Hilal Köylü · 23 Haziran 2025

Günün Kulisi: Youtube'un fişi mi çekilecek? #fatihaltaylı Özel'in adaylığı nerden çıktı? #savaş

  • 0:00 Yine aynı soru. Şimdi ne olacak? Ve yine aynı koro. Hep "bir azdan zaten izlemezdim, beğenmezdim zaten kötü adamdı." Şimdi bu koroyu bir kenara bırakmamız gerekiyor. Çünkü bu koro ülkede ne yaşandığının gerçekten ya farkında değil ya da farkına varmak istemiyor. Türkiye'de demokrasi cayır cayır yanıyor. Medya susturuluyor. Medyanın susturulması demek toplumun susması demek, toplumun bitmesi demek.
  • 0:23 Ne oldu? 45 yıllık gazeteci Fatih Altaylı tutuklandı. Niye? YouTube yayınındaki sözleri yüzünden. Peki ne olacak? Neler yapılabilir? Neler gelecek başımıza soruları sorulurken, iktidar ve muhalefet kulislerinde aslında belli bir planın da yürürlüğe sokulduğu hemen anlaşıldı. İlk harekete geçen RÜTÜK oldu. Çünkü Radyo Televizyon Üst Kurulu, Altaylı'nın kanalının lisans alması için 72 saat süre tanındığını duyurdu. Eğer bu süre içinde lisans alınmazsa o kanal erişime kapatılacak.
  • 0:56 Yok, kapatamazsınız. Uluslararası hukuk var, kanun var, düzen var itirazları yükseldi muhalefet cephesinden. Ama iktidar kulislerinde "niye kapatmayalım ki? Hiç kimse öyle kafasına göre eleştiride bulunmayacak. Kim kafasına göre eleştiride bulunuyor? Hayır yani. Hayır. Konuşamazsınız, anlatamazsınız. İktidarın belirlediği kurallar çerçevesinde hareket edeceksiniz. İktidarın hoşuna giden yayınları yapacaksınız, hoşuna giden sözleri söyleyeceksiniz" sözleri yükseldi.
  • 1:27 İktidar kulisleri böyle bir karışıklık. Şimdi neyin lisansı bu? İşte para verilir, lisans alınır. Onlar teknik mesele. Önemli olan bu YouTube alanının düzenlenmesi, tırnak içinde "iktidara göre düzenlenmesi." "Yok olmaz" diye ısrar edenlere Twitter örneği verildi. Ekrem İmamoğlu'nun Twitter hesabı biliyorsunuz askıya alınmıştı. Avukatlar devreye girdi, çıktı. Daha halen o hesap askıda yasaklı. Niye? Soruları yükseltilince Erdoğan ve Trump dostluğu var. "Bir kere her şey bizim istediğimiz gibi oluyor" sözleri de artık açıkça söylenebiliyor iktidar kulislerinde derken bir ayar, bir ayar vermeler oldu.
  • 2:10 Bahçeli ilk açıklamayı yaptı. Yazılı bir açıklama yaptı. "Hiç kimse dokunulmaz değildir." dedi. Fatih Altaylı için söylüyor bunu. Ve bu söz iktidar kulislerinde alkışlarla karşılandı. Tarihi misallerle bugüne gönderme yapanların tehdit dozajı hazmedilemez, konuşmaların tarafı olanların Türkiye'nin yol geçen hanı olmadığını idrak etmeleri lazımdır. İşte tarihi misaller derken Fatih Altaylı ne demişti? "Bu millet hoşuna gitmediği zaman padişahını boğmuş millettir" demişti. O söze gönderme yapıyor.
  • 2:53 Bakan Tunç, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç "Cumhurbaşkanımıza diktatör iftirasında bulundu" açıklaması yaptı. Her zamanki gibi Türkiye bağımsız yargı, bağımsız hukuk devleti derken, halbuki o yayında Fatih Altaylı "diktatörlük kurma hayali olanlar asla kuramazlar, tam kurduklarını zannederken bir bakar ki kuramamışlar" diyor.
  • 3:18 Özgür Özel, CHP lideri, "adir bakanının kötü niyetli olmadığını biliyorum" dedi. "Öyle bir etkisiz ve seyirci pozisyona düşürülüyor sistem gereği" diyor. "Nasıl bir sistem gereği?" Zorla mı oturtuluyor o koltukta gibi sorular var. Evet. Zorla oturtuluyor. İsteyen de istediği an kalkamıyor bakan olarak eğer Cumhurbaşkanı affederse öyle kalkıyor. Ama bakan da gayet memnun görünüyor açıklamalarından.
  • 3:43 Nasıl inanacağız biz Türkiye'deki yargının bağımsızlığına, ifadenin özgür olduğuna? Diyor Adalet Bakanı gereğini gerçekten yapıyor mu? İfade özgürlüğünün ve Türkiye'nin bir hukuk devleti olması konusunda ciddi sorular soruluyor. Derken tabii ki bir ayar veren büyük ayar veren Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. “Ülkemizin en temel sorunlarından biri ayrımcılıktı. Biz bu ayrımcılığı ortadan kaldırdık.” dedi Memur-Senle buluşmasında.
  • 4:17 İrticacı, gerici, yobaz denilerek ülkemizde birçok görevlimiz inançlarını yaşamak için fişleniyordu. Namaz kılanlar, oruç tutanlar, selamünaleyküm diyenler hor görüldü, psikolojik baskıya uğradı. Biz bütün bunları kaldırdık" diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan. Milletin iradesine, demokrasimize vurulan zincirleri kardeşlerimizle birlikte parçaladık. Nasıl parçaladınız? İşte toplum paramparça. Medyanın üzerine her dakika, ayrı ayrı gidiyorsunuz. Yok hayır biz böyleyiz. Biz daha iyisini yaparız deyip doğrudan muhalefeti hedef alıyor.
  • 4:57 Muhalefet ne yapıyor peki? İşte aslında muhalefetin ne yaptığı sorusuna gelen yanıt Erdoğan'ı daha çok sinirlendiriyor. Muhalefet'in ne yaptığını Özgür Özel, CHP genel başkanı olarak öyle bir açıkladı ki, AK Parti'nin her ankette CHP'nin önde olduğunu söyledi. "Böyle bir iki anket dışında. Onlar da çok tanınmış, bilinmiş anketler değil. Eğer TRT’den yayınlanırsa Ekrem İmamoğlu'nun yargılaması, 'Biz o farkı 20 puan kadar bile açabiliriz.' dedi. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan en çok buna sinirleniyor. Öyle sinirleniyor ki sürekli de Özgür Özel'e yükleniyor.
  • 5:39 Ekrem İmamoğlu üzerinden yükleniyor. "İmamoğlu'nu unut, gel Ankara'ya bırak onu" diye gerçekten bas bas bağırıyor neredeyse. Muhalefet 35 yan kesiciyi korumak için milletin ekmeğiyle oynuyor. İşte "yan kesici" derken Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimini kastediyor. Bölgemiz ateş çemberiyken böyle ateşlerle sarılıyken yeni bir boykot listesi açıklıyor. Bu gaflet değilse ekonomiye savaş açmak demektir diyor.
  • 6:10 "Böyle açıkça boykot listesi açıklamak gaflet değilse ekonomiye savaş açmaktır" derken, "Sen bizi boykot edemezsin.” İktidarı destekleyen firmaları, yayın yapan kimseyi boykot edemezsin diyor. Böyle bir hakkı var mı yok mu? Boykot tartışması çok tartışılıyor ama çok da karşılık görüyor. Artık herkesin bıçak kemiğine dayanmış durumda, olacak iş değil. Birileri de itiraz etsin artık yok itiraz edemezsiniz diyen bir Cumhurbaşkanı Erdoğan var.
  • 6:40 Şimdi muhalefet cephesinde Özgür Özel itirazı büyüttükçe büyüttükçe çok sorulan bir soru vardı. Kulislerde dilden dile dolaşıyordu. Neydi o soru? Ekrem İmamoğlu cezaevinden çıkamazsa kim aday olacak CHP adına? Ekrem İmamoğlu çıkacak mı çıkmayacak mı sorularına iktidar kulisleri "siz daha çok beklersiniz" yanıtı da veriyor.
  • 7:03 Özgür Özel de diyor ki "Ben sonuna kadar Ekrem İmamoğlu için mücadele edeceğim. Asla kendim için bir beklentim yok” diyor. Kimse de inanmıyor buna. Derken artık bunu böyle her yerde açıkça konuşayım. Demek ki öyle bir düşüncesi var ki artık onu söylemeye de başladı. Zaten işte bir yayında soruluyor Özgür Özel'e. "İmamoğlu'nu bu kadar savunmasanız daha rahat etmez misiniz? Daha rahat olmaz mısınız?" İsmail Küçükkaya soruyor.
  • 7:31 Özgür Özel de "Doğrudan pat diye adayım desem acayip popüler olurum. İktidar medyasının da işine gelir. Çok kolay iş ama o zaman Tayyip Bey'den farkım kalmaz. Biz yola çıktığımızı geride bırakmayız" diyor. Yani "ben asla Ekrem İmamoğlu'nu bırakmayacağım" diye doğrudan hem muhalefet kulislerine hem de iktidara mesaj veriyor. İktidarın gerçekten böyle bam teline basıyor, damarına basıyor.
  • 8:00 İmamoğlu'nu asla bırakmayacağını söylerken muhalefet kulislerinde de "tamam sonuna kadar Ekrem İmamoğlu işte Sonert'e Özgür Özel bir formülle çıkacak. Nasıl bir formül olacak hep beraber göreceğiz. Ama Özgür Özel'in önceliği işte aday olur mu olmaz mı tartışmalarını tamamen bitirmek, kapatmak istiyor. Ama muhalefet kulisleri de hiç rahat durmuyor.
  • 8:29 Bir taraftan işte 45 Kasım Özgür Özel'in seçildiği 2023 kurultayının iptal edilip edilmeyeceği, partiye CHP'ye kayyum gelip gelmeyeceği tartışmaları varken Özgür Özel mücadeleyi büyütüyor. Çünkü kendisi aday olmak istiyor diyenler de var parti içinde. İşte onlara doğrudan sesleniyor. "Özgür Özel yapmayın böyle" diyor. Ama CHP'de bu tartışma biter mi bitmez mi? Gerçekten böyle insanı sinir eden bir kulis ortamı var. Onu da açıkça söyleyeyim.
  • 9:00 Muharrem İnce de Memleket Partisi’ni kapattı. Geliyor CHP’ye. CHP iktidar karşısında elini daha nasıl yükseltecek, daha nasıl büyütecek? Bütün politikalarını, çözüm politikalarını doğrudan açıklayacak derken zaten "hamaset yapmayın" diyen bir başka isim CHP'ye MHP lideri Devlet Bahçeli. Ama bunlar itirazlar da hamaset olmuyor. Bunlar yapılacak bir anlamda Bahçeli de kendini "terörsüz Türkiye"ye adamış durumda.
  • 9:34 "Terörsüz Türkiye barış ve huzurun Türkiye için parlayan kutup yıldızı olacaktır" diyor. Yani Türkiye için olmazsa olmaz. Onun gündemi o. Muhalefet de sabah akşam bunu konuşsun istiyor. İşte yoksulluğu konuşmasın. Demokrasi ve hak ihlallerini konuşmasın. Sadece "terörsüz Türkiye" üzerinde dursun. Bu nasıl olacak? Yani bu kadar biz açlıktan, yoksulluktan, sürüm sürüm sürünürken bunu anlayan yok zaten.
  • 10:00 İşte bakın Irak, Suriye ve İran’dan sonra ilk hangi ülkenin gündemde olacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yok. Doğrudan Türkiye hedef mesajını ısrarla yineliyor Devlet Bahçeli. Rejim bir taraftan da bakın aynı şeyler kafalar böyle muhalefetin üstüne yükleniyor. Evet, çevremizde ciddi bir savaş var ama içimizde de ciddi bir huzursuzluk var. Olmuyor böyle.
  • 10:33 Trump da zaten "rejim değişikliği niye olmasın" dedi. İran konusunda herkes alarma geçmiş durumda. Dahası Hürmüz Boğazı gerçekten kapanacak mı? Petrol fiyatlarının çok daha fırlaması bekleniyor. "Biz hazırız" dedi Ulaştırma Bakanlığı, Ekonomi, Hazine ve Maliye Bakanlığı. Neyin hazırlığı? Yok tabii ki böyle bir şey. Bütün o savaşın yükünü de biz çekeceğiz. Nasıl çekeceğiz?
  • 11:01 Bu iktidar ve muhalefet arasındaki gerilim iyice büyüsün. Büyüsün artık ne olacaksak olalım. O noktada göreceğiz hep beraber. Siyasetin sıcak kulisleri yine burada Hilal Köylü kanalında olacak. Lütfen abone olmayı ve bildirimleri açmayı unutmayın. Katıl üyelerine gerçekten böylesi bir dönemde bağımsız gazeteciliğe verdikleri destekten ötürü çok teşekkür ediyorum.
İşaretlediklerim