Anayasa Mahkemesi'nin kötü muamele yasağını ihlal ettikleri yönünde karar verdiği altı polis hakkındaki soruşturma yeniden açıldı

Anayasa Mahkemesi'nin kötü muamele yasağını ihlal ettikleri yönünde karar verdiği altı polis hakkındaki soruşturma yeniden açıldı ile benzer, 15 olumlu, 55 olumsuz, ve 60 önemli olmak üzere, toplam 100 olay izlendi.

Anayasa Mahkemesi Can Atalay Yargıtay Gezi Parkı İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi TİP Türkiye İşçi Partisi Anayasa Mahkemesi (AYM) AYM CHP Hatay Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi TBMM Canan Coşkun İstanbul Barosu Erdoğan HDP Tayyip Erdoğan AKP Ankara Barosu Zühtü Arslan MHP Aydın Aydoğan Diken Erkan Baş Davutoğlu Enis Berberoğlu İstanbul Başsavcılığı Süleyman Soylu
Anayasa Mahkemesi Can Atalay Yargıtay Gezi Parkı İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi TİP Türkiye İşçi Partisi Anayasa Mahkemesi (AYM) AYM CHP Hatay Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi TBMM Canan Coşkun İstanbul Barosu Erdoğan HDP Tayyip Erdoğan AKP Ankara Barosu Zühtü Arslan MHP

Anayasa Mahkemesi (AYM), tutuklunun avukatıyla yaptığı görüşmenin izlenmesinin hak ihlali olduğuna karar verdi. Bu karar, OHAL döneminde FETÖ/PDY suçlamasıyla tutuklanan Celaleddin Kolutek'in avukatlarıyla yaptığı görüşmelerin izlenmesi üzerine alındı. AYM, bu uygulamanın Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı ve 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkını ihlal ettiğine hükmetti. Mahkeme, izleme kararının bireyselleştirilmiş bir gerekçe taşımadığını ve durumun gerektirdiği ölçüde uygulanmadığını belirtti.
12 Haziran 2024

Anayasa Mahkemesi (AYM), 10 Ekim 2015'te Ankara Garı önünde düzenlenen mitingde gerçekleşen ve 100'den fazla kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırıda ihmali bulunan kamu görevlileri hakkında yapılan bireysel başvuruları reddetti. Avukatlar, AYM'nin kararını dayanaktan yoksun ve kabul edilemez buldu. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri, katliamda sorumluluğu olan emniyet amirleri hakkında ceza soruşturması başlatılması gerektiğini belirtmişti. AYM'nin kararıyla davada iç hukuk yolları tükenmiş oldu.
21 Mayıs 2024

Anayasa Mahkemesi (AYM), Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve TBMM iç tüzük değişikliğinin iptali talepleriyle ilgili olarak CHP ve Atalay'ın avukatlarının yaptığı başvuruları 'karar verilmesine yer olmadığı' gerekçesiyle reddetti. AYM'nin kararının gerekçesi daha sonra açıklanacak. Bu kararlar, AYM'nin daha önce Atalay hakkında verdiği hak ihlali kararlarının İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay tarafından tanınmamasının ardından geldi.
22 Şubat 2024

Gezi davası tutuklusu Tayfun Kahraman’ın doktor kontrolüne götürülürken kötü muamele gördüğü ve bu durumun tutanakla kayda alındığı belirtildi. Kahraman’ın bileklerinde kelepçenin aşırı sıkılması nedeniyle travma ve kızarıklık oluştuğu rapor edildi. Eşi Meriç Kahraman, Tayfun Kahraman’ın MS hastalığı nedeniyle düzenli doktor kontrolüne ihtiyaç duyduğunu, ancak cezaevi şartlarının bu gereksinimleri karşılamadığını ifade etti. Jandarma Genel Komutanlığı ise iddiaların gerçek dışı olduğunu açıkladı.
2 Eylül 2024

Anayasa Mahkemesi (AYM), eski HDP milletvekili Müslüm Doğan'a beraat ettiği bir davadan verilen yurt dışı çıkış yasağını iptal etti. Doğan, sosyal medya paylaşımında terör örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla yargılanmış ve beraat etmişti. Ancak beraat etmesine rağmen yurt dışı çıkış yasağı getirilmişti. AYM, bu yasağın Doğan'ın özel hayatını ihlal ettiğine ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığına karar verdi. Ayrıca Doğan'a 30 bin lira tazminat ödenmesine hükmetti.
18 Temmuz 2024

Gezi davası hükümlülerinden Tayfun Kahraman, cezaevinden hastaneye götürülürken kelepçeli halde saatlerce bekletildiğini ve kelepçelerin bileğini sıktığını belirtti. Kahraman, bu kötü muamelenin sadece kendisine değil, tüm mahkumlara yapıldığını ve bu durumun normalleştiğini ifade etti. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Kahraman'ı ziyaret ederek yaşadıklarını kamuoyuyla paylaştı. Kahraman, kötü muamelenin son bulması için hukuki mücadele verdiğini vurguladı.
1 Eylül 2024

Sinan Ateş cinayetinin azmettiricisi olarak yargılanan Tolgahan Demirbaş ile tetikçilikle suçlanan Eray Özyağcı’nın cezaevindeki görüşmelerinin kayıt altına alındığı öğrenildi. Ankara 5’inci Sulh Ceza Hakimliği tarafından alınan dinleme kararıyla, sanıkların iletişimleri ve kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri teknik araçlarla izlendi. Sinan Ateş, 30 Aralık 2022’de Ankara’da motosikletli iki kişinin silahlı saldırısına uğramış ve hayatını kaybetmişti. Cinayet soruşturması MHP’ye uzansa da iddianamede bu kısım yer almamıştı.
31 Mayıs 2024

Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan Dilan Polat, avukatının sağlık sorunları gerekçesiyle yaptığı tahliye talebi üzerine Adli Tıp Kurumuna sevk edildi. Dilan Polat ve eşi Engin Polat, geniş çaplı bir mali suç soruşturması kapsamında tutuklanmış ve çeşitli suçlamalarla yargılanmaktadır. Soruşturma, Polat çiftinin şirketler arası sahte fatura kesme ve para transferi yöntemleriyle 200 milyon lira para akladıkları iddiasını içermektedir. Dilan Polat'ın sağlık durumunun cezaevinde kalmasına uygun olup olmadığının değerlendirilmesi için adli tıp incelemesi yapılacak.
6 Mayıs 2024

Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında gizli tanık S.S'nin ifadeleri doğrultusunda Ankara il emniyet müdür yardımcısı, organize suçlarla mücadele şube müdürü ve müdür yardımcısı ile bir kamu görevlisi gözaltına alındı. Gözaltına alınan isimler geçen hafta görevden uzaklaştırılmıştı. Başsavcılık, soruşturmanın titizlikle sürdüğünü bildirdi.
15 Mayıs 2024

Jandarma Genel Komutanlığı, Gezi tutuklusu Tayfun Kahraman'a kötü muamele yapıldığı iddialarını yalanladı. Komutanlık, bu iddiaların kamuoyunu yanıltmaya ve kurumun itibarını zedelemeye yönelik olduğunu belirtti. Tayfun Kahraman'ın MS hastalığı nedeniyle cezaevi koşullarında zorlandığı ve doktor kontrolüne götürülürken kelepçeli halde bekletildiği iddiaları üzerine açıklama yapan Jandarma, tüm işlemlerin yasalara uygun yapıldığını ve herhangi bir darp raporu bulunmadığını ifade etti.
30 Ağustos 2024

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 'ahmak davası' olarak bilinen davada üçüncü kez duruşma talep etti. İmamoğlu, milletin iradesine saygı gösterilmesi gerektiğini vurgularken, demokrasinin önünün açılması çağrısında bulundu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise İmamoğlu'na siyasi yasağın istinafta onanacağını ancak Yargıtay aşamasında kalacağını düşündüğünü belirtti. Dava, İmamoğlu'nun 2019 yılında Süleyman Soylu'ya yönelik ifadeleri nedeniyle açılmıştı ve İmamoğlu'na iki yıl yedi ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezası verilmişti.
3 Ekim 2024

Adıyaman'da Altınşehir Şehit Ahmet Yıldırım Polis Merkezi'nde bir polis, meslektaşlarına ateş açarak iki polisi yaraladı. Olay sonrası polis merkezine çok sayıda ambulans sevk edildi ve yaralılar Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Saldırının nedenine dair henüz bir bilgi verilmedi.
27 Nisan 2024

Sinan Ateş cinayeti soruşturmasını yürüten Ankara Başsavcı Vekili Durdu Özer, düz savcı olarak atandı. Özer, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ı şüpheli olarak dosyaya kaydetmişti. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yaz kararnamesiyle bu kritik davanın savcısı olan Özer, Ankara İstinaf Mahkemesi savcılığına atandı. Bu değişiklik, davanın seyrini etkileyebilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
13 Haziran 2024

Sinan Ateş Davası, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Sincan Cezaevi'nin duruşma salonunda görülmeye başlanıyor. Davada 22 sanık yargılanıyor ve iddianame Sinan Ateş suikastini konu alıyor. İsmail Saymaz, Ateş suikastinin 2016'da MHP'deki yol ayrılığından sonra başlayan saldırıların son halkası olduğunu belirtiyor. Saymaz, bu saldırılar ve failler arasındaki bağa odaklanılmadığını ve suç örgütünün karartıldığını vurguluyor.
1 Temmuz 2024

Engin Polat ve üç sanık, mahkeme kararıyla tahliye edildi. Bu gelişme, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı ve adalet sistemine yönelik tartışmaları yeniden alevlendirdi. Tahliye kararının gerekçeleri ve davanın detayları henüz açıklanmadı.
6 Eylül 2024

Sinan Ateş'in öldürülmesiyle ilgili olarak 22 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı ve Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İddianamede, aralarında eski Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Bürosu Amiri M.E.A. ve eski Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş'ın da bulunduğu şüpheliler, çeşitli suçlamalarla yargılanacak. M.E.A., Demirbaş ile olan ilişkileri ve cinayet soruşturmasındaki rolü nedeniyle tutuklandı. İddianamenin hazırlanması, genel ve yerel seçimlerin ardından gerçekleşti, bu durum siyasi hassasiyetler nedeniyle gecikmiş olabilir.
2 Mayıs 2024

Gezi Parkı davasında mahkum edilenler arasında Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet, diğer altı sanığa ise 18'er yıl hapis cezası verilmişti. Yargıtay, üç sanık hakkındaki hapis cezalarını bozarken, diğerlerinin tutukluluğu devam ediyor. Meriç Kahraman, eşi Tayfun Kahraman'ın ve diğer hükümlülerin adalet arayışını ve yaşadıkları zorlukları dile getirerek, Anayasa Mahkemesi'ne adil yargılanma hakkı sağlanması çağrısında bulundu. Uluslararası Af Örgütü ise Gezi tutuklularını 'düşünce mahkumu' olarak ilan etti.
25 Nisan 2024

Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ayhan Bora Kaplan davasında, 18 tutuklu sanığın tutukluluklarının devamına karar verildi. Duruşmada sanık avukatları müvekkillerinin tahliyesini talep etti ancak mahkeme bu talepleri reddetti. Ayhan Bora Kaplan ve çetesi, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kasten yaralama ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma gibi suçlardan yargılanıyor. Dava, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın göreve gelmesinden sonra başlatılan operasyonlar kapsamında önemli bir yer tutuyor.
16 Eylül 2024

81 yaşında ve birçok sağlık problemi olan Makbule Özer, Adli Tıp Kurumu'nun 'Cezaevinde kalabilir' raporuna dayanarak yeniden cezaevine gönderildi. Özer, 'örgüte yardım etmek' suçlamasıyla 9 Mayıs 2022'de tutuklanmış ve kamuoyu baskısı sonucunda 7 Eylül 2022'de tahliye edilmişti. Ancak ATK'nin yeni raporu sonrasında tekrar gözaltına alınarak cezaevine gönderilmiştir.
22 Nisan 2024

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, mesleki faaliyetleri ve insan hakları savunuculuğu nedeniyle çeşitli davalarda suçlanmıştır. Adnan Oktar ve DHKP-C davalarında verdiği bilirkişi raporları ve görüşler nedeniyle yargılanmış, yandaş medya tarafından linçe uğramıştır. Son olarak, Adnan Oktar davasında işkence gördüğüne dair verdiği rapor nedeniyle eleştirilmiş, ancak Yüksek Mahkeme, Adli Tıp Kurumu'nun raporunu değil, Fincancı'nın raporunu esas alarak karar vermiştir. Bu durum, bazı çevreler tarafından yanlış anlaşılmış ve eleştirilmiştir.
13 Şubat 2024
İşaretlediklerim