Deniz Zeyrek, hükümetin küçük ölçekli tasarruf önlemleri yerine büyük kamu harcamalarında kesinti yapılması gerektiğini savunuyor. Yazısında, yüksek maliyetli devlet projeleri, saraylar, konvoylar ve yandaş firmalara verilen ihaleler gibi konulara dikkat çekiyor. Zeyrek, bu tür harcamaların kısılması gerektiğini öne sürerek, mevcut tasarruf önlemlerinin yetersiz olduğunu belirtiyor. Ayrıca, vatandaşa hizmet edecek yatırımların askıya alınmasının da doğru bir tasarruf yöntemi olmadığını vurguluyor.
13 Mayıs 2024

Deniz Zeyrek, iktidarın gerçek gündemi saklamak için çeşitli yapay gündemler yarattığını ve bu çabaların perde arkasındaki ekonomik kaosu gizleyemediğini belirtiyor. İktidarın yanlış ekonomi politikalarının yoksulları daha da yoksullaştırdığını ve küçük, orta ve büyük ölçekli işletmeleri zor durumda bıraktığını ifade ediyor. Ayrıca, iktidarın yabancı yatırım bulamaması nedeniyle iç kaynak yaratma çabalarının sıkılaştırılacağını ve bunun halk üzerinde zamlar şeklinde yansıyacağını öngörüyor. Zeyrek, 31 Mart seçimlerinde AK Parti'nin ikinci parti olmasının ve Metropol'ün son araştırmasında iktidarın oylarının yüzde 20'lere düşmesinin bu durumun göstergesi olduğunu vurguluyor.
27 Mayıs 2024

Işıl Özgentürk, Türkiye'de artan yoksulluk seviyesinin günlük yaşama etkilerini anlatıyor. Metro inşaatında çalışan işçilerin düşük ücretlerle nasıl geçindiklerini, mahalledeki insanların ekonomik sıkıntılar içinde nasıl yaşadıklarını ve evcil hayvan sahiplerinin artan maliyetlerle nasıl mücadele ettiğini örneklerle açıklıyor. Yazı, ekonomik zorlukların toplumun farklı kesimlerini nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde ortaya koyuyor.
21 Nisan 2024

Deniz Zeyrek'in yazısında, emekli maaşını bayramdan önce alamayan bir dedenin torunlarına harçlık verememekten şikayet ettiği anlatılıyor. Dede, torunları için canını verebileceğini ama maddi olarak destek olamadığını belirtiyor. Yazıda, 1980'lerdeki Türkiye ile günümüz Türkiye'si arasındaki farklar vurgulanarak, mevcut ekonomik zorlukların siyasetçilerin politikalarının bir sonucu olduğu ifade ediliyor.
17 Haziran 2024

Deniz Zeyrek, ülkeye gelen 100 bin doların 'yalancı sermaye' olduğunu ve bu durumun Türkiye'ye zarar verdiğini savunuyor. Özellikle Mehmet Şimşek'in bu parayı yabancı sermaye olarak övmesine rağmen, gerçekte bu paranın ülkeye bir fayda sağlamadığını belirtiyor. Zeyrek, bu paranın bankalar üzerinden milli serveti tükettiğini ve vergi verenlerin cebinden çıktığını ifade ediyor.
22 Haziran 2024

Ekonomist Evren Devrim Zelyut, sıkı para politikasına vurgu yapılarak yapılan not artışlarının halkın işine yaramadığını belirtti. Gıda enflasyonunu düşürecek reformların eksikliğine dikkat çeken Zelyut, Hal Yasası'nın uygulanmadığını ve aracılar nedeniyle üretici ve tüketicinin zarar gördüğünü vurguladı. Ayrıca, sanayinin dışa bağımlı çalıştığını ve yüksek teknoloji içeren ürünlerin ihracatının yetersiz olduğunu ifade etti. Zelyut, bu koşullar altında enflasyonun devam edeceğini ve reel gelirlerin düşeceğini öne sürdü.
21 Temmuz 2024

Kaan Sezyum, Türkiye'deki gıda enflasyonunun dünyadaki en yüksek oranlardan biri olduğunu ve bu durumun halkı olumsuz etkilediğini vurguluyor. Yazısında, ekonomik sıkıntıların yanı sıra, yönetim biçiminin ve yasakların toplumu nasıl baskı altına aldığını eleştiriyor. Sezyum, genç neslin eğitim sistemindeki yetersizlikler nedeniyle gerçeklikten uzaklaştığını ve mutsuzluk içinde yaşadığını ifade ediyor. Ayrıca, ülkenin evrensel kurallara uymayan bir yaşam tarzına sürüklendiğini belirtiyor.
15 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin yüksek enflasyon ve yoksulluk gibi iki büyük krizle karşı karşıya olduğunu belirtti. Korkmaz, vergi adaletinin sağlanması için gelir vergisinde ücret ve maaşlar üzerindeki vergi yükünün düşürülmesi gerektiğini savundu. Reel sektörde zararların ve iflasların arttığını, sanayi üretiminde büyüme oranının düşük kaldığını ve doğrudan yabancı yatırım sermayesinin gelmediğini vurguladı. Ekonomik istikrarın sağlanması için demokratik ve hukuki altyapının düzeltilmesi gerektiğini ifade etti.
23 Temmuz 2024

Deniz Zeyrek, Mehmet Şimşek'in Türkiye'deki enflasyonla mücadele planını ve bu bağlamda kullandığı dili eleştiriyor. Şimşek'in 'local' kelimesini kullanması ve bu tercihin Daily Sabah gazetesi tarafından 'public' olarak değiştirilmesi dikkat çekici bulunuyor. Zeyrek, Şimşek'in İngiltere vatandaşı olması ve dil becerilerine atıfta bulunarak, onun bu tercihi bilinçli yaptığını öne sürüyor. Ayrıca, hükümetin son beş yılda enflasyonu düşüreceğine dair verdiği sözlerin tutulmadığını ve enflasyonun daha da arttığını belirtiyor.
20 Nisan 2024

Barış Zeyrek, Türkiye'nin Körfez ülkeleri ile olan ekonomik ilişkilerinin kısa vadeli faydalar sağlayabileceğini ancak uzun vadeli ekonomik krizden çıkış için yeterli olmadığını belirtiyor. Yazısında, Türkiye'nin Batı ile ilişkilerini düzelterek yabancı yatırımları artırma ihtiyacına dikkat çekiyor. Zeyrek, Avrupa ve Amerika ile düşmanca söylemlerin sonlandırılması ve stratejik işbirliklerinin yeniden canlandırılmasının gerekliliğini vurguluyor. Ayrıca, Körfez ülkeleri ile sıkı ilişkiler kurmanın stratejik bir akıl yoksunluğu olduğunu eleştiriyor.
8 Mayıs 2024

CHP'nin eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve şimdiki CHP yöneticileri, TRT'nin haber yayıncılığında iktidara öncelik verdiğini ve CHP'ye yeterince yer vermediğini eleştiriyor. CHP'nin medyadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, bu konuda sık sık kamuoyuna şikayette bulunuyor. Deniz Zeyrek ise, CHP yöneticilerine kamuoyunun zaten bu durumdan haberdar olduğunu ve onlardan şikayet yerine çözüm üretmelerinin beklendiğini ifade ediyor. Zeyrek, TRT'nin finansman modelinin değiştirilmesi gibi radikal çözümler öneriyor.
11 Mart 2024

Hayri Kozanoğlu, TÜİK'in 2023 yılı Hanehalkı Bütçe Araştırması sonuçlarını değerlendirerek, zengin ve yoksul arasındaki uçurumun derinleştiğini vurguladı. Araştırmaya göre, ortalama bir ailenin harcamalarının büyük bir kısmı gıda, konut ve ulaştırmaya gidiyor, bu da eğitim, sağlık ve eğlence gibi diğer önemli kalemlere ayrılan payı daraltıyor. Yüksek enflasyon ve kira artışları, özellikle dar gelirli ve emeklilerin geçim sıkıntısını artırıyor.
18 Haziran 2024

Ahmet Taşgetiren, Türkiye'de emeklilerin zor yaşam koşullarını ve iktidarın bu durumda sorumluluğunu ele alıyor. 22 yıldır ülkeyi yöneten iktidarın, özellikle 2013'ten sonra ekonomideki yanlış kararlar nedeniyle bu sorunlardan sorumlu olduğunu belirtiyor. Emeklilerin zorluklar içinde yaşamak zorunda bırakıldığını, işsizlik ve asgari ücretle geçinme zorluklarının arttığını vurguluyor. Ayrıca, emeklilerin bir yürüyüş düzenlemesi durumunda bunun büyük bir etki yaratacağını ifade ediyor.
25 Şubat 2024

Sultan Özer, işçi konfederasyonlarının ve hükümetin ekonomik politikalarını eleştiriyor. Özellikle Türk-İş ve Hak-İş'in, asgari ücretli ve emeklilerin yaşadığı ekonomik zorluklara karşı duyarsız kaldığını vurguluyor. Özer, hükümetin tasarruf paketleri adı altında işçi ve emekçilerin haklarını kısıtlarken, bürokratlara yüksek maaşlar verilmesini eleştiriyor. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın lüks harcamalarına dikkat çekiyor ve işçi konfederasyonlarının bu duruma sessiz kalmasını sorguluyor.
13 Temmuz 2024

Çiğdem Toker, Türkiye'deki asgari ücretin dolar bazında diğer bazı ülkelerden yüksek olmasına rağmen, yolsuzluk ve gelir eşitsizliği konularının göz ardı edildiğini belirtiyor. Toker, Bakan Şimşek'in yolsuzluk ve yoksulluk arasındaki bağlantıyı sorgulayan bir gazeteci olmadığını eleştiriyor. Ayrıca, Şimşek'in uluslararası finans kuruluşları gibi konuşmasının, Türkiye'deki ekonomik koşulları iyileştirmek için iyi bir örnek oluşturmadığını vurguluyor.
3 Temmuz 2024

Emekli aşçı Vahdettin Özkan, derinleşen ekonomik kriz ve artan hayat pahalılığının emeklileri nasıl etkilediğini anlattı. Özkan, emekli maaşlarının enflasyon karşısında eridiğini ve emeklilerin yoksulluk sınırının altına düştüğünü belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'emeklileri enflasyona ezdirmeyeceğiz' söyleminin gerçeklikle örtüşmediğini ifade eden Özkan, emeklilerin örgütlenerek hakları için mücadele etmeleri gerektiğini vurguladı.
28 Temmuz 2024

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Ankara'da düzenlenecek 'Zordayız, Geçinemiyoruz' mitingi öncesinde yaptığı açıklamada, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile görüşmekten umudu olmadığını belirtti. Atalay, işçilerin ve emekçilerin yaşadığı ekonomik zorlukları dile getirerek, sendika olarak bu sorunları kamuoyuna ve yetkililere iletme görevlerini vurguladı. Ayrıca, asgari ücretin geçim ücreti haline geldiğini ve ücret dengesizliğinin iş barışını bozduğunu ifade etti.
11 Ekim 2024

Ömer Faruk Çolak, Türkiye'nin ekonomik durumunu ve borçlanma politikalarını eleştiren bir yazı kaleme aldı. Yazıda, Diyanet İşleri Başkanı'nın lüks araçlarla dolaşması ve kamu kaynaklarının denetimsiz kullanımı gibi konulara değinildi. Türkiye'nin borç tuzağına düştüğü ve bu durumun ülkenin ekonomik yapısını olumsuz etkilediği vurgulandı. Ayrıca, Mehmet Şimşek'in Maliye Bakanlığı'na getirilmesiyle birlikte karşılaştığı ekonomik zorluklar da ele alındı.
12 Haziran 2024

Esfender Korkmaz'ın yazısına göre, Türkiye'de ekonomik büyüme kapsayıcı olmamış ve gelir dağılımı eşitsizliği artmıştır. TÜİK verilerine göre, 2022'den 2023'e nüfusun en fakir yüzde 10'unun ve yüzde 20'sinin gelir payı azalırken, en zengin yüzde 10 ve yüzde 20'nin gelir payı artmıştır. Bu durum, ekonomik büyümenin toplumun geneline yansımadığını ve yoksulluk ile zenginlik arasındaki uçurumun derinleştiğini göstermektedir.
1 Mart 2024

Orkun Ün, Türkiye'deki sahil bölgelerinin bu yıl çok pahalı olduğunu ve bazı işletmecilerin fiyatları abarttığını belirtti. Ün, Yunanistan'daki düşük sınıf restoranlarla Türkiye'deki lüks yerlerin kıyaslanmasının yanlış olduğunu vurguladı. Ayrıca, Türkiye'deki esnafın fiyatlarının yüksek olduğunu kabul etmekle birlikte, bu durumun nedenlerinin de dinlenmesi gerektiğini ifade etti. Ün, bu sorunun vatandaşların kendi esnafına küsmemesi için bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi.
23 Temmuz 2024
İşaretlediklerim