22 Nisan 2024 Dış Politika · Bölgesel Güvenlik

Erdoğan iktidarının Irak ziyareti, bölgesel dengeler ve emperyalist güçlerle ilişkiler bağlamında önem kazanıyor

Yusuf Karadaş, Erdoğan iktidarının Irak ziyaretinin, İsrail ve İran arasındaki artan gerilimler ışığında daha da önem kazandığını belirtiyor. Türkiye'nin, NATO ile iş birliği yaparak Ortadoğu'da İran'ı dengeleme ve bölgesel rejimlerle ilişkilerini güçlendirme çabaları üzerinde duruluyor. Ayrıca, Rusya ve Çin gibi diğer bölgesel güçlerin bu dengeleme çabalarını boşa çıkarabileceği ve PKK'nin bölgedeki etkisinin göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulanıyor. Erdoğan'ın yaklaşan ABD ziyareti ve NATO zirvesi, bu politikaların geleceği açısından belirleyici olacak.

Benzer haberler

Erdoğan, NATO zirvesi öncesinde ŞİÖ toplantısına katılmayı ve Putin ile yaptığı görüşmeyi ABD-NATO ile pazarlıklarda bir koz olarak kullanmak istiyor. NATO, Karadeniz ve Ortadoğu'daki varlığını artırmak için Türkiye'ye yeni görevler verecek. ABD, Türkiye'nin Suriye ile normalleşmesini istemiyor ve NATO'nun Ukrayna'ya yardımlarını artırması bekleniyor. Erdoğan iktidarının NATO'ya bağlılığı ve Türkiye'nin NATO içindeki önemi vurgulanıyor.
9 Temmuz 2024

Mehmet Ali Güller, Erdoğan’ın Esad’a yönelik mesajının sadece iç politik ihtiyaçlardan değil, bölgesel gelişmelerin dayatmasından kaynaklandığını belirtiyor. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Rusya Devlet Başkanlığı Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrantyev ile yaptığı görüşmede Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesine olumlu yaklaştığını ifade etti. Bölgedeki ABD etkisinin azalması ve Türkiye ile Irak merkezli Kalkınma Yolu projesi gibi faktörler, bu mesajların arkasındaki itici güçler olarak öne çıkıyor.
1 Temmuz 2024

Türkiye'nin dış politika ve güvenlik odaklı çabaları çerçevesinde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Müsteşarı İbrahim Kalın ve Savunma Bakanı Yaşar Güler'in Bağdat ve Erbil'e ziyaretleri gerçekleşti. Bu ziyaretler, özellikle PKK ile mücadele ve Haşd-i Şaabi'nin PKK karşıtı operasyonlara dahil edilmesi konularında Bağdat ve Erbil ile işbirliği yapma amacını taşıyor. Ankara, ayrıca Süleymaniye yönetimini PKK'dan uzaklaştırmak ve bölgedeki İran etkisini sınırlamak istiyor. Bu diplomasi trafiği, Türkiye'nin bölgedeki güvenlik ve dış politika hedeflerine ulaşma çabasını yansıtıyor.
7 Mart 2024

Yusuf Karadaş, Erdoğan iktidarının Suriye ile normalleşme girişimlerinin, Kürtlere karşı işbirliği yapılan günlere geri dönmekten ibaret olduğunu savunuyor. Karadaş, Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığını sürdürme ve cihatçı grupları destekleme politikasının devam ettiğini belirtiyor. Ayrıca, CHP'nin bu politikaya karşı nasıl bir tutum alacağı ve Kürt sorununu barışçıl-demokratik yollarla çözme konusunda açık bir duruş sergileyip sergilemeyeceği sorgulanıyor.
12 Temmuz 2024

Yerel seçimlerin yoğun gündemi arasında, Türk dış politikasında önemli bir ivmelenme dönemi yaşandığı belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türk dış politika yapıcılarının, uluslararası sistemin kaotik durumunu stratejik değerlendirmelerle ele aldığı ve dosyalar arası irtibatları gözettiği ifade ediliyor. Bu süreçte, komşularla olan gerginliklerin yerini ortak çözüm arayışı ve işbirliği alırken, Türkiye'nin yurtdışındaki askeri varlığı güvenlik, istikrar ve ekonomik işbirliği üreten bir konuma getiriliyor. Güvenlik, savunma sanayisi, enerji ve ticaret sektörleri Türkiye'nin dış politika hedeflerine katkı sağlayarak bir 'çarpan etkisi' oluşturuyor.
23 Mart 2024
Daha fazla

Haberde Türkiye'nin dış politikası ve bölgesel güç dengeleri ile ilgili stratejik hamleler ele alınıyor. İran, İsrail, NATO gibi aktörlerle ilişkiler ve bölgesel gerilimler üzerine yapılan değerlendirmeler, olumlu ya da olumsuz somut bir olaya işaret etmiyor, sadece mevcut durumun analizini içeriyor. Bu nedenle haberin doğası tarafsız (neutral) olarak değerlendirilmiştir.

İşaretlediklerim