Mehmet Şimşek'te bir tuhaflık var; bir anormallik var. Bu değerlendirmeyi yapıyorlar. Anormallin kaynağı da doğrudan kendisi. Ekonomide işler tam yoluna girmiyor, taşlar yerine oturmuyor. Tamam, ama işte küresel durumlar, bölgesel dengesizlikler oluyor. Ancak Mehmet Şimşek'te bir tuhaflık var diyenlerin sayısı, ona şüpheyle yaklaşanların sayısı ciddi anlamda artıyor. Peki ne oldu?
Mehmet Şimşek'le ilgili garip şeyler ortaya çıktı. Mehmet Şimşek'in Londra'da, İngiltere'de bir ortak şirketi olduğu öğrenildi. Kiminle? Genç bir iş adamıyla. Bu genç iş adamı, devletten milyarlık ihaleler almış ve Mehmet Şimşek'le ortak bir şirket kurmuş. Şimşek bunu yalanladı. "Hayır, böyle bir şey yok" dedi. "Bakan olduğum dönemde yapmadım. Bakan olmadan önce yaptım, böyle bir ortaklık." Peki niye? "Londra'da konut aldım, ev aldım. 163 metrekarelik. Bunun için yaptım."
Peki ev almak için ortak şirket mi kurulur? Bu soru soruluyor. Gerçekten iktidar kulislerinde büyük bir çoğunluk bunu sorarken, Mehmet Şimşek'in bunları niye yaptığı konusunda inandırıcı açıklamalarda bulunması gerektiği ifade ediliyor. "Biz inanmadık, halk nasıl inansın?" gibi çıkışlar yapıyorlar.
Dahası, Mehmet Şimşek'in o genç iş adamıyla fotoğrafları ortaya çıkmıştı. Şimdi yeni fotoğraflar ortaya çıktı. İhale kralı olan bu kişiler, aynı aileden Selman Reşitoğlu ile Reşitoğlu'yla özel bir jette Şimşek'in fotoğrafı ortaya çıktı. Reşitoğlu, bu fotoğrafı sosyal medya hesabından da paylaşmıştı. Sonrasında, Mehmet Şimşek'in, "Yenio Doğan çetesi"nde adı geçen bir isimle, Gürkan Dölekli ile fotoğrafı ortaya çıktı. İşte bu fotoğraflar üstüne fotoğraflar.
Gürkan Dölekli, suç örgütü lideri olarak iddiaları olan bir isim ve hakkında gerçekten bir soruşturma var, araştırma var. Mehmet Şimşek yine bir açıklama yaptı, "Daha önce ifade ettiğim gibi" dedi. "İşte daha önce ifade ettiğiniz gibi, anlamıyoruz biz sizi" gibi hemen karşılık geldi iktidar kulislerinden. Gerçekten Mehmet Şimşek'e ciddi anlamda kafayı takmış isimler var. Haksızlar mı? Daha üst yönetimden sesler de geliyor; "Haklılar" diyorlar ama kendi kendine yanıtlar da veriyor bu sesler.
Mehmet Şimşek, "Hayatımda ilk kez gördüğüm kişilerin geçmişlerini ve geleceklerini bilmem imkansızdır. Masamızda oturan veya fotoğraf çektirdiğimiz kişilerle irtibatlı olduğumuz iddiasıysa akıl dışıdır." dedi. Ama Mehmet Şimşek, iki yıldır ekonomiyi yönetiyor. En başlarda, işte oturduğunu kalktığını bilip her konuda titiz olduğunu belirten ifadeleri vardı. Şimdi bu ifadeler, "Biz bu işi çözemeyeceğiz, Mehmet Şimşek'le olmayacak" diyen seslere dönüşmüş durumda.
Ama Mehmet Şimşek, iki yıldır ekonomiyi yönetiyor. En başlarda işte oturduğunu kalktığını bilir. Her konuda titizdir. Bu ifadeleri vardı onu tanımlarken. Şimdi iktidar kulislerinde bu ifadeler çoktan "Biz bu işi çözemeyeceğiz, Mehmet Şimşek'le olmayacak," diyen seslere dönüşmüş durumda. Mehmet Şimşek şimdi Katar'a gidiyor. Bakalım Katar'dan bir yatırım gelebilecek mi? Çok da umutlu değil. Kimse orada, gerçi küresel bir foruma katılacak. Ekonomi forumuna katılıp briefing verecek, sunum yapacak. Ama o yatırım umudu da söndükçe sönüyor.
Muhalefet kulislerinde de ciddi anlamda Mehmet Şimşek sorgulaması var. Ekonomiden sorumlu CHP'nin ismi, Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, doğrudan şöyle bir soru sordu ki bu soruyu iktidar kulisleri de haklı buldu: "Mehmet Şimşek'ten yeni açıklamalar bekleniyor ama gelir mi göreceğiz? Kamu ihaleleriyle servet biriktiren isimlerle bakanlık göreviniz öncesinde ya da sonrasında aynı masaya nasıl ve neden oturdunuz? Evet, bu soruya yanıt vereceksiniz," diyor CHP. Soru basit ama keskindir. Ekonomide hesap tutuyorsanız, önce kendiniz hesap vereceksiniz. Zaten hesap veren bir bakan görmedik biz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde bu olmuyor. Mehmet Şimşek söz konusu olduğunda olur mu? Göreceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Mehmet Şimşek'e çok sert uyarılarda bulunacağı bilgisi de var iktidar kulislerinde. Bu nasıl mümkün olacak? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Ekonomik kriz bizi teyet geçti” diyen bir Cumhurbaşkanından söz ediyoruz. İşler oldukça karışık.
Gelelim İBB soruşturmasına. İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerine bir yolsuzluk soruşturması var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun bir suç örgütü olduğunu ve bunu da ahtapot gibi, kollarının her yere uzandığını; iş adamlarına, medyaya, cemaatlere, vakıflara uzandığını söylemişti. Biz de acaba yeni bir soruşturma dalgası mı geliyor sorusunu sorarken iş adamlarıyla medyaya yeni dalga operasyonların geleceği bilgisini öğrenmiştik.
İşte hafta sonu bir haber çıktı. Akşam Gazetesi'ne çok sayıda gazetecinin işte medya iletişim grubu oluşturulduğu bilgisi geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde tutuklu Murat Ongun var. Ekrem İmamoğlu'nun danışmanı...
Gelelim İBB soruşturmasına. İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkında bir yolsuzluk soruşturması var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda bir suç örgütü bulunduğunu ve onu ahtapot gibi tanımladığını belirtmişti; kollarının her yere uzandığını, iş adamlarına, medyaya, cemaatlere, vakıflara kadar uzandığını söylemişti. Biz de yeni bir soruşturma dalgasının gelip gelmeyeceğini sorgularken, iş adamlarıyla medyaya yeni dalga operasyonların geleceği bilgisini öğrenmiştik.
Hafta sonu bir haber çıktı. Akşam Gazetesi'nde çok sayıda gazetecinin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde bir medya iletişim grubu oluşturulduğu bilgisi yer aldı. Tutuklu Murat Ongun var; Ekrem İmamoğlu'nun basın danışmanı. Bu, Emrah Bağdatlı ile ortak iş yaptıklarını anlatan bir haberde yer aldı. Emrah Bağdatlı, Nevşim Mengü ile bir kez, Ruhşen Çakır ile bir kez, İsmail Saymaz ile de görüşen bir isim. Peki, bu haber neyin nesi? Yeni bir soruşturma mı var? Soruşturmaya mı dönüşecek? Kulislere gelen bilgilere göre, eğer haberde ismi geçen gazeteciler hakkında kuvvetli suç şüphesi varsa, başsavcılık kamu davası açılacak ve ifadeleri alınacak.
Ancak kuvvetli suç şüphesi yoksa bu haberin akıbeti ne olacak? İnsanların itibarlarıyla mı oynanmış olacak? Hepsi haktan, hukuktan bahsediyor. Peki, hukuk bu arayışlara yanıt verebilecek mi? Böyle bir hukuk sistemi var mı?
Başka bir soru da İstanbul Büyükşehir Belediyesi soruşturmasıyla ilgili. Ertan Yıldız etkin pişmanlıktan yararlandı, ifade verdi fakat ardından tekrar cezaevine gönderildi. Bunun sebebi olarak ifadesinin beğenilmediği söylendi. Ayrıca, Ertan Yıldız üzerinde avukatlar aracılığıyla baskı olduğuna dair ifadeler var. "Ben bunu baskı altında etkin pişmanlıktan yararlanıp söyledim. Ne söyledim? Duydum, tahmin ediyorum, düşünüyorum," demiş. Ancak, ifadelerin alınma süreci karmaşık. Ertan Yıldız'ın tekrar cezaevine gönderilmesinin gerçekten ifadesinin beğenilmediği nedeniyle mi olduğu, Ankara'ya ulaşan bilgilere göre, beğenilmediği söyleniyor.
Etkin pişmanlıktan yararlanmışsa gereği savcılık tarafından yapılacaktır. Neden hemen peşin hükümle değerlendirmeler yapıldı? İktidar kulislerinde, bu durum muhalefet kulislerine de sızmış durumda.
Zaten nasıl bir ifade alma verme süreci? Bunu hep beraber göreceğiz ama hep beraber de sorguluyoruz. Ertan Yıldız'ın tekrar cezaevine gönderilmesi ifadesinin beğenilmediği şeklinde mi? Gerçekten Ankara'ya ulaşmış bir bilgi var mı? Hayır. Etkin pişmanlıktan ifadesi alındı, değerlendiriliyor, gözden geçiriliyor. Eğer etkin pişmanlıktan yararlanmışsa, gereğini savcılık yapacaktır. Neden hemen peşin hükümle değerlendirmeler yapıldı, ifadesi beğenilmedi diye? Böyle bir bilgi var. İktidar kulislerinde bu, muhalefet kulislerine de sızmış durumda an itibariyle. Ertan Yıldız'la ilgili yeni gelişmeler olabilir. Zaten hafta sonuna denk geldi. 19 Mayıs resmi tatile denk geldi. Savcılığın yarın öbür gün, Ertan Yıldız'la ilgili serbest kalması dahil başka işlemler yapmayacağını nereden biliyorsunuz gibi sorular var.
Tuhaf işler dönüyor yine İBB soruşturmasında. Peki, Ekrem İmamoğlu'nu tutuksuz yargılama konusunda, CHP lideri Özgür Özel iktidar üzerindeki baskıyı artırıyor. Bunu sağlayabilecek mi? Böyle bir tartışma var. CHP için de özellikle İmamoğlu'nun tutuksuz yargılanmasına dair, iktidarın ülkeyi yönetemediğine yönelik yeni bir miting süreci başladı. İzmir'den başladı. CHP, hep bir ağızdan diyor ki, "Artık siz iktidar değilsiniz, yönetemiyorsunuz. Biz geleceğiz iktidara ve çözüm önerilerimizi halka sunmaya başlıyoruz."
Gençlerle başlayacağız. İşte gençler işsiz, hayat pahalılığı hat safhada, ekonomi inanılmaz derecede kötü. Biz bu gençlere nasıl umut olabiliriz? Bu sorular üzerinden başlayacağız. Ama, siz Ekrem İmamoğlu'nun tutuksuz yargılanmasını sağlamadan, çözüm odaklı mitingleri yürüterek, terörsüz Türkiye'ye de evet vererek acaba gerçekten doğru dengeyi bulabiliyor musunuz? CHP içinde böyle bir tartışma var. Her şeyden önce Ekrem İmamoğlu'nun tutuksuz yargılanmasının sağlanması gerektiğini savunan çok büyük bir kesim var. Ama Özgür Özel de dengede götürmek istiyor, terörsüz Türkiye'ye.
İktidar da bir taraftan bu sürecin hızlanması için bastırıyor. Süreç de hızlanıyor. Mecliste bir komisyon kurulacak. Bu komisyon çalışmalarına CHP katılmadan, Ekrem İmamoğlu'nun tutuksuz yargılanması ile ilgili ciddi anlamda iktidara adım attırmalı diyen çok sayıda isim var CHP’de. Böyle bir beklenti var ama Özgür Özel, gerçekten bütün gücüyle sahada mitingleri daha da artıracak. "Ben Ekrem İmamoğlu'nun tutuksuz yargılanması için ne gerekiyorsa yapacağım," diyor. Onu da hep beraber göreceğiz.
Ve tabii gelelim gençlere. Gençler tutukluyken, yüzlerce, 300-400 genç tutuklanmıştı Saraçane protestolarında. Sonrasında o protestolarda tutuklanan gençlere destek için eylem yapan gençler, protesto hakkını kullanan gençler de tutuklandı. Boğaziçi içinde Nurettin Yıldız'ın konferans vermesini eleştiren gençler, onu protesto eden gençler de tutuklandı. Tutuklandıkça tutuklandı. Sonrasında da gençler mahkemeye çıktıkça serbest kalıyorlar. Nasıl serbest kalıyorlar? Adli koşulla serbest kalıyorlar. Şimdi halen 44 genç tutuklu ve bu 44 genç tutukluyken bir bayramdan, 19 Mayıs Atatürk'ü anma gençlik ve spor bayramından söz edebilir miyiz? Tabii ki söz edemeyiz. "Önce gençleri kurtarın" diyen ciddi bir beklenti var toplumdan. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi'ne, Özgür Özel de CHP ekibi de bu konuda "Biz gerekeni yapıyoruz. Gençlerle beraberiz. Bütün haklarını takip ediyoruz," diyorlar.
Şimdi Ankara kulisleri böyle. Hafta sonunda da çok ciddi anlamda karıştı. Neler oluyor, neler olmuyor? Dem İmralı heyeti yeniden Öcalan'la görüştü. Peki, infazla ilgili yeni bir haber var mı? Pervin Buldan'la konuştum. Pervin Buldan da infaz düzenlemesinin mutlaka ama mutlaka bu yasama yılında olması gerektiğini söylüyor. Bu konuda Tuncar Bakırhan'ın da, DEM eş genel başkanının da bir çıkışı olmuştu. Bayramdan önce hiç olmazsa hasta ve yaşlı mahkumlar serbest bırakılmalı, demişti. Pervin Buldan infaz düzenlemesi derhal olsun diyor. Bayramdan önce olacak mı, olmayacak mı tartışmasını yine yokladım. İktidar kulislerinde bayramdan önce bu çok zor; zorluyoruz. Büyük bir baskı var DEM'den.
Dem'in beklentileri de bu günlerde çok kıymetli, terörsüz Türkiye süreci için iktidar açısından büyük ihtimalle karşılık da görebilir gibi değerlendirmeler de var. Ben son kulisleri yorumsuz aktarıyorum. Bayramdan sonraya da kalabilir. Öncesinde de olursa sürpriz olmaz. Infaz düzenlemesinde bir ceza indirimi gelecek ve tabii ki çok da ayrıntısı var. O paketin binlerce, on binlerce kişiye tahli...
Bu konuda Tuncar Bakırhan'ın, DEM eş genel başkanının da bir çıkışı olmuştu. Bayramdan önce, en azından hasta ve yaşlı mahkumlar serbest bırakılmalı demişti. Pervin Buldan, infaz düzenlemesi derhal olsun diyor.
Bayramdan önce olacak mı, olmayacak mı tartışmasını yine yokladım. İktidar kulislerinde bayramdan önce çok zor görünüyor. Büyük bir baskı var DEM’den. DEM'in beklentileri de, bu günlerde çok kıymetli terörsüz Türkiye süreci için iktidar açısından büyük ihtimalle karşılık da görebilir gibi değerlendirmeler de var.
Ben son kulisleri yorumsuz aktarıyorum. Bayramdan sonraya da kalabilir; öncesinde de olursa sürpriz olmaz. İnfaz düzenlemesinde bir ceza indirimi gelecek. Tabii ki bu konuda çok da ayrıntı var. O paketin binlerce, on binlerce kişiye tahliye yolu gözükecek.
Bütün sıcak kulisler yine burada Hilal Köylü kanalında olacak. Lütfen abone olmayı, bildirimleri açmayı unutmayın. Katıl üyelerine ayrıca teşekkür ediyorum. Görüşmek üzere.