Deniz Zeyrek · 13 Haziran 2025

Deniz Zeyrek: Bu İktidardan erdem beklenir mi #denizzeyrek

  • 0:01 Dez, bey merhaba.

    Merhaba, Ufuk. Hoş geldin.
    Hoş buldum. Nasılsınız?
    Yorgunum vallahi.
    Evet, gerçekten belli oluyor. Evet, sizi ben de iyice zorluyorum.
    Yok, sen zorlamıyorsun ya. Şey, ülke olarak zor günler geçiriyoruz; zor yıllar geçiriyoruz. Hani dün konuştuk ya, Mehmet Şimşek 2024'ten iyi olacak diyor. 2025 2024'ten iyi olacak, 2026 2025'ten iyi olacak. Ama öyle olmuyor. Yani, hep gelen gideni aratıyor ve her yıl bir öncekinden daha zor oluyor koşulları bakımından.

    Ee, yani ben de yazımda Zülfü Livaneli'nin tesadüfen işte Ayrancı'dan e Shiye yürürken Spotify, ee onu önerdi. Böyle onu dinledim. Ee, gerçekten zor yıllar yani. Ee, gerçekten kaygılıyız hepimiz. Gerçekten mutsuzuz; neşemiz çalınmış falan. Yani bu zor günlerin, zor yılların bir an önce gelip geçmesini istiyorum. Keşke Mehmet Şimşek, ee hani güvenilir bir adam olsa, ee söylediği şeyler doğru çıksa yani, 2025 2024'ten güzel olsa, keşke 2025 2024'ten güzel olsa, ee keşke 2026'dan güzel olsa ama olmuyor işte, beceremiyorlar yani. Ellerine yüzlerine bulaştırdıkları için, ee insanlar da perişan oluyor.

    Yani hocam, interneti de tarıyoruz bütün gün boyunca. Yani kimler için iyi oluyor acaba? Ben pek birileri için iyi olduğunu da göremiyorum yani. Yok, oluyor. Niye olmasın ki? Yani iktidarın şeyinden bal tutan parmağını yalar, ee modundan, ee halinden çok memnun olanlar var. Ya bak, dün e şimdi üstümde çalışıyorum. Ee belgelere ulaştığımda yazacağım. Ya, KKTC'deki bir ihalede bile yolsuzluk yapmışlar ya. Burada Aselsan'a kod. Şimdi trafikte radarları tartışıyoruz ya. Radar onların, biliyorsun, yazılımları var.

    Evet. Ee, vesaire falan ve o, onları emniyet satın alıyor. Yani mesela ben, ee inanmayacaksın Ufuk. Bir taraftan şunu düşünüyorum ama yani çok fazla ceza kesmek için çok fazla radar koyuyorlar ya. Bir taraftan öyle düşünüyorum ama bir taraftan da o cihazları, yazılımlarını vesaire falan almak için ihale açıyorlar. Birilerini zengin ediyorlar. Mesela, bu benim radarıma da radar ihaleleri girdi. Yani şu anda en çok ilgilendiğim konu bu; devletin satın aldığı bu radar cihazları, onların yazılımları vesaire, hangi şirketlerden alınmış onlara bakıyorum.

    KKTC'dekini buldum, 140 milyon dolarlık bir ihale. Sadece birinci etabı. Bu EDS'ler vesaire falan var ya, bütün onların her şeyini Aselsan'a yaptırmışlar. Oradan çalmışlar ve o bilgiyle, o navhavla gitmişler KKTC'deki ihaleyi almışlar ve şimdi, eee orada paraya para demiyorlar. Yani 140 milyon dolar bir etap, düşün daha iki etap, üç etap, bilmem ne devam edecek yani.

    Hocam, ben de bayram süresince bir şeye şahit oldum, duydum. Çamdere Belediyesi belediye başkanı direkt anlatmış. 33 milyon liraya yapılacak bu kamera sistemi, EDS söylediğim sistemleri kendisi 19 milyona mal etmiş. Nasıl? Evet. Hangi şey bağımsız mı oldu diye... Bağımsız belediye başkanı 33 milyon lira firma ihale yapmışlar. 33 milyon liradan kendisi tek Türk Telekom'a gitmiş, ee kamera firmasına gitmiş. 19 milyona mal etmiş. İşte bak, devlet böyle soyu...

  • 2:55 İhaleleri girdi. Yani şu anda en çok ilgilendiğim konu bu; devletin satın aldığı radar cihazları, onların yazılımları vesaire hangi şirketlerden alınmış, onlara bakıyorum. KKTC'dekini buldum. 140 milyon dolarlık bir ihale, sadece birinci etabı. Bu EDS'ler, vesaire falan var ya, onların her şeyini Aselsan'a yaptırmışlar. Oradan çalmışlar ve o bilgiyle, o navhavla gitmişler, KKTC'deki ihaleyi almışlar. Şimdi orada paraya para demiyorlar. Yani 140 milyon dolar bir etap, düşün, daha iki etap, üç etap, bilmem ne devam edecek.

    Hocam, ben de bayram süresince bir şeye şahit oldum, duydum. Çamdere Belediyesi’nin belediye başkanı bunu direkt anlatmış. 33 milyon liraya yapılacak bu kamera sistemi, EDS olarak söylediğim sistemleri kendisi 19 milyona mal etmiş. Nasıl? Evet. Hangi şey bağımsız mı oldu diye, başımsız belediye başkanı 33 milyon lira, firma ihale yapmışlar. 33 milyon liradan kendisi tek Türk Telekom'a gitmiş, kamera firmasına gitmiş, 19 milyona mal etmiş. İşte bak, devlet böyle soyuluyor. Yani o tamam, nasıl olsa devletin malı dese, verse istenilen parayı, kaç lira zarar ediyor? 14 milyon lira zarar ediyor. Bir sürü iş yapar 14 milyon lirayla. Devlet böyle soyuluyor.

    İşte bugün çokça konuğumuz var. Mehmet Şimşek’te geleceğiz. Anketler var. Ondan önce bir hatırlatma yapmak istiyorum. Bir takipçimiz özellikle belirtmiş; lütfen abone olma hatırlatmasını videoların başında yapın demiş. Sonuna kadar beklemiyorlarmış. Başındaki etki, sonundakinden daha fazla oluyormuş. Tamam. Gerçekten senin araştırmalarından ne sonuç aldığım bilmiyorum ama benim şu son iki gündür gözlemlediğim şu var: İzleyicilerimize hatırlattığımız zaman abone oluyorlar. Yani son iki günde 2.000'den fazla abone geldi. Dolayısıyla hatırlatmakta fayda oluyor. Yani algoritmayla, şununla bununla uğraşmak yerine, sen diyorsun ya televizyondan abone olamıyorlar ya da işte ne bileyim, abone tuşunu mu bulamıyorlar vesaire. Ondan daha çok unutuluyor. Yani izliyorsun, abone olmayı ihmal ediyorsun, unutuyorsun. Biz buradan hatırlatalım: Lütfen abone olun, bildirimlerinizi açın ve yorumlarınızı da yazın. Çok faydalı oluyor.

    Yani bugün, mesela bir izleyicimizden değişik bir şey öğrendim. Bunu araştıracağım ve gündeme getireceğim. Ufuk izleyicimiz diyor ki, iş insanıymış. Bankalar, bir kota koymuşlar; kredi kartı, ticari kredi kartlarının ödemesini 3 günde bir, maksimum 100.000 lira yapabiliyormuşsun. Adam diyor ki, "Paran var, limitim var. Ama ödeme yapamıyorum." Mesela bunu sorduk bankaya. Banka, "Bizimle ilgili değil. BDDK bu kısıtlamayı koydu," diyorlar. BDK’de muhatap bulamıyoruz ama mağdur oluyoruz, diyor. Yani enteresan bir şey. Bu tür şeylerin bize çok faydası oluyor. Yani sizin yaşadığınız ama içinde olduğunuz için önemsemediğiniz bazı konular, Türkiye çapında ulusal düzeyde önemli haberlerin çıkması için ipuçları olabilir. Onun için bizimle yorumlarınızı paylaşın. Yorumları paylaşmak önemli. Videolarımızı paylaşmak da önemli.

  • 5:33 Sun unutuyorsun. E biz buradan hatırlatalım. Lütfen abone olun, bildirimlerinizi açın ve yorumlarınızı da yazın. Çok faydalı oluyor.

    Yani bugün bir izleyicimizden değişik bir şey öğrendim. Bunu araştıracağım ve gündeme getireceğim. Ufuk, izleyicimiz diyor ki iş insanıymış. Bankalar bir kota koymuşlar. Kredi kartı, ticari kredi kartlarının ödemesini üç günde bir, maksimum 100.000 lira yapabiliyormuşsun. Adam diyor ki, "Paran var, limitim var. Ama ödeme yapamıyorum." Bunu sorduk bankaya. Banka, "Bizimle ilgili değil. BDDK bu kısıtlamayı koydu," diyorlar. BDDK'da muhatap bulamıyoruz diyor ama mağdur oluyoruz diyor. Yani enteresan bir durum. Bu tür şeylerin bize çok faydası oluyor.

    Yani, sizin yaşadığınız ama içinde olduğunuz için önemsemediğiniz bazı konular, Türkiye çapında ulusal düzeyde önemli haberlerin çıkması için ipuçları olabilir. Onun için bizimle yorumlarınızı paylaşın. Yorumları paylaşmak önemli. Videolarımızı paylaşmak da önemli. Bazı takipçilerimiz de özellikle şunu belirtiyor: "Aa Deniz Bey burada mıydı? YouTube yayınlarına mı başladı?" Diyen de çok fazla takipçimiz var. Bunun için de yapmaları gereken dijital sabretmek. Ufuk, sabırlı olacaksın. Ben sabrediyorum. Bununla ilgili değil ama tabii yayınların daha fazla kişiye ulaşması için onların destekleri çok önemli.

    Tabii, yani WhatsApp üzerinde, Instagram üzerinde, tüm dijital platformlarda paylaştıkları zaman bu yayınlar, daha fazla kişiye ulaşmış oluyor. Doğru, paylaşımları için teşekkür ediyorum. Beğenileri için de. Ayrıca bir de iletişim e-posta adresimiz var. Buradan da bizlere mail atarak şu anda da altta geçiriyorum. Bu mail adresinden de size ulaşabilirler. Siz de birçoğuna zaten kendiniz cevap veriyorsunuz, diyorum ve ilk soruma geçiyorum.

    Bayağı bir uzun giriş yaptım, yedi dakika oldu. Hocam, ilk sorum: CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gazi Osmanpaşa Belediyesi'nin seçimiyle ilgili tepki gösterdi. Evet. Özgür Özel gerçekten çok naif bir adam. Hani bu solcuların böyle bir sorunu var. Çok naif oluyorlar. Etik, erdem, ardından dürüstlük vesaire gibi kavramlar onlar için çok önemli. Ve karşısındaki rakibin de bu özelliklere sahip olduğunu düşünüyorlar.

    Yani Özgür Özel zannediyor ki AK Parti, hani kendi iddialarını tırnak içinde söylüyorum, hala bir erdemliler hareketi. Hala dürüstçe siyaset yapıldığını düşünüyor. AK Parti’de, hala böyle ülkenin çıkarlarının, partinin ya da oradaki kişilerin çıkarlarının önünde tutulduğunu falan zannediyor zannedersem Özgür Özel. Çok naif yani, hala AK Parti'den fair play bekliyor.

    Yani dürüst oynamasını bekliyor. Belediye başkanlığı seçimini Hakan Bahçetepe kazanmış. Mecliste vekil seçilecekse CHP'den biri seçilsin. Ya adam zaten bu kumpası bunun için kurmuş. Hakan Bahçetepe gibi bir adamı bir iftiracının, bir suç örgütü liderinin iftirasıyla zaten bu yüzden cezaevine at...

  • 7:56 Gerçekten. Bu solcuların böyle bir sorunu var. Çok naif oluyorlar. Etik, erdem, dürüstlük vesaire gibi kavramlar onlar için çok önemli; karşılarındaki rakibin de bu özelliklere sahip olduğunu düşünüyorlar. Yani Özgür Özel, AK Parti'nin hala bir erdemliler hareketi olduğunu zannediyor. Hala dürüstçe siyaset yapıldığını düşünüyor. AK Parti'de, ülkenin çıkarlarının, partinin çıkarlarının ya da oradaki kişilerin çıkarlarının önünde tutulduğunu zannediyor zannedersem. Çok naif yani, hala AK Parti'den fair play bekliyor. Yani dürüst oynamasını bekliyor.

    Belediye başkanlığı seçimini Hakan Bahçetepe kazanmış. Mecliste vekil seçilecekse CHP'den biri seçilsin. Adam zaten bu kumpası bunun için kurmuş. Hakan Bahçetepe gibi bir adamı bir iftiracının, bir suç örgütü liderinin iftirasıyla cezaevine atmış. Oradaki o koltuğu geri alabilmek için yapmış bunu. Ya adam sana bu jest yapar; sen bu partiden nasıl etik bekliyorsun? Nasıl dürüst oyun, yani fair play bekliyorsun? Şaşıyorum. Gerçekten solun böyle bir sorunu var. Sağ her zaman fırsatçıdır. Sağ her zaman pragmatisttir, hatta makyavelistir. Sağ her zaman öyledir; sağ her zaman popülisttir. Dolayısıyla sağdan hiçbir zaman ilke vesaire falan beklenmez. Çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yaparlar. O Gazi Osman Paşa'nın rantını yemek istiyorlarsa, Gazi Osman Paşa'nın koltuğunu kaparlar. Bunun için devletin gücünü de, yargının gücünü de kullanırlar.

    Sol ne yapıyor? İşte dürüst olacağım, etik olacağım. Ya kardeşim, elini kolunu bağlamış, sana tokat atıyor; sen hala o koşullarda maçı kazanabileceğini zannediyorsun. Neyse, buna rağmen biz yine de bu etik değerleri, dürüstlüğü, işte bu hakça düzeni savunmak zorundayız. Yani karşıdakiler ne kadar bu işi çığırından çıkarırsa çıkarsın, hani Özgür Özel’e takılıyorum ama doğru yapıyor. Bizim görevimiz olması gerekenleri insanlara anlatmak. Etik değerler olmazsa olmazdır. Adalet olmazsa olmazdır. Dürüstlük olmazsa olmazdır. Bunlar olmadan hayat düzelmez, iyilik kazanmaz. Ama kötülerden de iyilik beklememek lazım. Yani, iyiliği sonuna kadar dillendirelim, savunalım ama kötülerin de neden iyilik yapmadığını sorgulamak bana biraz naif geliyor.

    Biraz Özgür Özel'i dinlerken o hisse kapıldım. Bir an benim de aklıma Star Wars geldi nedense. Dark Side. Dark Side hiçbir zaman… Gerçi en sonunda kötü iyi oluyor ama yani. Bizde de belki öyle olur, canım. Ya en kötü iyi olmuyor ama bir şekilde siyaset, aslında Star Wars'u biraz özetliyor. Yani, siyasette karanlık tarafa geçmek çok kolay. Çünkü başını döndüren şeyler oluyor insanın siyasette; para, güç, devlet gücü, yargı gücü vesaire falan. Öyle olunca kötülük tarafına...

  • 10:50 Ben, çok naif falan diye ama doğru yapıyor. Yani, bizim görevimiz olması gerekenleri insanlara anlatmak. Etik değerler olmazsa olmazdır. Adalet olmazsa olmazdır. Dürüstlük olmazsa olmazdır. Bunlar olmadan hayat düzelmez, iyilik kazanmaz. Ama kötülükten, yani kötülerden de iyilik beklememek lazım. Yani bunu, iyiliği sonuna kadar dillendirelim, savunalım ama kötülerin de neden iyilik yapmadığını sorgulamak bana biraz naiflik geliyor.

    Biraz Özgür Özel'i dinlerken o hisse kapıldım. Bir an benim aklıma Star Wars geldi, nedense. Dark side. Dark side hiçbir zaman tamamen kötü olmuyor. Gerçi en sonunda kötü iyi oluyor ama, belki bizde de öyle olur. Yani en kötü iyi olmuyor ama bir şekilde siyaset, aslında Star Wars siyaseti biraz özetliyor. Siyasette karanlık tarafa geçmek çok kolay; çünkü başını döndüren şeyler oluyor insanın. Para, güç, devlet gücü, yargı gücü vs. Öyle olunca kötülük tarafına, karanlık tarafa kolay geçiyorsun. Ama esas olan, yani güçlü insan, iyilik tarafında kalabilendir. Yani, düzgün insan, doğru insan iyilik tarafında kalabilendir. Biz iyilik tarafında kalmak için mücadele etmeye devam etmeliyiz.

    Peki, hocam, gerçekten bunu çok merak ettiğim için soruyorum size. Özgür Özel, bugün AK Partili bir belediye başkanının yerine vekil seçilecek olsun, aday çıkaran Özgür Özel, “N'amer” dedi. Gerçekten bu davranışı yaparlar mı?

    Yapar, abi. İşte sol bu yüzden hep kaybediyor. Yapar yani. Yere düşer, kavga edersin, yere düştüğü için vurmazsın. Kalkarsın, arkanı dönersin, bir adım atarsın, arkadan kafana yersin sopayı. Bu yerden kalkıp sana vurur.

    Hocam, bununla ilgili şeyleri böyle tararken bir takipçi de şöyle yazmış. "X platformunda daha önce benzer şeyi rahmetli Deniz Baykal yapmadı mı?" demiş. Ya Erdoğan mecliste milletvekili olabilsin diye, evet. Onu hatırlatmış. Anayasayı değiştirdiler bu ülkede. Yani Erdoğan tutuklandığında ne oldu? O zamanki Refah Partisi'nin çoğunluğu mu vardı? Ali Müfit Gürtuna nasıl seçildi? İşte, siyasal İslamcılardan ben böyle şeyler, davranışlar beklemiyorum. Siyasal İslam'ın ruhunda var bu zapt etmek. Yani o koltuğu almayı kafasına koymuş. O koltuğu almak için her şey mübah. Gerçekten de bunu yaşayarak gösterdiler bize.

    Özgür Özel diyor ya, “Cumhurbaşkanının araması da bana şaşırtıcı geldi.” Niye ki ya? Neyine şaşırıyorsun? Hedef o zaten. Yani, onun amacı o koltuğu kapmak. Nasıl kaptığının falan bir önemi yok ki. O koltuğu kaparken birtakım hilelere, hurdalara başvurulmuş olabilir. Bunun bir önemi yok onlar için. Önemli olan koltuğu kapmaktı ve kaptılar. Yani, Ali Müfit Gürttuna dediğiniz için soruyorum. Halk TV'de de dün bağlantı yaptı, açıklamalarda bulundu. Onu değerlendirmek ister misiniz?

    Yok. Ne diyeceğim yani? Yaşanmış bir olay. Soruyorsun ya, Özgür Özel yapar mı? Yapar. Gerçekten yapar. CHP yapar mı? Yapar. Ya, bu ülkede demokrasi işlesin diye kurallar, kurumlar falan yaşasın diye eee yapar.

  • 13:31 Refah Partisi'nin çoğunluğu mu vardı? Ali Müfit Gürtuna nasıl seçildi ya? İşte siyasal İslamcılardan ben böyle şeyler, davranışlar beklemiyorum. Siyasal İslam'ın ruhunda bu zapt etmek var. Yani o koltuğu almayı kafasına koymuş. O koltuğu almak için her şey mübah. Gerçekten de bunu yaşayarak gösterdiler bize.

    Özgür Özel diyor ya, "Cumhurbaşkanının araması da bana şaşırtıcı geldi." Niye şaşırıyorsun? Hedef o zaten. Yani onun amacı o koltuğu kapmak. Nasıl kaptığının falan bir önemi yok ki. O koltuğu kaparken birtakım hilelere, hurdalara başvurulmuş olabilir. Bunun bir önemi yok onlar için. Önemli olan koltuğu kapmaktı ve kaptılar.

    Ali Müfit Gürtuna dediğiniz için soruyorum. Halk TV'de de dün bağlantı yaptı, açıklamalarda bulundu. Onu değerlendirmek ister misiniz? Yok, ne diyeceğim yani? Yaşanmış bir olay. Soruyorsun ya; Özgür Özel yapar mı? Yapar. Gerçekten yapar. CHP yapar mı? Yapar. Ya bu ülkede demokrasi işlesin diye kurallar, kurumlar falan yaşasın diye yaparlar. Yani solun böyle bir hastalığı vardır.

    Hocam, Özgür Özel Ferdi Zeyir'in taziyesinde de şöyle bir açıklama yaptı: "Ferdi Başkan, yaşarken de yaptığını, ölümüyle de en üst noktaya çıkardı. Millet seçtiğime sahip çıkarım. Benim seçtiğim yönetsin diyor. Seçilmişlere saygı gösterin. Milli iradeye bu sahiplenmeye görmek gerekir." Bu çok kıymetlidir desen. Ya aynen, zaten bütün mesele milli irade meselesi.

    Bak kardeşim, orada Cumhur İttifakı bir olmuş. Hakan Bahçetepe tek başına yarışmış ve 1000 oy farkla, da olsa 848 oy farkla kazanmış. Saygı göstereceksin. Gazi Osmanpaşa Belediyesi demiş ki, "Benim bu çocuğum başkan olsun." Yani Gazi Osmanpaşa halkının kararı bu. İstese AK Partiliyi seçerlerdi.

    E şimdi sen bunu adam... ya bir de bir şey söyleyeyim mi? Bu soruşturmanın en zayıf halkası gerçekten Hakan Bahçetepe oldu. Yani başkaları da var. Mesela, bodrum katındaki bir evde oturan bir bürokratı bilmem neyle suçladılar. Ama bu Hakan Bahçetepe gerçekten bu soruşturmanın en zayıf halkası.

    Mesela, 3 tane HTS kaydı göstermişler bu Aziz İhsan Aktaş'la bağlantı kurmak için. Adam, üçünde de o bölgede bir açılışta ya da törende. Törenin kanıtları var Twitter'da. Şurada burada canlı yayınlar yapılmış o törenlerde ve törenlerin yapıldığı yer, Aziz Santaş'ın bulunduğu baz istasyonuyla aynı. Adamın günahı ne ya? Artı, bahsedilen projeler AK Parti döneminde başlamış. Bahsedilen mesele ilgili elektrik iletim anonim şirketi ile ilgili. Yani adamda böyle bir hızlı zenginleşme, şu bu da yok yani. Halasının evinde oturuyor, belediyeye yürüyerek gidiyor. Adamın otomobili yok ya.

    Gerçekten bu soruşturmanın en zayıf halkası Gazi Osmanpaşa Belediyesi ve orada gerçekten de AK Parti'nin çoğunluğu olduğu için mecliste belediyeyi kendilerine almak için yaptıkları gün gibi ortada. Yani yarın serbest kalsa, yarın mahkemede beraat etse, dönse ne olacak? Ya zaten adam o şey... belediye başkan vekili olan Cumhurbaşkanı beni bu göreve layık gördüğü için teşekkür ederim dedi ya. Eray Karadeniz...

  • 16:16 Mesela, üç tane HTS kaydı göstermişler, bu Aziz İhsan Aktaş'la bağlantı kurmak için. Adam, üçünde de o bölgede bir açılışta ya da törende, törenin kanıtları var Twitter'da. Şurada burada canlı yayınlar yapılmış o törenlerde ve törenlerin yapıldığı yer, Aziz Santaş'ın bulunduğu baz istasyonuyla aynı. Adamın günahı ne ya?

    Artı, bahsedilen projeler AK Parti döneminde başlamış. Bahsedilen mesele elektrik iletim anonim şirketi ile ilgili. Yani, adamda böyle bir hızlı zenginleşme, şu bu da yok. Halasının evinde oturuyor, belediyeye yürüyerek gidiyor. Adamın otomobili yok.

    Gerçekten, bu soruşturmanın en zayıf halkası Gazi Osmanpaşa Belediyesi. Orada gerçekten de AK Parti'nin çoğunluğu olduğu için, mecliste belediyeyi kendilerine almak için yaptıkları gün gibi ortada. Yani, yarın serbest kalsa, yarın mahkemede beraat etse, dönse ne olacak? Zaten adam, 'Cumhurbaşkanı beni bu göreve layık gördüğü için teşekkür ederim' dedi. Eray Karadeniz, ya sen işte cumhurbaşkanı layık görmese o göreve gelemeyeceksin. Sen öyle bir adamsın. Yani, siz ancak varlığınızı cumhurbaşkanının sizi layık görmesine borçlusunuz.

    Milletin seçtiği bir adamı alacaksın, cezaevine koyacaksın. Onun yerine, bir kişinin seçtiği adamı koyacaksın. Böyle demokrasi mi olur, Allah aşkına?

    Hocam, dün de bahsetmiştik; Ekrem İmamoğlu bilirkişi davası. Orada da ayrı bir skandal var. İşte, demin Özgür Özel'e dedim ya, naif şeyler bekliyorlar. Nasıl olur kardeşim? 12 saat kala duruşmanın yeri mi değiştirilir? Çağlayandan Silivri'yi alıyorsun, 110 km. Tamam mı? Naif bir şekilde bu soruyu soruyor. Nasıl olur? Hukuk devletinde böyle bir şey mi olur?

    Ya, hukuk devletinde bu yaşadıklarımızın hiçbiri olmaz ki. Hala, hukuk devletinde olur mu böyle şey diye naifçe soruyoruz. Oluyor kardeşim. Adam kafasına koymuş, her şeyi canının istediği gibi yapıyor. Ne kurallara uyuyor, ne kurumlara uyuyor, ne yasalara uyuyor, ne kanununa uyuyor.

    Zaten soruşturmanın kendisi niye var, onu bile anlamış değiliz. O dava niye var, onu anlamış değiliz. Bilir kişiyi soruşturacağını, bunu gündeme getirdi diye Ekrem İmamoğlu'nu soruşturuyor. Böyle şey olur mu?

    Bir orada tuhaf bir tesadüf var. Niye hep aynı bilir kişiye düşüyor? Bir ayarlama var orada. Saatleri ayarlama enstitüsü gibi bilirkişi ayarlama enstitüsü kurmuşsunuz. Yani orada, bilir kişiyle ilgili soruşturma yapacağına, bunu gündeme getiren siyasetçiyle ilgili soruşturma yapıyorsun. Ondan sonra da duruşmasını Çağlayandan alıyorsun Silivri'ye. Niye? Çünkü Çağlayan'da yaparsa İstanbullular akın eder. Geçen sefer nasıl on binlerce insan toplandı, şimdi de aynı şey olur diye önlem alıyorlar.

    Böyle hukuk mudur bu?

    Hocam, Kemal Kılıçdaroğlu'nun da Silivri'de Ekrem ziyareti gerçekleşti. Evet. Bu konunun detaylarıyla ilgili bilginiz var mı? Valla, ben Kemal Kılıçdaroğlu'nu artık çok da önemsediğim bir siyasi figür değil. İyi yapmış. İnsani bir şey yani. Gitmesinde fayda var. Eski genel başkan ol...

  • 19:11 amış değiliz. Zaten o dava niye var, onu anlamış değiliz. Ya bilir kişiyi soruşturacağını, bunu gündeme getirdi diye Ekrem İmamoğlu'nu soruşturuyor. Böyle şey olur mu ya? Bir orada tuhaf bir tesadüf var. Niye hep aynı bilir kişiye düşüyor? Bir ayarlama var orada. Saatleri ayarlama enstitüsü gibi, bilirkişi ayarlama enstitüsü kurmuşsunuz. Yani orada bilir kişiyle ilgili soruşturma yapacağına, bunu gündeme getiren siyasetçiyle ilgili soruşturma yapıyorsun. Ondan sonra da duruşmasını Çağlayan'dan alıyorsun Silivri'ye. Niye? Çünkü Çağlayan da yaparsa İstanbullular akın eder. Geçen sefer nasıl on binlerce insan toplandı, şimdi de aynı şey olur diye önlem alıyorlar. Böyle hukuk mudur bu?

    Yani hocam, Kemal Kılıçdaroğlu'nun da Silivri'de Ekrem ziyareti gerçekleşti. Evet. Bu konunun detaylarıyla ilgili bilginiz var mı? Valla ben Kemal Kılıçdaroğlu'nu artık çok da önemsemiyorum. Yani önemsediğim bir siyasi figür değil artık. İyi yapmış. İnsani bir şey yani. Gitmesinde fayda var. Eski genel başkan olarak Kemal Bey, birçok insanı hayal kırıklığına uğratmış vaziyette.

    Hocam buradan İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne geçiyorum. Cemil Tugay'ın açıklamaları oldu. Gördüm. 1000 işçi işten çıkartılacak. 1080 işçi galiba. Bir de sendikayı suçluyor. Evet. Yani bak, yine kitabın ortasından konuşacağım. Cemil Tugay kötü bir siyasetçi. Cemil Tugay kötü bir belediyeci. İyi bir estetik cerrah olabilir. Güzel meme yapabilir ama kötü bir belediye başkanı, kötü bir siyasetçi. 1080 insanın ekmeğiyle oynayacaksın, bunu da getireceksin. Sendikaya bağlayacaksın. Fırsatçılık bu. Fırsatçılık. O sen nasıl sosyal demokratı? Sen, nasıl o insanların? Onların her birinin bir ailesi var. Her biri geçim derdindedir. Belediyeyi yönetemiyorsun. Paranı idare edemiyorsun. Maaş ödeyemeyecek duruma gelmişsin. Mecburen insanları işten çıkaracaksın. Onun hazırlıklarını önceden yapmışsın. Şimdi bunu sendikaya bağlıyorsun. Vay, siz ücretleri yüksek aldınız. Biz de mecburen adam çıkaracağız. Sendika yöneticilerinin akrabaları olmayacakmış. Almasaydınız kardeşim. Suç, suç mu görüyorsun sendikacıda? Git sendikacıyla mücadele et. Onun akrabası diye gariban işçiyi niye kapıya koyuyorsun? Yatacak yeri yok. Gerçekten ben Cemil Tugay'ın sosyal demokrat bir siyasetçi olduğuna inanmıyorum ve İzmir'e de yakışmıyor.

    Hocam, buradan en sevdiğiniz konuya geçiyorum. Geç hadi. Sayın Bakan sanırım yayınları izliyor. Niye? Nereden çıkardı? Dün söylemiş olduğumuz bir konu hakkında bugün bir cevap gelmiş ama ne? Enflasyonun düşmesi demek, fiyatların düşmesi demek değil, demiş. Ben bir soru sormuştum size. Fiyatların düşmesi gerekmiyor mu, demiştim. Seni, sana cevap vermiş. Beni değil, seni dinliyor Ufuk. Bence buradan kendine pay çıkar. Beni çok dinlediğini zannetmiyorum. Şey, ya okurken güldüm biliyor musun, o açıklamaları. Enflasyon, ya fiyatlardaki artış hızı; hani fiyatlar eskiden hızlı artıyordu, şimdi yavaş artıyor demeye getiriyor. Onu anlatmaya çalışıyor. Yani, bir ürünün fiyatının düşmesi, enflasyonun düşmesi değil.

  • 21:59
  • 24:29 En ay, limonun kilosu 40'ydi. Bu ay limonun kilosu 25'e düştü. TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) ve TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) Türkiye enflasyonunu hesaplarken, limon gibi temel gıda ürünlerini bir sepete dahil eder. Limonun fiyatındaki düşüş, sebze meyve kaleminde fiyat ortalamasını aşağı çeker. Bu da genel sepetin ortalama fiyat artış hızını yavaşlatır ve düşürür. Enflasyon etkisi.

    Eğer sadece limon değil, domates, soğan, patates gibi diğer ürünlerin de fiyatları düşerse, TÜFE düşer ve enflasyon oranı azalır. Nisan'da 40 lira olan limon, yüksek fiyat enflasyonu artırır. Mayıs ayında 25 lira, düşük fiyat enflasyonu azaltır. Limon tek başına enflasyonu belirlemez, ancak birçok ürünün fiyatı birlikte hareket ettiğinde, özellikle gıda enflasyonunu etkiler. Türkiye gibi ülkelerde gıda kalemi, enflasyon sepetinin önemli bir kısmını oluşturur.

    İstersen bu örneği başka ürünlerde de çeşitlendirebiliriz. Grafikleri de anlatmayalım fazla uzatmayalım bence. Ama netice itibarıyla Mehmet Şimşek bize dersi veriyor. Keşke yapay zekayı Hazine ve Maliye Bakanı yapsalar, daha başarılı olur bence. Hiç olmazsa siyasilerden etkilenmez, yani yandaş müteahhitlere, şunlara bunlara giden hortumları keser. Hiç olmazsa torpil yapamaz. Bu yapay zeka yapar.

    Hocam, bir açıklaması daha olmuş. Kur korumalı mevduat yakında sona erecek demiş. Var mıymış hala? Hani bitmişti? Bu ülke paradan para kazananların ülkesi. Mehmet Şimşek iki yılını doldurdu. Ortada ne var? Enflasyon %38'den %35'e düşmüş; o da TÜİK sayesinde. Adamlar, geçen ay gıda enflasyonunu binde 71 negatif çıkardılar. Yani eksi -0.071 çıkardılar geçen ayki gıda enflasyonunu. O kadar yetenekli bir TÜİK'imiz var; ona rağmen Mehmet Şimşek, iki senede enflasyonu %38'den %35'e düşürdü.

    Hocam, buradan başka bir konuya geçiyorum: Karabük Üniversitesi'ndeki mezuniyet töreni. Evet, gördüm onu. İzledin mi sen? İzledim. Buraya da koyuyorum o videoyu. Evet. Ben gerçekten çok şaşırdım video izlerken. Önce inanamadım yani, gerçekten Türkiye mi diye. Sonra Karabük Üniversitesi'ne de inanamadım. Yani Türkiye'de o kadar büyük üniversite var; hani İstanbul üniversiteleri var, Ankara üniversiteleri var, vesaire. Niye Karabük diye takıldım. Oturdum araştırdım. Bunları sana da göndereceğim. Karabük Üniversitesi'nin kendi tanıtım şeyinde var: 94 farklı ülkeden 11.000 öğrenci varmış.

    Bir harita da yapılmış. Rusya'dan en çok Suriyeli var; 1.991 öğrenci. İkinci sırada Irak var galiba; 1.165 öğrenci. Afrika çok ağırlıklı. 6.000'e yakın Afrikalı öğrenci var. Bakıyorum, Afrika ülkelerine. Mısır var, Cezayir var, Fas var, Moritanya var, Libya var, Mali var, Senegal var, Çad mesela 1.000'e yakın Çad öğrencisi var. En çok Çadlılar var, diğer yakın olanların dışında. Gine, Fildişi Sahili, Gana, Nijerya, Kamerun, Gabon'dan 177 öğrenci varmış. Sudan'dan 207 öğrenci varmış. Eritre'den bile 14 tane öğrenci varmış. Tanzanya, Etiyopya, Kenya, Somali'den 778 öğrenci varmış. Cibuti'den 274 öğrenci varmış. Yemen'den 768 öğrenci varmış.

    Nasıl rakamlar? Afganistan'da...

  • 27:01 Türkiye'de o kadar büyük üniversite var; İstanbul üniversiteleri, Ankara üniversiteleri vesaire. Niye Karabük diye düşündüm. Oturdum, araştırdım. Bunları sana da göndereceğim. Karabük Üniversitesi'nin kendi tanıtımında, 94 farklı ülkeden 11.000 öğrenci olduğu yazıyor. Bir harita yapılmış; Rusya'dan en çok Suriyeli öğrenci var, 1991 öğrenci. İkinci sırada Irak var galiba, 1165 öğrenci.

    Afrika'dan ise çok sayıda öğrenci var, yaklaşık 6000 Afrika ülkesi. Bakıyorum, Mısır, Cezayir, Fas, Moritanya, Libya, Mali, Senegal ve Çad gibi ülkelerden öğrenciler var. Mesela, Çad'dan 1000'e yakın öğrenci var. En çok Çadlılar, yakın olanların dışında, Gine, Fildişi Sahilleri, Gana, Nijerya, Kamerun ve Gabon'dan 177 öğrenci var. Sudan'dan 207, Eritre'den ise 14 öğrenci varmış. Tanzanya, Etiyopya, Kenya ve Somali'den 778 öğrenci bulunuyor. Cibuti'den 274, Yemen'den 768 öğrenci var. Nasıl rakamlar? Afganistan'dan 368, Azerbaycan'dan 590, Özbekistan'dan 360 ve Türkmenistan'dan 491 öğrenci var. Ürdün'den ise 460 öğrenci yer alıyor. Toplamda 11.000 öğrenci. Almanya'dan 26 öğrenci var ama büyük ihtimalle Türkler olabilir. Amerika'dan ise 4 öğrencileri var. Şaşırtıcı değil mi?

    Avrupa ülkeleri arasında başka var mı diye bakıyorum. Bulgaristan'dan 15, Kanada'dan 3, Fransa'dan da 4 öğrenci var. Çok enteresan. Myanmar'dan bile 59 öğrenci varmış. Aslında bu öğrencilere ulaşıp bir sormak lazım, neden tercih ettiklerini. Çok röportaj var, YouTube'da falan. Bir e kız öğrenci öldürülmüş. Evet, günlerce cesedi bulunamamış, sonra bir nehirde bulunmuş. İşte Afrikalı öğrenciler, özellikle cinsel istismar iddialarıyla çalıştırılıyorlarmış. Bir ara bulaşıcı hastalıklar ve zührevi hastalıklar yaygınlaştı diye iddialar olmuş. Böyle birçok söylenti var.

    Neden sence Karabük? Ben ekonomik olarak herhalde ucuz ve yaşanabilir olduğu için tercih ediliyor. Birçok taşlı üniversite var. Yani ulaşım kolay desem değil. Ben birkaç röportaj okudum. O "Fısıltı Gazetesi" var ya, onun biraz etkisi olmuş gibi. Yani gelen öğrencilere sormuşlar, "Neden burayı seçtin?" demişler. "Bizden önce de bizim memleketten öğrenciler vardı, onlar çok sevmişler. Tavsiye ettiler," demişler. Böyle bir fısıltı gazetesi etkisi var. Ama zannedersem üniversitede de çekici olmak için birtakım şeyler yapılıyormuş.

    Mesela TÖMER, Türkçe öğretim merkezinde, eskiden Ankara Üniversitesi'nde kimin olduğunu bilmiyorum, ama bir yıl Türkçe öğretiyorlarmış. Sonra dersleri Türkçe olarak devam ettiriyorlarmış. Yani bir sürü getto oluşmuş. Fransızca konuşan Afrikalılar bir yerde, Arapça konuşanlar başka bir yerde toplanmış. Böyle değişik bir şeye dönüşmüş. Bu Afyon gibi yerlerde de var biliyor musun? Mesela, geçenlerde bir jeoloji mühendisliği öğrencisi bahsetmişti...

  • 29:45 Enteresan, ama neden sence Karabük? Ekonomik olarak ucuz ve yaşanabilir bir sürü taşınmalı üniversite var. Ulaşım kolay desem, değil. Ben birkaç röportaj okudum. Bu Fısıltı Gazetesi var ya, onun biraz etkisi olmuş gibi. Yani gelen öğrencilere sormuşlar: "Neden burayı seçtin?" İşte, bizden önce de bizim memleketten öğrenciler vardı. Onlar çok sevmişler; tavsiye ettiler falan. Böyle bir fısıltı gazetesi var, ama zannedersem üniversitede de çekici olsun diye bir takım şeyler yapılıyormuş.

    Mesela, TÖMER’de, Türkçe öğretim merkezinde, eskiden Ankara Üniversitesi’nde, şimdi kimin bilmiyorum ama bir yıl Türkçe öğretiyorlarmış. Sonra dersleri Türkçe devam ediyormuş. Yani, bir sürü getto oluşmuş. Fransızca konuşan Afrikalılar bir yerde toplanmış, Arapça konuşanlar bir yerde toplanmış falan. Böyle değişik bir şeye dönüşmüş.

    Bu Afyon falan oralarda da var, biliyor musun? Mesela, geçenlerde bir jeoloji mühendisliği öğrencisi bahsetmişti. Hatta Türklere kontenjanların kapatıldığı ve sadece yabancı öğrencilerin alındığı bazı bölümler varmış. Bir bölümde 17 tane yabancı öğrenci varmış, bir tane Türk varmış mesela. Neyse, ülkemiz para kazansın da bunlar paralı okuyorlar ya. Babamızın hayrını okutmuyoruzdur herhalde, değil mi? Muhtemelen, ben Suriyelilerin bir tek ücretsiz okuduğunu biliyordum. Filistin ve Suriyeli öğrencilerin ücretsiz okuduğunu daha önce duymuştum ama muhtemelen onlar değillerdir.

    Evet. Ve mesela, sınır dışı edilmemek için vizelerini koruyabilmek için bayağı uğraşıyorlarmış. Hocam, bir üniversiteden bahsetmişken, bir Nefes Gazetesi'nde haber vardı. Tarık Işığın haberi. Mazun Üniversitesine rektör, yeterli akademisyen olmadığı için hukuk derslerine giriyormuş. Kendisi tarım ekonomisi mezunu mu? Evet. İş hukuku dersine giriyormuş, değil mi? Evet. İdari hukuk dersine giriyormuş, tarım hukuku dersine giriyormuş. Hem de master seviyesinde giriyormuş.

    Ne yapsın, adamcağız? Her yere yetişmeye çalışıyor. Bazı rektörler de, bazı dekanların vekaleti de onlarda oluyor. O yakın koltukta oturan rektörler var biliyor musun? Türkiye'de sanki hukuk eğitimi verecek adam yok. Yani sanki kadro bulamıyorlar da, rektör bey. Türkiye’de üniversite eğitiminin geldiği seviye açısından üzücü bir durum.

    Bunlar şimdi seni, yani tarım ekonomisi mezunu biri, hiçbir hukuk eğitimi almamış. Ama onun verdiği iş hukuku, idari hukuk vesaire dersleriyle birileri master, doktora sahibi oluyor. Yani böyle eğitim mi olur ya? Adamın liyakati yok, yetkinliği yok o alanda.

    Daha komik bir şey duydum; o rektörün de yakında bakalım ortaya çıkar. Hocam, bunlar için ek ücret de alıyormuş. Onun için zaten yapıyor, yani o ücreti gerçek hukukçuya bir sürü kadrosuz öğretim görevlisi var Türkiye’de. Hukukçular var. Yani onlardan rica etse, gelip o derslere girerler. Ama o zaman kendi aldığı parayı onlara vermek zorunda kalır.

  • 32:19 yetişmeye çalışıyor. Bazı rektörlerde böyle, bazı dekanların ve mekanların vekaleti onlarda oluyor. O ona yakın koltukta oturan rektörler var, biliyor musun? Türkiye'de sanki hukuk eğitimi verecek adam yok. Sanki kadro bulamıyorlar da işte, "Rektör Bey Türkiye'de üniversite eğitiminin geldiği seviye açısından üzücü bir durum" diyor. Şimdi, seni bu, yani tarım ekonomisi mezunu biri, hiçbir hukuk eğitimi almamış. Evet, onun verdiği iş hukuku, bilmem ne hukuku, idari hukuku vesaire dersleriyle birileri master ve doktora sahibi oluyor. Yani, böyle eğitim mi olur ya? Adamın liyakati yok yani, yetkinliği yok o alanda. Daha komik bir şey duydum, o rektörün de yakında bakalım ortaya çıkar.

    Hocam, bunlar için ek ücret de alıyormuş. E, onun için zaten yapıyor yani. O ücreti gerçek hukukçuya... Bir sürü kadrosuz öğretim görevlisi var Türkiye'de, hukukçu var. Yani onlardan rica etse, gelip o derslere girerler. Ama o zaman kendi aldığı parayı onlara vermek zorunda kalır. Ya, adam bilmiyorum şimdi. Değerli metal şey var ya, hani değerli elementler... Hani Trump da Ukrayna'da çok üstünde duruyor ya. Evet. Orlarla ilgili bir proje varmış da o kapsamda Reyhan yetiştiriyormuş, öyle duydum.

    Hocam, biz son zamanlarda online eğitimi savunuyoruz. Online eğitim acaba verilemez miydi? Uzaktan verilir; her artık bu teknolojide her çözümü bulursun. Yani, iyi bir rektör olsan, Türkiye'nin iyi bir hukukçusunu bulursun. Ücreti karşılığında, dediğin gibi, işte Zoom'la, şununla bununla bağlantı yaparsın, ders anlatırsın. Hatta belki seni kırmaz, gelir üniversitede amfi de anlatır. Yani haftada bir, haftada iki gün. Bunlar zor şeyler değil. İstense çözüm bulunabilir.

    Hocam, size çok güzel bir hesaplama yaptım. Ekonomiye tekrar geri dönüyorum. Evet. İnternet paketlerinde zam yapılmış. Türk Telekom tarafından tarifeler 755 lira olan, 950 liraya, 1720 lira olan tarifeye çıkmış. Şimdi, ChatGPT'ye sordum ben bunu: Bu artışın oranı nedir diye. %25.83 oranında artmış. Eğer bu ürün TÜFE sepetinde yer alıyorsa, bu fiyat artışı enflasyonu yukarı yönünde baskı yapar diye cevap verdi. Niye yapar biliyor musun? Çünkü artık internet, ekmek gibi, yumurta gibi. Yani herkesin cebinde bu akıllı telefon var. Ve bu Telekom, hâlâ altyapıyı sağlıyor, biliyor musun? Evet. Yani diğerlerine de satıyor bunu. Bu hizmeti, bu diğer hizmet sağlayıcılar, Türk Telekom'un bu altyapı maliyetleriyle başlıyorlar. Üstüne kendi karlarını koyuyorlar. O nedenle, şimdi Türk Telekom bunu yaptıysa, bütün şirketler sıraya girip yapacaklar. Bak görürsün.

    E, şöyle düşün. Türkiye'de ne kadar internet kullanıcısı var? 20 milyondan fazla, herhalde değil mi? Daha fazladır. Mobille beraber geçmiştir. Yani belki de 80 milyon cep telefonu vardır. Yani evlerde, şurada, burada artık her şey akıllı. Kedi mamalarını bile uzaktan kontrol ediyorsun yani. Dolayısıyla, bu enflasyona çok doğrudan etki ediyor. Bir aylık bak, ne zamandan beri zam yapılmıyor?

  • 35:13 "İ nedir?" diye. %25.83 oranında artmış. Eğer bu ürün TÜFE sepetinde yer alıyorsa, bu fiyat artışı enflasyonu yukarı yönünde baskı yapar, diye cevap verdi. Niye yapar, biliyor musun? Çünkü artık internet, ekmek gibi, yumurta gibi. Yani herkesin cebinde bu akıllı telefon var. Ve bu Telekom... Hala altyapıyı Telekom sağlıyor, biliyor musun? Evet. Yani diğerlerine de satıyor bunu. Bu hizmeti, diğer hizmet sağlayıcılar Türk Telekom'un bu altyapı maliyetleriyle başlıyorlar; üstüne kendi karlarını koyuyorlar. O nedenle, şimdi Türk Telekom bunu yaptıysa, bütün şirketler sıraya girip yapacaklar. Bak görürsün.

    Şöyle düşün: Türkiye'de ne kadar internet kullanıcısı var? 20 milyondan fazla herhalde, değil mi? Daha fazladır. Mobille beraber geçmiştir. Ha, yani belki de 80 milyon cep telefonu vardır. Yani evlerde, şurada, burada artık her şey akıllı. Kedi mamalarını bile uzaktan kontrol ediyorsun yani. Dolayısıyla da bu enflasyona çok doğrudan etkiler. Bak, ne zamandan beri zam yapılmıyordu? Valla, yakın zamanda yapılmıştı. Daha yeni yapılmıştı. Ben de öyle hatırlıyorum. Yani bu kadar sık ve bu kadar yüksek bir zam kalemi enflasyonu da etkiler bence. Ama bizimkini etkilemez çünkü TK var bizde.

    Hocam, 2024 yılında 94.2 milyon aboneyi açmışız internet kullanıcısında. İşte düşün: 73 milyonu mobil, 19.6'sı sabit. Bu 2023 yılın raporu yani ekmek gibi, su gibi. Yani, bundaki %20'lik artışın enflasyona yansımaması imkansız yani. Ama yansımayacak yani. Çünkü bizim TÜK imkansız başarıyor.

    Hocam, internet demişken, bir röportaj vardı. Yozgat'ta bir hayvancılıkla uğraşan besleciye sormuşlar. Adam 80.000 TL maaş, sınırsız internet istiyor. "Yeme içme, yatak yeri sana ait," diyor. 100.000'i ona veriyor. "Verirsek biz neye kazanacağız?" demiş. Çoban için mi? Çoban için. Çoban bulamıyorlarmış. Afgan çobanlar var Anadolu'da. Her taraf, sanırım, onlar da artık fiyatları artırmış. Evet, doğru. Onlar da artırmışlar.

    Yani ben mesela hastanede bir gecelik bakım hizmeti aradım; 2.500 liradan başlıyor. Bunu isteyenler de işte yabancı uyruklular. Yani çalışma izinleri bile yok. Pazarlık şansları yok. Normalde hani fiyatı senin belirlemen lazım ama öyle bir tekelleşmiş ki artık çobanlar da tekelleşmiş. Yabancı çobanlar, yabancı bakıcılar da tekelleşmiş. Rekabet kurumu onları kontrol edemez herhalde. Tamamen kayıt dışı oldukları için.

    Hocam, bu konuda çok bilginiz olduğunu düşünmediğim için soruyu sormak istemiyorum ama KDOP soruşturması, bence oyun sektörü olduğu için siz bizi bilgilendir o konuda. Ben bilmiyorum yani ne olduğunu. Çok bildiğim bir şey değil ama şunu biliyorum: Özellikle gençler, çocuklar, bu oyun içi satın almalarla falan çok para harcıyorlar oralarda. Ve oyun içindeki oyunlar da biraz böyle kumarvari oyunlar. Yani para kazanıyorsun, satıyorsun, alıyorsun, para kaybediyorsun. Oyun içinde kumar saklı, anladığım kadarıyla, değil mi?

    Evet. Yani biraz ona dönmeye başladı iş. Yani işte bu akıllı ama bununla geçimini sağlayan yayıncılar var.

  • 37:42 Bunu isteyenler de işte yabancı uyruklular. Yani çalışma izinleri bile yok. Pazarlık şansları yok. Normalde fiyatı senin belirlemen lazım ama öyle bir tekelleşmiş ki, artık çobanlar da tekelleşmiş. Yabancı çobanlar, yabancı bakıcılar da tekelleşmiş. Rekabet kurumu onları kontrol edemez herhalde. Tamamen kayıt dışı oldukları için.

    Hocam, bu konuda çok bilginiz olduğunu düşünmediğim için soruyu sormak istemiyorum ama KDOP soruşturması bence oyun sektörü olduğu için siz bizi bilgilendirirsiniz. Ben bilmiyorum, yani ne olduğunu. Çok bildiğim bir şey değil ama şunu biliyorum: Özellikle gençler, çocuklar, bu oyun içi satın almalarla çok para harcıyorlar oralarda. Oyun içindeki oyunlar da biraz kumarvari. Yani para kazanıyorsun, satıyorsun, alıyorsun, para kaybediyorsun. Oyun içinde kumar saklı, anladığım kadarıyla, değil mi?

    Evet. Yani iş, biraz ona dönmeye başladı. Kendi geçimini sağlayan yayıncılar var. Yani burası üzerinden kazanç sağlayanlar, yayın yapıp bunları tanıtanlar, bunlarla ilgili espor organizasyonları da var.

    Tabii tabii. Ya işte ne yapacaksın, mesela futbol takımına sponsor oluyor. Arkada kumar... Ya, bırak onu. Milli Piyango internet sitesine aç bir bak. Türkiye’de güya kumar yasak. Yani özelleştirdikten sonra Milli Piyango kumarhaneye dönüştü. Aç bir bak; aynı operasyonu oraya da yapsınlar bence.

    Hocam, iddiada farklı durumda değil mi sizce? Ben inanır mısın, bak geçmişte milli piyango bileti alırdım yılbaşlarında. Evet, bu tüpçü artık tüpçü değil herhalde, onu o yaka sattılar. Tüpçü aldıktan sonra bir tane bile milli piyango bileti almadım. Yani o kadar uzağım bu mevzuya hocam.

    Yayıncılar da, ben ilk defa duydum. Yayıncılar 500.000 lira kefalet ve adli kontrol şartıyla iki gün imza vereceklerdi. Serbest bırakılmışlar. 500.000 liralar var demek ki, tık diye ödemişler. Ya hocam, üzücü bir haber. Kapatıyorum bugünü. Hindistan'da düşen uçak, kalkıştan hemen sonra düşüyor.

    Evet. Yani dikkat etsinler. Bizim Türk Hava Yolları da zaman zaman Hindistan'dan uçak kiralıyor. Yani pilotaj hatası mıdır, teknik midir, uçakta mı sorun vardır, bilmiyorum ama, yani havacılık çok hassas, kurallarına uyulması gereken bir sistem. Onun için dikkat etsinler.

    Bu arada, bir şey diyeceğim. Eee, bence ben konu ekleyebilir miyim?

    Evet, hocam.

    Şimdi herkes Trump ile Elon Musk arasındaki aşk nefret ilişkisine odaklanmış ama çok enteresan bir şey oluyor Amerika’da. Kaliforniya'da eylemler olmuştu, biliyorsun. Los Angeles'taki eylemler. Evet. Evet.

    Bu yani yabancı düşmanlığına karşı protestolar vardı. Trump oraya işte ulusal muhafızları falan gönderdi. Bilmem ne... Kaliforniya valisi Trump'a diktatör dedi ve Kaliforniya’dan federal hükümete giden vergileri kesmekle tehdit etti ve Trump’a dava açtı.

    Baktım buraya gelmeden önce, diktatör dediği için Trump kal...

  • 40:15 Bugün Hindistan'da düşen uçak kalkıştan hemen sonra düşmüş. Evet, yani dikkat etsinler. Bizim Türk Hava Yolları da zaman zaman Hindistan'dan uçak kiralıyor. Pilotaj hatası mıdır, teknik midir, uçakta mı sorun vardır, bilmiyorum ama havacılık çok hassas kurallarına uyulması gereken bir sistem. Onun için dikkat etsinler.

    Bu arada bir şey diyeceğim. Bence ben konu ekleyebilir miyim? Evet hocam. Şimdi herkes Trump ile Elon Musk arasındaki böyle aşk nefret ilişkisine odaklanmış ama çok enteresan bir şey oluyor Amerika'da. Kaliforniya'da eylemler olmuştu, biliyorsun. Los Angeles'taki eylemler.

    Evet. Bu eylemlerde yabancı düşmanlığına karşı protestolar vardı. Trump oraya ulusal muhafızları falan gönderdi. Kaliforniya valisi Trump’a diktatör dedi ve Kaliforniya'dan federal hükümete giden vergileri kesmekle tehdit etti ve Trump’a dava açtı. Baktım, buraya gelmeden önce "diktatör" dediği için Trump Kaliforniya valisine dava açmış mı? Açmamış. Yani biz bu kaydı yaparken daha Trump’tan böyle bir hamle gelmemiş. Demokrasi böyle bir şey işte.

    Bak, başkanlık sistemi dediğin şey böyle bir şey. Bizde olsa herhalde o valiyi paketleyip uzaya gönderirler. Yani o deri uzaya gönderirler derken negatif anlamda söylüyorum. Yani roketle mümkün olan en uzak yere fırlatırlar. Kaliforniya, hocam, dünyanın dördüncü en büyük ekonomisine sahip.

    Tabii tabii. Yani isteseler, zaten böyle bir paylaşım yaptı vali. Gördünüz mü, bilmiyorum. Evet, gördüm ama bak olaya, yani işte seçilmiş olmak böyle bir şey. Bak, millet iradesi diye bir şey var orada. Valileri biliyorsun, Amerika'da halk seçiyor ve o devletçiklerin bir sürü şeyleri var, lokaller vesaire. Ama Trump adam, Trump’a meydan okuyabiliyor. Yani bak görürsün, bu adam ileride Amerikan başkanı olabilir. Biz bu yayına not düşelim. Yani Demokratlar falan zaten sıkıntı yaşıyorlar aday bulmakta. Kaliforniya valisi bir sonraki Amerikan başkanı olabilir.

    Elon Musk ne yapar hocam? Elon Musk herhalde kayyım atanmasından mı korktu? Niye çark etti sence? Valla, yani madde kullanımıyla ilgili çok söylenti var. Belki görmüşsünüzdür, evet. Belki bu ara kestiyse diye şeyler var. Espriler dönüyor. Bence Trump'ın bir çılgınlık yapmasından korktu. Yani mali olarak çökertilmekten korktu.

    Hocam, 13 Haziran 2025 Cuma günü. Evet, ben bugün cuma günü Kars'a gidiyorum. Ardahan'a gidiyorum. Pazar günü görüşmek üzere diyelim. Size iyi yolculuklar diliyorum. Cumartesi günü de bilgece sohbetler var.

    Tabii, haber dinleyen herkes Bilgece Sohbetleri dinlemiyor ama bu sohbetlerde gerçekten güzel bir izleyici kitlesi oldu. Cumartesi günü kaçırmayın lütfen diyorum. Bilge sohbetler için ben de bir sürpriz planlıyorum.

    Öyle mi? Evet. O videomuzun altına yorum yazan bir takipçimize özel bir hediye göndereceğiz. Vay. Evet. Hadi bakalım, güzel bir hediyemiz olacak.

  • 42:52 İşte, bu bir sonraki Amerikan başkanı olabilir. Elon Musk ne yapar, hocam? Elon Musk herhalde kayyım atanmasından mı korktu? Niye çark etti sence? Valla, yani madde kullanımıyla ilgili çok söylenti var. Belki görmüşsünüzdür. Evet. Belki bu ara kestiyse diye şeyler var. Espriler dönüyor. Bence Trump'ın bir çılgınlık yapmasından korktu. Yani mali olarak çökertilmekten korktu.

    Hocam, 13 Haziran 2025 Cuma günü. Evet. Ben bugün Cuma günü Kars'a gidiyorum. Ardahan'a gidiyorum. Pazar günü görüşmek üzere diyelim. Size iyi yolculuklar diliyorum. Cumartesi günü de bilgece sohbetler var.

    Bilgece, tabii haber dinleyen herkes Bilgece Sohbetleri dinlemiyor ama Bilgece Sohbetlerinde gerçekten güzel bir izleyici kitlesi oldu. Cumartesi günü kaçırmayın, lütfen diyorum. Bilge sohbetler için ben de bir sürpriz planlıyorum.

    Öyle mi? Evet. O videomuzun altına yorum yazan bir takipçimize özel bir hediye göndereceğiz. Vay! Evet. Hadi bakalım, güzel bir hediyemiz olacak. Bunun için o videodaki en önemli kısmı yorum olarak yazan takipçimizi siz, sizin tarafınızdan seçeceksiniz. Ha, videoyu takip edecek, tabii içinde geçen en önemli bilgiyi paylaşacak ve onu paylaşanlardan birine sürpriz yapacaksın.

    Evet, sürpriz yapacaksın. Hatta bunu iki yapalım. Yapalım, daha iyi olur. Tam anlaştık. Birini sen seç, birini Bilge seçsin. Tamam. Bugünü böyle kapatıyorum, hocam. Görüşmek üzere. Görüşmek üzere.

    [Müzik]

İşaretlediklerim