Ali Bayramoğlu, Türkiye'de hem dünya siyasetinden hem de iç dinamiklerden beslenen çift katmanlı bir otoriter dalga olduğunu ifade ediyor. Tayyip Erdoğan ve onun kurduğu ittifakın, yeni Türkiye iddiaları ile dünya siyasetindeki milliyetçilik, devletçilik ve milli sınırların büyümesi gibi konularda paralellikler gösterdiğini belirtiyor. Bayramoğlu, bu durumun demokratik değerlerin üzerine çıkan milliyetçi ve güce dayalı bir yapıyı ortaya çıkardığını ve Türkiye'nin bu tablo içinde umut üretmeye çalıştığını vurguluyor.
10 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, 2017 başkanlık rejimi ile Türkiye'de yargıya müdahalenin arttığını ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığını belirtti. Yargıtay seçimlerinde yaşanan olaylar, yargıya olan güvenin azalmasına neden oldu. The Economist'in Türkiye'yi kapak yaptığı Ocak 2023 sayısında, Türkiye'deki demokrasinin kusurlu olduğu ve Erdoğan'ın davranışlarının ülkeyi diktatörlüğe götürebileceği ifade edildi. Korkmaz, Türkiye'nin yeniden parlamenter sisteme dönmesi gerektiğini savundu.
16 Mayıs 2024

ABD Başkanı Joe Biden, geçen haftaki münazara performansının ardından The Economist dergisi tarafından adaylıktan çekilmeye çağrıldı. Biden'ın yaşı ve zihinsel sağlığı hakkındaki endişeler, Demokrat Parti içinde kaygılara yol açtı. The Economist, Biden'ı yarıştan çekilmeye çağıran bir kapak yayınladı. Biden ise adaylıkta kararlı olduğunu belirterek kampanyasına devam edeceğini açıkladı.
4 Temmuz 2024

Mehmet Altan, Türkiye'de Kürtçenin hala TBMM'de 'bilinmeyen bir dil' olarak tanımlanmasını ve Kürt sorununun demokratik yollarla çözülememesini ele alıyor. 16 yıl önceki basın taramalarında da aynı sorunun gündemde olduğunu belirten Altan, Kobani Davası'nın sonuçlarının Türkiye'yi sarstığını ve Kürt siyasetçilerin ağır cezalara çarptırıldığını vurguluyor. Altan, Türkiye'nin yönetim tarzının neden sürekli kendini tekrar ettiğini sorguluyor.
23 Mayıs 2024

Gözde Bedeloğlu, mevcut iktidarın 20 yıldır yürürlükte olan bir yasaya uymamasının sorumluluğunu üstlenmediğini ve bu durumun toplumsal gerilime yol açtığını belirtiyor. Evrensel yaşam hakkı meselesinin günlük siyasetin aracı haline getirildiğini ve iktidar medyasının bu konuda manipülatif yorumlar yaptığını ifade ediyor. Yasaya karşı çıkanların 'elit' olarak etiketlendiğini ve seküler yaşam tarzını savunanların 'batıcı' ve 'emperyalizm hayranı' olarak nitelendirildiğini vurguluyor. Bedeloğlu, bu durumun Türkiye'de yeni bir direnişe ve sokakların terörize edilme riskine yol açabileceğini öne sürüyor.
21 Temmuz 2024

Hayko Bağdat, yerel seçim hezimetinin ardından Cumhur İttifakı'nın kan kaybetmeye devam ettiğini ve ekonominin dibe vurduğunu belirtiyor. Ülkede açlık ve derin yoksulluk artarken, düzensiz göçmen meselesi ve suç oranlarındaki artış da büyük tehdit oluşturuyor. Bağdat, Türkiye'nin uluslararası arenada bir haydut devlet olarak anıldığını ifade ediyor. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP ile temaslarını sürdürdüğünü ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin bu durumdan rahatsız olduğunu vurguluyor.
26 Haziran 2024

Murat Belge, Tayyip Erdoğan'ın demokrasi anlayışını ve Anayasa Mahkemesi'nin bazı kişilerin tutukluluğunun anayasaya aykırı olduğuna dair kararlarını ele alıyor. Erdoğan'ın, seçimlerle elde edilen yetkinin her türlü sınırlamanın üstünde olduğunu ve seçilmiş kişinin iradesinin durdurulamayacağını savunduğunu belirtiyor. Belge, Erdoğan'ın bu anlayışını 'İslami demokrasi' olarak adlandırıyor ve toplumun bu anlayışa şimdiye kadar destek verdiğini ifade ediyor.
10 Şubat 2024

Murat Muratoğlu, yeni yasal düzenlemelerin Türkiye'de demokrasi ve basın özgürlüğünü daha da kötüleştirdiğini iddia ediyor. Yeni düzenlemelerle, ekonomik ve politik eleştirilerin 'kara propaganda' olarak adlandırılabileceğini ve bu durumun 'etki ajanlığı' suçlamasıyla sonuçlanabileceğini belirtiyor. Ayrıca, Türkiye'nin 2024 Demokrasi Algı Endeksi'nde 53 ülke arasında 47. sıraya düştüğünü ve Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde ise 165. sırada olduğunu vurguluyor.
13 Mayıs 2024

Mehmet Tezkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şeriatla ilgili son dönemdeki açıklamalarını eleştirdi. Erdoğan'ın, şeriat düşmanlığını farklı maskeler altında gizlenmiş bir din düşmanlığı olarak nitelendirdiğini belirtti. Tezkan, Erdoğan ve hükümetin, şeriatı pazarlayarak ve üzerinden hamaset yaparak iktidarda kalmayı amaçladığını iddia etti. Ayrıca, şeriatın uygulanması gerektiğini savunanların öncelikle kendilerinin bu kurallara uyması gerektiğini vurguladı.
23 Şubat 2024

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye-İspanya 8’inci Üst Düzey Toplantısı için gittiği Madrid’de, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın durumlarıyla ilgili soru soran İspanyol gazeteciyi azarladı. Erdoğan, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ve yargı kararlarına saygı duyulması gerektiğini vurguladı. Gazetecinin sorusunu teröristleri savunmak olarak nitelendiren Erdoğan, Türkiye'deki yargı süreçlerinin bağımsız olduğunu belirtti.
13 Haziran 2024

Mizah dergisi Leman, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) Instagram'a erişimi engellemesini eleştiren bir kapak hazırladı. Kapakta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, milli atıcı Yusuf Dikeç’in ikonikleşen pozu ile elinde bir silah tutarak 'Instagram Kapatma Butonu' yazan bir hedefe nişan alırken resmedildi. Dergi, bu kapakla sosyal medya platformlarına yönelik sansürü mizahi bir dille eleştirdi. Leman'ın yeni sayısı bayilerde ve marketlerde satışa sunuldu.
8 Ağustos 2024

Esfender Korkmaz'ın yazısında, Türkiye'nin siyasi haklar, sivil özgürlükler ve yolsuzluk algısı açısından dünya genelinde olumsuz bir imaja sahip olduğu belirtiliyor. Ülkenin yatırım yapılabilirlik statüsünün düşük olduğu, yabancı ve yerli sermayenin çekildiği, dış borç risklerinin yüksek olduğu ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin arttığı vurgulanıyor. Bu durumun Türkiye'nin ekonomik büyümesini ve uluslararası itibarını olumsuz etkilediği ifade ediliyor.
27 Şubat 2024

Çiğdem Toker, TÜİK'in veri yönetimi ve iletişim stratejisini eleştiriyor. TÜİK, artan eleştiriler üzerine sınırlı bir basın toplantısı düzenledi ve toplantının 'off the record' tutulmasını istedi. Toker, TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya'nın üslubunun pek iç açıcı olmadığını belirtiyor ve TÜİK'in kamuoyu tepkisinin odağında olduğu bir dönemi hatırlamadığını ifade ediyor.
12 Temmuz 2024

Ömer Faruk Çolak, Türkiye'nin ekonomik durumunu ve borçlanma politikalarını eleştiren bir yazı kaleme aldı. Yazıda, Diyanet İşleri Başkanı'nın lüks araçlarla dolaşması ve kamu kaynaklarının denetimsiz kullanımı gibi konulara değinildi. Türkiye'nin borç tuzağına düştüğü ve bu durumun ülkenin ekonomik yapısını olumsuz etkilediği vurgulandı. Ayrıca, Mehmet Şimşek'in Maliye Bakanlığı'na getirilmesiyle birlikte karşılaştığı ekonomik zorluklar da ele alındı.
12 Haziran 2024

Mehmet Tezkan, Türkiye'nin bir dönem iktidar yanlıları tarafından dile getirilen 'oyun kurucu ülke' söyleminin artık kullanılmadığını ve yerini 'oyun bozan ülke' ifadesinin aldığını belirtti. Ancak bu söylemin de zamanla terk edildiğini ve Türkiye'nin artık ne oyun kurucu ne de oyun bozan olarak anılmadığını ifade etti. Tezkan, Türkiye'nin ekonomik zorluklar içinde para arayışında olduğu bir dönemde oyun kurucu olmasının mümkün olmadığını vurguladı.
11 Temmuz 2024

Hepsiburada Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan, Antalya Diplomasi Forumu'nda yaptığı konuşmada, 'Big Tech' olarak bilinen büyük teknoloji şirketlerinin büyük miktarda bilgi ve veri biriktirdiğini ve bu sayede kamuoyu ve seçimlere dahi etki edebilecek güce sahip olduğunu ifade etti. Doğan, küresel ticaretin ve ekonominin yapısal bir değişim içinde olduğunu, teknoloji gelişiminin ve yaratımının tüm ülkelere açık olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, teknolojiye yeni girenler ve küçük ülkeler için adil bir rekabet ortamının sağlanmasının önemine dikkat çekti.
3 Mart 2024

Mehmet Tezkan, Türkiye'de siyasetçilerin hesap vermemesi ve soru sorulamamasını eleştirdiği bir yazı kaleme aldı. Özellikle Erzincan İliç'teki maden faciasının siyasi sorumluluğunun sorgulanmamasını örnek göstererek, siyasetçilerin bilim dışı uygulamalarla facialara neden olmalarına rağmen sorumluluk almamalarını eleştirdi. Tezkan, bu durumun değişmediği sürece Türkiye'nin gelişemeyeceğini savundu.
20 Şubat 2024

Son 5 yılda Türkiye'de gerçekleşen seçimlerde, iç politika ile dış politika sıkça birbirine karıştırıldı. Özellikle 2019 yerel seçimleri, 2017 Anayasa referandumu ve 2023 genel seçimleri dönemlerinde, Türkiye'nin dış politikadaki tutumu ve dış güçlerle ilişkileri ön plana çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden seçilmesi ve TBMM'de çoğunluğun sağlanması, yerel seçimlerin önemini azaltırken, asıl sorunun Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik kriz olduğu belirtiliyor. Bu krizin üstesinden gelmenin yolu ise Batı ile ilişkilerin düzeltilmesinden geçiyor.
4 Mart 2024

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle Türkiye'deki basın özgürlüğü durumu ele alındı. Türkiye Anayasası'na göre basın özgürlüğü güvence altında olmasına rağmen, pratikte birçok gazeteci fiziksel ve sözlü saldırılara maruz kalıyor, sansürleniyor ve hukuki zorluklarla karşılaşıyor. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün raporuna göre Türkiye, dünya genelinde basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 165. sırada yer alıyor ve ulusal medyanın büyük bir kısmı hükümet kontrolünde.
3 Mayıs 2024

Rahmi Turan, 2018 yılında Türkiye'nin 'Tek Adam Sistemi'ne geçiş yaptığını ve bu sürecin ülkeyi 'ortak akıldan' uzaklaştırdığını belirtti. Yazısında, tüm kararların tek bir kişi tarafından alındığını ve bu durumun işlerin sağlıklı yürümemesine, yanlışların düzeltilmemesine neden olduğunu ifade etti. Turan, bu sistemin sonuçlarının millet tarafından ödendiğini vurguladı.
11 Mayıs 2024
İşaretlediklerim