Esfender Korkmaz, kur artışının ithalat ve ihracat üzerindeki etkilerini değerlendiriyor. Türkiye'nin ithalatında ara malı ve ham madde oranının yüzde 70,6 olduğunu belirtiyor ve bu durumun üretimin ithal girdiye bağımlı olduğunu gösterdiğini vurguluyor. Kur artışının ithal fiyatlarını artırdığını ve bu nedenle ihracat malı üretim maliyetlerinin yükseldiğini ifade ediyor. Ayrıca, TL'nin değer kaybına rağmen ihracatın beklenen düzeyde artmadığını ve dış ticaret fazlası verilemediğini belirtiyor.
21 Mayıs 2024

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nisan 2024'e ilişkin sanayi üretim endeksi verilerini açıkladı. Verilere göre, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi nisanda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,7 azaldı. Sanayinin alt sektörlerinde madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi yüzde 12,2 artarken, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1,5 geriledi. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi ise bir önceki aya göre yüzde 4,9 azaldı.
10 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin millî dış ticaret politikasının olmadığını, özellikle Çin'den yapılan ithalatlarda teknoloji ürünleri yerine daha düşük katma değerli ürünlerin tercih edildiğini belirtiyor. Üretimde yüksek oranda ithal girdi kullanıldığını ve hükümetin bu konuda bir iyileştirme programına sahip olmadığını ifade ediyor. Dış borçların çevrilmesi için yüksek faiz oranları ödendiğini, altın ithalatına getirilen kotaların hem olumlu hem olumsuz sonuçlar doğurduğunu, kaçak altın ticaretinin arttığını vurguluyor.
19 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin yüksek enflasyon ve yoksulluk gibi iki büyük krizle karşı karşıya olduğunu belirtti. Korkmaz, vergi adaletinin sağlanması için gelir vergisinde ücret ve maaşlar üzerindeki vergi yükünün düşürülmesi gerektiğini savundu. Reel sektörde zararların ve iflasların arttığını, sanayi üretiminde büyüme oranının düşük kaldığını ve doğrudan yabancı yatırım sermayesinin gelmediğini vurguladı. Ekonomik istikrarın sağlanması için demokratik ve hukuki altyapının düzeltilmesi gerektiğini ifade etti.
23 Temmuz 2024

Türkiye'de sanayi üretim endeksi, Kasım 2022'de pandemi kapanmalarının yaşandığı 2020 yılından bu yana ilk kez yıllık bazda düşüş gösterdi. Bu düşüş, küresel yavaşlamayla paralel olarak son aylarda ivme kaybeden sanayi üretiminin bir devamı niteliğinde. 2022 yılında Türkiye ekonomisi, önceki yıllara kıyasla yavaş bir büyüme gösterirken, Merkez Bankası da politika faizini 500 baz puan indirerek yüzde 9'a çekti.
10 Ocak 2023

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin ekonomik krizde ikinci aşamaya geçtiğini ve bu aşamada piyasaya, bankalara ve dövize müdahalelerin başladığını ifade etti. Korkmaz, Türkiye'nin IMF ile anlaşma yapmaz ve istikrar programı uygulamazsa durumun daha da kötüleşeceğini, döviz sıkıntısı ve kur artışı nedeniyle üretimde aksamalar yaşanacağını ve bu durumun büyüme oranını düşüreceğini belirtti. Ayrıca, iç üretimdeki düşüş ve döviz sorunları nedeniyle ithalatın zorlaşacağını ve bu durumun ilaç kıtlığı gibi sorunlara yol açabileceğini, arz yetersizliği nedeniyle mal kıtlığının ve fiyat artışlarının hızlanacağını öne sürdü. Korkmaz, hükümetin radikal değişiklikler yapmaması durumunda krizin üçüncü aşamaya geçeceğini ve Türkiye'nin dış borçlarda temerrüde düşebileceğini, eksi büyüme, artan enflasyon ve işsizlikle karşı karşıya kalabileceğini ifade etti.
27 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Merkez Bankası'nın geçmişteki enflasyon tahminlerinin tutmaması ve bu durumun ekonomik güveni zayıflatmasına dikkat çekti. TÜİK ve İstanbul Ticaret Odası arasında açıklanan enflasyon oranları arasında önemli farklar bulunuyor; bu durum kamuoyunda TÜİK'in enflasyonu düşük gösterdiği algısını güçlendiriyor. Ayrıca, çekirdek enflasyonun yıllık TÜFE'den yüksek çıkması, enflasyonun direnç gösterdiğini ve artış eğiliminde olduğunu işaret ediyor. Yeni ekonomi yönetiminin güven vermediği ve enflasyonun kontrol altına alınamadığı vurgulanıyor.
5 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, çekirdek enflasyonun, işlenmemiş gıda ürünleri, enerji, altın, içki ve tütün gibi malların fiyat artışlarını çıkardıktan sonra elde edilen TÜFE(B)'nin yıllık bazda yüzde 70,31 olduğunu belirtiyor. Bu oranın, yıllık TÜFE'den daha yüksek olduğunu ve enflasyonun direnç gösterdiğini ve artacağını ifade ediyor. Korkmaz, 2021 yılından bu yana hem TÜFE hem de çekirdek enflasyonun arttığını ve seçim dönemi nedeniyle siyasi iktidarın popülizmden vazgeçmeyeceğini, bu durumun TÜFE artışını sürdüreceğini öne sürüyor.
5 Mart 2024

Esfender Korkmaz, ihracatçıların Türk Lirasının değer kaybetmesini istemesine rağmen, bu durumun üretim maliyetlerini artıracağını ve rekabet gücünü azaltacağını belirtiyor. İhracatın büyük bir kısmının ithal girdiye dayandığını ve bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguluyor. Korkmaz, ithal girdilerin yerli üretimle değiştirilmesi ve Türk Lirasının değer kazanması gerektiğini savunuyor. Ayrıca, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve devletin ithal girdi ikame yatırımlarına teşvik vermesi gerektiğini öne sürüyor.
28 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, son bir yılda ekonomik güven endekslerinin düşüşünü ve halkın yaşam koşullarının kötüleşmesini ele alıyor. Ekonomik güven endeksi 101,3'ten 95,8'e, tüketici güven endeksi 85,1'den 78,3'e ve reel kesim güven endeksi 105,7'den 100,5'e geriledi. Korkmaz, halkın ve üreticilerin ekonomik durumlarının bozulduğunu ve gelecekte daha da kötüleşeceğini düşündüklerini belirtiyor. Mehmet Şimşek'in politikalarının halkın güvenini kazanamadığını ve ekonomik istikrarı sağlayamadığını vurguluyor.
28 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, pandemi sonrası yıllarda güven endekslerinin 2023 yaz başında arttığını, bunun nedeninin ekonomi yönetiminin değişmesi olduğunu belirtti. Ancak 2024 seçimleri nedeniyle ekonomi yönetiminin istikrar programı yapmadığını ve tasarruf önlemleri almadığını vurguladı. Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye gelmediğini, bunun en büyük nedeninin hukuk ve demokrasi sorunları olduğunu ifade etti. Korkmaz, kapı kapı dolaşıp döviz aramanın güvenirlik sorununu artırdığını ve Türkiye'nin sıcak paraya mahkûm olduğunu söyledi.
2 Haziran 2024

2024 yılında sıkı para politikası nedeniyle iç piyasada talebin daralması beklenirken, şirketler bu durumu yurt dışı pazarlara açılarak aşmaya çalışıyor. Özellikle ihracat yapan firmalar, son bir yılda ortalama yüzde 144 prim sağlayarak yüksek performans gösterdi. Yüzde 70 ve üzeri ihracat yapan 29 şirketin ortalama getirisi yüzde 144 olurken, 14 şirket yatırımcıya yüzde 150'nin üzerinde kazandırdı. Bu durum, küresel ekonomik zorluklara rağmen, ihracat odaklı stratejilerin yerel ekonomik sıkıntılardan bağımsız değer yaratma potansiyeline sahip olduğunu ortaya koyuyor.
16 Mart 2024

Mehmet Ali Verçin, Türkiye'nin ekonomik durumunu ve enflasyonla mücadelesini ele alıyor. Türkiye'nin yıllık 330 milyar dolar civarında sanayi malı tükettiğini ve dünya fiyatlarındaki azalışların Türkiye'nin cari açığını olumlu etkilediğini belirtiyor. Ancak, enflasyon üzerindeki etkisi net değil. Türkiye'nin geçmişte faiz oranlarını düşürebildiği dönemlerde IMF ve yabancı fonların önemli destek sağladığı, ancak şu anda yurt dışından beklenen fonlarda bir hareket olmadığı ve Merkez Bankası'nın ilave bir '128 milyar dolar' satabilecek durumda olmadığı vurgulanıyor. Bu durum, Türkiye'nin enflasyonla mücadelesini zorlaştırıyor.
14 Mart 2024

IMF-Dünya Bankası Bahar dönemi toplantısında sunulan Dünya Ekonomik Görünüm Raporu, 2030 yılına kadar küresel ekonominin yıllık ortalama %2.8 büyüyeceğini öngörüyor, bu oran tarihsel ortalamaların altında. Raporda, teknolojik atılımların ve iyi yönetimin toplam faktör verimliliğine yeterince katkı sağlayamadığı belirtiliyor. 2024 ve 2025 yılları için küresel ve bölgesel büyüme oranları ile enflasyon tahminleri de raporda yer alıyor. Özellikle Türkiye için büyüme ve enflasyon tahminleri dikkat çekici.
23 Nisan 2024

Esfender Korkmaz, AKP iktidarının 2006 yılında çıkardığı ve tarımsal destekleme programlarının finansmanı için gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamayacağını belirten kanuna uymadığını ifade etti. 2007 yılından itibaren tarımsal desteklerin milli gelire oranı yüzde 1'in altında kaldı ve zamanla daha da azaldı. Korkmaz, tarımsal desteklerin yeniden GSYH'nın yüzde birine çıkarılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Türkiye'deki yüksek geçiş ücretlerinin gıda fiyatlarını artırdığına ve tarım ürünlerinin nakliyesinde paralı yolların bedava olması gerektiğine dikkat çekti.
7 Şubat 2024

Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD), 'Ekonomik Görünüm' raporunda Türkiye'nin 2023 yılı büyüme beklentisini yüzde 4,3'ten yüzde 4,5'e, enflasyon beklentisini ise yüzde 52,1'den yüzde 52,8'e yükseltti. Ayrıca, 2024 yılı için enflasyon tahmini yüzde 39,2'den yüzde 47,4'e çıkarıldı. Raporda, sıkılaşan para politikasının ve yüksek enflasyonun tüketimi zayıflatacağı, fakat Türkiye'nin ihracatının 2025'te güçleneceği öngörülüyor.
29 Kasım 2023

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin 31. Olağan Genel Kurulu ve İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisinin gelişmiş ülkeler dahil tüm dünyayı olumsuz etkileyen belirsizliklerden kurtulduğunda çok farklı bir lige yükseleceğini belirtti. Erdoğan, Türkiye'nin ihracat başarısına vurgu yaparak, 2023 yılında toplam 355 milyar dolar ihracat gerçekleştirildiğini ve bu rakamın Cumhuriyet tarihinin rekoru olduğunu söyledi. Ayrıca, ithalattaki düşüş ve dış ticaret açığındaki iyileşmeye dikkat çekti.
8 Haziran 2024

Ekonomist Mahfi Eğilmez, dolar/TL kurunun rekor seviyelere ulaşmasının ardında yatan sebepleri ele aldı. Eğilmez, Merkez Bankası'nın faiz indirimleri ve hükümetin piyasa müdahaleleri gibi yanlış politikaların enflasyonun yükselmesine ve döviz kurlarının oynaklığının artmasına yol açtığını belirtti. Ayrıca, ekonominin seçimlere endeksli yürütülmesinin ve popülist yaklaşımların ekonomik istikrarsızlığı artırdığını ifade etti. Eğilmez, dolar/TL kurunun artık normal düzeyine geldiğini ve ekonomi politikasının yanlış yönetilmesinin sonuçlarının şimdi ortaya çıktığını vurguladı.
7 Haziran 2023

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye ekonomisi 2022 yılında yüzde 5,6 oranında büyüme kaydetti. İşgücü ödemeleri yüzde 82,7 artış gösterirken, net işletme geliri yüzde 115,2 arttı. Buna rağmen, işgücü ödemelerinin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) içindeki payı yüzde 26,5'e düşerek, 1998'den beri en düşük seviye olan yüzde 25,2'ye geriledi. Kişi başına düşen milli gelir ise 2022'de 10 bin 655 dolara yükseldi.
28 Şubat 2023

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle açıklanan verilere göre, Türkiye'nin ihracatı Haziran 2024'te geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8,3 gerileyerek 19 milyar 49 milyon dolar oldu. Aynı dönemde ithalat yüzde 4,4 düşüşle 24 milyar 920 milyon dolar olarak kaydedildi. Bu durum, dış ticaret açığının yüzde 10,8 artarak 5 milyar 871 milyon dolara yükselmesine neden oldu. Ocak-Haziran 2024 döneminde ise ihracat yüzde 2,6 artarken, ithalat yüzde 8,4 azaldı ve dış ticaret açığı yüzde 30,5 azaldı.
31 Temmuz 2024
İşaretlediklerim