileceğini belirtiyor. Altan, Türkiye'nin demokratikleşme sürecine odaklanması gerektiğini vurguluyor.
10 Haziran 2024

Mehmet Altan, AKP dönemini patates üzerinden analiz ederek, bu dönemde yaşanan ekonomik ve toplumsal değişimlere dikkat çekiyor. Altan, Çin'in patates üretimindeki artışını örnek göstererek, Türkiye'de de benzer bir sürecin yaşandığını belirtiyor. AKP'nin ilk yıllarında AB reçetelerini uygularken, daha sonra siyasi iktidarın değişmesiyle halkın patatese muhtaç hale geldiğini vurguluyor. Altan, 2008 yılında BM'nin 'patates yılı' ilan etmesine atıfta bulunarak, 2024 yılında Türkiye'nin de yoksul ülkeler arasında yer aldığını ifade ediyor.
18 Temmuz 2024

Mehmet Altan, Türkiye'nin uyuşturucu ve cinayet sarmalına nasıl zincirlendiğini ve bu zincirleri kırıp kıramayacağını sorguluyor. Gökçer Tahincioğlu'nun Abdi İpekçi cinayeti üzerine hazırladığı dosyada, MİT'in Almanya'da sorguladığı ve tutanakların imha edildiği, Belçika'da tutuklanan bir kişinin Türkiye'ye iade edilmediği gibi detaylar yer alıyor. Altan, devletin gölgesi olmadan ayakta duramayanların kahraman ilan edilmesini ve cezasızlık kültürünü eleştiriyor. Türkiye'nin bu yoldan sapıp sapmayacağı veya uçuruma düşüp düşmeyeceği konusunda endişelerini dile getiriyor.
4 Temmuz 2024

Mehmet Altan, Türkiye'de, özellikle İstanbul'da, bayram günü yaşanan trafik kazaları ve Antalya'daki teleferik skandalını ele alıyor. Kazaların ve skandalın, ülkede ihmalkarlık ve hukuksuzluğun bir göstergesi olduğunu belirtiyor. Ayrıca, hapishanelerde bayramı kutlamak zorunda kalan insanların durumuna ve ülkedeki ultra zenginlerin artışına dikkat çekiyor. Altan, bu zenginliğin kaynağının üretimle ilişkili olup olmadığını sorguluyor ve üretim kaynaklı zenginleşmenin topluma daha fazla düzen getireceğini savunuyor.
15 Nisan 2024

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Türkiye'nin antidemokratik uygulamaları ve adaletsiz mahkeme kararları nedeniyle Avrupa Birliği'ne (AB) girişinin zor olduğunu belirtti. Amor, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin bir süre daha gündeme gelmeyeceğini ve Türkiye'nin her geçen gün AB'den uzaklaştığını ifade etti. Türkiye'nin AB'ye üyelik için uyması gereken altı kriteri vurgulayan Amor, bu kriterlerin terörle mücadele, yolsuzlukla mücadele, Europol ile iş birliği, kişisel verilerin korunması, AB üyeleri ile adli yardımlaşma ve geri kabul anlaşması olduğunu belirtti.
23 Temmuz 2023

Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik sürecinin 'demokratikleşme' olmadan başlatılmayacağına yönelik raporu Ankara'nın tepkisini çekti. Rapor, Türkiye'nin Rus sermaye ve yatırımları için bir sığınak haline geldiğini ve demokratikleşme, insan hakları ve hukuk devleti konularında eksiklikler olduğunu belirtti. Türkiye Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, raporun haksız ve önyargılı olduğunu savundu.
14 Eylül 2023

Mehmet Altan, Türkiye'de hukukun ve ekonominin çöktüğünü, 2021'de yapılan anayasal ihlaller ve ekonomik politikaların ülkeyi zor duruma soktuğunu belirtiyor. 2021'de başlatılan Kur Korumalı Mevduat sistemiyle zenginlerin daha da zenginleştiğini, bu sistemin maliyetinin 2022 ve 2023'te Hazine ve Merkez Bankası tarafından yapılan toplam 47.8 milyar dolarlık ödemelerle belirlendiğini ifade ediyor. Ayrıca, Türkiye'nin hukuk ve basın özgürlüğü sıralamalarında düşük pozisyonlarda olduğunu ve ekonomik göstergelerin kötüleştiğini vurguluyor.
6 Mayıs 2024

Almanya merkezli Konrad-Adenauer-Stiftung Derneği'nin 16 ilden 18-25 yaş aralığındaki 2 bin 140 gençle yaptığı araştırmada, gençlerin sadece yüzde 17,3'ü mutlu olduğunu ve yüzde 63'ü imkan olsa başka bir ülkede yaşamak istediğini belirtiyor. Araştırmada gençlerin ekonomik durum, adalet uygulamaları ve hükümet politikalarına ilişkin eleştirileri de yer alıyor. Gençlerin yüzde 86,2'si Türkiye'deki ekonomik durumu kötü olarak değerlendirirken, yüzde 81,2'si hükümetin adalet uygulamalarını doğru bulmadığını ifade ediyor. Ayrıca gençlerin politikacı olarak en çok Mansur Yavaş'ı beğendiği ve parlamenter sistemi tercih ettikleri belirtiliyor.
1 Haziran 2023

Murat Muratoğlu, yeni yasal düzenlemelerin Türkiye'de demokrasi ve basın özgürlüğünü daha da kötüleştirdiğini iddia ediyor. Yeni düzenlemelerle, ekonomik ve politik eleştirilerin 'kara propaganda' olarak adlandırılabileceğini ve bu durumun 'etki ajanlığı' suçlamasıyla sonuçlanabileceğini belirtiyor. Ayrıca, Türkiye'nin 2024 Demokrasi Algı Endeksi'nde 53 ülke arasında 47. sıraya düştüğünü ve Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde ise 165. sırada olduğunu vurguluyor.
13 Mayıs 2024

Mehmet Altan, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ardından AKP'nin artık birinci parti olmadığını ve küçük ortağının oy oranının yüzde 5'in altında olduğunu belirtiyor. Ayrıca, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin de işlevsiz olduğunu ve halkın bu durumdan rahatsızlık duyduğunu ifade ediyor. Altan, AKP'nin siyasi sahneden çekilme ihtimalinden bahsederken, Türkiye'nin askeri vesayetten sivil otoriterliğe geçiş yaptığını ve hukuk ile anayasal düzenin göstermelik hale geldiğini eleştiriyor.
22 Nisan 2024

Berkant Gültekin, Türkiye ile AB arasında 2013 yılında imzalanan 'Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metni' ve 'Geri Kabul Anlaşması'nın sonuçsuz kaldığını eleştiriyor. Anlaşma kapsamında Türkiye'ye göçmenlerin Avrupa'ya gitmesini engellemesi karşılığında milyarlarca Euro ödenmesi kararlaştırılmıştı. Ancak yıllar geçmesine rağmen Türkiye vatandaşları AB'ye vizesiz giriş yapamazken, Türkiye göçmen kabul eden bir ülke haline geldi. Gültekin, AKP'nin entegrasyon politikalarının yetersizliğini ve bunun toplumsal çatışmalara yol açtığını vurguluyor.
3 Temmuz 2024

Almanya'nın ana muhalefet partisi CDU'nun dış politika sözcüsü Jürgen Hardt, Türkiye'nin ekonomik sorunlarının çözümünde Almanya ve Avrupa Birliği'nin (AB) gerekli olduğunu belirtti. Hardt, Türkiye'nin Rusya ve Çin ile olan ilişkilerinin ekonomik kaynak sağlamada yetersiz kalacağını ve Türkiye'nin AB ile işbirliği yapmak durumunda kalacağını ifade etti. Ayrıca, Türkiye'nin Avrupa ve Almanya'ya karşı dostane bir tutum sergilemesi ve insan hakları konusunda bazı beklentilere yanıt vermesi gerektiğini vurguladı.
29 Mayıs 2023

Altan Öymen, Türkiye'nin son seçim sonuçlarının ülkenin yeniden demokratikleşme sürecine giriş yapabileceğini belirtiyor. Öymen, mevcut cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, tek bir kişinin elinde toplanan yetkiler nedeniyle, ülkenin ekonomik ve sosyal durumunu olumsuz etkilediğini ve demokrasinin temel unsurlarının işlemesini engellediğini ifade ediyor. Yazıda, seçim sonuçlarının memnuniyet verici olduğu ancak demokratikleşme sürecinin devamının önemine vurgu yapılıyor.
3 Nisan 2024

Gazeteci Fatih Altaylı, Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye'den yapılan Schengen vizesi başvurularına düşük oranda onay vermesinin sebeplerini bir AB diplomatına sordu. Diplomat, Türkiye'nin yabancılara kolaylıkla vatandaşlık vermesi ve bu sürecin yeterince incelenmemesi, göçmen sayısının bilinmemesi, uluslararası suçluların Türkiye'de yerleşik hale gelmesi ve Türk vatandaşlarının Avrupa'ya kalıcı olarak gitme arzusunun artması gibi nedenlerle vize başvurularında daha sıkı güvenlik soruşturmaları yapıldığını ve bu durumun vize reddine yol açtığını belirtti. Ayrıca, Türkiye'de politik ortam nedeniyle Avrupa'ya gitmek isteyen Türk vatandaşlarının da vize politikalarını etkilediği ifade edildi.
9 Haziran 2023

Mehmet Altan, 2009 yılında 1 Mayıs'ın resmi tatil olarak kabul edilmesine rağmen Taksim'de kutlamaların yasaklanmasını ve sonraki yıllarda yaşanan değişiklikleri ele alıyor. 2013 yılında başlayan Taksim Yayalaştırma Projesi nedeniyle çıkan çatışmalar ve 2024 yılında hükümetin Anayasa Mahkemesi kararını tanımaması üzerine Taksim'de kutlamalara izin verilmemesi örneklerle anlatılıyor. Altan, Türkiye'de ilke, kural ve yasanın olmadığını, bu durumun toplumu olumsuz yönde etkilediğini savunuyor.
2 Mayıs 2024

Eurobarometer anketine göre, Avrupa Birliği vatandaşlarının %74'ü ulusal kamu kurumlarında yolsuzluk yapıldığını düşünüyor. En yüksek yolsuzluk algısı %97 ile Yunanistan'da görülürken, en düşük oran %13 ile Finlandiya'da kaydedildi. Türkiye'de yapılan bir ankette ise yolsuzluk yapıldığını düşünenlerin oranı %74,8 olarak belirlendi. Türkiye, Yolsuzluk Algı Endeksi'nde son 10 yılın en düşük puanını alarak 180 ülke arasında 101. sıraya gerilemiş.
5 Temmuz 2023

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Temsilcisi Komiseri Dunja Mijatovic, Türkiye'de insan hakları durumunun kötüleştiğini belirterek, insan hakları savunucuları, gazeteciler, sivil toplum örgütleri ve hukukçulara yönelik baskılara son verilmesi çağrısında bulundu. Türkiye'de ifade ve toplanma özgürlüğüne yönelik baskıların arttığı, 120'den fazla kişinin 'terör örgütü üyeliği' suçlamasıyla gözaltına alındığı ve özellikle azınlık grupları, LGBTİ+ bireyler ve göçmenlere karşı nefret söyleminin alarm verici seviyelere ulaştığı belirtildi. Avrupa Konseyi, Türk yetkililerden ilke ve standartlara saygı göstermelerini talep etti.
9 Mayıs 2023

MIT'den Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimleri kazanmasını beklenmedik bulduğunu belirtti. Türkiye ekonomisinin 90'lara geri döndüğünü önceki açıklamalarında ifade eden Acemoğlu, Türkiye'nin demokrasi ve ekonomi alanlarında iki büyük tehditle karşı karşıya olduğunu söyledi. Eski bakan Mehmet Şimşek'in ekonominin başına geçirilmesinin olumlu olabileceğini ancak Erdoğan'ın politikalarının etkisinde kalırsa sınırlı bir etki yaratacağını ifade etti. Acemoğlu, yabancı yatırımcıların Türkiye'ye dönmesi için farklı bir politika ve kurumsal ortamın gerekliliğine vurgu yaptı.
3 Haziran 2023

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) ve Oxford Üniversitesi tarafından 21 ülkede yapılan ankete göre Türkler, geleceğe en karamsar bakan ulus olarak öne çıkıyor. Ankete katılan Türklerin %60'ı geleceğe karamsar bakarken, yaşamak için ilk tercih olarak AB ülkelerini gösteriyor. Güvenlik konusunda ABD ile işbirliğini, değerler konusunda AB'yi, ticarette ise Çin'i tercih ediyorlar. Türkler ayrıca liderden ülkenin bağımsızlığını savunmasını bekliyor ve nükleer silahlanmaya karşı çıkmıyor. Rusya-Ukrayna savaşında barışın önündeki en büyük engel olarak Batı'yı görenlerin oranı %50.
15 Kasım 2023
İşaretlediklerim