Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen bir etkinlikte Türkiye'nin deprem riskleri hakkında konuştu. Tunceli, Pülümür, Bingöl bölgesi ve İstanbul için deprem uyarısında bulunarak, Marmara Bölgesi'ndeki sanayinin Anadolu'ya taşınması gerektiğini vurguladı. Antalya'nın depreme karşı savunmasız olduğunu belirterek, altyapı ve yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, 6 Şubat depremlerinin ardından Kahramanmaraş'tan Hakkari'ye kadar olan kentlerde deprem riskinin arttığını söyledi.
1 Mart 2024

İzmir'de 2020 yılında yaşanan 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından uzmanlar, kenti bekleyen büyük deprem riskine dikkat çekti. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi İkinci Başkanı Reyhan Peştemalcı, İzmir'in tarih boyunca riskli bir deprem bölgesi olduğunu ve özellikle Tuzla fayının 7 ve üzeri büyüklükte deprem üretme kapasitesine sahip olduğunu belirtti. Peştemalcı, deprem riskinin öngörülmesi için yerel yönetim ve hükümetten destek istedi. İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar ise İzmir'deki riskli yapı stokunun fazlalığına dikkat çekerek, deprem konusunda siyasilerin işbirliğinin önemini vurguladı.
31 Ekim 2024

Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, Suriye'de meydana gelen ve Türkiye'de beş ilde hissedilen 5,2 büyüklüğündeki depremi endişe verici bulmadığını belirtti. Depremin Hatay'daki Ölü Deniz Fayının devamı üzerinde ve Hama yakınlarında gerçekleştiğini ifade eden Görür, jeologların bu depremi beklediklerini ve Türkiye'de afete varabilecek bir hareket beklemediklerini söyledi. Görür, vatandaşların endişelenmemesi gerektiğini vurguladı.
13 Ağustos 2024

İstanbul'da beklenen büyük depremin sadece kenti değil, Türkiye ekonomisini de ciddi şekilde etkileyeceği belirtiliyor. İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan, sanayi tesislerinin depreme hazırlıklı olmadığını vurguluyor ve bu konuda acil önlemler alınması gerektiğini ifade ediyor. İstanbul Planlama Ajansı'nın envanterine göre, ticari ve sanayi alanlarının büyük bir kısmı en yüksek deprem riskine sahip bölgelerde yer alıyor. Bu durum, olası bir depremin Türkiye'nin ekonomik geleceğini tehlikeye atabileceği anlamına geliyor.
5 Temmuz 2024

Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Ege Denizi'nde gece saatlerinde meydana gelen 4,4 büyüklüğündeki depremin detaylarını paylaştı. Depremin 'görece derin' olduğunu ve 21.5 kilometre derinlikte gerçekleştiğini belirten Görür, Ege Denizi'nin tabanının çok sayıda gerilmeli faylarla dolu olduğunu ifade etti. Depremin, Kandilli Rasathanesi'nin verilerine göre KD-GB uzanımlı bir fay üzerinde meydana geldiği belirtildi.
25 Şubat 2024

Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, Kütahya'nın deprem riski taşıyan bir bölge olduğunu ve yapılaşmada bu riskin göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı. Görür, Kütahya'nın geçmişte büyük depremler yaşadığını ve bölgede diri fayların yoğunlaştığını belirtti. Ayrıca, kentin sıvılaşmış riskli bir zemine sahip olduğunu ve mikro bölgeleme çalışmaları yapılması gerektiğini ifade etti. Görür, Kütahya'daki yapılaşmanın yanlış olduğunu ve yer bilimleri mikro bölgeleme verilerine göre yönetilmesi gerektiğini söyledi.
27 Eylül 2024

Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Gülen, beklenen Marmara depreminin Türkiye ekonomisine 320 milyar dolarlık bir maliyet yaratacağını açıkladı. Gülen, özellikle deprem riski taşıyan kentlerde bina tamamlama sigortalarının önemine dikkat çekti ve bu sigortanın kentsel dönüşüm projelerinde müteahhitlerin risklerini azaltacağını belirtti. Ayrıca, bir İBB yöneticisi Marmara depremini bir milli güvenlik sorunu olarak nitelendirdi.
6 Nisan 2024

Rusya'nın doğusundaki Kamçatka Yarımadası'nda 7,0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Şu ana kadar önemli bir hasar bildirilmezken, Rusya Acil Durumlar Bakanlığı herhangi bir tsunami alarmı vermedi. Kamçatka valisi, artçı sarsıntıların devam ettiğini ancak başka güçlü bir depremin olasılığının düşük olduğunu belirtti.
18 Ağustos 2024

Adana'nın Kozan ilçesinde sabah saatlerinde 4,6, 4,5 ve 4 büyüklüğünde üç deprem meydana geldi. Jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz, bu depremleri değerlendirerek bölgedeki hareketliliğin bir yıl sürebileceğini belirtti. Tüysüz, 6 Şubat 2023'te meydana gelen büyük depremleri hatırlatarak, bugünkü depremlerin bu büyük depremlerin artçısı olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Ayrıca, bölgede bu şiddetin üstünde bir deprem beklemediğini ifade etti.
7 Ağustos 2024

Japonya Meteoroloji Ajansı, Hyuga-nada Denizi açıklarında 7,1 büyüklüğünde bir depremin meydana geldiğini duyurdu. Deprem, yerel saat ile 16.52'de gerçekleşti ve Miyazaki ile Kochi eyaletleri için tsunami uyarısı yapıldı. Depremin merkez üssü Hyuga-nada Denizi açıkları olarak belirlendi. Olay, bölgedeki yerleşim yerlerinde paniğe yol açtı.
8 Ağustos 2024

Küresel iklim değişikliği nedeniyle deniz seviyesinde beklenen yükselme, Türkiye'deki Efes ve Milet Antik Kentleri de dahil olmak üzere birçok arkeolojik alanı tehdit ediyor. Doç. Dr. Enes Zengin'in belirttiğine göre, Doğu Akdeniz kıyılarındaki 464 tarihi alan incelendi ve bu alanların sular altında kalma riski beş seviyede değerlendirildi. Orta seviye risk senaryosuna göre, deniz suyunun üç metre yükselmesi durumunda, Aydın'daki Efes ve Milet Antik Kentleri kısmen ya da tamamen sular altında kalabilir.
26 Ağustos 2024

ABD'deki Georgia Southern Üniversitesi'nde çalışan Türk araştırmacı Cemil Emre Yavaş ve ekibi, yapay zeka algoritması 'Random Forest' ile San Andreas Fay Hattı'ndaki depremleri yüzde 98'e yakın başarı ile tahmin ettiklerini açıkladı. Çalışma, Nature dergisinde yayınlandı ve algoritmanın İstanbul gibi deprem riski yüksek bölgelerde yüzde 91,65 doğruluk oranına ulaştığı belirtildi. Ancak, Türkiye'deki bazı yerbilimciler bu çalışmaya mesafeli yaklaşıyor ve depremlerin tahmin edilemez olduğunu savunuyorlar.
2 Kasım 2024

Peru'nun Atiquipa bölgesinin batısında 7,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem, Amerika Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS) tarafından 28 kilometre derinlikte kaydedildi. Deprem sonrası tsunami uyarısı yapıldı, ancak ilk açıklamalarda can ve mal kaybı bildirilmedi.
28 Haziran 2024

Japonya'nın Noto Yarımadası'nda yapılan bir araştırma, yoğun kar ve yağmurun yer altı basıncını artırarak bazı depremlerin oluşumuna katkıda bulunabileceğini ortaya koydu. Araştırma, son 11 yıl içindeki depremleri inceleyerek, 2020'den itibaren mevsimsel yağışların sismik hareketlerle eş zamanlı olduğunu gösterdi. Araştırmacılar, yağışların yer altındaki gözenek sıvısı basıncını artırarak sismik dalgaların hareketini yavaşlattığını, buharlaşma veya yüzey akışı ile basıncın azalması sonucu ise dalgaların hızlandığını belirtti.
13 Mayıs 2024

Murat Çelik, 2021 yazında Marmara Denizi'nde büyük bir çevre felaketine yol açan müsilajın (deniz salyası) yeniden gündeme geldiğini belirtiyor. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın arka planında kirlilik, deniz suyu sıcaklığındaki artış ve deniz şartlarındaki durağanlığın olduğunu vurguluyor. 2021'de yaşanan felaket boyutundaki müsilajın tekrar etmemesi için gerekli önlemlerin alınmadığına dikkat çekiliyor.
18 Haziran 2024

Ortadoğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün yaptığı dört günlük araştırma sonucunda, Marmara Denizi'nin ilk 30 metresi hariç ciddi oksijen azlığı yaşadığı tespit edildi. Araştırmada deniz suyu sıcaklıklarının artması, kirlilik ve oksijen azlığı gibi birçok parametre incelendi. Özellikle Doğu Marmara'da nitrat seviyelerinin düşmesi ve hidrojen sülfür gazının oluşma riski, deniz ekosistemi için büyük bir tehdit oluşturuyor. Marmara Denizi'ndeki bu durumun, tarımsal girdiler ve şehirlerin arıtılmamış atık sularından kaynaklandığı belirtiliyor.
12 Ağustos 2024

Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi'nde 2021 yılında görülen müsilajın yeniden ortaya çıktığını belirtti. Müsilajın deniz ekosistemine zarar verdiğini ve ekonomik kayıplara yol açabileceğini vurgulayan Sarı, Marmara Denizi Eylem Planı'nın etkin uygulanmadığını söyledi. Müsilajın etkilerini azaltmak için merkezi ve yerel yönetimlerin acilen harekete geçmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, deniz yüzey sıcaklığı ve kirliliğin müsilaj oluşumunu tetiklediğini belirtti.
25 Ekim 2024

Marmara Denizi'nde müsilaj nedeniyle balık çeşitliliği yüzde 25 azaldı, ancak köpek balığı ve vatoz gibi türlerin sayısında yüzde 100'e yakın artış gözlendi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi'nin yaptığı araştırmalar, müsilajın deniz ekosistemine olan olumsuz etkilerini ortaya koydu. Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi'nin biyolojik koridor olma özelliği nedeniyle bu durumun Karadeniz, Akdeniz ve Ege Denizi'ni de etkileyebileceğini belirtti. Müsilajın, deniz süngerlerinin toplu ölümüne ve mercanlarda yüzde 30'lara varan kayıplara neden olduğu da vurgulandı.
7 Haziran 2024

Bilim insanları, sismik dalgalar aracılığıyla Dünya'nın dış çekirdeğinde halka benzeri bir yapı keşfetti. Bu yapı, büyük depremlerin oluşturduğu sismik dalgaların analiz edilmesiyle tespit edildi ve 'donut' şeklinde bir yapıya benzetildi. Araştırma, dış çekirdeğin manyetik alanın oluşumunda kritik bir rol oynadığını ve bu bölgenin daha iyi anlaşılmasının önemli olduğunu vurguluyor. Çalışma, Science Advances dergisinde yayınlandı.
1 Eylül 2024

Antarktika'daki Thwaites Buzulu'nun erimesi, 2100 yılına kadar deniz seviyesinin 65 santimetre yükselmesine neden olabilir. Thwaites Buzulu, yılda yaklaşık 50 milyar ton buz kaybediyor ve bu durum küresel deniz seviyesinin yüzde 4'ünün yükselmesinden sorumlu tutuluyor. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi başkanı Prof. Dr. Burcu Özsoy, buzulun erime hızının devam etmesi halinde ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtti. Bilim insanları, deniz seviyesinin yükselmesine karşı uyum politikaları öneriyor.
9 Haziran 2024
İşaretlediklerim