Turbunan, şalgamdan bu ülke idare edilemez, yönetilemez. Hukukla, adaletle yönetilir diyenlerin sesi her geçen gün artıyor. İktidar ne yapsa bir türlü İmamoğlu'nu gündemden düşüremiyor. İşte bu yüzden bir plan devreye girdi: CHP'yi ve İmamoğlu'nu etkisizleştirme planı. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu açıkça dile getirmişti. Ne demişti? “Cumhurbaşkanlığı adaylığı hevesi yolunda, bakalım kaç CHP'li telef olacak” demişti. İşte o gün o plan işlemeye başladı.
Nasıl bir plan? Ekrem İmamoğlu itibarsız olsun, susturulsun. CHP küçük gösterilsin. “Bu mitingler sokaklar karışıyor, sokaklar terzi ediliyor” diye anlatılsın. Sürekli soruşturmalar, sürekli yeni iddianameler çıksın. CHP'liler içeri alınsın. Olsun da olsun, bitmesin. Biz, Ekrem İmamoğlu dosyasını böyle böyle gündemden düşürelim. Nasıl olmuyor? Ne yapsalar olmuyor. Şimdi ne yaptılar? Ekrem İmamoğlu'nun 10 milyon takipçili X hesabını, biz Twitter diye biliyoruz, erişime engellediler.
Aslında işi yapan Elon Musk, işin arkasında Twitter'ın sahibi; zaten Trump'ın da sağ kolu ama ben bunu tek başıma yapmıyorum, yasal talep doğrultusunda yapıyorum, dedi. X hesabına giriş yaptığınızda, yasal talep doğrultusundaki erişim engelini görüyorsunuz. Böyle bir not var: "Mahkeme kararını uyguluyorum," dedi Elon Musk. Ve sonra da şöyle bir açıklama yaptı: “Türkiye'den itirazlar gerçekten çok büyüyünce, Türkiye'nin kararını uygulamakla birlikte uyguluyoruz bu kararı. Bu karara kesinlikle katılmıyoruz. Karara itiraz ediyoruz. Kararı uygulamasaydık X platformu, sosyal medya, Twitter platformu tamamen kapanma riskiyle karşı karşıya kalacaktı,” diyor.
Böyle bir şey mümkün mü? İfade özgürlüğünün arkasındayız diyen Trump, şimdi istediği hesabı kapatıyor, istediği hesabı açıyor ve burada da tabii ki Türkiye ile irtibatlı bir şekilde çalışıyor. Zaten dış güçlerle kim bağlantılı bir bakın bu işte diye sordular. Kim sordular? İyi Partililer sordu, CHP'liler sordu. Bu bağlantı nasıl bir bağlantı? Olamaz böyle bir bağlantı. Peki Ekrem İmamoğlu ne yapmış da hesabı kapatılmış? Ekrem İmamoğlu suç işlemiş. Suç işlemeye tahrik suçu işlemiş. Hesabından yaptığı paylaşımlarla. O paylaşımda ne demiş? "Ya adalet ya sefalet. Ey aziz halkım, milletim, artık önümüzde başka seçenek yok," demiş. Bu ifadeler suç sayılmış. Suç işlemeye tahrik suçu işlemiş.
Ekrem İmamoğlu İletişim Başkanlığı, burada Ankara'da bir açıklama yaptı. Kamu düzeni bozma suçu da var, dedi. Nasıl bozuluyor bu kamu düzeni? Ekrem İmamoğlu içeride tutuklu. Bu hesabından paylaşımlar yapıyor.
Peki, Ekrem İmamoğlu ne yapmış da kapatılmış hesabı? Ekrem İmamoğlu suç işlemeye tahrik suçu işlemiş. Hesabından yaptığı paylaşımlarla bu suç işlenmiş. O paylaşımda ne demiş? "Ya adalet ya sefalet. Ey aziz halkım, milletim, artık önümüzde başka seçenek yok," demiş. Bu ifadeler suç sayılmış. Ekrem İmamoğlu İletişim Başkanlığı burada Ankara'da bir açıklama yaptı ve "kamu düzeni bozma suçu da var" dedi.
Nasıl bozuluyor bu kamu düzeni? Ekrem İmamoğlu içeride tutuklu. Bu hesabından paylaşımları kendisi yapmıyor, başkaları yapıyor, dedi. E bunu kabul etmiyoruz. Şimdi kulisler öyle hareketlendi ki bu neyin nesi diye ben sorup soruştururken, gerçekten CHP de bu arada ciddi anlamda el yükseltti. Ekrem İmamoğlu'na yapılan 19 Mart siyasi darbesini şimdi dijital ayağıyla karşı karşıyayız, dedi Özgür Özer.
AK Parti ve MHP kulisleri gerçekten çok tuhaf, çok garip şeylerle bu durumu değerlendiriyor. Bir insanın tutuklu olmasıyla tutuklu olmaması arasında fark olmalı. Ekrem İmamoğlu, hiç içeride cezaevinde değilmiş gibi davranıyor. Hesabından paylaşımlar yapılıyor; neredeyse öğle ve akşam yemeklerini paylaşacak, girenleri, çıkanları paylaşacak cezaevine, deniyor iktidar kulislerinde. Görüşmelerini paylaşacak. Böyle bir şey olamaz. Kabul edilemez. Cezaevi kuralları vardır, dışarıda yaşam koşulları vardır. Biz bunu istemiyoruz.
Ekrem İmamoğlu kurallara uyacak diyor AK Parti kulislerindeki AK Partili ve MHP'li kaynaklar. Ekrem İmamoğlu'nun halkla beraber olması önlenebilir mi? Önlenemez, dedi Özgür Ezel. Zaten Ekrem İmamoğlu'nun başka bir uluslararası hesabı da devreye girdi. Ekrem İmamoğlu'nu unutturmaya çalışırken, ne oluyor? "Siz ona bakın," diye sormak gerekiyor. Zaten Özgür Özel de bunu sordu. Diğer siyasi partiler de sordu. Ekrem İmamoğlu, davalarının duruşmalarını TRT'de yayınlayın. Halk bir görsün demişti. İşte bunu yine yeniden tekrar etti.
Özgür Özel, bir tane kanıt bulunamadığını, kanıt bulunamadığı için de böyle bir dijital darbeyle karşı karşıya kaldığımızı söyledi. Yine iktidarın panik halinde olduğunu belirtti ki o panik havasından bahsetmiştim ben. Gerçekten İmamoğlu'nun bir rakip olmasından, halkın etrafında İmamoğlu'nun etrafında bütünleşmesinden son derece büyük bir rahatsızlık duyuluyor. Bu neyin rahatsızlığı? Kendine güvenen iktidar bu rahatsızlığı duymamalı, duyamaz. Öyleyse bir güven bunalımı var. Bu nasıl aşılacak? Adalete güven zaten %20'ye düştü toplumda. İşte yapılan bu devlete kötülüktür, diyor.
Bu neyin rahatsızlığı? Kendine güvenen iktidar bu rahatsızlığı duymamalı, duyamaz. Öyleyse bir güven bunalımı var. Bu nasıl aşılacak? Adalete güven zaten %20'ye düştü toplumda. İşte yapılan bu devlete kötülüktür, diyor muhalefet. Görüyorsunuz, zaten ekonomide işlerin yoluna gitmediği, yolunda gitmediği görülüyor. Görüldüğü gibi AK Parti kendi içinde ne oluyor? Ekonomi yönetiminde sıkıntılar mı var? Nihat Zeybekçi, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Mehmet Şimşek'e karşı harekete geçti diye soruluyor.
Ortalık çok karışık. Öyle karışık ki AK Parti, bir milletvekili bu ekonomi sıkıntısının çok da konuşulmamasını istediği için olsa gerek, halkın döviz almasının yasaklanmasını öneriyor. Yalnızca ithalat ve ihracat yapanlar döviz alabilsin. AK Parti milletvekili İsmail Güneş bunu diyor. Yani halk döviz alamayacak. Bu ne demek? Kapalı ekonomi demek. Tamam, ülkeyi de kapatıyoruz biz demek. İşte geldiğimiz nokta bu. "İki yıllık ekonomi yönetiminden sonra biz ülkeyi düzlüğe çıkaracağız," diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sonra kulisler ciddi anlamda karışık derken şimdi bir başka konuya geçiyoruz.
Aslında yine X ile ilgili bir konu, Twitter'la ilgili bir konu. Bu Twitter'da neler oluyor? X'te neler oluyor? Sedat Peker. Sedat Peker, suç örgütü lideri olmakla suçlandı, yargılanıyor. Birleşik Arap Emirlikleri'nde, Dubai'de yaşıyor, ve hakkında gerçekten ciddi bir soruşturma var. Ama bir hesap, Sedat Peker'in böyle Kurtlar Vadisi müziği eşliğinde bir videosunu paylaştı. Ayakta giriyor salona ya da odaya. Üstünde uzun bir kaftanımsı kıyafet var. Gerçekten racon kesiyor o videoda ve o videoyu öyle bir mesajla paylaşıyor ki, "Zamanı var, acelesi yok," diye paylaşıyor. Sonra bu videoyu kim alıntılıyor? MHP'li İzzet Ulvi Yönter alıntılıyor. İzzet Ulvi Yönter de diyor ki, "Her şeyin bir vakti var."
Sedat Peker Türkiye'ye mi dönüyor? Böyle sorular var şimdi Ankara kulislerinde. Yok, dönmüyor, dediler. MHP'li kaynaklar ama dönebilir gibi de sanki bir hava sezdim ben orada. İzzet Ulvi Yönter'in kendi paylaşımı bizi çok da bağlamaz diye konuştular. Ama İzzet Ulvi Yönter bunu niye paylaştı? Üstelik Sedat Peker gerçekten Süleyman Soylu ile kavga ederken…
Bir hesap, Sedat Peker'in Kurtlar Vadisi müziği eşliğinde bir videosunu paylaştı. Videoda Sedat Peker ayakta salon veya odaya giriyor, üstünde uzun bir kaftanımsı kıyafet bulunuyor. O videoda racon kesiyor ve "Zamanı var, acelesi yok." mesajıyla paylaşıyor. Sonra bu videoyu alıntılayan İzzet Ulvi Yönter, "Her şeyin bir vakti var." diyor.
E şimdi sorular gündeme geliyor: Sedat Peker Türkiye'ye mi dönüyor? Ankara kulislerinde bunu soruyorlar. "Yok dönmüyor." dediler MHP'li kaynaklar ama sanki dönebilir gibi bir hava sezdim orada. İzzet Ulvi Yönter'in kendi paylaşımı, "Bizi çok da bağlamaz." diye yorumlandı. Ancak İzzet Ulvi Yönter bunu niye paylaştı?
Üstelik Sedat Peker gerçekten Süleyman Soylu ile uzun süre kavga etmişti. Her gün videolar paylaşıyordu. Soylu da, "Bizim en çok sevdiğimiz soyadı gibi, Süleyman Soylu soyadı gibi soylu bir isimdir." diyerek MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından övgü almıştı. Yakında Sedat Peker de döner mi? Belki o da infaz indiriminden yararlanmayı bekliyordur. Kendisi, yeni düzenlemeler kapsamında rahatça Türkiye'ye gelebileceğini düşünüyor. Bu mümkün mü? Evet, mümkün. Siyaset kulislerinde bu ihtimal konuşuluyor. MHP bunu yapar mı? İktidar bunu yapar mı? Evet, soruluyor; yapılır diye yanıt alınıyor.
Ve bambaşka bir konu, Ankara çalkalanıyor; suikast iddiaları gündeme geldi. Sırrı Süreyya Önder hayatını kaybetmişti. Yoğun bakımdaki mücadelesinde direncini kaybettiği anda, 15 Nisan'da hastaneye kaldırıldı. O gün, ağır bir kalp rahatsızlığı geçirdiği ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile görüştüğü ortaya çıkmıştı. Doğu Perinçek, "Sırrı Süreyya Önder bana bir suikaste uğrayacağına dair bilgiler paylaştı. Bir video gösterdi." demişti.
Evet, o toplumun farklı dinamikleriyle görüşmeler yapıyordu. Benimle de yaptı demişti. Şimdi suikast iddiası doğru mu değil mi? Yani Sırrı Süreyya Önder, Doğu Perinçek'e "Bak, benim arabama bir düzenek yerleştirilmiş. Bana suikast yapmayı planlıyorlar; ama ben bu süreci, terörsüz Türkiye sürecini çok önemsediğim için bunu çok da ortaya çıkarmak istemiyorum." dedi.
Bunun sonrasında, tabii ki hastanede olduğu için Doğu Perinçek paylaşımlarda bulundu ve bu paylaşımlar, Doğu Perinçek'in paylaşımları Denparti tarafından doğrulandı. Sırrı Süreyya Önder'e gerçekten bir suikast girişimi olduğu ortaya çıkmış oldu. "2 Nisan'da Önder'in aracının altına arka tekerleği patlatabilecek bir düzenek yerleştirildi" ifadesini kullandı. Bununla ilgili ilgili makamlar harekete geçmiş, değerlendirmeler yapılmış.
Ne olacak? Ne olacak bu suikast? Tabii ki çok tuhaf. Herkesi kapsayabilir derken, evet, herkesi kapsayabilir. Çünkü terörsüz Türkiye sürecinin içinde sadece Sırrı Süreyya Önder yok.
Bunun sonrasında, tabii ki hastanede olduğu için Doğu Perinçek paylaşıyor. Bu paylaşımlar, Doğu Perinçek'in paylaşımları, DemParti tarafından doğrulandı. Sırrı Süreyya Önder'e gerçekten bir suikast girişimi ortaya çıkmış oldu. 2 Nisan'da Önder'in aracının altına, arka tekerleği patlatabilecek bir düzenek yerleştirildi ifadesini kullandı. Bununla ilgili ilgili makamlar harekete geçmiş ve değerlendirmeler yapılmış. Ne olacak bu suikast? Tabii ki çok tuhaf; herkesi kapsayabilir. Evet, herkesi kapsayabilir. Çünkü terörsüz Türkiye sürecinin içinde sadece Sırrı Süreyya Önder yok. İmralı heyetinin en aktif aktörü o. Pervin Buldan da var, Ahmet Türk de var, Dem partililer var, MHP'liler var.
MHP'li kurmay, hukukçu kurmay Fethi Yıldız bu işin doğrudan içinde ve infaz düzenlemesi ile ilgili çok ciddi bir mesai harcadığını biliyoruz. O da var. Ona da mı suikast düzenlenir? Celal Adana'da mı düzenlenir? Bahçeli'ye de mi düzenlenebilir? Bülent Arınç, Pervin Buldan'ı ziyaret etti, taziye dileklerini iletti. Ondan sonra da dedi ki, “Evet, gerçekten köklü sorunları çözmek için adım atanlara her şey yapılabilir. Devlet onları bu süreçte korumak için her türlü önlemi almalıdır.”
Alınacak mı? Alınabilir. Olabilir. MHP'li kurmaylar, AK Partili kurmaylar bu işin içinde. Efkan hala var, MİT Başkanı İbrahim Kalın da var. Nasıl yani? Güvenlik sağlanmıyor mu, sağlanıyor mu? İşte, önlemleri artıracağız, diyor iktidar cephesi. Böyle bir gündem. Böyle bir gündemde terörsüz Türkiye içinde geri sayım.
İnfaz düzenlemesi ile ilgili iki şey söyleyeyim. Düzenleme için son müzakereler yapılıyor. Ayrı bir paket mi, birleştirilmiş bir paket mi? Bu konuda sorular geliyor. Ancak şunu söyleyebilirim: Çok geniş kapsamlı bir düzenlemeden söz ediyoruz, diyor iktidar kaynakları. Binlerce kişiye tahliye yolu açılacak. Bir müzakere sürecinin içinde son nokta nasıl belirlenecek? Henüz çok detay yok. Çünkü her detay çok kritik ve çok yeni bir sürecin içindeyiz.
Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan da PKK'nın silahları bıraktığına ve kendisini feshettiğine dair açıklamanın da artık geri sayımda olduğunu söyledi. Kongre çoktan toplanmış, bunu söylemiştik. Bundan sonra köklü bir değişim olacak. O değişim ne getirecek, ne götürecek, hep beraber göreceğiz. Siyasetin en sıcak kulisleri burada Hilal Köylü kanalında olacak.
Abone olmayı, bildirimleri açmayı lütfen unutmayın. Katıl linkini tıklayarak bize, bağımsız gazetecilere destek veren tüm üyelerimize gerçekten teşekkür ediyoruz. Görüşmek üzere.
Bir müzakere sürecinin içinde son nokta nasıl belirlenecek? Henüz çok detay yok. Çünkü her detay çok kritik ve çok yeni bir sürecin içindeyiz. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan da PKK'nın silahları bıraktığına ve kendisini feshettiğine dair açıklamanın da artık geri sayımda olduğunu söyledi. Kongre zaten çoktan toplanmış, bunu söylemiştik.
Bundan sonra köklü bir değişim olacak. O değişim ne getirecek, ne götürecek hep beraber göreceğiz. Siyasetin en sıcak kulisleri burada, Hilal Köylü kanalında olacak. Abone olmayı, bildirimleri açmayı lütfen unutmayın.
Katıl linkini tıklayarak bize, bağımsız gazetecilere destek veren tüm üyelerimize ayrıca gerçekten teşekkür ediyoruz. Görüşmek üzere.