Solfasol · 29 Nisan 2025

Yerelde(n) Yeni Siyaset: Kent Konseyi Nedir, Nasıl İşler, Ne İşe Yarar?

  • 0:00 Değerli hemşehrilerimiz, merhaba. Evet, bir Salı akşamı yine birlikteyiz. Son birkaç haftadır bizi izleyenler biliyor; biz yerelden yeni siyaset kültürü inşası ile ilgili 5393 sayılı yasanın maddelerini çok değerli konuklarımızla gündeme getirmeye ve farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Bu akşam da çok değerli iki konuğum var. Ankara'nın buluşma ortamı Solfasol TV'nin konukları olarak, sevgili Nilay hocam ve sevgili Saim hocam, hoş geldiniz.

    Hoş bulduk.

    Teşekkür ederim. Ben sizi muhtemelen programı izleyenlerin çoğu tanıyordur; ama isterseniz Nilay hocam, sizle başlayalım. Nilay Kökkılıç kim? Birkaç cümleyle çok özet bir bilgi verirseniz, sonra da kent konseyiyle yolunuz nasıl kesişti? Ondan sonra da madde ile ilgili sohbete başlarız. Buyurun.

    Elbette. Öncelikle, ben hukukçuyum. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldum. 1986 yılında uzun yıllar serbest avukat olarak çalıştım. Daha sonra yerel yönetimlerde hukuk müşavirliği yaptım. Ardından siyasetle uğraştım; Cumhuriyet Halk Partisi'nde belediye meclisinde grup sözcüsü olarak 4 yıl çalıştım, Büyükşehir Belediyesi Başkan vekilliğim oldu. Sonrasında da İzmir Kent Konseyi'nde, o dönem yeni seçilmiş olan başkanımız Profesör Doktor Adnan Akarlı'nın ani vefatı üzerine, 6 ay içerisinde yeni bir seçime gidilmesi gerekti. Sivil toplum çalışmalarım da vardı. Bana teklif geldi; onun üzerine İzmir Kent Konseyi Başkanı olarak görev üstlendim. Yaklaşık 2 ay önce de bir başka arkadaşıma devrettim. Yeniden aday olmadım. Böylelikle.

    Harika. Emeklerinize, yüreğinize sağlık. Adnan Akarlı hocamız Işıklar içinde yatsın. Tanıyanlar şu anda aynı dileğe katılıyordur. Tanımayan hocalarım da Google'a girip Adnan Akarlı ismini yazsınlar; ne kadar değerli bir insanın bir şekilde aramızdan kaydığını onlar da fark edecekler, maalesef.

    Saim hocam, sizi de tanıyabilir miyiz?

    Teşekkürler Mehmet hocam. Önce dileklerinize ben de katılıyorum. Adnan Akarlı ile ilgili tanışma ve çalışma fırsatımız oldu. Kent konseyleri sırasında başlarla, 2006-2007 dönemlerinde. Evet, ben Saim Yavuz. Eğitimciyim, Eğitim Enstitüsü mezunuyum. Kendimi sivil aktivist olarak nitelendiriyorum. Kent konseyleri ile 2004 yılında Çanakkale'de Yerel Gündem 21'in bir çıktısı olarak tanıştık. Daha doğrusu, kent konseyini oluşturduk Çanakkale'de. 2004'ten 2017'ye kadar Çanakkale Kent Konseyi başkanlığını yaptım. Bir 5 senelik aradan sonra tekrar bir iki sene daha görev yaptım yürütme kurulunda ve şimdi kent konseyinin dışındayım. Kendi derneklerimiz, kuruluşlarımız var; onlar da aktivitelere devam ediyoruz.

    Çok teşekkür ederim her ikinize de. Eminim, hem biraz önce anlattıklarınızla hem ekrandaki görüntülerinizin altında yazan "İzmir Kent Konseyi önceki başkanı, Çanakkale Kent Konseyi önceki başkanı" ibarelerinden, ne kadar keyifli ve yararlı bir sohbet olacağına dair intibayı almışlardır konuklarım.

  • 3:02 Klerinize ben de katılıyorum. Adnan Aakkar ile ilgili tanışma ve çalışma fırsatımız oldu. Kent konseyleri sırasında, 2006 ve 2007 dönemlerinde. Evet, benim adım Şahim Yavuz. Ben eğitimciyim; Eğitim Enstitüsü mezunuyum. Kendimi sivil aktivist olarak nitelendiriyorum. Kent konseyine 2004 yılında Çanakkale'de, Yerel Gündem 21'in bir çıktısı olarak katıldık. Daha doğrusu, kent konseyini oluşturduk Çanakkale'de. 2004'ten 2017'ye kadar Çanakkale Kent Konseyi başkanlığını yaptım. Beş senelik bir aradan sonra tekrar iki yıl daha yürütme kurulunda görev yaptım ve şimdi kent konseyinin dışındayım. Kendi derneklerimiz ve kuruluşlarımız var; onlarla da aktivitelere devam ediyoruz. Çok teşekkür ederim, her ikinize de.

    Eminim, hem biraz önce anlattıklarınızla hem de ekrandaki görüntülerin altında yazan "İzmir Kent Konseyi önceki başkanı" ve "Çanakkale Kent Konseyi önceki başkanı" ibarelerinden, konuklarımız ne kadar keyifli ve yararlı bir sohbet olacağına dair intiba almışlardır.

    İzninizle, 5393 sayılı yasanın iki maddesini okuyacağım. Ondan sonra da başlayalım.

    İyi ki belediye ile ilgili. Bazen unutuyoruz ama hatırlamakta fayda var. Burada kanunun 3. maddesinin A fıkrası, belediye belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını, altını çiziyorum, mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı, gene altını çizeyim, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan idari ve mali özellikliğe sahip tüzel kişiyi tarif ediyormuş.

    İkinci okuyacağım madde, tahmin edeceğiniz gibi herkesin bildiği 76. madde olan kent konseyi. 76. maddede, kent konseyi, kent yaşamında kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışır.

    İkinci paragrafta ise, belediyeler; kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, noterlerin ve varsa üniversitelerin, ilgili sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin, kamu kurum ve kuruluşlarının ve mahalle muhtarlarının temsilcileri ile diğer ilgililerin katılımıyla oluşan kent konseyinin faaliyetlerinin etkili ve verimli yürütülmesi konusunda yardım ve destek sağlar.

    Son cümle ise şöyle: Kent konseyinde oluşturulan görüşler, belediye meclisinin ilk toplantısında gündeme alınarak değerlendirilir. Bunu programın sonunda tekrar okumaya niyetliyim. Arada ihtiyaç olursa yine okuruz. Eğer, ne bileyim, evet, ihtiyaç olursa diyelim.

    Hocam, kentli hakları diyoruz. Bir sürü şey diyoruz. Bu programı izleyen ve dinleyecek dostlar, kaç dakika oldu? 6 dakika 40 saniye olmuş. Yani bundan sonraki süreci neden izlesinler, hocam? Kent konseyi ve belediye yasasındaki 76. maddenin sizce önemi nedir? Bir hukukçu olarak, Nilay Hoca başlasın. Niye merak edelim, hocam, kent konseyini? Yani ne güzel belediye var, muhtarlar var, sivil toplumlar, meslek odaları...

  • 5:47 Noterlerin, varsa üniversitelerin, ilgili sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin, kamu kurum ve kuruluşlarının ve mahalle muhtarlarının temsilcileriyle diğer ilgililerin katılımıyla oluşan kent konseyinin faaliyetlerinin etkili ve verimli yürütülmesi konusunda yardım ve destek sağlanır. Son cümlede kent konseyinde oluşturulan görüşler, belediye meclisinin ilk toplantısında gündeme alınarak değerlendirilir. Bunu programın sonunda tekrar okumaya niyetliyorum. Arada ihtiyaç olursa yine okuruz. Eğer, ne bileyim, evet, ihtiyaç olursa diyelim.

    Hocam, “kentli hakları” diyoruz, bir sürü şey diyoruz. Bu programı izleyen ve dinleyecek dostlar, kaç dakika oldu? 6 dakika 40 saniye olmuş. Yani bundan sonraki süreci neden izlesinler, hocam? Kent konseyi ve belediye yasasındaki 76. maddenin sizce önemi nedir? Bir hukukçu olarak Nilay Hoca başlasın.

    Niye merak edelim, hocam, kent konseyini? Yani ne güzel belediye var, muhtarlar var, sivil toplumlar, meslek odaları. Sizin biraz önce söylediğiniz baronuz var. Hocam, biraz önce söylediği gibi bir sivil toplum kuruluşunda aktivist. Neden kent konseyi ile ilgili 76. maddeyi merak edelim?

    Aslında ben kent konseyinde çok aktif hizmet verdim gönüllü olarak 2,5 yıl ve kent konseyine çok değer verdim. Çok saygı duydum ve çok da önemsedim. Biz tabii hukukçular, demokrasiyi tarif ederken, katılımcı demokrasiden ve çoğulcu demokrasiden bahsederiz her zaman. Çoğulcu demokrasi, azınlıktakilerin seslerinin duyulduğu, dikkate alındığı demokrasi türü. Katılımcı demokrasi de halkın yönetime katıldığı ve buna imkân sağlanan demokrasi. İşte kent konseyleri de daha çok katılımcı demokrasiye hizmet veren oluşumlardır.

    Zaman içerisinde ilerleme kaydetmiş olabilir. Az önce hocam da söyledi, yerel gündem 21 ile gelen bir sistem. Birleşmiş Milletler'in kararıyla gelmiş bir sistem. Ama sadece yerel yönetimler içerisinde olması ve bazı eksik taraflarının olması maalesef katılımcılığın tam olarak gerçekleşmesinin önüne geçmektedir. Bunu da deneyimle görebiliyorsunuz, yaşadıklarınızla görebiliyorsunuz.

    Hem Türkiye Kent Konseyleri Birliği hem de Türkiye Kent Konseyleri Platformu adı altında iki büyük oluşum var. Onlar da yine bakanlığın bu konuda yapmış olduğu bir yönetmelikle kent konseylerinin içinde bulunduğu mevzuat yönünden değerlendirerek, aslında katılımcı demokrasiye daha fazla ve daha etkin hizmet etmesi noktasında bir çaba sarf ediyorlar.

    Ben de bir hukukçu olarak buna elimden geldiğince katkı koymaya gayret ettim. Ama en açık, en net açıklaması, halkın yerel idarede, kent yönetimine katılımını sağlayan bir gönüllü oluşum olarak tarif edebiliriz kent konseyini. Bu yüzden çok önemli. Çok teşekkür ederim.

    Biliyorsunuz ki eğer siz kendinizi halkın bir parçası hissediyorsanız, genel yönetim süreçlerine...

  • 8:29 de olması ve bazı eksik taraflarının olması, maalesef katılımcılığın tam olarak gerçekleşmesinin önüne geçmekte. Bunu da deneyimle görebiliyorsunuz; yaşadıklarınızla görebiliyorsunuz.

    Hem Türkiye Kent Konseyleri Birliği hem de Türkiye Kent Konseyleri Platformu adı altında iki büyük oluşum var. Onlar da, bakanlığın bu konuda yapmış olduğu bir yönetmelikle ilgili, kent konseylerinin içinde bulunduğu mevzuat yönünden değerlendirerek, aslında katılımcı demokrasiye daha fazla ve daha etkin hizmet etmesi noktasında bir çaba sarf ediyorlar. Ben de bir hukukçu olarak buna elimden geldiğince katkı koymaya gayret ettim.

    Ama en açık ve en net açıklaması, halkın yerel idarede, kent yönetimine katılımını sağlayan bir gönüllü oluşum olarak tarif edebiliriz kent konseyini. Bu yüzden çok önemli. Çok teşekkür ederim. Biliyorsunuz ki, eğer siz kendinizi halkın bir parçası hissediyorsanız, genel yönetim süreçlerine, kararlarına katılmak istiyorsanız, bizi dinlemeye devam edin. Böyle anlata katılmaya devam edin. Aramızda olmaya devam edin. İçinde olmaya devam edin.

    Hocam, siz de biraz önce Nilay hocamın söylediği gibi, neden merak etsinlere cevap vermeden önce, hani iki kez geçen yerel gündem 21 ile ilgili birkaç cümle söyleyip, ondan sonra yerel gündem 21'den kent konseyine geçiş ve neden Çanakkaleliler veya bu yayını izleyen Ankaralılar kent konseyini merak edip, Nilay hocamın dediği o katılımlı süreçlere emek sarf etsinler?

    Yerel gündem demek, biraz tehlikeli bir şey. Çünkü ne zaman yerel gündem 21 desek, 1991'den anlatmaya başlanıyor ve bugüne meseleyi zor getiriyoruz, anlatabiliyoruz. Yerel gündem, uluslararası düzeyde devletlerin bir anlaşmasıyla, devlet başkanlarının imzasıyla oluşturulmuş 2021 yılının gündemi anlamında kullanılan bir tabirdir. Her yerel, kendi özelliklerine göre bu belirlenmiş olan yerel gündemin içindeki birçok kentliğe ilişkin programları ve planlamaları içeren bir yapı... daha doğrusu bir proje. Yanlış söyledim. Bir proje.

    Bu projenin temel iki çıktısı var. Bir, kentlerde yerelde kentin mevcut durum raporunu ortaya koymak. Biraz önce Nilay hocanın da söylediği gibi, katılımcı ve çoğulcu mekanizmalar yoluyla anlayışla gerçekleştiren, kentin mevcut durumunu tespit edip bir rapor halinde oluşturmak. İkincisi de, bugün söz ettiğimiz kent konseyinin kurulmasına, oluşumuna katkı sağlamaktır. Yerel gündemin temel özelliği bu ve yerel gündem 21 programı yine bilindiği gibi, 2011 yılında sona erdi Türkiye’de.

    Şimdi, neden insanlar kent konseyini tercih etsinler? Ya da kent konseyi deyince ne söyleniyor? Kent konseyi ne vaaz ediyor? Biz hepimiz özellikle yerelde, genel siyasal ve ülke sorunları üzerine çok laflar söyleriz. Tartışırız, konuşuruz; önerilerimiz vardır. Yerelde de bu tür çalışmalarımız, kente dair önerilerimiz vardır.

  • 11:10 Bir proje. Bu projenin temel iki çıktısı var. Bir, kentlerde yerelde kentin mevcut durum raporunu ortaya koymak. Biraz önce Nilay hocanın da söylediği gibi, katılımcı ve çoğulcu mekanizmalar yoluyla kentin mevcut durumunu tespit edip bir rapor halinde oluşturmak. İkincisi de bugün söz ettiğimiz kent konseyinin kurulmasına, oluşumuna katkı sağlamaktır. Yerel gündemin temel özelliği bu ve Yerel Gündem 21 programı, yine bilindiği gibi, 2011 yılında Türkiye'de sona erdi.

    Şimdi, neden insanlar kent konseyini tercih etsinler? Kent konseyi denince ne söyleniyor? Kent konseyi ne vaat ediyor? Hepimiz, özellikle yerelde genel siyasal konular üzerine çokça konuşuruz, tartışırız. Yerelde de bu tür önerilerimiz var. Ancak bunları bir türlü yerel yönetimin ya da yereldeki karar organlarına, belediye ve valilik gibi, duyuramayız ve onlarla birlikte olamayız. Zaten, karşılıklı bir durumdur bu. Kent konseyi, bu olumsuz durumu ortadan kaldıran bir mekanizma.

    Sivil halk olarak eleştiriyoruz, "Yapmıyorsunuz, dinlemiyorsunuz" diyoruz. Bunun karşılığında ise bize bir kanunla verilmiş bir hak olarak kent konseyleri, sorunlarla ilgili derdi olan, önerisi olan, çalışmak isteyen ve sesini duyurmak isteyenlerin, kentteki ilgili kurum ve kuruluşlara duyurmak istedikleri bir mekanizma olarak tanımlanıyor.

    Peki, hocam, o zaman sizle devam edelim. Sim hocam, biraz daha yayını izleyen dostların heyecanlanmasını sağlamaya çalışalım. Evet, Çanakkale Kent Konseyi özelinde veya ülke genelinde, bize birkaç tane iyi örnek söyler misiniz? Hani, karar alıcıların gündemine getirmek ve sonraki süreci takip etmekle ilgili. Sıradan bir dernek, meslek odası, muhtarlıklar dahil birçok mekanizma, ısrar ederse belediyenin veya kaymakamlığın nezdinde önerilerini sunuyordur. Siz, kent konseyleri ile ilgili bugüne kadar, "Evet, bu iyi bir örnektir" dediğiniz birkaç şey söyleme şansınız var mı? Sonra Nilay hocam da birkaç iyi örnek söyler ve motivasyonumuzu artırmaya çalışırız.

    Kendimizden söz edebilirim. Başka yerlerde de yapılan uygulamaları, çalışmaları biliyorum ama ben kendimizden bahsetmek istiyorum. Çanakkale'den örnek vermemin daha doğru olacağını düşünüyorum. Bir kere şunu izninizle söyleyeyim; kent konseyi, biraz önce 76. maddeyi okuduğumuz dört ana paragraftan oluşan bir madde. Çok kısa, çok özlü ve çok açılımlı bir madde.

  • 13:59 Elinde veya ülke genelinde bize birkaç tane iyi örnek söylerseniz, hani dediniz ya, önerileri karar alıcıların gündemine getirmek ve ondan sonraki süreci takip etmekle ilgili. Sıradan bir dernek, meslek odası, eminim vardır; muhtarlıklar dahil birçok mekanizma. Israr ederse, öyle veya böyle, belediyenin, kaymakamlığın nezdinde önerilerini sunuyordur zaten.

    Siz bize kent konseyleri ile ilgili bugüne kadar "Evet, işte bu iyi örnektir." dediğiniz birkaç şey söyleme şansınız var mı? Sonra Nilay hocam da birkaç iyi örnek söyler ve motivasyonumuzu arttırmaya çalışırız. Kendimizden söz edebilirim. Biliyorum başka yerlerde de yapılan uygulamalar, çalışmaları, çalışma sonuçları var ama ben kendimizden söyleyeyim. Çanakkale'den örnek vermemin daha doğru olacağını düşünüyorum.

    Bir kere şunu izninizle söyleyeyim: Kent konseyi, biraz önce 76. maddeyi okuduğumuz dört ana paragraftan oluşan bir madde. Çok kısa, çok özlü ve çok açılımlı bir madde. Bu kent konseyinin, belediyeler kanunu içine yerleştirilmesinin ve bu kanunun maddesinin hazırlanmasının gerekçesi çok önemli. O gerekçe, yine biraz önce okuduğunuz gibi, amacını ve oluşumundan bahseder ama özellikle de nasıl bir yapı olduğunu ifade eder. Der ki, kent konseyleri sivil bir danışma formu ve sivil bir danışma mekanizmasıdır. Kent konseyinin yapısal olarak özelliği bu.

    Yani derneklerden, meslek odalarından var olmuş bütün ulusal ve yerel düzeydeki farklı örgütlenme modellerinden daha farklı bir şey. Bu, bir örgütlenme modeli değil; aslında bu bir mekanizma. Bu mekanizmanın içinde olan, yine biraz önce söylediğiniz gibi, kent konseyinin 8. maddesinde belirlenmiş katı şeylerin temsilcilerinin, daha doğrusu, bu var olan örgütlerin temsiliyet yoluyla bu mekanizmayı kullanmasıdır. Ve en önemlisi de bu mekanizmanın karara bağladığı kente dair bir konuyu ya da durumu belediyenin mutlaka ve mutlaka ilk meclis toplantısında görüşmeye alıp, bu konuyla ilgili neyse bir karar oluşturmasıdır.

    Şimdi böyle baktığımız zaman Türkiye'de bu çerçevede çok sıkıntılı bir durum olduğunu öncelikle söyleyeyim. Sonra da Çanakkale'den bir örnek vereyim. Çanakkale'de, yıllardır önemli bir bölgesinde, bazı kentlerimizde de vardır; belki de bütün kentlerimizde bulunmaktadır ve ayrı yerlerdedir. Onlar Romanlar. Yaklaşık 5.000 nüfusa sahip olan bu bölge, kentin içinde olmasına rağmen dışındadır ve onlar kentte yaşamamaktadır. Kentli onları tanımamaktadır. Onlar da kentin içinde, var değillerdir. Sadece ve sadece kendi alanlarında yaşamaktadırlar.

    Ama bu durum, her iki taraf açısından da problem olmamakla beraber, her iki taraf tarafından da kentte zaman zaman, hatta her gün sorunlarla karşılaşılmaktadır. Kentin gündemindedir. Yoksulluk vardır, açlık vardır, işsizlik vardır, eğitimsizlik vardır, sağlık sorunları vardır. Vardır, olu vardı.

  • 16:44 da bir ilerleme sağlandı.

    Çanakkale'den yola çıkarak, Türkiye'deki Roman topluluklarının yaşadığı durumların daha geniş bir perspektifle ele alınması gerektiğini vurgulamak istiyorum. Romanların yaşadığı bu bölgeler, genellikle kentin dışında, toplumsal hayattan izole bir şekilde varlıklarını sürdürmektedirler. Örneğin, kentte yaklaşık 5.000 kişilik bir Roman nüfusu bulunmaktadır. Ancak, bu insanlar, kentteki diğer bireyler tarafından tanınmamaktadır. Kendi alanlarında hayatlarını sürdürmekte, fakat kentle etkileşimleri minimum düzeydedir.

    Her iki taraf tarafından da yaşanan problemler, günlük olarak kent gündeminde yer almakta, yoksulluk, açlık, işsizlik, eğitimsizlik ve sağlık sorunları gibi konular sürekli bir sorun haline gelmektedir. Kentteki tüm bu sorunlar, yerel yönetimler ve merkezi otoritenin temsilcileri tarafından bilinmekte, ancak iyileştirmeye yönelik herhangi bir öneri veya çalışma yapılmamaktadır.

    Kent konseyi olarak, bu mahallede öncelikli bir çalışma grubu kurulmasının gerekliliğini gördük. Yaptığımız çalışmalar sonucunda, mevcut durumun tespit edilmesi amacıyla mahallelilerden oluşan bir grup kurarak yaklaşık bir buçuk yıl süren bir tespit çalışması gerçekleştirdik. Bu tespit çalışmasının sonucunda bir rapor ortaya kondu ve bu rapor, Çanakkale'deki Romanların durumu ile ilgili ilk belge niteliğine kavuştu. Tüm kurumlar, bu raporu Romanlarla ilgili durumlarda referans almak amacıyla kullanmaktadır.

    Bu süreç, yalnızca kent konseyinin veya başkanının kararıyla değil; o mahallede yaşayan insanların esas aktör olduğu, bilim insanlarının ve meslek odalarının katkılarıyla yürütülen geniş bir organizasyonla mümkün olmuştur. Kent Konseyi Genel Kurulu'nda görüşülen rapor, oy birliğiyle kabul edilerek belediye meclisine iletilmiş ve orada da oy birliğiyle onaylanmıştır.

    2010, 2011, 2012 yıllarında tamamlanan bu çalışmalardan bu yana yaklaşık 12-13 yıl geçti ve ciddi bir ilerleme sağlandığını söyleyebilirim.

  • 19:24 sa kullanırlar. Eşunu söyleyeceğim. Burada bir mekanizma olarak, evet, işte kent konseyi, ya başkanın ya da yürütme kurulunun karar verip yaptığı, ya da onun oluşturduğu bir şey değil. O, özellikle o yörede yaşayan insanların, o mahallede yaşayan insanların esas aktör olduğu, tabii ki bilimin de katkılarıyla, bilim insanlarının da katkılarıyla, ve kentteki diğer meslek odalarının da içinde olduğu, bu konuyla ilgili de valiliğe bağlı kurumların da içinde olduğu, belediyenin de içinde olduğu büyük bir çalışmayla, organizasyonla bu rapor ortaya çıkartıldı.

    Önce Kent Konseyi Genel Kurulu'nda görüşüldü ve karara bağlandı. Sonra, yönetmelikte yazdığı gibi, belediye meclisinde görüşüldü ve bu rapor, oy birliğiyle hem belediye meclisinde hem de kent konseyinde kabul edilerek bir şeyler yapılmaya başlandı. Şu anda, yaklaşık 2010-2011-2012 yıllarında bitirdik biz bu çalışmayı. 2012'den aşağı yukarı 12-13 sene geçmiş. Ciddi boyutta mahallenin hem fiziki olarak hem de iş ve yaşam olarak, en azından karşılıklı, kentin birbirini tanımayan, ama kentte yaşayan, birbirlerine dokunmayan ve birbirleri hakkında fikirleri çok da pozitif olmayan durumlar daha iyi bir hale dönüştü.

    Kurumlar, bununla ilgili çalışmalarını yürütüyorlar. Kent konseyi görevini yaptı, geri çekildi. Benim söyleyeceğim önemli örneklerden bir tanesidir Çanakkale. Peki, çok teşekkür ederim.

    Bu arada, hani Nüy hocamın bize iyi örnek olarak gördüğü ve bizi motive edecek şeyi anlatırken aklınıza gelen bir şey varsa, böyle kısaca onu da söyleyebilirsiniz, isterseniz. Buyurun, Nil hocam.

    Aslında, kent konseyleri o kadar güzel, oluşumlar ki; hani iyileştirilmesi gereken yönleri elbette var. Onu tabii ki ayrı bir başlık altında mutlaka konuşuruz. Ama dayanışmadan tutun da, az önce Sahim hocanın söylediği gibi, kent kararı olabilecek, kentte yaşayan farklı kültürlerin bir arada barışık ve birbirini hoş gören, kabul eden anlayışla yaşamalarını sağlayacak çok fazla etkinlik ve farkındalık yapma imkânını buluyorsunuz.

    Ben, öncelikle şunu söylemek isterim; kent konseylerini diğer meslek odalarından, sivil toplum örgütlerinden, üniversitelerden ve sendikalardan ayıran en önemli özellik, bir belediye başkanı gibi, bir belediye meclis üyesi gibi, belediye meclisine kent kararı olabilecek öneri sunma konusunda yasal bir yetkinizin, yasal bir hakkınızın olması. Bu çok çok değerli. Eğer ki, siz yürütme kurulu olarak ve konsey başkanı olarak bünyenizde bulunan farklı alanlarda çalışan çalışma gruplarını iyi koordine ederseniz ve katılımcılığı doğru koordine ederseniz, sivil toplum örgütlerinden gelen önerileri belediye meclislerine taşıyıp, kent kararı olmasını sağlayabilirsiniz.

    Belediye meclisinin kent konseyinden belediye meclisine sunulan önerilerin, belediye meclisinin gündeme alınıp alınmaması gibi bir takdir hakkı…

  • 21:57 Hoş gören, kabul eden anlayışla yaşamalarını sağlayacak çok fazla etkinlik ve farkındalık yapma imkânını buluyorsunuz.

    Ben öncelikle şunu söylemek isterim: Kent konseylerini diğer meslek odalarından, sivil toplum örgütlerinden, üniversitelerden ve sendikalardan ayıran en önemli özellik, bir belediye başkanı ya da bir belediye meclis üyesi gibi belediye meclisine kent kararı olabilecek öneri sunma konusunda yasal bir yetkinizin, yasal bir hakkınızın olmasıdır. Bu çok değerli bir durumdur.

    Eğer siz yürütme kurulu ve konsey başkanı olarak, bünyenizde bulunan farklı alanlarda çalışan çalışma gruplarını iyi koordine ederseniz ve katılımcılığı doğru bir biçimde sağlarsanız, sivil toplum örgütlerinden gelen önerileri belediye meclislerine taşıyıp kent kararı olmasını sağlayabilirsiniz.

    Belediye meclisinin, kent konseyinden belediye meclisine sunulan önerilere gündeme alınıp alınmaması gibi bir takdir hakkı yoktur. Yasa gereği, mutlaka belediye meclisinin gündemine alınır. Gerekli ihtisas komisyonlarında konu değerlendirilir. Sonrasında, eğer belediye meclis kararı haline gelmişse yani kabul görmüşse, bu sefer belediye o kararı uygulamakla yükümlüdür. Bu açıdan kent konseylerinin çok değerli bir özelliği ve ayırt edici bir noktası vardır.

    İzmir'de sivil toplum örgütleri, hemşehri dernekleri de dahil olmak üzere dayanışma üzerinde çok fazla yoğunlaşmaktadır. Gördüğüm kadarıyla, engellilik hakları, kadın hakları, gençler veya hemşehri dernekleri gibi konularda çok değerli çalışmalar yürütülmektedir. Az önce hocamın dediği gibi, ülkemizin dört bir tarafından gelmiş, farklı bölgelerden gelen kişilerin kendi kültürlerini yaşatmaya devam etmesi ve içinde bulundukları şehirle entegrasyonu sağlamak amacıyla faaliyetler gerçekleştirilmektedir.

    Biz İzmir Kent Konseyi'nde neler yaptık? Aslında, hafıza oluşturmak için yaptığımız her çalışmayı kitaplaştırdım. Yılda iki kez genel kurul yapılır. Bu genel kurullarda da bir faaliyet raporu gibi, kitaplara yerleştirilmiş olan tüm yapılan çalışmaları aktardım. Bugün baktığınızda, geçenlerde bir yere Nerminin Abadan Onat Profesör Doktor ismini bir park için verdik. Mülkiyeliler Derneği'nden bir arkadaşımız aradı, "Bu parkı ne zaman açacağız?" diye. Hemen dedim ki, "Büyükşehir Belediyesi'ne göndermiştik. Meclis kararı almıştık. Konu sadece uygulamaya giriyor. O konuda siz katkı koyarsanız, mutlaka o parkı açarız ve üstelik açık bir müze olarak, yani hocamızı da aktaracak, anlatacak şekilde açarız," diye yanıtladım.

    Bunu nasıl hemen bulabildim? Kitaplaştırdığımız için, her yaptığımız çalışmayı kayıt altına aldığımız için. Daha çok ben hukukçu olduğum için İstanbul Hukuk Fakültesi'nde bir hocamız vardı. Hep Jering'in sözüne atıf yapardı. Derdi ki, "Şekil keyfiliğin baş düşmanı, özgürlüğün ikiz kardeşidir." Bu yüzden...

  • 24:31 İşte kitaplaştırdım. Yılda iki kez genel kurul yaparsınız. Bu genel kurullarda da bir faaliyet raporu gibi, kitaplara yerleştirilmiş olan tüm yapılan çalışmaları aktardım.

    Ve bugün baktığınız zaman, geçenlerde bir yere Nerminin Abadan Onat, Profesör Doktor, onun ismini bir park için vermişiz. Mülkiyeliler Derneği'nden bir arkadaşımız aradı, "Bu parkı ne zaman açacağız?" diye. Hemen dedim, "Büyükşehir Belediyesi'ne göndermiştik. Meclis kararı almıştık. Konu sadece uygulamaya giriyor. Hani o konuda siz katkı koyarsanız, mutlaka o parkı açarız ve üstelik açık bir müze olarak, yani hocamızı da aktaracak, anlatacak şekilde açarız," diye yanıtladım.

    Bunu nasıl hemen bulabildim? Kitaplaştırdığımız için, her yaptığımız çalışmayı kayıt altına aldığımız için. Daha çok ben hukukçu olduğum için, İstanbul Hukuk Fakültesi'nde bir hocamız vardı. Hep Jering'in sözüne atıf yapardı. Derdi ki, "Şekil keyfiliğin baş düşmanı, özgürlüğün ikiz kardeşidir." Bu yüzden belirli kurallarla çalıştığınız zaman çok uyumla hareket edebiliyorsunuz. Birbirinden çok farklı görüşte olan sivil toplum örgütlerini bile bir arada uyumla çalışmalarını sağlayabiliyorsunuz.

    Bu, tabii göç almış kentlerde çok farklı yaklaşımlar olabiliyor. Göçle gelen vatandaşların entegrasyonuyla ilgili kabulüyle veya reddiyle ilgili farklı yaklaşımlar olabiliyor. İşte kent konseyi, bütün bu farklılıkları da absorbe eden bir oluşum olarak karşınıza çıkıyor. Ben uyumu çok önemsedim. Biz her ne kadar belediye yasasında kent konseyleri düzenlenmiş olsa da, yönetmelikle valilikler ve tabii ilçe belediyeleri için kaymakamlıklar da sizin yapınızı oluşturan unsurlar oluyor.

    Hem merkezi idare temsilcisi kaymakamlar ve valilik, hem de yerel yönetim temsilcisi işte biz büyükşehir olduğumuz için büyükşehir belediye başkanı veya büyükşehirlerin tabii yetki alanları içerisinde ilçeler de var aslında. Dolayısıyla ilçe belediye başkanlarıyla da mümkün olduğunca diyalog halinde olmaya gayret ettik. En önemli kararlar, kent kararları, tabii engellilik üzerine çalışan sivil toplum örgütlerinden ve çalışma gruplarından, meclislerinden gelmişti.

    Bu noktada yapılan pek çok çalışma sonucunda, Büyükşehir'e sunulan önergeler hep kabul gördü ve uygulamaya geçti. İşte bunlardan bir tanesi İzmir'in bir belediye hastanesi vardır, Eşref Paşa Hastanesi. Burada görme engellilerle ilgili özel bir birim açılması, öncelik tanınması, engelli vatandaşlara aynı zamanda özellikle akülü sandalyeler yani bedensel engelli vatandaşlarımızın kullandığı araçlarla ilgili mobil tamir üniteleri ve araçların temin edilmesi gibi, gerçekten engellilerle ilgili çok güzel çalışmaları biz belediye olarak aktarabildik.

    Yine kadınlarla ilgili her zaman zaten kadın hakları hep öncelikli. Her ne kadar yasalarımızda artık kadınlarla ilgili eşit haklar noktasında söylemler varsa da, fiilen...

  • 27:05 Şu anda mümkün olduğunca diyalog halinde olmaya gayret ettik. En önemli kararlar, şehirle ilgili kararlar tabii ki, engellilik üzerine çalışan sivil toplum örgütlerinden ve çalışma gruplarından gelmişti. Bu noktada yapılan pek çok çalışma sonucu, Büyükşehir Belediye'ye sunulan önergeler hep kabul gördü ve uygulamaya geçti.

    İşte bunlardan bir tanesi İzmir'deki Eşref Paşa Hastanesi'nde görme engellilerle ilgili özel bir birim açılması ve engelli vatandaşlara öncelik tanınmasıydı. Aynı zamanda, özellikle akülü sandalyeler yani bedensel engelli vatandaşlarımızın kullandığı araçlarla ilgili mobil tamir üniteleri ve araçları temin edilmesi gibi gerçekten engellilerle ilgili çok güzel çalışmaları biz belediyemiz aracılığıyla aktarabildik.

    Yine kadınlarla ilgili her zaman kadın hakları hep öncelikli. Her ne kadar yasalarımızda artık kadınlarla ilgili eşit haklar noktasında söylemler olsa da fiilen bunların çok gerçekleşmediğini görüyoruz. Bu konuda yönlendirici olmaya gayret ettik. Farkındalık çalışmaları ürettik. Şehirde farklı unsurların birlikte çalışabildiğini gösterebilmek de keyif aldığımız şeylerden biriydi.

    Tabii, konseyler çok tanınmıyor ve bilinmiyor, ne yaptığı da çok bilinmiyor. Dolayısıyla İzmir'de bir parka, cazibe alanlarından birine Kent Konseyi Parkı adını verdik. Bu parkı İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mimarlık Fakültesi ile beraber tasarladık. İzmir Ticaret Odası'ndan da burada bir kitap kafe olacak şekilde inşa sözü aldık. Bu park, açık alanda herkesin çok rahat farkındalık çalışmalarını gösterebileceği ve günümüzde iklim değişikliği ile ilgili unsurların da yansıtılabileceği özel bir park olmasını sağladık.

    Bu, benim en keyif aldığım ve hep anlatmaktan gurur duyduğum bir çalışma oldu, çünkü çok fazla unsur vardı içinde. Aynı zamanda, Konak'ta İzmir'i mutlaka biliyorsunuz. Saat Kulesi'nin bulunduğu yerde bir valilik binası vardır; tarihi bir binadır. Büyükşehir Belediyemizin binası ise tehlikeli yapı sebebiyle bir tespit raporu almış ve yıkılmıştır. Yine, Emniyet Müdürlüğü binası vardır; yüksek bir yapıdır.

    Biz burada bir önerge verdik. Dedik ki, Konak Meydanı'nda valilik binası gibi tarihi mekanlara uygun, yüksek yapılaşmadan uzak, diğer binaların da tarihi özelliği yansıtacak şekilde olması gerektiği yolunda bir görüş oluşturuldu. Valilikle görüştük; onlarla bağlantı kurduk. Onlar da emniyet binasının yüksek yapı olmaması gerektiği, tarihi bir yapı niteliği taşıması gerektiği ve valilik binasını geçmeyeceği şeklinde bize görüş bildirdiler.

    Sizi saymalarının sebebi, bulunduğunuz yürütme kurulunda bir valilik temsilciniz olmasıydı ve merkezi idarenin görev alanına giren her konu hakkında bilgi alıp görüş bildirmeleri gerektiğini ifade ettiler.

  • 29:39 İçinde, eee, aynı zamanda, Konak'ta İzmir'i mutlaka biliyorsunuz. Eee, Saat Kulesi'nin bulunduğu yerde bir valilik binası vardır; tarihi bir binadır. Büyükşehir belediyemizin binası da tehlikeli yapı sebebiyle bir tespit raporu almıştı ve yıkıldı. Eee, yine bir Emniyet Müdürlüğü binası vardır; bu yüksek bir yapıdır.

    Burada bir önerge verdik. Dedik ki, eee, Konak Meydanı'nda valilik binası gibi tarihi mekanlara uygun, yüksek yapılaşmadan uzak, burada diğer binaların da tarihi özelliği yansıtacak şekilde olması gerektiği yolunda bir görüş oluşturdu. Eee, valilikle görüştük; eee, bağlandık. Eee, onlar da emniyet binasının yüksek yapı olduğunu, eee, yıkılan binanın yüksek bir yapı olduğunu, eee, yüksek bir yapı olmayacağı, işte tarihi bir nitelikte olacağı ve valilik binasını geçmeyeceği şeklinde bize görüş bildirdiler.

    Eee, sizi saymalarının sebebi, eee, sizin bulunduğunuz yürütme kurulunda bir valilik temsilciniz var ve eee, merkezi idarenin görev alanına giren her konuyu valinin temsilcisiyle aktarabiliyorsunuz. Bu çok büyük bir imkan oluyor. Aynı zamanda, yürütme kurulunda eee, Büyükşehir Belediyesi'nin de bir temsilcisi oluyor ve Büyükşehir ile ilgili konularınızı da eee, o temsilciyle çok rahat bir şekilde çözebiliyorsunuz.

    Benim en keyif aldığım çalışmalardan biri, eee, sivil toplum örgütlerinde, özellikle hemşehri derneklerinde, eee, dayanışma esaslı bir anlayışın çok hakim olması. Eee, diyelim ki çok dezavantajlı bir bölgede bir devlet okulunun eee, işte, boya badana veya bir tadilata ihtiyacı var. Diyorlar ki, malzemeyi biz temin edelim; işte, Büyükşehir Belediyesi işçisini versin. Eee, Milli Eğitim Bakanlığı da izin versin. Eee, bu okulları tekrar eee, kazanalım, çağdaş bir hale getirelim. Çocukların çok refah içerisinde yaşayabileceği bir konuma getirelim noktasında önerileri oluyor. Bu şekilde biz birkaç okulu eee, kazandırdık.

    Eee, yine bazı derneklerin, eee, özellikle engellilik üzerine çalışan, işte, engellilerle ilgili okullara giden öğrenci servislerinin kazanımıyla ilgili bazı kampanyaları olmuştu. Biz bu kampanyalara çok destek verdik, duyurduk, katkı sağladık. Eee, bunun gibi çok zevk aldığınız, dokunduğunuz, somut olarak ortaya çıkan işler yapmak, bizim için çok büyük bir keyifti.

    Çok çok teşekkür ederim hocam. Değerli hocalarım, eee, programın bize ayrılan yaklaşık bir saatinin ilk yarısını tamamladık. İzninizle ben bundan sonra birkaç tane böyle başlık söyleyip sizlerden kısa kısa ama çok konuda görüş almaya çalışacağım. Eee, biraz önce söylediğiniz şeyi hatırladık. Buraya not aldığından sonra Kent Konseyleri Parkı gibi. Biz de Çayolu Semt Meclisi'nin içinde bulunduğu parka "Gezinin Çocukları Parkı" ismini vermiştik, belediye meclisi kararıyla. Bunu da yani İzmirlilere ve Çanakkalelilere duyurmuş olayım diye söyledim.

    Sayın hocam, biz yani hatırlarsınız, çok kent konseyini konuk etmiştik Çayıyolu Semt Meclisi'nde o günlerde. Onlardan birisi de sizdiniz. Sizden biz bir şey öğrenmiştik. Bu çok önemliydi. Bununla...

  • 32:01 Giden öğrenci servislerinin kazanımıyla ilgili bazı kampanyaları olmuştu. Biz bu kampanyalara çok destek verdik, duyurduk ve katkı sağladık. Bunun gibi, çok zevk aldığınız, dokunduğunuz ve somut olarak ortaya çıkan işler yapmak, bizim için büyük bir keyifti. Çok çok teşekkür ederim hocam.

    Değerli hocalarım, programın bize ayrılan yaklaşık bir saatinin ilk yarısını tamamladık. İzninizle, ben bundan sonra birkaç tane böyle başlık söyleyip sizlerden kısa kısa ama çok konuda görüş almaya çalışacağım. Biraz önce söylediğiniz şeyi hatırlayarak, buraya not aldım. Kent Konseyleri Parkı gibi. Biz de Çayolu Semt Meclisi'nin içinde bulunduğu parka "Gezinin Çocukları Parkı" ismini vermiştik belediye meclisi kararıyla. Bunu, İzmirlilere ve Çanakkalelilere duyurmuş olayım diye söyledim.

    Sayım hocam, hatırlarsanız, çok sayıda kent konseyini konuk etmiştik Çayolu Semt Meclisi'nde o günlerde. Onlardan biri de sizdiniz. Sizden biz bir şey öğrenmiştik; bu çok önemliydi. Bununla bağlantılı bir şey soracağım. Seçmen beyannamesi yapmayı sizden öğrenmiştik. İlk defa sizden duymuştuk. Bununla ilgili bir iki cümle söylerseniz çok sevinirim. Ama önce, sizin de belirttiğiniz gibi, Nilay hocam birkaç kez altını çizdi: Sivil toplum örgütleri veya bileşenlerin uyumu, farklılıkların zenginlikleri. Dolayısıyla, ben hep kent konseylerinin bir demokrasi okulu olduğunu ve birlikte birbirimizden öğrenme kültürünü geliştirmeye çalıştığımız platformlar veya mekanizmalar olduğunu söylerim.

    Dolayısıyla, seçmen beyannamesi örneği üzerinden hem bilgi verdikten sonra, nasıl uzlaşı sağlanıyor? Bir tarafta kadınların ihtiyaçları var, bir tarafta engellilerin, farklı kültürlerden gelen insanların ve gençlerin ihtiyaçları var. Yani, genel kurula Nilay hocamın söylediği, biraz sonra onu soracağım, kesinlikle yılda iki kez yapılan genel kurulda nasıl insanlar uzlaşı ile belediye meclisine gidecek kararı veriyorlar? Çok farklı öncelikleri olan yapılar nasıl uzlaşıyor ve seçmen beyannamesi yazıyorlar? Sayım hocam, küçük örneklerle ve kısa kısa bilgiler verirseniz sevinirim.

    Şimdi, seçmen beyannamesi 2014 yılı seçimlerinden ve yerel yönetim seçimlerinden yaklaşık bir buçuk yıl önce birkaç arkadaşın önerisiyle, ya da hep belediye başkanları parti geliyor ve diyor ki: “Ben şunu yapacağım, bunu yapacağım; programım bu.” diyerek bize programlar sunuyorlar. O, seçimlere iki ay veya üç ay kala olan bir dönemde geliyorlar. Peki ama biz kentliler olarak, belediyeden ne istiyoruz? Yeni seçilecek belediye başkanının temsilinde belediyeden ne istiyoruz? Kente dair neleri görmek istiyoruz? Biz, kentte yaşayan ve bu kentin farklı alanlarında bilgi sahibi, sorunlarla karşı karşıya gelen insanları bir araya getirelim ve bir şey hazırlayalım. Seçmen beyannamesi hazırlayalım. Aşağı yukarı bir yıl çalıştık. Bu bir yıllık çalışma sürecinin içinde, üniversiteden bilim insanları, farklı meslek örgütlerinden kişiler ve gönüllüler ile birlikte çalıştık.

  • 34:23 laştıracak belediye başkan adaylarına ilettik. Burada önemli olan, bu sürecin herkesin katılımıyla, şeffaf bir biçimde yürütülmüş olmasıydı.

    Seçmen beyannamesi, katılımcı bir anlayışla oluşturulmuştu. İnsanların beklentilerinin, taleplerinin tespit edilmesi ve bunların bir metin haline dönüştürülmesi için yoğun bir çaba gösterildi. Kentlilerin ne istediğini anlamak için çeşitli odak gruplarıyla, uzmanlarla, gönüllülerle ve farklı yaş gruplarından bireylerle çalışmalar yapıldı. Bu süreçte, kadınlar, çocuklar, gençler, bütün kesimlerin görüşleri dikkate alındı.

    Sonuç olarak, 5393 sayılı belediye kanununa uyumlu, yasaların gerektirdiği ölçütlere uygun bir beyannamenin hazırlandığını söyleyebilirim. Bu beyanname, kentin sorunları ve ihtiyaçları hakkında kapsamlı bir değerlendirme ortaya koymaktadır.

    Daha sonra, hazırlanan taslak beyannameyi yedi farklı mahallede, çeşitli yerlerde halkın okuması için sergiledik. Çeşitli sokaklarda ve meydanlarda, dövizler üzerinde duyurular yaparak halkın bu belgeye erişimini sağladık. Bu, yerel yönetimle kentin sakinleri arasında bir bağ kurmayı amaçlıyordu.

    Sonuç itibarıyla, birçok görüş ve öneri toplandı. Partilerin de görüşleri alındı, meslek odalarının fikirleri de değerlendirildi. Bütün bu katkılar, Kent Konseyi'nin genel kurulunda ele alındı. Katılımcılara dağıtılan beyanname üzerinde tartışmalar yapılacak, son düzenlemeler yapılarak, oy birliğiyle seçmenlerin beyanı haline dönüştürülecektir.

    Bu süreç, hem demokratik bir katılımı sağlamakta hem de kentin yöneticilerine yol gösterecek bir belge oluşturmakta fayda sağlamaktadır.

  • 37:00 Yedi mahalle var. Yedi mahallede, şövalyeler üzerinde çeşitli sokaklarda, çeşitli küçük meydanlarda, aşağı yukarı birer hafta 10 gün boyunca, 7 mahallede ayrı ayrı duyuru yaptık. Halkın okumasının ve okuyabilme imkânının olabildiğince kolay olduğu bir sergileme gerçekleştirdik.

    Bunun dışında fazla uzatmayayım. Sonuç olarak, birçok şeyden sonra kente dair bir şeye ulaştık. Bunun içinde partilerin görüşleri de vardı; her türden 222 meslek odasının da görüşleri bulunuyordu. Bunları, daha öncesinde katılımcılara dağıttıktan sonra, Kent Konseyi'nin bir genel kurulunda yeniden gündeme getirdik. Profesyonellere, partilerin belediye başkan adaylarına ve partilerin merkezlerine de bıraktık. Diğer meslek odalarına da dağıttık. Genel kurulda bir kez daha tartışıldı ve son düzenlemeler yapılarak, oy birliği ile kentin beyannamesi, seçmenlerin beyannamesi haline dönüştü. Bunu, Çanakkale'de 2014'te aday olan yaklaşık 11 partinin hepsine elden teslim ettik. Basın önünde bu taahhütlere uyacaklarına dair beyan verdiler.

    Buradaki mesele ise neden bu çalışmaların içine katıldıkları ve nasıl çalıştıklarıyla ilgili. Kendilerinin düşündüklerini, önerilerini kendileri gerçekleştirerek çalıştılar. Bizim herhangi bir müdahalemiz olmadı. Kendilerinin ortaya çıkardığı bir şeye sahip olmaktan dolayı bir memnuniyet yaratıldığını gördük. Yararının temel kaynağının bu olduğunu düşünüyorum. Bütün çalışmalar ayrıca böyleydi. Farklı öncelikler var, evet; ama kısıtlı sayıda da kaynak mevcut. İşte, belediye meclisine 100 tane şey sunamazsınız yani her ay. Dolayısıyla yılda zaten iki kez bir araya geliyorsunuz.

    O önceliklerin belirlenmesinde birkaç kavram söyler misin? Eminim o bölgelerde onlarca genel kurul, mahallelerde oluşuyor ve öneriler geliyor. Sonra bunlar kent konseyine taşıyor. Kent konseyinde, içinde bulunduğumuz bütün sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve meslek odası, herkes bir tarafa çekiyor. Biz, aynı amaç doğrultusunda bir araya gelmiş olsak da, burası çok farklı yerler. Birisi mahalle muhtarı, birisi meslek odası başkanı, birisi sivil toplum örgütünün temsilcisi.

    Bunlar, aynı şey üzerinde nasıl önceliklerini belirliyorlar? Oradaki kritik kelime veya değer nedir? Bir kent hakkını bir kavram olarak söyleyebilirim. İkincisi, katılım ve demokrasi kavramlarını belirtmek isterim. Üçüncü olarak da, amaçta yer alan ve kanunda zikredilen bir hemşirelik bilinci de diyebilirim. Bu üç kavramdan bahsedebilirim.

    Peki, çok teşekkür ederim. Nile hocam, sen de bununla ilgili biraz önce bahsettiğin...

  • 39:43 Tyler misin? Yani oraya eminim onlarca genel kurul, hani mahallelerde oluşuyor, taslak öyle veya böyle önerilen. Sonra kent konseyine geliyor. Kent konseyinde, bizim içinde bulunduğumuz bütün sivil toplum örgütlerinde, siyasi partilerde, meslek odasında herkes bir tarafa çekiyor. Aynı amaç doğrultusunda. Eee, neyse bir araya gelmiş kurulun, eee yapının üyesi olmamıza rağmen. Ama burası çok farklı yerler. Birisi mahalle muhtarı, birisi meslek odası başkanı, birisi sivil toplum örgütünün temsilcisi. Bunlar aynı şey üzerinde nasıl önceliklerini belirliyorlar? Nedir oradaki kritik kelime veya değer?

    Bir, eee kent hakkını bir kavram olarak söyleyebilirim. İkincisi, eee katılım ve demokrasi eee kavramlarını söyleyebilirim. Eee, üçüncüsü de, eee, amaçta da yazdığı gibi, eee, kanunda da zikredildiği gibi bir hemşirelik bilinci de diyebilirim. Bu üç kavramdan söz edebilirim. Peki, çok teşekkür ederim.

    Nile hocam, sen de bununla ilgili biraz önce bahsettiğin hani çok şey söyledin, şunları yaptık falan diye ama kritik şey sanıyorum şu son cümlede, Sahim Hoca'nın söyledikleriyle ilgili yorum yapar mısın? Dün ben Ankara Kent Konseyi'nde bir söyleşi, bir paneldeydim. Pardon, evvelki gün. Orada eee Ruşen Keleş, halk demokrasisinin işleyişinde itici güçtür falan diye böyle çok soyut şeyler söyledi. Ama Sim hoca, ya benim sorularım üzerine biraz tarif etti ya bu itici güç nasıl kendi içindeki öncelikleri belirliyor? Neden belirlesin? Yani herkes her yerde bir tarafa çekiyor da burada niye uzlaşsın üzerinde?

    Eee, hocayı biz de misafir etmiştik. Eee, kentsel dönüşümle ilgili bir panelimiz vardı. İnanılmaz güzel bir e anlatım, sunum yapmıştı Turgut Kazan'la beraber. Eee, Sahib Hoca aslında çok güzel eee kritik sözcükleri eee yansıttı. Eee, dediği gibi hemşirelik bilinci, katılımcılık, demokrasi eee bunların hepsini içinde barındırıyor.

    Eee, ben İzmir'den iki güzel örneği verebilirim. Eee, hatta şimdi eee özellikle eee konseyi eee bıraktıktan sonra da, eee aynı kaldırımda yaşadığım yerde yürürken eee hep eee duvarı gördükçe, eee derim ki yani bunu düzeltmek de bize nasipmiş eee derim ve güler geçerim. Eee, İzmir'de yaşayan bir doktor hanım, eee İzmir Kent Konseyi'nin web sitesinden eee bir eee beyanda bulunuyor. Diyor ki, işte eee otoparklarla ilgili bir vapur iskelesindeki açık otoparkla ilgili bir sorundan bahsediyor ve onun eee nasıl düzelebileceği konusunda da bir öneri getiriyor. Yani sadece sorun tespiti, sorunları dile getirmek değil, çözüm önerisiyle beraber gelmek çok kıymetli.

    Biz eee o zaman onu derhal eee Büyükşehir Belediyesi'nin ilgili birimlerine ilettik. İlgili birimler çalıştılar. Dediler ki, evet doktor hanımın önerisi çok doğru. Biz bunu uygulayacağız. Hakikaten uygulandı. Biz derhal yanıtını verdik. Eee, ve bakın, bir kentte yaşayan bir insan, eee kent yönetimi ile ilgili bir eee katılımcılık gösteriyor, bir öneri getiriyor ve eee bu önerisi, eee biz köprü oluyoruz konsey olarak ve Büyükşehir Belediyesi bu öneriyi dikkate alarak yerine getiriyor. Yani iş...

  • 42:14 Rde yürürken, hep duvarı gördükçe derim ki, yani bunu düzeltmek de bize nasipmiş, derim ve güler geçerim. İzmir'de yaşayan bir doktor hanım, İzmir Kent Konseyi'nin web sitesinden bir beyanda bulunuyor. Diyor ki, otoparklarla ilgili bir vapur iskelesindeki açık otoparkla ilgili bir sorundan bahsediyor ve onun nasıl düzelebileceği konusunda da bir öneri getiriyor. Yani sadece sorun tespiti, sorunları dile getirmek değil, çözüm önerisiyle beraber gelmek çok kıymetli.

    Biz, o zaman onu derhal Büyükşehir Belediyesi'nin ilgili birimlerine ilettik. İlgili birimler çalıştılar. Dediler ki, "Evet, doktor hanımın önerisi çok doğru. Biz bunu uygulayacağız." Hakikaten uygulandı. Biz derhal yanıtını verdik.

    Bakın, bir kentte yaşayan bir insan, kent yönetimi ile ilgili bir katılımcılık gösteriyor, bir öneri getiriyor ve bu önerisi, biz köprü oluyoruz konsey olarak, ve Büyükşehir Belediyesi bu öneriyi dikkate alarak yerine getiriyor. Yani işte bu, tam olarak tablonun bu olması lazım. Burada önemli olan şu: Belediye başkanlarının katılımcılığa açık olması çok önemli. Belediye bürokrasisinin de katılımcılığa çok açık olması önemli.

    Bu bahsettiğim... Evet, özür dilerim. Pardon, cümleyi toparlarsanız, bu sözünü ettiğiniz konuyu hemen ondan sonra soracağım. Evet, hemşirelik bilinci ve katılımcılık. İşin özü burada. Çünkü bizim oy kullanmak, nasıl bir vatandaşlık görevimizse, seçimlerde yaşadığımız kentlere de yönetimlerine katılmak, katılımcı olmak, kentimizin sorunlarıyla ilgili olmak, bunlar da kentlilik görevlerimiz. Kentlinin üzerine düşen sorumlulukları. Bu çok güzel bir şey. Bu sorumlulukla eğer yaşıyorsanız, yaşadığınız kentlerde...

    Mehmet Hocam, bir şey söylemek istiyorum izninizle. Çünkü Nilay Hocam'ın söylediği örnek, bizde de bir başka boyutta aynı örnek diyelim oldu. Bize bir gün, üç kadın geldi kent konseyine. Bunların üçü de anne, ve hakikaten herhangi bir örgüt mensubu falan değiller. Dediler ki, "Sahin Bey, bizim mahallemizdeki parka da geliyor. İnsanlar sigara içiyor. Çocukların yanında atıyorlar. Çocuklarımız işte çöplerde, salıncaklar kötü. Lütfen bunları belediyeye söyler misiniz?" dediler.

    Ben de dedim ki, "Belediye orada, bu bizim görevimiz değil. Belediye orada duruyor. Gidip belediyeye söyleyeceksiniz bunu kendiniz." Ama ben size şöyle bir şey söyleyeyim. Siz, bu işin içinde bir çalışma grubu oluşturacağız. Bizim anlayışımıza göre, bu yapının anlayışına göre bir çalışma grubu oluşturacağız.

    Siz şimdi bu üç arkadaş, üç kadın geleceksiniz burada oturacaksınız. Biz size her türlü imkânı sağlayacağız. Acaba buradan yola çıkarak Çanakkale'deki diğer 28 tane park ne durumda? Sadece sizinki mi, yoksa diğerleri kötü mü, diğerleri iyi mi? Bununla ilgili bir çalışma yapalım dedik. "Var mısınız?" dedim. "Olur musun?" dedim. "Biz ne yapalım, Sait Bey?" dedi." Ya biz bilemeyiz, biz yapamayız bu işi," dedi.

  • 44:36 Dediler ki, "Sahin Bey, ben de oradaydım o gün tesadüfen." Şahin Bey, bizim mahallemizdeki parka da geliyor. İnsanlar sigara içiyor; çocukların yanında atıyorlar. "Çocuklarımız, işte çöpler, salıncaklar kötü. Lütfen bunları belediyeye söyler misiniz?" dediler.

    Ben de dedim ki, "Belediye orada, bu bizim görevimiz değil. Belediye orada duruyor. Gidip belediyeye söyleyeceksiniz bunu kendiniz." Ama ben size şöyle bir şey söyleyeyim: "Siz bu işin içinde bir çalışma grubu oluşturacağız. Bizim anlayışımıza göre, bu yapının anlayışına göre bir çalışma grubu oluşturacağız. Siz, şimdi bu üç arkadaş, üç kadın, geleceksiniz burada oturacaksınız. Biz size her türlü imkanı sağlayacağız. Acaba buradan yola çıkarak Çanakkale'deki diğer 28 tane park ne durumda? Sadece sizinki mi kötü, yoksa diğerleri iyi mi?"

    Bununla ilgili bir çalışma yapalım dedik. "Var mısınız? Olur musun?" dedim. "Biz ne yapalım, Şahin Bey, ya biz bilemeyiz. Biz bu işi yapamayız," dediler. Ben de, "Siz bir şey yapmayacaksınız. Siz bu işin kolaylaştırıcısı olacaksınız," dedim.

    "Ben size dedim, üniversiteden hocalar gelecek. Makine mühendisleri işin içine katılacak. Katılacak değil, artık pratiği söyleyeyim: Üniversiteden hocalar geldi. Şehir plancılarından, makine mühendislerinden, belediyenin temizlik, park bahçeler müdürlüğünden insanlar çağırdık. Valiliğin çevre şehircilik müdürlüğünden insanlar çağırdık ve mahalleliler." O zaman mahalle meclislerimiz vardı.

    Mahalle meclislerimizde toplantılar yapıldı. İnsanlar parklardan şikayetlerini iletti. Parkların yeri, bütün tek tek 28 tanesi belirlendi. Çalışıldı, fotoğraflandı, sorunlar ortaya çıkarıldı ve anlaşıldı ki bir rapor oluşturuldu. Sonuçta, Çanakkale'deki 28 tane park da kötü şeylere uygun değil, standartlara uygun değil. Metalden yapılmış, aklımda kaldığı kadarıyla, metalden yapılmış oyuncaklar, boyalar kullanılan, kumlarının yeşilliğine kadar her şeyi inceledik.

    Neyse, o rapor belediyeye getirildi, yazıldı. Belediye genel kurulda konuşuldu ve belediyenin önüne konuldu. Belediye, bu 28 parkın hepsini de bir yıl içerisinde düzeltti. Farkımız şu: İzmir Kent Konseyi ile farkımız, oraya bir vatandaş geliyor, söylüyor ve yürütme kurulu başkan, belediye ile konuşuyor, yaptırıyor.

    Burada mekanizma, yani o katılımcı denilen kavramın hayata geçirilmesi, var olan yapıların bu konularda kente dair sorumluluklarını yerine getiren ve onların bilgilerini de katan bir raporu ortaya çıkartmaktır. Öbür tarafta iş halletmek; ben kent konseyini iş halletme mekanizması olarak görmüyorum. Kent konseyi, işi hallettirtme mekanizmasıdır. Kabaca söylemek gerekirse, yani kurumlara görevini, sorumluluğunu hatırlatan, bir anlamda gerekçede de söylediği gibi bir danışma mekanizması görevini yapan bir oluşum.

    Evet. Teşekkür ederim. Araya geldim. Teşekkür ederim. Ben şimdi, bundan sonra sizden, gerçekten şu anda yaklaşık 15 dakikamız kaldı.

  • 46:55 Ertirildi, yazıldı. Belediye genel kurulda konuşuldu ve belediyenin önüne konuldu. Belediye, bu 28 parkın hepsini de bir yıl içinde düzeltti. Farkımız şu: İzmir Kent Konseyi ile farkımız, oraya bir vatandaş geliyor, söylüyor ve yürütme kurulu başkan, belediyeyle konuşuyor, yaptırıyor. Burada mekanizma, o katılımcı denilen kavramın hayata geçirilmesinin, mevcut yapıların bu konularda kente dair sorumluluklarını yerine getirmesini sağlamak ve onların bilgilerini de katan bir şeyin, neyse, bir raporu ortaya çıkartmak.

    Öbür anlamda iş halletmek... Ben kent konseyini iş hallettirme mekanizması olarak görmüyorum. Kent konseyi, iş hallettirtme mekanizması olarak kabaca, söylemek gerekirse, kurumlara görevini, sorumluluğunu hatırlatan ve bir anlamda gerekçede de belirtildiği gibi bir danışma mekanizması görevini yapan bir oluşum.

    Evet. Teşekkür ederim. Araya girdim. Teşekkürler. Şimdi bundan sonra sizden gerçekten, şu anda yaklaşık 15 dakikamız kaldı. Çok konuda görüşlerinizi almak istiyorum. Rica ediyorum; yani birer ikişer cümleyle söyleyin. Merakımız artsın veya soruysa, soru olarak kalsın. Dolayısıyla bu programların devamı olsun ve insanlar desin ki, "Ya, bir okuyayım, bakayım neymiş bu?"

    Hocam, bir önceki sorunuzun cevabından notlarım şöyle: demokrasi, katılım, hemşehrilik bilinci, uzlaşı kültürü, dayanışma... Sonuçta kentlik hakları bilincinin arttırılması için bir platform ve bu bizim için değerli dediniz.

    Şimdi, hocam Nilay Hoca'nın söylediği belediye başkanı ve bürokrasisinin yaklaşımı hikayesi ile ilgili birer ikişer cümle neden bu süreçte önemli? Bir ayna tutar mısınız? Yani, belediye başkanlarının ve bürokratlarının kent konseyine dair bilinci, kent konseyinin bilgisi var mı? Genelden bahsediyoruz ve onların yaklaşımlarının nasıl olmasını istersiniz? Eleştirmek adına değil. Bu arada isterseniz öz eleştiri de yapabilirsiniz.

    İleriye öneri: Kent konseyi yönetim kurulu üyelerinin, kent konseyinin genel anlamdaki hakları ve sorumlulukları ile ilgili bilgileri ve bilinci yeterli mi? Belediye başkanı, belediye bürokrasisi ve kent konseyi yönetimlerinin performansları ve bilgileri açısından birer cümle yeterli değil; bunlara daha lütfen.

    Nilay Hoca, buyurun. Ben söyleyeyim o zaman. Biz şöyle, belediye başkanları noktasında şanslıydık İzmir'de. Aşağı yukarı 2008 yılında, sanıyorum İzmir Kent Konseyi kuruldu. Tüm belediye başkanlarının sosyal demokrasiden gelen ve sivil toplumun katılımını önemseyen yaklaşımları vardı. Bu yönüyle şanslıydık; katılımcılığı önemsediler.

    Ama bürokrasi noktasında sonuçta bürokrasi de çok önemli. Bürokrasi, sivil toplumdan gelen önerilerde, sanki kendisi düşünememiş gibi yapamamış gibi, onlara yol gösteriliyormuş gibi bazı yaklaşımlarla karşılaşabiliyorsunuz. Aslında bunun aşılması çok önemli.

  • 49:31 Kent konseyinin genel anlamdaki hakları ve sorumlulukları ile ilgili bilinç yeterli mi? Belediye başkanı, belediye bürokrasisi ve kent konseylerinin yönetimlerinin, ne diyelim ona? Performansları ve bilgileri açısından birer cümle yeterli değil; şunları daha lütfen. Nilay hocam, buyurun.

    Ben söyleyeyim o zaman. Biz, belediye başkanları noktasında şanslıydık İzmir’de. Aşağı yukarı 2008 yılında, sanıyorum İzmir Kent Konseyi kuruldu. Tüm belediye başkanlarının sosyal demokrasiden gelen ve sivil toplumun katılımını önemseyen yaklaşımları vardı. Bu yönden şanslıydık; katılımcılığı önemsediler.

    Ama bürokrasi noktasında, sonuçta bürokrasi de çok önemli kentlerde. Bürokrasi, sivil toplumdan gelen önerilere, sanki kendisi düşünememiş de yapamamış gibi, o önerilere yol gösteriliyormuş gibi bazı yaklaşımlar ile karşılaşabiliyorsunuz. Aslında bunun aşılması çok önemli. Hiçbir zaman getirdiğiniz önerilerde bir eksiklik yok; işte az önce söylediğim meselede, eğer siz bir öneri ile geliyorsanız, bir kişinin önerisi de kıymetli, birkaç kişinin önerisi de kıymetli, bir grubun önerisi de kıymetli. Yeter ki bürokrasi, "ben bunu düşünemedim, ben bunu daha önce göremedim" noktasında olmasın, olmasın hocam.

    Bir de kent konseylerinin yürütme kurulu konusunda bileşenlerinin hangi sürecin içerisinde olduklarına dair yeteri kadar bilinçleri var mı? Biraz önce ben göreve geldiğimde, bir hukukçu olarak da bir kişi olarak da her görevin belirli bir görev süresiyle sınırlı olarak yapılmasından yana bir insanım. Bunu çok ortamlarda açıklamışımdır. Gelir gelmez, ilk yaptığım şey yönergeye bir kural koyarak, iki dönemden fazla kimsenin aynı görevde olmaması noktasında böyle bir kural getirdik. Bu, çalışma grubu kolaylaştırıcıları için de geçerli.

    Kadın-erkek eşitliği noktasında da fermuar sistemi ile toplumsal cinsiyet eşitliği kuralını getirdik ve bunu uyguladık. Bu, şu anlamda çok önemli; tabii ki seçilerek geliyorsunuz. Seçilen kişiler pek çok farklı dinamiklerden geliyorlar; sendikalar, sivil toplum örgütleri, dernekler, vakıflar, noterler. Ancak kent konseyinin ne olduğunu bilmek, daha sonra içinde yaşayarak da öğreniliyor. Dolayısıyla bir oryantasyon eğitimi vermek, bir oryantasyon çalışması yapmak bu anlamda çok kıymetli oluyor.

    Yürütme kurulu üyelerini de teşvik etmek gerekli. Yani ben her zaman her yerde yürütme kurulu üyelerimizle temsiliyet noktasında birlikte hareket ettim ve onlardan önerge alma noktasında çok çaba sarf ettik. Dedik ki, ayda bir yürütme kurulu toplantılarımız olurdu. "Şu kişinin önerisinin değerlendirilmesini bir sonraki yürütme kurulu toplantısına kadar o konunun araştırmasını yapardık. Eğer yürütme kurulu kabul etmişse, genel kurul kabul etmişse, Büyükşehir Belediyesine."

  • 52:08 noktasında da fermuar sistemiyle toplumsal cinsiyet eşitliği kuralını getirdik ve bunu uyguladık. Bu, şu anlamda çok önemli: Tabii ki seçilerek geliyorsunuz; seçilen kişiler pek çok farklı dinamiklerden geliyorlar: Sendikalar, sivil toplum örgütleri, dernekler, vakıflar, noterler. Ancak, kent konseyinin ne olduğunu bilmek, daha sonra içinde yaşayarak öğreniliyor. Dolayısıyla, bir oryantasyon eğitimi vermek, bir oryantasyon çalışması yapmak bu anlamda çok kıymetli oluyor.

    Yürütme kurulu üyelerini de teşvik etmek gerekiyor. Yani ben her zaman, her yerde yürütme kurulu üyelerimizle temsiliyet noktasında birlikte hareket ettim ve onlardan da önerge alma noktasında çok çaba sarf ettik. Dedik ki, ayda bir yürütme kurulu toplantılarımız olurdu. Şu kişinin önerisinin değerlendirilmesini, bir sonraki yürütme kurulu toplantısına kadar o konunun araştırmasını yapardık. Eğer yürütme kurulu kabul etmişse, genel kurul kabul etmişse, Büyükşehir Belediye Meclisi'ne aktarırdık. Bu şekilde, Büyükşehir Belediye Meclis kararı olmasını sağlayan birkaç yürütme kurulu üyemiz olmuştur.

    Teşvik etmek gerekiyor. Birlikte ekip olarak çalışmak gerekiyor. Yani yatay hiyerarşiyle çalışmak kritik. Bu, benim de çok takı olduğum bir kelime. Ekip dedi hocam, bunları hep düşünmemiz gerektiğini düşünüyorum.

    Nilay hocam, belediye başkanı konusunda şanslı olduğumuzu söyledi. Bürokrasi genellikle çekingen davranıyor dedi. Kent konseyinin yürütmesi de teşvik edilmeli ama biraz önce söylediğiniz gibi, sivil toplum örgütü içerisindeki sorumluluklarından dolayı geleneksel bir siyaset anlayışları var. O siyaset anlayışlarıyla bu kent konseyinin içerisinde sahip olunması gereken siyaset yaklaşımı arasındaki farkı ne kadar biliyorlar? Bunu oryantasyonlarla, bilgilendirmelerle aşabiliriz.

    Yanlış değilse, bir şey daha eklemek isterim. Kent konseyini siyasetten bağımsız bir şekilde tuttuk. Ben siyasetten gelmeme rağmen, kent konseyini siyasetten üst bir konumda tutmayı çok değerli gördüm. Bu sayede çok faydasını gördüm.

    Teşekkür ederim. Sayın hocam, belediye başkanı, bürokrasi, kent konseyi bileşenleri ve yürütme kurulunun sivil toplum örgütlerinden başka bir atmosferde olduklarına dair bilinçleri konusunda neler söyleyeceksiniz? Lütfen kısa ama...

    Çok kısa söyleyeceğim. Tamam hocam, kalsın merak edilsin. Nazım'ın söylediği gibi, ben bir ceviz ağacıyım. Fakat, kimse farkında değil. Biz futbol sahasında, gerek belediye gerekse kent konseyi ama özellikle kent konseyinin oluşumundakileri söylüyorum. Ya basketbol oynuyoruz, ya voleybol oynuyoruz, ya yakan top oynuyoruz, ya da başka bir şey, buz hokeyi yapmaya kalkıyoruz ama asla ve asla futbol oynamıyoruz.

    Kent konseyi, kendi amaç ve görevleri doğrultusunda, yasanın kendisine verdiği ve yönetmelikle belirlediği bir yapıyı o yapıya uygun olarak yürütmüyor. Herkes kendi kafasına göre...

  • 54:25 Kent konseyini çok değerli görürüm. Çok faydasını gördüm, çok yararını gördüm. Peki, teşekkür ederim.

    Sayın hocam, belediye başkanları, bürokrasi, kent konseyi bileşenleri ve yönetim kurulunun sivil toplum örgütlerinden başka bir atmosferde olduklarına dair bilinçleri konusunda neler söyleyeceksiniz? Lütfen kısa ama...

    Çok kısa söyleyeceğim. Tamam, hocamın kalsın, merak edilsin. Nazım'ın söylediği gibi, ben bir ceviz ağacıyım. Gülane farkında ama evet, kimse farkında değil. Biz futbol sahasında, gerek belediye gerekse kent konseyi, ama özellikle kent konseyinin oluşumunun içinde olanlar olarak, ya basketbol oynuyoruz, ya voleybol oynuyoruz, ya yakan top oynuyoruz, ya da başka ne bileyim, buz hokeyi yapmaya kalkıyoruz ama asla ve asla futbol oynamıyoruz.

    Kent konseyi, kendi amaç ve görevleri doğrultusunda, yasanın kendisine verdiği ve yönetmelikle belirlediği bir yapıyı bu yönergeye, yönetmeliğe uygun olarak yürütmüyor. Herkes kendi kafasına göre bir şeyler yapıyor. İstisnaları olabilir ama Türkiye'de 350'ye yakın kent konseyi var. Bunun 350'sini de söylüyorum; 350'si de gerçek anlamda kent konseyi değil. Belediyelere gelince, belediyelerde asla ve asla kent konseyinin farkında değiller. Çünkü bu kadar bedavadan, çok özür dilerim, affınıza sığınarak söylüyorum, bu kadar bedavadan size hizmet eden, önünüze kentin sorunlarını getiren, raporlar koyan birilerine sarılmanız lazım. 40 kere teşekkür etmeniz gerekiyor. Bunun çıktılarından siz yararlanacaksınız ama sürekli, ya benim olacaksın ya kavga edecekler, ya oraya kendi istedikleri adamları koyacaklar siyaseten, ya da başka şeyler neyse. Kısacası ne belediye farkında ne de kent konseyinin içinde olan bizler, kent konseyinin ne olduğuna dair farkındayız.

    Peki, 20 sene geçti. Ne yazık ki. Peki, buna başkan, artık bürokratlar da altını çizdi. Bürokratlar da dahil, bunlar tamamıyla baş düşman zaten. Kent konseyinin baş düşmanları ya da kent konseyi onların baş düşmanı. Peki hocam, bu tespit gerçekten çok önemli. Yani şu an 8 dakikamız var. Bizim bunu aşmamız için neler yapmamız gerektiğine dair bir şeyleri konuşmak için şu anda vaktimiz yeterli değil. Ama hepimizin merak etmesi ve üzerine düşünmesi gereken bir şeyden bahsediyoruz.

    Kent konseylerine inanmayan benim çevremde ve eminim sizin çevrenizde de çok insan vardır, hemşeri vardır. Dolayısıyla aslında bu darboğaz, onların inanmamasını veya bizim gibi inananların da yeteri kadar performans göstermemesiyle ilgili nedenler. Bunun tartışılması gerekiyor. Bir şekilde tartışacağız. Bunu sorayım, sormayayım; Nilay hocam, sana sorayım. Belediye meclisi üyesinin, kent konseyi yürütme kurulu üyesi olması, belediye çalışanının kent konseyi yürütme kurulu üyesi veya başkanı olması, ya da bir siyasi partinin ilçe başkanlığı, ilçe yönetimi veya il yönetiminde birinin, kent konseyinin o bahsettiğiniz yürütmesinde olması gibi durumları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir iki cümleyle?

    Evet, çok zor bir soru sordunuz.

  • 56:50 Bu tespit gerçekten çok önemli. Şu an 8 dakikamız var. Bunu aşmamız için neler yapmamız gerektiğine dair konuşmak için vaktimiz yeterli değil. Ama hepimizin merak etmesi ve üzerine düşünmesi gereken bir konudan bahsediyoruz. Kent konseylerine inanmayan çevremde, eminim sizin çevrenizde de çok insan vardır. Dolayısıyla bu durum, aslında bu darboğazın inanmamalarını ya da bizim gibi inananların da yeterince performans gösterememesinin nedenlerini ortaya koyuyor. Bunun tartışılması gerekiyor; bir şekilde tartışacağız.

    Nilay hocam, sana sormak istiyorum. Belediyenin meclis üyesinin kent konseyi yürütme kurulu üyesi olması, belediye çalışanının kent konseyi yürütme kurulu üyesi ya da başkanı olması, ya da bir siyasi partinin ilçe başkanlığı, ilçe yönetimi veya il yönetiminde birinin, kent konseyinin o bahsettiğiniz yürütmesinde yer alması hakkında nasıl düşünüyorsunuz?

    Çok zor ve önemli bir soru sordunuz. Biz, siyaset üstü tuttuğumuz için İzmir Kent Konseyi'ne çok farklı partilerden katılım sağlamak isteyenler oldu. Ben belediye meclis üyesiydim. Daha sonra ayrıldım. Belediyenin meclis üyesi olmanın şöyle bir faydasını gördüm: Sistemin nasıl işlediğini bilmek önemli. Ayrıca, yürütme kurulundan gelen bir kararı belediye meclisinde ihtisas komisyonlarına anlatma imkanı buluyorsunuz; bu, o kararı alabilmek adına faydalı. Ancak, belediye meclis üyesi olmalı mı, olmamalı mı? Bu konuda net bir cevap veremeyeceğim.

    Daha sonra istifa ettikten sonra da yine belediye meclisine giden konularımızla ilgili, konsey başkanı olarak yürütme kurulu üyelerimizden katılanlarla gidip komisyonlarda anlatım sağlamaya çalıştık. Teknik olarak baktığınızda, sivil toplum temsilcilerinin öneri aktardığı bir alan, belediye. Dolayısıyla, hem öneri aktaran hem karar veren noktalarında olmamak gerekir.

    Doğru olan, belediye meclisinin yapısından ayrı olmak, daha bağımsız ve özerk olabilmektir. Bahsettiğiniz gibi, 76. maddede geçen "yardım ve destek" gibi kelimeler küçültücü bir anlam taşıyor. Kent konseyleri, yardım alınacak yapılar değil. Az önce Sayım hoca da söyledi; bu kadar gönüllü, birikimli ve yetkin insanın çalıştığı, emek verdiği oluşumların yardım alan mekanizmalar olarak değerlendirilmemesi gerekir.

    Dolayısıyla, hukukçu kimliğimle baktığımda, her bir organın ayrı olması gerektiğini söyleyebilirim. Siyasi partilerde de bir yönerge yaptık. Benden önceki arkadaşlar bunu doğru şekilde yapmışlar. Eğer siyasi partilerde yöneten ya da karar veren konumdaysanız, yürütme kurulunda görev almanız beklenmemelidir.

  • 59:20 Bir alan, belediye. Dolayısıyla, hem öneri aktaran hem de karar veren noktasında olmamak gerekir. Diyebilirim aslında, yani doğru olan, belediye meclisinin yapısından ayrı olmak; daha bağımsız olabilmek, daha özerk olabilmek. Bahsettiniz ya, az önce 76. maddede "yardım" ve "destek" sözcüğü, mesela çok küçültücü bir sözcük. Halbuki, kent konseyleri yardım alınacak yapılar değil. Az önce Sayım hoca da söyledi; bu kadar gönüllü, bu kadar birikimli, bu kadar yetkin insanın çalıştığı, emek verdiği oluşumların yardım alan mekanizmalar olarak değerlendirilmemesi noktasındayız.

    Dolayısıyla, ben bugün baktığımda, yani hukukçu kimliğimle baktığımda her bir organın ayrı olması gerektiğini söyleyebilirim. Siyasi partilerde de biz, yönerge yaptık. Benden önceki arkadaşlar bunu yapmış ve doğru yapmışlar. Siyasi partilerde yöneten, karar veren konumdaysanız eğer, yürütme kurulunda görev alamamanız noktasında bir kural getirmişler. Yani tamamen siyasetten arındırmak için. Bu da doğru ve güzel bir yol diye düşünüyorum. Siyaset üstü mutlaka çalışılması gereken bir alan olduğu için çok teşekkür ederim Sayın hocam.

    Ben teşekkür ederim. Birer cümle, ne olur? Birkaç daha merak ettiğim şeylerim var, sorularım var size. Süreyi de aşmak üzereyim. Hocam, belediye çalışanı, belediye meclis üyesi, siyasi parti yöneticisi... Bu bahsettiğin arkadaşların kent konseyi yönetimindeki olası yerleri ne derim? Hiç. Hiç. Peki, çok teşekkür ederim.

    Sana bir şey sorayım. Buradan başla, sonra Nilay hocamın görüşünü söyleyeyim. Hocam, diyoruz ki biz, bir şekilde yaratacağımız yeni siyaset kültürüyle, kentin geleceğine dair karar alma hakkına sahip olan insanlarız veya yapıyız. Evet. Evet.

    Bu yapıda Sayın hocam, önce siz söyleyin, sonra Nilay hocam... Belediye meclisi ayda bir toplanıp yılda 12 kere karar alıyorken, kent konseyleri en az iki kez toplanıyor, en fazla iki kez toplanmasının bu performansa etkisi nedir? Sıfır. Aynen. Efendim, şimdi keşke yönetmelikte yazdığı gibi yılda iki toplantıyı yapsalar; bunu hiç yapmayan birçok kent konseyi var. Kent konseyleri, kısacası, belediye başkanından ve kent konseyi başkanından ibaret bir ilişki haline dönüştü. Bu noktanın dışına maalesef geliştiremedik. İş, belediye başkanı ve kent konseyi başkanı. Dolayısıyla, bu iki kurum da çok şey kaybediyor. İki yapı da çok şey kaybediyor. Peki, Nilay hocam, siz ne diyorsunuz? Bir taraf 12 kez toplanıyor, bir taraf en fazla iki kere toplanıyor.

    Ben, şunu söylüyorum: tabii ki 5393 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarih 2005; kent konseylerinin de mevzuata girdiği zaman uygulama 2006. Bu süreçten bugüne kadar da Büyükşehir Belediye Yasası geldi ve iki tane yasayla gündemimize geldi. Dolayısıyla, aslında kent konseylerinin de mutlaka yasal düzlemde yenilenmeye ihtiyacı var. Ben, şunu söylüyorum; belki yerel gündem 21'den geliyor, diyoruz ki kentlerle ilgilidir...

  • 1:02:00 Sının bu performansa etkisi nedir? Sıfır. Aynen. Efendim, şimdi keşke yönetmelikte yazdığı gibi yılda iki toplantıyı yapsalar. Bunu hiç yapmayan birçok kent konseyi var. Kent konseyleri, kısacası, belediye başkanından ve kent konseyi başkanından ibaret bir ilişki haline dönüştü. Bu noktanın dışına maalesef geliştiremedik. İş, belediye başkanı ve kent konseyi başkanıyla ilgili. Dolayısıyla da iki kurumda çok şey kaybediyor. İki yapıda çok şey kaybediyor.

    Peki, Nilay hocam, siz ne diyorsunuz? Bir taraf 12 kez toplanıyor, bir taraf en fazla iki kere toplanıyor. En azından ben şunu söylüyorum. Tabii, 5393 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarih 2005. Kent konseylerinin de mevzuata girdiği uygulama 2006. Bu süreçten bugüne kadar da Büyükşehir Belediye Yasası geldi, iki tane. Dolayısıyla, aslında kent konseyinin de mutlaka yasal düzlemde yenilenmeye ihtiyacı var.

    Ben şunu söylüyorum. Belki yerel gündem 21'den geliyor diyoruz. Kentlerle ilgili diyoruz ama kent konseyi yasasının çıkması lazım. Belediye yasasının içinden çıkarılması lazım. Kent konseylerinin daha özerk çalışabilmesi için çoğu zaman belediyenin arka bahçesi olarak da değerlendiriliyor. Çünkü belediyenin verdiği ayni ve nakdi destekle çalışabiliyorsunuz. Dolayısıyla, öyle olunca biraz daha sizin özgürlüğünüz kısıtlanmış gibi bir algı oluyor.

    Şunu söylemek isterim: Kent konseyleri yasasıyla ayrı bir yasayla kent konseyleri yeniden düzenlenmeli. Yürütme kurulu toplantıları ayda bir yapıyoruz ve oldukça önemli kararlar alıyoruz. Ben, diğer dernekler ve sivil toplum örgütlerinde olduğu gibi, kent konseylerinin genel kurullarının sadece yılda bir kez olması gerektiğini, gerektiği takdirde olağanüstü toplantılar yapabilmesi gerektiğini söylüyorum.

    Yürütme kurullarında aldığınız kararların da madem ki her ay belediye meclisi toplanıyor, her ay belediye meclisinde değerlendirilmesi gerektiğini söylüyorum. Çünkü hem kent konseyi başkanı hem kent konseyi yürütme kurulu, genel kurul kararıyla ortaya çıkıyor. Genel kurul kararıyla yetkilendiriliyorlar ve her birinin yaptığı çalışma özgün. Sonuçta neye karar veriyorlar? Kent konseyi meclislerinden gelen ve kent konseyi çalışma gruplarından gelen konular üzerinde karar alıyorlar. Bunların her ay alınan kararların, her ay belediye meclisinde değerlendirilmesi gerektiğini söylüyorum.

    Peki, çok teşekkür ederim. Sahim hocama soruyu sormadan, affınıza sığınarak ben de görüşümü ve bilgimi paylaşmak isterim. Ben de Ayrancı Semt Meclisi'nde, biz iki ay önce her iki ayda bir semt meclisinin genel kurul yapma kararı aldık. Uygulamaya da başladık ve Çankaya Kent Konseyi'ni de iki ayda bir genel kurul yapmaya davet ediyoruz. Çünkü yürütme kurullarının bizim adımıza, o bahsettiğimiz uzlaşı kültürünün temsilcisi olmadığını, o genel kurulda uzlaşıların, dayanışmanın ve birbirini anlamanın daha değerli olacağını düşünüyorum.

  • 1:04:28 ...çünkü hem kent konseyi başkanı hem de yürütme kurulu, genel kurul kararıyla ortaya çıkıyor. Genel kurul kararıyla yetkilendiriliyorlar ve her birinin de yaptığı çalışma özgündür. Sonuçta neye karar veriyorlar? Kent konseyi meclislerinden ve kent konseyi çalışma gruplarından gelen konular üzerinde karar alıyorlar. Bunların her ay alınan kararlarının, her ay belediye meclisinde değerlendirilmesi gerektiğini söylüyorum.

    Peki, çok teşekkür ederim. Sahim hocama soruyu sormadan, affınıza sığınarak ben de görüşümü ve bilgimi paylaşmak isterim. Ben de bu Ayrancı Semt Meclisi'nde, iki ay önce her iki ayda bir semt meclisinin genel kurul yapma kararı aldık. Uygulamaya da başladık ve Çankaya Kent Konseyi'ni de iki ayda bir genel kurul yapmaya davet ediyoruz. Çünkü yürütme kurullarının, bizim adımıza o bahsettiğimiz uzlaşı kültürünün temsilcisi olmadığını, o genel kurulda uzlaşıların, dayanışmanın ve birbirini anlamanın daha değerli olacağını düşünüyoruz.

    Sayın hocam, Nuray hocam, Nilay hocam, "yenilenme ihtiyacı" dedi. Biliyorsunuz, yönetmelikle ilgili bir şey var. Şu anda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bir süreç çalıştırıyor. Bu yönetmelikle ilgili bir şey söylemek ister misin? Bir arkadaşımla konuştuğumda, "korkuyorum" dedi. Nuray hocam iyimser davranarak "kent konseyi yasası" dedi. Şu anda elimizde iki tane havuç var. Bir tanesi, belediye meclisine karar, tavsiye kararı gönderme havucu gücü. Diğeri de, destek konusunda, hani yardım da var ama okuduk. Evet, bizim mekanımızı, lojistik desteğimizi, idari personelimizi neyse, hepsini sağlama sorumluluğumuz var. Bu iki hakkı da kaybetme riski var," dedi bir arkadaşım. Ne diyorsun? Yönetmelikteki bu iki hakkın hem anlamıyla ilgili hem de bundan sonraki süreçlerde tehlikeye girmesiyle ilgili.

    Benim düşüncem şudur: Aşağı yukarı 20. yılına gelmiş olan kent konseylerindeki bu yönetmelik, sadece ve yalnızca ilgili dernekler ve vakıflar maddesinin dışında değiştirilmesine gerek duyulmayan başka bir şeydir. Çok iyi bir metindir. Esnektir. Bu esneklik, kuralları vardır. Eyvallah, ama bunlar katı kurallar değildir; sevecenlikle, duruma göre o kurallar geliştirilmek üzere kullanılabilir. Ama katılımcılıktan söz ediyoruz. Ortada katılanları katmaya çalışmıyoruz.

    Özetle söyleyeceğim şey şu: Bu yönetmelik, bir kent konseyinin yönetmeliğidir. Belediyenin bir yasası var. Belediye başkanı ve belediye meclisi yine amiyane tabirle "burnundan kıl aldırmazlar." Biz bu kentin belediye başkanıyız, bizim dediğimiz olacak. Kent konseyinde de kent konseyleri başkanları "ben kent konseyinin başkanıyım, kardeşim, benim dediğim olacak" diyor. Kent konseyinin temel özelliği iktidar olmamalıdır. Eğer kent konseyi demokrasisinden söz ediyorsak, burada hiçbir aşamasında, ne çalışma grubunda, ne meclislerde, ne yürütme kurulunda, ne başkanlıkta iktidar pozisyonunda olmamak gerekir.

  • 1:06:47 ıflar maddesinin dışında değiştirilmesine gerek duyulmayan başka bir şeydir. Çok iyi bir metindir. Esnektir. Bu esnekliğin kuralları vardır. Eyvallah ama bunlar katı kurallar değildir. Sevecenlikle duruma göre o kurallar geliştirilmek üzere kullanılabilir. Ama katılımcılıktan söz ediyoruz. Ortada katılanları katmaya çalışmıyoruz.

    Özetle söyleyeceğim şey şu: Bu yönetmelik, bir kent konseyi kullan, kent konseyinin yönetmeliğidir. Belediyenin bir yasası var. Belediye başkanı ve belediye meclisi yine amiyane söyleyeceğim, burnundan kıl aldırmazlar. Biz bu kentin belediye başkanıyız, bizim dediğimiz olacak. Kent konseyinde de başkanlar, "Ben kent konseyinin başkanıyım, kardeşim benim dediğim olacak," diyor. Kent konseyinin temel özelliği iktidar olmamalıdır. Eğer demokrasi kent konseyinin demokrasisinden ya da demokratikliğinden söz ediyorsak, burada hiçbir aşamasında; ne çalışma grubunda, ne meclislerde, ne yürütme kurulunda, ne başkanlıkta, iktidar pozisyonunda olmamak gerekiyor. Eş değer, herkesin eşit düzlemde kaldığı bir yer olarak kalması lazım.

    Ama durum böyle değil. Dolayısıyla bu 350'ye yakın kent konseyine rağmen, herkes kendi bildiği gibi bir şeyler yapıyor. Bir araştırma yapılsa keşke, hangi kent konseylerinin üzerinde çok farklı uygulamalar ve çalışma usulleri ortaya çıkacaktır bu yönetmeliğin dışında.

    Peki, çok teşekkür ederim hocam. Bitiriyoruz şimdi. Nilay hocam, siz Türkiye Kent Konseyleri Platformunun divanında oturuyordunuz. Birkaç ay sonra İzmir alacak sözcülüğü. Biraz önce Saim Hocamız'ın söylediği yeni yönetmeliğin ne diyelim ona, sizin deyiminizle kent konseyi yasası ihtiyacının gündemimizde olup olmadığını söyler misiniz?

    Bundan sonrasıyla ilgili Sayın Hoca diyor ki, "Yönetmelik yeterli. Benim de takık olduğum ilgili maddesinin sadece gözden geçirilmesi gerekiyor," dedi. Bir parantez: Çankaya Kent Konseyi'nin yönet yönergesini okumanızı diliyorum. Biz dört sene önce çok güzel bir ilgili tarifi yaptık ilgililere.

    Buyurun hocam, ne dersiniz? Evet, ben evet Türkiye Kent Konseyleri Platformunun yürütme kurulu üyesiydim, İzmir Kent Konseyi temsilen tabii. Ama bu dönem aday olmama noktasında bir karar aldığım için yine de kurumsal yaklaştık ve 6 ay süreli olarak dönem başkanlığı görevini yine İzmir'in yapması gerektiği konusunda çaba sarf ettim, görüş dile getirdim. Dolayısıyla, yeni göreve gelen konsey başkanımız Haziran ayında yapılacak olan genel kurulda Türkiye Kent Konseyleri Platformu'nun dönem başkanlığı alacak. Şu anda da Çankaya Kent Konseyi Başkanımız dönem başkanı.

    Yönergeler, dediğim gibi, çok önemli. Ben de web sitesini çok önemsedim ve yaptığımız tüm yönerge değişikliklerini web sitesine yerleştirmiştik. Buradan çok fazla kent konseyinin yararlandığını biliyorum. Dile getirdiler. Kent Konseyi yönetmeliğinin değişimi ile ilgili de ben Kent Konseyleri Birliği'nin Ankara Kent Konseyi Başkanı...

  • 1:09:27 Urun hocam, ne dersiniz?

    Evet, ben Türkiye Kent Konseyleri Platformunun yürütme kurulu üyesiydim; İzmir Kent Konseyi'ni temsilen tabii. Ancak bu dönem aday olmama noktasında bir karar aldığım için yine de kurumsal yaklaştık ve altı ay süreli olarak dönem başkanlığının yine İzmir'in yapması gerektiği konusunda çaba sarf ettim ve görüş dile getirdim.

    Dolayısıyla, yeni göreve gelen konsey başkanımız, Haziran ayında yapılacak olan genel kurulda Türkiye Kent Konseyleri Platformu'nun dönem başkanlığını alacak. Şu anda da Çankaya Kent Konseyi Başkanımız dönem başkanı. Evet, yönergeler dediğim gibi çok önemli. Ben de web sitesini çok önemsedim; yaptığımız tüm yönerge değişikliklerini web sitesine yerleştirmiştik. Buradan çok fazla kent konseyinin yararlandığını biliyorum ve dile getirdiler.

    Kent Konseyi yönetmeliğinin değişimi ile ilgili olarak, ben Kent Konseyleri Birliği'nin Ankara Kent Konseyi Başkanıydım; sonra Kocaeli aldı, şimdi Yalova aldı. Üç toplantısına da birebir katıldım. Orada bakanlık temsilcileriyle birebir görüştüm. Cumhurbaşkanlığı'nın temsilcisi de vardı. İstanbul Kent Konseyi geldi, Balıkesir geldi, Van'dan geldi. Türkiye'nin hemen hemen her yerinden gelen konsey başkanları vardı. Herkes, yönetmelikle ilgili değişmesi gereken noktalarda görüşlerini bildirdi. Bakanlığın düşüncesi de, herkesten gelen ortak görüşlerin yeni yönetmelikte yer alması noktasındaydı.

    Bana dile getirdikleri, bilemiyorum, gerçekleşir mi? Ancak, bir konsey başkanlığı seçiminin olmayacağı, aslında ilk orijinalinde yasa ilk çıktığı zaman sadece yürütme kurulu seçiliyor. 2009 yılında yapılan değişiklikle Kent Konseyi Başkanı ayrı seçilmiş ve şu anda da bu geçerli. Ama yeni yönetmelikte sanıyorum konsey başkanının ayrı bir seçimi olmayacak; yürütme kurulu kendi içinden bir konsey başkanı seçecek.

    Bir de ilgili dernekler gerçekten çok sıkıntıda; yargı kararlarına da yansımış durumda. Örneğin, Güzelbahçe'de Gırgırcılar Derneği vardır ki, idare mahkemesinin kararına konu olmuştur. Hani gırgırcılık orada balıkçılıkla ilgili bir kavramdır ve orada gerçekten olması gereken bir dernektir. Kent konseyinin ne alakası var diyerek idare mahkemesi üyeliğini iptal etmiş ve dolayısıyla genel kurulu iptal etmişti. İlgili dernek yerine gerçekten sivil toplum örgütlerinde herkes ilgilidir. Eğer dernekler yasasından yararlanıp dernekleşmişse, kentin içinde her şey vardır.

    Belediyenin görev alanına giren her konu, kent konseyinin de aynı zamanda görevidir. Dolayısıyla ilgili dernekler faslının ilgili sözcüğünün hakikaten çıkması gerekiyor. Bunun dışında da görüşlerimizi ilettik. Hani farklılıklar olabilir. Ben özerklikten yanaydım; tüzel kişiliğin olması gerektiğini söylüyordum. Aynı zamanda Türkiye çapında parlamentoya da yasa teklifi verebilecek güçte olması gerektiğini söyleyenlerdendim. Peki, Su hocam, yani...

  • 1:11:41 Sıkıntı yargı kararlarına da yansımış. Örneğin, güzel bahçede Gırgırcılar Derneği vardır ki, idare mahkemesinin kararına konu olmuştur. Hani gırgırcılık orada balıkçılıkla ilgili bir kavramdır ve orada hakikaten olması gereken bir dernektir. Kent konseyi ile ne alakası var diyerek, idare mahkemesi üyeliğini iptal etmiş ve dolayısıyla genel kurulunu da iptal etmişti.

    İlgili dernek yerine, gerçekten sivil toplum örgütlerinde herkes ilgilidir. Eğer dernekler yasasından yararlanıp dernekleşmişse, kentin içinde her şey vardır. Ya belediyenin görev alanına giren her konu, kent konseyinin de aynı zamanda görevidir. Dolayısıyla, ilgili dernekler faslının ilgili sözcüğünün hakikaten çıkması gerekiyor. Bunun dışında da görüşlerimizi ilettik. Hani farklılıklar olabilir. Ben özerklikten yanaydım; tüzel kişiliğin olması gerektiğini söylüyordum. Aynı zamanda Türkiye çapında parlamentoya da yasa teklifi verebilecek güçte olması gerektiğini söyleyenlerdenim.

    Peki, Su hocam, yani birkaç tane daha var ama vakit bitti. Ben sadece bir soru söyleyeceğim. Ona da birer cümleyle cevap verirseniz çok sevinirim. Sizlerin tamam, iktidarı sevmiyorsunuz, biliyorum ama hayalleriniz vardır. Öyle hayal söyleyin ki, keşke Türkiye'deki Sim hocanın deyişiyle 350, belki o brütüdür, neti 150-200 diyelim. Bu kent konseyleri şöyle olsa, kent konseyleri şunları takip etse, kent konseylerinde şunlar şöyle çalışsa falan. Bir kent konseyi hayali, bir kent konseyi "keşkesi" söyler misiniz, Sayın hocam?

    Hayalim şudur: Kent konseyinin içinden, kent konseyinden, pardon cümleyi iyi kurmam lazım. Kent konseyinden ve içinden, siyaset kurumları ve belediye elini ayağını çeksin. Başka bir şey istemezim. Peki, yasa maddesi 76. Bu madde ve bu yönetmelik kalmak kaydıyla, sadece ve sadece bu iki yapı elini ayağını çeksin, karışmasın. Özel bir yapı olarak bu yapı kendi kendini sürdürsün. Merkez Bankası'na çevirmeyelim yani bu işi.

    Peki, çok teşekkür ederim. Evet Nilay hocam, keşke... Ben de Sayın Hocaya katılıyorum. Yani kent konseyleri tamamen sivil toplumu, sivili temsil eden oluşumlar. Hakkını vermek lazım. Aynı Avrupa'daki örnekleri gibi bir statüye kavuşmak lazım.

    Peki, ben de "keşke" ile ilgili şimdi aklıma geldi. Sivil toplum deyince, bir yerde bunu söylemiştim de, şu anda da burada seslendirmiş olayım. Keşke bileşen temsilcileri, ilgili sivil toplum örgütü veya meslek odasının yönetim kurulu üyesi olmasın da, üyeleri arasından ilgili birisi olsa. O dikey hiyerarşi ve geleneksel siyaset kültürünün içerisinde böyle yeteri kadar yoğrulmuş yönetimler yerine, ilgili üyelerden böyle yeni siyaset kültürünü hayatına katabilecek, onunla ilgili fikirler üretebilecek genç ve sıradan üyeler olsun.

    Hocam, ben her programı bitirdiğim dilekle kapatmadan önce iki cümle söylemek istiyorum. İkinize de çok teşekkür ediyorum. Türkiye'nin çok özel kentlerinin, özel kent konseylerinin sorumluluklarını üstlendiniz ve...

  • 1:14:05 Keşke, ben de Sayım Hocaya katılıyorum. Kent konseyleri tamamen sivil toplumu, sivili temsil eden oluşumlar. Hakkını vermek lazım. Aynı Avrupa'daki örnekleri gibi bir statüye kavuşturmak lazım.

    Sivil toplum deyince, bir yerde bunu söylemiştim de şu anda da burada seslendirmiş olayım. Keşke bileşen temsilcileri, ilgili sivil toplum kuruluşu veya meslek odasının yönetim kurulu üyesi olmasın; üyeleri arasından ilgili birisi olsa. O dikey hiyerarşi ve geleneksel siyaset kültürünün içerisinde, böyle yeteri kadar yoğrulmuş yönetimler yerine, ilgili üyelerden yeni siyaset kültürünü hayatına katabilecek, onunla ilgili fikirler üretebilecek genç ve sıradan üyeler olsun.

    Hocam, ben her programı bitirdiğim dilekle kapatmadan önce iki cümle söylemek istiyorum. İkinize de çok teşekkür ediyorum. Türkiye'nin çok özel kentlerinin, özel kent konseylerinin sorumluluklarını üstlendiniz ve gerçekten konunun uzmanlarısınız. Paylaştıklarınız çok değerli. Herkes için merak edilecek ve üzerine düşülecek çok şey var.

    Çünkü ben, laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti ve sosyal hukuk devletinin 2. yüzyılında en kritik kavramın demokrasi olduğunu düşünüyorum. Hani, biz öyle veya laikliği de koruruz, sosyalleşmeyi de hallederiz, hukuk devletini de inşa ederiz diye düşünüyorum. Ama bu demokrasi kültüründen o kadar uzağız ki, en uzak olduğumuz kavramın o olduğunu düşünüyorum. Kent konseylerinin de demokrasi okulları olabilecek potansiyele sahip olduklarını düşünüyorum.

    Onun için hepimize kolay gelsin diyorum. Dileğimle, şu güven duygusuyla birliktelikler oluşturalım ve coşku ile dayanışalım, üretelim ve paylaşalım. Hepimize kolay gelsin. Tekrar izleyen dostlara ve sizlere çok teşekkür ediyorum. Tabii, Reji'deki Onur dostuma da iyi akşamlar.

    İyi akşamlar. Ben de çok teşekkür ediyorum. Çok keyifli bir programdı. Başarılar diliyorum. Umarım yararlı olmuşuzdur. Umarım, hocam. İyi akşamlar.

    [Müzik] [Müzik] [Müzik]

  • 1:16:31 İyi akşamlar. [Müzik] [Müzik] [Müzik]
İşaretlediklerim