Hilal Köylü · 2 Mayıs 2025

Günün Kulisi: Polis ne yaptı ki? Cemil Önal cinayeti ve Fetö savcısı

  • 0:00 Şimdi de "Bu mu çıktı?" diyeceğim ama demiyorum. Çünkü bildiğimiz, deneyimlediğimiz bir konu. Yeni değil. Pek çok kez polisle vatandaşı karşı karşıya getirmek, eğer siz bunu yapıyorsanız siyaseten de kazanım elde edersiniz. Puan toplarsınız, göz doldurursunuz, gücünüzü gösterirsiniz. Ne yazık ki bu konudaki yerleşik inanış, bu siyasette daha standartını, daha normalini bir türlü yakalayıp bulamıyoruz ve yerleştiremiyoruz.

    İki gündür iktidar ve muhalefet arasında polis konulu ciddi bir kavga var. Kıyamet kopuyor. Sosyal medyada görüntüler dönüyor. Kim neye inanacağını gerçekten şaşırmış durumda. Her zamanki gibi iki taraf da birbirini algı operasyonuyla suçluyor. Gerçi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Daha kaç CHP'li var sırada telef olacak?" açıklamasından sonra bu kavganın büyümesi kimseye şaşırtıcı gelmemeli. Belli ki bir plan devreye girdi. İşliyor, tıkır tıkır ama her şey ortada. Herkes de doğruyu istiyor; gerçeği görmek istiyor. Gerçek nerede? Nasıl oldu?

    1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde yüzlerce genç emekçi Taksim'e yürümek istedi. Valilik yasaklamış olabilir ama biz mücadele ettiğimizi göstereceğiz. "Hakkımızı, protesto hakkımızı kullanmak istiyoruz" gibi ifadelerle, anayasal temeli olan bu ifadelerle kendi yürüyüşlerini gerçekleştirmeye çalıştılar. Tabii ki polis engeliyle karşılaştılar. Polis talimat almıştı çünkü; öyle böyle değil, talimat. Polis, Taksim'e yürümek isteyen gençleri yere yatırdı. Ne yaptı başka? Ellerini arkadan çekti, kollarını çekti, gençlerin ağzını kapadı, yumrukladı, sırtına ayağıyla bastı. Bunlar şiddet ve işkence görüntüleri değil mi? Evet, öyle. Ancak Yılmaz Tunç, Adalet Bakanı olarak bir açıklama yaptı. "Yok, böyle değil. Nasıl? 1 Mayıs'ta polis emekçiyi tutuklattı diyemezsiniz. Bunlar vicdanen kabul edilecek sözler değil. Nasıl yani? O görüntüler ne? Polis gözaltı yaptırttı, tutuklattı denmez. Böyle bir durum söz konusu değil."

    Çok tuhaf ki, polis tartışması sonrasında daha da uzadı. Hemen üst üste uzadı. Nasıl uzadı? 23 Nisan'da Özgür Özel, "Biz resepsiyona gitmeyeceğiz. Akşam 1. Meclis'in önünde toplanacağız. Oradan Anıt Kabir'e yürüyeceğiz," dedi ve tabii ki valilik yasağıyla karşılaştı. Ancak o valilik yasağında kıran milletvekilleri oldu. Onca tomalar, otobüsler birbirini engellemeye çalışan durumlar. Ama Mahmut Tanal'ı hatırlayın; gitti, pensesiyle barikatları kesmeye çalıştı. Yani bu engellenebilir mi? Anıt Kabir'e yürüyüş? Zaten yol açıldı. Milletvekilleri açtı yolu ve yürüdüler.

    Ama gelin görün ki, sonra çok tuhaf hikayeler yaşandığı, gelişmelerin yaşandığı ortaya çıktı. CHP milletvekilleri tek tek açıklama yaptı. "Bizi birinci meclisten Anıt Kabir'e taşıyan şoförümüz hakkında, CHP otobüsünü kullanan şoför hakkında tutuklama talep edildi," dediler. Yok hayır, o iş öyle değil, dedi yine Adalet Bakanı Yılmaz Tunç. "Nasıl o iş?" diye sorulduğunda, "Polis öyle e, sürücü hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bir soruşturma başlatmıştı," dedi. Bunu hatırlattı.

  • 2:18 Te uzadı. Nasıl uzadı? 23 Nisan'da Özgür Özel, "Biz resepsiyona gitmeyeceğiz. Akşam birinci Meclis'in önünde toplanacağız. Oradan anıt kabire yürüyeceğiz," dedi. Tabii ki, valilik yasağı ile karşılaştı. Ama o valilik yasağını kıran milletvekilleri oldu. Yine, tomalar, otobüsler ve birbirini engellemeye çalışan durumlar yaşandı. Ama Mahmut Tanal'ı hatırlayın; gitti pensesiyle barikatları kesmeye çalıştı. Yani bu engellenebilir mi, anıt kabire yürüyüş? Zaten yol açıldı. Milletvekilleri yolu açtı ve yürüdüler.

    Ama gelin görün ki, sonra çok tuhaf hikayeler ve gelişmeler yaşandı. CHP milletvekilleri tek tek açıklama yaptı. "Bizi birinci Meclis'ten anıt kabire taşıyan şoförümüz hakkında, CHP otobüsünü kullanan şoför hakkında tutuklama talep edildi," dediler. "Yok hayır, o iş öyle değil," dedi yine Adalet Bakanı Yılmaz Tunç. "Nasıl o iş?" dedi, polis, "öyle bir sürücü hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bir soruşturma başlatmıştı," dedi. Bunu hatırlattı.

    Nasıl bir soruşturma bu? Polis memurlarının dur ihtiyarına uymamış olan bu şoför, dahası otobüsü polisin üzerine sürmüş. Bunun görüntüleri de yayımlandı. Öyle bir görüntü ki, gerçekten bir otobüs polisin üstüne eziyor gibi geçiyor ama kenarda kalıyor. Görüntünün tamamı görünmüyor, çok tuhaf.

    Sonra, görevli memura mukavemet suçundan bir durum var. Soruşturma var. Ev hapsi uygulandı, tutuklama diye bir durum yok, dedi. "E görüntülerden de anlaşılacağı üzere," diyor Yılmaz Tunç, "Bir siyasi partinin otobüsünü kullanmak, kimseye polis memurlarının üzerine araç sürme, dur ihtiyarına uymama hakkı tanımaz," dedi. Şimdi böyle bir şey oldu mu, olmadı mı?

    Sonrasında, tabii ki "Hayır, böyle değil," diyen CHP'liler var. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden bir açıklama geldi. Emniyet Genel Müdürlüğü, "Suç duyurusunda bulunuyoruz," dedi. Çünkü sürücü, polisimizin dur ihtiyarına uymamıştır. Aracı da silah gibi kullanarak polisin üzerine, polis memurunun üzerine sürmüştür. "Polisimiz son anda kendini ezilmekten kurtarmıştır," dedi. "Biz suç duyurusunda bulunuyoruz," diye bir açıklama yaptı. İçişleri Bakanı Ali Gerlikaya da o açıklamayı alıntıladı. Üstüne yine görüntüler konuldu. Gerçekten görevini yapan kadın polisimize, "Araçla saldırmak sadece bir polise değil, devletimize yapılmış bir tehdittir," dedi.

    Yani tamam, görüntüler böyle. Kim yalan söylüyor? İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı diyor ki CHP'liler yalan söylüyor. Şimdi bunun üzerinden siyaset yapıldığını öne sürdü. Yine kim sürdü? CHP'li Ali Mahir Başarır grup başkan vekili, "Bizi algı operasyonuyla suçluyorlar," dedi. "Biz bu suçlamalara niye maruz kalıyoruz?" sorusunu sordu. Ve bir önceki dönem bir vekilden bahsetti. AK Partili vekil Zeynep Gül Yılmaz’ın bir görüntüsünü yayımladı. O da polise, "E, şerefsiz," diyor o görüntüde. Çünkü bu, önünün arabasının durdurulmasına sinirleniyor.

  • 4:44 "Polis memurunun üzerine sürmüştür. Eee, polisimiz son anda kendini ezilmekten kurtarmıştır," dedi. "Biz suç duyurusunda bulunuyoruz," diye bir açıklama yaptı. İçişleri Bakanı Ali Gerlikaya da o açıklamayı alıntıladı. Üstüne yine görüntüler konuldu. Gerçekten görevini yapan kadın polisimiz var. Burada bir kadın polis vurgusu var. Araçla saldırmak, sadece bir polise değil, devletimize yapılmış bir tehdittir," dedi.

    Yani, eee tamam, görüntüler böyle. Kim yalan söylüyor? İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı diyor ki, "CHP'liler yalan söylüyor." Şimdi bunun üzerinden siyaset yapıldığını öne sürdü. Yine kim sürdü? Eee, CHP'li Ali Mahir Başarır grup başkan vekili, "Bizi algı operasyonuyla suçluyorlar. Biz bu suçlamalara eee niye maruz kalıyoruz?" sorusunu sordu. Ve bir önceki dönem bir vekilden bahsetti. AK Partili vekil Zeynep Gül Yılmaz'ın eee bir görüntüsünü yayımladı. O da polise diyor ki, "E, şerefsiz." diyor o görüntüde. Çünkü e, bu önünün arabasının durdurulmasına sinirleniyor.

    Eee, eski vekil Zeynep Gül Yılmaz ve Ali Mahir Başarır, "Kulak tıkayanlar, gözlerini kapatanlar şimdi algı peşinde," diyor. Yani siz eee polisin daha önce bu tür muamelelere maruz kalmasına kulak tıkadınız. E, buna izin verdiniz. Şimdi ise algı peşindesiniz. Ne oluyor? Eee sorusunu soruyor. Gerçekten neler oluyor? İnanılır gibi değil. Evet. Polis, toplumun eee hukukunu, kamu düzenini korumakla görevli. E kimse de polisi karşısına almak istemiyor.

    Zaten Özgür Özel de Saraçane protestolarında ısrarla, "Gençlerle birlikte, polise çatışmıyoruz, polisin üstüne gitmiyoruz, polise iyi davranıyoruz, el kaldırmıyoruz," uyarısında yapmıştı. Israrla yapmıştı. Herhalde bugünleri görmüş olsa gerek. Çok tuhaf bir süreç. Eee, iktidar ve muhalefet arasındaki gerilim arttıkça, bu tür olayların daha da yoğunlaşacağı, daha çok yaşanacağı ve karşılıklı suçlamaların artacağı bir sürece girmiş bulunuyoruz. Öyle görünüyor.

    Tabii bununla da kalmıyor; yine bu polis olayları, karşılıklı suçlamalar. CHP Cumartesi günü Konya'da miting yapıyor. Yine eee sağın kalesi olarak bilinen Yozgat'tan sonra, "Konya'da siz nasıl miting yaparsınız?" tarzı bir eee sinirlenme kriz hali var iktidar cephesinde. Eee, zaten bu kriz hali her şeye de yansımış durumda. Şimdi, Çumra ilçesinde yapılacak o miting öncesinde bir otobüs anonsla e sokaklarda geziyor. Herkesi mitinge davet ediyor. Özgür Özel katılacak o mitinge. Eee, otobüs geçiyor. Araç geçtikten sonra, anonsçu araç geçtikten sonra bir vatandaş, iki el ateş ediyor havaya ve eee şöyle söylüyor Konya Valiliği.

    Ama CHP'liler diyor ki, "Biz saldırıya uğradık. Bu araçtaki eee bizim araçtaki arkadaşlarımız saldırıya uğradı," diyor. Ama Konya Valiliği, "Hayır, böyle bir saldırı yok," diyor. Hatta silah açan kişi, bir CHP sempatisiyle dolu bir kişi. Konya'da CHP sempatizanları eee havaya ateş açıyor. Böyle mi bu durum? Peki, ne? Yine gerçek ne? Yine böyle karşılıklı bir yalanlama, açıklama ama o Konya'daki miting olacak. Eee, Yozgat, "CHP'ye döndüm" yorumları yapmış.

  • 7:19 Günü Konya'da miting yapıyor. Yine sağın kalesi olarak bilinen Yozgat'tan sonra, Konya'da siz nasıl miting yaparsınız tarzı bir sinirlenme kriz hali var iktidar cephesinde. Zaten bu kriz hali her şeye de yansımış durumda.

    Şimdi Çumra ilçesinde yapılacak o miting öncesinde yine bir otobüs anonsla sokaklarda geziyor. Herkesi mitinge davet ediyor. Özgür Özel katılacak o mitinge. Otobüs geçiyor. Araç geçtikten sonra, vatandaşlardan biri iki el ateş ediyor havaya. Konya Valiliği, “Ama CHP'liler diyor ki biz saldırıya uğradık.” Bu araçtaki arkadaşlarımız saldırıya uğradı diyor, ama Konya Valiliği hayır, böyle bir saldırı yok diyor. Hatta silah açan kişi, bir CHP sempatisiyle dolu bir kişi. Konya'da CHP sempatizanları havaya ateş açıyor. Böyle mi bu durum? Peki, gerçek ne? Yine karşılıklı bir yalanlama, açıklama; ama o Konya'da o miting olacak. Yozgat CHP'ye döndüm yorumları yapmıştık. Yarın da göreceğiz, Konya'da neler olacak? Hep beraber.

    Gündemi sarsan başka bir gelişme var. Bu Konya meselesinde yine Ekrem İmamoğlu'nun açıklaması var. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a dönük bir açıklama yapıyor. “Sen telef oldunuz diyecek kadar kontrolü kaybettin. Biz sevgiyle kazanacağız. Sevgiyle haykıracağız.” dedi. Ekrem İmamoğlu, bu “telef” sözünün üzerine gittikçe gidiyor. CHP'liler de, “Siz susturmaya çalıştıkça biz daha çok konuşacağız,” diyor. Gerçekten CHP'nin sokakta olması ciddi bir kriz, rahatsızlık yaratmış durumda. İktidar cephesi, “Nasıl, ne yaparız da bunu engelleriz?” algısıyla oynadıkça oynuyor. Bu algının sonunda, karşılıklı algı operasyonu suçlamalarının sonunda, biz ne göreceğiz? Çok tuhaf bir sürece de girdiğimizi söyleyeyim.

    Cemil Önal cinayeti. Cemil Önal kim? Cemil Önal'ın Hollanda'da öldürüldüğü de doğrulandı; Lahey polisi teyit etti. Halil Falyalı'nın kasası olarak biliniyor. Halil Falyalı, Kıbrıslı bir uyuşturucu baronu ve bahis baronu. Cemil Önal, Halil Falyalı cinayetinin de firari şüphelisi, suçlusu olarak aranıyor. “Beni hem Amerika hem Avrupa istihbaratı koruyor,” demişti. Öyle iddiaları vardı ki, Ankara'da siyaseti de çok karıştırmıştı. Nasıl iddialardı bunlar? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hedef almıştı örneğin. “Bizden 20 milyon dolar rüşvet aldı bu kasetler konusunda.” Kasetler ne? Kasetler konusu da çok ağır bir konu.

    Dışişleri Bakanlığı’ndan Hakan Fidan’ı hedef almıştı Cemil Önal. Dışişleri Bakan Yardımcısını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne, Lefkoşe’ye büyükelçi yaptı. Özel bir görev verdi ona. Nasıl bir görev verdi? Yasin Ekrem Serin'e Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak öyle bir görev verdi ki, “gideceksin, Falyalı’nın elindeki böyle kaset arşivini ele geçireceksin, alacaksın, geleceksin göreve.” İşte gitti diyor Cemil Önal, Yasin Ekrem Serin, ama aldığı kasetlerin sadece 40 tanesini ilgili devlet kurumlarına verdi. 5 tanesini vermedi. O kasetlerde ne var? Büyük kıya...

  • 9:53 Cemil Önal, Halil Falyalı cinayetinin firari şüphelisi ve suçlusu olarak aranıyor. "Beni hem Amerika hem Avrupa istihbaratı koruyor," demişti. Öyle iddiaları vardı ki, Ankara'da siyaseti de çok karıştırmıştı. Nasıl iddialardı bunlar? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu hedef almıştı. "Bize 20 milyon dolar rüşvet aldı bu kasetler konusunda," dedi.

    Kasetler ne? Kasetler konusu oldukça ağır bir konu. Dışişleri Bakanlığı'nda Hakan Fidan'ı da hedef almıştı Cemil Önal. Dışişleri Bakan Yardımcısını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne, Lefkoşa'ya büyükelçi yaptı. Özel bir görev verdi ona. Nasıl bir görev verdi? Yasin Ekrem Serim, Dışişleri Bakan Yardımcısı'ydı ve ona öyle bir görev verdi ki, "gideceksin, Falyalı'nın elindeki kaset arşivini ele geçireceksin, alacaksın ve geleceksin göreve." İşte gitti diyor Cemil Önal, Yasin Ekrem Serim ama aldığı kasetlerin sadece 40 tanesini ilgili devlet kurumlarına verdi. 5 tanesini vermedi. O kasetlerde ne var? Büyük bir kıyamet kopuyor.

    Hakan Fidan, Dışişleri Bakanı olarak bu konuyla ilgili açıklama yaptı. "Bunlar iftira," dedi ve Soylu da, "Biz namusumuzu yolda bulmadık," diye yürümüştü Cemil Önal'ın iddiaları üzerine. Cemil Önal konuştukça konuşuyordu. Özgür Özel de o iddiaları, o kasetleri gündeme getirmişti. Ortalık karışmıştı.

    Şimdi, Cemil Önal'ın Küt diye öldürülmesi ve böyle korunduğunu iddia ettiği halde bu durum tuhaf. Kim öldürdü? Öldürülürken yanında FETÖ savcısı Bayram Bozkurt mu vardı? Gibi sorular ortaya atıldı. Gazeteci arkadaşımız Timur Toykan, "Bayram Bozkurt" dedi. Şimdi Ankara'daki siyasetçilerin çoğu, evet Bayram Bozkurt'un orada olduğunu söylüyor. Böyle bir bilgi var. Demek ki, bu cinayete dair yeni bilgiler Ankara'ya ulaştığını anlıyoruz. Timur Soykan'a da gitmiş o bilgi. Karanlık bir cinayet. Bir cinayetin üstü kapatılıyor. Halil Falyalı cinayeti de hâlâ sorgulanıyor. Bu uyuşturucu ve bahis rüşvet iddiaları kimi hükümeti nasıl sıkıştıracak? Muhalefet buradan Özgür Özel ile çok kararlı bir şekilde yürümeye görünüyor.

    Oradaki tartışmayı da göreceğiz ama çok karanlık durumlar ortada. Gündemin kulislerini, en sıcak kulislerini yine Hilal Köylü kanalında bulacaksınız. Lütfen abone olmayı, bildirimleri açmayı unutmayın. Katıl linkine katılarak Hilal Köylü kanalını ekstra fedakârca destekleyen tüm üyelerimize de ayrıca teşekkür ediyorum burada.

  • 12:17 Özgür Özel, yürümeye oldukça kararlı görünüyor. Orada tartışmayı da göreceğiz ama çok karanlık durumlar söz konusu. Gündemin kulislerini, en sıcak kulislerini yine Hilal Köylü kanalında bulacaksınız. Lütfen abone olmayı ve bildirimleri açmayı unutmayın.

    Ayrıca, "katıl" linkine katılarak Hilal Köylü kanalını ekstra fedakarca destekleyen tüm üyelerimize de burada teşekkür ediyorum.

İşaretlediklerim