Barış Terkoğlu'nun yazısında, Türkiye'de yargının son yıllarda cemaatler, partiler ve nüfuzlu kişilerin etkisi altında kaldığı ve bu durumun yargı kalitesini olumsuz etkilediği belirtiliyor. Yargı içinde, geçmişteki sorunları nedeniyle manipüle edilebilir durumda olan 'lekeli' hâkimlerin varlığına dikkat çekiliyor. Bu hâkimlerin, yargının bağımsızlığını ve demokrasiyi tehdit ettiği, istenilen kararları verebildikleri ve geçmiş kararlarını bile değiştirebildikleri ifade ediliyor. Terkoğlu, yargının bu tür etkilerden arındırılmasının önemine vurgu yapıyor.
15 Nisan 2024

Barış Pehlivan, Yargıtay, Danıştay ve bölge adliye mahkemelerinde görev yapan hâkimler ve savcılarla yaptığı görüşmeler sonucunda, Türkiye'deki yargı sisteminin siyasi konjonktürden nasıl etkilenebileceğini ele alıyor. Yazıda, yargının bağımsızlığına inanan meslek mensuplarının şahsi olarak gelecek kaygısı taşımadığı, ancak hukuka uygun olmayan kararlar verenlerin siyasi konjonktürü yakından takip etmek zorunda kaldığı belirtiliyor. Ayrıca, yüksek yargı organlarında dönüşümün beklendiği, Anayasa Mahkemesi ve YÖK'te belirli gruplara yönelik atamaların yapılması planlandığı ve anayasa değişikliği çalışmaları için zemin arandığı ifade ediliyor.
3 Nisan 2024

Barış Terkoğulu, devletin çeteleşmesinin sonucunda çetelerin devletleştiğini vurgulayan bir yazı kaleme aldı. Yazıda, Güray Belhan'ın 'Ankara Paşaları' ifadesinin bakanlık tarafından rahatsız edici bulunduğu ve mahkemenin bu ifadeyi aşağılayıcı bulmadığı belirtildi. Terkoğulu, devletin üniformasının kişisel ve ideolojik çıkarlar için kullanıldığını, telefonların dinlendiğini, konumların takip edildiğini ve suçluların korunduğunu ifade etti. Sonuç olarak, yazan ve konuşanların suçlu ilan edildiğini belirtti.
4 Temmuz 2024

Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, Türk Demokrasi Vakfı'nın düzenlediği toplantıda Türkiye'deki yargı sistemini eleştirdi. Selçuk, Türkiye'de verilen yargı kararlarının yüzde 99'unun geçersiz olduğunu ve mahkemelerin bağımsızlığının olmadığını belirtti. Ayrıca, yedek yargıç kurulunun işlevsiz olduğunu ve kendisinin bile hak arama özgürlüğünü kullanamadığını ifade etti.
31 Mayıs 2024

Barış Terkoğlu, OYAK'ın son yıllarda kötü yönetildiğini ve siyasi müdahaleler nedeniyle performansının düştüğünü belirtti. 2016 yılından itibaren OYAK'ın enflasyonu karşılama oranının düştüğünü ve son beş yılda en kötü performansı gösterdiğini vurguladı. Üçok, siyasetin OYAK'a müdahale etmesinin ve şeffaflık eksikliğinin sorunların temelinde yattığını ifade etti. Siyasetin OYAK'tan elini çekmesi gerektiğini savunarak, aksi takdirde OYAK'ın zarar göreceğini belirtti.
20 Haziran 2024

Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) hükümlü milletvekili Can Atalay'ın tahliye edilmesi yönündeki kararına uymayarak, Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar vermesini 'açık bir darbe girişimi' olarak değerlendirdi. AYM, Atalay'ın seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiğine hükmetmiş, ancak Yargıtay bu karara karşı çıkmıştır. Erkan Baş, tüm siyasi partileri ve yurttaşları bu duruma karşı ortak tavır almaya çağırdı.
8 Kasım 2023

Esfender Korkmaz, 2017 başkanlık rejimi ile Türkiye'de yargıya müdahalenin arttığını ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığını belirtti. Yargıtay seçimlerinde yaşanan olaylar, yargıya olan güvenin azalmasına neden oldu. The Economist'in Türkiye'yi kapak yaptığı Ocak 2023 sayısında, Türkiye'deki demokrasinin kusurlu olduğu ve Erdoğan'ın davranışlarının ülkeyi diktatörlüğe götürebileceği ifade edildi. Korkmaz, Türkiye'nin yeniden parlamenter sisteme dönmesi gerektiğini savundu.
16 Mayıs 2024

Gazeteci Barış Terkoğlu, 'terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme' suçlamasıyla iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Terkoğlu'nun pişmanlık göstermemesi ve tekrar suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmamasını gerekçe göstererek ceza indirimi uygulamadı. Terkoğlu, geçmişte benzer bir suçlamayla ilk kez yargılandığını ve o zaman da suçlamaları reddettiğini belirtti. Ayrıca, Fethullahçı yapılanmanın yargı üzerindeki etkisine dair örnekler vererek, adalet sisteminin tarafsızlığını sorguladı.
6 Mayıs 2024

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye'nin hukuka güven endeksinde alt sıralarda gösterilmesine tepki göstererek, bu tür endekslerin bilimsel kriterlerden uzak olduğunu ve kara propaganda amacı taşıdığını belirtti. Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun CHP'li belediyelere açılan soruşturmaları 'yargı tacizi' olarak değerlendirmesine de karşı çıktı. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakında yargı reformu strateji belgesini açıklayacağını ve adalet sisteminde iyileştirmeler yapılacağını duyurdu.
17 Kasım 2024

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Yargıtay Başkanlığı'nda düzenlenen 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni'nde yeni hukuk reformları ve anayasa tartışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. Erdoğan, adalet sisteminin etkin, güvenilir, tarafsız ve bağımsız olmasını sağlamak için son 22 yılda yapılan reformları ve yeni adımları anlattı. Ayrıca, yeni anayasa konusunda muhalefetin ön yargılarından dolayı sağlıklı bir tartışma ortamı oluşmadığını belirtti. Erdoğan, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının önemine vurgu yaparak, mahkeme kararlarının eleştirilebileceğini ancak adalete karşı husumetin kabul edilemez olduğunu ifade etti.
2 Eylül 2024

Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Karar TV'de katıldığı programda, iktidarın seçim sürecini sabote edebileceğini ve buna karşı önlemler aldıklarını belirtti. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kapatılmasının söz konusu olmadığını, ekonomik sorunlara odaklanmak istediklerini ve devletin partileştiğini iddia etti. Ayrıca, Yüksek Seçim Kurulu'na güvenmediklerini ve her sandıkta temsilcilerinin olacağını, seçim gecesi alınan güvenlik önlemleri ve teknik altyapı hakkında bilgi verdi. Kılıçdaroğlu, seçim sonrası olası bir iktidar değişikliğinde devletin sağlam temellere oturtulacağını ifade etti.
5 Mayıs 2023

İsmail Saymaz, Türkiye'de yaşanan çeşitli felaketler ve kazalar sonrasında AK Parti'li yetkililerin genellikle soruşturulmadığını veya tutuksuz yargılandığını belirtiyor. Buna karşın, CHP'li belediye başkanlarının benzer durumlar için haksız yere cezalandırıldığını öne sürüyor. Saymaz, bu durumun çifte standart ve siyasi kararların bir göstergesi olduğunu iddia ederek, adaletin sağlanmadığını ve intikam amaçlı hareket edildiğini vurguluyor.
16 Nisan 2024

Hayko Bağdat, Türkiye'nin mevcut siyasi ve hukuki durumunu eleştirerek, ülkenin normalleşmesi için hukukun üstünlüğünün şart koşulması gerektiğini vurguladı. Özgür Özel'in muhalefetteki rolüne değinen Bağdat, Türkiye'nin hukuk alanında ciddi sorunlar yaşadığını ve bu durumun düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve KHK mağdurları gibi örneklerle, siyasi kumpasların ve haksızlıkların kabul edilemez olduğunu ifade etti.
8 Mayıs 2024

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) kararlarını eleştirerek, AYM'nin TİP Hatay milletvekili Can Atalay ile ilgili 'hak ihlali' kararını tanımayan ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına hükmeden Yargıtay'a destek çıktı. Erdoğan, Yargıtay'ın da yüksek bir mahkeme olduğunu ve AYM'nin yanlışlar yaptığını belirtti. Ayrıca, teröristlerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının gecikmesi nedeniyle yurt dışına kaçtıklarını ve Türkiye'yi tehdit ettiklerini ifade etti.
10 Kasım 2023

Mehmet Y. Yılmaz, Cumhurbaşkanı'nın talimatları ile göreve başlayan hâkim ve savcıların yargı organlarının bağımsızlığını ne kadar içselleştirebileceklerini sorguluyor. Yılmaz, bu durumun yargı bağımsızlığı açısından olumsuz bir fotoğraf sunduğunu belirtiyor ve genç hukukçuların üniversitede öğrendikleri değerleri görevleri sırasında hatırlamaları umudunu dile getiriyor. Ayrıca, bu durumun somut sonuçlarını son iki günde yaşanan bir olay üzerinden örneklendiriyor.
21 Şubat 2024

Ayşenur Arslan, son yazısında Türkiye'de laiklik ilkesine yönelik tartışmaları ele alıyor. Ata Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek'in danışmanı Oğuz Uçar'ın kendisine ulaşarak, Ata Parti'nin AKP'yi laik cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemler nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet ettiğini bildirdiğini aktarıyor. Şikayetin, AKP'nin 2008 yılında aldığı devlet yardımının yarısının kesilmesine yol açan eylemlerine dayandığı belirtiliyor. Arslan, Türkiye'de laiklik karşıtlığının artık söylemden eyleme geçtiğini ve önümüzdeki seçimler sonrası ekonomik ve siyasi alanda büyük değişiklikler beklendiğini ifade ediyor.
10 Şubat 2024

Barış Terkoğlu'nun yazısında, 1999 depreminde yıkılan binaların müteahhidi Veli Göçer'in yargılanmasına karşın, binaların yapımına izin veren ve denetim görevini yerine getirmeyen belediye başkanlarının yargı önüne çıkarılmaması ele alınıyor. Terkoğlu, deprem öncesi imar usulsüzlükleri nedeniyle yargılanan ancak depremle ilgili suçlamalardan muaf tutulan belediye başkanı Ahmet Yaşar Birinci örneğini vererek, deprem sorumluluğunun sadece müteahhitlere yüklenmemesi gerektiğini vurguluyor. Yazı, depremle ilgili yargı süreçlerinin eksikliklerine dikkat çekiyor.
5 Şubat 2024

Akif Beki, devletin itibarının eleştirenlerin susturulmasıyla korunamayacağını savunuyor. Beki, Menzil Tarikatı'nın Yargıtay başkanlığına aday seçtirdiği iddiası ve Ankara Emniyeti'nde iktidarın iki ortağına komplo kurulduğu iddialarını sorguluyor. Ayrıca, Fransa Cumhurbaşkanı'na yönelik bir tweet atan büyükelçi ve Lyon Başpiskoposu'nun önünde poz veren başkonsolos gibi örneklerin devletin itibarını zedelediğini belirtiyor. Beki, bu tür davranışların devletin ciddiyetini zedelediğini vurguluyor.
16 Mayıs 2024

Yedi yıl tutuklu kalan eski Diyarbakır belediye başkanı Gültan Kışanak, HDP'nin kapatma davası nedeniyle Yeşil Sol Parti adı altında seçimlere girmesini ve emek ve özgürlük ittifakına ortak liste önerisini destekleyerek, Türkiye İşçi Partisi'ne (TİP) seçimlerde oyların heba edilmemesi gerektiğini belirtti. TİP'in bazı şehirlerde kendi adaylarıyla seçime girmeyi planladığını ve bu durumun bir seçim ittifakı niteliğinde olmadığını ifade etti. Kışanak, HDP ve Yeşil Sol Parti'nin de sosyalist hareketin bir parçası olduğunu vurgulayarak, TİP'e seçimlerde birlikte hareket etme çağrısında bulundu.
3 Nisan 2023

İlber Ortaylı, gençlerin siyasete genel bir küskünlük içinde olmalarına rağmen belediye seçimlerine daha fazla ilgi gösterdiğini belirtiyor. Kadın belediye başkanlarının sayısının artmasına rağmen, oranların hala Millet Meclisi'nin altında olduğunu vurguluyor. Ayrıca, medya ve kamuoyu ölçüm şirketlerinin Türk halkının gözünde ciddi bir güven kaybına uğradığını ve bu durumun düzeltilmesi gerektiğini ifade ediyor. Ortaylı, bürokrasideki nepotizmin (adam kayırmacılığının) Türkiye'de bir çıkış yolu olmadığını ve ciddi tedbirler alınmazsa olumsuz sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor.
7 Nisan 2024
İşaretlediklerim