Deniz Zeyrek · 8 Mayıs 2025

Deniz Zeyrek: ¨ Ekrem İmamoğlu'na Karşı Komik Manevralar¨ #ekremimamoğlu

  • 0:00 Deniz Bey, merhaba.

    Merhaba, Ufuk. Nasılsın?

    Teşekkür ederim. Siz nasılsınız?

    İyiyim vallah. Yeni bir güne başladık. Yeni içeriklerle, yeni haberlerle başladık. 8 Mayıs 2025 Perşembe günü, günü değerlendiriyorsunuz, değil mi?

    Aynen. Ama biraz komik komik başlıyoruz günler. Yani, eskiden trajik diyorduk, üzülüyorduk falan da, şimdi tam komedi kıvamında. Yani, şu İmamoğlu'yla ilgili gelişmeleri izliyorum. İktidarın düştüğü çaresizliği anlamış değilim. Bu nasıl bir çaresizliktir? Neler yapıyorlar? Ne kadar komik duruma düşüyorlar?

    En son, İmamoğlu'nun X hesabını kapatmışlar. İlk sorum da bu olacaktı: İmamoğlu'nun X hesabına erişim engeli getirildi. Ya işte, böyle bir komedi olamaz. Diyor ki, bilmem tweet atmışsın da, orada siyasete dair bir şey varmış, şikayetçi olun, susmayın, sesinizi yükseltin, eee içeriği olan bir tweet varmış da bu suçmuş. Nesi suç bunun ya? Susmayın, sesinizi yükseltin. Ben de söylüyorum, susmayın, sesinizi yükseltin. Bahaneye bak.

    Diyor ki, kendisi içeride, cezaevinde X hesabını kendisi kullanmıyor. Kardeşim, vekalet diye bir şey var, değil mi? Bir avukata veriyorsun vekaleti. Gidiyor, senin adına ya da herhangi birine vekalet veriyorsun. Senin adına milyonluk ev satıyor, milyonluk araba satıyor. Birine vekalet verirsen, senin X hesabının şifresini verirsen, X hesabını kullanır. Yani, bu ne saçma sapan, ne komik bir durum.

    Bir de okumuşlar, yazmışlar. Hoca, BTK'yı bir gör, burada istihbarat kuruluşu gibi korunuyor. Devasa bir bina. Yani, biri bizi gözetliyor şeyinin merkezi. Yani, bütün telefonlarımızı dinliyorlar, WhatsApp'ları dinliyorlar. Sanki ne bulacaklarsa, inanılmaz bir şey. Neyse ki, X'in avukatı Gönenç Gürkaynak itiraz etmiş. Yani, düşün bak, Twitter, devlet kapatıyor; Twitter'ı açtırmak için uğraşıyor. Mahkeme kararını Twitter itiraz ediyor.

    X, yani X kuruluşu itiraz ediyor. Düşünebiliyor musun? Yani, bu komik. Kardeşim, manyak mısınız? CHP şimdi çağrı yapsa, herkes bir Ekrem İmamoğlu hesabı açsın diye. Ekrem İmamoğlu 1, Ekrem İmamoğlu 2, Ekrem İmamoğlu 3, Ekrem İmamoğlu 1 milyon, Ekrem İmamoğlu 14 milyon, Ekrem İmamoğlu 30 milyon. Ne yapacaksınız? Hepsini mi kapatacaksınız? Aynı metni o hesaplardan insanlar paylaşsa, nasıl baş edeceksiniz?

    Yani, hocam şu an şunu yapmaya başladılar: Kendi fotoğraflarını profilde kullanıyorlar, değil mi? Mansur Yavaş'ın 400-300 küsür bin takipçili bir ikinci hesabı vardı. Onu Ekrem Memoğlu fotoğrafı koydu ve açıkladı: “Ben Ekrem Memoğlu için kullanıyorum bunu.” Birdenbire 100.000 küsür takipçi geldi o hesaba.

    E, bu böyle bir şey. Yani şu anda Ekrem İmamoğlu'nun avukatları yeni bir hesap açsa, Ekrem İmamoğlu adına günde kaç tane takipçi gelir? Yine 8-10 milyon takipçisi olur. CHP bir çağrı yapsa, Özgür Özel, “Her CHP'li bir Ekrem Memoğlu X hesabı açsın” dese ya da dayanışmak isteyen herkes 15 tane Ekrem İmamoğlu hesabı açarsa, ne yapacaksınız?

    Niye komik duruma düşürüyorsunuz kendinizi? Ne kadar komik durum.

  • 2:24 PSA: Herkes bir Ekrem İmamoğlu hesabı açsın diye. Ekrem İmamoğlu 1, Ekrem İmamoğlu 2, Ekrem İmamoğlu 3, Ekrem İmamoğlu 1 milyon, Ekrem İmamoğlu 14 milyon, Ekrem İmamoğlu 30 milyon. Ne yapacaksınız? Hepsini mi kapatacaksınız? Aynı metni o hesaplardan insanlar paylaşsa, nasıl baş edeceksiniz?

    Yani, hocam, şu an şunu yapmaya başladılar: Kendi fotoğrafını profil fotoğrafı yapıyorlar değil mi? Mansur Yavaş’ın 400-300 küsur bin takipçili bir ikinci hesabı vardı. Onu Ekrem Memoğlu fotoğrafı koydu ve açıkladı. Dedi ki, "Ben Ekrem Memoğlu için kullanıyorum bunu." Birdenbire 100.000 küsür takipçi geldi o hesaba. Bu böyle bir şey; yani şu anda Ekrem İmamoğlu’nun avukatları yeni bir hesap açsa, Ekrem İmamoğlu adına günde kaç tane takipçi gelir? Yine 8-10 milyon takipçisi olur.

    CHP bir çağrı yapsa, Özgür Özel "Her CHP'li bir Ekrem Memoğlu X hesabı açsın" diye ya da dayanışmak isteyen herkes 15 tane Ekrem İmamoğlu hesabı açılırsa, ne yapacaksınız? Niye komik duruma düşürüyorsunuz kendinizi? Ne kadar komik durumdasınız, farkında değil misiniz? Millet size katıla katıla gülüyor. Vallahi komiksiniz. Kendinizi bir şey zannediyorsunuz, önemli insanlar zannediyorsunuz falan ama bu yaptıklarınız çok komik. Gerçekten komik.

    Aklınızın ya ekmek peynirle mi yediniz? Zekanız… Hani bazen şeyi düşünüyorum, biliyor musun? Zeka ile aklın hani aynı şey olmadığını biliyoruz ya. Yani her zeki insanın da akıllı olmadığını bu tür şeylerden görüyorum. Evet, elektronik mühendisi olabilirsiniz. Üniversite sınavında başarılı olmuş olabilirsiniz, iyi bir üniversitede okuyabilirsiniz ama akıllı olduğunuz anlamına gelmiyor. Akıllı olsanız, kendinizi komik duruma düşürmezsiniz. Bu kararları veren insanlara gerçekten gülüyorum ben artık.

    Hocam, bir gelişme de İstanbul Üniversitesi'nde yaşandı. Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili. Ekrem İmamoğlu'nun adresini bulamamışlar. İşte, o adamlar profesör diye orada dolanıyorlar, biliyor musun? İstanbul Üniversitesi'ni onlar yönetiyorlar. Düşünsene! Biz de onların bilim adamı falan olduğunu düşünüyoruz. Kardeşim, adam Silivri cezaevinde günlerdir; 19-23 Mart'tan bu yana her gün onlarca haber oluyor. Her gün onlarca ziyaretçisi oluyor. Bir tane avukatına versinler. Ulaşamadılarsa Özgür Özel'e versinler, Özgür Özel götürsün. Yani, oturduğu ev belli, lojman belli, Dilek İmamoğlu’nun adresi belli. İstediğiniz zaman buluyorsunuz, işte; polis operasyon yapıyor, gözaltına alıyor, bilmem ne yapıyor.

    Babasının evi var. Arama yapıyorsun Bodrum'da, gidip jandarma. Ev sahibi evde yokken jandarma gidiyor, evde arama yapıyor. Sen koskoca profesör olmuşsun; Ekrem İmamoğlu’nun adresini nasıl bulacağını bilemiyor musun? Yazık senin o unvanına. Seni nasıl profesör yapmışlar ki?

    İstanbul Üniversitesi rektörünün, Alicano Uğullu Dağ'a yaptığı açıklama bu: "Adresini bulamadık" falan. E sen o çöpe at bence o profesör unvanını. Ekrem İmamoğlu’nun şu anda nerede olduğunu ve o kararı nereye tebliğ edeceğini bilmiyorsan, sen, kusura bakma, bırak profesörlüğü; asistan bile olamazsın.

  • 4:51 duğunu düşünüyoruz. Ya kardeşim, adam Silivri cezaevinde günlerdir, 19-23 Mart’tan bu yana her gün onlarca haber oluyor. Her gün onlarca ziyaretçisi oluyor. Bir tane avukatına versinler. Ulaşamadılarsa, Özgür Özel'e versinler. Özgür Özel götürsün. Yani oturduğu ev belli, lojman belli; işte bilmem eee Dilek İmamoğlu’nun adresi belli. İstediğiniz zaman buluyorsunuz. İşte polis operasyon yapıyor, gözaltına alıyor, bilmem ne yapıyor. Babasının evi var. Arama yapıyorsun Bodrum’da, gidip jandarma. Ev sahibi evde yokken jandarma gidiyor, evinde arama yapıyor. Sen koskoca profesör olmuşsun. Ekrem İmamoğlu’nun adresini nasıl bulacağını bilemiyor musun? Yazık senin o unvanına. Seni nasıl profesör yapmışlar ki?

    İstanbul Üniversitesi Rektörü’nün Alicano Uğullu Dağ'a yaptığı açıklama bu: "Adresini bulamadık" falan. E sen o çöpe at bence o profesörlük unvanını. Ekrem İmamoğlu’nun şu anda nerede olduğunu ve o kararı nereye tebliğ edeceğini bilmiyorsan, senden kusura bakma, bırak profesörü; asistan bile olmaz yani.

    Hocam, bir de artık teknoloji var. E-devlet kullanılıyor, e-tebligat yapılıyor diye biliyorum ama ya gerek var mı, Ufuk? Adam 23 Mart’tan bu yana Silivri cezaevinde. Silivri cezaevi 9 numaralı bilmem ne diye yaz, gider zaten orada, zaten adam acayip ünlü bir adam. Hangi gardiyana sorsan, söyler sana. Silivri’ye git. E, cezaevinin önüne git. Hangi gardiyana sorsan Ekrem İmamoğlu hangi koğuşta kalıyor, biliyordur yani. Verirsin birinin eline, götürür teslim eder. Yani gerçekten diyorum ya, profesör olmuş adam ve diyor ki, "adresini bulamadık." Adres tebligatı yapacak yer bulamadık diyor. Yani inanılmaz bir şey ya.

    Bak, ne kadar komikse X hesabını kapatmak, "adresini bulamadık" diye tebligat yapmamak da o kadar komik.

    Hocam, bir gelişme de CHP otobüsü şoförü ile ilgili oldu. 13 yıl 6 aya kadar hapis istenmiş. E bu da komik. CHP'nin parti otobüsünü silah olarak saymışlar. Hani terliği görmüştük, annenin çocuğa attığı terliği suç aleti olarak saymışlardı ama eee bir partinin propaganda otobüsünün suç aleti sayıldığını da ilk defa gördük. Eee CHP şoförüne de 13 yıl hapis demişler.

    Ya gerçekten artık iş zıvanadan çıktı. Yani Ekrem İmamoğlu'nu içeride tutacağız diye ne yapacaklarını şaşırmışlar. Dosya zayıf, bak. Dün sen Nevşin'in yayınında bizzat canlı canlı dinliyorsun orada. Neşin hepsini anlattı. O iki iş adamının durumunu anlattı. Yani suçlamalar ne, gerçekler ne, hiç alakası yok yani. Her şey ortaya çıkıyor. O kadar çok şey iddia boşa düştü ki. E şimdi bir yerden tutturamıyorlar. Böyle saçma sapan komik durumlara düşüyorlar.

    Belediye, CHP otobüsüne eee şey yapıyorlar. Eee şoförüne dava açıyorlar. O otobüsü de silah sayıyorlar falan. Ya ben vallahi gülüyorum. Yemin ederim gülüyorum. Bak, bunu samimiyetle söylüyorum. Hani ülke açısından hoş bir manzara değil. İnsanlar, izleyicilerimiz kızıyor falan ama gerçekten de komik duruma düşüyorlar. Çok komikler yani.

    Hocam, bazı takipçiler o videonun altı

  • 7:21 ti olarak saymışlardı ama eee bir partinin propaganda otobüsünün suç aleti sayıldığını da ilk defa gördük. Eee, CHP şoförüne de 13 yıl hapis demişler. Ya, gerçekten artık iş zivan çıktı. Yani, Ekrem İmamoğlu'nu içeride tutacağız diye ne yapacaklarını şaşırmışlar. Dosya zayıf. Bak, dosya zayıf. Dün sen, Nevşi'nin yayınında bizzat canlı canlı dinliyorsun orada. Neşin hepsini anlattı. O iki iş adamının durumunu anlattı. Yani, suçlamalar ne gerçekler ne; hiç alakası yok yani. Her şey ortaya çıkıyor. O kadar çok şey iddia boşa düştü ki. E şimdi bir yerden tutturamıyorlar. Böyle saçma sapan komik durumlara düşüyorlar. Belediye, CHP otobüsüne eee şey yapıyorlar. Eee, şoförüne dava açıyorlar. O otobüsü de silah sayıyorlar falan. Ya, ben vallahi gülüyorum. Yemin ederim gülüyorum. Bak, bunu samimiyetle söylüyorum. Hani, ülke açısından hoş bir manzara değil. İnsanlar, izleyicilerimiz kızıyor falan ama gerçekten de komik duruma düşüyorlar. Çok komikler yani.

    Hocam, bazı takipçiler o videonun altına yorum yazmışlar. Eee, şöyle diyenler olmuş: "Bu videoda polisin bir dur ihtarı yok ve sadece şoför kapalı yola girmiş." Bir yani, videoyu da buraya koyayım istersen. Sen, niye ne gerekçeyle CHP'nin parti otobüsünü durdurmaya çalışıyorsun? Sen de onu izah et. Kanunsuz emir emir değildir kardeşim. Uygulanan bir şeyin kanuna uygunluğu gerekir, tamam mı? Uygun değilse, kanuna o emir değildir. Yani, polisin CHP otobüsünü parti binasından çıkarmam diye bir lüksü yok kardeşim. Yok yani. Mahkeme kararı gerekir. Mahkemenin de böyle bir karar vermeye hakkı yok. Yani, ne diye vereceksin mahkeme? Ne, hangi gerekçeyle CHP'nin otobüsünün garajdan çıkmasına eee izin vermem? Ya, böyle bir şey yok yani. Nereden tutsan elinde kalıyor.

    Hocam, buradan CHP'nin dün akşamki Beyazıt Meydanı'nda gerçekleştirmiş olduğu mitinge geçiyorum. Orada da değişik şeyler oldu ya. Orada da meydanı kararttılar ama o da ders etti. O da çok komik ya, bu yani. Eee, meydanı karartarak bir şey yapacaklarını zannettiler. CHP'nin getirdiği ışıkları almadılar falan. Abi, insanlar cep telefonlarının fenerlerini yaktılar. Böyle bir eee şey görülmemiş. Yani, hem kalabalığın büyüklüğü ortaya çıktı hem muhteşem bir eee görüntü çıktı. Hem Volkan Konağan eee şarkısına eşlik edenlerin o koro, büyük koronun sesi ortaya çıktı. Acayip bir malzeme verdiler CHP'ye. Yani, CHP uğraşsa, milyon dolar harcasa Beyazıt Meydanı'nın önündeki o görüntüyü elde edemezdi.

    Burada da iktidar, burada da İstanbul polisi, İstanbul valisi komik duruma düştü. Yani, niye böyle şeyler yapıyorsunuz? Niye böyle komplekse kapılmışsınız? Kompleks bu yani, gerçekten kompleks. Ve baksana CHP, yani bulamayacağı bir şeye çevirdi orayı. Özgür Özel'in o karanlıkta konuşması, binlerce, yüz binlerce telefonun ışığı falan, böyle o şey Volkan Kona'nın söylediği şarkıya eşlik eden devasa koro... O yani, eee akıl almaz bir eee tablo hocam. Biz dün yayını yaptıktan sonra gelişmişti. Onun için dün yorumlayamadık. Devlet Bahçeli...

  • 9:53 Karartarak şey yapacaklarını zannettiler. CHP'nin getirdiği ışıkları almadılar falan. Abi, insanlar cep telefonlarının fenerlerini yaktılar. Böyle bir şey görülmemiş. Yani hem kalabalığın büyüklüğü ortaya çıktı, hem muhteşem bir görüntü çıktı. Hem Volkan Konağı'nın şarkısına eşlik edenlerin o koro, büyük koronun sesi ortaya çıktı. Acayip bir malzeme verdiler CHP'ye. Yani, CHP uğraşsa, milyon dolar harcasa Beyazıt Meydanı'nın önündeki o görüntüyü elde edemezdi.

    Burada da iktidar, burada da İstanbul polisi, İstanbul valisi komik duruma düştü. Yani, niye böyle şeyler yapıyorsunuz? Niye böyle komplekse kapılmışsınız? Kompleks bu; yani gerçekten kompleks. Ve baksana, CHP yani bulamayacağı bir şeye çevirdi orayı. Özgür Özel'in o karanlıkta konuşması, binlerce, yüz binlerce telefonun ışığı, falan böyle o şey, Volkan Konağı'nın söylediği şarkıya eşlik eden devasa koro... O, yani akıl almaz bir tablo, hocam.

    Biz dün yayını yaptıktan sonra gelişmişti. Onun için dün yorumlayamadık. Devlet Bahçeli, Sırrı Süreyya Önder'in taziyesine katıldı. Evet. Yani, benim gerçekten hoşuma gitti. Yani, günlerdir bir grup koru halinde Sırrı Süreyya Önder'e saldırıyor, hakaret ediyor vesaire falan. Sırrı Süreyya Önder, işte o saldıranlara bile; hani seven de, sövene de selam olsun diyebilecek kadar büyük yürekli bir adamdı.

    Bahçeli'nin o hareketini ben çok içten buldum, çok samimi buldum. Biliyorsun, en son Bahçeli'de konuşanlardan biri Sırrı Süreyya Önderdi ve aralarında çok duygusal bir konuşma geçmişti. Sırrı Süreyya Önder, pankreasındaki tümör nedeniyle tedavi görüyordu. Hayati riski olabilirdi. Ve Bahçeli'ye önce, "Bu işte terörsüz Türkiye sürecini bitirelim. Ondan sonra canımızı emanet etmesini geri alsın" gibi bir cümle kurmuş. O da, "Olur mu? Daha barış halayı çekeceğiz" falan demişti. Ne yazık ki barış halayı çekmeye Sırrı Süreyya Önder'in ömrü yetmedi.

    Bahçeli gerçekten bu işin altına biraz elini, gövdesini falan koymuş. Yani, gerçekten kimsenin cesaret edemeyeceği şeylere cesaret etmiş. Bence şunu çok iyi biliyordu. Ben bugün Nefes'teki yazımda onu yazdım. Bu meseleye Bahçeli kadar sarılan, Bahçeli kadar böyle dört elle sarılan belki de tek kişi Sırrı Süreyya Önderdi. Tayyip Erdoğan'ın kendi kişisel hesabı olabilir, ben partililerin kişisel hesabı olabilir, Öcalan'ın kişisel hesabı olabilir. Ama Sırrı Süreyya Önder'in tek derdi bu ülkeye barış gelsin.

    Ve zannedersem Bahçeli de bunu gören insanlardan biri. Ben o hareketini çok içten buldum. Ama tabii, siyaset bu. Yani, bugün siz iki sene önce Den Parti ile birlikte oldukları için CHP'ye saldırırsanız, bugün de Dem Parti ile oturup birlikte Demli çay içerseniz, gelecekte o fotoğraflarınızda başkaları tarafından hedef olacaktır. Yani, bunun siyasetin böyle bir doğası vardır.

    Ama dediğim gibi, ben o fotoğrafı çok sevdim. O görüntüyü çok sevdim. Bahçeli gerçekten Sırrı Süreyya Önder'e yönelik hareketi çok içtendi. Çok samimiydi yani. Hoşuma gitti benim.

  • 12:41 şeylere cesaret etmiş. Eee, bence şunu çok iyi biliyordu. Ben bugün Nefest'teki yazımda onu yazdım. Bu meseleye Bahçeli kadar sarılan, Bahçeli kadar dört elle sarılan belki de tek kişi Sırrı Süreyya Önder'di. Tayyip Erdoğan'ın kendi kişisel hesabı olabilir. Ben partililerin kişisel hesabı olabilir. Öcalan'ın kişisel hesabı olabilir. Ama Sırrı Süreyya Önder'in tek derdi bu ülkeye barış gelmesidir. Ve zannedersem Bahçeli de bunu gören insanlardan biri.

    Ben o hareketini çok içten buldum. Eee, ama tabii, siyaset bu. Yani, bugün eğer siz iki sene önce Den Parti ile birlikte oldukları için CHP'ye saldırırsanız, bugün de Den Parti ile oturup birlikte demli çay içerseniz, gelecekte o fotoğraflarınızda başkaları tarafından hedef olacaktır. Yani bunun siyasetin böyle bir doğası vardır. Ama dediğim gibi, ben o fotoğrafı çok sevdim. O görüntüyü çok sevdim. Bahçeli gerçekten Sırrı Süreyya Önder'e yönelik hareketi çok içten buldu. Çok samimiydi yani. Eee, hoşuma gitti benim.

    E, hala böyle şeyleri görüyor olmak, eee, bizim için, insanlık için bir şans. Türkiye'nin en milliyetçi ismi, eee, belki de milliyetçilerin en çok nefret ettiği bir siyasetçiye, eee, bir insana böyle davranıyor. Bu muhteşem bir görüntü.

    Ufuk, bu arada eee, Den Parti'nin bir açıklaması var. Onu da bu bölüme eklememiz lazım. Yani, Sırrı Süreyya Önder'in eee, nasıl hedef alındığının göstergelerinden bir tanesi de bu. Eee, Den Parti'nin açıklamasını aynen okuyorum: "Bazı basın yayın organlarında İmralı heyeti üyesi ve meclis başkan vekilimiz merhum Sırrı Süreyya Önder'e suikast düzenlendiğine dair haberlere ilişkin açıklama yapma ihtiyacı doğmuştur." diyor.

    2 Nisan'da otopark görevlisi Sırrı Süreyya Önder'in aracını kullanırken, lastiklerden gelen sesten şüphelenmiş ve aracı servise götürmüştür. Yapılan incelemede, aracın sol arka lastiğini patlatabilecek demirden yapılmış keskin bir düzenek yerleştirildiği tespit edilmiştir. Önder bu olayı parti kurullarına taşımış ve gerekli inceleme ile değerlendirmeler yapılmıştır. Olay ve ilgili kanıtlar resmi mercilere iletilmiştir. Hem partimiz hem de Sayın Önder konunun yakın takipçisi olmuştur. İncelemenin hassasiyeti nedeniyle konu kamuoyuna yansıtılmamıştır. Yürütülen araştırma ve incelemeye ilişkin tarafımıza henüz net bir sonuç iletilmemiştir.

    İşte bir karanlık el dolaşıyor ortalıkta, Ufuk. Yani, bu Özgür Özel'e Yumruk vesaire. Bak, Sırrı Süreyya Önder uçağa binemiyordu. Yani, uçak fobisi vardı. Onun için Kuzey Irak'a bile arabayla gidiyordu. Arabayı o kadar sık kullanıyordu ve genelde de kendisi kullanıyordu. Eee, ya arabasına böyle bir düzenek kurulmuşsa, hedef doğrudan Sırrı Süreyya Önder'i yok etmektir. Yani, düşün; o düzenek uzun bir yolda belli bir hızın üstünde devreye girdiğinde, sol arka lastik hızlı bir şekilde patladığında, direksiyon kontrolünü kaybedip çok ciddi bir kazaya neden olabilir.

    Yani, doğrudan ölümcül bir sonuç hedeflenmiş. Yani, bir suikast hedeflenmiş belli. Ama işte burada da bir mesaj var. Yani, bugün bunu yer...

  • 15:12 Olay ve ilgili kanıtlar resmi mercilere iletilmiştir. Hem partimiz hem de Sayın Önder, konunun yakın takipçisi olmuştur. İncelemenin hassasiyeti nedeniyle konu kamuoyuna yansıtılmamıştır. Yürütülen araştırma ve incelemeye ilişkin tarafımıza henüz net bir sonuç iletilmemiştir.

    İşte, bir karanlık el dolaşıyor ortalıkta, Ufuk. Bu, Özgür Özel'e Yumruk vesaire. Bak, sırrı Süreyya Önder, uçağa binemiyordu. Yani, uçak fobisi vardı. Onun için Kuzey Irak'a bile arabayla gidiyordu. Arabayı o kadar sık kullanıyordu ve genelde de kendisi kullanıyordu. Eee, ya arabasına böyle bir düzenek kurulmuşsa, hedef doğrudan Süreyya Önder'i yok etmektir. Düşün, o düzenek uzun bir yolda belli bir hızın üstünde devreye girdiğinde sol arka lastik hızlı bir şekilde patladığında, direksiyon kontrolünü kaybedip çok ciddi bir kazaya neden olabilir. Yani, doğrudan ölümcül bir sonuç hedeflenmiş. Bir suikast hedeflenmiş kesinlikle. Ama burada da bir mesaj var. Yani, bugün bunu yerleştiriyoruz, yarın bomba da yerleştirebiliriz gibi. Eee, bu yani Türkiye'nin bu girdaptan bir an önce çıkması lazım.

    Hocam, dün en çok konuşulan diğer konuya geçiyorum. Anayasa Mahkemesi, sokak hayvanları ile ilgili düzenleme iptali yönündeki başvuruyu reddetti. Böylelikle insanlara zarar verdiği gerekçesiyle hayvanların katledilmesinin önü açıldı. Evet, maalesef. Gerçekten bunu anlamış değilim. Ya bak, bana acayip saldırıyorlar biliyor musun? İkisi de böyle şey görüntülerini atıyorlar. İşte, 40 yılda bir haber oluyor; bir köpek birine saldırmış. Onun görüntülerini bana atıyorlar. Neymiş efendim? Hayvan hakları! Bu hayvanların katledilmesinin önünü açan yasaya karşı çıkanlardan biriymişim diye.

    Ya kardeşim, bak; Nişantaşı'nın göbeğinde üç adam geldi, bir kadını kaçırmaya çalıştı. Kadın direndi, kaçmaya çalışırken arkasından ateş edip düşürdü. Sonra da geldi, vücuduna, kafasına defalarca ateş etti. Adam sokak ortasında, İstanbul'un göbeğinde.

    Al bak, başka bir haber. Sivas'ta, bugünkü Nefes gazetesinden aldığım bir haber. Elleri kelepçelenip, boğazlarını kesti diyor. Bu saçma sapan televizyon programlarında konuşulan mevzulardan biri. Babaları kaybolmuş biri. Hüseyin S. diye biriyle konuştuğunu en son anlatıyorlar. Ve sonunda anlaşılıyor ki bu iki çocuğu bir kadın ve bir erkek kayak şampiyonu, milli takımda falan oynayan bir çocuk katletmiş. 16 yaşındaki Melisa Şimşek milli kayakçıymış ve birçok müsabakada dereceler elde ediyormuş. Ve onunla birlikte, kardeşi Umutcan, Sivas'a kadar takip etmiş. İkisini de katletmiş.

    E öbür tarafta başka bir haber. Adana'da, Neriman Onur 54 yaşında, eski eşi Mehmet Ali Nike tarafından metro altgeçidinde başından tabancayla vurularak öldürülmüş. Nasıl oluyor bu? Bunlar bunlara yönelik tavrınız nedir? Vay efendim, köpek adamı ısırdı, bilmem ne oldu, şöyle oldu, böyle oldu. Kıyamet koparıyorsunuz. Sokak ortasında kadınlar öldürülüyor bu ülkede. Haberiniz var mı? Bu sapıkları, bu...

  • 17:43 Şka bir haber. Sivas'ta, bugünkü Nefes Gazetesi'nden aldığım bir habere göre, "elleri kelepçeleyip boğazlarını kestiler" deniliyor. Bu saçma sapan televizyon programlarında konuşulan mevzulardan birisi. Babaları kaybolmuş birinin, Hüseyin S. ile konuştuğunu en son anlatıyorlar. Ve sonunda anlaşılıyor ki, bu iki çocuğu bir kadın ve bir erkek kayak şampiyonu katletmiş.

    Milli takımda falan oynayan bir çocuk varmış; 16 yaşındaki Melisa Şimşek, milli kayakçıymış ve birçok müsabakada dereceler elde ediyormuş. Onunla birlikte kardeşi Umutcan Şimşek, Sivas'a kadar takip etmiş. İkisini de katletmiş.

    E öbür tarafta başka bir haber var. Adana'da, 54 yaşındaki Neriman Onur, eski eşi Mehmet Ali Nike tarafından metro altgeçidinde başından tabancayla vurularak öldürülmüş.

    Nasıl oluyor bu? Tavrınız nedir? Vay efendim, köpek adamı ısırdı, bilmem ne oldu. Şöyle oldu, böyle oldu. Kıyamet koparıyorsunuz. Sokak ortasında kadınlar öldürülüyor bu ülkede. Haberiniz var mı? Bu sapıkları, bu vahşi adamları da mı öldürüyor musunuz? İtilaf ediyor musunuz? Böyle bir bakış açısını ben anlayamıyorum.

    Anayasa Mahkemesi'nde de o kelifeli hakimler, koca koca hakimler, ya bu da Allah'ın yarattığı bir canlı yani. Doğanın bir parçası. Sokağa düşmesinin nedeni de sensin. İnsanlık insanlar yani keyfinden düşmemiş. Sen gidip onun habitatına konmuşsun. Şehir kurmuşsun, gidecek yeri olmamış, sokaklarda dolaşıyor.

    Ya köylerde çoban köpeği olarak kullanmışlar. İşleri bittiklerinde de getirip büyükşehirlerde sokaklara bırakmışlar. Onun günahı ne o gariban hayvanın? Sen bunu yönetemiyorsan, sen bunu yürütemiyorsan, sana yazıklar olsun. Yani en kolay çözümü seçiyorsunuz. "İtilaf edelim, kurtulalım," diyorsunuz. Yazık. Onlar da can. Onların canını da Allah verdi. Seninkini nasıl verdiyse, onunkinin de öyle verdi. Bırak, seninkini nasıl alıyorsa, onu da öyle alsın.

    Hocam, bugün ayrıca Mati Ahmet Minguzi'nin davasının ikinci duruşması da görülecek. Onu da burada hatırlatmak istedim. Evet. İyi yaptın ya. Orada acayip bir şey var yani. Ayrıntılar çıktıkça insanın tüyleri diken diken oluyor. Türkiye'deki çeteleşmenin boyutlarını görüyorsun. Yani Mati Ahmet bir kurban, çocuk kurban. Ama onun gibi onlarca, yüzlerce örnek olabilir bu çeteleşme devam ederken.

    Bu silah bireysel silahlanma bu haldeyken, düşün işte. Bak, demin okudum. Eski koca, alt geçitte diyor, kafasından vurdu, öldürdü diyor. Öbürü bıçaklıyor, öbürü bilmem ne yapıyor. Yani acayip bir bireysel silahlanma var bu ülkede. Acayip bir çeteleşme var. Ve çeteler devleti falan tanımıyorlar. Önüne gelen kendini devlet zannediyor.

    O Özgür Özel'e yumruk atan psikopatın videosunu izledik dün birlikte. Değil mi? Adamın konuşmasından ne çıkarıyorsun? "Derin devlet olmalı ama diyor, adam gibi olmalı" falan böyle şey. Eee, ya bir söz var, çok severim. Adam gibi bir devletin olmadığı bir yerde, kendini devlet zanneden adamlar çıkar, türer. Bu çeteler de böyle kendi düzenlerini kurmaya çalışıyorlar. Kendilerini devlet gibi görüyorlar.

  • 20:30 İyi yaptın ya. Orada acayip bir şey var yani. Ayrıntılar çıktıkça insanın tüyleri diken diken oluyor. Türkiye'deki çeteleşmenin boyutlarını görüyorsun. Yani Mati Ahmet bir kurban, çocuk kurban. Ama onun gibi onlarca, yüzlerce örnek olabilir bu çeteleşme devam ederken. Bu silah bireysel silahlanma bu haldeyken... Düşün, işte bak, demin okudum. Eski koca alt geçitte diyor, kafasına kafasından vurdu, öldürdü diyor. Öbürü bıçaklıyor, öbürü bilmem ne yapıyor. Yani acayip bir bireysel silahlanma var bu ülkede. Acayip bir çeteleşme var. Ve çeteler devleti falan tanımıyorlar ya. Önüne gelen kendini devlet zannediyor. O Özgür Özel'e yumruk atan psikopatın videosunu izledik dün birlikte, değil mi? Adamın konuşmasından ne çıkarıyorsun? "Derin devlet olmalı ama diyor, adam gibi olmalı falan" gibi şeyler. Eee, ya, bir söz var, çok severim. "Adam gibi bir devletin olmadığı bir yerde kendini devlet zanneden adamlar çıkar, türer." Bu çeteler falan da böyle kendi düzenlerini kurmaya çalışıyorlar. Kendilerini devlet gibi bir hiyerarşik yapıya dönüştürüyorlar. Kendi hiyerarşilerini, böyle toplumsal ilişkilerin üstünde tutmaya çalışıyorlar falan. Akıl almaz bir durum.

    Özgür Özel de bununla ilgili bir açıklama yaptı. Evlatlarını öldürmüş bir katil, hem öldürmekle tehdit ediyorlar, hem de evladına acımamış, sana mı acıyacak diyorlar. Bu, Özgür Özel'in o tespitine katılıyorum. Yani, biz burada konuştuk ya, hani ne mesaj veriyorlar? Eline bıçak da verebilirdik, silah da verebilirdik. Mesajlardan biri buydu işte. Diğerini de Özgür Özel gündeme getirdi. Kendi evladını öldüren adam, sana mı acıyacak? Bu da çok güzel bir mesaj. Yani bu işin ne kadar karanlık olduğunu gösteren bir tablo bu.

    Fuk hocam, konuyla bağlantılı olduğu için soruyorum. Dün görmüşsünüzdür belki de. Dün akşam Milliyetçi Hareket Partisi’ne yakın hesaplarda paylaşım yapıldı. Eee, genel başkan yardımcısı İzzet Ulvi Yönter de mentionlamış bu paylaşımı. "Sedat Peker ile ilgili her şeyin bir vakti var. Selam olsun vakti mehrumunu bekleyene. Allah besi heves demiş." Eee, biz onca filmi niye izledik peki? Yani, Sedat Peker’i o kadar niye çıldırttılar o zaman? Yani, Sedat Peker’e neler yaptılar ya? Ev aramasında Sedat Peker'in o manzaralar karşısındaki isyanını hatırlıyoruz, değil mi? Eşini ve çocuğunu korumak, eee, kollamak için yaptığı açıklamaları hatırlıyoruz. Madem böyle gelmesini istiyorlardı, adam onları niye yaşattılar? Yani günlerce video çekti. Günlerce Türkiye'de en çok izlenen videolar onlar oldu. En çok konuşulan adam Sedat Peker oldu falan. Biz bu filmi niye yaşadık yani? Açık soruyorum yani. Niye sahip çıkmadınız zamanında Sedat Peker’e? Madem böyle bir eee şeyiniz var, desteğiniz var, acaba Süleyman Soylu, yani bütün mesele Süleyman Soylu ile Sedat Peker arasında mıydı? Süleyman Soylu'nun defteri dürülünce, Sedat Peker'in başına gelenler artık ortadan kalktı mı? Ve insan böyle bakıyor.

    Hocam, bir diğer gelişmede Atatürkçü Teymenlerin ihracına karşı oy veren Korgenalin davasında oldu. Evet.

  • 23:00 Vakti, Mehrum'unu bekleyene. Allah, besi heves demiş. Eee, biz onca filmi niye izledik peki? Yani Sedat Peker'i o kadar niye çıldırttılar o zaman? Yani Sedat Peker'e neler yaptılar ya? Ev aramasında, Sedat Peker'in o manzaralar karşısındaki isyanını hatırlıyoruz değil mi? Eşini ve çocuğunu korumak için yaptığı açıklamaları hatırlıyoruz. Madem böyle gelmesini istiyorlardı, adam onları niye yaşattılar? Yani günlerce video çekti. Günlerce Türkiye'de en çok izlenen videolar onlar oldu. En çok konuşulan adam Sedat Peker oldu falan. Biz bu filmi niye yaşadık yani? Açık soruyorum. Niye sahip çıkmadınız zamanında Sedat Peker'e? Madem böyle bir şeyiniz var, desteğiniz var; acaba Süleyman Soylu, yani bütün mesele Süleyman Soylu ile Sedat Peker arasında mıydı? Süleyman Soylu'nun defteri dürülünce, Sedat Peker'in başına gelenler artık ortadan kalktı mı?

    Ve insan böyle bakıyor. Hocam, bir diğer gelişme de Atatürkçü Teymenlerin ihracına karşı oy veren Korgeneral'in davasında oldu. Evet, Korgeneral gitti. İhracına yönünde oy kullanan tüm generaller. Evet. Bugün bizim Tarık Işığın haberi Nefes Gazetesi'nde yayınlandı. Eee, biliyorsun, Tevfik Alganeral Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı onurlu bir duruş sergiledi ve Ebru Teymen'in yıldızını alıp kendi omzuna takarak orgeneral olmak istemedi. Onurlu bir şekilde bıraktı. Eee, hepimiz de çok takdir ettik kendisini. İşte tam Türk Silahlı Kuvvetleri'ne mensup Atatürkçü bir subayın yapacağı bir hareketti bu.

    Bir de ben o zaman çok söyledim; Ebru Teymen'in omzundan çıkardıkları yıldızla kendi omuzlarına takarak bir üst rütbeye geçmek isteyen tipler vardı. İşte Tevfik Algan'ın yerine gelen tüm general de o onlardan biri. Ebru Teymen'in yıldızını aldı. İki tane yıldızı vardı kokartın yanında, onu da taktı. Üçüncü yıldızla Tevfik Algan'ın yerine geldi. Tebrik ediyoruz, alkışlıyoruz kendisini. Emekli olduktan sonra göreceğiz kendisini. Atatürkçü subayları ordudan ihraç eden subay olarak anacağız hepsini. Böyle pazarda, şurada burada herkes ona öyle davranacak; Atatürkçü subayları ordudan ihraç eden adam.

    Hocam, bu arada gözaltılar ve tutuklamalar da devam ediyor. Eee, görmüşsünüzdür belki. Gençler tarafından çok sevilen bir Level C5, o tutuklanmış. Madde kullanımına özendirmekten dolayı. Bir de sokak röportajlarıyla ünlü olan Arif Kocabıyık. Ya Arif Kocabıyık galiba bu eee psikopatla da röportaj yapan o değil mi? Eski röportaj çıkmıştı hani derin devletten, Yasin Hayal'den falan bahseden. Eee, yani o röportaj çıkmasa ortaya, Kocabıyık başına böyle bir şey gelmeyecek. Yani tesadüfen dışarıdayız, tesadüfen özgürüz gibi. Yani bu kadar kolay olmamalı ya bu tutuklama mevzuları. Önüne geleni, geçenler birkaç yıl önce hatırlıyor musun? Ezel tutuklanmıştı. Şarkıcı Ezel. Onun tutukluluk gerekçesi de buydu. Yani uyuşturucuyu falan özendirmekti. Eee, ben de bir yazı yazmıştım onunla ilgili. Kendisi içeride, şarkısı dışarıda diye. İşte 800.000 dinlenen şarkı, Ezel tutuklandıktan sonraki 1520 g.

  • 25:50 Azarda, şurada burada herkes ona öyle davranacak. Atatürkçü subayları ordudan ihraç eden adam. Hocam, bu arada gözaltılar ve tutuklamalar da devam ediyor. Görmüşsünüzdür belki. Gençler tarafından çok sevilen bir level C5, o tutuklanmış, madde kullanımına özendirmekten dolayı. Bir de sokak röportajlarıyla ünlü olan Arif Kocabıyık... Ya, Arif Kocabıyık, galiba bu psikopatla da röportaj yapan o değil mi? Eski röportaj çıkmıştı, hani Derin devletten, Yasin Hayal'den falan bahseden. Yani o röportaj çıkmasa ortaya, Kocabıyık başına böyle bir şey gelmeyecek. Yani, tesadüfen dışarıdayız, tesadüfen özgürüz gibi.

    Bu kadar kolay olmamalı ya, bu tutuklama mevzuları. Önüne geleni tutukluyorlar. Geçenler birkaç yıl önce hatırlıyor musun, Ezel tutuklanmıştı, şarkıcı Ezel. Onun tutukluluk gerekçesi de buydu. Yani, uyuşturucuyu falan özendirmekti. Ben de onunla ilgili bir yazı yazmıştım. "Kendisi içeride, şarkısı dışarıda" diye. İşte, 800.000 dinlenen şarkı, Ezel tutuklandıktan sonraki 15-20 gün içinde 3 milyon dinlenmişti. Bu da aslında biraz önce bahsettiğimiz komik durumlar vardı ya, komedilere eklenebilir. Yani, "kaş yaparken göz çıkarmak" diye bir deyim var ya. Eğer gerçekten şarkılarında böyle bir durum varsa, kendisini içeri attığınızda o şarkılar daha çok dinlenecek. Ben bile merak ettim, yani şu anda bu kaydı yaptıktan sonra müzik programında şarkılarını dinleyeceğim mesela. Bunun böyle bir etkisi var ya, Ezel tutuklandığında 700-800.000 dinlenmiş olan şarkı, 15 gün içinde 3 milyon dinlendi.

    Sen onu içeri atıyorsun ama şarkısı dışarıda. Bu da komik yani. Her şeyleri komik artık. Bu çaresizlikten mi oluyor, ne oluyor bilmiyorum. Yani, köşeye sıkışmışlıktan oluyor. Tayyip Erdoğan'ın karşısında Ekrem İmamoğlu'nu bertaraf etmek için aday olmasın diye her şeyi deniyorlar ve yaptıkları her şeyle de komik duruma düşüyorlar. Üzücü bir durum bu aslında. Aynı zamanda da. Yani, neden kendinizi bu kadar komik durumlara düşürüyorsunuz?

    Hocam, Mustafa Sayırgül sanırım Ekrem İmamoğlu'na gelen BTK'daki erişime engeli yanlış anlamış. Bir video yayınlamış ama Elon Musk'tan hesap soracağız demiş. Neyse, biri anlatsın ona. Şeyi, engeli Elon Musk'ın değil de Türkiye Cumhuriyeti'nin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun getirdiğini senin de söylediğin gibi yanlış anlamış. Bence Elon Musk'tan değil de BTK'dan hesap sorsun ya da mahkeme kararının hesabını sorsun.

    Yani, hocam biliyorum sevmiyorsunuz ama futbolu son sorumu soruyorum. Ya, sevmiyorum değil; Ufuk, anlatamadım. Bilmiyorum, yani gerçekten çok uzağım. Kızım diyor ki: "Baba, en sevdiğim taraflarından bir tanesi de bu maç izlememen, futbolla uğraşmaman." Yani, böyle evde maç saatlerinde hayatın durduğu bir evde büyümediğim için çok mutluyum diyor. O kadar ilgisizim ki, benim kızım da tam tersini söylüyor. "Baba, maç olsa da gitsek," diyor. Tabii bir kere götürünce... Tabii sen o mutluluğu...

  • 28:29 Durumlara düşürüyorsunuz? Hocam, Mustafa Sayırgül sanırım Ekrem İmamoğlu'na gelen erişme engelini yanlış anlamış. Bir video yayınlamış ve Elon Musk'tan hesap soracağız demiş. Neyse, biri anlatsın ona. Engelin, Elon Musk'tan değil de Türkiye Cumhuriyeti'nin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından getirildiğini, senin de söylediğin gibi, yanlış anlamış. Bence Elon Musk'tan değil, BTK'dan hesap sormalı ya da mahkeme kararının hesabını sormalı.

    Yani hocam, biliyorum sevmiyorsunuz ama futbolu son sorumu soruyorum.

    • Ya sevmiyorum değil, Ufuk, anlatamadım. Bilmiyorum, bilmiyorum yani, gerçekten çok uzağım. Kızım diyor ki: "Baba, en sevdiğim taraflarından biri de bu maç izlememen, futbolla uğraşmaman." Yani, böyle evde maç saatlerinde hayatın durduğu bir evde büyümediğim için çok mutluyum diyor falan mesela. O kadar ilgisizim yani. Benim kızım da tam tersini söylüyor; "Baba, maç olsa da gitsek," diyor. Tabii bir kere götürünce o mutluluğu yaşayınca orada kızı da fanatik yapacaksın değil mi? Fanatik Fenerbahçeli yani orada kararsızım olmayabilir. Neyse, sorum şu: Ali Koç dün bir canlı yayına çıktı ve başkanlığı bırakmayacağını açıkladı.

    Ya işte bence iyi değerlendirmek lazım. Dediğim gibi, fikrim yok ama eğer sen başkanlık yaparken, yöneticilik yaparken yönettiğin takım başarısız oluyorsa, yanlış kararlar veriyorsundur. Eğer yanlış kararlar veriyorsan, orada o koltukta oturmaya ısrar etmemelisin. Bu durum, devleti yönetenler için de geçerli. Mesela 17'den bu yana Türkiye kötü gidiyor; biz de onu eleştiriyoruz. İşte Tayyip Erdoğan için de aynı şeyi söylüyoruz: "Yanlış kararlar veriyorsunuz." Faizi indirme kararınız yanlıştı; bedelini çok ağır ödedik. Ekrem İmamoğlu'nu tutuklama kararınızın bedelini de çok ağır ödedik mesela. Yani ona da bunu söylüyoruz.

    Fenerbahçeli değilim, Beşiktaşlıyım. Dolayısıyla düz mantıkla bakarsan, Fenerbahçe'nin zayıf olması rakip takımın işine gelir. Bir Beşiktaşlı olarak bana ne derim ama Fenerbahçe gibi köklü bir takımı şampiyon yapamadıysanız, kaç dönemdir o koltukta kalmakta ısrar etmemek lazım bence. Öyle değil mi? Haksız mıyım? Bir Fenerbahçeli olarak sana soruyorum.

    • Haklısınız hocam. Ben de sizin gibi düşünüyorum. Yani, mesela ben Fenerbahçe'yi severim; ilk aday olduğunda vesaire Fenerbahçe üyesi olsam, onun için oy kullanırdım ama bugün öyle düşünmüyorum. Yani, başarısız olduğunu düşünüyorum. Seçtiği antrenörlerle, teknik direktörlerle, aldıkları oyuncularla. Yani milyonlarca euroluk takım şey oluyor. Geçen Kayseri maçını izledim mesela; Allah'tan Fenerli değilim. Yani, çıldırırdım o milyon milyon euroları alan futbolcuların sahada nasıl döküldüğünü, nasıl oynayamadığını izlerken, gerçekten şaşkınlık içinde kaldım. E bunların da bir karşılığı olmalı yani. Demek ki yapamıyorsunuz.

    Hocam, 8 Mayıs Perşembe günü değerlemeler yapacağız.

  • 31:09 Bir Beşiktaşlı olarak, Fenerbahçe gibi köklü bir takımı şampiyon yapamadıysanız, kaç dönemdir koltukta kalmakta ısrar etmemek lazım bence. Öyle değil mi? Haksız mıyım? Bir Fenerbahçeli olarak sana soruyorum.

    Haklısınız hocam. Ben de sizin gibi düşünüyorum. Yani ben mesela Fenerbahçe'yi severim. İlk aday olduğunda Fenerbahçe üyesi olsam, onun için oy kullanırdım ama bugün öyle düşünmüyorum. Yani ben başarısız olduğunu düşünüyorum. Seçtiği antrenörlerle, teknik direktörlerle, aldıkları oyuncularla... Yani milyonlarca euroluk bir takım oluyor. Geçen Kayseri maçını izledim, mesela. Allah'tan Fenerli değilim. Yani çıldırırdım o milyonlarca euroları alan futbolcuların sahada nasıl döküldüğünü, nasıl oynayamadığını izlerken. Gerçekten şaşkınlık içinde kaldım. E bunların da bir karşılığı olmalı. Demek ki yapamıyorsunuz.

    Hocam, 8 Mayıs Perşembe günü değerlendirdiğiniz için teşekkür ederim.

    Ben teşekkür ederim. Bugüne ekstra bir de teşekkür etmek istiyorum. Yeni ışıklarımız geldi. Görüntülerimiz çok daha net olmaya başladı. Tüm takipçilerimize, bizlere verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyoruz. Umarım görüntü ve seste de bir problem olmadan bu yayını bitirmişizdir. Takipçilerimize yorumlarından ve beğenilerinden dolayı da teşekkür ediyorum.

    Ben de teşekkür ediyorum. Gerçekten bu dayanışma benim çok hoşuma gidiyor. Bunu daha önce de söylemiştim ya, gerçekten böyle bir şey beklemiyordum. Yani bu YouTube yayınlarının bağımsız gazeteciliğe destek veren insanların varlığıyla büyüdüğünü yaşamış olarak öğreniyorum ve çok mutlu oluyorum. Onun için hepinize minnettarım. Yani bütün izleyicilerimize buradan çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. Yarın görüşmek üzere.

    Görüşürüz.

İşaretlediklerim