Onlar TV · 2 Mayıs 2025

Ayşe Barım iddianamesinde yıldız yağmuru | Timur Soykan anlatıyor…

  • 0:00 İddianamede yıldız yağmuru var. Yani, o neredeyse Türkiye'de olmayan oyuncu yok. Hepsi iddianameye sanık olmamalarına rağmen suçluymuş gibi koyulmuşlar. Bir de şu çok dikkatimi çekti: 171 sayfa iddianame var, arkadaşlar. Sırf 30 yıl isteyeceğiz ya. Bak, en ufak bir şüphem yok. Niyet okuma yapıyorum gerçekten, çünkü başka açıklaması yok. Demişler ki, "30 yıl isteyeceğiz. İnce iddianame olmasın. Bunu ne bulsak içine yığalım." Doldurdukça abuk sabuk ne varsa elimize dolduralım demişler.

    İddianamenin ilk paragrafında Ayşe Barım'ın adı geçiyor. Sonra neredeyse 48 sayfa boyunca Ayşe Barım'ın adı bile geçmiyor. Osman Kavala, Çiğdem Mater, Can Atalay... Bir senin anlattığın teoriler varmış, etki aşanları varmış, nüfus şahsıları varmış. Düğmeye basmışlar; 80 ilde milyonlarca insan sokağa çıkmış. Buna inanmamızı istemişler. “Bu isim, Ayşe Barım netmiş ya.” Ayşe Barım savcı ne diyor? Ne istiyor? Sadece şu: Savcının dediği şu ve bunu tamamen delilsiz, uydurma bir şekilde söylüyor. Diyor ki, “Bu menajer, çok önemli bir menajer. Halit Ergenç, Bergüzer Korel, işte ünlü oyuncular onun menajerliğini yapıyor. Oyuncuların menajerliğini yapıyor. Onları zorla, talimatla alıp Gezi Parkı'na getirmiş ve Gezi Parkı ile ilgili paylaşımlar yaptırmış sosyal medya hesaplarından ve gezinin toplumda yayılmasını sağlamış.” Ayşe Barım bunu yapmış.

    Ya iddiası bu. Şimdi dersin ki, “Bu ne ile peki somutlaştırılıyor?” Hiçbir şeyle. Mesele şu; zaten hiçbir somut veriye dayanmıyor. Bakın Gezi davası, "Ben sizi delilsiz hukuksuz hapsederim." Bu da artık şu demek: "Ben Gezi davasını çuval yaptım. Uyanı da koydum, uyanı da içine koydum." Bütün anlamıyla budur. Bakın bu Ayşe Barım hikayesi budur. Çok güzel sordun, ya. “Nasıl yani? Hangi delille bunu yapmış?” onu geç. Bu adamlar, bu oyuncular robot mu? Bunların iradesi yok mu? Bunların özgür iradeleriyle eyleme gidemez mi? Savcı diyor ki, “Gidemezler. Ayşe Barım yapıyor bunu.”

    Peki, şimdi böyle bir suçlama var değil mi? Sorduğun en doğru sorudan gidelim. Hı hı. “Nasıl kanıtlarsın bunu?” Dersin ki, “30 tane oyuncuyu Çağlayan adresine çağırdınız değil mi? Ayşe Barım sizi zorla Gezi Parkı'na mı gönderdi? Ayşe bunun talimatıyla mı gittiniz?” diye. Bu oyuncuların hepsinin ne alakası var, kardeşim? Benim özgür iradem o zaman toplumda polis orantısız şiddeti vardı. Doğa- kent katliamları vardı. Kültür-sanata baskılar vardı. Ben kendi hür irademle Gezi Parkı'na gittim dediler. Ve iddianameleri yok, biliyor musun? Şule, bak 171 sayfa ya. Bu ifadeyi veren adliyeye çarpık ifade veren 30 oyuncunun tek kelime ifadesi yok. Neden yok? Çünkü diyorlar ki, “Özgür irademizle gittik.” Çünkü savcı suç uydurmak zorunda.

    Yani bazıları hakkında sonra yalan. Evet, yalancı. Suç duyurusunda bulundular. Ya şöyle bir şey olabilir mi? Diyor ki iddianame, “Ey Halit Ergenç, ey Rıza Kocaoğlu, ey Zeynep Tekindor, seni ey Hümeyra seni aldı, Ayşe Barım zorla Gezi Parkı'na götürdü. Eylemlere katıldı.” Katıldı.

  • 2:07 Değil mi? Sorduğun en doğru sorudan gidelim. Hı hı. Nasıl kanıtlarsın bunu? Dersin ki, "30 tane oyuncuyu Çağlayan Adresine çağırdınız, değil mi? Ayşe Barım sizi zorla işte Gezi Parkına mı gönderdi?" Ayşe, bunun talimatıyla mı gittiniz diye sorulur. Bu oyuncuların hepsinin ne alakası var kardeşim? Benim özgür iradem var. O zaman toplumda polis orantısız şiddeti vardı, doğa katliamları vardı, kültür sanata baskılar vardı. Ben kendi hür irademle Gezi Parkına gittim dediler. Ve iddianameleri yok, biliyor musun? Şule, bak 171 sayfa. Bu ifadeyi veren adliyeye çarpı ifade veren 30 oyuncunun tek kelime ifadesi yok.

    Neden yok? Çünkü diyorlar ki, "Özgür irademizle gittik." Çünkü savcı suç uydurmak zorunda. Yani bazıları hakkında sonra yalan suç duyurusunda bulundular. Ya şöyle bir şey olabilir mi? Diyor ki iddianame, "Ey Halit Ergenç, ey Rıza Kocaoğlu, ey Zerin Tekindor, seni, ey Hümeyra seni, Ayşe Barım zorla Gezi Parkına götürdü. Eylemlere katıldın." Sen gel bana ifade ver diyorsun. "Ben suçlayacağım bunu 30 isteyeceğim" diyorsun. Sen de adliye gidip, "Ne alakası var, böyle bir şey olmadı" diyorsun.

    Temel suçlama bak. Temel en kilit yer yani. Biri çıkıp dese ki "Evet, zorla götürdü." Bitti, Ayşe varum. Ya zaten bitmiş olur yani. Peki, bu tane yok diye arkadaşlar mı bakılıyor bu işe? Hayır, sanık da değiller. Ama burada şöyle bir şey var. Bir savcının görevi, şüpheli insanla ilgili sadece aleyhte delilleri değil, lehte delilleri de değerlendirmektir. Yani bu bir tez öne sürer. Sonuçta çıtayı artırmak da hâkime düşer. Ama sen, delil toplamak için çağırdığın insanlar senin savına karşı çıkınca yapmaman gerekeni, hatta hukuksuz olanı yapıyorsun ve delil karartıyorsun. Aynen öyle. Delil karartıyorsun. İddianameye koymuyorsun. En temel unsuru koymuyorsun. Abi, dediğin gibi, lehe olanları da koymak zorundasın. Senin görüntülerin var, istersen.

    Var, onlara geçeceğim. O bir tane daha şey söyleyeyim. Bir deney yok, biliyor musunuz arkadaşlar? Bugün İBB operasyonlarında çok sık gördüğümüz bir şey. Şimdi geçenlerde bir araba galerisi yayınladı. Ali araba MHP'li vekili çıktı ya onun gibi. Arkadaşlar, Ayşe Barım gözaltındayken bakın, gözaltına alındı. Ocak ayında menajerlik sektöründe dizi sektöründe tekelleşmekten alındı.

    Gözaltında iken, geziye dönüyor hikaye. Yani o yargılama sürecinde, gözaltı sürecinde Gezi ile suçlandı. O sırada haber yaptılar abi. Belçika'nın bir şehrinde, sanırım adını hatırlamıyorum, orada Ayşe Barım 2017'de referandumdan önce toplantı yaptı ve "Türkiye'de ben darbe yaparım" dedi. Dedi ki, "Bu oyuncuların hepsinin kasetleri elimde. Ben bütün bu oyuncuları Gezi'de kullandım, yine kullanırım" dedi. Yandaş medyada trollerde günlerce propaganda yapıldı. İddianamede bu da yok arkadaşlar. Çünkü Haşim Belçika'ya gitmemiş. Kendisi diyor uçuş kaydı diyor, hiçbir şey yok. Yıllarca irtibatı, yerle itibarı iki tane oyuncunun yalandan sevgili olduğu ve bunun karşısında 5 milyon o da y...

  • 4:20 Şimdi geçenlerde araba galerisi yayınladı. Ali, MHP'li vekili çıktı ya, onun gibi. Arkadaşlar, Ayşe Barım gözaltındayken bakın, şeyden alındı. Gözaltına hatırlıyorsunuz, Ocak ayında menajerlik sektöründe, dizi sektöründe tekelleşmekten alındı. Gözaltındayken geziye döndü hikaye. Yani o yargılama süreci, yani gözaltı sürecinde geziyle suçlandı. O sırada haber yaptılar abi. Belçika'nın bir kentinde, sen sanırım adını hatırlamıyorum, orada Ayşe Barım toplantı yaptı, 2017'de referandumdan önce, ve Türkiye'de ben darbe yaparım dedi. Dedi ki bu oyuncuların hepsinin kasetleri elimde. Ben bütün bu oyuncuları gezide kullandım, yine kullanırım dedi diye yandaş medyada trollerde günlerce propaganda yapıldı. İddianamede bu da yok arkadaşlar.

    Çünkü Haşim Belçika'ya gitmemiş. Kendisi uçuş kaydı diyor, hiçbir şey yok. Ya yıllarca irtibatı yer, itibarı iki tane oyuncunun yalandan sevgili olduğu ve bunun karşısında 5 milyon, o da yok. Çünkü şey zaten, ya tekelleşme de yok; yani işin garip yanı tekelleşme de yok. İddianamede niyet etti barıma geziden 30 yıl, sadece ne akıl bırakıyor ne mantık bırakıyor.

    İlk görselle başlayabiliriz. Şimdi bunlar olurken de şunu da demek lazım; bakın, binlerce genç sokakta. Bugün de gördük, en büyük kortejlerden biri, diğer ikinci kortejlerden biri de gençlerdi. Yani üniversitelilerdi, liseliler oradaydı.

    Bu sanatçılar o kadar enteresan ki; bunca dizi oyuncusu, Ayşe Barım'ın ya böyle abuk sabuk ya apolitik bir insan. Çok açık yani, zaten kendi ifadelerinde de gördüğünde böyle bir sebeple tutuklanmış. 30 yıl gibi bir hapis cezası isteniyor. Sanatçılardan, oyunculardan, bu ünlü kişilerden, birlikte ilişki kurmuş, mesai yapmış insanlardan... Siyah kalp, gül, doğum mu yaptı kardeşim bu kadın ya? Hani hakikaten anlamakta zorlanıyorum. Doğum yaptı, ona ilişkin bir şey; gül koyuyorsunuz falan. Anlamakta hakikaten zorlanıyorum yani.

    Bırakıldı. Şöyle çıksın biri, "Canım Ayşe, bak çıksın biri desin ki, ya benim ifademi aldınız, 30 kişiden biri desin ki, 'Ben size böyle bir olay olmadığını söyledim, niye iddianamede yok?' diye sorsun." Bu onun hakkı; bakın, arkadaşına, dostuna veya menajerine iş arkadaşına, o değil, kendi hakkı bu. Ben ifade verdim, sen nasıl iddianameye koymuyorsun? Beni çağır, sen çağırdın, getirttin. Tanık olarak gelmemi istedin, ben ifade veriyorum, sen gizliyorsun ve onu tam tersi bir iddia yazıyorsunuz.

    Bakın, davanın delillerini anlatıyorum. Bakın, deliller arkadaşlar, büyük deliller. Bir numaralı delil, oyuncuların geziye katıldığı. İddianamenin onlarca sayfası bu. Ve oturmuş savcı, Google'dan iddianame yazmış abi. Oturmuş, bakmış, bütün sosyal medya hesaplarına girmiş. Instagram, Twitter bakmış, demiş ki, "Bunların geziye katıldığına dair şey toplayayım." Veri toplayayım, sayfalar da olsun. Yok, Ayşe Barım'a hala gelmedi. Ayşe Barım'a ne zaman geleceğiz biliyor musunuz? Suçla ilgili kısma, 100. sayfada bak. 171 sayfa, 100 sayfa, Ayşe Barım...

  • 6:28 Bak çıksın biri desin ki, "Ya benim ifademi aldınız. 30 kişiden biri desin ki, 'Ya benim ifademi aldınız, ben size böyle bir olay olmadığını söyledim. Niye iddianamede yok?' diye sorsun." Bu, onun hakkı. Bakın, arkadaşına, dostuna, veya menajerine. O değil, kendi hakkı bu. Ben ifade verdim, sen nasıl iddianameye koymuyorsun? Beni çağır, sen çağırdın, getirttin, tanık olarak gelmemi istedin. Ben ifade veriyorum, sen gizli izliyorsun ve onu tam tersi bir iddia yazıyorsunuz.

    Bakın, davanın delillerini anlatıyorum. Bakın, deliller arkadaşlar büyük deliller. Bir numaralı delil, oyuncular geziye katıldı. İddianamenin onlarca sayfası bu. Ve oturmuş savcı Google'dan iddianame yazmış. Oturmuş, bakmış, bütün sosyal medya hesaplarına girmiş. Instagram, Twitter bakmış, demiş ki, "Bunların geziye katıldığına dair şey toplayayım, veri toplayayım. Sayfalar da olsun."

    Yok, Ayşe Barı a hala gelmedi. Ayşe Baruma ne zaman geleceğiz biliyor musunuz? Suçla ilgili kısma. 100. sayfada bak. 171 sayfa. 100 sayfa. Ayşe Barım yok neredeyse. Bakın, diyor ki savcı, "Ben araştırıyorum." Bütün bu şeye katılanlar kimler? Bakıyorum diyor ki, "Bu şeyin şirketinin Ayşe Barım’ın, şirketinin 58 tane ünlü oyuncusu var." Onlardan 18 tanesini seçiyor. Diyor ki, "Bir tanesi Ali Atay." Savcı diyor ki Ali Atay’ın Twitter hesaplarında, Instagram hesaplarında geziyle ilgili paylaşım yok ama ben araştırdım diyor, internet haberlerinden kendisinin eyleme katıldığını tespit ettim. Aha da fotoğrafı görselim.

    Akit gazetesinden yeni Akit'ten, "Çapulculara" dizisi kaldırıldı. Bunu alıp iddianameye koyuyor sır. Yeni Akit tanığı, bir sonrakine geçelim. Tanığı yeni Akit. Yani bakın, Bergüzer Koray gece sırasındaki paylaşımları, eşiyle Halit Ergenç ile... Bunlar oluyor. Tek tek koyuyor. Neleri koyuyor biliyor musunuz? Faslı bir kadın kafasından gaz kapsülüyle vuruldu, Taksim'de. "İyileşmesini dua ediyoruz, şu yapıyoruz, bu yapıyoruz." Onu koyuyor. Bergüzer Koreli’nin şeyini anlatıyor. Ya insanlar dövülüyor, sokaklar kapatılıyor. Ya, niye bu şiddet uygulanıyor? Ona tepki olan metni var. Onu koyuyor. Bak deli diyor ya. Ayşe Bar, bunlar sanık değil.

    Bir sonrakine geçelim, bunlar sanık değil. Bakın, diyor ki burada da amaç şey... Bülent Bey, Bülent Bey, Bülent İnal. "Tatar Ramazan" dizisinde oynuyorsa geliyorlar, "Biz bu oyunu bozarız" diye pankart açıyorlar sette. Ondan sonra da eylem yapıyorlar. Bülent İnönü hakkında, o da Ayşe Barım’ın menajerliğini yaptığı oyunculardan biri. Onun hakkında da şu paylaşımı yaptı, bu yaptı, işte açık kaynaklardan bulduğum haberleri bu haberi de koyuyor.

    Bakalım o haberde dikkat çeken bir şey var. Engin Altan Düz Yatan, Şafak Sezer de eylem verdi. Ama şimdi Engin Altan Düz Yatan'a bir suçlama yok, Şafak Sezer’e de yok. Neden yok acaba? Çünkü Ayşe Barım bunların menajerliğini yapmıyor. Sadece bu kadar mı? Ya tabii ki canım. İktidarın yakınında olmalarının da Yavuz Bingöl de dahil pek çok nedeni var. Ya burada alınan şey şu değil mi? Yani Gezi Parkı olaylarına karışan ünlüler diye bir haber sites...

  • 8:33 Uygulanıyor? Ona tepki olan metni var. Onu koyuyor. Bak, deli diyor ya. Ayşe Barım, bunlar sanık değil. Bir sonrakine geçelim. Bunlar sanık değil. Bakın, burada da amaç şey. Eee, Bülent Bey, Bülent İnal, eğer Tatar Ramazan dizisinde oynuyorsa, geliyorlar, "Biz bu oyunu bozarız" diye pankart açıyorlar sette. Ondan sonra da eylem yapıyorlar. Bülent İnal hakkında, o da Ayşe Barım'ın menajerliğini yaptığı oyunculardan biri. Onun hakkında da şu paylaşımı yaptı, bu yaptı. İşte açık kaynaklar bulduğum haberleri bu haberi de koyuyor. Bakalım, o haberde dikkate çeken bir şey var.

    Engin Altan Düzyatan, Şafak Sezer de eylem verdi. Ama şimdi Engin Altan Düzyatan'a bir suçlama yok. Şafak Sezer'e de yok. Neden yok acaba? Çünkü Ayşe Barım onların menajerliğini yapmıyor. Sadece bu kadar mı? Ya tabii ki canım. İktidarın yakınında olmanın da Yavuz Bingöl de dahil pek çok nedeni var.

    Burada alınan şey şu değil mi? Yani Gezi Parkı olaylarına karışan ünlüler diye bir haber sitesi haber yapmış. O iddianame alıyor, 18 kişiyi böyle ama sayfa sayfa diyor ki bak, Bülent İnal katıldı diyor. Ya arkadaş, bu savcıyla bir Allah'ın kulu şunu sormuyor, "Bülent İnal katılınca suçlu oluyor, Ayşe Barım onun menajeri diye." Engin Altan Düzyatan niye katılıyor o zaman? Madem bu insanlar kendi iradeleriyle bir yere gidemiyorlar, madem bu insanlar robot, bunlara "otur" diyorsun, oturuyor; "kalk" diyorsun, kalkıyor; "git" diyorsun, gidiyor. O kadar kişiliksiz bu insanlar, Türkiye'nin en ünlü sanatçıları o kadar kişiliksiz. O zaman Engin Altan Düzyatan'a bir menajerin git demiş olması lazım. Bu çelişkiye de değinmiyor.

    Bir sonraki geri geçelim. Bak ama böyle sayfalar dolusu, aklına gelebilecek bütün ünlü isimler hepsini almış, koymuş. Bak, Ceyda Düvenci, arkadaş almış bir AK takip listesi diye Twitter'daki bir troll hesap almış. Bir eyleme katıldı diye Ceyda Düvenci'yi göster, hedef göstermiş. "Gezi provokatörleri unutma, unutturma" demiş. Savcı bunu almış, koymuş arkadaş. Bak, bunu koymuş. Ceyda Düvenci'nin ifadesini koymamış, tanık olarak ifadesini koymamış. Ama o trollerin yaptığı bu saldırıyı ya savcı iddianameye şunu koymuş. Koymuş ve Ceyda'nın bence tanık değil arkadaşlar. Tanık olarak ifade verdi. Tanıklığı da yazılmamış. Geçelim, devam edelim.

    Bakın, bunun gibi o kadar çok var. Hümeyra, ya ne diyor? Bak, Hümeyra isimli şarkıcı ve oyuncunun kendisine ait olabileceği değerlendirilen herhangi bir sosyal medya paylaşımı devam ediyor. Gezi Parkı'na gelmiş. Suç hava ne kadar büyük suç. Devam edelim Umut. Bunu görmüştük. Tekrar devam edelim. Yani bütün her şeyi böyle tek sıralıyor.

    Bununla yetinmiyor. Bak, delil bu diyorum. En önemli delile geldik. Umut'un verdiği en önemli delil, iddianamenin bir numaralı delili, 28 saniyelik Instagram'daki bir görüntü. Halit Ergenç orada, Ayşe Barım orada. Bir tespit yapmış savcı. Böyle diyor. Bu görüntüyü bak, 28 saniye. Ayşe Barım telefonla konuşuyor. Erken orada yürüyor. Ya o zaman muhteşem Süleyman'ı çekiyorlar.

  • 10:31 Bunu koymuş. Ceyda Düverç'in ifadesini koymamış. Tanık olarak ifadesini koymamış. Ama o trollerin yaptığı bu saldırıyı savcısı iddianameye şunu koymuş. Koymuş ve Ceyda'yı bence tanık değil, arkadaşlar. Tanık olarak ifade verdi. Tanıklığı da yazılmamış. Geçelim, devam edelim. Bakın, bunun gibi o kadar çok var. Hümeyra'ya ne diyor? Bak, Hümeyra isimli şarkıcı ve oyuncunun kendisine ait olabileceği değerlendirilen herhangi bir sosyal medya devam ediyor. Gezi Parkı'na gelmiş. Suç hava ne kadar büyük suç. Devam edelim, Umut. Bunu görmüştük. Tekrar devam edelim. Yani bütün şeyleri, bütün hepsini böyle tek sıralıyor. Bununla yetinmiyor. Bak, delil bu diyorum. Bak, delil bu.

    En önemli delile geldik. Umut'un verdiği en önemli delil. İddianamenin bir numaralı delili, 28 saniyelik Instagram'daki bir görüntü. Halit Ergenç orada, Ayşe Barım orada. Bir tespit yapmış savcı, böyle diyor. Bu görüntüye bak, 28 saniye. Ayşe, telefonla konuşuyor. Erken orada yürüyor, o zaman muhteşem Süleyman'ı çekiyorlar. Setten Mehmet Günsür, Halit, hepsi geliyorlar. Bütün ekip olarak geliyorlar. Diyorlar ki, hatta sosyal medyada mesaj atıyorlar: "Biz de geziye gidiyoruz, sete ara veriyoruz" diyorlar. Geziye geliyorlar. Ayşe Barım'ın ifadesinde de var. "Ya bana seti bırakıp gittiklerini söylediler, ben de geziye gittim" diyor. İki kere gitmiş geziye kadın. Kadın, geziye gitmemiş zaten. İfadeden anlıyorsun. O kadar apolitik ki, diyor ki: "Ben gaz bile yemedim gezide" diyor. İki kere gittim sadece, diyor.

    Beni yok, biliyor musun? Yine Şulihta namede baz sinyalleri yok. Çünkü baz sinyali alsın, gece iki kere gittiği ortaya çıkacak. Onu koymuyor savcı. Normalde dersin ki, "Ya geceye kaç gerekmiş?" Bir baz sinyallerine bakalım, ya. Herkese yapıyorlar. İyiB de herkese yapılıyor. Yapmamışlar. Kadın, geziye iki kere gidiyor. Olaylarla ilgisi yok. İfadesiyle de ayrıca gitmiş de olabilir yani. "Ya 100 kere ben gittim ya, ben her gün oradaydım yani. Her gün oradaydım ve ben geziye özgürlük diyorum. Ben gezinin sonuna kadar onur ve şeref olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin en şanlı direnişi olduğunu düşünüyorum," diyorum. Ayşe Barım öyle değil. Ayşe Barım'a bakıyorsunuz, bunu görüyor ve ne diyor biliyor musun? "Bu görüntü itibarıyla, 28 saniyelik görüntü itibarıyla, Ayşe Barım'ın Halit Ergenç'i Gezi Parkı'na sürüklediği tespit edilmiştir."

    Ya okuyorsun, diyorsun ki herhalde boynundan tuttu. Ayşe Barım Halit Ergenç'i sürüklüyor Gezi Parkı'nda. Onun üzerine böyle bir yorum yapıldı zannediyorsun. Yok, arkadaş, görüntü bu. Tek delil. Bak, tek delil olarak koyduğu şeye koyduğu görüntü bu. Devam edelim. Ha, bak bu da açıklama sırası, koymuş böyle. Emine, Ayşe Barım, Halit Ergenç, ya Gezi Parkı'nda şiddeti durdur çağrısı yapsın. Buradaki oyuncuların hepsi, bak, Can Bonobo da var, Ozan Güven de var. Tuğba Büyüküstün de var. Hepsi ne yapıyorlar biliyor musun? Bir cümle okuyorlar. Diyorlar ki: "Şiddet olmasın, barışçıl gösteriler bunlar. Barışçıl şekilde devam etsin. Kültür sanat hayatımızı özgür bırakın. Yaşamlarımıza müdahale etmeyin." Bunu da alıyorsunuz.

  • 12:25 Nur ve şeref olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin en şanlı direnişi olduğunu düşünüyorum.

    Ayşe Barım, öyle değil. Ayşe Barım'a bakıyorsunuz, bunu görüyor ve ne diyor biliyor musun? Bu görüntü itibariyle, 28 saniyelik görüntü itibariyle, Ayşe Barım'ın Halit Ergenci'yi Gezi Parkı'na sürüklediği tespit edilmiştir. Ya okuyorsun, diyorsun ki herhalde boynundan tuttu. Ayşe Barım, Halit Ergenç’i sürüklüyor Gezi Parkı'nda. Onun üzerine böyle bir yorum yapıldı zannediyorsun. Yok arkadaş, görüntü bu. Tek delil. Bak, tek delil olarak koyduğu şeye, koyduğu görüntü bu.

    Devam edelim. Ha, bak bu da açıklama sırası koymuş böyle. Emine Ayşe Barım, Halit Ergin, ya Gezi Parkı'nda şiddeti durdurun, çağırsın. Buradaki oyuncuların hepsi, bak, Can Bonobo da var, Ozan Güven de var. Tuğba Büyüküstün de var. Hepsi ne yapıyorlar biliyor musun? Bir cümle okuyorlar. Diyorlar ki "Şiddet olmasın, barışçılı gösteriler bunlar. Barışçılı şekilde devam etsin. Kültür sanat hayatımızı özgür bırakın. Yaşamlarımıza müdahale etmeyin." Bunu da alıyor. En büyük suç delillerinden bir tanesi de bu şuyla görüntü ya. İkinci de bu.

    Bu videoları tek tek, bütün konuşan sanatçı hangi cümleyi söyledi, sayfa sayfa koyuyor, iddianameyi doldurmak için. Peki, devam edelim. Yani o bir bütün bunlara geldikten sonra, bakın iddianamede diyor ki, işte bu bahsettiğim konuşma şeyleri ve diyor bir tane daha delil buldum diyor savcı. Ulan, gerçekten helal olsun. Gerçi afiş olana gelebilir miyiz Umut?

    Bak, bu hep görüntüler, böyle sahne sahne bunları alıp koymuş yani. Sahne sahne alıp koymuş. Diyor ki evde dijital materyalleri aradık. Bütün evdeki bilgisayarları, telefonları falan, hepsinin imajlarını alıyorlar. Ev, iş yeri falan, bütün telefonlar, şunlar, bunlar, suç bulmak için inanılmaz şeyler yapıyorlar. Ve o suç aramak için bunlarla davrandıkları için, bunları geçelim.

    Eee, bir tane bilgisayardan afiş çıkıyor arkadaşlar. En önemli delillerden biri olarak da dosyaya bu konuluyor ve Ayşe Barım'a da soruluyor. Diyor ki, bakın bu Gezi direnişiyle ilgili bilgisayarda çıkmış. Afişte evine de asabilirsin. Ayşe Hanım ne diyor biliyor musun? Bak, sadece bu bulmuş. "Benim bilgisayara gelsin," diyor. "Sen demek Gezi'yle ilgili dünya kadar fotoğraf, görsel sanat çalışması, o günlerin hatırası dünyada, şey bulursunuz değil mi? Yol göster yani yaz."

    Gezi sonuçta son derece meşru. Bunu Ayşe Hanım'a söylüyorlar. Ayşe Hanım da demiyor ha. "Ya ne olacak kardeşim? Ben güzel bir afiş, sanatsal bir afiş kullanıyorum," demiyor. Diyor ki, "Gerçekten de bak, benziyor da."

    "Ver güzel, ne benziyor," diyor. "Ver güzel, koraya benziyor. Onun için ben bunu almışım, bilgisayara kaydetmişim. Biri bana göndermiş," diyor. "Gerçekten de benziyor." Bu da delil. Bak, şimdi 30 yıl arkadaşlar, sana 30 yıl istenmesini sağlayan delillerden biri bu. Bunun çıkmış olması. Biraz önce girdiğiniz görüntülerde Umut geçti ya, hızlı hızlı. O da delil.

    Ormanlarımız yandı. 2021'de, o zamanki tarım bakanı, orman bakanı Bekir Pakdemirli bir tane yangın söndürme uçağı temin etmedi. Erdoğan iktidarı bir...

  • 14:33 Afişte evine de asabilirsin. Şey, Ayşe Hanım ne diyor, biliyor musun? Bak, sadece bu bulmuş. Benim bilgisayara gelsin. Sen demek, geziyle ilgili dünya kadar fotoğraf, görsel sanat çalışması o günlerin hatırası. Dünyaya şey bulursunuz, değil mi? Yol göster, yani yaz. Hay, yol göster. Gezi, yani sonuçta gezi son derece meşru. Bunu Ayşe Hanım'a söylüyorlar. Ayşe Hanım da demiyor, ha.

    Ya ne olacak kardeşim? Ben güzel bir afiş, sanatsal bir afiş kullanıyorum, demiyor. Diyor ki, gerçekten de bak, benziyor da. "Ver güzel, ne benziyor?" diyor. "Ver güzel, koraya benziyor." Onun için ben bunu almışım, bilgisayara kaydetmişim. Biri bana göndermiş, diyor. Gerçekten de benziyor. Bu da delil. Bak, şimdi 30 yıl arkadaşlar, sana 30 yıl istenmesini sağlayan delillerden biri bu. Bunun çıkmış olması.

    Biraz önce girdiğiniz görüntülerde umut geçti ya, hızlı hızlı. O da delil. Ormanlarımız yandı, 2021'de. O zamanki Tarım Bakanı, Orman Bakanı Bekir Pakdemirli bir tane yangın söndürme uçağı temin etmedi. Erdoğan iktidarı bir tane yangın söndürme uçağı temin etmedi. Ciğerlerimiz yandı. Yangına günlerce müdahale edilemedi. O sırada "Help Turkey" diye paylaşımlar yapıldı.

    Savcı üşenmemiş, "Help Turkey" diye paylaşım yapan Ayşe Barıma'nın menajeri olduğu sanatçıların listesini çıkartmış, arkadaşlar. Ezgi Mola mı istersin? Şehri Tekin Doğru mu ister? Aklınızı kaçırdınız, herkes ya.

    Herkes o dönem, ülke yanıyor. Yani ülkemizin güneyi yanıyor. Ormanlarımız yanıyor. Bu çağrıyı yapıyor. Ama bunu şunun için tabii yaparak, o isimleri oraya koyuyorlar. Şu anda bir taraftan da bu insanların üzerinde sopayı sallandırmış oluyorlar. "Aman, sopayı susturmak." Yani sana da gelirim.

    E diğer adımda ama zaten kaçamazsın. O gelecek, zaten sana. Seni ya köle olarak oturacaksın köşende, ya da gelecek sana. Kaçarak kurtulamazsın bundan. Şimdi koymuş iddianameyi, koş. Gül ya, gül koyacaksın ya konuşacaksın. Yani ya da bu saçmalığa susa susa nereye kadar yaşayacaksın? Böyle yaşamak da yaşamak değil, yani.

    Ya orman yanmış. Her Türkiye paylaşım yapmış. Ayşe Barıma'ya bağlı şu şu sanatçılar yapmış. Bu işi de organize eden Ayşe Barımmış. Hep ki kampanya Türkiye'nin de itibarını zedelemek için bunu yapmış.

    Türkiye'nin itibarı, Türkiye kendi kendine yetemez. İtibarını zehirlemek, yani zedelemek için bunu yapmış. Savcı böyle yazıyor, arkadaşlar. Gerçekten böyle yazıyor. Buna inanması bekliyor insanları. Bunun inanmasını bekliyorlar. Bu senaryoyu yazıyor. Niyet okuyor, komplo teorisi uyduruyor.

    Ya arkadaş, bir tane uçak temin edemeyen, gezide sekiz tane çocuğu başından kapsülüyle vurup öldürenler, hiçbir nedenle olamaz. Sadece niyet ajanları olur. Bunda da yangın söndürme uçağı olmaz. Bu olur.

    Bakın, diğer delile geçelim, arkadaşlar. Diyor ki, "Ben" diyor Ayşe Barım'ın telefon konuşmalarını da inceledim. Ve diyor ki, Ayşe Barım gezi döneminde sanatçılarıyla, yani kendisinin sorumlu olduğu sanatçılarıyla defalarca kez görüşmüş, diyor. "Çok fazla görüşmüş" diyor. Bu da suç delili, diyor. Menajeri, oyuncu...

  • 16:35 Barıma'a bağlı sanatçılar bu işi yapmış. Bu işi de organize eden Ayşe Barımmış. Hep Kampanya Türkiye'nin de itibarını zedelemek için bunu yapmış. Türkiye'nin itibarı, Türkiye kendi kendine yetemez. İtibarını zehirlemek yani zedelemek için bunu yapmış. Savcı böyle yazıyor arkadaşlar. Gerçekten böyle yazıyor. Buna inanmasını bekliyor insanlar. Bunun inanmasını bekliyorlar. Bu senaryoyu yazıyor; niyet okuyor, komple teorisi uyduruyor.

    Ya arkadaş, bir tane uçak temin edemeyen, Gezi'de sekiz tane çocuğu başından gaz kapsülüyle vurup öldürenler, hiçbir neden olamaz. Sadece niyet ajanları olur. Bunda da yangın söndürme uçağı olmaz. Bu olur.

    Bakın, diğer delille geçelim arkadaşlar. Diyor ki, "Ben" diyor, Ayşe Barım'ın telefon konuşmalarını da inceledim diyor. Ve diyor ki, Ayşe Barım Gezi döneminde sanatçılarıyla yani kendisinin sorumlu olduğu sanatçılarıyla defalarca kez görüşmüş diyor. "Çok fazla görüşmüş" diyor. Bu da suç delili diyor. Menajeri ve oyuncular Gezi Parkı'na gidiyorlar. Onlarla temas kuracak, konuşacak tabii.

    E İBB dosyasında özel kaleme niye telefon? Aynen, aynı şey, aynı şey. Ve sonra arkadaşlar, inanılmaz bir şey oluyor; iddianamede diyor ki, "Ben terör, terörle irtibatlı kişilerle Ayşe Barım'ın görüşmelerini tespit edeceğim." Bir kısmı FETÖ'ye, FETÖcü bir kısmı yani, geldi evine kombi. FETÖ'den açığa alınmış. Senin haberin yok. Konuştu, bittin abi; hemen koyuyor FETÖ PYD'li diye acayip sıralamış. Sürüyle isim abi, bir tane isim Candan Yıldız arkadaşımız ortaya çıkarttı, T24'ten ilk olarak o yaptı.

    Mehmet Avni Özgürel abi, Mehmet abi Özgürel PKK'lı, arkadaşlar öyle diyor. İddiaya göre Özgürel, ben Radikal'de kendisiyle çalıştım, milliyetçi çizgide, devletçi çizgide, MHP’ye yakın birisi. Bu konuda adamı bir savcı Ahni Özgürel'e, yani Amini Özgürel'e PKK KCK terör örgütü kaydıyla buraya koyuyor ve bu iddianameden 30 yıl hapsi isteniyor. Ayşe Barım'ın 30 yıl hapsi isteniyor, yetmiyor.

    Daha sonrakilere geçelim. Bakın arkadaşlar, Beyaz İnşaat diye bir yerle konuşuyor. Kovuşturmaya yer yok kararı verilmiş. Demiş ki yani yargı, bu adam FETÖcü filan değil, Fethullah’tan soruşturulmuş değil diye karar vermiş. Yargılanmasına gerek yok diye karar vermiş. Bu fişlemedir arkadaşlar; fişleme olarak sana bunu koyuyor. Kovuşturmaya yer olmayanları da koymuş dosyanın içine.

    Geçelim Umut, bütün bunları da bak, esnaf yine yine kovuşturmaya yer yok kararı onu da koymuş burada. Bu insanların isimleri var bu arada. Ben kapat geçelim Umut.

    Ve bütün bunlardan sonra geliyor, zurna zırt dediği noktaya. Diyor ki, şüpheli Ayşe Barım'ın telefon konuşmalarının kaydını istedim ve diyor ki, Ayşe Barım'ın Gezi tutukluları Çiğdem Mater, Utku ve Mehmet Osman Kavala ile irtibatlarını tespit ettim. Bir de diyor, Mehmet Ali Alabora yurt dışında onun irtibatını kestim, arkadaşlar. Dosyaya koyduğu en temel delil bakın, en temel delil Mehmet Ali Alaboları ile konuşması. Burada uzun uzun vaktinizi almak için o konuşma…

  • 18:45 Rakilere geçelim. Bakın arkadaşlar, Beyaz İnşaat diye bir yerle konuşuyor. Kovuşturmaya yer yok kararı verilmiş. Demiş ki yani yargı ya, bu adam FETÖ’cü filan değil, Fethullah’tan soruşturulmuş değil diye karar vermiş. Yani yargılanmasına gerek yok diye bir karar verilmiş. Bu fişlemedir, arkadaşlar; fişleme olarak sana bunu koyuyor. Kovuşturmaya yer olmayanları da koymuş dosyanın içine.

    Geçelim Umut, bütün bunları da bak esnaf yine, yine kovuşturmaya yer yok kararı onu da koymuş burada. Bu insanların isimleri var bu arada. Ben kapat, geçelim Umut. Ve bütün bunlardan sonra geliyor, zurna zırt dediği noktaya. Diyor ki, şüpheli Ayşe Barım’ın telefon konuşmalarının kaydını şey yaptım, istedim ve diyor ki, Ayşe Barım’ın Gezi tutukluları Çiğdem Mater, Utku ve Mehmet Osman Kavala ile irtibatlarını tespit ettim. Bir de diyor, Mehmet Ali Alabora yurt dışında, onun irtibatını kestim arkadaşlar.

    Dosyaya koyduğu en temel delil, bakın, en temel delil Mehmet Ali Alabora ile konuşması. Burada uzun uzun vaktinizi almak için o konuşmayı anlatmayacağım ama şunu söyleyeceğim: Ayşe Barım, kendi sanatçıları zarar görecek diye korkarak, Mehmet Ali Alabora’ya destek için yapılacak bir bildirinin yayınlanmaması için uğraşıyor. O sırada Kaz Dağları’nda, Edremit’te tatilde, "sert" arkadaşlar, bu diyor. Bunu değiştirelim. Çok sert diyor. Bunu şey, ya o bildiriyi yayınlayanlar da bu sefer çok masum.

    Mehmet Ali Alabora, o sırada ölümle tehdit ediliyor. Neden biliyor musunuz? Mesele sadece ağaç değil, anlasana gibi bir tweet attığı… Hiç yani, hiçbir suç olmayan bir nedenden dolayı, Mehmet Ali Alabora linç ediliyor sosyal medyada. Arkadaşları da onu destek açıklaması yapacak. Son derece mantıklı bir açıklama ve Ayşe Barım buna bile cesaret edemiyor. "Oyuncularınıza zarar gelir diye yapmayın" diye arıyor ve bu tespiti de yapıyor.

    Yetmiyor. Onun konuştuğu kişilerin sonra kimlerle konuştuğunu da yazıyor. Bakın, ama dedik, gördük. Mehmet Ali Alabora ile konuşması bu; üç kere konuşuyor sadece ama savcı diyor ki, "Ya sen sadece Gezi olaylarıyla ilgili konuşmuşsun, bununla ben bununla şüpheleniyorum" diye not düşüyor içine. Böyle bir cümle yazıyor. Bağlantıyı kanıtlıyor, bu diyor. "Arkadaş, zaten bildiriyle ilgili olay, Çiğdem Mater ile konuşmuş" diyor, 14 kere; o dönem beş kere mi mesajlaşıyor, yazışıyor yine bildiriyle ilgili çünkü o da sinemacı, belgeselci.

    Zaten bu dünyada, abi, işin kötü yanı Osman Kavala ile konuşması 39 kere diyor. Tarihe bakın, abi; bir yıl sonra Gezi'den, bir yıl sonra Gezi'den Kavala ile konuşmuş. Bunu suç delili, temel suç delili olarak koyuyor ve Ayşe Barım anlatıyor, "Ya diyor, bir film yaptık, filmin gösterimi oldu. After party için Osman Kavala'nın sahibi olduğu Cezayir diye bir mekâna gidecek." Onunla ilgili konuştum diyor.

    Bunu bile koyuyorlar. Ve yani arkadaşlar, şunu da söyleyeyim; bir de haber vardı. Onu da getirebilir miyiz? Ve iddianamede bakın, ne kadar kolay olduğunu, 30 yıl hapis cezasının istenmesinin ve bu saçmalığın ne kadar büyük olduğunu gösteren bir şey. Bak, TR Haber diye bir şey...

  • 20:41 Bununla ben bununla şüpheleniyorum diye not düşüyor, içine böyle bir cümle yazıyor. Bağlantıyı kanıtlıyor. Bu diyor ya, arkadaş zaten bildiriyle ilgili olay, çiğden materle konuşmuş; diyor 14 kere, o dönem beş kere Müne mesajlaşıyor, yazışıyor yine bildiriyile ilgili çünkü o da sinemacı, belgeselci. Zaten bu dünyada, abi işin kötü yanı Osman Kavala ile konuşması 39 kere, diyor. Tarihe bakın, abi, bir yıl sonra Gezi'den Kavala ile konuşmuş. Bunu suç delili, temel suç delili olarak koyuyor.

    Ayşe Barım anlatıyor ya, diyor bir film yaptık, filmin gösterimi oldu. After party için Osman Kavala'nın sahibi olduğu Cezayir diye bir mekâna gidecek. Onunla ilgili konuştum, diyor. Bunu bile koyuyorlar.

    Yani, arkadaşlar, şunu da söyleyeyim: Bir de haber vardı, onu da getirebilir miyiz? İddianamede bakın, ne kadar kolay olduğunu; 30 yıl hapsedilmenin, 30 yıl cezanın istenmesinin ve bu saçmalığın ne kadar büyük olduğunu gösteren bir şey. Bak, TR haber diye bir şey. Ayşe Barım, gözaltına alındıktan sonra 25.01.2025, yani 25 Ocak 2025 bu iddia, bu savcılıktan sızmış bir haber. İçinde Ayşe Barım'ın Osman ile Mehmet Ali Alabor ile konuşmaları falan da var.

    Bak, lafa bakın! Biraz önce izlettiğim görüntü var ya, 28 saniye. Sosyal medyada yayınlanan yeni görüntüler, "Muhteşem Yüzyıl" adlı dizinin Kanuni Sultan Süleyman'ı Halit Ergenç'in Gezi Parkı eylemlerine Barım tarafından sürüklendiğini ortaya koydu. Önce geçiriyor, arkadaşlar; telefonu, konuşmayı alıyor, savcı kamuoyuna yansıyan haberler deyip iddianameye koyuyor.

    İşin enteresan tarafı, iddia bu olaylardan aylar önce başlıyor. "Mama" falan diye haberler, sizin aklınıza bir dizi haber çıkıyor. Sonra o haberler alınıp iddianame yapılıyor. Aynen öyle.

    Bunda da troller mi istersin, şey mi istersin? Yani özetle, arkadaşlar, yıldız yağmuru var, adalet yok. Dedim ya, bu ülkede adaletin gramı yok. Bu ülkede yargı sistemi bir zıvanadan çıkmış. Yani, zıvana! Başka tarif edecek bir şey yok.

    Bu ülkede komple teorileri, niyet okumalarla insanların hapsedildiği bir hukuksuzluk düzeni inşa edilmiş. Bu ülkede yargı bitmiş. Hiç kimse güvende değil. Herkes bu saçmalıklarla, "Ulan bu kadar saçmalık mı olur?" dediği iddialarla gözünü Silivri'de, hücrede açabilir. Bir cümle karış; belki sen de ilk kez öğreneceksin.

    Biraz önce Ali Atay, dur. Ali Atay. Evet, Ali Atay'ın ismini söyle. Evet, evet. Akit şeyinde, yeni Akit küpüründe geçiyor. Ali Atay'ın menajerinin Ayşe Barım'ın şirketi olmadığını biliyor muydun? Ha, ama o da değil. Yazmış ama Ali Hatay diye yazmış.

    Peki, Bülent İnal, iddianame diye yazan... demiyorum aslında, değil yani. Bir bakılsın. Benim iddiam bu. Bülent İnal dedim, mesela. Bülent İnal'ın da menajeriyle gerçekten de iddianame öyle yazmış. Bende şu anda bir liste var. Hı hı. 2013 yılında Ayşe Barım'ın birlikte çalıştığı, menajerlik yaptığı oyuncu sayısı 43. Burada 58 olarak yazıyor. Bak, belki güncele bakmıştık işte. Vallahi öyle yapmış.

  • 22:53 Rileri, niyet okumalarla insanların hapsedildiği bir hukuksuzluk düzeni inşa edilmiş. Bu ülkede yargı bitmiş. Hiç kimse güvende değil. Hiç kimse güvende değil. Herkes bu saçmalıklarla "Ulan, bu kadar saçmalık mı olur?" dediği iddialarla gözünü Silivri'de hücrede açabilir.

    Bir cümle karış, belki sen de ilk kez öğreneceksin. Biraz önce Ali Atay'ın, dur, Ali Atay. Evet, Ali Hatay'ın ismini söyle. Evet, evet. Akit'te, yeni Akit küpüründe geçiyor. Ali Hatay'ın menajerinin Ayşe Barım'ın şirketi olmadığını biliyor muydun? Ha, bir de o da değil. Yazmış ama Ali Hatay diye yazmış.

    Peki, Bülent İnal'ın iddianamesinde yazdığını demiyorum aslında; yani, bir bakılsın. Benim iddiam bu. Mesela, Bülent İnal dedim. Bülent İnal'ın da menajeri gerçekten de öyle yazmış. Bende şu anda bir liste var.

    2013 yılında, Ayşe Barım'ın birlikte çalıştığı, menajerlik yaptığı oyuncu sayısı 43. Burada 58 olarak yazıyor. Bak, belki güncele bakmıştık işte. Vallahi, öyle yapmış olabilir. O tarihte 2013 tarihini ama bende 2013'teki liste var. Yani önemli olan 2013 değil mi? Yıllar sonra 2013'te oldu. 2013'te 43. O dönem 43 kişiden kaç kişi katılmış diye bakıldığında Gezi Parkı'na 9 kişi katılmış, arkadaşlar.

    Ne diyorsun ya? Adını saydığın isimlerin mesela Can Bonomo'nun o dönem menajeri değil, veya söyleyeyim mesela Ozan Güven'in o dönem menajeri değil. Ozan Güven, bu arada yer almıyor 18 kişi içerisinde. Neyse, yani sonuçta haberlerde yer aldığım için söylüyorum, Bülent İnal'ın adını söyledin; o değil mesela. Aynen, Ali Hatay da olmayabilir çünkü güncel liste alıyor. 2003 listede 43 kişi var, şirketin listesinde ve 43 kişiden sadece 9'u katılmış. Yani savcı demiyor ki "Ya, böyle bir gücün varsa niye 9 kişi? Niye geri kalan 34 kişi katılmamış?"

İşaretlediklerim