Zülal Kalkandelen, Türkiye'de kamu bütçesinin nasıl harcandığına dair şeffaflık eksikliğini eleştiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tasarruf tedbirlerine tüm kamu idarelerinin uyması gerektiğini belirtmesine rağmen, Saray ve Diyanet gibi kurumların büyük harcamalarına dikkat çekiyor. Yeni tasarruf paketi kapsamında bazı önlemler öne çıksa da, Kalkandelen bu önlemlerin bütçe açığını kapatmakta yetersiz olduğunu ve kamuda yaşanan yolsuzlukların bedelinin dürüst vatandaşlara yüklendiğini vurguluyor.
17 Mayıs 2024

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomi üzerine yaptığı açıklamalar ve gelecek vaatleri, gazeteci Mehmet Y. Yılmaz tarafından eleştirildi. Yılmaz, Erdoğan'ın ekonomik dengeleri yerine oturtma vaadine ve enflasyonun düşeceği yönündeki öngörülerine şüpheyle yaklaştığını belirtti. Yılmaz, geçmişte yapılan ekonomik tahminlerin tutmaması ve Erdoğan'ın uzun süredir ülkeyi yönetmesine rağmen ekonomik dengeleri sağlayamamış olmasını eleştirdi. Ayrıca, okuyucuları Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarına karşı temkinli olmaya çağırdı.
29 Şubat 2024

Diyanet İşleri Başkanlığı, lüks araçların satın alınmadığını, kiralandığını belirtti. Yıllık kiralama maliyetinin, üç yılda aracın satın alma fiyatına eş değer olduğu ifade edildi. Ayrıca, Ali Erbaş'ın bu hareketi, Mehmet Şimşek'in kamuda tasarruf politikalarını ve yerli otomobil markası TOGG'un kullanım alanlarını eleştiren bir tartışmayı gündeme getirdi. TOGG'un sadece Ankara'da resmi kullanım için uygun olduğu, şehirler arası seyahatlerde kullanılamadığı belirtildi.
3 Mayıs 2024

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Audi A8 kullanması, devletin tasarruf politikaları bağlamında eleştirilere neden oldu. Ahmet Hakan, Erbaş'ın bu durumu açıklamakla yükümlü olduğunu belirtiyor çünkü bu durum, ekonomik politikalar, israf tartışmaları ve dini inandırıcılık gibi birçok önemli konuyu etkiliyor. Erbaş'ın suskunluğu, bu konuların daha da karmaşıklaşmasına yol açabilir ve AK Parti'nin imajını zedeleyebilir.
30 Nisan 2024

Deniz Zeyrek, hükümetin küçük ölçekli tasarruf önlemleri yerine büyük kamu harcamalarında kesinti yapılması gerektiğini savunuyor. Yazısında, yüksek maliyetli devlet projeleri, saraylar, konvoylar ve yandaş firmalara verilen ihaleler gibi konulara dikkat çekiyor. Zeyrek, bu tür harcamaların kısılması gerektiğini öne sürerek, mevcut tasarruf önlemlerinin yetersiz olduğunu belirtiyor. Ayrıca, vatandaşa hizmet edecek yatırımların askıya alınmasının da doğru bir tasarruf yöntemi olmadığını vurguluyor.
13 Mayıs 2024

Saygı Öztürk, devletin ekonomik zorluklar karşısında yolsuzlukla mücadele yerine kamuda tasarruf önlemlerine odaklandığını belirtiyor. Özellikle el değiştiren belediyelerde lüks makam odaları, fazla araç kiralamaları ve gereğinden fazla personel gibi konuların gündemde olduğunu vurguluyor. Hazine ve Maliye Bakanı'nın, kamuda tasarruf önlemlerinin yılın ikinci yarısında uygulanacağını açıkladığını ifade ediyor.
2 Haziran 2024

Can Ataklı, devletin ekonomik zorluklar karşısında aldığı tasarruf önlemlerini eleştiriyor. Özellikle memurların servis hizmetlerinin kaldırılmasına dikkat çeken Ataklı, bu önlemlerin yetersiz olduğunu ve devletteki makam aracı saltanatının daha büyük bir israf kaynağı olduğunu vurguluyor. Ataklı, Mehmet Şimşek'in memurların servislerinden tasarruf etmeyi bildiğini ancak makam araçlarına ses çıkarmadığını belirtiyor.
2 Haziran 2024

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sözcü gazetesini memnun etmek için bisiklete binmeyi düşünebileceğini belirtti. Bakanlık, bakanların makam araçlarının tasarruf tedbirlerinden muaf tutulduğunu ve Şimşek'e tahsis edilen makam aracı ile ilgili iddiaların siyasi kaygılarla kurgulanmış bir aldatmaca olduğunu açıkladı. Şimşek, makrofinansal istikrarı tesis etmek, sürdürülebilir yüksek büyümeye ulaşmak ve daha adil gelir dağılımını sağlamak için kararlılıkla çalıştıklarını vurguladı.
25 Haziran 2024

2014 yılında Türkiye'ye resmi bir ziyaret gerçekleştiren Papa Fransuva, mütevazı taleplerde bulunarak sadece yerli üretim bir otomobil kullanmıştı. Buna karşın, Necati Doğru'nun yazısında belirttiğine göre, Diyanet İşleri Başkanı 2014 yılından bu yana sürekli olarak lüks ve pahalı ithal otomobiller kullanmaktadır. En son olarak Mekke ziyaretlerinde kullanılmak üzere lüks bir SUV aracın tahsis edildiği ortaya çıkmıştır. Doğru, bu durumu eleştirerek Diyanet İşleri Başkanı'nın bu lüks tüketimine dikkat çekmiştir.
5 Mayıs 2024

Ekonomist Artunç Kocabalkan, Mehmet Şimşek'in ekonomide görünenden daha büyük problemler olduğunu yakın çevresine söylediğini aktardı. Nureddin Nebati'nin bakanlığı döneminde enflasyon, cari açık ve döviz kurlarında rekorlar kırıldı ve kur korumalı mevduat gibi uygulamalar eleştirildi. Şimşek, bakanlık görevine 'rasyonel zemin' vurgusuyla başladı ancak ekonomideki zorluklar nedeniyle işinin zor olduğu belirtiliyor. Kocabalkan, Türkiye ekonomisinin temel sorunlarının çözülmeyeceğini ve enflasyonun kalıcı düşmeyeceğini ifade etti.
6 Haziran 2023

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay, bir toplantıda Türkiye'nin ekonomi politikaları ve mevcut ekonomik durumu hakkında eleştirel bir konuşma yaptı. Akçay, fonlama maliyeti ile mevduat faizi, politika faizi ile enflasyon oranı, ve faiz-kur bağlantısının kopmuş olduğunu belirtti. Göreve geldikleri günden bu yana bu sorunları çözmeye çalıştıklarını ifade etti. Ayrıca, ekonomik modellemelerde TÜİK tarafından açıklanan yanlış enflasyon verilerinin kullanıldığını eleştirdi ve yapısal reformların, serbest piyasa düzenlemelerinin, döviz kuru özgürlüğünün, vergi yasasının yeniden yapılandırılmasının, kamu harcamalarının kontrol altına alınmasının ve yatırımcıyı çekecek düzenlemelerin eksikliğine dikkat çekti.
9 Şubat 2024

Rahmi Turan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıkladığı tasarruf önlemlerinin vatandaşa zarar verdiğini savunuyor. Turan, devlet kurumlarında tasarrufun sadece adının olduğunu ve özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yüksek bütçesiyle dikkat çektiğini belirtiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayınlar döner sermayesine tahsis edilen bütçenin 80 milyon liradan 200 milyon liraya çıkarıldığı ve bu parayla dini yayınların artırılacağı ifade ediliyor.
18 Haziran 2024

Merkez Bankası'nın başkan yardımcısı, ekonomi politikaları ve uygulamaları hakkında eleştirel açıklamalarda bulundu. Ağırlıklı fonlama maliyeti, mevduat faizi, politika faizi ve faiz kur ilişkilerinin kopukluğundan bahsetti. Bu eleştirilerin, kendisini bu pozisyona atayanlara ve seçimler öncesi sorunları gizleyerek halkın gözünü boyayan Nureddin Nebati ekibine yönelik olduğu belirtildi. Hayri Kozanoğlu, bu durumu ele alarak, başkan yardımcısının şikayetlerinin adresinin yanlış olduğunu vurguladı.
20 Şubat 2024

Deniz Zeyrek, Türkiye'de yaşanan ekonomik zorlukları ve halkın karşılaştığı mali sıkıntıları ele alıyor. Yazıda, emeklilerin ve asgari ücretle çalışan işçilerin ucuz gıda ürünleri için uzun kuyruklarda beklediği durumlar örneklerle anlatılıyor. Ayrıca, Türkiye'nin uzun yıllardır sağ iktidarlar ve AK Parti tarafından yönetilmesine rağmen yaşanan ekonomik sorunlar ve yoksulluk üzerinde duruluyor. Zeyrek, ülkenin zenginlik kaynaklarına ve yöneticilerin lüks yaşamına rağmen halkın neden yoksulluk içinde olduğunu sorguluyor.
24 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, Türk Lirası'nın değer kaybı ve Merkez Bankası'nın karşılaştığı zorlukları tartışıyor. Merkez Bankası'nın parasal sıkılaştırma politikalarının, siyasi iktidarın seçim öncesi KOBİ'lere ve esnafa kredi dağıtımı gibi uygulamalarıyla çeliştiğini belirtiyor. Ayrıca, bütçede lüks harcamaların arttığı ve bu durumun Merkez Bankası'nın sıkı para politikasını etkisiz kılacağını ifade ediyor. Korkmaz, bu koşullar altında bir Merkez Bankası Başkanının neden görevde kalmak istemeyeceğini sorguluyor.
9 Şubat 2024

Murat Muratoğlu, Türkiye'nin ekonomik ve politik durumunu değerlendirerek, yönetimin hatalarını ve Merkez Bankası'nın durumunu eleştirdi. Yazısında, yönetimin futbol federasyonundan Merkez Bankası'na kadar her alanda özerkliği bırakmadığını ve bu durumun ülkenin ekonomik zorluklarını artırdığını belirtti. Ayrıca, Merkez Bankası'nın seçimler sonrası rezervlerini artırmasını olumlu bulduğunu, ancak bu durumun sürdürülebilir olup olmadığı konusunda şüphelerini dile getirdi. Muratoğlu, yüksek faiz oranlarının hem bireyleri hem de kurumları olumsuz etkileyeceğini öne sürdü.
10 Mayıs 2024

İbrahim Kahveci, Türkiye'nin ekonomik durumunu ve potansiyel yıkım veya sıkıntı senaryolarını değerlendiriyor. Mayıs seçimlerinden önce iktidar değişikliği olmazsa, Türkiye'nin ya büyük bir yıkım ya da büyük sıkıntı ile karşı karşıya kalacağını öngörmüştü. Erdoğan'ın ekonomi politikaları ve karar alma süreçlerinin öngörülemezliği, ekonomideki en büyük risk olarak görülüyor. Kahveci, Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz'ın bu belirsiz ortamda ekonomiyi yönetmeye çalıştıklarını ve ekonominin sadece Erdoğan'ın kararlarına bağlı olmadığını, aynı zamanda hazine garantili müteahhitlere verilen fahiş fiyatların da sorun teşkil ettiğini ifade ediyor.
12 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin cari açığı ve kısa vadeli dış borçlarının döviz ihtiyacını artırdığını belirtiyor. Özel sektörün döviz pozisyon açığının yüksek olduğunu ve dolar kurunun dünya genelinde düşmediğini vurguluyor. ABD'nin faiz politikalarının dolar endeksini etkilediğini, Türkiye'de ise TL enflasyonunun yüksek seyrettiğini ifade ediyor. Korkmaz, mevcut ekonomi yönetiminin günü kurtarmaya odaklı politikalarının ekonomik kırılganlığı artırdığını savunuyor.
29 Mayıs 2024

Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Serdar Sayan, Türkiye'de vergi ve fiyat artışlarının yakın olduğunu ifade etti. Nureddin Nebati'nin Hazine ve Maliye Bakanı olarak göreve başladığı dönemde enflasyon, cari açık ve döviz kurlarında rekorlar kırıldı ve kur korumalı mevduat uygulaması eleştirildi. Uzmanlar, iktidarın artan finansman ihtiyacının vergilerle halka yansıtılacağını öngörüyor. Ekonomist Tunç Şatıroğlu da kur artışı nedeniyle zamların kaçınılmaz olduğunu ve tasarruf yapılması gerektiğini vurguladı.
7 Haziran 2023

Şeref Oğuz, Türkiye'nin heterodoks ekonomi politikaları nedeniyle yaşanan ekonomik sorunlara dikkat çekiyor. 1,9 trilyon TL'lik bütçe açığı, 818 milyar liralık Merkez Bankası zararı ve KKM ilave yüklerine işaret ederek, politika faizinin geç artırılmasının enflasyon ve döviz kuru üzerinde olumlu bir etki yaratmadığını belirtiyor. Oğuz, bu durumu gaflet ve cehalet ötesi bir hıyanet olarak nitelendiriyor ve yanlış politikaların sonuçlarına dair sorumluluğun kim tarafından üstlenileceğini sorguluyor.
19 Nisan 2024
İşaretlediklerim