Diyarbakır'da sekiz yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesiyle ilgili olarak hazırlanan iddianame kabul edildi ve ilk duruşma 7 Kasım'da yapılacak. Olayla ilgili olarak Narin'in annesi, amcası ve ağabeyi dahil dört kişi 'iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan yargılanacak. Narin'in cesedi, kaybolduktan 19 gün sonra Eğertutmaz Deresi'nde bir çuval içinde bulunmuştu. Dava süreci, Diyarbakır'da geniş yankı uyandırdı ve birçok kişi gözaltına alındı.
23 Ekim 2024

İsrail, Lübnan'ın başkenti Beyrut'un merkezine hava saldırısı düzenleyerek iki kişinin ölümüne ve dokuz kişinin yaralanmasına neden oldu. Saldırı, Lübnan ordusunun kontrolündeki bir bölgeyi hedef aldı. İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışmalar, 8 Ekim 2023'ten bu yana devam ediyor ve bu süreçte Lübnan'da binlerce kişi hayatını kaybetti. Hizbullah, İsrail'e roket ve füzelerle karşılık verirken, İsrail tarafında büyük bir hasar bildirilmedi.
10 Ekim 2024

Adli Tıp Kurumu, sekiz yaşındaki Narin Güran'ın ölümüne ilişkin raporunu tamamladı ve mevcut verilerle cinsel saldırıya maruz kalıp kalmadığına dair değerlendirme yapılamadığını bildirdi. Narin Güran, Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde kaybolmuş ve cansız bedeni 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde bulunmuştu. Soruşturma kapsamında birçok kişi gözaltına alınmış ve tutuklanmış durumda. Narin'in kesin ölüm nedeni, ağız burun kapanması ve boyuna bası sonucu oksijensiz bırakılma olarak belirlendi.
19 Eylül 2024

Lübnan'da Hizbullah'a yakın isimlerin güvenlik nedeniyle kullandığı çağrı cihazları eş zamanlı olarak patladı. Bu sofistike saldırı, 7 Ekim'de HAMAS'ın İsrail yerleşim birimlerine saldırısının ardından bölgede artan gerilimi daha da tırmandırdı. İsrail'in Lübnan'a geniş çaplı bir saldırı yapmaya hazırlandığı iddiaları, bölgedeki tansiyonu yükseltiyor. Gazze'de ateşkes sağlanması bir yana, bölgesel gerilim Lübnan ve Suriye'yi de içine alacak şekilde genişliyor.
19 Eylül 2024

Diyanet İşleri Başkanlığı, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde sekiz yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili olarak mahallede imamlık yapan R.K. hakkında soruşturma başlattı. Narin Güran, 21 Ağustos’ta kaybolmuş ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeni bulunmuştu. Adli Tıp Kurumu raporuna göre Narin Güran boğularak öldürülmüştü. Cinayetle ilgili olarak Narin’in amcasının eşi Hediye Güran’ın tutuklanmasıyla dosyada tutuklu sayısı 12’ye yükseldi.
17 Eylül 2024

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesiyle ilgili soruşturmada, amcasının eşi Hediye Güran 'kasten öldürmeye iştirak' suçlamasıyla tutuklandı. Narin Güran, 21 Ağustos'ta kaybolmuş ve 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedeni bulunmuştu. Soruşturma kapsamında daha önce gözaltına alınan iki şüpheli serbest bırakılmıştı. Hediye Güran'ın tutuklanmasıyla soruşturmada tutuklu sayısı 12'ye yükseldi.
17 Eylül 2024

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde kaybolan ve cansız bedeni Eğertutmaz Deresi’nde bulunan sekiz yaşındaki Narin Güran’ın ölümüne ilişkin soruşturmada iki şüpheli daha gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında tutuklu sayısı 11’e yükseldi. Gözaltına alınanlar arasında Narin’in yakınları da bulunuyor. Soruşturma devam ederken, olayla ilgili çeşitli iddialar ve ifadeler ortaya çıkıyor.
15 Eylül 2024

Antalya'da yaşayan Aycan Çağdaş Şikar, Kayseri'de boş bir arazide bulduğu taşın meteor taşı olduğunu öğrendikten sonra, 20 yıllık eşi Çiçek Şikar'e evlilik yıldönümünde özel bir hediye vermek istedi. Tasarımcı arkadaşı Çağrı Yılmaz'dan meteor taşından tektaş yüzük yapmasını isteyen Şikar, eşinin de bu hediyeden çok mutlu olduğunu belirtti. Yılmaz, meteor taşını işlemenin zorluğuna rağmen benzersiz bir yüzük yaptıklarını ifade etti.
7 Ağustos 2024

Suriye Devlet Başkanı Esad, Ankara-Şam normalleşme sürecine ilişkin yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinden çekilmesi ve silahlı gruplara desteğini kesmesi gerektiğini belirtti. Esad, Ankara ile doğrudan temas yerine ara bulucu ülkelerin garantörlüğünü istediğini vurguladı. Ayrıca, Türkiye'nin ne istediğini anlamadıklarını ve aracı ülkelerin bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadığını ifade etti. Türkiye'den yapılan resmi açıklamalar ise genellikle bir Erdoğan-Esad görüşmesi üzerine odaklanıyor.
18 Temmuz 2024

Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde asker bulundurması ve silahlı gruplara finansal destek sağlaması, ekonomik kriz nedeniyle sürdürülemez hale geliyor. İdlip'te sıkışmış on binlerce cihatçı, Ankara-Şam normalleşme sürecinin başlamasıyla hareketlenebilir. Türkiye, Şam ile ilişkileri normalleştirerek Suriye'nin kuzeyindeki silahlı grupların Esad yönetimine entegre edilmesini hedefliyor. Ayrıca, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların geri dönüşü için de Şam ile işbirliği arayışında.
5 Temmuz 2024

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye Devlet Başkanı Esad'dan 'Sayın Esad' diye bahsetmesi, Türkiye ile Suriye arasındaki normalleşme sürecinin işareti olarak değerlendirildi. Bu durum, Suriye'nin kuzeyindeki Türkiye destekli silahlı gruplar arasında huzursuzluğa yol açtı. Şam yönetimi, bu grupları terör örgütü olarak nitelendiriyor ve müzakere etmeyeceğini belirtiyor. Normalleşme sürecinde Türkiye'nin bu gruplara desteğini kesmesi ve Suriye'nin kuzeyinden çekilmesi gerektiği vurgulanıyor.
3 Temmuz 2024

İsrail-Lübnan sınırındaki gerilim Kurban Bayramı boyunca arttı. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, İsrail ile bir savaş çıkması halinde İsrail’in kuzeyini işgal edebileceklerini ve Güney Kıbrıs’ın da hedef alınabileceğini söyledi. Güney Kıbrıs tarafsız olduğunu belirten bir açıklama yaptı ancak bu tansiyonu düşürmeye yetmedi. Nasrallah ayrıca Hizbullah’ın henüz kullanmadığı silahlarının olduğunu ve İsrail’in hava savunma sistemi Demir Kubbe'yi incelemek için füze saldırıları düzenlediklerini belirtti.
21 Haziran 2024

Hediye Levent, Suriye'deki BAAS Partisi kongresinde Beşşar Esad'ın Kuzey Suriye meselesini birkaç ay içinde çözeceklerini ve askeri operasyonu reddettiklerini söylediği iddialarını değerlendiriyor. Esad yönetiminin Suriye Kürtlerini güvenlik çerçevesinde gördüğünü ve askeri seçenekleri reddettiğini belirtiyor. Türkiye'de ise Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi'nin Türkiye'ye askeri seçenekler yerine diyalog çağrısında bulunduğu konuşması öne çıkarılıyor. Şam ve Ankara'nın Suriye Kürtleri konusundaki söylemlerinin örtüşmediği ve Şam'ın Türkiye'nin Suriye'deki varlığını daha büyük bir tehdit olarak gördüğü vurgulanıyor.
31 Mayıs 2024

Bağdat, Basra'dan başlayarak Türkiye üzerinden Avrupa'ya uzanacak olan Kalkınma Yolu Projesi'ne büyük önem veriyor. Ancak, projenin başarısı için bölgedeki güvenlik sorunlarının çözülmesi gerekiyor, özellikle de PKK'nın faaliyet gösterdiği alanlarda. Türkiye, Bağdat ve Erbil'in PKK'ya karşı ortak bir mücadele yürütmesini istiyor, ancak Irak'ın bu konudaki tutumu belirsizliğini koruyor. Irak hükümeti, PKK'yı yasaklı örgütler listesine alsa da, örgütün silahsızlandırılması ve siyasi sığınmacı olarak kabul edilmesi konusunda somut adımlar atıp atmayacağı net değil.
25 Nisan 2024

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile Bağdat arasında devam eden gerilim, bölgesel ve uluslararası aktörlerin de dikkatini çekiyor. ABD'nin Irak'tan çekilmesi beklenirken, İran'ın Bağdat üzerindeki nüfuzunun artması ve Süleymaniye'nin İran yanlısı tutumu, Erbil merkezli KDP'yi zor bir pozisyona sokuyor. KDP, Türkiye ve ABD ile ilişkilerini güçlendirerek hem yetkilerini korumaya çalışıyor hem de bölgedeki güç boşluğuna hazırlanıyor. Bu durum, IKBY ile Bağdat arasında daha fazla gerilime ve bölgedeki uluslararası nüfuz mücadelelerinin şiddetlenmesine yol açabilir.
11 Nisan 2024

Türkiye'de gerçekleşen yerel seçimler, Orta Doğu ülkeleri tarafından yakından izlendi ve bölge basınında geniş yer buldu. Seçim sonuçlarına dair farklı görüşler mevcut; bir kısım uzman Erdoğan'ın güç kaybettiğini ve muhalefetin yükselişte olduğunu belirtirken, diğer bir kesim ise Erdoğan'ın muhalefeti baskı altına alabileceğini ve Türkiye'nin 2028 seçimlerine karmaşık bir ortamda girebileceğini öne sürüyor. Yerel seçimlerin sonuçları, Türkiye'nin iç ve dış politikasında yeni dinamiklerin ortaya çıkabileceğini gösteriyor.
6 Nisan 2024

Türkiye'nin dış politika ve güvenlik odaklı çabaları çerçevesinde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Müsteşarı İbrahim Kalın ve Savunma Bakanı Yaşar Güler'in Bağdat ve Erbil'e ziyaretleri gerçekleşti. Bu ziyaretler, özellikle PKK ile mücadele ve Haşd-i Şaabi'nin PKK karşıtı operasyonlara dahil edilmesi konularında Bağdat ve Erbil ile işbirliği yapma amacını taşıyor. Ankara, ayrıca Süleymaniye yönetimini PKK'dan uzaklaştırmak ve bölgedeki İran etkisini sınırlamak istiyor. Bu diplomasi trafiği, Türkiye'nin bölgedeki güvenlik ve dış politika hedeflerine ulaşma çabasını yansıtıyor.
7 Mart 2024

Gazze, İsrail'in aylardır süren hava ve kara saldırıları sonucu ağır bir insani krizle karşı karşıya. Ölü sayısı 30 bine yaklaşırken, 2 milyon insan güvenlik nedeniyle kuzeyden güneye göç etmek zorunda kaldı. Güney Gazze'de, Han Yunus ve Refah bölgeleri, altyapı ve üstyapı sorunlarıyla boğuşuyor ve yüz binlerce insan sokaklarda yaşamak zorunda. İsrail şimdi de Güney Gazze'ye büyük bir kara operasyonu yapmaya hazırlanıyor, iddialara göre HAMAS'ın üst düzey isimleri ve rehineler bu bölgede.
22 Şubat 2024

Türkiye, Arap Ayaklanması döneminde izlediği ve özellikle Türkiye-Mısır ilişkilerini olumsuz etkileyen politikaları gözden geçiriyor. Bölgede yeni bir istikrar ve barış ortamının oluşmasıyla birlikte, Türkiye 'Masaya dahil değilsem masayı yıkarım', 'Oyun kuramazsam oyunu bozarım' anlayışını terk etmeye karar verdi. Bu yeni dönemde Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır ile yakınlaşma niyetleri belirginleşti. Özellikle Mısır ile yıllar sonra karşılıklı elçiler atandı ve dışişleri bakanları düzeyinde ziyaretler gerçekleştirildi, bu süreç Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mısır ziyareti ile taçlandırıldı.
15 Şubat 2024

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve bölgeyi insansızlaştırma çabaları devam ediyor. İsrail, Gazze'nin hem kuzeyini hem de güneyini kapsayacak şekilde insansızlaştırmaya çalışıyor ve bu süreçte 2.3 milyon Gazzeliyi Mısır ile Gazze arasındaki Refah Sınır Kapısı'na sıkıştırmayı hedefliyor. İsrail'in HAMAS'ı çökertme ve Gazze'den çekilme planlarından ziyade, Gazze'nin nasıl yönetileceği üzerine odaklandığı ve bölgeyi insansızlaştırma dahil her türlü girişime açık olduğu belirtiliyor. ABD, Katar ve Mısır'ın öncülük ettiği Paris toplantısında hazırlanan ateşkes planı ise İsrail'in Gazze'den tamamen çekilmesini garanti etmeyen bir plan olduğu için kabul edilmiyor.
8 Şubat 2024
İşaretlediklerim