Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), 2024 yılının sanayi öncesi döneme göre 1,55 derece daha sıcak olduğunu ve bu yılın kaydedilen en sıcak yıl olduğunu açıkladı. 2015-2024 yılları arasındaki dönem, tarihin en sıcak 10 yılı olarak kayıtlara geçti. Paris Anlaşması'nın küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefi halen devam etse de, bu hedefe ulaşmanın zor olduğu belirtiliyor. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, liderlerin iklim felaketini önlemek için acilen harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.
10 Ocak 2025

Avrupa Birliği'nin Copernicus uydu izleme sistemi, 2024 yılının kaydedilen en sıcak yıl olduğunu doğruladı. Kasım ayı, 1991-2020 ortalamasının 0,73 derece üzerinde bir sıcaklıkla en sıcak ikinci kasım olarak kaydedildi. Yılbaşından bu yana küresel ortalama sıcaklık anomalisi, 1991-2020 ortalamasının 0,72 derece üzerine çıktı. Copernicus İklim Değişikliği Servisi yetkilileri, bu durumun Paris Anlaşması'nın ihlali anlamına gelmediğini ancak iklim için acil eylem gerektirdiğini belirtti.
9 Aralık 2024

Bakü'de düzenlenen COP29 İklim Zirvesi'nde Dünya Meteoroloji Örgütü, 2024'ün kayıtlardaki en sıcak yıl olma yolunda ilerlediğini açıkladı. Küresel ortalama yüzey hava sıcaklığı, Sanayi Devrimi öncesi ortalamanın 1,54 derece üzerinde. WMO Genel Sekreteri Saulo, iklim krizinin gelecek nesiller için büyük bir problem olduğunu belirtti ve Paris Anlaşması'nın 1,5 derece hedefinin giderek zorlaştığını vurguladı. El Nino'nun etkisiyle kuraklık ve açlık artarken, okyanus ısınması ve buzul kaybı geri döndürülemez seviyelere ulaştı.
11 Kasım 2024

Birleşmiş Milletler Çevre Programı, ülkelerin sera gazı emisyonlarını hızla azaltmaması durumunda Paris Anlaşması'nın 1,5 derece hedefinin birkaç yıl içinde kaybedilebileceği uyarısında bulundu. UNEP'in Emisyon Açığı Raporu, ülkelerin 2030'a kadar emisyonlarını yüzde 42, 2035'e kadar ise yüzde 57 azaltması gerektiğini belirtiyor. Mevcut politikaların devam etmesi durumunda küresel sıcaklık artışının 3,1 dereceye kadar çıkabileceği ve bu senaryonun yüzde 66 gerçekleşme ihtimali olduğu ifade ediliyor. Küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutmak için emisyonların 2030'a kadar yüzde 28, 2035'e kadar yüzde 37 düşmesi gerektiği vurgulanıyor.
24 Ekim 2024

Türkiye, 2030'a kadar sera gazı emisyonlarını %41 azaltmayı ve 2053'te sıfır karbon üretmeyi hedefliyor. Ancak, bugüne kadar atılan adımlar bu hedeflere ulaşmak için yetersiz görünüyor. Türkiye'nin sera gazı emisyonları 2021'de 1990'a göre %157 artarak 564 milyon tona yükseldi. Uzmanlar, Türkiye'nin yenilenebilir enerjiye geçiş yaparak bu fırsatı kaçırmaması gerektiğini vurguluyor.
15 Mayıs 2024

InfluenceMap tarafından hazırlanan yeni bir rapor, dünyanın en büyük petrol, gaz, kömür ve çimento üreticilerinin küresel karbon emisyonlarına büyük katkıda bulunduğunu ortaya koyuyor. 2016'dan 2022'ye kadar, bu 57 şirket ve devlet kuruluşu, fosil yakıt ve çimento CO2 emisyonlarının yüzde 80'ini üretmiş. Paris Anlaşması'ndan bu yana, ulus-devlet üreticileri, devlete ait kuruluşlar ve yatırımcılara ait şirketler sırasıyla emisyonların yüzde 38, yüzde 37 ve yüzde 25'ini oluşturuyor. 1854'ten 2022'ye kadar olan veriler, sanayi devriminden bu yana küresel fosil yakıt ve çimento karbon emisyonlarının yüzde 70'inden fazlasının 78 şirket ve devlet kuruluşuna ait olduğunu gösteriyor.
5 Nisan 2024

10 Avrupa Birliği (AB) ülkesi, 2035 yılına kadar elektrik sistemlerinden fosil yakıtları çıkarma konusunda anlaşmaya vardı. Bu ülkeler, AB'nin elektrik üretim kapasitesinin yüzde 60'tan fazlasını temsil ediyor. Ancak, bazı ülkelerin taahhütleri, fosil yakıtların elektrik sektöründen çıkarılması konusunda yeterince açık olmadığı veya yanlış elektrik üretim teknolojilerine güvendikleri için eleştiriliyor. Uluslararası Enerji Ajansı, Avrupa'nın Paris Anlaşması hedeflerine ulaşabilmesi için 2035'e kadar elektrik sektörlerini karbonsuzlaştırması gerektiğini belirtiyor.
7 Mart 2024

10 Avrupa Birliği (AB) ülkesi, 2035 yılına kadar elektrik sistemlerini fosil yakıtlardan arındırma taahhüdünde bulundu. Bu ülkeler, AB'nin elektrik üretim kapasitesinin yüzde 60'tan fazlasını temsil ediyor. Avusturya, Danimarka, Litvanya, Lüksemburg, Belçika, Fransa, Almanya, Yunanistan, İtalya ve Hollanda'nın verdiği taahhütler, bazı eksiklikler içerse de, fosilsiz elektrik üretimi hedefine yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Uluslararası Enerji Ajansı, Avrupa'nın Paris Anlaşması hedeflerine ulaşabilmesi için 2035'e kadar elektrik sektörlerini karbonsuzlaştırması gerektiğini belirtiyor.
7 Mart 2024

Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri'nin ev sahipliğinde gerçekleşen COP 28 İklim Zirvesi'nde, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği taahhütleri de dahil olmak üzere birçok deklarasyona imza atmadı ve kömürden çıkış taahhüdünde bulunamadı. Bunun yerine, iklim değişikliği kaynaklı afetler için oluşturulan Kayıp Zarar Fonu'ndan yararlanmak istediğini belirtti. Türkiye'nin sera gazı emisyonlarını 2030'a kadar yüzde 30'dan fazla artırmayı öngören iklim hedefi güncellenmediği ve 2053'te net sıfır emisyon hedefine ulaşması gerektiği vurgulandı. Zirvede birçok ülke çeşitli iklim taahhütlerinde bulunurken, Türkiye bu girişimlerin dışında kaldı.
14 Aralık 2023

Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın (UNEP) yayınladığı rapora göre, G20 ülkeleri emisyon azaltma taahhütlerini yerine getirmiyor ve bu durum, yüzyıl sonunda küresel sıcaklık artışının 2,9 dereceye kadar yükselmesine yol açabilir. 2022'de sera gazı emisyonları yüzde 1,2 artarak rekor seviyeye ulaştı. Enerji sektörü en büyük paya sahipken, ABD ve Çin en çok emisyon üreten ülkeler arasında. UNEP, ülkelerin ulusal katkı beyanlarındaki emisyon azaltım hedeflerini güncellemeleri gerektiğini belirtiyor.
25 Kasım 2023

Portekizli gençler, Türkiye dahil 32 ülkeyi iklimle ilgili sorumluluklarını yerine getirmediği gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) dava etti. Davacılar, bu ülkeleri sera gazı emisyonlarını Paris Anlaşması'nın küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırma hedefine ulaşacak kadar azaltmamakla suçluyor. Bu dava, Strasbourg'daki AİHM'e açılan ilk dava olma özelliği taşıyor. Davacılar arasında yaşları 11 ile 24 arasında değişen altı kişi bulunuyor.
27 Eylül 2023

Dünya Meteoroloji Örgütü İklim İzleme Başkanı Omar Baddour, iklim değişikliğinin insanları göçe zorladığını belirtti. Baddour, aşırı doğa olaylarının artışına ve bu olayların insan yaşamına etkilerine dikkat çekti. Akdeniz bölgesi ve Türkiye'deki aşırı sıcaklar ve kuraklığa işaret eden Baddour, 21'inci yüzyılda iklim değişikliğinin Akdeniz bölgesinde yoğunlaşmasının beklendiğini kaydetti. Ayrıca, Akdeniz'deki su seviyesinin gelecek yıllarda daha da yükseleceği ve bu durumun kıyı şeridinde taşkın risklerini artıracağı uyarısında bulundu.
5 Ağustos 2023

Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Ersin Tek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın düzenlediği 'Temiz Kömür Teknolojileri Zirvesi' sırasında protesto gerçekleştirerek 'Havası kirli, parası kirli, neresi temiz' yazılı bir pankart açtı. Güvenlik görevlileri tarafından salondan çıkarılan Tek, kömürün temiz bir enerji kaynağı olmadığını ve Türkiye'nin iklim kriziyle mücadelede kömür kullanımını bırakması gerektiğini belirtti. Türkiye'nin kömür kullanımı konusunda dünya üçüncüsü olduğu ve kömürlü termik santrallerin sağlık masrafları ve erken ölümlere yol açtığı ifade edildi. Greenpeace, Türkiye'nin yeşil ve adil bir enerji dönüşümüne geçiş yapması gerektiğini vurguladı.
24 Nisan 2023

Tema Vakfı, Türkiye'nin çevre ve iklim krizi konularında yetersiz kaldığını ve bu alanlarda acil eylem gerektiğini vurgulayan bir ekosiyaset belgesi yayınladı. Belgede, tarım arazilerinin azalması, ormanlık alanlara verilen zararlar, koruma altına alınması gereken alanların tehlikede olduğu, su kaynaklarının yanlış politikalar nedeniyle tehdit altında olduğu ve enerji politikalarının fosil yakıtlara bağımlılığı artırdığı gibi konulara dikkat çekildi. Vakıf, siyasilere çevre ve iklim adaletini sağlayacak politikalar geliştirmeleri çağrısında bulundu.
19 Nisan 2023

Türkiye, kişi başına düşen su miktarıyla 'su sıkıntısı çeken' bir ülke konumunda ve 2030 yılında bu durumun daha da kötüleşmesi bekleniyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu, Türkiye'nin su fakiri olma yolunda ilerlediğini ve bu durumun göçlere neden olabileceğini belirtiyor. Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede yeterli politikalara sahip olmadığı, uluslararası sözleşmeleri geç onayladığı ve çevre sorunlarının politikacılar tarafından yeterince ciddiye alınmadığı ifade ediliyor. Uyduranoğlu, sera gazı emisyonlarının azaltılmasının gelişmeyi destekleyeceğini ve Türkiye'nin yeşil dönüşümü benimsemesi gerektiğini vurguluyor.
26 Mart 2023
İşaretlediklerim