Stanford Üniversitesi'ndeki bir araştırma ekibi, binlerce orta yaş ve üstü kişide yaptıkları kan testleriyle, sağlıklı görünen 50 yaş ve üstü beş yetişkinden birinde en az bir organın diğerlerine göre daha hızlı yaşlandığını tespit etti. Araştırma, 11 ana organ ve doku üzerinde yoğunlaşarak, bu organlardan kaynaklanabilecek hastalıkları öngörmeye yardımcı olabilir. Araştırmacılar, bulguların daha geniş bir örnekleme ile teyit edilmesi durumunda, hızlı yaşlanan organlar için önleyici tedavilerin başlatılabileceğini belirtiyor.
7 Aralık 2023

Oxford, Bristol, Exeter Üniversiteleri ve Doğu Finlandiya Üniversitesi'nden bilim insanlarının yaptığı ortak araştırma, çocukluk ve gençlik dönemlerindeki hareketsiz yaşam tarzının atardamar sertleşmesini artırdığını ortaya koydu. Araştırmada, 11 ila 24 yaşları arasındaki bin 339 kişi üzerinde 13 yıl boyunca yapılan incelemeler sonucunda, günde 6 saatten 9 saate çıkan hareketsizlik süresinin atardamar sertleşmesini yaklaşık yüzde 10 artırdığı bulundu. Ayrıca, yaşlanmanın atardamar sertliğini artırdığı ve bu durumun yetişkinlerde genç yaşta ölüm riskini yüzde 47 artırabileceği, günde en az 3 saatlik hafif fiziksel aktivitenin ise atardamar sertleşmesi riskini en aza indirebileceği belirtildi.
27 Mart 2024

Oxford Üniversitesi'nde yapılan yeni bir araştırma, doğru yaşam tarzı stratejileri ile genetik eğilimi yüksek olan bireylerin bile Alzheimer'a yakalanma riskini önemli ölçüde azaltabileceğini ortaya koyuyor. Özellikle 50'li yaşlardan sonra vegan ağırlıklı beslenme, minimal işlenmiş gıdalar, kompleks karbonhidratlar, sağlıklı yağlar ve düzenli egzersiz gibi faktörlerin Alzheimer'la mücadelede etkili olduğu belirtiliyor. Ayrıca, derin uyku fazlarının düzenliliği ve yoğunluğunun da bunama ile mücadelede önemli olduğu vurgulanıyor.
1 Temmuz 2024

Bilim insanları, ortalama 47 yaşındaki 6 bin 500'den fazla yetişkin üzerinde yapılan bir araştırmaya dayanarak, vücudun yaşlanma sürecini altı yıl yavaşlatabilecek sekiz sağlık önlemi saptadı. Bu önlemler arasında sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite artışı, sigarayı bırakma, yeterli uyku, sağlıklı kilo, kolesterol kontrolü, kan şekeri ve kan basıncı yönetimi bulunuyor. Araştırmacılar, bu önlemleri 'Hayatın Sekiz Esası' olarak adlandırıyor ve kardiyovasküler sağlığı iyi olan kişilerin biyolojik olarak gerçek yaşlarından daha genç olduklarını belirtiyor.
6 Kasım 2023

ABD merkezli bir araştırma, düşük kaliteli uykunun beyin yaşlanmasını hızlandırabileceğini ortaya koydu. 15 yıl süren çalışmada, sağlıksız uyku alışkanlıklarına sahip kişilerin beyin yaşlarının daha ileri olduğu belirlendi. Araştırma, uyku sorunlarının erken yaşlarda ele alınmasının beyin sağlığını korumada önemli olduğunu vurguluyor. Ancak, araştırmacılar bu bulguların doğrudan bir nedensellik göstermediğini, sadece bir ilişki olduğunu belirtiyor.
24 Ekim 2024

Son araştırmalar, 2050 yılına kadar dünya çapında yaşam beklentisinin erkeklerde 4,9 yıl, kadınlarda ise 4,2 yıl artacağını öngörüyor. Bu artış, bulaşıcı hastalıklar, yenidoğan ve sindirim hastalıkları, kardiyovasküler rahatsızlıklar ve COVID-19 gibi salgınların etkisini azaltan halk sağlığı girişimlerine bağlanıyor. Araştırmacılar, daha az gelişmiş ülkelerdeki insanların yaşam beklentisinin gelişmiş ülkelere yaklaşacağını belirtiyor. Ancak, insanların daha uzun yaşamasıyla sağlıksız geçirecekleri yılların da artması bekleniyor.
21 Mayıs 2024

University College London'dan (UCL) yapılan yeni bir çalışma, kalp damar rahatsızlıklarının demans için giderek daha önemli bir risk faktörü haline geldiğini ortaya koydu. Çalışma, 1947 ile 2015 yılları arasında toplanan verilerle dünyanın dört bir yanından 27 araştırma makalesini analiz etti. Bulgular, düşük eğitim düzeyi ve sigara içmenin demans riskine katkısının azaldığını, buna karşın obezite, diyabet ve kalp damar hastalıklarının oranlarının arttığını gösterdi. UCL'de psikiyatri profesörü Naaheed Mukadam, hipertansiyonun demans riskine en çok katkıda bulunan faktör olduğunu belirtti.
28 Haziran 2024

Toronto Üniversitesi'nden araştırmacılar, yaşları 60 ve üstü 7 bin 600 kişinin yaşlanma bulgularını inceledi. Araştırma, evli erkeklerin bekar erkeklere kıyasla iki kat daha iyi yaşlandığını tespit etti. Buna karşılık, bekar kadınların evli ve boşanmış kadınlardan daha sağlıklı yaşlandığı ortaya çıktı. Araştırma, çiftlerin birbirini sağlıklı davranışları benimsemeye teşvik edebileceğini öne sürüyor.
23 Ağustos 2024

Biyolog David Sinclair ve ekibi, yaşlanma sürecinin ileri ve geri götürülebilen bir süreç olduğunu deneylerle kanıtladı. Yapılan deneylerde yaşlı ve kör farelere görme yetisi geri kazandırıldı, beyin gençleştirilerek bilişsel beceriler artırıldı ve daha sağlıklı kas ve böbrek dokusu oluşturuldu. Ayrıca genç fareler üzerinde yapılan müdahalelerle yaşlanma süreci hızlandırıldı. Bu bulgular, yaşlanmanın DNA hasarından kaynaklandığına dair bilimsel inanca meydan okuyor ve yaşlanmanın bir bilgi kaybı olduğu teorisini öne sürüyor.
13 Ocak 2023

JAMA Neurology dergisinde yayınlanan bir araştırma, insan beyninin hacminin zamanla arttığını gösteriyor. Araştırma, 1930 ile 1970 yılları arasında doğan 3,226 katılımcının MR taramaları üzerinden beyin hacimlerindeki artışı belgelemiştir. Araştırmacılar, büyüyen beyin hacimlerinin demans riskinde düşüşe işaret edebileceğini öne sürüyorlar. Ancak, demans vakalarının artışı, sosyal ve çevresel faktörlerle ilişkilendirilerek, beyin büyüklüğündeki artışın demans üzerindeki etkileri konusunda çelişkiler ortaya koyuyor.
22 Nisan 2024

Columbia Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi, 60 yaş ve üstü 3 bin beş yüzden fazla gönüllü üzerinde multivitaminlerin hafıza ve düşünme becerileri üzerindeki etkisini inceledi. Katılımcılar rastgele iki gruba ayrılarak birine multivitamin diğerine plasebo verildi. Üç yıl süren çalışmada, multivitamin alan grup anında hatırlama testinde plasebo grubuna göre daha iyi sonuçlar elde etti. Özellikle kardiyovasküler hastalık öyküsü olan katılımcılarda multivitamin kullanımının bilişsel puanları iyileştirdiği gözlendi.
17 Haziran 2023

Çin'de 60 yaş ve üzeri 29 bin kişi üzerinde yapılan 10 yıllık bir araştırma, sağlıklı yaşam tarzı faktörlerinin Alzheimer risk geni taşıyan bireylerde dahi hafıza kaybını yavaşlattığını ortaya koydu. Araştırmada, sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel egzersiz, aktif sosyal ilişkiler, aktif bilişsel aktivite, sigara içmeme ve alkol kullanmama gibi altı faktör incelendi. Araştırma sonuçları 'British Medical Journal' dergisinde yayınlandı.
28 Ocak 2023

Journals of Gerontology dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, 1946-1964 yılları arasında doğan 'baby boomer' kuşağı, İkinci Dünya Savaşı öncesinde doğanlara göre daha uzun yaşıyor ancak sağlık durumları daha kötü. Araştırma, Britanya, ABD ve Avrupa'da 50 yaş ve üzeri 100 binden fazla kişinin sağlık verilerini analiz etti. Baby boomer'ların obezite, tip 2 diyabet, kanser ve kalp hastalığı gibi kronik hastalıklara daha erken yakalandığı tespit edildi. Bu durum, sosyal bakım taleplerinin artmasına ve hükümet harcamaları üzerinde büyük etkilere yol açabilir.
7 Ekim 2024

ABD'deki UC Merced Üniversitesi'nden araştırmacılar, hücrelerde protein üretiminin yavaşlaması sonucunda insan ömrünün iki kat uzayabileceğini keşfetti. Araştırma, OTUD6 proteininin hücrelerde protein üretimini yüzde 50 oranında azalttığını ve bu durumun meyve sineklerinin yaşam süresini iki katına çıkardığını gösterdi. Bilim insanları, bu mekanizmanın kanser hücrelerinin gelişimini nasıl etkilediğini de inceliyor. Eğer çalışma insanlar üzerinde etkili olursa, ortalama insan ömrü 80 yıldan 160 yıla kadar çıkabilir.
6 Eylül 2024

Britanya'da gerçekleştirilen bir araştırma, sosyal izolasyon yaşayan kişilerin erken ölme olasılığının daha yüksek olduğunu belirledi. Araştırmada, yalnız yaşayan ve sevdikleri tarafından ziyaret edilmeyen kişilerin ölüm riskinin %77 daha fazla olduğu tespit edildi. UK Biobank çalışmasından elde edilen verilerle yapılan araştırmada, ortalama 57 yaşındaki 458,146 kişi üzerinde yapılan 13 yıllık takip sonucunda, sosyal bağlantı eksikliğinin ölüm riskini artırdığı sonucuna varıldı. Araştırmacılar, ayda en az bir kez sevdiklerini ziyaret etmenin bile riski azaltabileceğini ifade etti.
10 Kasım 2023

Sinirbilim ve görüntüleme tekniklerindeki ilerlemeler sayesinde, ölüm sürecinde beyin aktiviteleri üzerine yapılan bir araştırma PNAS dergisinde yayınlandı. Araştırmada, ölmek üzere olan dört hastanın beyin dalgaları ve kalp ritimleri incelendi ve özellikle 'gama' adı verilen beyin dalgalarında ani bir artış gözlemlendi. Gama dalgaları, yüksek düzeyde bilişsel işlevlerin gerçekleştirilmesinde önemli bir rol oynar. Araştırma, Michigan Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden nörobilimci Jimo Borjigin başkanlığında yürütüldü ve ölüm sürecini saniye saniye gösteren ilk çalışma olma özelliğini taşıyor.
3 Mayıs 2023

ABD'de North Carolina Üniversitesi tarafından yapılan üç yıllık bir araştırma, gençlerin sosyal medyayı sık kontrol etme alışkanlığının beyin gelişimlerini ve sosyal geri bildirimlere olan hassasiyetlerini etkilediğini ortaya koydu. Araştırmacılar, Kuzey Carolina'daki devlet okullarına giden 169 öğrenciyi takip ederek, sosyal medya kullanım sıklıklarını ve beyin görüntülerindeki değişimleri kaydetti. Bulgular, gençlerin sosyal ödüllere ve cezalara karşı daha hassas hale gelebileceğini ve bu durumun sosyal medya kullanım ihtiyacını artırabileceğini gösteriyor.
6 Ocak 2023

Son yapılan araştırmalar, meme kanserinin özellikle 20 ile 49 yaş arasındaki kadınlarda artış gösterdiğini ve bu kanser türünün giderek daha genç yaşlarda görüldüğünü ortaya koyuyor. ABD'de yapılan bir çalışma, 2000'den 2019'a kadar meme kanseri görülme sıklığının yılda yüzde 0,79 oranında arttığını ve özellikle 2016'dan sonra bu artışın daha da belirginleştiğini gösteriyor. Risk faktörleri arasında genetik mutasyonlar, ailede meme kanseri öyküsü, ilk doğumu 30 yaşından sonra yapmak, az sayıda çocuk doğurmak, emzirmemek, hareketsiz yaşam, alkol ve sigara kullanımı gibi etmenler bulunuyor. Erken teşhis için 40 yaşından itibaren mamografi ve riskli gruplarda meme ultrasonu öneriliyor.
20 Şubat 2024

Washington Üniversitesi Sağlık Ölçümleri ve Değerlendirme Enstitüsü tarafından yürütülen uluslararası bir araştırma, Covid-19 salgınının 2019 ile 2021 yılları arasında dünya genelinde beklenen yaşam süresini 1,5 yılı aşkın süreyle azalttığını ortaya koydu. Araştırmacı Dr. Austin E. Schumacher, salgının yetişkinler üzerinde derin etkiler bıraktığını ve ülkelerin yüzde 84'ünde beklenen yaşam süresinin azaldığını belirtti. Bu durum, yeni patojenlerin potansiyel yıkıcı etkilerini gözler önüne seriyor.
13 Mart 2024

The Lancet dergisinde yayınlanan 'Küresel Hastalık Yükü 2021' araştırması, Covid-19 pandemisinin 2019-2021 yılları arasında dünya genelinde beklenen yaşam süresini bir yıl altı ay azalttığını ortaya koydu. Bu durum, 1950'den bu yana yaşam süresindeki ilk düşüş olarak kaydedildi. Araştırma, pandeminin yaklaşık 16 milyon insanın ölümüne yol açtığını ve pandemi döneminde ölümlerin ortalama yüzde 5,1 arttığını belirtti. Ayrıca, dünya nüfusunun yaşlanması ve bu değişimin sağlık ve sosyal güvenlik sistemleri üzerindeki etkilerine dikkat çekildi.
13 Mart 2024
İşaretlediklerim