Hilal Köylü · 23 Mayıs 2025

Günün Kulisi: Bahçeli’den “Erdoğan hep başkan” ilanı. İmamoğlu yargılaması ne zaman? Ne yaşıyoruz?

  • 0:00 Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Benim derdim yeniden aday olmak değil. Benim derdim ülkemin itibarı" dediğinde, burada herkes siyaset kulislerinde, hem iktidar hem muhalefet kulislerinde, Erdoğan'ın bunu hep söylediğini biliyor. Önemli olan Bahçeli'nin ne diyeceği sorusunu sormuşlardı. Bahçeli hiç vakit kaybetmedi; yazılı açıklamasını yaparak Erdoğan'a tatlı sert mesajlarla yüklendi. Ama ne övgüler, ne övgüler. Nasıl bir tatlı sertlik, derdi vatan ve millet olan bir Cumhurbaşkanı'nın yolundan gitmeye hakkı yoktur, dedi.

    "Biz bitti demeden gidemezsiniz," demeye getirdi. Sanki "Biz bitti demeden bitmez." Dahası, Erdoğan'ın "Benim tekrar aday olma derdim yok," açıklamasının kendi nazarında çok adil ve hakkaniyetli olmadığını söyledi. Erdoğan'a bu ülkenin çok büyük bir ihtiyacı varmış. Bu, bir tarih ve hayat gerçeğiymiş. Bahçeli'ye göre, daha "Evet." Övgüler. Ne övgüler. Zat-ı devletlerinin varlığı, olmazsa olmaz değer ve önemdedir. Neden? Bunu da gerekçelendiriyor Bahçeli: "Terörsüz Türkiye'nin başarıya ulaşması için Erdoğan'ın varlığına gerek var," diyor. Dahası, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kurumsallaşması ve kökleşmesi için gerek var diyor.

    "Erdoğan olmazsa olmaz." Bahçeli olduğu sürece Erdoğan da var. Erdoğan olduğu sürece Bahçeli de var. 2014'te halk oyuyla parlamenter sistemde seçilmişti Cumhurbaşkanı Erdoğan. O günden beri de Cumhurbaşkanı, 2018'de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine göre seçildi. O, ikinci oldu. Olmadı, 2023'te üçüncü oldu. Hayır, 2014'ü saymıyoruz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine göre dediler; 2018 ve 2023.

    Tamam, iki dönem şimdi de tamamlanmış oluyor. İşte, anayasadaki o iki dönem kuralının değişmesi gerekiyor yeni anayasa için. Bu yüzden Cumhur İttifakı'nın çok ihtiyacı var. Ama Bahçeli, "Hayır, iktidarda tartışmasın, muhalefette tartışmasın; anayasa ne olursa olsun, hiç bunlara gerek yok," ilan ediyor. Erdoğan'ın yeniden Cumhurbaşkanı olacağını ilan ediyor. Öyle veya böyle, bu sözleriyle, dahası, "Seni seçtireceğiz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yeniden Cumhurbaşkanı yapacağız," mesajını açıktan veriyor.

    Öyle bir hani Türkiye'de olmazsa olmaz bir değerden bahsediyor ve o isim Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli'ye göre. Ama Erdoğan, bir şekilde anayasayı değiştirir miyim diye uğraşıyor. Anayasa değişikliğini de kendi adaylığı için istemediğini söylüyor. Türkiye'deki barış ortamının daha da gelişmesi için istediğini söylüyor. Terörsüz Türkiye ile beraber henüz kurulmadı öyle bir barış ortamı. O nedenle, "Ben nasıl aday olurum," konuşulmasını istiyor ama o konuşuluyor işte.

    Şimdi, siz yeniden kendinizi seçtirmek için anayasa değişikliğine mi gideceksiniz? Anayasa değişikliği olmazsa, Meclis Cumhurbaşkanlığı seçimini kararını verecek mi? Bir erken seçim 2022'den önce olmaz deniyor zaten. Öyle ya da böyle, Erdoğan yeniden aday olacak. Bahçeli'nin bunu şimdiden ilan etmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği yeni anayasa mesajlarına da dayanıyor.

    Ama o yeni anayasaya, CHP Ana Muhalefet Partisi hayır diyor. Böyle bir durumda hukuksuz ortamda hukuksuz...

  • 2:16 Öyle bir hani Türkiye'de olmazsa olmaz bir değerden bahsediyor ve o isim Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli'ye göre. Ama Erdoğan, bir şekilde anayasayı değiştirir miyim diye uğraşıyor. Anayasa değişikliğini de kendi adaylığı için istemediğini söylüyor. Türkiye'deki barış ortamının daha da gelişmesi için istediğini ifade ediyor. Ancak, terörsüz Türkiye ile beraber henüz kurulmadı öyle bir barış ortamı. O, ben nasıl aday olurumun konuşulmamasını istiyor ama o konuşuluyor işte.

    Şimdi, siz yeniden kendinizi seçtirmek için anayasa değişikliğine mi gideceksiniz? Anayasa değişikliği olmazsa meclis, cumhurbaşkanlığı seçimini eee kararını verecek mi? Bir erken seçim 202'den önce olmaz deniyor zaten. Öyle ya da böyle, Erdoğan yeniden aday olacak. Bahçeli'nin bunu şimdiden ilan etmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği yeni anayasa mesajlarına da dayanıyor. Ama o yeni anayasaya CHP, ana muhalefet partisi, hayır diyor. Böyle bir durumda hukuksuz ortamda, hukuksuz bir rejimle müzakere edilmez, mücadele edilir,” dedi Özgür Özel.

    “Biz bu anayasada yokuz ama kim var? Dem parti var. Yeni bir anayasaya evet ihtiyaç var,” dedi Parti. Dem, bunu zaten uzun süredir söylüyor. AK Parti, MHP de yeni bir anayasa yapabilir mi? İşte, çoğunluğu daha da artırabiliriz. Diğer partilerden alabiliriz. İşte 400’le bu sayıya ulaşabiliriz ama henüz o sayıyı bulamadık. Referanduma götürmek istemiyor Cumhurbaşkanı Erdoğan. Yeni anayasayı bu süreç uzayabilir, diyor. Anayasa olmasa da işte meclisten bir seçim kararı çıkar. Erdoğan yeniden aday olur, öyle ya da böyle.

    Bu, iktidar ve muhalefet arasındaki baskının, CHP’nin yeni anayasaya da hayır dediği için zaten daha da artacağını gösteriyordu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yolsuzluk operasyonunda, soruşturmada dalga dalga yeni operasyon da geldi. Dördüncü dalga geldi. Daha üçüncü dalganın üstünden bir gün geçmeden geldi dördüncü dalga. İktidar ve muhalefet burun buruna. İktidar ve CHP burun buruna. Dördüncü dalga operasyonda da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yol Yapım Daire Başkanlığı'yla, işte İBB iştirakleri, İSKİ ve Kiptaş’a usulsüzlükler tespit edildiği iddiasıyla Kiptaş Genel Müdürü Ali Kurt başta olmak üzere çok sayıda bürokrat, çok sayıda görevli gözaltına alındı. Ekrem İmamoğlu'nun özel kalem müdürü gözaltına alınmış, tutuklanmış, gözaltına alınmış, serbest bırakılmıştı; tekrar gözaltına alındı.

    Bu operasyon daha nereye kadar sürecek? Ankara kulislerinde, iktidar kulislerinde neler konuşuluyor? Gerçekten artık, bir böyle halkın da inanırlığını kaybettiğine dair değerlendirmeler yapılıyor. Zaten MHP lideri Bahçeli, “Bitirin bu soruşturmayı bir an evvel, suçlu olan suçunu çeksin, suçsuz olan beraat etsin,” demişti. İşte şimdi bu yıl bitmeden Ekrem İmamoğlu'nun da yargılandığı soruşturmayla ilgili iddianamenin tamamlanmasını bekliyor iktidar kulisleri. Bahçeli, çünkü bu sürecin hızlandırılması için AK Parti üzerindeki baskıyı da artırıyor. İktidar kulislerinde konuşulanlar bunlar.

  • 4:37 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yola Kim Daire Başkanlığı ile İBB iştirakleri, İŞÇ ve KİPTAŞ'a usulsüzlükler tespit edildiği iddiasıyla Kiptaş Genel Müdürü Ali Kurt başta olmak üzere çok sayıda bürokrat ve görevli gözaltına alındı. Ekrem İmamoğlu'nun özel kalem müdürü de gözaltına alınıp tutuklandı, ancak daha sonra serbest bırakıldı. Şimdi tekrar gözaltına alındı.

    Bu operasyon daha nereye kadar sürecek? Ankara kulislerinde, iktidar kulislerinde neler konuşuluyor? Gerçekten de halkın inandığına dair değerlendirmeler yapılıyor. Zaten MHP lideri Bahçeli, "bitirin bu soruşturmayı bir an evvel; suçlu olan suçunu çeksin, suçsuz olan beraat etsin" demişti. İşte şimdi bu yıl bitmeden Ekrem İmamoğlu'nun da yargılandığı soruşturmayla ilgili iddianamenin tamamlanmasını bekliyor iktidar kulisleri. Bahçeli, çünkü bu sürecin hızlandırılması için AK Parti üzerindeki baskıyı da artırıyor. İktidar kulislerinde konuşulanlar bunlar. Ekrem İmamoğlu ne zaman yargılanır soruları var. İktidar kulislerinde, muhalefet kulislerinde de böyle bir bekleyiş var, fakat oradaki sorular farklı şekilde ifade ediliyor. Ekrem İmamoğlu'nun önümüzdeki yıla kalmadan yargılandığını görebiliriz, diyen açıklamalar yapılıyor.

    Bu yolsuzluk soruşturmasını daha da derinleştireceğiz diyen bir iktidar cephesi var. Daha nereye kadar derinleştireceksiniz? Dört dalga oldu, yeni dalga da gelebilir çünkü süreç hızlanıyor. Etkin pişmanlıktan yararlananlar oldu, onların itirafları var. Yeniden, yeniden gözden geçiriyoruz. "TRT’den yargılansın, yargılamalar halk görsün, baksın" çıkışı yapıyor Özgür Özel. Ancak buna karşılık, "Hayır, bu kanuna aykırı. Bir kere masumiyet karinesi de ihlal edilir. Biz kanun dışı işlem ve eylem yapmayız" diyen bir iktidar cephesi var.

    Peki, kanun dışı ne kadar uygulanıyor bu süreçte? Bunu hep beraber zaten herkes sorguluyor ve yanıtını da veriyor: "Hukuk ortada yok." Herkes "Hukuk nerede?" diye soruyor.

    Şimdi Ekrem İmamoğlu'na dönük yasaklar var. Hesapları, internet hesapları, Twitter hesapları... Her şey ama her şey yok edilsin, unutulsun, görünmesin, konuşulmasın deniyor. Fakat Ekrem İmamoğlu Silivri'den mesaj veriyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, belediyeye ait her yerde İmamoğlu'nun fotoğraflarının, videolarının, ses kayıtlarının ve içeriklerinin kullanılmasını yasakladı. Yasak, yasak, yasak... Kimse Ekrem İmamoğlu'nun ne fotoğrafını görsün ne sesini duysun. Herkes unutsun gitsin, ama işte kimse unutmuyor.

    Özgür Özel, öyle sert bir açıklama yaptı ki, "Duyduğum en hukuk tanımaz durum" dedi. Şimdi bunu Akın Gürlek'e seslenerek söylüyor. "Şimdi ben gidip Ekrem Bey'in fotoğraflarını asacağım," dedi. "Akın gelsin, Akın Gürlek gelsin, indirsin bakalım. Tepemin tasını attırmasın," dedi. "Arsızlığın da bir limiti var." İşte bu arsızlık neyin nesi diye de halk soruyor. İktidar kulislerinde de savcılık gereğini yapıyor, açıklamaları var.

  • 7:03 Soruyor. Şimdi, bu Ekrem İmamoğlu’na dönük yasak var; işte hesapları, internet hesapları, Twitter hesapları... Her şey ama her şey yok edilsin, unutulsun, görünmesin, konuşulmasın dedikçe, Ekrem İmamoğlu Silivri’den mesaj veriyor.

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, belediyeye ait her yerde İmamoğlu’nun fotoğraflarının, videolarının, ses kayıtlarının ve içeriklerinin kullanılmasını yasakladı. Yasak ki yasak, yasak ki yasak! Kimse Ekrem İmamoğlu’nun ne fotoğrafını görsün ne sesini duysun. Herkes unutsun gitsin, ama işte unutmuyor kimse. Özgür Özel öyle bir sert çıktı ki; "Duyduğum en hukuk tanımaz bir durum," dedi. Şimdi bunu Akın Gürlü’ye sesleniyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na da, "Şimdi ben gidip asacağım Ekrem Bey’in fotoğraflarını," dedi. "Akın gelsin, Akın Gürlük gelsin, indirsin bakalım. Tepemin tasını attırmasın," dedi. "Arsızlığın da bir limiti var," dedi. İşte bu arsızlık neyin nesidir diye de halk soruyor. İktidar kulislerinde de savcılık gereğini yapıyor; açıklamaları var. Bu neyin gereğidir? Ne yapmaya çalışıyorlar? Zaten Ekrem İmamoğlu da çok sert bir mesajla yüklendi: "Unutma, öyle de yenileceksin, böyle de yenileceksin. Öyle bir yenileceksin, öyle bir tokat yiyeceksin ki tarihe geçecek," dedi. "Sandıkta yiyeceksin bu tokatı," dedi.

    İktidarla CHP arasındaki bu gerilim daha da büyüyecek, daha da derinleşecek. Ekrem İmamoğlu unutulacak mı? Unutulmayacak. İktidar kulisleri de artık bunu kabul etmiş durumda. "Biz ne yapıp edip bu Ekrem İmamoğlu dosyasını kapatmalıyız, yargılamalıyız. Bir an evvel bu işi bitirmeliyiz," diyorlar. Ama işte delil çıkmıyor. Delil nasıl çıkacak? "Bulacağız. Israrla bulacağız," diyorlar. Ciddiyetsizlik, tutarsızlık, uydurma ne ararsan sende var diye yüklendi Ekrem İmamoğlu.

    Bir sonraki aşamada yeni bir dalga daha olacağı söyleniyor. O dalgada da artık gözaltılar, gözaltılar, operasyonlar, isimler, isimler... İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışmaz hale getirildi. Tamamen böyle. Ama biz bu konuyu unutturmayacağız diyen bir CHP var. Mitinglerde sürecek.

    Peki, biz ne yaşıyoruz? Gerçekten biz ne yaşıyoruz? Şimdi, şu bakanların açıklamalarına tekrar bakalım. Bu açıklamalar dünya basınında alay konusu olmuş. "Ne oluyor Türkiye’de?" diye. Hakikaten çok ilginç. Asgari ücret 22.000 TL değil de 52.000 TL olsaydı, kiralar da 5.000 TL'den 15.000 TL'ye çıkardı," diye bir hesap yapıyor. Kim yapıyor? AK Parti ekonomi işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı Nihat Zeybekçi yapıyor.

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i eleştiren, "Siz ne biçim program uyguluyorsunuz? Faizler niye bu kadar yüksek? Ben iş adamıyım, ben bile yatırım yapmam," diyen Mehmet Şimşek’e böyle gözeten, hani kol gözetirken de "Doğru yap şu işini," diye mesaj veren Nihat Zeybekçi ayrıca, bu ülkede 4 yıl ekonomi bakanlığı da yaptı.

    Ülkede 5.000 TL'ye kiralık ev mi kalmış? 5.000 TL işte, zaten tavuk kümesi yok," diyerek muhalefet bayrağı açtı, yürüdü. Hani bizimle dalga mı geçiyorlar? Biz ne yaşıyoruz sorusunu tekrar tekrar sormamız gerekiyor.

  • 9:27
  • 11:46 Zayıf kilolu kişileri tespit edecek ve aile sağlığı merkezlerine yönlendirecekler. Onlar da diyetisyenler eşliğinde daha dengeli beslenmeyi öğrenecekler. İnsanlar doğru düzgün sebze meyve yiyemiyor. Gıda enflasyonu almış başını gitmiş. İnsanlar evine sebze meyve alamazken, proteine yönelemezken, onu bırakın, ekmek fiyatları almış başını gitmişken, bunu sorgulamadan, etmeden bu insanları diyetisyenlere gönderecekler mi? Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, biz ne yaşıyoruz? Hadi bunu sorgulayın.

    Bunu sorgulamaya devam edeceğiz. Bütün sıcak kulisler burada olacak. Çünkü iktidar kulisleri de hem Sağlık Bakanı hem de Nihat Zeybekçi'yi sorguluyor. Ama, yani tabii, işte bunlar bakan oluyor, böyle şeyler deniyor. Olmaz böyle şeyler, diyelim hep beraber.

    Abone olmayı ve bildirimleri açmayı unutmayın. Bütün kulisler burada olacak. Görüşmek üzere.

İşaretlediklerim