Enver Aysever · 30 Haziran 2025

Ümit Özdağ: İsrail ve Türkiye arasında çok önemli bir jeopolitik itilaf var

  • 0:00 Özellikle İhvan süreci, İhvancılık süreci ve örneğin Hamas'ın terör örgütü olup olmadığı gibi konular üzerinden birtakım fikir ayrılıkları ortaya çıkıyor. Türk milliyetçileri arasında bu fikir ihtilafı nereden geliyor? Parti kurarken belirli temel tespitlerle yola çıktık. "Arap'tan fazla Arapça, Filistin'den fazla Filistinci, Hamas'tan fazla Hamasçı olmayacağız." Bu, parti kuruluş gecesi açıkladığımız bildirgede de var. Biz milli ve gerçekçi bir dış politika izlenmesi gerektiğini savunuyoruz. Yani, dünya gayri safi milli hasılasının %1'ini üretiyorsanız, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1571'de izlediği dış politikayı izleyemezsiniz. Eğer Suriye hava sahasına Rusya'dan izin almadan giremiyorsanız, kendinizi dünya lideri olarak takdim edemezsiniz. Buna kimse inanmaz. Dolayısıyla, dış politikamızın hedefleri gerçekçi ve sürdürülebilir olmalı; parti çıkarlarını değil, milli çıkarları önceler olmalı. Ayrıca Türk milletinin bir Filistin davası olmadığı ama bir Kudüs meselesi olduğunu söylüyoruz. Kudüs bütün Müslümanlar için önemlidir ama Filistin bir Arap milli meselesidir. Filistin'i savunmak için büyük fedakârlıklar yaptık, fakat bu fedakârlıklar sırasında Filistin, Suriye, Lübnan, Ürdün'deki halklardan ciddi bir destek almadık, hatta sık sık arkadan vurulduk.
  • 2:02 İsrail'in Gazze'de yaptıklarının alçakça bir soykırım olduğunu, insanlığın tam anlamıyla çiğnendiğini söyledik. Türkiye iki şey yapabilirdi: Birincisi, İsrail'le teması koparmadan, psikolojik gerilime dayanan bir yardım politikası gerçekleştirmek ve içeride tansiyonu düşük tutarak bir politika izlemek. Diğeri ise, İsrail'e karşı sert ama eylemlerle desteklenen bir sertlik politikası izlemekti. Bu politika çerçevesinde, Kürecik'ten İsrail'e aktarılan bilgileri durdurabilir ve böylece İsrail'in kendisini stratejik füze saldırılarına karşı savunma imkanını kesebilirdik. Bu, Amerika'ya rağmen yapılabilecek bir şeydir. AKP'nin bunu yapabileceğini düşünmüyorum, çünkü Erdoğan da başlangıçta Yunan Ukrayna-Rusya Savaşı'ndaki tutuma benzer bir tutum almaya çalıştı. Ancak kendi tabanı kontrol dışına çıkınca, söylem düzeyinde İsrail ile kopan fakat eylem düzeyinde desteğe devam eden bir politika izledi.
  • 4:59 Hamas'ın meşru bir hükümet mi yoksa terör örgütü mü olduğu tartışması var. Türkiye, bir örgütü terör örgütü olarak nitelendirecekse, bu, o örgütün niteliğinden bağımsız olarak Türkiye'nin menfaatleriyle ne kadar uyum içinde olup olmadığına bağlı olmalı. Hamas, İsrail'e karşı terör eylemleri gerçekleştirmiş olmakla birlikte, İsrail'in de Filistin halkına karşı terör eylemleri gerçekleştirdiği bir noktada, Hamas'a terör örgütü demek çok haklı olmaz. Hamas'ın ideolojik ve eylemleri açısından asla tasvip etmediğimiz ortadadır. Gazze halkı içinde yük olduğunu, İsrail'in varlık hakkını reddedip reel politik açısından kabul edilemez olduğunu görüyoruz. Gazze'deki insanlar barış içinde ve daha iyi koşullarda yaşamayı hak ediyorlar. Hamas'ın elindeki kaynakları daha iyi kullanması gerektiğini savunuyoruz.
  • 0:00 Türk Dış Politikası ve Filistin Meselesi
  • 2:02 İsrail ve Türkiye'nin Dış Politikası
  • 4:59 Hamas ve Terörizm Tartışması
İşaretlediklerim